22 Nisan 2025 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 17 MART 2025 PAZARTESİ YORUM/İNCELEME BİR DEVLETİN İSTİNAT ETTİĞİ ESASLAR “İSTİKLALİ TAM” VE “KAYITSIZ ŞARTSIZ” Celal Sururi Atatürk diyor ki: “HÂKİMİYETİ MİLLİYE” DEN İBARETTİR. eçen hafta söz vermiştim. Komedinin usta ismi Celal GSururi’nin “üçleme takıntısı”nı Otel’de kalıyorduk. Bütün yaşamımız onlarca kötü şaka yaptım ona. Yıllar anlatacaktım. Celal abinin bir huyu sonra artık hepimiz orta yaşı geçtik. Umur Bugay otel ve tiyatro arasında geçer olmuştu. vardır; evden çıkarken sokaktaki Oda arkadaşım Umur Bugay’dı. Bir hafta bizim evde, bir hafta Umur’un üç çınar ağacına üçer kere vuruyor. 968 yılıydı. Gülriz Sururi-Engin Ali abi, “Görmedim Celal Bey” evinde, bir hafta Kandemir’de, bir Onu nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Kadıköy’den Beyoğlu’ndaki tiyatroya diyor. Celal abi vapura biniyor, 1Cezzar Tiyatrosu’ndan üç kişi Çünkü Umur’dan di’li geçmişle söz hafta Perran’ların evinde toplanıp geliyorlar. Celal abi kardeşi ayrıldık. Tuncel Kurtiz, Aydın Engin, Kadıköy’e dönüyor, üç ağaca üçer eski günleri yad ediyorduk. Yazlığı etmek zoruma gidiyor. Çok özel bir Ali Sururi’yi kenara çekiyor: “Ali ben kere vuruyor ve tekrar tiyatroya ben. Aydın Devri Süleyman diye bir adamdı. Kafasını Süleyman Demirel Kınalıada’ydı. Bir gün denize girdi evden çıkınca ağaçlara üçer kere oyun yazdı. Tuncer Necmioğlu ve dönüyor. Tatlının tatlısı bir aktör bir ve çıkmadı. Karaya vurmuş haliyle gibi kazıtmıştı ve o rolü oynuyordu. vurdum mu?” diye soruyor. ağabeydi. Umur Bugay da bize katılınca beş Çok sempatikti ve zekiydi. Üç ay oda karşılaşıldı. İşte o gün sadece Umur ortak Halk Oyuncuları topluluğunu gitmemişti, bütün güzel anılarımız arkadaşlığı yaptık. Ona muzırlıklar kurduk. Ankara’da ilk oyunumuz yapardım. Küçük şeylerden korkardı. da tıpkı boğulan gözyaşlarım gibiydi. gencin sesi. Hüsnü ve o genç yakın yasaklandı. Biz de oyunun adını Devri Umur çok iyi bir yazardı ve çok büyük Makyaj kalemine misina bağlardım zeki-Hüsnü dost oluyorlar. Birlikte İtalya seyahati, Küheylan yaparak oynadık. O da ve tam elini kaleme attığında kalem bir dosttu. Buraya sığmaz onunla geziler, yakın bir dostluk. Genç şarkıcı azı rastlantılar insanın hayatını yasaklandı. Danıştay’a başvurduk. ilgili anlatacaklarım. Bir güzel adamı yürürdü. Çığlık atardı. Elbise dolabına İstanbul Radyosu sınavını da kazanıyor Bdeğiştirir. Şimdi anlatacağım Karar olumlu çıktı ve oyunumuzu bir gün Danyal Topatan’ı sakladım. daha yolcu etmenin üzüntüsü hep ve o sıralar hep canlı yayın var. Devrin hikâye tam da böyledir. Yıl 1950’lerin Danıştay Kararıyla Devri Süleyman içimdedir. Ne kadar güzel ve ne kadar (Çok korkunç yüz mimikli sinema başı. Beyoğlu Mis Sokak. İstanbul’un ünlü sanatçısı Perihan Altındağ Sözeri olarak oynamaya başladık. Ankara oyuncusuydu.) Umur ceketini almak güldüğümüz günler geçirmiştik onunla. tanınmış ailelerinden birinin oğlu olan o gün hastalanıyor. Şükrü Tunar diyor Küçük Meydan Sahnesi’ni kiraladık. için dolabın kapısını açtığında Danyal’ı Artık yok. Evinin duvarında armağan Hüsnü Tatari bir kahvehanede çay ki: “Bir genç var, benim bestemi de Sinema gibi, haftada 17 temsil görmüştü. Eski bir oyundan kalma ettiğim yapmış olduğum resmim içerken yoldan elinde küçük köpeği ve oynamaya başladık. Hiç yer yoktu okudu. Onu çağıralım.” O genç geliyor. tabut vardı kuliste. Onun içine yine duruyor ve o, bunu göremiyor artık. koltuğunun altında nota kâğıtlarıyla bir salonda. Biletlerimiz hemen bitiyordu. İlk radyo canlı yayını. Dinleyenler Danyal’ı koyduk bir gün. Umur odaya Ben de onu göremiyorum. Hayat böyle genç geçiyor. Hüsnü gence yaklaşarak Her gün altı dokuz, çarşamba, girdiğinde tabutun kapağı oynadı, bir şey işte. Doğuyoruz, yaşıyoruz, bu sese hayran kalıyorlar. Bazen “Köpeğinizi sevebilir miyim?” diyor. cumartesi, pazar üç, altı, dokuz açıldı ve beyaz beze sarılı Danyal çıktı. gidiyoruz. O aradaki süreyi hep yararlı rastlantılar insan hayatında işte bu Konuşmaya başlıyorlar. Genç henüz oynuyorduk. Dışkapı semtinde Turist Umur tiyatrodan kaçtı. Buna benzer olarak yaşadı. Ne kadar iyi bir insandı. kadar önemlidir. Ama her zaman değil. 19-20 yaşlarında. Güzel Sanatlar Bazen... Şansı açılıyor gencin ve çok Akademisi öğrencisi olduğunu, müzik çok ama çok ilerliyor. Adı artık gazino dersleri aldığını söylüyor. Notre neonlarının en başındadır. Ayrıca diğer Dame de Sion Kız Lisesi’nin hemen Ben de karavanı gönderdim. Sevinç sevdiklerimdendir. Devlet Senfoni’den sanatçılardan en az on kat büyük Karavanım arkasındaki sokakta oturuyormuş. aylarca onun içinde evcilik oynadı emekli oldu ve her an Mustafa ile yazılmaktadır. Eğer o gün o sokaktan Hüsnü, “Ben sizi bırakayım” diyerek az durdu. Sonra büyüdü. Bizim okulun birlikte. İkisinin de evleri Şile’de. Harika eksenli yılların başıydı. Bir film o genç geçmeseydi, Hüsnü Tatari ötede park etmiş olan arabasına alıyor tiyatro bölümünü kazandı. Pekiyi ile bir ortamda yaşıyorlar. Eğer bir aksilik Syapım şirketi kurdum. O zamanlar onu görmeseydi belki o genç yine genci. Yolda konuşuyorlar. Devrin en mezun oldu ve üne kavuştu. Çok iyi olmazsa mayıs sonu ya da haziranda henüz karavan bilinmiyordu. Kendime ünlü olacaktı, orasını bilemeyiz ama büyük bestecilerinden ve klarnet üstadı bir oyuncudur. Ana baba mesleğini bir gezi yapalım diyoruz. Karavanda Adapazarı’nda bir karavan yaptırdım. Zeki Müren olur muydu bilemeyiz. Bu Şükrü Tunar’ı tanıyor Hüsnü. Eve en iyi yapanlardan oldu. Aradan yıllar yapamazsak bir otele gideriz. Ama Bir gün Altan abi (Erbulak) küçük hikâyeyi başka yerde bulamazsınız. giriyorlar. Hüsnü Şükrü Bey’e telefon geçti. Yıl oldu 2021. Mustafa’ya karavan hayatı da ilgi çekici olsa gerek. kızı Sevinç’le bana geldi. Karavan Bana birinci ağızdan Ateşböceği ediyor. “Gelin bana” diyor Şükrü Tunar. (Alabora) dedim ki: “Bir karavan Hayatını bununla geçirenler var. Bizim evin bahçesinde park etmiş duruyor. Ercan anlattı. Ona da Hüsnü Tatari ve Gidiyorlar Tunar’ın evine. Sesine Sevinç bindi içine, bir daha inmedi. kiralayıp Ege kıyılarını dolaşalım, Volkan Konak (en sevdiğim özel Şükrü Tunar anlatmışlar. Rastlantılar hayran kalıyor üstat. “Yeni bir beste Altan abi sonra beni aradı. Sevinç’in seninle.” “Orhan’ı da alalım o kullansın” müzik adamı) yaşamının büyük kısmını bazen böyle sonuçlar getirebilir. Ama yaptım, sen bunu plağa oku” diyor. karavan diye tutturduğunu söyledi. dedi. Orhan Topçuoğlu benim en karavanda geçirdi. Yeşilköy plak fabrikasında şarkı plağa hayat salt rastlantılara bırakılamayacak okunuyor. Bir anda bomba gibi patlıyor kadar ciddidir. (3) Bu iktisat bize nerelerden geldi? kazananlar kişisel üretimleri ile sonra Almanya’nın patronluğunda yapmaya koyuldu. Emek gelirleri tüketimlerini denkleştirdiklerinden, girdiği acayip cenderede bir mıhlandı, yerinde saymaya koyuldu. “modern Yunan trajedisi” Fiyatlar hız keserek artmaya devam onların menkul değer stoklarından (“varlıklarından”) dış açık için bir yaşamaya hüküm giydi. Adalarını etti. Şu berraklaştı: Fiyatlar toplumsal sınıflar arasında tarafsız değildir. şey ayrılmaz. Açık için ayrılan, satmaya razı edilmişti! Bu “reel” üretimi (geliri) ile tüketimini tablodur. Esas olan budur. karşılayamayanların menkul değer Kısaca, işin iki tarafı var. Birincisi, Fiyatların tarafsızlığı temel olarak stokudur (“varlıkları”dır). (19. yüzyıl “cari” ödeme yükümlülüğü. Açıkları okutulan iktisat kitaplarının bir temel evam ediyoruz. Son iki yazının ortalarından beri) devam eden emek ödeyecek ve ödedikçe “efsanesi”dir. O kadar. Tarafsızlık çerçevesini yavaş yavaş açık Türk milletinin (“varlıkları”nın) emekçileşeceksiniz. İkincisi, futbolda olur, iktisat âleminde olmaz, Ddolduralım. Başlıkları kalın harcanmasıyla kapatıla gelmiştir. “varlıkları” dünya sermayesine olamaz. harflerle yazalım. İktisatçı olmayan “Varlıkları” bitmiş olan ülkelerde devretme yükümlülüğü. Para okurları ürkütmemeye çalışalım. yalnız işçilik bulunmuş olur! istiyorsanız, devredeceksiniz. zilyetlik İktisatçıları da. Gerçekten, “Büyük Savaş”a (1. Devretmezseniz, siz bilirsiniz! Sebat sahibi, titiz araştırmacı Meriç Dünya Savaşı) kadar Türklerin Bunlar ekonominin “reel” Köyatası geçenlerde yine doğruyu n eredeyiz? 1 durumu yalnız işçilikten ibaretti!” tablosu üzerinden okunacak gösteren bir yazı yazdı: “Kişi başı Diyebilirim ki Cumhuriyet tarihinin Kısaca, ulus, ekonomisinin işleyişini olan “bölüşüm” için temel milli gelir bilmecesi”. Fiyat artışı bambaşka bir bakış ve kavrayış dünya piyasasına terk ettikten bilgilerdir. Bölüşümü merak eden (enflasyon) hesapları karmakarışık kapasitesine sahip olan İktisat Vekili sonra gitgide açık verir ve oluşan okur, düşünür. Merak etmeyen hale gelince milli (ulusal) gelir (Bakanı) Mustafa Şeref Bey (Özkan) ve süren dış açıkla “varlıkları”nı ilgilenmez, başka şeylere bakar. nasıl ölçülebilir olmaktan çıkıyor? aradan geçmiş bir yüz yıl sonra, gitgide dünyaya aktarır, terk eder. Köyatası bunu gösteriyor, belgeliyor. bize bugün nerede olduğumuzu Açıkları ise fiilen emeğinin karşılığı Tarafsız hakem efsanesi Söylüyor, ekonominin bu hali içinde anlayabileceğimiz bilgiyi veriyor. ile geçinmeye çalışanlar öder. Futbol başta olmak üzere, spor birbiriyle uyumu kalmamış bir fiyatlar Mustafa Şeref Bey 1930 Eylül ayı ile Mustafa Şeref Bey o tarihlerde dallarında bir “hakemin tarafsızlığı” kargaşasıdır. Şunu görmeliyiz, diyor: Mustafa S¸eref O¨zkan 1932 Eylül’ü arasında görevdedir. dünya iktisatçılarınca düşünülmemiş curcunası var. Kaynatıldıkça Bu fiyatların ne TL ile ne de dolarla 1931 Temmuz ayında TBMM’de, bir “akım-stok” (stock-flow) ödenme “güvencesi”ni vermekle popüler hale geliyor. Buna bir gerçeklik bağı vardır! Böyle bugün dikkatimizi üzerinde analizi yapıyor. Ekonomide başladı. Dünya sermayesinden giremeyiz. Ama iktisatçıya kendi ise aralarında da birbirine orantılı toplamaktan kaçınamayacağımız bir “Osmanlılaşma”nın “olmazsa “olur” almak üzere ona bir çeşit dünyasında sorular yaratacak bir bir bağ (“göreli fiyatlar” bağı) yok analiz yapıyor. İki noktayı vurguluyor. olmaz”ını anlatıyor. “Neredeyiz?”i “kapora” sayılacak “önlemler paketi” yanı var. Temel soru şu: Acaba oluyor! Çarpıcı gözlem: Fiyatların bu Bugünün sözcükleriyle kısaltıp gösteriyor. sundu. Elbette emek ödeyecekti. fiyatlar tarafsız mıdır? Tarafsız kargaşası bizi gelirlerimiz hakkında bakalım. Pakette memurların sabah-akşam fiyat olur mu? Hele ilkel sermaye doğru bilgiden yoksun kılıyor. Ulusal “Eğer bir ulus üretimde geri ve n eredeyiz? 2 servislerinin kaldırılması, devlet birikimine tutunmuş ve bir yandan gelir toplam olarak ve kişi başına ne teknikte ilerlememiş ise o ülkenin dış Şimdi deflasyon ekibinin yürüttüğü okullarının sabununa sınır getirilmesi da dolarizasyona kendini vermiş olan kadardır, bilmiyoruz! ‘denge’ sorununu dünya piyasasının ekonomideyiz. Ekonomide bir “reel” gibi, ekonomik “kıymeti harbiyesi” bir kapitalist ekonomide tarafsız fiyat Fakat kapitalizmin bu düzenlemesine terk etmek, o ülkenin tablo, bir de ana akım iktisatçılarının olmayan, fakat ödemeyi emeğin olur mu? ekonomisinde bildiğimiz, yıkılışına göz yummaktır. Ülke her “parasal muhabbet” tablosu var. yapacağını hiç anlamayanın bile Son beş yıldır enflasyon ile gördüğümüz, bunu sermaye-siyaset yıl dış açığını milletin asırlardan “Reel” tabloyu okursak sürekliliğe anlayacağı birçok şey vardı. Şu deflasyon “yapışık kardeşler” ittifakının kazançları ile işlettiğine, beri toplayıp biriktirdiği menkul demir atmış dış açığın sermayenin görüldü: Dünya sermayesinin bu gibi özelliğiyle fiyatları koşturuyorlar. yürüttüğüne tanık olduğumuz üç değerlerle ödemek zorunda kalır. açığı olduğunu, bunu emeğin “ödeme paketleri”ne karnı toktur. Önce hızlı, sonra yavaş. 2021’den fiyat var. Bu fiyatları tüm medya Açık yıllarla sürerse, ülkedeki değerli ödediğini ve bununla ekonominin İktisatçı deyişiyle, “local”ların (yerli başlatılan “görkemli enflasyon” kanalları Mısır’daki sağır sultanın eşyadan başlayarak sonunda dünya sermayesine sürekli “cari” halk) bir “austerity”ye (“ekonomik senaryosunda fiyatlar önce duyacağı şekilde açıklarlar. “Parasal ülkenin demiryollarının, bankalarının, kaynak aktarıldığını görürüz. cendere”ye) alınmasına “evet”, ama coşuverdi. Sermaye kazançları (kâr, muhabbet” yapan meslektaşlarımız ticari ve sınai teşebbüslerinin, Önce bunu çıplak gözle görürüz. yetmez. Dünya sermayesinden rant, vs.) başa geçti ve fiyatlar onları için de “nirengi noktası” bu arazinin yabancılara geçmesine Sonra, biraz daha dikkatle açıkları para istiyorsanız “varlıklarınızı” hep en önde koşturdu. Emek gelirleri fiyatlardır. kadar varabilir.” Devam ediyor ve ödemenin ötesini de görürüz. Nedir da aktaracak ek yükümlülük tıknefes olarak hep arkada, iyice Bu üç fiyatın ikisi sermayeye “Bu açıkları kim öder” sorusu ile o? Geçmişin tasarruflarıyla birikmiş yaratmayı sürekli kılacak bir yapı arkada kaldı. Sermaye kazançları aittir. Sadece sermaye kazançlarına Osmanlı’ya bakıyor: ‘varlıkların’ da dünya sermayesine kurmalısınız. Bunu göstereceksiniz. fiyatların koşusunda emek gelirlerine kılavuzdur: Döviz kuru ile faiz oranı. “Her yıl daha çok büyüyen dış devretme yükümlülüğü altına üst üste tur bindirdi. Enflasyon Yirmi küsur yıldır içine alındığımız Para istiyorsanız bunun böyle açığı rençper Türk kapatıyordu. girilmesidir. Görmek zor değildir. sağlam “güvenceleri” olmalı. Yakın senaryosu seçimle sona erince onun modelde dünya sermayesi ile iç Çünkü bir ülkenin dış ticaret açığını Bunu da görürüz. geçmişte var. Yanı başımızda, başka türlü devamı olan “deflasyon sermaye arasında “mutabakat orada yaşayanlardan kim daha az Deflasyon ekibi önce, 2023 Avrupalılığa inanmaktan başka çare zamanı” geldi. Deflasyon ekibi yerini fiyatları”dır. Yani, iki taraftan kazanıyorsa o öder. Çünkü çok yaz aylarında, “cari” açıkların düşünemeyen Yunanistan, 2011’den aldı. Deflasyon ne demekse onu “yönetilen” (“administrative”) fiyatlardır. Dünya fiyatlarını Türkiye ekonomisine taşırlar ve burada sermaye kazançlarını ve bölüşümü KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr KISA... KISA... KISA... KISA... düzenleyici hâkim rol oynarlar. Ana akım meslektaşlarımız bu yönetim l Erzurum’d A kurs merkezinin önünde işinin “doğru ayarı” üzerine titrerler. oturduğu sırada yanına atılan torpilin Bu iki “yaşamsal” fiyatın sermayeye patlaması sonucu gözünden yaralanan kız göre ayarı rejimin temel çivisidir. öğrenci Z.K. (17) tedavi altına alındı. Tüm öteki fiyatların kargaşası, l HATAY’In Samandağ ilçesinde iki gün önce anarşisi “ikincil” meseledir. Keza, kaybolan Mertcan Güvercin’in (23) cansız ulusal gelirin doğru mu, eğri mi bedeni dağlık bölgede bulundu. hesaplanmış olması da “ikincil”dir. l METEOROLOJİ Genel Müdürlüğü Kapitalizmin topluma ait sayıların ve kurumların korunması diye bir sınıfsal bugünden itibaren Edirne ve Kırklareli için görevi yoktur. Bunlar kullanılıp terk kuvvetli yağış uyarısında bulundu. edilebilirler. Üçüncü fiyat ücrettir. Bu “fiyat” 1972- Uzun süredir araları açık olan sermayenin zilyetliğindedir. Sermaye CHP Genel Başkanı İsmet İnönü ile kendine ait olmayan emek gelirlerini Genel Sekreter Bülent Ecevit barıştı. kontrol altında tutma gücüne 1985- İki ünlü oyun yazarı Arthur erişmiştir. Ücret kontrolü için nirengi Miller ve Harold Pinter, hapiste bulunan noktasını “asgari ücret”e kilitlemiştir. Pen üyesi yazarları ziyaret etmek amacıyla Orada tutuyor. Bunu başka bir yazıya Türkiye’ye geldi. bırakalım. Kısaca, bu ekonominin yönetimi üç NAMAZ VAKİTLERİ fiyatla yürüyor. Ulusal gelir hesabına İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı ve enflasyonun ayrıntılı nedenlerine İstanbul 05:41 07:06 13:18 16:39 19:19 20:39 gerek var mı? İktisatçı olmayan Ankara 05:27 06:50 13:02 16:24 19:04 20:22 okurlar söylesin. Hatta iktisatçılar da. İzmir 05:52 07:13 13:25 16:48 19:27 20:43
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle