05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 8 ŞUBAT 2022 SALI 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER nce tartışmayı anımsayalım: le iç içe geçmiş olan, birbirle- Sevgili okurlarım, bu evrim süre- Türk tarımının 1) HDP İstanbul Milletveki- rinin sebep ve sonuçları olan cine göre: Öli Oya Ersoy, Meclis’te Öğret- üretim biçimi, siyasal rejim, si- İster Hıristiyan olsun, ister Müslü- çöküşünde menlik Meslek Kanunu görüşmeleri yasal düşünce ve ideolojik ev- man, “monarşik din devletleri”, 4. aşa- sırasında yaptığı konuşmada iktida- rim çizgisine: masına ulaşmış olan insanlığın 2. aşa- ra yönelik olarak şunları söyledi: 1. Aşama. Üretim biçimi: masında, “geride” kalmış olan bir dev- neoliberalizmin “Size neden gerici diyoruz biliyor Toplayıcı+avcı. Toplum yapısı, let biçimi ve toplum yapısıdır. musunuz? rejim: Göçebe, aile, aşiret. İdeo- Onu özlemek de “gericiliktir”. ‘aslan payı’ Çünkü sizler 500 yıl geride kalmış Gericilik nedir? loji/İnanç: Paganizm. Olaya kadın hakları başta olmak Osmanlı’yı, 1500 yıl geride kalmış din 2. Aşama. Üretim biçimi: Ta- kaydıyla, insan hakları açısından da esaslı toplum düzenini yeniden hortlat- ‘ilerici’ olunuyorsa pekala bin beş yüz rım. Toplum yapısı, rejim: Yerle- bakacak olursak: PROF. DR. MUSTAFA KAYMAKÇI maya çalışıyorsunuz. yıl geriden de ilham alınarak daha ‘ile- şik monarşi. İdeoloji/İnanç: Tektanrılı Bütün dinsel, mezhepsel, etnik, mil- Biz kadınlar özgür olabileceğimi- rici’ olunabilir.” dinler, mezhepler, tarikatlar. ürk tarımının geldiği noktada, dünya- li, cinsel kimlikleri eşit kabul eden in- zi öğrendik ve ne 500 yıl ne de 1500 yıl 3) Buna karşılık Sol Parti konuya 3. Aşama. Üretim biçimi: Tda egemen neoliberal sistemin ve siste- sanlığın ulaştığı aşama bakımından da öncesine gitmeye niyetimiz yok. Götü- şu yorumu getirdi: Tarım+sanayi. Toplum yapısı, rejim: mi Türkiye’de de uygulamakta olan politika- bu dini veya etnik kimliklerin herhan- remezsiniz.” “Gericilik*: İnsanlığın yüzyıllar içinde Ulus devlet, demokrasi denemele- ların doğrudan payı var. Kimi zamanlar içte gi birini ölçüt alarak onların içindeki 2) HDP İstanbul Milletvekili Hü- kazandığı haklarını, toplumların eşit- ri, seçimle değişen yöneticiler. İdeo- ve dışta uygulanan politikalar birbirini bes- tek bir kategorinin ötekilere üstünlüğü- da Kaya, Oya Ersoy’un sözlerinin lik ve özgürlük birikimlerini yok sayan, loji/İnanç: Tektanrılı dinler, mezhepler, liyor. 80’li yıllardan beri neoliberal politika- nü savunmak da geride kalmaktır ve HDP’nin tabanını incittiğini belirtip bağnaz düşünceler bütünü. yükselen milliyetçilik, temel hak ve öz- ları uygulayan siyasi iktidarların, neolibe- “gericilik”tir. Twitter üzerinden şunları söyledi: Bir başka deyişle aydınlanma karşıt- gürlüklerin tomurcukları. ral bürokratların ve akademisyenlerin, ABD, Tarihsel açıdan “gericilik” kavra- “İlericilik ve gericilik ithamlarıyla Sa- lığı, dini kurallara dayalı bir toplum öz- 4. Aşama. Üretim biçi- Britanya ve AB’deki tekelci firmaların des- mı doğrudan doğruya “geride kal- ray rejimini gericilik üzerinden vurmaya lemi gericiliktir.” mi: Tarım+sanayi+bilişim teğiyle bu ideolojilerini yaygınlaştırmak için mış”, “eski” “devlet biçimleri” ve çalışma çabaları hem beyhudedir hem HHH (robotik+yapay zeka). Toplum yapı- vakıf ve enstitülerin güdümündeki sivil top- “üretim yapıları” ile ilişkilidir. de sapla samanı karıştırmaktır. Değerli okurlarım, her türlü siyasal sı, rejim: Eşitlikçi, katılımcı demok- lum örgütlerinin payları olduğunu da hiç Dindarlık ya da dinsizlikle ilgisi Coğrafyamızın tarihinde inançla- ve ideolojik içeriği bir yana bıraksak rasi. İdeoloji/İnanç: Tek tanrılı dinler, unutmamak gerekiyor. yoktur. ra AKP kadar düşmanlık etmiş, yozlaş- bile “ileri” ve “geri” kavramları, bir arit- mezhepler+milliyetçilik ve bütün kim- Örneğin Türk kamuoyunda “televoleci” ola- Bu durumda “sapla samanı bir- tırmış, milyonlarca insanı inançlardan metik ölçüye, bir tarihsel sürece, bir likler için eşit temel hak ve özgürlükleri rak tanımlanan akademisyenler, toplum önüne birine karıştıran” Oya Ersoy ya da uzaklaştırmış ve inanç değerlerini istis- insan evrimi çizgisine göre düşünül- güvenceye alan, yükselen eşitlikçi La- çıkıp en azından biz yanıldık diyebiliyorlar mı? mar etmiş başka bir iktidar yoktur. mek zorundadır: ik, Demokratik, Hukuk Devleti. Sol Parti değil, iktidar mensupları ve 1980’li yıllara değin dünya, iki kutbun Diğer yandan 150 yıl geriye gitmekle Şimdi gelelim insanlığın birbiriy- HHH bizzat Hüda Kaya’dır. yönlendiriciliğindeydi. Bir yanda reel sos- yalizm, bir yanda emperyal kapitalizm ve kurumları dünyayı şekillendiriyordu. Em- peryal kapitalizm, anılan yıllara değin özel- likle çevre ülkelerinde köylülüğü, bir başka deyişle küçük üreticiliği destekleme politi- kalarını sürdürmüştü. Ancak temel amacı, özellikle çevre ülke- lerinde ortaya çıkabilecek toplumsal muha- ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ lefetin devrimci eylemlere dönüşümünü en- gellemek, daha doğrusu onları düzenin sı- nırları içinde kalmalarını sağlamaktı. Bunun- Bugün Türk yargısını binlerce PROF. DR. KÖKSAL BAYRAKTAR Son yıllarda açılan davalarla sürekli söz edilen bu suç ile la birlikte, emperyal kapitalizm, 1980’li yılla- dava ile uğraştıran cumhurbaşka- rın sonlarından itibaren tarımda izlediği poli- ilgili olarak tarihsel hukuki gerçekler ve karşılaştırmalı on yıllarda, yargıyı ve kamuo- tikaları terk etmeye başladı. Bu dönüşümde nına hakaret, Türkiye’de ve karşı- veriler dikkate alınarak suçun kapsamı ve içeriği yunu çok ilgilendiren konular- iki önemli etken rol oynadı. Bunlardan birin- laştırmalı hukukta çok tartışılmak- geniş değil dar yorumlanmalıdır. Kamuoyunun Türk cisi, reel sosyalist sistemin baskısının orta- Sdan biri cumhurbaşkanına ha- tadır. Türkiye’de söz konusu su- dan kalkmasıydı. İkincisi de tarımda özellikle karet suçu ile ilgili davalar ve bun- yargısından beklediği budur. çun ceza kanununda artık yer al- Batı’da endüstriyel tarımın geldiği noktaydı. larla ilgili tartışmalar, görüşler ve maması gerekliliği ileri sürülmek- eleştiriler olmuştur. Ceza kanun- hur aleyhine tecavüzkârane neş- miş edep ve saygıya aykırılık gi- tedir. Benzer eğilime yabancı mo- İşgal dahil her yol... larının kimi maddeleri zaman za- bi belirsiz ve geniş kapsamlı terim- riyatta bulunanlar üç yıldan aşa- dern kanunlarda da rastlanmak- 1980’li yıllara değin tarım ürünleri ithalat- man çok uygulanır. Bu durum, ya- ler kanundan çıkarılarak madde ğı olmamak üzere hapse konulur” ta, Cumhurbaşkanına hakaret tıpkı çısı olan Batı, Ar-Ge ile geliştirdikleri yeni tek- şanan olayların, siyasal eylemle- denilmiş, eylem cumhurbaşkanı- unsur ve yaptırım yönünden, 1931 vatandaşa hakaret suçu ile aynı ce- nolojiler ve olağanüstü destekler aracılığıyla rin etkisi ile olmaktadır. 20. yüzyı- öncesine döndürülmüştü. nın yokluğunda işlendiğinde ceza- tarımda da gereksinimlerin çok üstünde ta- za ile cezalandırılmaktadır. Örne- lın son yıllarında, “hükümeti tah- nın indirileceği öngörülmüştü. Ka- rımsal ürün ve girdi stoklarına ulaştılar. Anı- ğin İrlanda, Finlandiya, Fransa gibi Siyasal eleştiri hakkı kir, sosyal sınıfın diğer sosyal sı- lan stokların eritilmesi, Batı için varlıklarının nunun 1931 değişikliğinde madde ülkelerde ayrı bir Cumhurbaşkanı- Ceza kanununun 2005 tarihinde sürdürülmesi açısından yaşamsal bir zorunlu- nıfı tahakkümünün propogandası unsur yönünden daha ağırlaştırıl- na hakaret suçu kanunlarda yer al- luk durumuna geldi. ya da övgüsü, laikliğe aykırı pro- bütünü ile yeniden yapılandırılıp mıştı. Bu değişiklik “Reisicumhu- mamaktadır. AİHM de 14/03/2013 Ellerindeki pirinç, buğday ve mısır gibi ta- poganda, suçu övme, suç işlemeye yürürlüğe konulmasında cumhur- run şahsına karşı edep ve hürme- tarihli Eon/Fransa ve 15/03/2011 rımsal ürün fazlalarının fiyatlarını, New York başkanına, hakaretin eski Türk Ce- tahrik, müstehcenlik” ceza kanu- te münafi (aykırı) hakaret ve neşri- tarihli Otegi-Mondragon/ İspanya ve Şihago borsalarında bilgisayar program- nunun en çok soruşturma ve yar- za Kanununa göre çok farklı olarak yatta bulunanlar altı aydan üç se- kararlarında devlet başkanlarının, lı ticaret yoluyla çevre ülkelerin altına düşür- düzenlendiği görülmektedir. Ce- gılama konularını oluşturmakta neye kadar hapsolunurlar” şeklin- düler, yaptılar. Bu bilerek düşürülmüş fiyat- siyasal olaylar içinde eleştiriler- zanın, alt sınırında eski kanun da- idi. Bugün bu gibi suçların bir bö- de bir cümle eklenmişti. Burada ce- lar kafaları yıkanmış kimilerince “Dünya Bor- le, sert yorumlarla karşılaşabilece- lümünden söz edilmezken başka ha hafif, üst sınırında ise yeni ka- za suçun olağan cezasına göre da- sa Fiyatları” olarak kabul edildi. Ancak bun- ği ve konumları yönüyle bu duru- nun daha lehte görülmektedir. Bu- maddeler daha çok yargılama ko- ha hafif gibi görünmesine rağmen ları yaparken de kendi iç pazarlarını korumak mun olağan karşılanması gerekti- nun yanısıra, eski ceza kanununun için her türlü önlemi aldılar. Çevre ülkelerinin nusu olmaktadır. Bunlardan biri “edep ve saygıya aykırılık” gibi be- ğini kabul etmiştir. Basın hürriye- pazarlarını ele geçirmek için de neoliberal po- TCK 299. maddede yer alan cum- lirsiz ve her türlü yoruma elverişli 158/2. maddesinde var olan “Rei- ti, haber alma ve “siyasal eleştiri” litikaları, kimi zaman işgal dahil, her türlü zor- sicumhurun ismi sarahaten zikre- hurbaşkanına hakaret suçudur. terimler bu suçun yaptırımını daha lamalarla devreye soktular. hakkı bu durumun diğer sebepleri- dilmeyip ima veya telmih suretiy- da ağırlaştırmıştı. Bu durum pek- Sonuçta, az sayıda finansal kurum ve kü- ni oluşturmaktadır. 1931 öncesine döndürülüş çok aşırı uygulamayı beraberin- le vaki olsa bile mahiyeti itibarıyla resel büyük şirket, mal borsalarında yeri olan Son yıllarda açılan davalarla sü- Ceza kanununun tarihçesi kısa- reisicumhura matufiyetinde tered- de getirmişti. Bir Yargıtay kararın- temel besin maddelerinin fiyatlarını, dolayı- rekli söz edilen bu suç ile ilgili ca incelendiğinde cumhurbaşkanı- da bugün de tartışılan bir durum o düt edilmeyecek derece karineler sıyla yeryüzündeki milyonlarca insanın yaşam olarak tarihsel hukuki gerçekler na hakaret suçunun, unsur ve yap- tarihlerde de konu olmuş “Devlet varsa tecavüz sarahaten vuku bul- standardını belirleme iktidarına sahip oldu. ve karşılaştırmalı veriler dikka- tırım yönünden değişiklikler ge- muş addolunur” şeklindeki cümle- başkanının parti başkanı olarak tu- İnsanlar, küresel pazar mekanizmasına te alınarak suçun kapsamı ve içe- çirdiği görülür. Kanunda, madde- tumunun eleştirisi hürmete aykırı nin yeni kanuna alınmayışı cum- bağlı olarak çevre ülkeleri eşzamanlı olarak yoksullaştı ve yoksullaştırılmakta. Açlık sını- riği geniş değil dar yorumlanma- nin düzenlendiği 1931 yılına kadar fiil olarak sayılmıştı.” hurbaşkanına yokluğunda hakare- rına getirilmekte. Tekelci sermayenin bir nu- “Reisicumhura karşı muvacehesin- Söz konusu madde 05.01.1961 tin yeni kanun yönünden geçersiz lıdır. Kamuoyunun Türk yargısın- maralı adamı olan ABD Eski Dışişleri Bakanı de hakaret edenler veya reisicum- tarihli kanunla yeniden değiştiril- sayılmasını gerektirmektedir. dan beklediği budur. Kissinger “Petrolü denetlersen ulusları, gıda- yı denetlersen insanları denetlersin. Gıda si- lahtır ve bizim müzakere çantamızdaki araç- lardan biridir” demedi mi? Üstelik neoliberal politikalara, emperyal yüzlerini saklamak için küreselleş(tir)me poli- tikaları adı da verildi. OKUL NE ANLAMA GELIR? Algı ve finansörleri Tarımda da, Batı dünyasında genelde kendi yüksek duvarlarla çevrili. Bu yetmezmiş rekli değişmesi, ilgileri olan derslerin de- niyesinde erişebiliyorlar. O nedenle baş- ERDAL ATICI tarımlarında korumacılık egemen olduğu hal- gibi, duvarların üstüne sivri demir korku- ğil istemedikleri, yaşamda hiç gerekmeye- ka bir okul kurmanın, başka bir öğret- KÖY ENSTITÜLERI VE ÇAĞDAŞ EĞITIM VAKFI BAŞKANI de, Uluslararası Para Fonu (UPF), Dünya Ban- luklar yapılmış, en üste tel örgüler çekil- cek derslerin verilmesi, okulun sabah çok men yetiştirmenin zamanı gelmiş ve kası (DB) ve Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) ara- miş. İnsanı tedirgin eden, içini karartan erken saatte başlaması, ders arasının çok geçmektedir. İlk iş, ağır müfredatın ha- umhuriyetin altın çağlarında okulla- cılığı ile Türkiye’de serbestleşme çıkış yolu bir görüntü bu! Öğrenciyi, avlu kapısında kısa olması...” olarak sıralıyorlar. Yanıtlar- fifletilmesi, derslerin yarı yarıya azal- Crın çevresinde, duvar bir yana, avluda olarak gösterildi ve uygulanmaya başlandı. özel güvenlik görevlisi karşılıyor, okul poli- da; hangi eğitimi alırlarsa alsınlar, han- tılması olmalıdır. Okullar, kuru sıralar, doğru dürüst kapı yoktu. Öğrenciler, öz- Reel sosyalizmin bunalıma girmesi ve çö- si de içeride odasında oturuyor. gi okulu bitirirlerse bitirsinler, işsiz kala- ruhsuz duvarlar olmaktan kurtarılma- gürlük duygusunun sınırsızlığı içinde okul- küşü ile dünyanın tek kutupluluğa dönüş- Liseli gençlerin suratları asık, yüzleri caklarını düşünmeleri en büyük mutsuz- lı, deneyin, gözlemin yapıldığı, işliklerin larına koşarak gelir, bilgi öğrenmenin coş- mesi de liberal-kapitalist sistemin başarısı gülmüyor. Ayakları adeta geri geri gidi- olduğu, gezilerin yapıldığı, konserlerin luk kaynağı olarak ortaya çıkıyor. Oku- kusunu yaşar, doya doya oynar, eğlenir- olarak görüldü. yor. Belli ki, evden zorla gönderilmişler. lun sevgi ve saygının temel olduğu sıcak düzenlendiği, eğlenceli yaşam okulları di. Cumhuriyet, tüm yoksulluğuna karşın, Bu bağlamda, liberal-kapitalizm dünyanın Okula isteyerek, sevinçle gelmiyorlar. bir yuva olmasını istiyorlar. haline getirilmelidir... geniş bahçeli, yüksek tavanlı okullar yap- eriştiği en mükemmel sistemdi. Bunun yerine Çünkü kuru sıraların üstünde sekiz saat Öğrencilere bu tür soruları, Milli Eği- mış, laboratuvarları için deney malzemele- başka bir sistemin geçmesi artık söz konusu bilgi yüklemesi yapılıyor. İyi bir rehber olmalı tim Bakanlığı yetkilileri de soruyor, al- ri sağlamış, kütüphaneleri için çağdaş ki- olamazdı. Tarihin sonu gelmiş ve kapitalizm dıkları yanıtlar doğrultusunda ne yapıl- Öğretmen, çok bilen ve öğreten rolün- taplar göndermiş, gençleri en iyi şekilde bir dünya dinine dönüştürülmüştü. Bu dönüş- Öğrencilerin en büyük ması gerektiği konusunda kafa yoruyor- den hızla uzaklaşmalı, öğrencileriyle bir- yetiştirmeye çalışmıştı. türmede, özellikle ABD, Britanya ve AB’deki lardır. Eğitim, hepimizin ortak sorunu- likte öğrenen, soru işaretleri uyandıran O nedenle, çok kişinin belleğinde okul kaygısı ne? kimi düşünürler (!) de önemli rol oynadılar. dur. Milli Eğitim Bakanlığı’nın kapıları, iyi bir rehber görevi görmelidir. Öğrenci- kavramı; eğlenilerek öğrenilen, sıcak yu- Geçtiğimiz ay lise öğrencilerine “Okul Arkalarındaki tekelci firmaların desteğiyle bu eğitime kafa yoran herkese, her zaman sine bilgi yüklemekten çok, gerçek bil- valar olarak kaldı. Bizler o çağın çocukla- sizin için ne anlama geliyor” diye bir soru ideolojilerini yaygınlaştırmak için vakıf, ensti- açık olmalıdır. Hele de kapıların milletin rı olarak, orada öğrendiklerimizle, kendi giye ulaşmayı, soru sormayı, düşünme- sorduk. Yanıtlar bizi şaşırtmadı ancak, ge- tü ve iletişim ağı kurdular. temsilcilerine zincirlenmesi, bakanlığın yi, düşündüklerini söylemekten korkma- ayaklarımızın üstünde durmayı, sorunları- leceğimiz açısından korkuya kapıldık. So- Çözüm Ne? Çözüm; neoliberal ekonomi yüz yıllık tarihinde görülmemiştir. mayı öğretmelidir. Öğrencilerin sosyal- mızı çözmeyi, umutsuzluklarımızı, karam- rularımızı yanıtlayan yüz öğrencinin tama- politikalarına karşı, kamuculuğu önceleyen, sarlıklarımızı aşmayı öğrendik... mına yakını, okulda hiç mutlu olmadıkla- Eğitim dizgemizi ivedilikle çağdaşlaş- leşmelerine, birbirleriyle olan sorunlarını antiemperyalist ve çalışan sınıfların yararı- Günümüzde liselilerin ezici çoğunlu- rını, oraya zorla gittiklerini söylüyor. Mut- tırmalıyız. Çağın değiştiğini görmek ge- çözmelerine, birlikte iş yapmalarına, da- na bir ekonomi politikası. Çözüm, “Biz daha rekiyor! Artık bilgi onların ellerindeki yanışma göstermelerine yarayacak ken- ğu okullarında mutlu değil! Nasıl mutlu suz olmalarının nedenlerini “Sınav siste- iyi yönetiriz” değil. olsunlar? Artık okullarının çevresi kalın, minin (TEOG, LGS, ÖSS, TYT, AYT gibi) sü- cep telefonlarında. İstedikleri bilgiye sa- di deneyimlerini paylaşmalıdır. Mustafa Kemal Atatürk'ün Meltem Vural’ın “Şu Dağın Ardı İran” Kitap okuduğunuzu biliyoruz. okuyucusuyla buluşuyor... 13,5x21 12,5x19,5 12,5x19,5 İnveleme Anı Anı 176 sayfa 160 sayfa 174 sayfa
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle