23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 EKİM 2022 PERŞEMBE KÜLTÜR 13 zi kıskanıyor”; aca- TiyaTro Pera yeni sezona Turgenyev’in ünlü ba “gerçeğe aykırı bilgiyi alenen yay- romanı ‘BaBalar ve oğullar’ ile yarın Başlıyor mak” sayılır mı, sa- yılmaz mı? “Bizden önce 30 yaş altın- dakiler oy kullana- mazdı!” gibi yalan- lar dezenformasyona girer mi Ölmeden girmez mi? Bunlar gibi yüzler- ce soru var aklımda... Bilmem, çalışabilmek anlatabildim mi! Bataklıkta bir ülke! PEN Yazarlar Derneği olarak bu konuda açıklamamızı ya- korkmadan sa çıktıktan önce de sonra da yaptık. (Bkz: www.pen.org) yazabilmek Bugün 200’ü aşkın imzayla şu iki tümceyi kamuoyuna su- aşanan acıyı, üç kuruş ka- nuyoruz: “Edebiyatçı ve ya- zanmak için yeraltında, en zarlar olarak ülkeyi derin bir Ykorkunç koşullarda çalışan karanlığa boğacak sansür ya- 41 emekçinin acısını hiçbir ya- sasını reddediyoruz. Zorba- zı, hiçbir ağıt ya da hükümet yet- ların yalanına karşı, halkın ve kililerin her an utanmadan söy- dünyanın hakikati. #Susmaya- ledikleri, “Ailelere şu kadar para cağız. #Susmak yok.” vereceğiz” tümcesi ortadan kal- Ölmeden çalışabileceğimiz, dıramaz. korkmadan yazabileceğimiz bir Bunu söyledikten sonra bu ülkeye, bir topluma kavuşabil- korkunç cinayetin, mek sadece ve sa- “kader”, “fıtrat”, “ka- dece bize bağlı. HA- za” ile hiç ilgisi ol- KİKATE ULAŞABİL- madığını, (nedense MEMİZ DE... Yaptığı- “kader” hep yoksul- mız, yapacağımız se- ları, emekçileri vu- çimlere bağlı. Öyley- ruyor) büyük bir ço- se mücadeleye de- ğunluk gibi ben de vam! biliyorum. Neyle ilgisi var? Kadın Emeğin sömürülme- -yaşam- siyle, vahşi kapita- lu son yaşarken diğeri radi- ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK neliyor. Dekorun içine gömül- halk sömürülüyor, adil taraf- özgürlük lizmle, daha çok müş ekranlardaki görüntüler, kal tavrını sürdürür. Çatış- sız mahkemeler yok. Toplum- kazanma hırsıy- Geçen haf- iyatro Pera, ayakta kal- sahnede görmediğimiz yaşa- malar, durgun taşra yaşamın- sal hastalıklarımız üstüne ko- la, insan yaşamı- ta sonu Antal- maya çalışan ve sürek- nanların ipuçlarını veriyor. nuşmak zaman yitirmekten na değer verme- da, gizli aşklar, kıskançlıklar, ya Muratpaşa Tli üreten özel tiyatrolar- meyle, ihmaller zin- Zamansız bir düzlemde, bir Belediyesi’nin dü- inkâr edilen özlemler içinde başka bir şey değil. İlerici, re- ciriyle, denetimsiz- dan biri. Her sezonda yeni bir zenlediği Kalei- platoya dönüştürülen sahne- formcu dediğimiz kişiler hiç- kaybolup gidecek; tüm karak- likle, hukuksuzluk- çi’ndeki festival- oyunla perde açan tiyatro bu de, seyirci de oyunun bir par- bir şey başaramamışlar. Ken- terlere hiç düşünmedikleri la, yetkililerin göre- de konserler iptal mevsime İ.S. Turgenyev’in çası olarak yerini alacak. dimizi saçma sapan tartışma- bir son getirecektir. vini yapmamasıy- edildi, söyleşiler, 1862’de kaleme aldığı en ünlü Oyun, babalar ve oğullar larla oyalayıp duruyoruz. Oy- la, yolsuzlukla, ama sergiler devam et- romanı “Babalar ve Oğullar”ın arasındaki kuşak çatışmasıy- Kuşaklar arasındaki sa gerçek, ekmek sorunu, boş en önemlisi CEZASIZLIKLA ilgisi ti. 27 ülkeden 52 ülkenin sanat- sahne uyarlamasıyla başlıyor. la, liberal ve nihilist akımlar var. Soma’da emekçilerin hakla- inançlar, namussuz kişilerin çıları katıldı. çatışma Nesrin Kazankaya’nın sah- rını savunan Can Atalay ve Sel- ANSA (Antalya Sanat) PEN iş- arasındaki kültürel mahvettiği ekonomi...’” diyor. Kazankaya, “Gü- çuk Kozağaçlı bugün hapiste- birliğiyle düzenlenen “Edebi- neye uyarladığı ve yönetti- hizipçiliği anla- İşte burada bizi de yakın- nümüz dünyası- ler. Ama yine Soma’da 301 ma- yat ve Çevre” panelinde, Tecel- ği oyunun dramaturjisi Şafak tıyor. Düzen dan ilgilendiren evrensel soru na göndermele- dencinin öldürülmesinde sorum- li Sırma’nın sorularını yanıtla- Eruyar’a ait. karşıtı nihi- ortaya çıkıyor: Ne yapmalı? lu olanlar kâh yurtdışında, kâh ri olan oyunda- dım. Panelin yer aldığı Koç Üni- Oyun, 21 Ekim’de Tiyatro list genç- Kazankaya bu soruyu şöyle yurtiçinde bırakın serbest olma- versitesi Suna-İnan Kıraç Kaleiçi ki çatışmalar, Pera Sahnesi’de prömiyer ya- ler ilk Bol- yanıtlıyor: “Yaşam direncinin, larını aynı zamanda ödüllendiril- Müzesi’ne hayran kaldım. Bura- ülkemiz gün- pacak. Promiyer öncesinde miş durumda... şevikle- mücadele gücünün kayna- daki “Hayvanlar ve Paralar” ser- deminde de Kazankaya ile birlikte seyret- ri tem- gisi kaçmazdı. ğı bu sorunun yanıtında. Gü- yoğun bir bi- tiğimiz oyunu konuştuk. Sansür yasası Kaleiçi’nin tümünde, dapdar sil ediyor. nümüzde bu yanıt, iktidar gü- çimde yer al- çiçekli tertemiz sokakları, ka- Halk arasında sansür yasası Değişen cüyle korku yaratılarak planlı Nesrin makta. Türki- feleri, sanata yer veren butik Rusya’da toplumsal diye bilinen yasa Meclis’te kabul Kazankaya Rusya’nın bir şekilde karanlık bir bilin- otelleri, her köşede insanın içi- edildi. Madde 29, “Gerçeğe aykı- ye keskin bir değişiklik... genç dina- mezliğe dönüştürülüyor. Bu- ni açan bir özen vardı. Murat- rı bilgiyi alenen yayan kimse 1 yıl- toplumsal dönü- 19. yüzyıl Rus yazarları- mikleri olan nun sonucu olarak da öncelik- paşa Belediyesi Başkanı Ümit dan 3 yıla kadar hapis cezasıyla şümün arifesinde. oğullar, var olan nın hep ilgisini çektiğini söy- le gençlerin, giderek geniş bir cezalandırılır” diyor. Uysal’ı kutlarım. Oyundaki kuşaklar ara- leyen Kazankaya, “Rusya’da düzeni reddedip, top- kesimin yaşadığı inanç kaybı, Şimdi... Yukarıda yazdığım bu İki sergi çok çarpıcıydı. İranlı, sındaki çatışma, geleceği be- satırlar acaba yeni yasaya gö- Rus ve Ukraynaları sanatçıların lumu, bilimi, gelenekleri sor- toplumsal büyük değişiklik- umudun kaybolma tehlikesi- lirlemek açısından, bizim top- re suç mu değil mi ? Yoksa suç “Kadın Yaşam Özgürlük” ve “Ay- lerin yaşandığı, karmaşık ve gularlar; sanata ve aşka inan- ni içermekte. İdealizmin prag- olan bu cinayeti “kader planı” nı Gökyüzü Altında” sergileri... lumumuzdaki, gerici, çağdı- mazlar. Tek amaçları dünya- çelişkili bir dönem. Gelmekte matizmle, uzlaşmacılıkla har- ya da “fıtratında var” diye nitele- Kadın -Yaşam- Özgürlük her şı bir düzen peşinde koşan- olan yeni düzenin izlerini in- yı yeniden oluşturmaktır. An- manlandığı bir düzenden, ay- mek mi? ülkeye gerek. Bunun da ilk şartı larla, Cumhuriyet ilkeleriy- cak bunun nasıl gerçekleşe- san ilişkilerinde görürüz. Ro- dınlık bir gelecek beklemek “Ekonomimiz berbat, liranın önce laiklik! le çağdaş bir toplumu yeni- man uyarlamak riskli bir iş. ceğini bilmedikleri için bu zor. Yeni bir gelecek için deği- alım gücü sıfır” demek suç sayı- Aynı gökyüzünü Rus sanat- den yaratmak isteyenler ara- ikilem, onların isyanını artı- lacakmış... THD (Tüketici Hak- çılarla Ukraynalı sanatçılar pay- Romanda yazarın anlattıkları şimden yana olanlarla, eskiyi ları Derneği) açıkladı: Ülkemizde laşıyor. Resimde, sanatta, ede- sında yaşananları anımsa- ve kişilerine yaşattıkları oku- rır. Aşkı reddetmelerine rağ- savunan tutucular arasında- tüketicilerin yüzde 56’sı yani 47 biyatta... Hayatta paylaşmaları- men her ikisi de tutkulu iliş- tıyor. Oyunda radikal genç yucuda bütünleşir. Ama tiyat- ki çatışma, ülkemizin yarınını nı engelleyen savaşlar ise yalnız milyon 680 bin vatandaş açlık sı- Bazarov’un haykırdığı cümle- roda yalnızca figürleri izle- kilerin pençesine düşerler. belirleyecek...” nırının altında yaşıyor. Bu durum- ve yalnız vahşi kapitalizme hiz- Oğullardan biri düzenle uyu- ler sanki bizi anlatıyor: ‘Rus- riz” diyor. Tiyatro Pera yeni oyunuy- da iktidarın ağzından düşürmedi- met ediyor. Öyleyse mücadele- Oyun, video görselleriyle şarak toplumsal ideallerin- ya bir bataklıkta. Memur- la bu sezon çok konuşulacağa ği “Ekonomimiz harika, dünya bi- ye devam... den vazgeçip, görece bir mut- desteklenen bir yorumla sah- lar rüşvet alıyor, ticaret sıfır, benziyor. 211 edebiyatçıdan ‘Şiirsel Gerçekçilik’ Sinematek’te sansür yasasına tepki adıköy Belediyesi Si- samında “Şiirsel Gerçek- debiyatçı ve yazar 211 isim, Knematek/Sinema çiliğin” önde gelen yönet- Esansür yasasına karşı “Sus- Evi, kendi gösterimleri- menleri Jean Renoir, Marcel mayacağız” başlıklı bir açıkla- ne başladı. Son göste- Carné, Jean Vigo ve Julien ma yaptı. Açıklamada, “Edebiyat- rimi 30 Aralık’ta yapıla- Duvivier’nin filmleri seyir- çı ve yazarlar olarak ülkeyi de- cak yeni programın oda- ciyle buluşacak. Şiirsel Ger- rin bir karanlığa boğacak sansür ğında 1930’larda Fran- çekçilik programının açılışı, yasasını reddediyoruz. Zorbala- sız sinemasına damga vuran Şiirsel Ger- Cinémathèque Française Arşivi’nde yer rın yalanına karşı, halkın ve dün- çekçilik var. Fransız Kültür Merkezi İs- alan yenilenmiş kopyasından gösterile- yanın hakikati. #Susmayacağız. tanbul ve Cinémathèque Française’in cek olan Jean Renoir’ın “Oyunun Kuralı #Susmak yok” denildi. katkılarıyla sunulan ana program kap- (La règle du jeu)” filmiyle yapıldı. lemler alınmıyorsa, hep felake- nı yitirişi edebiyat dünyasını çok sars- tin merkezi oldu/olacaktır. Gri- tı. Salâh Birsel’den Necati Cumalı’ya zu patlaması olması gerekmez. Oktay Akbal’dan Fazıl Hüsnü Madende ya da değil, tüm çalı- Dağlarca’ya, Nurullah Ataç’tan Beh- şanların sağlık koşulları titizlik- çet Necatigil’e onun üstüne yazı- le yerine getirilmezse, anayasal lar, şiirler, kitaplar yazdılar. Sağlığında suç işlenmiş olur. Çünkü her- Rüştü Onur’un yayımlamayı düşün- kesin “sağlıklı yaşamaya hak- düğü ama bir türlü gerçekleştiremedi- kı” vardır. Bu uluslararası yasa- ği Şehir adlı dergiyi 18 yıldır yayımla- Son olsun artık! larla, anayasamızla güvence altına yan şair, yazar, gazeteci İbrahim Tığ, alınmıştır. hemşerisi şaire ve bu konuya yıllardır emek harcıyor. Kutlamamız gerekir. önetsel bölünümle 1980 yılı- na kadar Türkiye, 67 ilden olu- Rüştü Onur Yşuyordu, günümüzde ise 81 ile İbrahim Tığ Zonguldak adı geçince iki değer- ulaştı. 82. il için adaylar sırada. Ön- li şair Rüştü Onur ve Muzaffer Tay- Rüştü Onur gibi İbrahim Tığ da ce Zonguldak’a bağlı ilçe olan Bar- yip Uslu’yu anmamak olmaz. Bu Zonguldak Devrek doğumlu (1970). tın, 1991’de il yapıldı. Geçen hafta cu- iki şair arkadaş Zonguldak Kömür Okudu mimar oldu, gazetecilik yaptı. ma günü hepimizi yasa boğan ma- İşletmeleri’nde memur olarak çalış- Devrek’te, günlük Bölge Haber ga- den ocağının patladığı Amasra ise tılar. Grizu patlamalarında değil ama zetesini kurdu, yönetti. Sürekli basın Bartın’ın dört güzel ilçesinden biri. sağlıksız koşullar yüzünden vere- kartı sahibi. Beş şiir, iki öykü, iki der- Buradaki maden ocağı patlamasında me yakalanıp iyileşemeyerek öldü- leme kitabı var. Yerli ve yabancı dört 41 işçimizi yitirdik. Bu ilk değildi. Ama ler. Rüştü Onur 22, Muzaffer Tay- ödülü bulunuyor. Şu anda elimde 3. son olsun artık! yip Uslu 24 yaşında yaşama veda et- baskısı olan (Kaynak Yayınları, Mart Daha önce yine bu iktidar dönemin- tiler. Onların dramatik öyküsünü Yıl- 2020) Rüştü Onur kitabını yayımladı. de 2014’te Soma’daki patlamada 301 maz Erdoğan, Kelebeğin Rüyası ad- Rüştü Onur’un Şiirleri, Yazıları, Mek- emekçimiz can verdi. Yargılama sekiz lı filminde anlattı (2014). Gözyaşlarınızı tupları ve Ardından Yazılanlar’ı bu ki- yıl sürdü. Geç gelen adalet, adalet de- akıtmadan izlemek olanaksızdı. tapta bir araya getirdi. Şairin çok kısa ğildir denir. Tıpkı öyle oldu. Geç gel- Bu iki şairin edebiyat öğretmeni yaşamını bizlere anımsattı, unutturma- mesi bir yana, suçlular ödüllendirildi! Behçet Necatigil, geleceği görmüş dı. Eline, yüreğine sağlık. Bu yetmedi, işçilerimizin yitirilme- olmalı ki şu dizleri yazmıştı: Rüştü Onur ve Cumhuriyet’in bi- si, 21. yüzyılda bilim ve teknolojinin “Bir şair yaşamıştı Zonguldak’ta rinci kuşak şair ve yazarlarının, ortaya olağanüstü geliştiği bu dönemde suç Adı Rüştü Onur’du koyduğu yapıtlar, yaydığı ışıklar gibi, “kader planlaması”na atıldı!? Devle- Bilseydi hatırlanacağını umarım günümüzün şair ve yazarları- ti anayasasıyla, yasalarıyla, kurallarıyla Ölümden sonra nın ürünleri de çok etkin olur da ülke değil de kendi inançlarıyla yönetmeye Memnun olurdu.” ufkunu taşkömürü gibi kapkara kapla- kalkanların böylesi açıklamaları insan Adı değil hatırlanmak, adına der- yan katmerli cahillik, derin yoksulluk, aklıyla alay etmek değil mi? nek kurulan sayılı edebiyatçılarımız- savrulan yönetim sona erer; güneşli Zonguldak öteden beri kara elma- dan biri oldu Rüştü Onur. Şiire de ya- günler gelir. Maden ocağı patlamaları sın merkezi olsa da teknolojinin ku- şama olduğu gibi, büyük bir tutkuyla sona erer. Canımız da paramız da de- rallarına uyulmuyorsa, gereken ön- bağlıydı. Ne var ki genç yaşta yaşamı- ğerlenir, yaşam koşulları ucuzlar...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle