22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
gorus@cumhuriyet.com.tr 31 AĞUSTOS 2023 PERŞEMBE 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER zaferlerimizin, iktisadi zaferlerle taçlandırılmasını’ şart koşuyordu. İşçi sendikalarının Çünkü Atatürk, ekonomik zaferleri olmayan bir ülkeyi esir bir ülke olarak nitelendiriyordu.” 30 Ağustos 2023 Yazarımız Sinan Meydan “Büyük tarihli Cumhuriyet Zaferi Anlamak” demokrasiye borcu başlıklı yazısında evgili ve değerli “Tam bağımsız ve okurlarım... çağdaş Türkiye Cumhuriyeti DR. ENGIN ÜNSAL yöneticilerinin sorumluluğu S Cumhuriyet Gazetesi bu zaferin eseridir. Büyük dün, 30 Ağustos 2023 ve yetersizliği çok açıktır ve 15. DÖNEM CHP İSTANBUL Zafer, sadece Türk tarihinde, Cumhuriyetimizin ulusunu bağımsızlığına ve mutlaka yöneticiler kendilerini MİLLETVEKİLİ 100’üncü, Büyük Zafer’in özgürlüğüne kavuşturan sorgulamalıdırlar. 101’inci yılında tarihsel ulusal ölçekte bir zafer slam cumhuriyetlerinde önemde bir sayı yayımladı. değil, aynı zamanda bütün CHP’nin yapamadığını işçi sendikaları yoktur. Bu sayıda katkısı olan mazlum uluslara özgürlük Ülke ağır bir ekonomik tüm yönetici, gazeteci İVarsa bile sendikalar ve bağımsızlık yolunu açan ve yazar bunalım tünelinden geçmekte uluslararası ölçekte hükümetlerin güdümünde arkadaşlarımı bir zaferdir” ve bu bunalımın altında en çok olan kukla sendikalardır. yürekten diyor ve işçiler, memurlar ve emekliler Öyleyse özgür sendikalar kutluyorum. bu zaferin ezilmektedir. Kendi iç sorunları Bu yazımı, ancak demokrasinin var arkasındaki gazetemizin ile boğuşan CHP muhalefet bilime olduğu ülkelerde yaşama hem 2023 olan inancı görevini yapamamakta ve şansı bulur. Bu nedenle Türkiye’sine vurgulu- hükümet politikaları üzerinde sendikalar demokrasinin ışık tutan, yordu. etkili olamamaktadır. CHP’nin ürünüdür diyebiliriz. yol gösteren Zülâl yapamadığı muhalefeti, niteliğini Sendikaların üyelerine karşı Kalkandelen, vurgulamak Mudanya’dan temsil ettiği işçiler ve en sorumlu oldukları kadar hem de başlayacak yaygın örgütlü kuruluş demokrasinin korunması Büyük önemli bir olarak toplum adına başta ve kollanmasına karşı da Zafer’i ve yürüyüş sayısı olarak büyük diğer çalışma ortamını önemli Türk-İş olmak üzere tüm Cumhuriyet’i sorumlulukları vardır. haberini de anlatan iki konfederasyon kuzuların ölçüde işgalleri yanında sendikalar ve konfederasyonlar verdiği ve bu Demokrasi anlayışından haber ve ilçemizdeki sessizliği içinde iktidara uyum emekçilerin çok önemli yapmak zorundadırlar. sapıldığı, çalışanların yazıları bir Cumhuriyet sağlama yarışı içinde olmaları sorunları vardır. Memurların Bunu yapmadıkları sürece haklarının yadsındığı kez daha kazanımlarını anlaşılması zor bir tutumdur. grev hakkı yoktur. 16 milyon yoksulluktan, sömürüden durumlarda sendikaların dikkatlerinize anlattığı, sunmak için Bu da ülkemizde demokraside çalışanın olduğu ülkemizde yakınmaya hakları “Mudanya’da doğal haklarını kullanarak yazıyorum! hiç sönmeyen kolay sapmalara ve çalışanların bir sözleşmeden yararlanan olmayacaktır. hükümetleri, işverenleri HHH Cumhuriyet açık ve yaygın sömürüsüne ve aidat ödeyen sendika üyesi Türk-İş yöneticilerine şunu protesto etmeleri evrensel Gazetenin meşalesi!” neden olmaktadır. işçinin sayısının bir milyonun hatırlatmak isteriz: Suskun bir hak olarak kabul manşeti, yukarda da başlıklı yazısını Bu konuda en çok üyeye altında olması ve çoğunluğun kalmasının işçi sınıfına hiçbir görüldüğü gibi: edilmektedir. Bunun başarılı şöyle bitiriyordu: Bir Ulusu Kurtaran sahip Türk-İş’e işçi hakları sendika güvencesinden yararı yoktur aksine var “Tüm bunlara ek olarak, örnekleri son zamanlarda ‘Büyük Zafer’in 101. Yılı Mudanya Belediye Başkanı konusunda büyük sorumluluk yararlanamaması önemli bir olan sömürünün sürmesine Fransa ve İsrail de açıkça UNUTMAYIZ Türkyılmaz’ın 11 Ekim düşmektedir. Bugün çalışma sorundur. Grevlerin siyasal onay vermekten başka anlam sergilenmiş ve hükümetler VAZGEÇMEYİZ Mudanya Mütarekesi’nin yasalarında işçi ve emekçinin bir kuruluş olan hükümet taşımaz. bu durumu doğal bir hakkın Coşkuyla Kutlayacağız 101. yılı kutlamalarının olarak atılmıştı. aleyhine pek çok hüküm tarafından ertelenmesi ve Söz gümüşse sükût (sessizlik) hemen ardından, Ankara’ya kullanımı olarak kabul Haber, manşetin altındaki bir Cumhuriyet Yürüyüşü olmasına karşın Türk-İş’in bu sonunda “Yüksek Hakem altındır deyimi işçi sınıfı için ettiklerinden protestolara spot olarak “Türk Ulusu, başlatacağını öğrenmek, yasalarda mutlaka yapılması Kurulu”na gidilerek geçerli değildir. İşçi sınıfı ve müdahaleleri en alt düzeyde ulu önder Mustafa Kemal umudumu güçlendirdi. gereken değişiklikler için sözleşmelerin işçi aleyhine önderleri gerek kendi hakları olmuştur. Atatürk’ün başkomutanlığında Mudanya’yı simgeleştiren hiçbir öneride bulunmaması bağıtlanması, işsizlik gerekse toplumun çıkarı Büyük Taarruz’la hem mücadele ruhunu kurtuluşun hem de laik Dar anlamda sendikacılık bu konuda hiçbir çalışma sigortasından yararlanma için demokratik haklarını Çankaya’ya taşımanın, ve modern Türkiye’nin özellikle de muhalefetin Batılı ülkelerde da yapmaması dikkat koşulunun zor, ödentinin çok kullanarak ayağa kalkmazsa önünü açtı. Tüm unutturma sokağı fazlasıyla ihmal ettiği sendikacılık geniş anlamı çekicidir. İşçi haklarının az olması, sendika üyeliği bu düzen ve emek sömürüsü ve karalamalara karşın bir dönemde anlamı büyük.” ile aktif sendikacılık olarak yasalarda böylesine eksik güvencesinin çok yetersiz devam edecek demektir. Türk- yurttaşlar, her 30 Ağustos’ta Müjdat Gezen olduğu gibi büyük zaferin algılanmasına karşılık düzenlenmesini kabullenmesi oluşu nedeni ile sendikalı İş emek sömürüsü devam “Mustafa’m, Kemal’im, 101. yılında laik, çağdaş Atatürk’üm, bugün 30 bizde pasif sendikacılık ve sesini çıkarmamasını üyelerinin kolayca işten etsin diye değil yok edilsin ve bağımsız Türkiye’den Ağustos, sana geldik. anlayışı yaygındır. Üç işçi anlamak mümkün değildir. çıkarılmaları eksik işçi diye kurulmuştur. Bu gerçeğin vazgeçmeyeceğiz” diye ÖZÜR DİLEMEYE...” konfederasyonun var olduğu Ülkede var olan yaygın işsizlik, haklarının bazı başlıklarıdır. asla unutulmaması gerekir ve devam ediyor ve 8-9-10-11- diyerek mevcut rejime ülkemizde DİSK’in cılız yoksulluk, açlık sınırında Bu konularda bugüne kadar demokrasiye olan borçlarını da 12-13-14-15-16 numaralı eleştirisini dile getirmişti. sayfaların 101. yıla özel çıkışlarını saymazsak üye çalışanlar, sığınmacıların bir girişim yapmayan Türk-İş ancak böyle ödeyebilirler. Öztin Akgüç, “Onur olduğu belirtiliyordu. ve bağımsızlık zaferi” Bu sayfalarda Alev başlıklı yazısında “30 Coşkun’un “30 Ağustos Ağustos zaferiyle, 1699 Savaşı’nın Stratejik Planı...” Karlofça Antlaşması’yla başlıklı ayrıntılı bir yazısı başlayan yenilgi, toprak ve “Atatürk, Savaşı ve kaybı süreci sonlanmış; Büyük zaferden bugüne Zaferi Anlattı” başlıklı yükseliş, bağımsız Türkiye bir makalede Atatürk’ün, Cumhuriyeti kuruluş sürecine Başkomutan Savaşı’nı, girilmiştir” diyerek tarihsel olmamıştır. Nasıl bir hale zavallılar Atatürk’ü kurucu/ havsalasına oturtulamayan AV. ALP KAAN kendi sözleriyle anlattığı bir bir saptama yapmıştı. geldik ki zafer derken bile kurtarıcı önder yerine sanki kör düşmanlıkları artarak konuşması vardı. Emekli General Nejat nadolu’nun Türklerin olduğunun son “Zaferi abartmayın, ne olmuş vatanı kurtaran o değilmiş sürdüğü için ne bir HHH Eslen “Zafere giden Dün gazetemizin Anoktasıdır 30 Ağustos. Gençliğe Hitabe’yi ki” diyenler çıkıyor medyada. gibi saldırmaktalar. olabiliyoruz ne de diri. yolda Büyük Taarruz” birinci sayfasında, sol bir kez daha tane tane, kelime kelime, Evet, Türkiye Türklerindir. İşin en üzücü yanı ise adlı makalesinde “Eğer başta “30 Ağustos Zaferi 30 Ağustos Clausewitz bu muharebeyi sindire sindire okuma gerekliliğinin olduğu Türk dendiği zaman bunun tarikat ve cemaat gibi Cumhuriyetin Yolunu Açtı” izleyebilseydi, eminim ki ‘Ben günlerdeyiz. Hep öyleydi. Ama şimdi daha adı gerçeği bilenler açısından yapılanmalara ve Atatürk’e “Son zafer olmasa başlığıyla bir de başmakale kitabımı bunu anlatabilmek da önemli. Çünkü dünyanın hiçbir yerinde için hiçbir zaman ırkçılık saldıranlara sessiz kalan, öncekilerin de kutlanacak yayımlanmıştı: için yazmıştım’ derdi” kendi tarihini unutup hurafeleri, çarpıtmaları olmamıştır. hatta bıyık altından gülen ve hali olmayacaktı” dediğinizde Dumlupınar Zaferi ile sözleriyle takdirini dile kafasına yerleştirip neye inanmak istiyorsa sırt sıvazlayan her cenahtan bile kutuplaşmanın ortasına Cumhuriyet yolculuğu getirmişti. Yurttaşlık bilinci ona inanan bu kadar büyük bir kitle siyasilerin bulunmasıdır. düşüyorsunuz. Oysa çeyrek arasındaki ilişkiyi açıklayan HHH ve “19 Mayıs 1919 Milli Kader birliği, tarih birliği Türk kelimesinden kaçarlar, yüzyıl öncesine kadar Elbette haberlerimizin ve Mücadele’nin resmi yapanların, ezelden beri TC kısaltmasını silerken bu kadar tuhaflaşan bir yazarlarımızın 30 Ağustos başlangıç tarihidir; 30 göndermeleri yukardaki omuz omuza mücadele eden, küçülürler. Atatürk’e bitmek toplum değildik. Şimdi Ağustos 1922 de Milli örneklerle sınırlı değil... kardeşçesine yaşayanların bilmez kinle saldırırlar. Fatih, Abdülhamit, Atatürk Mücadele’nin sonuç Yerim dar olduğu için yurdudur bu topraklar. Anayasanın değişmez karşılaştırması ve yarışı zaferidir” diye başlayan bu yukarıdaki örneklerle Bizimle kader birliği maddeleri tek dertleri yapılıyor. yazıda, “Atatürk, daha Harp yetindim. yapmamış, bu topraklarda olmuştur. Arap ve Arapça Malazgirt ile 30 Ağustos Okulu öğrencisi iken ‘Dava, 30 Ağustos 2013 tarihli yaşanan acılarla büyümemiş, hayranıdırlar ama ne Arap yarıştırılıyor. yıkılmak üzere bulunan bir sayımızın birinci sayfasını olgunlaşmamış, tarih birliği ülkelerinde yaşamayı tercih Çanakkale’de Atatürk imparatorluktan yeni bir süsleyen Nâzım’ın şu Türk devleti yaratmaktır’ ile alakası olmayan bilumum ederler ne de Arapçayı silikleştirilmeye çalışılıyor. dizeleriyle bu zaferi bir kez demişti” denilerek bu daha kutlayalım: kişiler bizim kardeşimiz bilirler. Arapçayı kutsal Cumhuriyetin 100. savaşın arkasındaki lider değildir. Ne fikir birliği vardır addederler, Türk yurdunda yılındayız ama kamu kurum Sarışın bir kurda benziyordu. iradesinin yani Mustafa ne ortak inanç, tarih ve Türk dilini küçümserler. ve kuruluşlarında ne kadar Ve mavi gözleri çakmak Kemal Atatürk’ün siyasal ülkü... coşku görebiliyoruz? çakmaktı. ve ideolojik hedefi de Tarihi unutmamak Yürüdü uçurumun başına Türkiye’nin zafer gururunu Tarihi, siyasetçilerden vurgulanıyordu. kadar, yaşadığı bugünlerde, yarınlar Tarihi feslilerin yazdığı ve hocalardan(!) dinlemek Yine birinci sayfada, eğildi, durdu. için önümüzdeki en büyük kurgulardan ibaret yerine tarihçilerden CHP Genel Başkanı Bıraksalar Kemal Kılıçdaroğlu’nun sorun ekonomiden de öte, sayanlara doğru kaynakları okuyabilirsek eğer ne kadar İnce, uzun bacakları “Atatürk’ün Bize Öğüdü” kontrolsüz sığınmacılar okumalarını öneririz. Hatta gurur ve şükran taşımamız üstünde yaylanarak başlığıyla Cumhuriyet için ve içimizdeki nankörlerdir. feslileri özellikle başka gün gerektiğinin ayırdına ve karanlıkta akan bir yıldız yazdığı özel yazının ana Nasıl bir hale döndük ki Türk kalmamış gibi 10 Kasım’da varabiliriz. gibi kayarak fikri yer almıştı: kelimesine alerjisi olanlar ziyaret eden yüksek 30 Ağustos gurur ve bizi Kocatepe’den Afyon ovasına “Atatürk, 30 Ağustos’la ağzına almaktan çekiniyor. idarecilere de... Atatürk, bugünlere kavuşturanlara atlayacaktı. menzile ermiş Milli Nasıl bir akıl tutulmasıdır “dahili ve harici düşmanlar” şükran günümüzdür. Kurtuluş Savaşımızın, NÂZIM HİKMET ki Atatürk’ün söylediği her derken elbet o tarihlerde Cumhuriyetin 100. yılını gerçek anlamda bir zafere Kurtuluş Savaşı dönüşmesi için ‘askeri söz, bugüne ve yarına ışık de farkındaydı içimizdeki yaşarken ulus bilincimiz açık Destanı’ndan tutarken onun altında ezilen nankörlerin ve onların insan olsun. $GDODUé (JH  HU XQF 7 +¾QHU  'U 'R©'R R +  'U © ¾¾ (  HU XQF 7 QHU J H GG DODUé  \D\éSVDWPDN +D\DOLELUGHPRNUDVL\LER +D \D O L E L U GG HPRNUDV L\L E D\D éS VDWPD N  FDU éQ?GD $ JHQ ] FL? H HW 8 8VWDJD] VWD J FL H HW D] ? ] J FDU éQ $ HQ  XQDQLVWDQ < HPL]OH 6RUXQXNLWDEé\OD¾ON6R R UXQXNL WW DEé \ < HPL]OH OD¾ON XX QDQLVWDQ  DYcDN HVLQGHNL. HW HWJD] XPKXUL\ & & XPKXU L\ HW J HVLQGHNL. HW D] D  RN ROPD\DQELU© GHPRNUDWLN L©LQ L© GHPR LQ NN ROPD\DQE UDWLN LL U N  G¸QHPLQGHNXUXOPXc WDW¾UN $$ DUDVéQGDDUDVéQGDDUD $ G¸QHPLQGH WDW¾UN NXUXOPXc ]GHPLU HQOHUHNDUcé? GL\ YDU HW FXPKXUL\ F XPKXUL\ HW W HQOHUHN GL\ YDU  DD U c é ? ]GHPLU \D\éPODGéYéEX  ¸cHVLQGHGL]LRODUDN N cH  VLQGHGL]LRODUDN \D \é PO D HQEX \ HGHOH ] RODQGRVWDQHLOLcNLOHULR ODQGRVW DD QH L O L cN L OHU L HGHO ]  HH QEX ¸cHOHULQGHQ HQQHWN HP HPL]LQF ¾ON ¾ON   \D]éODU \D]éODU L ] L ¸ HQQHWN QF cH HWOLELU %L]LLOJLOHQGLUHQFXPKXUL\ %L]LL H H èQF èQF OO JLOHQGLUHQFXPK HWOLELU XUL\ HXOXVODUDUDVéKXNXND Y WDULKVHO VVRUXQX RUXQX  WD ULU HXOXVODUDU Y KVHO DD VéKXNXND QH HWL XPKXUL\ H& Y RU GL\ GHPRNUDVL G HPRNUDV L  GL \ H Y RU   X PKXUL \ QH HWL  WDULKLQL \éOOéN XQ XQ ELULRODQ%RGUXP ELULRODQ%RGUXP   \ éO O GD\DQDQELUSHUVSHNWLIL©LQGHHOHG D\DQDQ EEL USHUVSHNW L I L©L QG HH HOH HG¸Q¾c¾-Y ] ]DPDQL©LQGHNLJHOLcLPLQL DPDQ L© LQGHNL J HO Lc H Y LPLQL  RU ]X\ NDUcéNXUXODQWX]DNODUéER N DU c é N XUX OD D QWX]D NO DUé E XX R\ LOHULV¾U¾OHQVDYODUéQKDQJLOHUL-DDODUDN ODUDN LOH UU LV¾U¾OHQVDYODUéQ KK DQ JL OHU L -  RU HWOL\ ] P¾Q¾NDSVDPOéELU P¾Q¾NDSVDPOéELUcHNLOGH¸ c HNLOGH \DQVéWWéYéQé  RN YLGDKD© H QLQJHU©Q LQ J HU© Y \DQVéWWé  RN LGDKD© Y éQé  DD©éNOéYDNDYXcWXUPD\D©DOécPécWéU ©éNOé YD N DD YXcWXUPD\D©DOéc PP  écWéU Kitap okuduğunuzu biliyoruz. HOHPH èQF VD\ID [ [  VD  \ HOH èQF ID PP H *H]L  VD\ID ?  [   VD ? [ \I ] *H   D L D]éODU < 6L\DVL VD\ID [  [     VD\ID 6 L\DVL << D]éODU HY ¸]  U R] &X \H N¸ ©R R\ $
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle