12 Kasım 2025 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
gorus@cumhuriyet.com.tr 31 EKİM 2025 CUMA 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 6) İhtirası yeteneklerini aşan bir iktidar, kendi kendini öldürür. Cumhuriyetin Sürekli olarak, beceremeyeceği işlerin altına girer ve başarısızlıklarıyla kendi ölümünü kendi hazırlar. 7) Gerek eski Yunan’dan gelen ve Batı düşüncesini biçimlendiren Bir iktidarın metinlerde, gerekse Doğu’da, aynasında bugün yazılan nasihatnamelerde belirtilen intiharı (2) en önemli kendi kendini öldürme nedeni Adaletsizliktir. SADIK ÇELİK 300 yıllık dönüşümü sırtlamış doğum elbette ki sancılıydı. ünkü yazıdan devam: Bir iktidar halkına adaletli bir kuşaktı. İçine doğdukları Önce bir iktidarı intihara Ahmedlerin öyküsü... ürkiye’de uzun zamandır davranmadığı takdirde, çoktan imparatorluğu toprağa gömmüş, Dsürükleyen beş temel intihar yoluna girmiş demektir. yeni bir fikir doğmuyor. İttihat ve Terakki’nin Birinci yepyeni bir dünyanın sancısını belirleyiciyi anımsayalım: 8) Dışarıdaki bir güce dayalı TAslında yalnızca fikir değil, Dünya Savaşı’na girişini Falih taşımışlardı. Çok büyük, çok 1) İnsani yetersizlikler. olarak iktidar olanlar zaten ölü düşünmenin kendisi tükendi 2) Toplumsal yetersizlikler. Rıfkı “kumar” olarak tanımlar. travmatik deneyimleri, hayat doğmuşlardır. sanki. Özellikle 80’lerden sonra 3) Ekonomik yetersizlikler, “Ahmed’imi gördünüz mü?” tecrübeleri var bu kuşakların. Klasik örnek, Nazi işgalindeki üretimsizlik. zihinsel üretim neredeyse diye oğlunu arayan bir Anadolu Bizim için tarih olan, onlar için Fransa’da görülen Mareşal 4) Adaletsizlik. tamamen dondu. Bugün hâlâ gündelik hayatın kendisiydi. İşte anasına, “Biz Ahmed’i kumarda Petain’in Vichy Hükümeti’dir. 5) Kurumsuzluk ve kuralsızlık; 20’lerin, 30’ların fikirleriyle bu yüzden o dönemin fikirleri kaybettik” der. 9) Bir toplumdaki güvenliği Anomi ve Anarşi. konuşuyoruz çünkü yenilerini hâlâ capcanlı, hâlâ tartışmaya “Anadolu Ahmed’ini soruyor. sağlayamayan ya da bozan, HHH kuracak iklim kalmadı. değer çünkü o fikirler kâğıttan Ahmed... O, daha dün bir kurşun egemenliği mafyaya, çetelere, Genellikle, başlangıçta bu beş Cumhuriyetin ilk 50 yılına dönüp değil, hayattan doğmuştu. Çünkü istifinden daha ucuzlaşan uyuşturucu ticaretine, uluslararası başat belirleyiciden sadece biri ya dönüp bakmamız nostalji değil, herkes, içinde yaşadığı sistemin Ahmed... Şimdi onun pahasını, da birkaçı vardır ve pek de fark kaçakçılara, dolandırıcılara kaptıran düşünsel kuraklığın itirafıdır. birer ürünüdür. bir iktidar kısa yoldan intihar ediyor kanadını kısmış, tırnaklarını edilmez. Doğan Avcıoğlu’nun, Şevket Bizse uzun süredir yalnızca Ama başat neden veya nedenler demektir. büzmüş, bize dimdik bakan ana Süreyya’nın, Falih Rıfkı’nın zaman içinde başka süreçleri de 10) Tarihine, milli, ulusal tüketiyoruz, kelimeleri, anlamları, kartalın gözlerinde okuyoruz. cümleleri bu yüzden hâlâ yaşıyor. tetikler ve iktidarlar yavaş yavaş değerlerine ihanet eden, toplumu fikirleri... Ve bir toplum Ahmed’i ne için harcadığımızı Çünkü yerlerini dolduracak kendi kendilerini çökertir ve bir arada tutan ilkeleri, inançları, düşünmeyi bıraktığında geçmişi bir söyleyebilsek... Onunla yeni sözler doğmadı. Onların öldürürler. değerleri yozlaştıran bir iktidar de bugünü de ancak başkalarının ne kazandığımızı bu anaya ürettikleri, bir dönemin ürünü İşin kötü tarafı, bu süreçte doğrudan intihar etmektedir. cümlelerinden öğrenir. anlatabilsek... Onu övündürecek muhaliflerin güçlendiğini fark değil, bir zihinsel patlamanın 11) Ülkenin, toplumsal, tarihsel, Cumhuriyet, düşünme bir haber verebilsek... Fakat biz eden iktidarlar, bunu engellemek yankısıydı. Tarihin kırılma doğal, ekonomik zenginliklerini cesaretinin ve fikri eyleme Ahmed’i kumarda kaybettik!” için, yaptıkları yanlışları daha da noktasında, ateşle yoğrulmuş küçük bir grup adına veya doğrudan dönüştürme iradesinin adıdır. Anadolu’nun yoksul şiddetlendirir ve böylece hem bir kuşak... İmparatorluğun kendisi için yağmalayan bir iktidar er Bugün onu yeniden hatırlamak çöküş süreçlerini hızlandırırlar çocuklarının, adlarını bile veya geç kendi kendisini yok eder. çöküşüyle birlikte bir ulusun zorundayız çünkü kaybettiğimiz hem de gidene kadar, topluma bilmediğimiz binlerce “Ahmed”in 12) Ülkenin tüm vatandaşları doğum sancılarını aynı bedende şey bir rejim değil, gerçeğin çok ağır bedeller ödetirler! yerine, belli bir din ya da da ırk kaybolduğu o kumar masasında yaşamışlardı. Düşünmek onlar peşine düşme cesaretidir. HHH grubu adına davranın iktidarlar bir imparatorluk da kaybolmuştur. için bir entelektüel uğraş değil, Şimdi bu beş başat çöküş kendi kendilerini yok ederler. Analar, “Ahmed’imi gördün varlığını sürdürme refleksiydi. Çöken imparatorluğun nedeninin altındaki hataları 13) İktidarların en önemli mü?” diye sorarken kimse hangi ayrıntılı olarak görmeye çalışalım: yükü Gerçeğin peşine intihar nedeni, bütün dinlerin ve Ahmed’den söz ettiğini bilmez 1) Bir iktidarın intiharına yol açan Bir imparatorluğun omuzlarında düşünürlerin ve tarihin öğrettiğine düşme cesareti artık. Çünkü her evin bir “Ahmed”i en önemli nedenlerin başında, o göre, doymayan bir açgözlülüktür. yüzyıllarca taşınmış bir halk... Bir Bugün ise fikir, hayatta vardır. Falih Rıfkı’nın ifadesiyle, iktidarın, çağının üretim biçimini ve 14) Ülkesinin vatandaşlarını sabah uyanıyor ve o imparatorluk ilişkilerini reddetmesi gelir. kalmanın değil, linç edilmenin “Hiçbirimiz Ahmed’ini görmedik dünyanın öteki ülkelerindeki artık yok. Kendini o büyüklüğün, Örneğin Osmanlı İmparatorluğu, bahanesi. Artık düşüncenin değil, ama Ahmed’in her şeyi gördü.” insanlarla rekabet edebilecek o aidiyetin üzerinden tanımlamış Endüstri Devrimi’ni kaçırdığı için tepkilerin çağındayız. Herkesin Bu cümle, bir dönemin acısının biçimde eğitmeyen iktidar intihar etmiştir! bir toplum, birden “kim” olduğunu sesi var, kimsenin sözü yok. en yalın, en vurucu tasvirlerinden kaçınılmaz olarak kendi kendisini 2) Bir iktidar sorumlu olduğu sorar duruma geliyor. Sosyal medya, düşüncenin değil biridir. çökertir. toplumun kendi üretimini Cumhuriyet, işte o sorunun öfkenin dolaşım ağına dönüştü. Cumhuriyetin doğduğu topraklar, 15) Devleti, ilkeli ve deneyimli sağlayamadığı zaman intihar eder. cevabını bulma çabasıdır: “Biz “devlet kurumları” ve Anayasa ile Aynı fikri paylaşan iki insan bile, tam da bu çığlıkların, arayışların 3) Bir iktidar, ülkenin refahını kimiz? Osmanlı’nın ardından yasalara uygun “hukuk kuralları” farklı kelimeler kullandıkları ve çaresizliklerin yankısıyla artırmak yerine azaltmışsa, sonunda gelen reformlar, devrimler, yerine, tek bir bireyin duygu ve için birbirini düşman bellemiş yoğrulmuştur. Bir imparatorluğu ekonomik, mali ve siyasal olarak düşüncelerinden kaynaklanan ideolojiler, aydınlanma iflas eder. durumda. Tahammül eşiği sıfır. gömenlerin torunları, artık yeni çelişik ve tutarsız emirlerle pratikleri, bu sorunun Cenazesinin kaldırılması, zaman Aykırı düşünceye yer yok, bir fikri, yeni bir kimliği, yeni bir yönetmeye çalışan iktidarlar meselesidir. cevabını halkın kalbine aynı eleştiriye alan yok, meraka sabır kaderi taşımak zorundaydı. doğrudan ölüme koşarlar. 4) Bir iktidar, kendisini dış hızla ulaştıramamıştır. Falih yok. Muhalif olmak artık hem Cumhuriyet, bir yönetim biçimi 16) Tek bir lidere bağlı düşmanlara karşı koruyamadığı, Rıfkı’nın dediği gibi, “İslam risk hem de suçun bizzat kendisi. değil, bir düşünme biçimiydi. olan iktidarlar, tarihin bütün ahlaki, siyasi ekonomik ve askeri emperyalizmi” çökmüştür, yerine Orijinal fikir, daha doğmadan Eğer bugün o düşünme biçimini dönemlerinde ve bütün olarak zayıfladığı zaman intihar kurulacak yeni kimlik ise henüz şüpheli sayılabiliyor. yeniden kuramazsak elimizde coğrafyalarda, o bireyin liderlikten etmeye başlar. şekillenememiştir. kalan yalnızca bir takvim yaprağı, Aslında fikir, güvenli limanlarda düşmesi veya ölmesiyle biterler, 5) Bir iktidarı intihara sürükleyen O yüzden Cumhuriyetin ilk değil, tehlikenin tam ortasında bir tören, bir hatıra olur. intihar ederler. en önemli öğe, cehaletidir. kuşakları, yalnızca yeni bir Ülkeyi yönetme bilgi ve becerisine HHH doğar. Savaşların, sürgünlerin, Bugün, tam da bu yüzden, başta sahip olmayan, liyakat yerine Bugün Bakırköy’de, yarın devlet değil, yeni bir benlik inşa yoksulluğun, devrimlerin içinden kurtuluş ve kuruluş mücadelesi sadakat arayan bir iktidar, zaten Akmerkez’de öbür gün etmeye çalışıyordu. Devletin geçen o kuşakların düşünceleri veren parti olmak üzere hepimiz iktidara geldiği anda intihar etmeye Küçükçekmece’de konuşma ve kuruluşu, bir millete dönüşme işte bu yüzden derindi. Çünkü yeniden sormalıyız: Bu düzen başlamıştır. imzalarım var; beklerim. acıdan geçmişti. Onlar, 10 yılda çabasının adıydı aslında ve her nedir? Kimindir? Biz kimiz? Cumhuriyet yazarları, okurlarıyla buluşuyor... Adaletin sınandığı yer 27. Bartın Beledyes Ktap Fuarı Türkiye mümkün” dedirtmektir. kendisiyle yüzleşme davasıdır. Ve DR. HÜSEYİN ÖZKAHRAMAN Merdan Yanardağ’ın suçu ise gerçeği eğer bu ülke bir gün yeniden nefes ESKI CHP BAHÇELIEVLER ILÇE BAŞKANI yazmaktır. Gerçeği dile getiren her almak istiyorsa, önce kendi yargı kalem gibi o da hedef alınmıştır çünkü mekanizmasındaki zincirleri kırmalıdır. TÜRKIYE bir kez daha tarihin o kritik gerçeği söyleyen, yalan düzeninin Bugün Türkiye, hukukun değil, eşiğinde duruyor. Bu kez mesele en büyük düşmanıdır. Ve şimdi bu korkunun ülkesi olma tehlikesiyle karşı yalnızca birkaç insanın yargılanması insanlara “casusluk” gibi akıl dışı bir karşıyadır. değildir, bu kez sorgulanan, bir suçlama yöneltiliyor. Casusluk… Yani Ama korkunun hükmü sonsuz ülkenin vicdanıdır. İstanbul’un devlete ihanet. Oysa bu insanlar, tam değildir. Korku, gerçeğin geçici seçilmiş belediye başkanı Ekrem tersine, bu ülkeye en çok sadakat karanlığıdır. Gerçek ise eninde sonunda İmamoğlu, gazeteci Merdan Yanardağ göstermiş insanlardır. Onların suçu, doğar; tıpkı güneşin doğması gibi, buna ve siyaset danışmanı Necati Özkan’a devlete değil, korkuya ihanet etmektir. hiçbir güç engel olamaz. yöneltilen “casusluk” suçlamaları, Bu dava, bir hukuk dosyası değil; YÜKSEL IŞIK ERDAL ATICI GÜVEN BAYKAN Bir ülkenin vicdanı susturulamaz. artık yalnızca hukukla değil, akılla, bir rejim sınavıdır. Çünkü bu ülkede Bir halkın umudu hapsedilemez. Bir ahlakla ve gerçekle de bağdaşmayan 1 Kasım - 14.00 1 Kasım - 14.00 1 Kasım - 14.00 artık adaletin terazisi değil, siyasetin kalemin mürekkebi, demir parmaklıkları bir noktaya taşınmıştır. terazisi işlemektedir. Savcılar kanıt aşar çünkü yazmak, direnmenin en Her toplumun tarihinde bazı anlar yerine kanaatle hareket eder, hakimler kadim biçimidir. vardır, hukukun maskesinin düştüğü, vicdan yerine talimatla karar verirse, Bugün Türkiye’ye düşen, bu insanları yargının kılıcının adalet için değil, orada adalet ölür. Ve adaletin öldüğü savunmak değil, kendini savunmaktır. korku üretmek için sallandığı o yerde artık suçlu değil, kurban aranır. Çünkü onlar, hepimizin yerinde, karanlık anlar. Biz bu anları tanıyoruz. hepimizin adına yargılanıyor. Adaletin Ergenekon ve Balyoz davalarında Bir korku ülkesi yaratmak terazisi eğilirse hepimiz suç ortağı gördük; masumiyetin nasıl suç haline Bugün yaşananlar, bireysel oluruz. Ama dik durursa, tarih onları getirildiğini, sahte tanıkların nasıl değil, onları yargılayanları mahkûm eder. “devletin tanıkları”na dönüştüğünü trajedilerin ötesindedir. Bu bir toplumun kolektif belleğine işlenecek Tarih, kimlerin korkuya teslim hatırlıyoruz. Şimdi benzer bir oyun olduğunu, kimlerin susarak rıza yeniden sahneleniyor. İsimler yeni bir yara, yeni bir utançtır. Çünkü bir değişti, yöntem aynı: Susturmak, ülke, kendi aydınlarını, kendi belediye gösterdiğini, kimlerin ise adalet için A.CELAL BİNZET IŞIK KANSU TOLGA AYDOĞAN ses çıkardığını yazacaktır. O gün itibarsızlaştırmak, yalnızlaştırmak. başkanlarını, kendi gazetecilerini 2 Kasım - 13.00 2 Kasım - 13.00 2 Kasım - 13.00 Ekrem İmamoğlu bu ülkenin son “hain” ilan ettiğinde, aslında kendi geldiğinde, kimsenin “Bilmiyordum” yıllardaki en çalışkan, en halkçı, en geleceğini mahkûm eder. Bu yüzden deme hakkı kalmayacak. Çünkü umut veren siyasetçilerinden biridir. mesele İmamoğlu’nun, Yanardağ’ın herkes biliyor. Ve bilip de susmak, Onun suçu, İstanbul halkının sevgisini ya da Özkan’ın şahsi kaderi değildir. artık tarafsızlık değil, suç ortaklığıdır. kazanmak, iktidarın konfor alanını Bu, Türkiye’nin demokratik onur Bugün insanlık onuru için, adalet için, sarsmak ve milyonlara “Başka bir meselesidir. Bu dava, bir ülkenin gerçek için konuşma günüdür. Türkiye’nin varlığını tüm dünyaya …Lozan Antlaşmasına imza koymayan İttihat ve Terakki döneminden beri onaylattıran Lozan Barış Antlaşması; Türkiye’de çok partili sistem mücadelesi, ABD, bugün yeni yeni sorunlar yaratıyor. özgürlüğün, ulusal egemenliğin ve Türkiye 21. yüzyılın eşiğinde bir yol daha çok iktidardaki ve muhalefetteki bağımsızlığın açık ve net duyurusudur. kavşağına doğru hızla sürükleniyor. Bu partiler arasında sürdürülmesine Cephede süngüyle kazanılan zafer rağmen, siyasi mücadele aslında kavşağa açılan yollardan biri Sevr’e, öteki müzakere masasında kaybedilmemiş, de Lozan’a doğru gidiyor… karizmatik bir lidere karşı bir parti İsmet İnönü’nün müthiş diplomatik mensuplarının mücadelesi şeklinde yeteneği bu toprakları Türk ulusuna geçmiştir. Bunun ilk örneği Türkiye vatan yapmıştır. Cumhuriyeti’nin kurucularından İsmet yoruz. İnönü’ye karşı Demokrat Partililerin mücadelesidir. 13,5x23- 136 sayfa- İnceleme 13,5x20,5 – 276 sayfa- İnceleme 12,5x19,5- 384 sayfa- İnceleme
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle