Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 17 MART 2025 PAZARTESİ YORUM/İNCELEME
BİR DEVLETİN İSTİNAT ETTİĞİ ESASLAR “İSTİKLALİ TAM” VE “KAYITSIZ ŞARTSIZ”
Celal Sururi
Atatürk diyor ki:
“HÂKİMİYETİ MİLLİYE” DEN İBARETTİR.
eçen hafta söz vermiştim.
Komedinin usta ismi Celal
GSururi’nin “üçleme takıntısı”nı
Otel’de kalıyorduk. Bütün yaşamımız onlarca kötü şaka yaptım ona. Yıllar
anlatacaktım. Celal abinin bir huyu
sonra artık hepimiz orta yaşı geçtik.
Umur Bugay otel ve tiyatro arasında geçer olmuştu.
vardır; evden çıkarken sokaktaki
Oda arkadaşım Umur Bugay’dı. Bir hafta bizim evde, bir hafta Umur’un
üç çınar ağacına üçer kere vuruyor.
968 yılıydı. Gülriz Sururi-Engin
Ali abi, “Görmedim Celal Bey” evinde, bir hafta Kandemir’de, bir
Onu nasıl anlatacağımı bilemiyorum.
Kadıköy’den Beyoğlu’ndaki tiyatroya
diyor. Celal abi vapura biniyor, 1Cezzar Tiyatrosu’ndan üç kişi
Çünkü Umur’dan di’li geçmişle söz hafta Perran’ların evinde toplanıp
geliyorlar. Celal abi kardeşi
ayrıldık. Tuncel Kurtiz, Aydın Engin,
Kadıköy’e dönüyor, üç ağaca üçer eski günleri yad ediyorduk. Yazlığı
etmek zoruma gidiyor. Çok özel bir
Ali Sururi’yi kenara çekiyor: “Ali ben
kere vuruyor ve tekrar tiyatroya ben. Aydın Devri Süleyman diye bir
adamdı. Kafasını Süleyman Demirel Kınalıada’ydı. Bir gün denize girdi
evden çıkınca ağaçlara üçer kere
oyun yazdı. Tuncer Necmioğlu ve
dönüyor. Tatlının tatlısı bir aktör bir ve çıkmadı. Karaya vurmuş haliyle
gibi kazıtmıştı ve o rolü oynuyordu.
vurdum mu?” diye soruyor.
ağabeydi. Umur Bugay da bize katılınca beş
Çok sempatikti ve zekiydi. Üç ay oda karşılaşıldı. İşte o gün sadece Umur
ortak Halk Oyuncuları topluluğunu
gitmemişti, bütün güzel anılarımız
arkadaşlığı yaptık. Ona muzırlıklar
kurduk. Ankara’da ilk oyunumuz
yapardım. Küçük şeylerden korkardı. da tıpkı boğulan gözyaşlarım gibiydi.
gencin sesi. Hüsnü ve o genç yakın
yasaklandı. Biz de oyunun adını Devri
Umur çok iyi bir yazardı ve çok büyük
Makyaj kalemine misina bağlardım
zeki-Hüsnü
dost oluyorlar. Birlikte İtalya seyahati,
Küheylan yaparak oynadık. O da
ve tam elini kaleme attığında kalem bir dosttu. Buraya sığmaz onunla
geziler, yakın bir dostluk. Genç şarkıcı
azı rastlantılar insanın hayatını yasaklandı. Danıştay’a başvurduk.
ilgili anlatacaklarım. Bir güzel adamı
yürürdü. Çığlık atardı. Elbise dolabına
İstanbul Radyosu sınavını da kazanıyor
Bdeğiştirir. Şimdi anlatacağım
Karar olumlu çıktı ve oyunumuzu
bir gün Danyal Topatan’ı sakladım. daha yolcu etmenin üzüntüsü hep
ve o sıralar hep canlı yayın var. Devrin
hikâye tam da böyledir. Yıl 1950’lerin Danıştay Kararıyla Devri Süleyman
içimdedir. Ne kadar güzel ve ne kadar
(Çok korkunç yüz mimikli sinema
başı. Beyoğlu Mis Sokak. İstanbul’un ünlü sanatçısı Perihan Altındağ Sözeri
olarak oynamaya başladık. Ankara
oyuncusuydu.) Umur ceketini almak güldüğümüz günler geçirmiştik onunla.
tanınmış ailelerinden birinin oğlu olan o gün hastalanıyor. Şükrü Tunar diyor Küçük Meydan Sahnesi’ni kiraladık.
için dolabın kapısını açtığında Danyal’ı Artık yok. Evinin duvarında armağan
Hüsnü Tatari bir kahvehanede çay ki: “Bir genç var, benim bestemi de Sinema gibi, haftada 17 temsil
görmüştü. Eski bir oyundan kalma ettiğim yapmış olduğum resmim
içerken yoldan elinde küçük köpeği ve oynamaya başladık. Hiç yer yoktu
okudu. Onu çağıralım.” O genç geliyor. tabut vardı kuliste. Onun içine yine duruyor ve o, bunu göremiyor artık.
koltuğunun altında nota kâğıtlarıyla bir salonda. Biletlerimiz hemen bitiyordu.
İlk radyo canlı yayını. Dinleyenler Danyal’ı koyduk bir gün. Umur odaya Ben de onu göremiyorum. Hayat böyle
genç geçiyor. Hüsnü gence yaklaşarak Her gün altı dokuz, çarşamba,
girdiğinde tabutun kapağı oynadı, bir şey işte. Doğuyoruz, yaşıyoruz,
bu sese hayran kalıyorlar. Bazen
“Köpeğinizi sevebilir miyim?” diyor. cumartesi, pazar üç, altı, dokuz
açıldı ve beyaz beze sarılı Danyal çıktı. gidiyoruz. O aradaki süreyi hep yararlı
rastlantılar insan hayatında işte bu
Konuşmaya başlıyorlar. Genç henüz oynuyorduk. Dışkapı semtinde Turist
Umur tiyatrodan kaçtı. Buna benzer olarak yaşadı. Ne kadar iyi bir insandı.
kadar önemlidir. Ama her zaman değil.
19-20 yaşlarında. Güzel Sanatlar
Bazen... Şansı açılıyor gencin ve çok
Akademisi öğrencisi olduğunu, müzik
çok ama çok ilerliyor. Adı artık gazino
dersleri aldığını söylüyor. Notre
neonlarının en başındadır. Ayrıca diğer
Dame de Sion Kız Lisesi’nin hemen Ben de karavanı gönderdim. Sevinç sevdiklerimdendir. Devlet Senfoni’den
sanatçılardan en az on kat büyük
Karavanım
arkasındaki sokakta oturuyormuş.
aylarca onun içinde evcilik oynadı emekli oldu ve her an Mustafa ile
yazılmaktadır. Eğer o gün o sokaktan
Hüsnü, “Ben sizi bırakayım” diyerek az
durdu. Sonra büyüdü. Bizim okulun birlikte. İkisinin de evleri Şile’de. Harika
eksenli yılların başıydı. Bir film
o genç geçmeseydi, Hüsnü Tatari
ötede park etmiş olan arabasına alıyor
tiyatro bölümünü kazandı. Pekiyi ile bir ortamda yaşıyorlar. Eğer bir aksilik
Syapım şirketi kurdum. O zamanlar
onu görmeseydi belki o genç yine
genci. Yolda konuşuyorlar. Devrin en
mezun oldu ve üne kavuştu. Çok iyi olmazsa mayıs sonu ya da haziranda
henüz karavan bilinmiyordu. Kendime
ünlü olacaktı, orasını bilemeyiz ama
büyük bestecilerinden ve klarnet üstadı
bir oyuncudur. Ana baba mesleğini bir gezi yapalım diyoruz. Karavanda
Adapazarı’nda bir karavan yaptırdım.
Zeki Müren olur muydu bilemeyiz. Bu
Şükrü Tunar’ı tanıyor Hüsnü. Eve
en iyi yapanlardan oldu. Aradan yıllar yapamazsak bir otele gideriz. Ama
Bir gün Altan abi (Erbulak) küçük
hikâyeyi başka yerde bulamazsınız.
giriyorlar. Hüsnü Şükrü Bey’e telefon
geçti. Yıl oldu 2021. Mustafa’ya karavan hayatı da ilgi çekici olsa gerek.
kızı Sevinç’le bana geldi. Karavan
Bana birinci ağızdan Ateşböceği
ediyor. “Gelin bana” diyor Şükrü Tunar.
(Alabora) dedim ki: “Bir karavan Hayatını bununla geçirenler var. Bizim
evin bahçesinde park etmiş duruyor.
Ercan anlattı. Ona da Hüsnü Tatari ve
Gidiyorlar Tunar’ın evine. Sesine
Sevinç bindi içine, bir daha inmedi. kiralayıp Ege kıyılarını dolaşalım, Volkan Konak (en sevdiğim özel
Şükrü Tunar anlatmışlar. Rastlantılar
hayran kalıyor üstat. “Yeni bir beste
Altan abi sonra beni aradı. Sevinç’in seninle.” “Orhan’ı da alalım o kullansın” müzik adamı) yaşamının büyük kısmını
bazen böyle sonuçlar getirebilir. Ama
yaptım, sen bunu plağa oku” diyor.
karavan diye tutturduğunu söyledi. dedi. Orhan Topçuoğlu benim en karavanda geçirdi.
Yeşilköy plak fabrikasında şarkı plağa hayat salt rastlantılara bırakılamayacak
okunuyor. Bir anda bomba gibi patlıyor kadar ciddidir.
(3)
Bu iktisat bize nerelerden geldi?
kazananlar kişisel üretimleri ile sonra Almanya’nın patronluğunda yapmaya koyuldu. Emek gelirleri
tüketimlerini denkleştirdiklerinden, girdiği acayip cenderede bir mıhlandı, yerinde saymaya koyuldu.
“modern Yunan trajedisi” Fiyatlar hız keserek artmaya devam
onların menkul değer stoklarından
(“varlıklarından”) dış açık için bir yaşamaya hüküm giydi. Adalarını etti. Şu berraklaştı: Fiyatlar toplumsal
sınıflar arasında tarafsız değildir.
şey ayrılmaz. Açık için ayrılan, satmaya razı edilmişti! Bu “reel”
üretimi (geliri) ile tüketimini tablodur. Esas olan budur.
karşılayamayanların menkul değer Kısaca, işin iki tarafı var. Birincisi, Fiyatların tarafsızlığı temel olarak
stokudur (“varlıkları”dır). (19. yüzyıl “cari” ödeme yükümlülüğü. Açıkları okutulan iktisat kitaplarının bir temel
evam ediyoruz. Son iki yazının
ortalarından beri) devam eden emek ödeyecek ve ödedikçe “efsanesi”dir. O kadar. Tarafsızlık
çerçevesini yavaş yavaş
açık Türk milletinin (“varlıkları”nın) emekçileşeceksiniz. İkincisi, futbolda olur, iktisat âleminde olmaz,
Ddolduralım. Başlıkları kalın
harcanmasıyla kapatıla gelmiştir. “varlıkları” dünya sermayesine olamaz.
harflerle yazalım. İktisatçı olmayan
“Varlıkları” bitmiş olan ülkelerde devretme yükümlülüğü. Para
okurları ürkütmemeye çalışalım.
yalnız işçilik bulunmuş olur! istiyorsanız, devredeceksiniz. zilyetlik
İktisatçıları da.
Gerçekten, “Büyük Savaş”a (1. Devretmezseniz, siz bilirsiniz!
Sebat sahibi, titiz araştırmacı Meriç
Dünya Savaşı) kadar Türklerin Bunlar ekonominin “reel”
Köyatası geçenlerde yine doğruyu
n eredeyiz? 1
durumu yalnız işçilikten ibaretti!” tablosu üzerinden okunacak
gösteren bir yazı yazdı: “Kişi başı
Diyebilirim ki Cumhuriyet tarihinin
Kısaca, ulus, ekonomisinin işleyişini olan “bölüşüm” için temel
milli gelir bilmecesi”. Fiyat artışı
bambaşka bir bakış ve kavrayış
dünya piyasasına terk ettikten bilgilerdir. Bölüşümü merak eden
(enflasyon) hesapları karmakarışık
kapasitesine sahip olan İktisat Vekili
sonra gitgide açık verir ve oluşan okur, düşünür. Merak etmeyen
hale gelince milli (ulusal) gelir
(Bakanı) Mustafa Şeref Bey (Özkan)
ve süren dış açıkla “varlıkları”nı ilgilenmez, başka şeylere bakar.
nasıl ölçülebilir olmaktan çıkıyor?
aradan geçmiş bir yüz yıl sonra,
gitgide dünyaya aktarır, terk eder.
Köyatası bunu gösteriyor, belgeliyor.
bize bugün nerede olduğumuzu
Açıkları ise fiilen emeğinin karşılığı Tarafsız hakem efsanesi
Söylüyor, ekonominin bu hali içinde
anlayabileceğimiz bilgiyi veriyor.
ile geçinmeye çalışanlar öder.
Futbol başta olmak üzere, spor birbiriyle uyumu kalmamış bir fiyatlar
Mustafa Şeref Bey 1930 Eylül ayı ile
Mustafa Şeref Bey o tarihlerde
dallarında bir “hakemin tarafsızlığı” kargaşasıdır. Şunu görmeliyiz, diyor:
Mustafa S¸eref O¨zkan
1932 Eylül’ü arasında görevdedir.
dünya iktisatçılarınca düşünülmemiş
curcunası var. Kaynatıldıkça Bu fiyatların ne TL ile ne de dolarla
1931 Temmuz ayında TBMM’de,
bir “akım-stok” (stock-flow)
ödenme “güvencesi”ni vermekle popüler hale geliyor. Buna bir gerçeklik bağı vardır! Böyle
bugün dikkatimizi üzerinde
analizi yapıyor. Ekonomide
başladı. Dünya sermayesinden giremeyiz. Ama iktisatçıya kendi ise aralarında da birbirine orantılı
toplamaktan kaçınamayacağımız bir
“Osmanlılaşma”nın “olmazsa
“olur” almak üzere ona bir çeşit dünyasında sorular yaratacak bir bir bağ (“göreli fiyatlar” bağı) yok
analiz yapıyor. İki noktayı vurguluyor.
olmaz”ını anlatıyor. “Neredeyiz?”i
“kapora” sayılacak “önlemler paketi” yanı var. Temel soru şu: Acaba oluyor! Çarpıcı gözlem: Fiyatların bu
Bugünün sözcükleriyle kısaltıp
gösteriyor.
sundu. Elbette emek ödeyecekti. fiyatlar tarafsız mıdır? Tarafsız kargaşası bizi gelirlerimiz hakkında
bakalım.
Pakette memurların sabah-akşam fiyat olur mu? Hele ilkel sermaye doğru bilgiden yoksun kılıyor. Ulusal
“Eğer bir ulus üretimde geri ve
n eredeyiz? 2
servislerinin kaldırılması, devlet birikimine tutunmuş ve bir yandan gelir toplam olarak ve kişi başına ne
teknikte ilerlememiş ise o ülkenin dış
Şimdi deflasyon ekibinin yürüttüğü okullarının sabununa sınır getirilmesi da dolarizasyona kendini vermiş olan kadardır, bilmiyoruz!
‘denge’ sorununu dünya piyasasının
ekonomideyiz. Ekonomide bir “reel” gibi, ekonomik “kıymeti harbiyesi” bir kapitalist ekonomide tarafsız fiyat Fakat kapitalizmin bu
düzenlemesine terk etmek, o ülkenin
tablo, bir de ana akım iktisatçılarının olmayan, fakat ödemeyi emeğin olur mu? ekonomisinde bildiğimiz,
yıkılışına göz yummaktır. Ülke her
“parasal muhabbet” tablosu var. yapacağını hiç anlamayanın bile Son beş yıldır enflasyon ile gördüğümüz, bunu sermaye-siyaset
yıl dış açığını milletin asırlardan
“Reel” tabloyu okursak sürekliliğe anlayacağı birçok şey vardı. Şu deflasyon “yapışık kardeşler” ittifakının kazançları ile işlettiğine,
beri toplayıp biriktirdiği menkul
demir atmış dış açığın sermayenin görüldü: Dünya sermayesinin bu gibi özelliğiyle fiyatları koşturuyorlar. yürüttüğüne tanık olduğumuz üç
değerlerle ödemek zorunda kalır.
açığı olduğunu, bunu emeğin “ödeme paketleri”ne karnı toktur. Önce hızlı, sonra yavaş. 2021’den fiyat var. Bu fiyatları tüm medya
Açık yıllarla sürerse, ülkedeki değerli
ödediğini ve bununla ekonominin İktisatçı deyişiyle, “local”ların (yerli başlatılan “görkemli enflasyon” kanalları Mısır’daki sağır sultanın
eşyadan başlayarak sonunda
dünya sermayesine sürekli “cari” halk) bir “austerity”ye (“ekonomik senaryosunda fiyatlar önce duyacağı şekilde açıklarlar. “Parasal
ülkenin demiryollarının, bankalarının,
kaynak aktarıldığını görürüz. cendere”ye) alınmasına “evet”, ama coşuverdi. Sermaye kazançları (kâr, muhabbet” yapan meslektaşlarımız
ticari ve sınai teşebbüslerinin,
Önce bunu çıplak gözle görürüz. yetmez. Dünya sermayesinden rant, vs.) başa geçti ve fiyatlar onları için de “nirengi noktası” bu
arazinin yabancılara geçmesine
Sonra, biraz daha dikkatle açıkları para istiyorsanız “varlıklarınızı” hep en önde koşturdu. Emek gelirleri fiyatlardır.
kadar varabilir.” Devam ediyor ve
ödemenin ötesini de görürüz. Nedir da aktaracak ek yükümlülük tıknefes olarak hep arkada, iyice Bu üç fiyatın ikisi sermayeye
“Bu açıkları kim öder” sorusu ile
o? Geçmişin tasarruflarıyla birikmiş yaratmayı sürekli kılacak bir yapı arkada kaldı. Sermaye kazançları aittir. Sadece sermaye kazançlarına
Osmanlı’ya bakıyor:
‘varlıkların’ da dünya sermayesine kurmalısınız. Bunu göstereceksiniz. fiyatların koşusunda emek gelirlerine kılavuzdur: Döviz kuru ile faiz oranı.
“Her yıl daha çok büyüyen dış devretme yükümlülüğü altına üst üste tur bindirdi. Enflasyon Yirmi küsur yıldır içine alındığımız
Para istiyorsanız bunun böyle
açığı rençper Türk kapatıyordu. girilmesidir. Görmek zor değildir. sağlam “güvenceleri” olmalı. Yakın senaryosu seçimle sona erince onun modelde dünya sermayesi ile iç
Çünkü bir ülkenin dış ticaret açığını
Bunu da görürüz. geçmişte var. Yanı başımızda, başka türlü devamı olan “deflasyon sermaye arasında “mutabakat
orada yaşayanlardan kim daha az Deflasyon ekibi önce, 2023 Avrupalılığa inanmaktan başka çare zamanı” geldi. Deflasyon ekibi yerini fiyatları”dır. Yani, iki taraftan
kazanıyorsa o öder. Çünkü çok yaz aylarında, “cari” açıkların düşünemeyen Yunanistan, 2011’den aldı. Deflasyon ne demekse onu “yönetilen” (“administrative”)
fiyatlardır. Dünya fiyatlarını Türkiye
ekonomisine taşırlar ve burada
sermaye kazançlarını ve bölüşümü
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr
KISA... KISA... KISA... KISA...
düzenleyici hâkim rol oynarlar. Ana
akım meslektaşlarımız bu yönetim
l Erzurum’d A kurs merkezinin önünde
işinin “doğru ayarı” üzerine titrerler.
oturduğu sırada yanına atılan torpilin
Bu iki “yaşamsal” fiyatın sermayeye
patlaması sonucu gözünden yaralanan kız
göre ayarı rejimin temel çivisidir.
öğrenci Z.K. (17) tedavi altına alındı.
Tüm öteki fiyatların kargaşası,
l HATAY’In Samandağ ilçesinde iki gün önce
anarşisi “ikincil” meseledir. Keza,
kaybolan Mertcan Güvercin’in (23) cansız
ulusal gelirin doğru mu, eğri mi
bedeni dağlık bölgede bulundu. hesaplanmış olması da “ikincil”dir.
l METEOROLOJİ Genel Müdürlüğü Kapitalizmin topluma ait sayıların ve
kurumların korunması diye bir sınıfsal
bugünden itibaren Edirne ve Kırklareli için
görevi yoktur. Bunlar kullanılıp terk
kuvvetli yağış uyarısında bulundu.
edilebilirler.
Üçüncü fiyat ücrettir. Bu “fiyat”
1972- Uzun süredir araları açık olan
sermayenin zilyetliğindedir. Sermaye
CHP Genel Başkanı İsmet İnönü ile
kendine ait olmayan emek gelirlerini
Genel Sekreter Bülent Ecevit barıştı.
kontrol altında tutma gücüne
1985- İki ünlü oyun yazarı Arthur
erişmiştir. Ücret kontrolü için nirengi
Miller ve Harold Pinter, hapiste bulunan
noktasını “asgari ücret”e kilitlemiştir.
Pen üyesi yazarları ziyaret etmek amacıyla
Orada tutuyor. Bunu başka bir yazıya
Türkiye’ye geldi.
bırakalım.
Kısaca, bu ekonominin yönetimi üç
NAMAZ VAKİTLERİ
fiyatla yürüyor. Ulusal gelir hesabına
İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı
ve enflasyonun ayrıntılı nedenlerine
İstanbul 05:41 07:06 13:18 16:39 19:19 20:39
gerek var mı? İktisatçı olmayan
Ankara 05:27 06:50 13:02 16:24 19:04 20:22
okurlar söylesin. Hatta iktisatçılar da.
İzmir 05:52 07:13 13:25 16:48 19:27 20:43