28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 EYLÜL 2023 PAZAR 8 yorum/haber 940’lı yıllar. Tedavi sonuç vermedi. İkinci Dünya Ve Yakar Kaptan’ın 1Savaşı’nın yokluk, yaşamı, sevdiği çocuklara yoksunluk zamanları. göz kırpar gibi 23 Nisan Türkiye’nin 1923’te 2007’de sona erdi. Bozcaada artık ışıl ışıl bir alınan tapusu, uluslararası meşruiyet belgesi Lozan ada. Feribotlarla gidiliyor. Yolunuz düşerse bir gün, Antlaşması, henüz müzesine uğrayın. Sayın 17 yaşında. Ölüm adın İşaret fişeği Hakan Gürüney’den Bozcaada’ya ulaşmak Yakar Kaptan’dan Yakar Kaptan’ın öyküsünü için önce Çanakkale’den er şey hayatta birbirini tetikleyebilir. lanet olsun ayrıntılarıyla dinleyin. 100. yılını kutluyoruz. Geyikli’ye bir bozuk yolu Parktaki gülen heykelin H Amma velakin... aşmak gerekiyordu. Odunluk çakal kaptana evgili okurlarım, bugün beni önünde de bu satırları Türkiye Cumhuriyeti devletine hükmeden İskelesi’ne at arabaları, bağışlayın, çok özel bir yazıyla kadroların, kadının toplumsal, siyasal, göbeğini çakısıyla kesmişti. anımsarsınız, belki. yorgun kamyonetler Ssizlere seslenmek istiyorum. kültürel yeri, önemi ve değeri konusunda Mütevazı ailesi de hâlâ adada yanaşırdı. Halil Yakar Kaptan, İki gün önce ben çok sevdiğim kafası ne yazık ki çok karışık. Kancaya takılan yaşam yaşıyor zaten. Sürmene yapımı teknesiyle insan bir dostumu, dans arkadaşımı, Bu satırları yazarken sonuç henüz belli Kurtuluş Savaşı’mızın muzaffer 1952 yılının mayıs ayı sonlarıydı. ve insanın yaşaması için gerekli ne film jürilerinde olmadık muziplikler değildi. bahriyelileri, onların özgürlük, Yakar Kaptan, önce hastaneye varsa yüklenip adaya taşırdı. yaptığımız bir o kadar da sıkı Eğer, Kadın Voleybol Milli Takımımız, dayanışma, yurtseverlik erdemlerini taşıdığı aileyi, Ezine’de doğan Babası, “Fırtınaymış, boraymış çalıştığımız, öğrencilerinin en yakışıklı, dünya şampiyonu olmuş da Reyiz, emrindeki yaşatan denizciler... İster küçük bebekleriyle birlikte adaya geri aldırmayacaksın. Kimseyi iskelede en muzip, en bilgili hoca ilan ettiği TÜRKİYE CUMHURİYETİ yazılı 12 uçaktan bir sahil muhafaza botu olsun ister götürmek üzere tekneye alıyordu. Naci Güçhan’ı yitirdim. Aptal bir trafik bırakmayacaksın. Paran var mı, yok birini Brüksel’e gönderip de onları ülkemize büyük ticari gemiler. Her birinin Deniz çalkantılıydı. Baba, bebekli mu sormayacaksın” diye vasiyet kazasında. getirmiyorsa, “kadının toplumsal, siyasal, kaptanı bizden biridir, hepsinin eşine yardım için güverteye önden Yazılarımı, kitaplarımı ilk etmiş. Zaten baba da denizci, kültürel yeri konusunda kafası” artık pruvası neta olsun. çıkmıştı. İskeledeki anne kundağı okuyanlardandı. Şimdi onu en çok netleşmiş demektir. atalar da. Yakar Kaptan, kimseyi ve ona doğru uzatırken elinden sevdiği yazımla uğurlamak istiyorum: Türkiye’ye geçmiş olsun. hiçbir yükü geride bırakmazdı. Kaptanlık parodisi düşürmesin mi? H H H Uzun zamandır hissetmediğim John Steinbeck’in “Gazap Daha yeni doğan yavrucak Hani günümüzde bir kez bile Ne demişti? bir heyecan o gün beni yeniden Üzümleri” gibi, Yakar Kaptan’ın “Benim en büyük eserim, Türkiye köpüren sulara karışıyordu ki bir gemi dümeni tutmamışlar, bir kucaklıyor. Elim ayağıma dolaşıyor. da “Gazap Denizleri” vardı. Üzüm Cumhuriyeti’dir”. Yakar Kaptan uzun saplı kancasını kifayetsiz kaptanı savunuyorlar İlk randevusuna giden bir genç kızın zamanı Bozcaada’ya gelen Herkes biliyor, iki eseri daha var. denize daldırdı, kundağa takıp onu ya? Onları gülerek izliyorum. heyecanıyla ellerim titreyerek kırk mevsimlik tarım işçilerinden ücret Cumhuriyeti ilan etmek üzere kurup yaşama geri çekti. Hele sözde kaptan, “İyi kaptan yaş gözlüğümü, cep telefonumu istemezdi. örgütlediği Cumhuriyet Halk Partisi Bazen dümeni verdiği “küçük gemisini limana sağ salim çantama atıyorum. Dudaklarıma ruj ve adını bizzat koyduğu, Cumhuriyetin kaptan”, hayatını kurtardığı o getirendir” deyince kahkahalarımı sürerken aynadaki görüntümle göz Deniz kadar erdemlerini ve devrimlerini anlatmakla bebekten başkası değildi. Büyüyüp tutamıyorum. göze geliyorum. “Tanrım ne kadar görevlendirdiği Cumhuriyet gazetesi. cömert bir yürek liseyi bitirdiğinde “Günün birinde Kemal Kılıçdaroğlu, evet, gencim, bu gerçek bir mucize” diye Bu üç eser de 100. yıl dönümlerini “Dönüşte, yevmiyelerinizi gerekir” diye kaptanlık belgesi de gemiyi bir limana getirdi. Ama kendi kendime mırıldanıyorum. Otuz kutlamaya hazırlanıyor. aldığınızda verirsiniz” derdi. aldırdı. liman, gemi söküm tesisi! Gemi yıl önce, gencecik bir üniversite 100 yaşına girmek her kuruma kısmet Hükümetin resmi araçlarını, akıllara Yakar Kaptan’ın “küçük kaptan”ı hurdaya çıkmış, ne kaptanın haberi öğrencisiyken, o zamana kadar olmaz. durgunluk veren bir beceriyle ulusu ve devleti için canını ortaya var ne de hık deyici mürettebatın. bellediğim bütün kuralları sil baştan Cumhuriyet Halk Partisi (6 gün sonra) 9 iskeleden tekneye çıkarırdı. koyarak dövüştükten sonra Çürük güvertenin üstünde hâlâ sorgulamama neden olan, ihtimal Eylül’de; Herkes ve her şey yerleşince köşeye çekilince kimseye muhtaç varız diye tepiniyorlar. bugün türlü acılardan ve sevinçlerden Türkiye Cumhuriyeti (49 gün sonra) 29 Sürmene’ye, tüm Geyikli kıyıları olmamak için kaptanlık belgesini Düşman topraklarında yaşamaya Ekim’de; geçmiş yaşamımı seçmemde önemli onun komutuyla çınlardı: “Haydi cebinden çıkardı, denizlere açıldı. mahkûm yenikler yaptılar bizi. Ve Cumhuriyet gazetesi ise (8 ay 10 gün bir rol oynayan, ilk göz ağrımla vira bismillah!” Zor fırtınalara yakalandığında yarattıkları derin umutsuzluğu bile sonra) 5 Mayıs 2024’te, buluşmaya gidiyorum. Akıntıyı bilirdi, rüzgârı ayarlardı, 100. yaş günlerini kutlayacak. eliyle belindeki kanca izini sıvazlar, anlamaktan acizler. Yüreğim inanılmaz bir hızla atıyor. eğer okullar tatil ve “küçük H H H içinden “Bunu da atlatırsın, neler CHP gemisini böyle paramparça, Bir ara korkuyorum, şimdi şurada, CHP ileri gelen ve ileri gidenlerinden 100. kaptan” teknedeyse ona miçoluk atlattın sen!” diye geçirir, hâlâ... hurda limanına getireceğinize şu yolun ortasında yüreğim duracak! yıl kutlama programıyla ilgili ne yazık ki ne bir öğretir, “Gözünü orta adadan fırtınalara karşı özveriyle, onurla Kendi kendime mırıldanıyorum: ses ne bir nefes! ayırma, sancakta hep orta ada Pruva neta olsun mücadele etseydiniz baylar, Kızım gülünç olmaya gerek yok. Sen “chp.org.tr” ye baktık. Kes – yapıştır, olacak” deyip dümeni de verirdi. bayanlar! Kader ne yazık ki çok sevdiği ne badirelerden geçtin, bitmiş kaç tarihsel bilgi yığınından, 14 ve 28 Mayıs Çocukları çok severdi. Çocuklar Üstelik önünüzde dünyada oğlu Hasan’ın kaybını yaşattı aşkla hesaplaştın, kimselerin haberi öncesi bayat ve sinir bozucu seçim da onu. Adada ebe bulunmadığı eşi benzeri olmayan bir örnek, Yakar Kaptan’a. Hastalandı. Tiroit olmayan kaç sevinç anı yaşadın, kaç demeçlerinden ve Kemal Bey’in düğün zamanlar, isterse kıyamet kopsun emperyal okyanusların hışmına kanseriydi. “İyot eksikliğinden kez ölümü hissettin, kaç kez yaşamın dernek – şahitlik ve ziyaretçilik haberlerinden denizlerde, hastaneye doğuma kafa tutmuş bir gemi de vardı. olurmuş” yorumuna, “60 yıl Ege’nin sonsuzluğu karşısında hüngür hüngür belli ki 100. yıl programına yer kalmamış. taşırdı anneleri. Bir seferinde, Adı, Bandırma. iyodunu çektim içime, yine de ağladın... Şimdi ne oluyor sana? Ana muhalefet partimiz 6 gün içinde çılgın teknede doğan aceleci bebeğin Anımsadınız mı? doymamışım denize!” diyordu. Tamam aradan tam otuz yıl geçmiş. O bir sürpriz parti hazırlar da 9 Eylül günü zamanlar küçücük bir kızdın, heyecan milletin huzuruna çıkar. H H H dolu, garip sorular soran bir kız ve “Keyfekeder Başkanlık Sistemi”mizin işte o zaman ona rastlamıştın. Yıllarca Okul müdürü ‘iş kazası’, milli eğitim şube müdürü ise ‘30 Ağustos’ta ne var’ dedi başkanı her zamanki gibi elini çabuk tuttu. peşini bırakmayan sözcükleri de ilk Cumhuriyet’in birinci 100 yılını atlayıp kez o zaman işitmiştin. Zamanlardan kendi “Türkiye Yüzyılı”nı ilan etti bile. nasıl bir zamandı anımsıyor musun? Marşını da besteletti, senfoni orkestrasına Atatürk büstüne saygısızlık tepki çekti Sabaha karşıydı ve bütün gece da çaldırttı bile. yağmur yağmıştı. Toprak ıslaktı ve Geriye 29 Ekim’de Anıtkabir’e gitmesi ve içiyorlar’ dedi, sonrasında da ‘Büst ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR yağmur kokuyordu. eski hali kendi neo klasik deyimiyle sap gibi dikilip yüksek, düşme tehlikesi var’ dedi. “O gün uyandım ve sana baktım. astamonu Azdavay’da durması kaldı. Böyle bir olay yaşadı mı soruma ise Yanımda yatıyordun, ellerin yastığın 30 Ağustos’ta Atatürk H H H ‘hayır’ yanıtını vererek ‘Bunu bir iş altındaydı. Seni uyandırmamak için Kİlkokulu’ndaki Atatürk büstü, Büyük Atatürk’ün üç eseri 100. yıla soluğumu tutarak sana baktım. kazası olarak görün’ diye konuştu.” girerken zamanın ruhundan, dünya kepçeyle parçalandı. Büstün parçaları O an seni ne kadar çok sevdiğimi Karakaş’ın iddiasına göre Azdavay dengelerinden, iç ve dış dinamiklerden ise gün boyu okulun bahçesinde anladım ve o anı tümüyle, yüz yıl ve ekonomik, kültürel ve toplumsal İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Hakan durdu. Olaya tanık olan okulun boyunca belleğimde tutabilmek için değişimlerden - dönüşümlerden etkilenmesi Kalas’la görüşmesi ise şöyle: “Kalas’a mezunlarından Gülseren Karakaş, Tanrı’ya yakardım.” (“Gece” filminin kaçınılmaz. ‘Neden bayramda yıktınız’ dediğimde “Gördüğüm manzara içimi acıttı. Son 15 yılda Türkiye Cumhuriyeti, ucu sonunda kadın kahramanın erkek ‘30 Ağustos’ ise ne olmuş yani, izin Çocukluğumuzdan beri törenlerin Ortadoğu’nun karanlıklarına açılan tehlikeli kahramana okuduğu mektuptan bir günü’ yanıtını aldım.” yapıldığı büst paramparçaydı” dedi. bir tünele sokuldu. bölüm.) Karakaş, “Kalas’a, ‘Burada hem Eskisinin yerine daha ufak bir büst Benzer kaygılar, farklı düzlemde, zamane Hayır sözcüklerinin büyük bir konulduğunu söyleyen Karakaş, Atatürk’ü hem de bizlerin geçmişini akademisyenlerinin sevdiği deyimle, fabrika kısmını unutmuşum. Zararı yok. Otuz ayarları çok oynandığı için de Cumhuriyet yaşananları şöyle anlattı: yok ediyorsunuz’ dediğimde de Yeni büstün öncekine göre yıl sonra, bunca senaryo, bunca Halk Partisi için de söz konusu. “Okul müdürüne, neden bunu kovmaktan beter bir yaklaşımı oldu. daha küçük olduğu ve okul hikâye, bunca yazı yazdıktan sonra Kaybetmek için özel çaba gerektiren bir yaptınız diye sorunca ‘Önce sel önlemi’ Madem iş kazası, büst eski durumuna bahçesinde köhne bir yere sözcükleri yeniden kurabilirim. Tıpa seçim kaybedildi. taşındığı görüldü. dedi, sonra ‘Büstün arkasında içki getirilsin” ifadelerini kullandı. tıp benzemese de o muhteşem kaçış Yeni hali Ülkenin 2 milyon eksikle yarısı ruhsal duygusunu, o birlikte yok olmak bunalıma sokuldu. Değil istifa 25 milyondan isteğini, o zamana ve ölüme meydan helallik bile istemek gündeme gelmedi. Yurttaşlara dolandırıcılık uyarısı okuyan muhteşem kahramanlık Cinayetten sonra intihar etti Yenilik, değişim, gençleşme, anını sil baştan, her zaman başka demokratikleşme sesleri havada uçuştuğu VAl İl İKte N yapılan istemesine dayanan sözcüklerle anlatabilirim. MANİSA Akhisar’da aynı tabancayla kendisini ile kaldı. açıklamada, son günlerde bir çalışması olmadığı Ne yaptın bana? Yeter, yüreğim H H H önceki gece Veysel Mızrak başından vurdu. Mızrak ve İstanbul Valiliği’nin kaydedildi. Dolandırıcılık daha fazla heyecana dayanamayacak! Cumhuriyet gazetesi 100. yılını kutlama (47), tartıştığı Meliha Uludağ yaşamını yitirirken adını kullanarak yapılan faaliyetlerine karşı daha Mor bir atkı var üstümde, her hazırlığına örnek bir işaret fişeği ile başladı. Uludağ (47) ve Cansu ağır yaralı Dönmez ise dolandırıcılık faaliyetlerine dikkatli olunması, bu tür zamanki gibi yüzüklerim, küpelerim. Gazetenin içinden yetişmiş, hem sahada Dönmez’e (20) belinden hastaneye kaldırıldı. Olayla karşı halk uyarıldı. Valiliğin, durumların Emniyet ve aktif muhabirlik yapmış hem de gazetenin O tıfıl lise öğrencisinden geriye çıkardığı tabancayla art ilgili başlatılan soruşturma yurttaşları doğrudan adli birimlere bildirilmesi efsane yazar ve bölüm yöneticilerinin eski ne kalmış? Geriye kalan çok açık arda ateş açtıktan sonra sürüyor. l DHA arayarak sosyal yardım gerektiği vurgulandı. deyimle rahle-i tedrisinden geçmiş Mine değil mi? Bitmeyen bir kaçış isteği, Esen’i genel yayın yönetmeni, Genel Yayın bitmeyen bir sevgi isteği. Ne Koordinatöü olarak da yine gazete içinden KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr vardı sanki karşıma çıkmasaydın. yılların editoryal deneyim ve birikimine sahip Sabahlara kadar o ses kulaklarımda Hakan Akarsu görevlendirildi. yankılanmasaydı ve ben, aşkın ölüme Bu değişim ve dönüşüm, eğer Atatürkçü meydan okuyan tek şey olduğunu çizgide kalmaya kararlı ise CHP’de de öğrenmeseydim. domino etkisi yaratabilecektir. O zaman paşa paşa, zeki bir liseli Daha sonra da sıra Türkiye Cumhuriyeti’ne olarak en iyi okullarda okur, paşa gelebilecektir. paşa annemin de uygun gördüğü Zira bu üç kuruluş da cumhuriyetin ilk bir meslek edinir, çalışkan olduğum yirmi ayının ürünüdür. için de bu meslekte ilerler, mutlu bir Türkiye Cumhuriyeti’nin çivileri oynarken evlilik yapıp çoluk çocuk, şimdilerde Cumhuriyet Halk Partisi de ister istemez yazlığımda yaşar ve sadece hayatın bundan payını aldı. Ülkemizin kurtuluşu ÇHP’nin bir an önce bana her zaman bonkör davrandığını toparlanmasından gerçek bir anamuhalefet düşünürdüm. Karşıma hiç çıkmasaydın partisi işlevi kazanmasından geçiyor. ve ben o sözcükleri hiç işitmeseydim. Cumhuriyet gazetesi ise bir asırlık laik, Yol azaldı. Az sonra gene bir özgürlükçü, demokrat deneyimiyle görevini akşamüstü birlikte olacağız. Ellerim yapmayı kararlılıkla sürdürecek . şimdiden terliyor ve yüreğim artık Ama ne yazık ki, Uğur Mumcu’nun benim dışımda çarpıp duruyor. Çevrem öldürülme yıldönümünün arifesinde Can ve kalabalık ama ben kimseyi görmek, Erdem hâlâ tutuklu. selam vermek istemiyorum. Bir an H H H önce ışıkların sönmesini ve karanlığa Şu satırlara bakar mısınız? geçmeyi diliyorum. Çünkü karanlıkta, “Türkiye Ortadoğu kargaşasına bugün yıllar sonra yeniden birlikte olacağız. de ABD istekleri doğrultusunda karışmıştır. Evet, son gonk da çaldı, ışıklar Ilerisi için manevra alanını şimdiden söndü ve İtalyan yönetmen daraltmıştır. ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com Michelangelo Antonioni’nin Gece Geleceğin siyaseti bugünkü geçici filminin ilk kareleri perdeden geçmeye dengelere göre saptanırsa, Türkiye yarın öbür gün çok acı sürprizlerle karşılaşabilir.” başladı. Soluğumu tutup, üniversiteli H H H tıfıl bir kız çocuğuyken tam dört kez Mumcu bu sözleri, tam 25 yıl önce 7 üst üste izlediğim kareleri yeniden Şubat 1991 günkü yazısında söylüyor. anımsamaya, izlemeye başladım. Sana binlerce teşekkür borçluyum Michelangelo Antonioni; tıfıl bir kız çocuğunun hayatı sorgulamasına NAMAZ VAKİTLERİ neden olduğun ve ona hiç ummadığı İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı bir yaşam armağan ettiğin için. İstanbul 04:55 06:25 13:09 16:48 19:42 21:06 Otuz yıl sonraki randevu da Ankara 04:43 06:11 12:53 16:32 19:26 20:48 muhteşemdi. Teşekkürler! İzmir 05:10 06:35 13:16 16:54 19:47 21:07
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle