25 Mayıs 2025 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
gorus@cumhuriyet.com.tr 9 MAYIS 2025 CUMA 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER neden Doğal Bilimlerde sonuçlarla ‘Devlet hukukla yaşar’ sebeplerin, yani (x)’lerle, (y)’lerin yer AV. NAIL GÜRMAN ve kindar gençlik yetiştirin” sloganlarını, Halksız demokrasi değiştirmelerinin Cumhuriyet hukukunun şemsiyesi altında TÜRK HUKUK KURUMU BAŞKANI Bugün, özellikle bizi tüketen, sosyolojik pek görülmemesi, açıklarken, güçlerini sandıktan çıkmış ayrımları temel gerekçe olarak öne çıkarıp, Başat sorun? buna karşılık, Siyasal, ürk Hukuk Kurumu’nun olmalarına dayandırıyorlardı. ana sorunları ve çözümleri gözlerden Toplumsal bilimlerde 32 yıl başkanlığını yapan, Oysa, sandık bu anlayışa, hukuku ürkiye’de insanlar, sebeplerle sonuçların sık sık uzaklaştırarak, Cumhuriyetin hukuk yaşadıkları TCumhuriyet şehidimiz Prof. ve yasaları çiğneme görev ve yer değiştirmesidir. (Klasik devrimini görmezden gelerek, çağdaş ve Tsorunlarla siyasal Dr. Muammer Aksoy, bundan yetkisi vermemişti! Demokratik örnek, “Eğitim düzeyi mi uygar bir toplum yerine, sorgulamayan, iktidar arasındaki ilişkiyi 62 yıl önce 18 şubat 1963 hak ve özgürlükler, onu yok etme siyasal iktidarları belirler, eğitimsiz bir ülke yaratılmaya çalışılıyor. kuramadıkları için, siyasal iktidarlar mı eğitim tarihli Cumhuriyet gazetesinde özgürlüğünü hiçbir kimseye seçmenler, Demokrasi Vicdanın temsilcisi, hukuktur. Hukukun düzeyini belirler” sorusunun yayımlanan yazısında ve “Devlet tanımaz! yerine Demagoji ile aldatılır temsilcisi yargıdır ve bağımsız yargı, hakkın zaman içinde farklı yanıtlara Hukukla Yaşar” (Cumhuriyet Özellikle 22.04.1983’te 2820 ve sömürülürler. ve hukukun temsilcisidir. sahip olmasıdır.) HHH Kitapları) adlı kitabında diyordu sayılı Seçim Yasası’nda ANAP Demokrasi olmadan hukuk devleti HHH Doğal bilimler ile Siyasal, ki “..sınırsız olan bir hâkimiyet lideri Turgut Özal, ulusal olmuyor. Hukuk devleti olmadan ekonomik İşte bu farklılıklardan Sosyal ve İnsani Bilimlerin -kime ait olursa olsun ve kimin egemenliğin simgesi TBMM’de kalkınma olmuyor, özgürlük olmuyor kim bilimsel yöntemleri aynı dolayı ülkemizdeki tarafından kullanılırsa kullanılsın- ulusal iradeyi oluşturan mantığa bağlıdır: olursanız olun “halkın iradesi” yönetime sorunların sebeplerinin istibdat ve tahakküme (zulme) milletvekillerinin seçimini Her iki bilim kümesi neler olduğu da tam katılacaktır. Halksız demokrasi, haksız ve götürür. Mutlak olan her güç, de “Hangi olaylar, hangi doğrudan parti genel başkanları görülememekte, iktidar hukuksuz bir demokrasidir. sebepler hangi olayları, hürriyetin ve dolayısıyla insan ve merkez organlarının yetkisine veren ile sorunlar arasındaki Ve demokrasi muhalefettir. Bütün hangi sonuçları yaratır” diye mutluluğunun (kişi huzurunun) düşmanıdır. fonksiyonel ilişki uygulamayı kabul edince, TBMM’nin rejimlerde iktidar vardır ama muhalefet araştırır. (...) Yüzde 51’in istibdadına, demokrasi anlaşılamamakta, insanlar oluşumu “tek adamın” mutlak iradesine terk yalnızca demokraside yaşar. Muhalefet Her iki bilim kümesi politikacılar tarafından denilemez... Evet, gerçek demokrasi, ulusun edilmiştir. Bu yöntem “atayanda üstünlük, için de yöntemi belirleyici yoksa demokrasi yoktur! kolayca aldatılmaktadır. egemenliğini bile hukuk prensipleri içinde atananda itaat ve bağımlılık” duygusu ile formül ya da denklem Ülkemizin temel sorunları tanır. Demokrasi ‘itidal’ ve ‘denge’ rejimidir. y=f(x)’dir. Anayasal görev kurulan bir “Meclis” yaratmıştır. Her ne son zamanlarda, 1) Ekonomi, Yani Y harfi ile gösterilen ‘mutlak olma’ ve ‘demokrasi’ (hukuk devleti), kadar bazı muhalefet partileri uygulamanın Anayasamızın “kişi hürriyeti ve 2) Adalet, 3) Doğal felaket, olay ya da olaylar, X harfi birbiriyle bağdaşamayan kavramlardır. güvenliği” ile ilgili 19. maddesinin dördüncü kısmen de olsa dışında kalsalar da mutlak 4) Yolsuzluk, 5) Terör, 6) ile gösterilen sebep ya da (...) Çünkü bir tek kişiye karşı haksızlık fıkrasında, “suçluluğu hakkında kuvvetli güç iktidarda toplanmıştır. Yasaklar, 7) Eğitim, 8) Dış sebeplerin sonucudur. yapılabiliyorsa, herkese karşı haksızlık belirtiler bulunan kişilerin...” yargıç HHH politika gibi sıralanmış. (Bu Ulusun egemenliği çiğnendi! yapılabilecek demektir. Bu ise vatandaşta kararıyla tutuklanacağı düzenlenmiştir. Peki Doğal Bilimler ile sıralamanın zamana ve güven duygusunu yok eder ve onu “Egemenlik ulusundur” ilkesi kasten ve Siyasal, Sosyal ve İnsani gruplara göre değiştiğini de Ceza Muhakemesi Kanunu’nun tutuklama Bilimler aynı yöntemleri huzursuzluk denizine atar. Huzursuzluk, hile ile çiğnenmiştir!.. Çiğnenen sadece belirtelim.) nedenleri ile ilgili, 100/2-a fıkrası, “şüpheli/ kullanıyorlarsa, neden hürriyetsizlikten bile daha azap vericidir. Peki ülkemizin temel ulusun egemenliği değildi. Cumhuriyet ve sanığın kaçması şüphesinin bulunması Doğal Bilimler daha kesin sorunu, başat çelişkisi ne? ‘Hukuk devletinin bütün ilkelerine demokrasinin hukuku, hukukun üstünlüğü halinde” tutuklanacağını öngörmüştür. ve net sonuçlara ulaşıyor Bütün bu sorunların tam saygı gösterilmeyen bir ülkede, ve güncellersek; anayasaydı, Anayasa Tutuksuz görülmesi gereken davaya da Siyasal Sosyal ve sebebi ne? insanlar vatandaşlık payesine ulaşmış Mahkemesi’ydi, Yargıtay’dı, Avrupa İnsan bakacak mahkemenin, Avrupa İnsan Hakları İnsani Bilimler (Siyaset, 1) Bir türlü sayılamazlar; onlar köle değillerse ancak Hakları Mahkemesi’ydi ve sonuç olarak Toplum ve İnsan Bilimleri) Sözleşmesi’nin altıncı; anayasamızın 36. kurtulamadığımız hem çok kesin olmayan teba sayılabilirler’ demekle, abartma hukuk idi. maddesinde öngörülen adil yargılanma azgelişmişlik; iktidarın hem de zaman zaman yapmadığımıza inanıyoruz. Bugün Evet; bugün de hâlâ “hukuk devleti hakkına uygun bir karar vermesi devletin hâlâ bir önceki üretim değişen sonuçlara ulaşıp, Türkiye’mizde rejim bakımından çözülmesi güvencesini” demokrasimizin temeline temel niteliğindeki adalete inanan biçiminin yani Din-Tarım belirsizlikler yaratıyor? gereken en önemli sorunun ‘hukuk devleti yerleştirmek uğraşımız sürmektedir. kamuoyunun beklentisidir. Toplumu’nun kalıntıları, Bunun ilk nedeni, ilkelerini korumak’ olduğu kanısındayız...” Anayasamız var, anayasal bir devlet değiliz; Ayrıca; kişi ya da tüzel kişilerin taşınır doğanın adeta sabit gibi sınıfları ve değerleriyle demokrasimiz var, içinde halkın iradesi yok. görünen niteliği, yani çok toplumu biçimlendirmeye ve taşınmaz mallarına kesinleşmiş mahkeme Cumhuriyet imkânıyla yavaş ve gözlenebilir bir yönetmeye çalışması. O kadar ki, Atatürk’ü de dahil ederek “... kararı olmaksızın -gerekirse tedbir yerine- el biçimde değişmesi, buna 2) Bu azgelişmişliğin Cumhuriyete karşı Saiti Nursi son iki yüzyılın gelmiş geçmiş konması, kayyum atanması anayasamıza ve karşılık, toplumun çok hızlı sonucu olarak kurulan ve 1946’da demokrasiye geçişin ilk en büyük dehasıdır” diyebilen siyasiler yasalarımıza aykırıdır. değişmesidir. onu devam ettiren ama durağı olan genel seçimde, “açık oy, gizli boy gösterebilmişti. (Cengiz ÇANDAR, Sonuç olarak ulusun ekonomik, sosyolojik İkinci neden, Doğal ülkenin sorunlarını çözmeye tasnif(!)”usulü geçerli idi. Ancak bu kadarlık 1993, Şura Salonu, Ankara) Bilimin henüz ve siyasi sorunlarının çözümü, devletinin Bilimlerde (x) dediğimiz uygun olmayan, 16 Nisan bir demokrasiyi becerebilmiştik! kanıtlamadığı “ırk ayrımcılığını” esas alarak sebeplerin yani bağımsız eksikliklerimi araştırma ve saptama görevi 2017’de empoze edilen değişkenlerin de neredeyse TBMM’de, “Egemenlik kayıtsız şartsız siyasi gündemi değiştirebiliyorlardı. demokrasinin vazgeçilmez unsurları olan “Şahsım Devleti Rejimi” sabit gibi olmaları ve milletindir” yazısı altında; 1950’lerde Oysa sorun, insan haklarına saygılı, siyasi partilerimizin, anayasal görev ve (Cumhurbaşkanlığı Hükümet gözlenebilir nitelik halkın oyu ile iktidar sahibi olanlar, “Siz hukukun üstünlüğünü tanıyan, laik ve sorumluluğudur! Sistemi.) taşımaları, buna karşılık isterseniz hilafeti de getirebilirsiniz”; sosyal devlet anlayışı ve İnsan Hakları Ve “çoğunluğun yanlışı, bir kişinin 3) Bu Rejimi kuran ve Siyasal, Sosyal Bilimlerde, 1980’lerde, “Anayasayı bir defa delmekle Evrensel Beyannamesi’ndeki hak ve sürdüren, sorunları çözmek doğrusundan daha doğrudur.” Bilinmelidir sebeplerin çok fazla sayıda yerine ağırlaştıran ve yeni bir şey olmaz”; 1990’larda “Kanlı da olur özgürlüklerin tüm vatandaşlara eşit olarak ve farklı nitelikte olmaları ki “devlet hukukla yaşar.” Sesimizi duyuyor ve kolay gözlenebilip sorunlar yaratan Erdoğan/ kansız da” ve nihayet 2010’larda “Dindar tanınması ile çözülecektir. musunuz? ölçülememeleridir. AKP-Bahçeli/MHP-HÜDA Üçüncü neden, Doğal PAR iktidarı. Bilimlerde gerçeği anlamak Dolayısıyla çözüm açık: için, deney yapma 1) Azgelişmişlikten olanaklarının olması, buna Eğitim politikamızın yönü kurtulmak. karşılık Siyasal ve Toplumsal 2) Azgelişmişlikten Bilimlerde ve hatta İnsani sorgulama becerisi kazandırmaktadır. kurtulmak için, onu PROF. DR. ESERGÜL BALCI Bilimlerin bazı alanlarında Bu ülkelerin ortak noktası; eğitimi, bilim, besleyen bu rejimi ve bu deney yapmanın çok zor EĞİTİM POLİTİKASI UZMANI teknoloji ve eleştirel düşünme ekseninde iktidarı değiştirmek. veya bazı hallerde olanaksız yapılandırmalarıdır. Böylece bireyler, sadece birinci basamak ihtiyacını karşılayamayan HHH olmasıdır. (Örneğin ihtilal nsan aklın sınırlarını zorlamadıkça, mevcut bilgiyi tüketen değil, aynı zamanda öğrenciden, zaten yaratıcı düşünmeyi, aklın Ekrem İmamoğlu’nun deneyi yapamazsın. Bu hiçbir şeye ulaşamaz” A. Einstein sınırlarını zorlamayı beklemek imkânsızdır. eski adıyla Twitter, yeni yeni bilgi üreten, teknolojik ve entelektüel nedenle Siyasal ve Sosyal “İ Eğitim, bir toplumun geleceğini Bu durum yalnızca bireysel gelişimi değil, adıyla X hesabına getirilen anlamda katkı sağlayan yaratıcı kişiler Bilimlerin laboratuvarı belirleyen en temel unsurdur. Bu da daha ülkenin bilimsel ve teknolojik ilerlemesini de yasak da bu Başat durumuna gelmektedir. Tarihtir) anne karnında iken başlar. Bireyin düşünme, sekteye uğratmakta, çağından koparmaktadır. Dördüncü ve son bir Sorun’un bir sonucudur. sorgulama ve üretme becerilerini geliştiren Bilim yerine din Oysa çağdaş toplumlar, bireyin eleştirel çağdaş eğitim sistemleri, bilimsel bilgiye ve akıl yürütme kapasitesine yaptığı yatırımla Din ağırlıklı müfredatın yansımaları, eleştirel akla dayalı bir gelecek inşa ederken; ilerlemekte ve küresel rekabette avantaj Türkiye’deki öğretmen atama kontenjanlarında dogmatik, ezbere dayalı eğitim sistemleri, kazanmaktadır. sistematik olarak gözler önüne seriliyor. bireyi edilgen, sorgulamayan ve üretmeyen Matematik, fizik, kimya ve biyoloji gibi temel Cumhuriyet ilkeleri bir yapıya hapseder. Günümüz Türkiye’sinde Çağdaş eğitim reformu gerekli bilimlerde öğretmen alımları sınırlıyken din din ağırlıklı eğitim politikalarının çağdaş ve aydınlanma Türkiye’nin eğitim politikaları, din ağırlıklı kültürü öğretmenleri için ayrılan kontenjanın eğitim yaklaşımlarından nasıl uzaklaştığını müfredat yapısından uzaklaşıp; bilimsel ezici üstünlüğü dikkat çekiyor. Bu durum, devrimlerinin çarpıcı bir şekilde ve içimiz acıyarak görmekte, düşünceyi, teknolojik gelişimi ve eleştirel Türkiye’de eğitim politikasının yönünü, yaşamaktayız. Yani ülkemizde insan aklını yılmaz savunucusu düşünmeyi merkeze alan çağdaş bir eğitim bilimden ziyade ideolojik-dini bir eksene zorlamak bir yana, var olanı bile kullanmaktan reformuna yönelmelidir. Öğretmen atama olarak görevini çevirdiğini açıkça göstermektedir. uzaklaştıran bir eğitim sistemi uygulamasına politikalarında temel bilimler ve felsefe Özellikle “din kültürü ve ahlak bilgisi” yönelinmesi söz konusu. sürdüren gazeteniz gibi alanlara daha fazla önem verilmesi, derslerinin zorunlu olması, buna karşılık müfredatta evrim teorisi, algoritmik düşünme, Cumhuriyet, evrim teorisinin müfredattan çıkarılması, Eleştirel düşünce merkezde karbon ayak izi bilinci gibi çağdaş konulara yer algoritma ve yapay zekâ gibi çağdaş konuların 100. yaşında. Günümüzde eğitim, yalnızca bilgi verilmesi, gerekliliğin ötesinde zorunluluktur. eksikliği, Türkiye’de bireyin eleştirel düşünme aktarmakla kalmaz; öğrencinin eleştirel Aksi durumda, bireylerin düşünme kapasiteleri Cumhuriyet’in becerisinin gelişimini engelleyen ciddi yapısal düşünme, problem çözme, yaratıcı sınırlı kalacak, Türkiye bilim ve teknoloji sorunlara işaret etmektedir. Bu tür bir eğitim düşünme ve bilimsel yöntemlerle dünyayı yarışında geri planda kalmaya devam kuruluşundan sistemi, bireyi sorgulamak yerine itaat anlamlandırma becerilerini geliştirmeyi edecektir. Descartes’ın dediği gibi, var olmanın bu güne kadar etmeye yönlendirir ve bilimsel üretkenliği hedefler. Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) yolu düşünmekten, Einstein’in dediği gibi baskılar. Zaten hedef de biat eden bireyler STEM (Science, Technology, Engineering, aklın sınırlarını zorlamaktan geçer; tüm süregelen yetiştirmektir. Bu yolda kaldırım taşları Mathematics) odaklı eğitim politikaları, bunların yolu ise bilimsel ve özgür bir eğitim 100 yıllık tarihi döşenmektedir. öğrencileri 21. yüzyılın teknolojik ve bilimsel sisteminden. Descartes “Düşünüyorum, öyleyse varım” dünyasına hazırlamak için tasarlanmıştır. Eğitim politikalarımız düşünmeyi öğretme bu kitapta... ilkesi ile düşünmenin bir varoluş kanıtı olduğu Çin, ilkokul seviyesinde kodlama ve yapay yönünde oluşturulabilirse, bu kısır çağdışı fikrini merkeze almış ve eğitimin hedefinin de zekâ eğitimi verirken Almanya, mesleki döngüden kurtulup çağdaş ülkelerin İnceleme düşünmeyi teşvik etmek olması gerektiğini eğitim reformları ile sanayi 4.0 sürecine yaptığı gibi düne ve geçmişe değil, geleceğe 13,5x24 264 sayfa vurgulamıştır. Ancak Türkiye’deki mevcut öncülük etmektedir. Kuzey Avrupa ülkeleri, bakabiliriz. Bu da ancak felsefe, mantık, sistem, öğrenciyi düşünmeye değil, ezbere ve özellikle Finlandiya, eleştirel düşünceyi biyoloji, sanat-spor eğitimi gibi pozitif sorgusuz kabule yönlendirmektedir. Okula aç eğitim sisteminin merkezine yerleştirerek, bilimlere yönelerek olur. Din kültürü ve ahlak giden Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisindeki çocuklara daha küçük yaşlardan itibaren felsefi derslerine yönelmekten değil. İnsan ve yurttaş: İmparatorluk’tan Cumhuriyet’e miras Onlar, Cumhuriyet’in Eğitim Devrimi’nin Eğitimin eseridir bu! Ama eğitim, her özünü oluşturan “?kri hür, vicdanı hür, kalan eğitim, hem nicel hem de nitel şeyden önce ulusaldır. Bu kitap, bu can yönden perişan durumdaydı. Devralınan irfanı hür” kuşaklar yetiştirme atılımının alıcı konuda, sorunların altını bir kez özverili, çalışkan yıldızları… Onlar bir eğitimin her kademesinde okullaşma daha çizerken, kimi çözüm yolları da oranı çok düşüktü. Eğitimin temel unsuru toplumun kurtuluşunun nitelikli ve öneriyor ve aydınlığa inananların bilimsel bir eğitimden geçtiğini olan öğretmenin sayısı çok azdı, onların karanlığa karşı mücadelesine katılıyor. da çoğu gerçek anlamda öğretmen özümsemiş, çabalarıyla yolumuzu aydınlatan öncüleri… Eğitimimiz, onu olarak yetişip seçilmiş değildi. Okulların ?ziksel olanakları çok çok kötüydü. yıllardır dinselleştirmeye, özelleştirme- Ktap okuduğunuzu blyoruz. Eğitime ayrılan ödenek çok yetersizdi. ye çalışan karşıdevrimcilere karşın Eğitimde dinsel-dünyevi ikilemi yıkılmadıysa, bunu, temelini sağlam sürmekteydi. atan bu kadrolara borçluyuz. 13,5x23 – 263 sayfa – İnceleme 13,5x20,5 – 217 sayfa – İnceleme 16x24 – 349 sayfa – İnceleme
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle