23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
gorus@cumhuriyet.com.tr 17 EKİM 2023 SALI 2 olaylar ve görüşler Demokrat olamazlar. HHH Dindar ve/veya milliyetçi Gazetecilik bireyler, dürüsttürler, yalan söylemezler... Dinci ve/veya faşist iktidarlar, dürüst değildirler, halklarını aldatırlar. Dinci ve ırkçı HHH Dindar ve/veya milliyetçi suç değildir! iktidarlar bireyler, barışçıdırlar. Dinci ve/veya faşist iktidarlar, Neval OğaN Balkız yayın kuruluşları ve mensuplarına İfade özgürlüğü; “Düşüncelerin, zalim olur! savaş yanlısıdırlar. sistematik ve yaygın şekilde baskı görüşlerin, bilgilerin, bilgisel açıdan Hukukçu/AkAdemisyen HHH Dikkat edelim, “dindarlık” uygulanıyor. Gerçekliğin “yapay” değerlendirilmeleri sonucunda Sevgili okurlarım, başkadır, “dincilik” başka! andhi’nin deyimiyle; Tarih boyunca siyaset, dinler, olarak “yeniden inşasından” ibaret insan haklarına ters düştüğü, onları “Milliyetçilik” başkadır, mezhepler, ırklar ve milliyetler “Düşünceye gem vurmak, zihne olan habercilik dışında kalan her ihlal ettiği ya da edeceği anlaşılan “faşizm” başka! üzerinden yapıldı... Ggem vurmak demektir. Bu ise türlü gerçek bilgi ve haber, suç veya şiddete, silahlı direnişe ya Bu yazı “dindar ve/veya Tarım Devrimi’nin başlamasıyla, rüzgârı zapt etmekten de zordur.” sayılıyor. Bu haberleri yapan, yazan, da ayaklanmaya kışkırtıcı niteliği milliyetçi kişiler” ile “dinci devletler dinlere ve mezheplere Türkiye’de iktidar, adeta “rüzgârı yorumlayanlar Merdan Yanardağ, bulunan düşüncelerin öğretilmesi, ve/veya faşist iktidarlar” göre izlenen siyasetlere göre zapt edeceğine” inanarak kendi arasındaki farklar üzerinedir. Barış Pehlivan vb. örneklerde olduğu yaygınlaştırılması ve propagandasının biçimlendi, kuruldu ve yıkıldı... politik görüş, söylem ve eylemlerine HHH gibi, “oluşturulmuş” suç isnadı ve yapılması aşamasında kimi önlem Endüstri Devrimi başlayınca, Dindar ve/veya milliyetçi uymayan her türlü düşünceyi, bilgiyi dinlere ve mezheplere ilave delilerle tutuklanıyor, mahkûm ve yasakların öngörülmesini kapsar. bireyler, dinleri, mezhepleri, olarak, ırklar ve milliyetler de ve haberi tehlike kabul ediyor. Bunları ediliyor. Uluslararası Sınır Tanımayan Ancak bu önlem ve yasakların; yeni inançları, ırkları, milliyetleri devreye girdi. savunan, yazan kişileri, yayımlayan Gazeteciler (RSF) örgütünün bilgi ya da düşünce getiren kişilerin siyasette kötüye kullanmaz, Bir yandan köktendincilik öte gazete ve televizyonları, radyoları “en hazırladığı 2023 Dünya Basın hiçbir hakkına zarar vermeyecek istismar etmezler... yandan ırkçı faşizm insanlığı uygun yöntemlerle bertaraf edilmesi, Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye, geçen nitelikte olmasını da şart koşar. Dinci ve/veya faşist iktidarlar, kana bulayan savaşların susturulması” gereken unsurlar olarak yıla göre 16 sıra gerileyerek 180 ülke Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de dinleri, mezhepleri, inançları, gerekçeleri olarak kullanıldı. görüyor. Belirgin işlevi somut, maddi ırkları, milliyetleri siyasette içerisinde 165’inci sırada yer alıyor. düşünceyi açıklama özgürlüğüne dair Oysa savaşların asıl nedeni, kötüye kullanır, istismar eyleme karşılık verme olan “vatandaş Tarım Devrimi döneminde toprak, RSF’ye göre Türkiye, basın özgürlüğü birçok kararında (özellikle Karataş/ ederler. Endüstri Devrimi’nde hammadde ceza hukuku” ortadan kaldırılıyor. alanında “sorunlu” kategoriden Türkiye Kararı 1999) bu bağlantıları HHH ve pazar, günümüzde ise enerji Süreklileştirilmiş bir olağanüstü hal “vahim” durum kategorisine gerilemiş kurmuş ve ifade özgürlüğünün; Dindar ve/veya milliyetçi ve doğal kaynaklardı. koşulları içerisinde, ceza hukukçusu durumda! “demokratik toplumun ilerlemesinin bireyler, kendilerininkilerden HHH Jacobs’un, sorgulamaya ve bu ve her bireyin gelişmesinin temel başka kimlikleri olanları Hamas-Netanyahu savaşının İfade özgürlüğü, bilgilenme sorgulamadan yapılan çıkarımlara koşullarından biri olduğunu” ve dışlamazlar, siyasal olarak akla aykırı gelen pek çok dayalı niyet saptamalarına göre hakkı ve insan hakları düşmanlaştırmazlar, “yalnız taraftar bulan, zararsız ya özelliği ve tüm insanlığı tehdit şeytanlaştırmazlar... “tehlike (olarak görülen)nin” eden birçok yönü var. Bir ülkede düşünceyi açıklama da ilgilenmeye değmez görülen Dinci ve/veya faşist iktidarlar, Yirmi birinci yüzyılda, önlenmesine/bertaraf edilmesine özgürlüğünün var olması; “Herkese, bilgi ve düşünceler için değil, aynı kendilerininkilerden başka bütün insanları eşit görmeye yönelik “düşman ceza hukuku” egemen olan fikirlere, egemen zamanda devlete ya da nüfusun bir kimlikleri olanları dışlarlar, çalışan, Demokratik Rejimi uygulamaları devreye sokuluyor. Bu tabulara ne kadar aykırı olursa bölümüne kırıcı gelen, şok eden ya onları düşmanlaştırırlar ve en azından lafzen yüceltmeye ceza hukuku anlayışı, giderek “tüm olsun, yeni fikirler ve bilgiler getirme da rahatsız eden bilgi ve düşünceler şeytanlaştırırlar. çalışan dünyaya, bin yıl önceki hukuku ve yurttaşları hedef alan”, hakkının” tanınmış ve bu hakkın için de geçerli olduğunu” karara HHH siyasetin merceğinden, din ve sistematik insan hakları ihlallerine Dindar ve/veya milliyetçi yasal güvenceye bağlanmış olması bağlamış bulunuyor. Mahkeme, mezhep savaşları bağlamında dönüşüyor. Zira “Her yurttaş, her bireyler, kimseye zulmetmezler... bakarsanız... anlamına gelir. Yani bu özgürlük; “halkın farklı bir perspektiften Dinci ve/veya faşist iktidarlar, Veya birkaç yüzyıl öncesinin an, bu uygulamaların olası bir objesi “Böyle bir fikir veya bilgi getiren bir bilgilendirilme hakkının”, haber alma muhaliflerine zulmederler. ırk ve milliyet kavgaları haline” getirilme, hukuken “kuşku ve kişiye, hiç kimsenin (herhangi bir hakkının da basın özgürlüğünün de HHH çerçevesindeki çözümlemeler hayati tehlike altında tutulma” tehdidi devlet organının, yargıçların, polisin, düşünceyi açıklama özgürlüğünün Dindar ve/veya milliyetçi kullanırsanız... altında bulunuyor. vb.) dokunamayacağının, mevcut ya bir biçimi olduğunu, “devletin de bireyler, adildirler... Ortadoğu’daki savaşı, oradaki da geçerli olanlara ne kadar aykırı bu özgürlüklere haksız (şiddete, Dinci ve/veya faşist iktidarlar, akıldışı katliamı ve zulmü, daha Gerçek haberciliği olursa olsun, niteliği veya içeriği silahlı direnişe ya da ayaklanmaya adil değildirler. iyi algılayabilirsiniz. cezalandırmak HHH Çünkü günümüzdeki ne olursa olsun, yeni bir düşünce kışkırtıcılık niteliği taşıması Dindar ve/veya milliyetçi savaşlar, dinleri, mezhepleri, Hegemonik dil üzerinden, gerçekleri veya bilgi getirdiği için, onun başka halleri dışında) karışmama ödevi bireyler, laik olabilirler... ırkları ve milliyetleri, dünya görme biçimlerini dönüştürmek, haklarına zarar verilmeyeceğinin bulunduğunu” da vurguluyor. Dinci ve/veya faşist iktidarlar egemenliği rekabetinde insanların düşünme, hissetme, anlama güvence altına alınmış olması” Synder’in dediği gibi, “Gerçeklerden laik olamazlar. araçlar olarak kullanan biçimlerini egemen olan tahakküm demektir. Açıktır ki bu özgürlük vazgeçmek özgürlükten vazgeçmek HHH emperyalistlerin körüklediği ilişkileri doğrultusunda geliştirmek kapsamında “Dokunulmaması ya demektir. Duymak istediklerinizle Dindar ve/veya milliyetçi savaşlardır... amacı taşıyanlar dışında kalan; da korunması gereken, yeni bilgi ya gerçekte olanlar arasındaki farkı bireyler Demokrat olabilirler... Ortadoğu’daki zulme derhal halkın haber alma ve hakikati bilme Dinci ve/veya faşist iktidarlar son verilmelidir! da düşünceler değil, bunları getiren reddederseniz, tiranlığa boyun eğmiş hakkını savunan tüm gazete, basın kişilerin kendisidir.” olursunuz.” Atatürk ve sinema Fehmi Gerçeker y APImCI/yÖne Tmen 885 yılında Paris’te 70 1kişilik bir salonda ilk gösterimi yapılarak başlayan sinema konusunda Atatürk’ün yaptıkları zamanından yıllar sonra anlaşılmaktadır. Atatürk sinemanın önemini anlayan dünyadaki ilk kişilerden biri, sinemayı değerlendiren ilk devlet başkanıdır. 1915 yılında Hollywood daha ilk filmini yaparken bundan birkaç yıl sonra Atatürk “Sinema öyle bir keşiftir ki bir gün gelecek, barutun, elektriğin ve 3 Aralık 1930, İstanbul Elhamra Sineması kıtaların keşfinden çok dünya uygarlıklarının görünüşünü toplanan kalabalığın alkışları seyredilmesini sağlamıştır. değiştirecektir. Sinema dünyanın arasında sinemaya girmiş, Nüfusun yüzde sekseninin en uzak uçlarında oturan balkondaki yerini almıştır. okuma yazma bilmediği insanların birbirini tanımalarını, Tamamen dolu salona baktığında Türkiye’de sinemanın önemini sevmelerini sağlayacaktır. bütün seyircilerin erkek olduğunu belirten Atatürk, kurulan her Sinema insanlar arasındaki görüş, fark eden Atatürk, sinema Halkevine sinema projeksiyon düşünüş farklılıklarını silecek, müdürünü yanına çağırmış ve makinesinin zorunlu olması insanlık idealinin oluşmasına “Derhal salonun yarısını boşaltın, kuralını getirmiştir. en büyük yardımı yapacaktır. bu yerlere dışarıda olan kadınları Sinemaya layık olduğu önemi Devrimin aktarımı alın” demiştir. Film ancak salona vermeliyiz” demiştir. “Film çekmek tayyare uçurmak kadınların alınmasından sonra gibi teknik bir hadisedir. Tabii başlamış, böylece kadınlarla Yurttaşlarla birlikte kişide sanat ateşi gerekir. Ama erkekler eşit şartlarda film Kendisi Çankaya köşkünde sadece o yetmez” diyen Atatürk, izlemeye başlamışlardır. özel sinema odası kurarak dünya Münir Hayri Egeli’yi Almanya, sinemasının gelişimini yakından Özel tanıtım filmi İtalya ve SSCB’ye sinema eğitimine izlemesine rağmen, filmleri Atatürk 1923 Şubat’ında göndermiştir. Eğitiminden sonra halkla birlikte seyretmeyi tercih “Ahlaka aykırı olanları Atatürk’ün kendisinin de senaryo etmiştir. Ankara’da Yeni Sinema, yasaklamak koşuluyla ziraat, çalışmalarına katıldığı “Ben Bir İstanbul’da Elhamra, Opera, sanayi, coğrafya, iktisat ve sağlıkla İnkılap Çocuğuyum” filminin Glorya, İzmir’de Lale ve Ankara ilgili filmleri göstererek köylülere yapılması ve bu filmin dünyaya sinemalarında halkın arasında gereken yararlı bilgilerin dağıtılmasını istemiştir. onlarla yanyana filmler izlemiştir. verilmesi gerekir” demiştir. Hatta bu filmde rol alabileceğini Yanyana, birlikte izlemeyi o Dünya 1930 yıllarında de belirten Atatürk, “Ben kadar sevmiştir ki 22 Ocak 1932 “halkla ilişkiler” çalışmalarında hayattayım. İstiklal Savaşı’na ait tarihinde İstanbul da gittiği Opera filmlerin kullanımları konusunu bütün belgeler burada, kılıcım, sinemasında, sinema sahibinin tartışırken Atatürk çorak alanda çizmem duruyor. Çağırdığınızda kendisine hazırlattığı koltuğu kurduğu ve ziraat, tarıma örnek bana düşen görevi yapmadım mı? görünce ayrıcalığa karşı gelmiş, olan başarılar sağladığı Atatürk Böyle bir teklif karşısında kalsam hemen koltuğu kaldırtarak bütün Orman Çiftliğ’inin oluşumu ve kabul eder, bir artist gibi filmde seyirciler gibi sıradaki yerinde ziraat alanındaki çalışmaları rol alır, anıları canlandırırım. oturarak filmi izlemiştir. “Bütün ülke görsün ve her Bu milli bir görevdir. Türk 14 Şubat 1923 tarihinde yerde bu şekil uygulanabilsin” gençliğine bu mücadelenin nasıl İzmir’de, Ankara sinemasına diyerek özel bir tanıtım filmi kazanıldığını anlatmak, göstermek gittiğinde ise her gittiği yerde yaptırmış, bu filmin bütün ülkede ancak bir filmle olabilir” demiştir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle