23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
gorus@cumhuriyet.com.tr 15 KASIM 2023 ÇARŞAMBA 2 olaylar ve görüşler KKTC 40 yaşında Bir fikir adamı tanımlanan belge olmanın Ahmet Göks An ötesinde bir anlam içermeyen Y belgede Kuzey Kıbrıs Türk ATATÜRK z gittik uz gittik, Anadolu Cumhuriyeti yerine “Kıbrıs coğrafyasını vatan Türk Devleti” isminin verilmesi Ayapabilmek için 7 düvel Gülizar Biçer Karaca devrimcisi oldu. sonrasında adada çözümün ile savaştık. Ülkemizi ona O, kurucu felsefenin özü, olası olabileceği öngörüsünün TBMM BAŞKAN VEKİLİ / saldıranlardan kurtarmanın cisimleşmiş haliydi. Onun dünya gerçeklerden uzak olduğu CHP DENİZLİ MİLLETVEKİLİ onurunu bugün hep birlikte görüşünde erken dönemlerinden biliniyor. Yapılması gereken bu Ekim 1922’de İzmir’den yaşıyoruz. Dışarıdan saldıranlara itibaren “terakki”, ”teceddüt”, çağdışı gidişin önlenmesi için Ankara’ya gelen Atatürk; karşın içte de karşımızda “Batı” gibi kavramlar hep ulus olarak hep birlikte hareket 2 garda büyük bir kalabalık yer alanların da günümüzde önemliydi ve birbiriyle iç içeydi. etmektir. BMGK’nın toplanarak 4 Mart 1964 tarafından karşılanır. isimleri bile anımsanmıyor. Zorlu Cepheden cepheye geçen ömür, Buna koşut olarak, Kıbrıs tarihinde aldığı 186 sayılı kararla Karşılamadaki pankartlarda şu geçen mücadeleden sonra 29 Ekim 1908’den 1923’e ve sonrasında Türk Cumhuriyeti biçiminde Kıbrıs Türklerini yok sayması sözler yazılıdır: “Bin yaşa, Gazi 1923’te Türkiye Cumhuriyeti’nin süren devrimleri görmek, yapılacak olan isim değişikliğiyle çözümsüzlüğü de beraberinde Paşa.” kurulduğu dünyaya duyuruldu. örgütlemek onun varlığının en tanınmamışlığın ortadan getiriyordu. Anılan bu kararla Ölümünün üzerinden geçen 100. yılı da kutlamanın onurunu önemli parçasıydı. Kaçmayı değil, kaldırılacağı savlanıyor. Bu yönlü yukarıda da değindiğimiz gibi onca sürede Mustafa Kemal hep birlikte yaşıyoruz. Daha nice Cumhuriyeti kurmayı, işgalleri yapılacak olan isim değişikliği karşı Kıbrıs Türklerini hiçbir zaman Atatürk, dünyada ve ülkemizde 100 yıllara... sonlandırıp özgür olmayı seçti. tarafa verilecek ödün olacaktır. Bu yönetmemiş olan Rumlar, Türklere hâlâ bir değerdir. İmparatorluk Başka bir deyişle -kulaklara yola gidilmesi halinde tanınmışlık de başka seçenek bırakmıyordu. Tanınma adımı çökerken ve Cumhuriyet abartı gibi gelse de- 600 yıllık asla gerçekleşmeyecektir. Bu gelişme üzerine BMGK doğarken varlığıyla, yön verişi Kıbrıs Türkleri de Anadolu’da bir imparatorluk tarihinin “İsmimizi değiştirdik bizi hadi aldığı 541ve 550 sayılı kararlarla ve belirleyişiyle dönemine Yüce Atatürk ve arkadaşlarının evrimini sağlayan Atatürk’ün tanıyın” denilmesi sonrasında KKTC’nin tanınmamasının da damgasını vuran büyük bir verdikleri kurtuluş mücadelesi ve lider olmadığı bir Türkiye BMGK’nin ilgili kararları yolunu açıyordu. Son dönemde liderdir. bağımsızlık kavgasını örnek olarak Cumhuriyeti 100 yaşına gelmek karşımıza konulacaktır. Bu KKTC, Türk Devletleri Teşkilatına 100 yıl sonra yaşadıklarımız aldı. Kıbrıs’ta İngiliz yöneticilerle şöyle dursun, kuvvetle muhtemel çözüm önerilerini sunanlar Crans gözlemci üye olarak alınmıştır. gösteriyor ki fikirleri yerel Rumların saldırılarına karşı ki doğmayacaktı bile... Montana müzakerelerinin kaldığı Bu kararla her sıkıntının aşıldığı doğruluğunu asla kaybetmeyen, direnme haklarını kullandılar. 1924 yılında dönemin Vakit yerden başlatılması için çağrıda da söylenemez. Yapılması gereken defalarca test edildiği üzere Rumların Kıbrıs Türklerini kendi gazetesine verdiği mülakatta bulunuyorlar. öncelikle Teşkilat üyesi devletlerin zamandan bağımsız, yanılmayan, egemenlikleri altına almaları da geçen “Türkiye’de Cumhuriyet Uluslararası kurum ve tanınma yönünde gereken adımları yol gösterici, günceli açıklamaya KKTC’nin kurulmasının yolunu vardır, Cumhuriyetçiler vardır” kuruluşlara fahri üyelik atmaları veya anılan kararların aracı ve ölümsüzdür. açıyordu. Bundan 40 yıl önce Kuzey kabullerini gerekli bulurken sözü onun ortaya koyduğu güncellenmesi çalışmasını Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni Kıbrıs resmi tanınmaya bu ülkelerden ideolojik tercihin iddiasını başlatmak gerektiğinin bilinmesi ‘Sembol adam’ Türk Federe Meclisi’nin oybirliği başlanması karşımızda duruyor. göstermektedir. Bugün 100 yaşını gerekiyor. Modern Türkiye’nin ile aldığı kararla “Dağ başını İsim değişikliğinin de yararının kutladığımız cumhuriyet bir kez şekillenmesinde; bireyi ve İsim değişikliği hamlesi duman almış” marşını söyleyerek olmayacağını yinelerken geri adım daha onun tarihin doğru yönünde toplumu yüceltmeye yönelik, kurup bağımsızlıklarını dünyaya 60 yılı aşkın süredir adada atmayacağımızın da bilinmesi olduğunun göstergesidir. özgürlük ve çağdaşlık ekseninde duyurdular. yaşanmakta olan uyuşmazlığın gerekiyor. İlerici anlayış geliştirdiği kurucu felsefenin 19 Şubat 1959’da kurulan çözümü için BM Genel Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. düşünsel temelleri bugün hâlâ Havza’dan Sivas’a, dünden Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Türklerle Yazmanlarının hazırladıkları Kuruluş yılı ile Kuzey Kıbrıs Türk tartışılmaz. bugüne bize bir yol sunuyor Rumlar eşit ortak olarak kabul çözüm önerilerine ilişkin sayfaların Cumhuriyeti’nin 40. Onur yılını Ralph Waldo Emerson’ın Atatürk. Bugün bütün ediliyordu. Ada’da yaşanan sayısı bile bilinmiyor. Son olarak bir kez daha kutluyor, nicelerine Thomas Carlyle’dan ilhamla tükenmişliği kanıksayanlara, soykırım olaylarından sonra hazırlanan ve Annan Plânı diye ulaşmayı diliyoruz. geliştirdiği ifadelerle yok edilenlere-yok sayılanlara “representative men” yani bir yol sunuyor. Bugün daha “sembol adamlar”dandır. derinden ve tarihten sesleniyor. Onu çağının diğer liderlerinden İşgallerden Lozan’a, son bulan a nayasayı tanımayan yargı ayıran özelliği; kurduğu köhne Osmanlı’dan yeni ve Cumhuriyet’in dayandığı modern cumhuriyete, daha “modernleşme, laiklik, ileriye, hep ileriye; bilime, M.Önder TeKin uygun davranma konusunda çabaları, son gelinen aşama ile Aydınlanma, halkçılık, yurttaşlık, sanata, emeğe, üretime, birliğe, zorlayamadığı görülmektedir. ne yazık ki yargının, anayasanın EMEKLİ YArgıç özgürlük” gibi ilkeleri bir politik devrimlere, dayanışmaya, Yargıtay’ın bu kararı ile anayasayı, tanınmaması boyutuna ulaştı. praksis haline getirmesidir. aydınlığa karşı; yüz yılın ayıs ayında yapılan Anayasa Mahkemesi kararını Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ Yeni Cumhuriyete çizdiği bu sonunda karanlığı seçmek, ışığı milletvekili genel tanımama, uyulmama yönünde bir nin anılan kararı ve bu karar “mega çerçeve” onun liderliğini reddetmek bir tercihtir. Ama Mseçimlerinde Türkiye süredir değişik yargı yerlerince sonrasında yapılan açıklamaları pekiştirirken aynı zamanda onu onu ileriye taşımak da başka bir İşçi Partisi’nden Hatay gösterilen tutumda zirve noktaya okuduğumuzda, hedefin anayasa avangart yapar. tercihtir. milletvekili seçilen Can Atalay’ın ulaşılmıştır. değişikliği olduğu görülüyor. Kişisel gelişimini oturttuğu Halifeliği kaldırmak, saltanata tutukluluğunun devamına Anayasamızın 153/son Konu hukuksuz tutuklamanın entelektüel zemin, devlet son vermek, kadınların direnişini yönelik yargının “can yakan” maddesinde, Anayasa Mahkemesi devamı ile “can yakma”nın kurma aşamasındaki düşünce görmek, tebaadan yurttaşa kararlarından sonuncusu, Yargıtay kararlarının Resmî Gazete’de ötesinde, Anayasa Mahkemesi sistematiği onu türevleri arasında dönüşmek, okuma yazma 3.Ceza Dairesi’nce açıklandı. özelinde mahkemeyi kapatma, hemen yayımlanacağı ve yasama, bir dehaya dönüştürürken onun seferberliği içinde olmak, dört bir Anayasa mahkemesinin Can işlevsizleştirme ya da yeniden yürütme ve yargı organlarını, hep tarihin doğru yönünde yandan dört bir koldan anayurdu Atalay bireysel başvurusunda yapılandırma iradesinin idare makamlarını, gerçek ve olmasını sağlamıştır. demir ağlarla örmek, kimilerinin “hak ihlâli” bulunduğu ve tahliye dışavurumudur. tüzel kişileri bağlayacağı hükmü Mustafa Kemal Atatürk reel anlamasının imkânsız olduğu kararına İstanbul 13. Ağır Ceza doğrultusunda gelişmeleri politika içerisinde, seçimle iş Hedef hukuk devleti veya o ilerleyişin karşısında Mahkemesi’nce direnme yönünde değerlendirdiğimizde, İstanbul başına gelip bir ülke, bir rejim, gericiliği, yıkımı koyduğu sergilenen tutum, sürüyor. Kararda, Biz bu filmi daha önce 13. Ağır Ceza Mahkemesi ve bir devrim var etmemiştir. bir düzende Mustafa Kemal Anayasa Mahkemesi kararına görmüştük. Erzincan Cumhuriyet Yargıtay 3. Ceza dairesi kendilerini Bir imparatorluğun yıkıntıları Atatürk’ü yeniden görmek uymama, üyeleri hakkında suç Başsavcısı İlhan Cihaner’in makam yargı organı olarak görmedikleri üzerine kurduğu ve bugün 100. önemli bir görevdir. duyurusu yapılması, yasama odasında gözaltına alınması ile anlaşılıyor. yaşını kutladığımız Türkiye organına muhtıra niteliğinde yargı tarihinin en büyük travması Anayasanın bağlayıcılığı ve ‘O bizimdir’ Cumhuriyeti’nin neredeyse dikkat çeken ifadeler ile gösterilen olarak başlayan, devamında üstünlüğü, hukukun üstünlüğü yoktan var edildiği (creatio ex Ve Mithat Cemal Kuntay’ın yaklaşım, anayasayı ihlâl, HSYK’nin hukuksuz gözaltına alma ilkelerini, hukuk güvenliğini nihilo) abartı sayılmaz. ifadesiyle söylersek: “O tanımama, ilga boyutunda. operasyonunu gerçekleştiren yargı ihlal eden, anayasayı tanımayan, bizimdir.” İnatla ve ısrarla Oysa, bireysel başvuru hakkı mensuplarını görevden alması başkaldıran bu tutum; kaynağını İdeolojik duruş hakikatlerinin yolunda olacağız. siyasi iktidarın 2010 Anayasa ile tırmanan ve Adalet Bakanı anayasadan alan bu mahkemelerin Askeri dehasıyla kazandırdığı Herbert Melzig, Mustafa Kemal değişiklikleri ile Anayasa metnine Müsteşarı’nın HSYK toplantılarına çelişkinin büyüklüğünü İstiklal Harbi ve siyasi dehasıyla adlı kitabında “Platon’un, eklenmişti. Bireysel başvuru hakkı katılmayarak HSYK’nin görev göstermektedir. kurduğu Cumhuriyetle Atatürk; ‘Krallar filozof olsa ve filozoflar düzenlemesine ilişkin maddenin yapmasını engelleyen tutumu ile Şark kurnazı olmaya gerek yoktur. İslam coğrafyası dahil, sömürge kralların tahtında otursaydı’ gerekçesine bakıldığında; derinleşen kriz sonrasında 2010 Anayasa Mahkemesi kararını, haline gelmiş halkların rehberi şeklindeki dileği, iki bin bireysel başvuru yolunun kabul yılının mayıs ayında HSYK ve anayasayı tanımayan bu yaklaşım, olmayı başarmış; Hindistan’da yıllık tarihte gerçekleşmedi. edilmesinin, bir yandan bireylerin Anayasa mahkemesinin yapısını hukuk devleti ilkesinin de sonu Halbuki 20. yüzyılda ilk defa J. Nehru’dan, Pakistan’da sahip oldukları temel hak ve hedefleyen anayasa değişiklikleri olacaktır. Uyulmayan anayasanın olarak Atatürk’ün şahsında Muhammed İkbal’e birçok liderin özgürlüklerin daha iyi korunmasını yapılmıştı. Bu değişiklikler yenisi yapılsa ne değişecektir? “Eski Platon’un istediği gibi rol modeli haline gelmiştir. sağlayacağı, öte yandan da sonrası, yargının yönetimi, siyasi anayasaya uymamaktan sıkıldık, kelimenin tam anlamıyla bunu Selanik’te başlayan öykü kamu organlarını, Anayasaya iktidar ve müttefiki yapının biraz da yeni anayasaya uymayalım” görmekteyiz.” diyor. Evet; Ankara’da Cumhuriyete uzandı. ve kanunlara daha uygun hakimiyetine girdi. Ocak 2011’de mı denilmektedir? Hukuk insanlar, kahramanlar ölür; Çeşitli rollerle tüm sürecin davranma konusunda zorlayacağı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun güvenliğini yok etmekten fayda ama yaptıkları, hissettirdikleri, en önemli bileşeni oldu. “Gazi belirtilmektedir. 102. maddesinin yürürlüğe girmesi ummak; binilen dalın kesilmesinden yaşattıkları ve en çok da bir Paşa” askerlikten siyasete, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin son ile on yıldan uzun süredir tutuklu başka anlam taşımamaktadır. kılavuz niteliği taşıyan fikirleri başöğretmenliğe; dinden dile, kararından hareketle yapılacak bulunan Hizbullah sanıklarının Türkiye Cumhuriyeti’nin ölmez. hukuka, yeni bir tarih anlayışına, değerlendirmeye göre, bireysel tahliye edilmesinin yarattığı hukukçuları ve yurttaşları, Atatürk bizde bıraktığı duygu, arkeolojiye, antropolojiye, kılık başvuru yolunun, temel hak ve tepkiler üzerine bu kez de Yargıtay anayasa değişikliği görüntüsü inanç ve kararlılığıyla, en çok kıyafete, kültüre, sanata, müziğe özgürlüklerin korunmasında ve Danıştay üye sayıları artırılmıştı. ile anayasasızlaştırma, hukukun da fikirleri ile sonsuza kadar kadar uzanan devrimlerin yeterli olmadığı, kamu organlarını, Görünürde yargı reformu, gerçekte güvencesinden yoksun bırakma öncüsü, tarihimizin büyük yaşayacak. Anayasaya ve kanunlara daha ise yargı düzenine egemen olma adımlarına geçit vermeyeceklerdir. yoruz. ’nda... Ataol Behramoğlu’nun önsözü ve seçkisiyle “Şiirler”, Güzin Dino’nun önsözüyle “Baharın Ettikleri”, Turgay Fişekçi’nin önsözüyle “Bir Takvim Yaprağında”, ve çocuklar için “La Fontaine’in Masalları” ile “Nasrettin Hoca Öyküleri”... azar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle