25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
gorus@cumhuriyet.com.tr 20 OCAK 2024 CUMARTESİ 2 olaylar ve görüşler çözüm yolu bulunmalıdır. Duran GÜLDEMİr Seçimden seçime dile getirilen Eğitimci vaatlerin hesabı sorulmalı, terk 024’ün şu ilk aylarının en önemli Seçimden seçime... edilmiş köyler, kurumuş dereler, konusu elbette 31 Mart 2024 suyu çekilmiş nehirler, talan edilen 2yerel seçimleri. Gazetelerde, geçirmemiz gerekiyor. Öyleyse, kılı salgınıyla birlikte, yaşadığımız 6 özellikle “deprem” konusunda net madenler unutulmamalıdır. Mutlaka televizyonlarda bu konuyla ilgili kırk yararcasına düşünüp karar Şubat depreminin acıları hâlâ devam olmaları yurttaşın en büyük arzusu. bir çözüm yolu bulunmalıdır. Bu haberlerin, yorumların ardı arkası vermenin tam da zamanı. Bu da ediyor. Bu nedenle, beklentilerimiz Bu işe gönül vermiş bilim insanları: sorunların çözümünde, geçmişte gelmiyor; hangisi yanlış, hangisi doğru biz seçmenlere ağır bir sorumluluk kişisel değil, tüm toplumu “Her an deprem olabilir” diye bas başarıyla uygulanmış eğitim karar vermekte zorlanıyoruz doğrusu. yüklemektedir. kapsamalıdır. bas bağırırken alınması gereken politikalarından yararlanılmalıdır. Adaylar; yapılanları, yapılmayanları, Özellikle son yıllarda yaşadığımız Oyumuzu kullanırken önlemler zamanında alınmıyor, Başta “Köy Enstitüleri” olmak üzere, yapacaklarını anlatıp duruyor. acı tecrübeler sonucu söylenen şu bulunduğumuz yerleşim yerinin birtakım bahanelerle hep ertelendiği Cumhuriyetin kuruluş felsefesinin Seçimden seçime hatırlanan sessiz karamsarlıktan kurtulmalıyız: “Boş ver temel sorunları mutlaka dikkate için sonuçta büyük acılara neden özünden kopmadan günün koşullarına çoğunluğun bireyleri olarak bizler abi, kim gelirse gelsin değişen bir şey alınmalı, liyakat sahibi yöneticiler oluyor. Artık daha büyük acılar uygun yöntemlerle bu sıkıntıların en de ister istemez gündemin ortasında olmuyor.” Hemen şunu da belirtmekte işbaşına getirilmelidir. Tercih edilecek yaşamak istemiyoruz. Siyasi malzeme aza indirilmesinin mümkün olduğu buluyoruz kendimizi. Elbette bütün yarar var: Bu yazının amacı kimseye yöneticiler, özellikle, “Eşimi dostumu yapılmadan deprem konusunun bir an gerçeği artık kabul edilmelidir. Bu bunlar anlatılacak. Seçilecek kişinin akıl vermek değildir, yok olmaya yüz belediyeye nasıl yerleştirebilirim?” önce çözülmesi her kesimden insanın nedenle, senden-benden anlayışının siyasi görüşü, kişiliği, yaptıkları tutan umutları az da olsa yeşertmeye anlayışına son verebilecek cesareti en büyük isteği. esiri olmadan, dağımıza taşımıza, yapacakları dikkate alınacak, ona göre çalışmaktır. Çünkü toplumu saran gösterebilmelidir. İşsizlik bu toplumun Dikkat çeken bir başka nokta açıkçası toprağımıza sahip çıkacak tercihler yapılacak ama bunlar yeterli karamsarlık havası her geçen zaman temel sorunlarından biri. Bunu göz da seçim öncesinde büyük kentler yöneticileri işbaşına getirmek mi? Yeterli değil, çünkü verilecek o bir daha da artıyor ne yazık ki... ardı edemeyiz fakat çözüm yolu bu konuşulurken küçük yerleşim önceliğimiz olmalıdır. İş işten oy hepimizin geleceğini etkileyecektir. Son birkaç yıl içinde hem ülkemizde değil. yerlerinin hep göz ardı edilmesi. Oysa geçmeden bunları düşünmenin tam İşte bu nedenle en temel vatandaşlık hem dünyada yaşanan felaketler, Beklentiler çok, ancak toplumu yaşanan bu sıkıntıların çözümünde da zamanı. Yoksa değişen hiçbir şey hakkımızı kullanırken iyice düşünüp yaşamımızı altüst etmekle kalmadı yakından ilgilendiren sorunların köylüyle kentlinin sorunları, bir bütün olmayacak, umutlar yine başka bahara kararımızı vicdan süzgecinden umutlarımızı da yok etti. COVID-19 çözümünde yerel yönetimlerin halinde ele alınıp ona göre ortak bir kalacak. Laiklik ve hukuk devleti Bir insan zamana nasıl iz bırakır?... Belki yaptıklarıyla, belki dünyaya kattıklarıyla, belki de av. aLİ YıLMaz GÜrkan dokunduğu yaşamlarla ve değiştirdiği anlayışlarla. Peki bu insan belediye başkanlığı gibi önemli bir görevde bulunuyorsa ve toplumsal sorumluluk ünümüzde kullanılan laiklik duygusu da ağır basıyorsa, nasıl bir yol izler? tanımının sosyal bilimlerde Yoklukları, zorlukları aşacak gücü kendinde nasıl Guzlaşılmış evrensel bir tanımı bulur? teorik anlamda bulunmamaktadır. Ürgüp’ü küçük bir Anadolu kasabası kimliğinden Bu nedenle sosyal bilimlerde Fransız çıkarıp bir dünya kenti yapan eski Ürgüp Belediye modeli tüm dünyada geçerli laiklik Başkanı Bekir Ödemiş, sosyal belediyecilik modeli olarak önerilmekte ve anlayışıyla kısa zaman içinde dönüştürdüğü kullanılmaktadır. Ülkemizde ise 1928 Kapadokya bölgesini, birikimlerini ve deneyimini paylaşmaya devam ettiği Ankara’yı, kültürel mirası yılında anayasamızdan çıkarılan ve kent kimliğini koruma yolunda sarf ettiği “Türkiye Cumhuriyeti’nin dini İslamdır” çabaları anlatıyor. ifadesi ve takiben 1937 de laiklik 13,5x20,5 13,5x20,5 ilkesinin anayasaya girmesi ve ayrıntılı İnceleme Yaşamöyküsü tarifi yapılmış olmasına rağmen bazı 407 sayfa 186 sayfa kesimlerde halen hilafet ve şeriat istemi yüksek sesle dile getirilmekte. Oysa Fransa, din ve devlet ayırımını 1905’te yapmasına rağmen laiklik ilkesini 1945’de kabul edebilmiştir. Yani 1921-2001 yılları arasında yaşamış TTTürk ürk bir bakıma Türk devrimi bu konuda tarihsel öncü niteliğindedir. Ancak bugün Batı laikliğin önemini kavramış ve artık bu tartışma bugün orada önemini kaybetmiştir. Peki bizdeki laiklik karşıtı söylemler neden hâlâ var, sorun nedir? Bazıları Türk tarihinde sekülerleşme 1700’lerdeki ordu kurumunda başlamıştır der. Bize göre halifeliğin lağv edilmesine kadar egemenliğin dini 19x19 temelinden vazgeçildiğini düşünmek İnceleme hatalı olur. Laiklik bilindiği gibi politik 63 sayfa 13,5x19,5 bir ilkedir ve bir süreç değildir, devletin Günce işleyiş mantığının din dışı oluşunu 315 sayfa ifade eder. Sekülerlik ise bir süreç olup devletin dine tamamen kayıtsız kalması düşüncesini içerir. Cumhuriyetin nitelikleri Oysa laik bir ülkede her inanç gibi din de koruma altındadır ve PPrrof. Dr. Emrof. Dr. Emre e KKongar’ınongar’ın k kaleme aaleme aldığı onun istismarına imkân verilmez. Anayasamızın Cumhuriyetin nitelikleri arasında sayılan laiklik 4. madde ile korunmuş, 14. madde ile din ve mezhep ayırımı yapmak ve devlet bubugünü de anlamak açısından rgünü de anlamak açısından rehehber düzeni kurmak suretiyle kötüye kullanılmasının önüne geçilmiş, 24. “Hak ve Hukukun Yılmaz Savaşçısı” olmuştur.aşçısı” olmuştur. maddesi ile din ve ahlak eğitiminin planlı ve belirli hedeflere odaklı devletin gözetim ve denetimi altında ancak okullarda gerçekleşeceğini hiçbir kuşkuya meydan vermeyecek şekilde düzenlemiştir. Bunlarla da 13,5x20,5 13,5x20,5 Yaşamöyküsü yetinmemiş “Türkiye Cumhuriyeti’nin İnceleme 110 sayfa 163 sayfa laiklik niteliğini koruma amacı güden” başta 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu olmak üzere devrim yasalarını anayasanın 174. maddesi ile koruma altına almıştır. Bu düzenleme yerinde bir düzenleme olup gelecekte de muhafaza edilmelidir. Çünkü laikliğin Büyük Ekim Devrimi’ni gerçekleştiren işleyebilmesi için hukuki çerçevesinin Sovyet Rusya, emperyalist Batılı güçlere karşı seküler bir hukuk tarafından çizilmesi Kurtuluş Savaşı’ndan büyük bir askeri ve siyasi programları ve köşe yazarlığı da yapan Yazar gerekir. Laikliği var kılacak esasların zaferle çıkan Türkiye Cumhuriyeti’nin en yakın müttefiki haline gelmiş, Lansere de yeni Türkiye’yi (“vicdan, din, düşüne özgürlüğü” gibi) mektuplardan oluşuyor. Hem aynı hem farklı resmeden ilk Rus sanatçı olmuştur. Daha laikliği güvence altına alan seküler Milli Mücadele sırasında Mustafa Kemal Paşa ile hukukun ayrıntılı tarifini gerektirir. defalarca görüşen ve onun portresini yapan Bugün bu esaslara dayalı bir anayasa sanatçı, Türk Devrimi’nin ve bağımsızlık mücadele- sinin liderleriyle gerçekleştirdiği tüm yapmak olanaklı görülmemektedir. görüşmeleri günlüklerine aktarmıştır. Aydınların görevi Oysa laikliğin anayasada gereği gibi yer alması halinde Cumhuriyetimizin, demokrasinin ve halk eğemenliğinin 12,5x19,5 varlığından bahsedebiliriz. Aksi halde 13,5x20,5 Mektup ne halk eğemenliği ne demokrasi 120 sayfa kalır. Geçen zaman süresince 85 sayfa Cumhuriyetin eseri olarak ülkemiz her şeye rağmen yurttaş oluşturma işini başarmıştır. Laiklik toplumda bugün sahip olduğumuz her şeyin (ibadet dahil) güvencesidir. Bu bilincin canlı tutulması ve korunması konusunda her hukukçunun ve her aydının görevli olduğuna inanıyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle