23 Aralık 2025 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 ARALIK 2025 PAZAR HABER 3 Eğitim-İş’in düzenlediği ‘Nasıl Bir Eğitim? Nasıl Bir Okul?’ sempozyumu başladı: Laiklik tahribat altında bir Milli Eğitim Bakanlığı hale gelmelerinin, Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, Piliç değil bilinç yaratmaktadır. Böylece eğitime yeteri kadar “Okullar güvensizliğin, belirsizliğin üretildiği nsanın kendisine sorduğu “Ben kimim” eğitim, kamusal bir hizmet önem verilmemesinden sorusu ve bir sorgulayıcının ona sorduğu alanlara dönüşmüş durumdadır” dedi. olmaktan çıkarılarak kaynaklandığını söyledi. İ“Sen kimsin” sorusu, gerçek anlamda, siyasetin, ideolojinin ve o kişiye varlığının adresini sormaktan ğitim-İş Sendikası’nın biçimde çökertmiştir. Gerici Yarın sona erecek piyasanın müdahalesine başka bir şey değildir. Bu sorunun yanıtı düzenlediği ve piyasacı bir anlayış hem sosyoloji hem felsefe mahallerindeki Eğitimdeki çöküşün açık bir alana E“Nasıl Bir Eğitim? eğitime nüfuz etmiş, adres(ler) olacaktır. bir siyasi sorumluluğu dönüşmüştür” ifadelerini Nasıl Bir Okul?” isimli artık dönüşüm aşamasına Yanıt aileden soy soptan başlar sosyoloji olduğunu kaydeden kullandı. geçilmiştir. Bugün sempozyumun açılışı dün mahallesinde: ana-baba, yaş ve meslek, Özbay, “AKP’nin yıllardır Öğretmen emeğinin medeni durum... Cumhuriyet değerlerinden Ankara’da bir izlediği eğitim politikaları; Lukács, “Sınıf Bilinci” başlıklı metne değersizleştirilmesinin kopuk, eleştirel düşünceyi otelde yapıldı. “öznel imkân” kavramını dahil eder: “Bilinç kamusal eğitimi en çarpıcı göstergesinin dışlayan, dini siyasetin Sempozyumda, toplumun bütününe taşındığında, insanların, zayıflatmış, özel okulları atama politikaları aparatı haline getiren bir eğitimin belirli bir yaşamsal durumda, bu du rumu büyütmüş, MESEM’lerle olduğunu belirten Özbay, zihniyetin şekillendirmeye ve gerek dolaysız eyleme gerek bütün TAYLAN Kadem Özbay geleceği, çocuk işçiliğini “Öğretmeni yoksullaştıran GÜLKANAT toplumun bu çıkarlara uygun yapısına göre çalıştığı, sorgulamayan, müfredat, kurumsallaştırmış, okul bu durumdan doğan çıkarları kusursuzca Bakanlık, adım adım ve güvencesizleştiren itaat eden bir nesil öğretmen kavramaya muktedir olmaları durumunda öncesini piyasanın ve bir düzenin çocuklara Diyanet’in bir alt kurumu hedeflenmekte” dedi. yetiştirme, okulların fiziki sahip olabilecekleri düşünceler ve duygular güvenli ve sağlıklı bir dini yapıların alanına gibi yapılandırılmış; keşfe dilir; yani nesnel durumlarına uygun koşulları, çocuk hakları, ‘Gerici müfredat’ gelecek sunması mümkün terk etmiş, öğretmeni tarikatların, cemaatlerin olan düşünceler vs. keşfedilir.” Yazar bu okul sağlığı, kamusal güvencesizleştirmiştir. Eğitimde en ağır ve piyasa aktörlerinin değildir” ifadelerini gibi durumların ancak sınırlı sayıda ortaya eğitim hakkı gibi başlıklar çıktığını belirtir fakat o zaman üretim Bu süreç, Yusuf Tekin tahribatın laiklik belirlediği bir karar kullandı. Eğitimle gelecek tartışıldı. Sempozyumun sürecinin şekillendirdiği bu tipte bir duruma döneminde daha da alanında yaşandığını mekanizmasına arasındaki bağın kopma verilmesi gereken uy gun rasyonel tepki, açılış konuşmasını Eğitim- derinleşmiştir. Bugün vurgulayan Özbay, dönüştürülmüştür. Eğitim noktasına geldiğine bütünlük olarak sınıfın tarihsel olarak İş Genel Başkanı Kadem öğretmen; ekonomik olarak “Gerici müfredat eliyle politikaları, pedagojik dikkat çeken Özbay, belirleyici eylemine komuta eden sınıf Özbay yaptı. Türkiye’de pozitif bilim derslerinin gerekliliklere göre “Okullar; güvenin değil, tükenmekte, mesleki bilincinden başka bir şey değildir. Sınıf eğitimin içinde bulunduğu bilincini proleter bireylerin ya da kitlelerin sayısı azaltılmış, içeriği değil, Saray’ın ideolojik güvensizliğin, umutların olarak yalnızlaştırılmakta psikolojik bilinciyle karıştırmamak da tablonun acı, net ve derin boşaltılmış, felsefe, yönelimlerine göre değil, belirsizliğin ve güvencesizliğe önemli dir çünkü sınıf bilinci, sınıfın tarihsel olduğunu kaydeden Özbay, kültür, sanat ve sosyal şekillendirilmekte, TÜGVA, üretildiği alanlara mahkûm edilmektedir” durumunun, bilinçli hale gelmiş olduğu “Yıllardır uygulanan gelişim dersleri geri TÜRGEV ve benzeri yapılar dönüşmüş durumdadır” dedi. Sempozyum bugün anlamındadır. İhale mantığına bağlı olan politikalar eğitimi plana itilmiş, dogmatik ile Maarif Vakfı’na tanınan diye konuştu. Özbay, yapılacak konuşmalar ile sınıf bilinci, sınıf çıkarlarıyla “yüklenmiştir”. Lukács, metni nin başında Sartre’ın da atıfta tesadüfen değil, bilinçli içerikler öne çıkarılmıştır. ayrıcalıklar, adeta paralel çocukların suça eğilimli sona erecek. l ANKARA bulunduğu Marx ile Engels’ten bir alıntı yapar: “Filanca ya da falanca proleterin, hatta bütünüyle proletaryanın geçici olarak hangi amacı hayal ettiği önemli değildir. Önemli olan tek şey, bu varlıkla İstanbul Erkek Lisesi’nin müdürü görevden alındı uygunluk içinde tarihsel olarak yapılmak zorunda kalınan ve kalınacak olandır.” İSTANBUL Erkek Lisesi’nde iyi liseleri arasında gösterilen Ankara Fen Lisesi’ne biri Benzer birçok çözümleme Lukács’ı, bazı erkek öğrencilerin İstanbul Erkek’te iddiaya de Adana Fen Lisesi’ne yalnız proletarya için, toplumun özünün kızlara yönelik taciz listesi göre dokuzuncu sınıf bir nakledildi. Milliyet’in anlaşılmasının sınıf bilincinin onun için hazırladığı iddiası ve grup erkek öğrenci, okuldaki haberine göre geçtiğimiz yerine getirdiği “yegâne işlev”e borçlu ardından yaşanan şiddet, kız öğrenciler hakkında taciz yıldan beri okulda müdürlük olduğu sonuca götüren bir silah, ayrıcalık nakil ve zorbalık tartışmaları listesi paylaştı. On birinci görevini sürdüren Yılmaz olduğunu anlamadıkları için “kaba krize yol açtı. Soruşturma sınıf öğrencileri de listeyi Arslan açığa alındı. Arslan, Marksistler”e sitem etmeye yöneltir: Bu anlayış proletaryayı, toplumu merkezinden kapsamında okul müdürü hazırladığı öne sürülen soruşturma sonucuna göre itibaren tutarlı bir bütün gibi anlamaya ve Yılmaz Arslan’ın görevden öğrencilere şiddet uyguladı. “görevden ihraç” ya da aynı zamanda merkezi şekilde etkin olmaya alındığı öğrenildi. Taciz listesi paylaştığı “göreve iade” edilecek. muktedir kılar; proleter sınıf bilinci teori ile Türkiye’nin en köklü ve en söylenen çocukların altısı l Haber Merkezi pratiği uzlaştırır. Merleau-Ponty, Sartre’ı çok sert bir şekilde eleştirdiği bu kitapta, muhalifleri karşısında “öznelliği bir epifenomen haline Sismologlar Marmara Denizi’ndeki fay hattındaki aktiviteler nedeniyle uyarı yaptı: getirmeden tarihe sokan bir Marksizm’i sa­ vunduğu” için kutladığı Lukács’ın tezlerini olumlu karşılar. Lukács’ın kanıtlamasından aktardıklarımız ile Merleau-Ponty’nin bu yargısı Sartre’ı İstanbul hedef tahtası tatmin etmiş ve onu, Lukács’ı bir öznellik düşünürü, nesnel denen koşulları diya- ABD merkezli New York tarihin en kötü insani Abadan Unat lektik denen harekete geçirmekle yetinen Times, (NYT) İstanbul’da felaketlerinden birine neden bir Marksizmin muhalifi olarak kabul etmeye son yolcuğuna beklenen depreme ilişkin olacak” dedi. Hubbard, sevk etmiş olmalıdır. analiz yayımladı. Geçen “Bunun, bu makalenin Jean-Paul Sartre Les Temps Modernes uğurlanacak dergisini sunuş yazısında bilinç ve nisan ayında İstanbul’da ima ettiği gibi göç eden sorumluluk durumunu incelerken şöyle der: SİYASET bilimi, iletişim ve meydana gelen 6.2 bir dizi deprem tarafından “Geleceği olmaz sa bir toplum sadece göç çalışmalarında öncü büyüklüğündeki depremin mı önce geleceğini, yoksa bir hammadde yığınıdır; bu gelecek ise isimlerden, “hocaların hatırlatıldığı analizde, gökten düşen bir yıldırım o toplumu oluşturan milyonlarca insanın, hocası” olarak anılan 104 “Eğer bu örüntü devam gibi mi vuracağını hâlâ güncel durumların ötesinde, kendi kendileri yaşında yaşamını yitiren ederse sonunda Türkiye’nin “Güçlü depremlerin bilim Marmara Fayı”nın yıllardır söyleyemiyoruz” diye hakkında yaptıkları tasarımlar dan başka bir siyaset ve iletişim bilimci en büyük kentinin hemen insanlarının Ana Marmara kırılmadığı vurgulandı. konuştu. Hubbard, tehlikeli şey değildir.” Prof. Dr. Nermin Abadan güneyindeki sulara Fayı olarak adlandırdığı İngiliz sismolog Stephen durumu yaratan nedenleri, “İnsan bir ‘durum’dan ibarettir: Bir işçi, Unat bugün uğurlanacak. ulaşabilecek büyük bir hattın 15 ila 21 kilometre Hicks, İstanbul’un hedef “Düzensiz büyüme, şehrin bir burjuva gibi düşünüp duymakta özgür İstanbul Levent’teki Barbaros değildir ama bu durumun gerçek ve bütün deprem söz konusu olabilir” uzunluğundaki kilitli bir tahtası olduğunu söyledi. yoğunlaşması, gevşek zemin bir insan olabilmesi için yaşanması ve belli Hayrettin Paşa Camisi’nde dendi. bölümüne doğru ilerlediği” Cornell Üniversitesi’nden üstüne kurulan yapılar bir amaca doğru aşılması gerekir. Bir insan kılınacak namazın ardından Sismologlara yer verilen belirtildi. Ayrıca araştırmada Judith Hubbard ise “İstanbul ve dikkate alınmayan özgürlüğü tarafın dan kendisine bir anlam Zincirlikuyu Mezarlığı’nda yazıda, Science dergisinde 1766’da İstanbul’da meydana yakınlarında meydana inşaat standartları” olarak yüklenmedikçe ‘durum’ kendi ba şına kişilik toprağa verilecek. yayımlanan araştırma gelen 7.1 büyüklüğündeki gelecek çok büyük bir sıralandırdı. taşımaz. Bir özgürlük ona katlanmadıkça l İSTANBUL/Cumhuriyet aktarıldı. Araştırmada, depremden bu yana “Ana deprem muhtemelen yakın l İSTANBUL/Cumhuriyet ya da karşı çıkmadıkça; başka deyişle, bir insan kendini oraya yer leştirerek ona bir anlam seçmedikçe, ‘durum’ ne katlanılır ne de katlanılmaz diye nitelenebilir. Ancak bu yapılmışsa bu özgür seçimin içinde itap okuduğunuzu biliyoruz. Sizi, 42. Uluslararası İstanbul Tüyap Kitap Fuarı’nda durum belirleyici olur çünkü ken disi de üst * düzeyden belirlenmiştir.” Cumhuriyet Kitapları’na bekliyoruz... “Hayır işçi burjuva gibi yaşayamaz; bugünkü toplumsal düzen içinde ücretlilik durumunu sonuna kadar yaşaması, SÖYLEŞİLER çekmesi gerekir. Bundan hiçbir kaçış yolu, başvurulacak hiçbir ‘merci’ yoktur. Fakat insan bir ağacın ya da taşın var olduğu gibi 13 Aralık14 Aralık 19 Aralık var olmaz: İşçi, kendi kendini işçi yapmalıdır. Emre Kongar & Zülâl Kalkandelen Ayşe Yüksel & Mehmet Zaman Saçlıoğlu Necdet Neydim Sınıfı, ücreti, işinin niteliği tarafından Söyleşi Başlığı: “Dönüm Noktasında Laik Cumhuriyet” Söyleşi Başlığı: Güneş Umuttan Şimdi Doğar Söyleşi Başlığı: “Akran Zorbalığı ve Edebiyat” bütünüyle; duygularına ve düşüncelerine Saat: 14.00 Saat: 17.00 Saat: 16.00 varıncaya dek koşullanmış iken kendinin ve yoldaşlarının durumuna verilecek anlamı 20 Aralık kararlaştıran odur; kendini boyun eğen ya da başkaldıran olarak seçmesine göre, ta­ Yalın Gündüz mamen özgür olarak emekçi sınıfına ya Söyleşi Başlığı: “Edebiyat ve Yapay Zekâ” Saat: 16.00 süresiz bir ezilme ve aşağılanma geleceği ya da bir kazanım ve zafer geleceği sunan da odur. Ve işte bu seçimin sorumluluğunu İMZALAR taşır. Seç memekte özgür değildir.” HHH 20 yaşımdan bu yana yazarım ve 14 Aralık 15 Aralık 19 Aralık 21 Aralık söylerim: Kendine “Ben kimim?” diye soracaksın. Adını söylemeye gerek yok. Yalın Gündüz · 13.00 Üstün Dökmen · 10.30 Yalın Gündüz 13.00 Yalın Gündüz · 12.00 Ya işçisin ya köylüsün ya emekçi (memur, Ferhan Can · 14.00 Zeynep Aliye 15.00 Belgin Bıyıkoğlu · 12.00 Hürriyet Yaşar · 13.00 hizmetli...) ya da burjuvasın (serbest Rifat Esen · 16.00 Bora Serdar · 13.00 Burçak Şener · 12.00 meslek ve işyeri sahibi). Ya da herhangi Necdet Neydim · 17.00 16 Aralık Orhan Bursalı · 14.00 Alev Coşkun · 13.30 bir meslekte emeğini satıyorsan gene Şükran Soner · 16.00 Emre Kongar & Zülâl Kalkandelen · 15.00 Özlem Yüzak · 14.00 emekçisin, gene işçisin! İşçi olduğunun Yalın Gündüz 13.00 Mustafa Balbay · 16.00 Ayşe Yüksel & Mehmet Zaman Saçlıoğlu · 18.00 bilincide isen bilesin ki sömürülmektesin; Haydar Aksu 13.00 20 Aralık Erdinç Utku · 16.00 hakkını tek başına savunamazsın, o zaman Mehmet S. Aman · 16.00 18 Aralık Mehmet Emin Kunt · 12.00 emekçi bilinci seni yoldaşlarının yanında Mehmet Emin Elmacı · 12.00 olmaya zorlar; sendikalı olmaya zorlar. Haydar Aksu 13.00 Dursaliye Şahan · 14.00 Her dinden patron, her dinden ve kendi Coşkun Tecimer · 14.00 dininden emekçileri sömürür. Patronun Hürriyet Yaşar · 15.00 dinlisi dinsizi olmaz; işçinin ve emekçinin de Yalın Gündüz · 17.00 dinlisi dinsizi olmaz. “Paranın dini olamaz” derler ya... Tam böyle. HHH NOT: MHP’li Semih Yalçın aklı sıra bana cevap vermiş ama gazeteye reklam ücreti ödemeyi unutmuş. Önce reklam ücreti öde, cevap sonra.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle