24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Sağnak 28 ŞUBAT 2024 ÇARŞAMBA 6 HABER 3 MART DEVRİM KANUNLARI Şeriat çığlıklarının SINAN MEYDAN 100 YAŞINDA ardında kimler var? Tarihten eriatçılar dün yine Çağlayan’daki Atatürk, 1 Mart 1924 tarihli Meclis açış konuşmasında, “Cumhuriyetin bugün İstanbul Adliyesi’nde boy göstermiş. Günümüze Ş Laiklik karşıtı oluşum Hayırların de ileride de kesinlikle ve sonuna kadar her türlü saldırılardan korunması” Fethi Derneği (HAYFED), avukat Feyza için dinin ve ordunun siyasetten ayrılması gerektiğini söyledi. Bu konuşmadan Altun hakkında, şeriat karşıtı sözleri ve iki gün sonra, 3 Mart 1924 Devrim Kanunları çıkarıldı. Din ve ordu siyasetten sosyal medya paylaşımları nedeniyle suç duyurusunda bulunmuş. ayrıldı. Laik ve demokratik Cumhuriyet yolunda ilk ve en büyük adım atıldı. Olaya dair haberi TV’de izlerken aiklik, devletin değiştirilemeyen gördüm; sarıklı ve cüppeli grup adına başarmıştı. Tevhid-i Tedrisat Kanunu, din kurallarıyla değil, gerektiğinde açıklama yapan Nusret Oktar, zaman bu süreci daha da güçlendirdi. Ldeğiştirilebilen, insan aklının ve zaman Arapça konuşarak dünya tecrübesinin eseri, çağdaş hukuk genelinde Müslümanların zulme Halifeliğin Kaldırılması: kurallarıyla yönetilmesidir. Laiklik, uğradığını, inançlarına küfredildiğini (Kanun No: 431) aklın ve vidanın dinsel baskıdan anlatıyordu. Taleplerini, “Nasıl Atatürk, saltanatı kaldırırken kurtulup özgürleşmesidir. Özgür aklın Atatürk’ü koruma kanunu varsa, nasıl -dönemin koşulları gereği- halifeliğe doğal sonucu ise felsefe, bilim ve cumhurbaşkanına küfreden hapse dokunmadı. 1 Kasım 1922’de TBMM, sanatın gelişmesidir. Laiklik, dinsel atılıyorsa biz Allah için de koruma saltanatla hilafeti birbirinden ayırıp dokunulmazlık kazanmış kişilerin kanunu, resulullah için de, dinlerimiz, saltanatı kaldırdı. 17 Kasım 1922’de egemenliği yerine kayıtsız şartsız değerlerimiz için de koruma kanunu son padişah Vahdettin, “Hayatımı millet egemenliğidir. Demokratik bir çıkarılsın istiyoruz” diyerek açıkladı. tehlikede hissediyorum!” diyerek Sanırsınız Türkiye’de gerçekten devlet için her şeyden önce laik bir İngilizlere sığınıp ülkeden kaçtı. Bunun cumhuriyete ihtiyaç vardır. Laiklik Atatürk’e küfreden ceza alıyor! Şevki üzerine TBMM, Osmanlı hanedan Yılmaz denilen şahıs, Atatürk’e yönelik ısrarı; çağdaş hukuk, özgür akıl, soyundan Abdülmecit Efendi’yi halife hakaretleri toplumda büyük bir infial serbest vicdan, felsefe, bilim, sanat ve seçti. Ancak halifeliğin kaldırılması için yaratmamış gibi ortada geziyor. demokrasi ısrarıdır. de en uygun ortam bekleniyordu. Sanırsınız bu ülkenin anayasasında laik İşte bu nedenle Atatürk, laik Din ve orduyu siyasetten ayıran, bir devlet olduğu yazmıyor ve bu nedenle bir cumhuriyet kurmak istedi. şeriat talep etmek suç teşkil etmiyor! eğitimi laikleştiren kanunların kabul Ancak dönemin koşulları gereği 3 Mart 1924 Tevhid-i Tedrisat Kanunu Türkiye’de eğitimin ulusal ve laik nitelik kazanmasını sağladı. edildiği 3 Mart 1924 günü, Urfa Konuşmasının başında bu meselenin bunu bir anda gerçekleştirmek “Türkiye laiktir, laik kalacak” mevzusu Milletvekili Şeyh Saffet Efendi ile olanaksızdı. 29 Ekim 1923’te ilan olmadığını iddia eden Oktar, daha 53 arkadaşı Meclise “Halifeliğin edilen cumhuriyet, henüz “laik” ve sonra “Türkiye laik midir? Laiktir. Laik mi Kaldırılması ve Osmanlı Soyundan “demokratik” değildi. Cumhuriyeti, kalacaktır? Allah bilir. Bu ülke yüzlerce yıl Olanların Türkiye Dışına Çıkarılması” adım adım “laikleştirmek” ve şeriatla yönetildi” diyerek kendi kendisini hakkında bir kanun teklifi verdiler. “demokratikleştirmek” gerekecekti. yalanladı. Teklifin gerekçesinde, halifeliğin Bu yoldaki ilk ve en büyük büyük “hükümet” demek olduğu, “çağdaş adım, 3 Mart 1924 Devrim Hukuk devletinden monarşiye! bir hükümetin yanında ayrıca bir Kanunları ile atıldı. Anayasaya açıkça karşı olan böyle halifelik makamına gerek olmadığı” 29 Ekim 2023 Cumhuriyetimizin bir eylem adliyenin önünde hiçbir belirtiliyor ve “Türk milleti kurtuluşu kuruluşunun 100. yılıydı; 3 Mart 2024 müdahale olmadan nasıl yapılabiliyor? koruyabilmek için gerçeğe ise Cumhuriyetimizin laikleşmeye ve Laiklik isteyen gruplara anında müdahale Manşette şöyle yazıyor: “Dün Büyük Millet Meclisi, makamın hilafetin, Şeriye ve Evkaf uymaktan başka bir davranışı demokratikleşmeye başlamasının 100. edilirken, şeriatçılar ülkede nasıl böyle Vekâleti’nin ilgası hakkındaki kanunları kabul eyledi.” (Hâkimiyeti Milliye, 4 Mart 1924) seçemez” deniliyordu.Meclis yılıdır. Kutlu olsun! rahatça toplanıp açıklama yapabiliyor? görüşmesinin ardından 3 Mart 1924’te “ordu” siyasetten ayrıldı. Ancak askeri okular ile Sağlık Bakanlığı’na Onun yanıtını da “Şeriat eşittir İslam” halifelik kaldırıldı. (Kanun No: 431). Din İşleri ve Vakıflar dinin siyasetten tam olarak ayrılması bağlı olan Darüleytamlar (Yetimevleri) çarpıtmasını yineleyerek Oktar verdi; 431 sayılı kanuna göre halifelik ve devletin tam olarak laikleşmesi da Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlandı. “Sayın cumhurbaşkanımız daha iki hafta Bakanlığı ile Genelkurmay kaldırılırken kadın erkek tüm hanedan için daha halifeliği kaldırmak, şeri önce şeriatın İslam olduğunu, Kuran (Ancak 1925’te askeri okullar üyelerinin, kanunun ilanından itibaren Bakanlığı’nın Kaldırılması: olduğunu bizzat canlı yayında açıkladı!” (dini) mahkemelere son vermek, yeniden Milli Savunma Bakanlığı’na 10 gün içinde Türkiye Cumhuriyeti (Kanun No: 429) dedi. “Devletin dini İslamdır”, “TBMM, bağlanacaktı). Milli Eğitim Bakanlığı, sınırlarını terk etmeleri istendi. 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin dini hükümleri uygular” maddelerini Siirt Mebusu Halil Hulki Efendi yüksek din uzmanları yetiştirmek için Haneden üyeleri vatandaşlıktan ertesinde şeriat taleplerinin anayasadan çıkarmak gerekiyordu. üniversitede bir İlahiyat Fakültesi ile 57 arkadaşı, “Şeriye ve Evkaf çıkarıldı. Hanedan üyelerinin artmasının nedeni doğrudan AKP ve Aynı gün halifelik kaldırılacak bir Vekâleti” (Din İşleri ve Vakıflar kuracaktı. Ayrıca “imamlık” Türkiye’de gayrimenkul sahibi AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ay kadar sonra şeri mahkemeler Bakanlığı) ile “Erkan-ı Harbiye ve “hatiplik” gibi dinsel hizmetler için olmaları yasaklandı. Sürgün edilen Erdoğan’dır. kapatılacak, 1928’de “Devletin de okullar açacaktı. Umumiye Vekâleti’nin (Genelkurmay hanedan üyelerine, yol masrafları ve Bütün bunlar adliyelerin içinde ve dini İslam dinidir” ve “Meclis dini Bakanlığı’nın) kaldırılması için Milli Eğitim Bakanlığı, kendisine servet derecelerine göre bir defaya önünde yaşanırken, tek bir cumhuriyet hükümleri uygular” maddeleri devredilen medreseleri kapattı. TBMM’ye bir kanun teklifi sundular. mahsus hükümetin belirleyeceği bedel savcısının yetkilerini kullanmaması ibret anayasadan çıkarılacaktı. Ordu Çünkü medreseler yüzyıllardır akla Kanun teklifinin gerekçesinde, ödenecekti. Hanedan üyeleri ülke vericidir; Türkiye’de hukuk devletinin ile siyasetin tam olarak ayrılması “Din ve ordunun politik akımlarla ve bilime kapılarını kapatmıştı. Vasıf sınırları içindeki gayrimenkullerini bir yıl sona erdiğinin en çarpıcı kanıtlarından için de ordu komutanlarının aynı Bey, kapatılan medreselerin ilkokul ilgilenmesi çok kötülükler doğurur… içinde elden çıkaracaklardı. Aksi halde biridir. zamanda milletvekili olmamaları Türkiye Cumhuriyeti’nin politik yapılacağını, medreselerdeki yaşları hükümet bunları elden çıkarıp bedelini Çünkü devletin her kademesinde gerekiyordu. Atatürk, 30 kuruluşlarında zaten sonradan uygun öğrencilerin de bu ilkokullara kendilerine ödeyecekti. Osmanlı hukuk dışına çıkanlardan Cumhuriyet Ekim 1924’te milletvekili olan devam ettirileceğini belirtti. meydana getirilmiş olan Din İşleri ve padişahlarının Türkiye Cumhuriyeti adına hesap soracak olan komutanlardan, ya milletvekilliğini Vakıflar Bakanlığı ile Genelkurmay 1924’ta medreseler kapatılırken arazisindeki bütün malları; sarayları, kamusal iddia makamı cumhuriyet ya askerliği tercih etmelerini istedi. Bakanlığı’nın bulunması uygun Türkiye’de 479 medrese, buralarda kasırları millete geçecekti. savcısıdır. Ne utanç vericidir ki Cevat Çobanlı Paşa ile Cafer 18 bin öğrenci vardı. Bunların 12 olamaz” deniliyordu. 431 sayılı kanunla millet egemenli- bu makamda oturanlar, şeriat Tayyar Paşa milletvekilliğini, diğer 3 Mart 1924’te TBMM, Din İşleri ve bini kayıtlı olduğu halde medreselere ğinin önündeki iki büyük kayıt ve talebinde bulunanlara yani devlet komutanlar ise askerliği tercih ettiler. devam etmiyordu. Buna karşılık orta Vakıflar Bakanlığı ile Genelkurmay şarttan biri -diğeri saltanattı- halifelik yönetiminde ve hukuk sisteminde şeri Böylece, Şevket Süreyya Aydemir’in Bakanlığı’nı kaldırdı. (Kanun No: 429). dereceli okullarda yalnızca 7 bin, kaldırıldı. Böylece Cumhuriyetin kanunların uygulanmasını isteyerek ifadesiyle “Ordu, Mustafa Kemal’in 429 sayılı kanununla kaldırılan yüksekokullarda ise 3 bin öğrenci laikleşmesi yolunda çok güçlü bir adım suç işleyenlere karşı sessizliklerini hayatı boyunca fiilen siyaset kayıtlıydı. Din İşleri ve Vakıflar Bakanlığı’nın atıldı. Fransız ve Rus devrimlerinin koruyor. dışı kalacaktı.” (Şevket Süreyya yerine, Müslümanların inanç ve ibadet 430 sayılı kanunun 4. maddesine aksine Türk Devrimi, hanedan üyelerini Cumhuriyet savcılarının bile görevlerini Aydemir, Tek Adam, C. 3, s. 164). işleriyle ilgilenmek ve din kuruluşlarını dayalı olarak 1924’te İstanbul sadece sürgün etmekle yetindi. tam yetki ve sorumlulukla yerine Darülfünunu’nda bir İlahiyat yönetmek üzere Başbakanlığa bağlı getirmediği, getiremediği bir ülkede HHH Öğretimin Birleştirilmesi: ”Diyanet İşleri Başkanlığı” kuruldu. Fakültesi ile değişik il merkezlerinde hukuk devletinden söz edilemez. Bu Laik Cumhuriyet’in gerici Diyanet İşleri Başkanı, başbakanın (Kanun No: 430) 29 imam hatip okulu açıldı. İmam- makam işlevsizleştirilmişse, tek bir kuşatmayla karşı karşıya olduğu teklifi, Cumhurbaşkanının onayı ile hatip okulları ve İlahiyat Fakültesi kişinin direktifleri ile hareket ediliyorsa o bu günlerde 3 Mart Devrim Manisa Milletvekili Vasıf (Çınar) Bey ülkede monarşi vardır. atanacaktı. Ayrıca Başbakanlığa bağlı 1930’larda -öğrenci yetersizliği- ve 57 arkadaşının teklifiyle TBMM’de Kanunları’nın 100. yılını çok büyük “Vakıflar Genel Müdürlüğü” kuruldu. nedeniyle kapatıldı. bir coşkuyla, çok derin bir farkındalıkla “Tevhid-i Tedrisat Kanunu” Sağcı ve dinci gericilerin nefesi Kaldırılan Genelkurmay Bakanlığı’nin 430 sayılı “Öğretim Birliği Kanunu” görüşülmeye başlandı. 3 Mart 1924’te kutlamak gerekir. Türkiye’de ulusal Osmanlı monarşisine özlem yerine de cumhurbaşkanının vekili ile “mektep-medrese” ayrımına egemenliğin, yurttaşlık bilincinin, TBMM’de “Öğretim Birliği Kanunu” duyanların şeriat istemesi rastlantı son verildi. Daha önce Din İşleri olarak, barışta ordunun emir ve kabul edildi. (Kanun No: 430). ulus devletin, çağdaş hukukun, değildir. Cumhuriyetin 100. yılında komutası ile görevli, en yüksek askerlik Bakanlığı’na bağlı okullar Milli Eğitim özgür aklın, pozitif bilimin, sanatsal 430 sayılı kanuna göre Türkiye’deki laiklik, kuruluş yıllarında olduğu makamı olmak üzere Genelkurmay tüm bilim ve öğretim kurumları Milli Bakanlığı’na bağlanarak ve medreseler yaratıcılığın, kadın haklarının, din ve gibi, en temel mücadele alanıdır. Başkanlığı kuruldu. Genelkurmay kapatılarak eğitim öğretim laikleştirildi. vicdan özgürlüğünün, demokrasinin, Eğitim Bakanlığı’na bağlandı. Daha Atatürk’ün vefatından sonra bu cepheyi Başkanı da Başbakanın teklifi ve önce Din İşleri Bakanlığı’na bağlı Bu sırada bazı din okullarının açılması uygar yaşamın güvencesi laik oy için boşaltanlar, tarikatlara ve Cumhuriyettir; laik Cumhuriyetten cumhurbaşkanının onayıyla atanacaktı. veya özel vakıflarca kurulup yönetilen ise dönemin kendi koşulları içinde cemaatlere ödün verenler ve dincilerle Genelkurmay başkanı, göreviyle ilgili sosyolojik bir ihtiyaca karşılık vermek vazgeçmek bütün bunlardan “medrese ve mektepler” Milli Eğitim kol kola girenler, bugünkü şeriat konularda bağımsız olacaktı. Bakanlığı’na bağlandı. Daha önce içindi. Ayrıca Türkiye, Lozan’da vazgeçmektir. Laik Cumhuriyetten çığlıklarına güç verenlerdir. asla vazgeçmeyeceğiz. 429 sayılı kanunla, “din” ve Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı olan yabancı okulları kontrol etmeyi Sonra aralarına 28 Şubat’tan söz ederken, “Bir kadın mitingi yapılacaktı ve ‘Kahrolsun şeriat’ diyorlardı. İnancıma göre şeriat, İslam demektir. 28 ŞUbAT KARARLARININ bUgüN 27. YILDöNüMü O geceyi hayatımdan silmek isterim. ‘Karşıdevrim son düzlüğünde’ Anlatılamayacak bir acı hissettim” diye konuşan Meral Akşener ve 6 Temmuz KeMALİST Aydınlanma atılan bu büyük adımın 100. 1993’te Sivas katliamı TBMM’de ‘Gerçek mağdur kim?’ Devrimlerinin temeli olan yılında karşıdevrim de son görüşülürken, “Şeriat İslam demektir” diyen, Sivas’ta “Şeriat isteriz!” diye 3 Mart Devrim Yasalarının düzlüğüne girmiştir” dendi. “Ülkede FETÖ ile mücadele bağırarak insan yakan kitlenin aslında ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR üzerinden 100 yıl geçti. Açıklamaya şöyle şeriat düzeni istemediği, dini savunduğu ediliyor denirken bu dava Laiklik Meclisi, Türkiye’nin devam edildi: “TBMM’nin yıl önce bugün anlamında konuşan Muhsin Yazıcıoğlu neyin nesidir bilinmez. modernleşmesi ve ve anayasanın yok gibi siyasetçiler katılmıştır. 27 toplanan Milli Güvenlik Aslında ortada eşlerimizin laikleşmesinin en önemli sayıldığı, AYM kararlarının Bugünkü şeriat çığlıklarının Kurulu’nda, irticaya karşı işlediği hiçbir suç yok. kilometre taşlarından olan uygulanmadığı ve yeni bir ardında, Menderes’ten Demirel’e, mücadeleyle ilgili önemli yasaların kabulünün 100. anayasayla laikliğin ortadan Alican Türk Çetin Doğan Erbakan’dan Özal’a, Türkeş’ten kararlar alındı. ‘9 aydır bekliyor’ yılını “Laiklik Günü” olarak kaldırılmasının hedeflendiği Yazıcıoğlu’na, Çiller’den Erdoğan’a Bakanlar Kurulu tarafından duruma baktığımızda Yasalara aykırı yapılmış bir kutlayacak. bir tabloda bir yandan kadar tüm sağcı ve dinci gericilerin onaylanan kararlar yıllar aslında 28 Şubat MGK eylem olmadığı için sahte Laiklik Meclisi’nin yaptığı da yoksullukla çaresiz nefesi vardır! sonra FETÖ’cü savcılar kararlarının ne kadar önemli, deliller üretilmiş. Ömrünü yazılı açıklamada “1924’te bırakılan toplumumuz, tarafından “darbe” sayılıp doğru ve haklı olduğunu vatana hizmete adamış gericilikle teslim alınmak iddianame düzenlendi. Halen çok net görebiliyoruz” generallere yapılan eziyete istenmektedir. Ancak, ADD’den ÇEDES’e yaşları 80’in üzerinde olan diyen Türk, sözlerini “Eğer isyan ediyorum. Yaşları ve ülkemizin ilerici birikimi Dava yine ertelendi emekli komutanlar dava o kararlar müteakip kronik hastalıkları nedeniyle suç duyurusu bu karşıdevrim saldırısını kapsamında cezaevinde iktidarlar tarafından Adli Tıp Kurumu’nun verdiği Ter Ör örgütü IŞİD’in Ankara Garı’nın dirençle püskürtecek, eşit tutuluyor. uygulamaya devam edilseydi, rapor, tam dokuz aydır önünde 10 Ekim 2015’te düzenlediği ve 100 ve özgür bir geleceği laiklik Atatürkçü Düşünce Derneği 28 Şubat davasında hapis savsaklanmasaydı 15 Temmuz en üst makamda imza kişinin yaşamını yitirdiği terör saldırısına ile birlikte kuracak iradeye (ADD), eğitimi dinselleştirme yatan emekli Albay Alican ihanet kalkışması olmazdı, bekliyor. İdam kararının ilişkin 10’u tutuklu 26 sanığın yargılandığı sahiptir. Laiklik Günü’nde adımlarından olan ve tepki çeken Türk, “27 yıldır o süreç belirli tarikatlar, cemaatler devleti kalkmasına karşın bu onurlu “Gar Katliamı Davası”nın 23. duruşmasına laikliğe sahip çıkmaya Çevreme Duyarlıyım Değerlerime çevrelerce kasıtlı ve ısrarlı bu kadar işgal edemez, generaller yaşarken ölüme önceki gün görüldü. Ankara 4. Ağır Ceza devam ediyoruz. 3 Mart Sahip Çıkıyorum (ÇeDeS) projesine biçimde bir ‘darbe’ ya da bugün hepimizi irrite eden mahkûm edildiler. Ellerinden Mahkemesi’ndeki davaya tutuklu dört sanık, saat 14.00’te, Ankara’da ilişkin suç duyurusunda bulundu. ‘postmodern darbe’ şeklinde saltanat talepleri ya da şeriat özgürlükleri, yaşam hakları Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile Dernek tarafından hazırlanan İnşaat Mühendisleri empoze ediliyor. Oysa çığlıkları atılamazdı” diyerek alındı. Mağdur olduklarını bağlandı. Ara kararını açıklayan mahkeme dilekçede “ÇeDeS projesinin laik Odası, Teoman Öztürk kararlar ne bir darbe ne bir tamamladı. söyleyenlere sormak heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin eğitimi tehlikeye attığı aşikârdır” Salonu’nda buluşuyoruz.” muhtıradır” dedi. Tutuklu Çetin Doğan’ın eşi istiyorum: Gerçek mağdur devamına karar vererek duruşmayı 24 dendi. l ANKAr A/Cumhuriyet l ANKAr A/Cumhuriyet “Bugün ülkemizin geldiği Nilgül Doğan ise şöyle dedi: kim?” l İSTANBUL Nisan’a erteledi. l ANKAr A/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle