14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 6 KASIM 2021 CUMARTESİ 2 olaylar ve görüşler Özel trenle İstanbul’dan yola çıkan öğrencileri zamanın Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Abdülhalik Renda ve çok sayıda milletvekilinin de aralarında bulunduğu kalabalık bir topluluk, Atatürk ve Mülkiye Ankara’da 6 Kasım 1936 günü karşılamıştı. gezisine çıkan Atatürk, Karadeniz Bölge- lebe mevcudu, eğitimi hakkında izahat al- Vecdi SeViğ si’ndeki incelemelerini tamamlayıp 1 Ara- dılar ve 14.30’da otomobillerine binerek Gazeteci lık 1930 günü Ege vapuruyla İstanbul’a mektepten ayrıldılar.” nkara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fa- gelmişti. 2 Aralık Salı günü öğleden son- Haberde küçük bir hata vardı, Cumhur- ra Harp Akademisi, Mülkiye Mektebi, Harp başkanı Yüksek Öğretmen Okulu’na bir yıl kültesi ya da tarihsel adıyla Mülkiye’nin Akuruluşunun üzerinden 162 yıl geçti. Okulu ve Galatasaray Lisesi’nde inceleme- önce atanmış bulunan Hamit Bey’den değil lerde bulunmuştu. yerine gelen okul müdürü Babanzade Şük- Okulun Ankara’da eğitime başlamasının da 85. yılı. Özel trenle İstanbul’dan yola çıkan rü (Baban) Bey’den bilgi almıştı. Gazi’nin sürprizi Şükrü Baban, yıllar sonra okulun öğrencileri zamanın Türkiye Büyük Millet Bir gün sonraki gazeteler Cumhurbaşka- Meclisi Başkanı Abdülhalik Renda ve çok 1944 yılı mezunlarından Nuri İnuğur’a, nının incelemelerine ilişkin haberleri birin- Atatürk’ün ziyaretinin önceden haber ve- sayıda milletvekilinin de aralarında bulun- ci sayfalarında veriyorlar, Mülkiye Mektebi duğu kalabalık bir topluluk, Ankara’da 6 Ka- rilmediğini, bir memurun “Gazi Paşa ge- ziyareti hakkında şu bilgiyi aktarıyorlardı: liyor efendim” diye uyardığını, karşısın- sım 1936 günü karşılamıştı. “Gazi Yıldız’da bulunan Mülkiye Yüksek eğitimin yeniden düzenlenmesi, da Gazi’yi görünce şaşırdığını anlatıyor ve Mektebi’ni teşrif buyurdular. Talebe aske- şunları söylüyordu: bazı kurumların İstanbul’dan Ankara’ya ta- ri talimde olduğu için mektepte ders yoktu. şınması fikri, Cumhuriyetin ilk günlerin- “Mekteple ilgili sualler sormaya başladı- Cumhurbaşkanı sınıfları gezmeyerek mek- lar. Talebe mevcudu, ders durumu, ihtiyaç- den itibaren gündemdeydi. Cumhuriyet’in tep müdürü Hamit Bey’den mektebin ta- yedinci yıl kutlamalarının ardından yurt lar ve masraflar hakkında konuşuyorlardı. Ben, bir an yerime oturup oturmamak için tereddüt ettim; sonra makamıma oturdum. Biz bu konuşmayı yaparken kapı açıldı; ka- pıda Şükrü Kaya, Ruşen Eşref ve Kılıç Ali Beyler göründüler. Kendileri, benim maka- mıma oturmuş, Atatürk’le rahat rahat ko- nuştuğumu görünce bir tuhaf oldular ve ayakta beklediler.” Düşündük taşındık, günümüzde bir Tahir Sabahattin Ali’nin bütün öykülerinde değil, fakat olsa, onların öyküsü, Tahir ile Zühre diye özellikle köy, köylü, yoksulluk ve yanı sıra da kadın ‘Ankara’da muazzam bina’ yeniden nasıl anlatılır, nasıl iletilir, dedik. konularını işlediği öykülerinde acıtan bir gerçekçiliği Şükrü Baban, Atatürk’ün “Bir talebiniz var. Bunlar okuru keşke öyle olmasa diye düşündü- var mı benden? İstediğiniz bir şey varsa Hemi dünden, hemi bugünden yeller estirip ren, fakat kaçınılmaz olarak da adım adım acıtıcı bildirin” sözlerine “Biz dertlerimizi Maa- güller alarak yaşayan Tahir'le, yaşayan sona hazırlayan öykülerdir. rif Vekili ile hallediyoruz” karşılığını ver- Zühre'nin masalını Sevgi Elması'ndan Sabahattin Ali büyük yeteneğinin evrensel boyutlara miş, 4 Aralık'ta okulun yıldönümü oldu- anlatalım dedik. ulaştığı bir olgunluk çağında, 41 yaşında, hiç ğunu belirterek törene katılmaları halin- kuşkusuz dönemin siyasi polisinin alçakça tuzağına Elmanın yarısı dün, yarısı bugün, her ikisi de öğrencilerin çok sevineceğini, “hocala- düşürülerek katledildi. Toplumsal yaşamımızın en birleşe, okuyanlar bağışlaya. rın şeref kazanacaklarını” aktarmıştı. kanlı, en karanlık bir sayfası olmasının yanı sıra edebiyatımızın bu onulmaz acısının hesabı, Şükrü Bey, öğrencisine anılarını an- Ceyhun Atuf Kansu üzerlerinde bu cinayetin laneti olanlardan her zaman latırken “Bu konuşma yapıldığı zaman sorulmaya devam edilecektir. ekim ayında idik” diye ekliyor, Gazi’den “Daha vakit var; zamanı gelince bana ha- Ataol Behramoğlu tırlatın” karşılığını aldığını bildiriyordu. 12,5x19,5 13,5x21 Baban, 4 Aralık yaklaşınca Dolmabahçe Öykü Çocuk Sarayı’na gittiğini, “Başyavere kendini ta- 584 sayfa 80 sayfa nıtarak Atatürk’ün emirlerini” hatırlattı- ğını, aldığı yanıtın olumsuz olduğunu be- lirtmeyi de unutmuyordu. Şükrü Baban’ın buradaki tarihleri ve- rirken yanıldığı anlaşılıyor. Müdürlük gö- Sevgili çocuklar, dünyaya çocuklar kadar “Yurt dışında” yaşamak isteyenlerin sayısının revine başladığı tarihten sonra Atatürk temiz bir gözle bakanlar; gülümsemek, iki her geçen gün daha çok arttığı bu günlerde, iki kez İstanbul’a gelmişti. Her iki gelişi insan arasındaki en kısa mesafedir. Mizah, uzunca bir süre "yurt dışında" yaşamış biri de ekim ayında değildi. Babanzade Şük- en çok akılda kalan anlatım tarzıdır. olarak, Avrupa Birliği’nin başkenti Brüksel’in rü Bey, 4 Aralık 1930 günü müdür olarak Nasreddin Hoca yüzyıllardır hem sosyal ve siyasal renklerinden söz etmek katıldığı ilk kuruluş yıldönümü törenin- güldürüyor hem düşündürüyor. gerekiyordu diyor Çimen Turunç Baturalp. deki konuşmasında, “Gazi hazretlerinin okulu ziyaretleri dolayısıyla şükranları- Mustafa Balbay, Türkçemizin bütün “AB’nin kalbinde Biz(siz) Onlar’da, giderken nı” sunduğunu belirttiği, gazete haberle- zenginliklerini kullanarak Nasreddin kurduğu “Türkiye’de huzur yok!” cümlesinin rine de yansımıştı. Hoca’nın derslerini bugüne taşıyor. “Türkiye’de huzuru sağlamayı beceremiyoruz Şükrü Baban, Nuri İnuğur’a anılarını biz!” cümlesine evriliş sürecini bir gazeteci İyi okumalar. aktarırken Atatürk’ün ziyaretinden ba- olarak radarına takılan birbirinden çok farklı ğımsız biçimde, “Mülkiye Mektebi’nin örnek ve gözlemlerle aktarıyor… Ankara’ya nakline de muhalefet etmiş- tim” diyor ve ekliyor: 13,5x21 13,5x21 “O zamanki Maliye Vekili Fuat Ağralı, İnceleme Öykü 224 sayfa 104 sayfa Yıldız’daki mektebe gelmişti. Görüşme sı- rasında Mülkiye'yi Ankara'ya nakledece- ğini, ıslah edip hocaları ve talebeyi refaha kavuşturacağını, konforlu bina sağlayaca- ğını söyledi.” Maliye Bakanlığı görevine 1934'te ge- len Ağralı ile yapılan konuşmanın bir "... benzeri Atatürk’ün ziyaretinde yapılmış "Neden böyle yapıyor insanlar? Af yoktur bizim hayatımıza, af çıkarılmaz olabilir mi? Neden parayı en büyük değer görüyor? hiçbir zaman biz hayatsız kadınlara. Bu soruya doğrudan yanıt vermek ola- Neden sağlığı önemsemiyor? naksız. Ama Atatürk’ün o gün ziyaret et- Siz, hiç sizin olmayan bedeni taşıdınız mı? Neden çocukları, ağaçları, kuşları, Kedileri, tiği Harbiye’den ayrılırken “Bu bina, artık Bilir misiniz, aşksız, sevgisiz başka bedenlerin bugün bir mektep binası olmaktan çık- atları düşünmüyor?" altında ezilen onuru taşımanın yükünü, mıştır. Hatta Cumhuriyet ordusu için bir dayakla imza attırılan satış kâğıtlarını, kışla dahi olamaz. Bir an evvel ordunun Eren Aysan, çocuklarla paylaştığı uzun, yaptırılan sahte evlilikleri? Loş ışıkların yarınki zabitlerini bu binadan çıkarmak şiirsel masalıyla doğanın değerini bir kere altında çökmüş somyalar, kirli yataklar, kanlı lazımdır” dediği bir gün sonra gazeteler- daha anımsatıyor. çarşaflar, irinli geceler, iltihaplı hastalıklar, de yayımlanmıştı. 6 Aralık günü de Cum- kanamalar hayatınızın bir parçası oldu mu huriyet gazetesinin birinci sayfasındaki sizlerin hiç?' dedi, geri çekilerek titreyen sesini yuttu..." “Harbiye Mektebi” üst başlığı altında ve- rilen “Ankara’da muazzam bir bina yapı- 12,5x19,5 13,5x21 lacak” haberi göze çarpıyordu. İnceleme Çocuk 216 sayfa 64 sayfa ‘Yüksek değerde arkadaşlar’ Projesini Avusturyalı mimar Clemens Holzmeister’in hazırladığı Harp Okulu bi- nasının yapımı 1935’te tamamlandı, öğren- ciler 25 Eylül 1936’da Ankara’ya taşındı. 1935 yılı baharında Milli Eğitim Ba- İnsan ve yurttaş: Server Tanilli, "Marksizm üstüne yeni kanı Abidin Özmen, bir başka Avustur- düşünceler" üretirken küreselleşme yalı mimar Ernest A. Egli’ye Cebeci’de Eğitimin eseridir bu! Ama eğitim, her kıskacına alınan dünyada bir dizi güncel “Mülkiye için bir bina projesini sürat- şeyden önce ulusaldır. Bu kitap, bu can sorunun yanıtını arıyor ve Marx'ın tekrar ve le uygulamaya koyması görevini” verdi. alıcı konuda, sorunların altını bir kez daha fakat bu kez yeni gözlüklerle okunması Aynı tarihlerde binanın yapımı ve oku- çizerken, kimi çözüm yolları da öneriyor ve gerektiğini anlatıyor; kapitalizmi aşmanın lun Ankara’ya taşınması için yasal dü- aydınlığa inananların karanlığa karşı yollarını arıyor. mücadelesine katılıyor. zenleme tamamlandı. Atatürk, okulun İstanbul günlerinin “Değişimin Diyalektiği ve Devrim” “Nasıl Bir Eğitim İstiyoruz?” son yılına girilirken yayımladığı mesajda, yeni kapağıyla okucusuyla yeniden yeni kapağıyla okucusuyla yeniden Mülkiyelileri “Türk ulusunun tam anla- buluşuyor... buluşuyor... mı ile millet olmasına çalışan, modern bir Türk devleti kurmak için” özveriden kaç- mayan “yüksek değerde arkadaşlarım” olarak niteliyordu. Okulun taşınmasına bir hafta kala Mil- 13,5x23 13,5x23 li Eğitim Bakanı’nın Mülkiye’den sınıf ar- İnceleme İnceleme kadaşı Mehmet Emin Erişirgil, müdürlük 294 sayfa 264 sayfa görevini Şükrü Bey’den devraldı. Birçok öğretim elemanı Ankara’ya gelmeyi kabul etmemiş, başkentte yeni bir kadro oluştu- rulmuştu. Kurulduğu 1859’dan 1936’ya kadar İstanbul’da 11 farklı binada öğrenci yetiş- tiren Mülkiye, 85 yıldır Ankara’nın Cebe- ci semtinde Atatürk döneminde yapılan binasında eğitimini sürdürüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle