22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 14 Ağustos 2018 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Kur herkesi vurdu ekonomi 11 Dövizden kaynaklı iğneden ipliğe her şeye zam geldi. Tüketici fiyatları katlanarak artacak. İnşaattan otomotive birçok alanda üretim zayıflıyor Ekonomik krizin faturası yine dar gelirliye emekçiye kesiliyor. Kriz özellikle ithalata bağımlı birçok sektörü de olumsuz et kiliyor. Dövizden kaynaklı ola rak iğneden ipli ğe her şeye zam gelirken zamla rın yakın zaman da katlanarak ŞEHRİBAN KIRAÇ artması bekleniyor. Buna karşılık emekçinin cebindeki giren para da zam lar karşısında eriyor. Yılbaşında dolar kuru 3.78 TL iken, 1.603 TL olan asga ri ücretlinin maaşı 424 dolara denk geliyordu. Asgari ücret doların 7.23 TL’ye çıkmasıy la 203 dolar eridi. Şu anda as gari ücretlinin maaşı sadece 221 dolar ediyor. Sendikalar artan kur ve enflasyon karşı sında toplusözleşmelerin ye nilenmesini isterken “Bir borç krizi olarak karşımıza çıkan ekonomik krizin, işsizlik ve yoksullaşma olarak işçi sınıfı na fatura edilmesine izin ver meyeceğiz. Borç yüzde 1’in borcudur. Yüzde 99 bunu ne den ödesin?” ifadesini kullan dı. Ağustos başında devreye giren ve dövize bağlı yapılan Yüzde 40 zam yolda Yakın bir zamanda Apple başta olmak üzere birçok akıllı telefon markası üreticisi ürünlerine yüzde 25’i aşan oranlarda zam yapmıştı. Doların 7 TL’yi aşmasından sonra teknoloji ürünlerine yeni zammı gündeme getirdi. Vatan Bilgisayar’ın patronu Hasan Vatan’ın verdiği bilgiye göre dövizle satılan bilişim, bilgisayar ürünlerinin satışlarında ciddi düşüş var. Kur bu şekilde devam ederse yüzde 40’ı aşan zamlar gündemde. Etin fiyatı katlandı son zamlarla bir ailenin aylık doğalgaz ve elektrik faturası asgari 235 TL’ye fırladı. Bu tutar 1.603 TL olan asgari ücretin yüzde 14.66’sına denk geliyor. Birçok dar gelirli ve yoksul aile giderek artan geçim sıkıntısı içinde elektrikdoğalgaz faturalarını ödemekte zorlanırken yapılan zamlar bu kesimi daha fazla zorlayacak. Son 45 günde dolardaki artış Türkiye’nin enerji faturasına ise 11.5 milyar liralık ek bir yük getirdi. Seçim öncesi yapılan değişikle zamlar Özel Tüketim Vergisi’nden (ÖTV) düşürüldüğü için şu anda benzinin litre fiyatı 6.25 TL civarında. Benzinin litresine bugünden geçerli olmak üzere 46 kuruş motorine ise 58 kuruş zam geldi. Ancak artış ÖTV’den karşılanacağından pompaya yansımayacak. Ekmeğe en son geçen ay yüzde 10 zam gelirken, beyaz etteki zam oranı yüzde 200’ü buldu. Hayvancılığın ana girdilerinden yemin fiyatı da torba başına 7 lira arttı. Üreticiler zamların devam etmesinden endişeli. Hammadde ve ara mallarında yurtdışına bağımlı olan birçok sektörde ise üretimler durma noktasına geldi. Maliyet artışlarını fiyatlara yansıtan başta inşaat, otomotiv, gıda sektörleri ise tahsilat sorunları yaşıyor. Vadeler uzadı İnşaat maliyetlerde son bir yılda yüzde 30 civarı artış yaşandı. Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği yakın zamanda yaptığı açıklamada, “İnsanlar kârsızlıktan dolayı batmaz, nakit akışından dolayı batar. Nakit akışının kesilmeden dönmesi gerekiyor. Tahsilat sorunu yüksek. Sanayici malzemesini 90 gün vadeyle satmak ister. Ama vade 120150 hatta 180 günlere doğru tırmandı, yani 2 katına çıktı” ifadesini kullandı. (%) (%) Üretimde fren sinyali TMMOB Makina Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener’e göre, dövize bağlı yapılan son zamlarla bir ailenin aylık doğalgaz ve elektrik faturası asgari 235 TL’ye varıyor. Yener’in verdiği bilgiye göre, son zamlar sonucu aylık ortalama tüketimi 230 kWh olan 4 kişilik bir ailenin aylık elektrik faturası 94.7 TL’den yaklaşık 21.00 TL’lik artışla 115.6 TL’ye yükseldi. Bu yüzde 22 oranında zam anlamına geliyor. 2017’de bir hanenin yıllık or talama doğalgaz tüketimi 1.017 m3, örneğin Ankara için 1.099 m3’tür. Bireysel (kombi) ısıtmanın yaygın olduğu Ankara’da bir konutun Ağustos 2018 için geçerli olan KDV dâhil 1.317 TL/m3 Başkent Gaz satış fiyatı üzerinden yıllık doğalgaz faturası 1.317 TL/m3 x 1.099 m3 bu da 1.447 TL’ye ulaşıyor. Bu da aylık ortalama 120.61 TL’ye denk geliyor. Yunus Yener’e göre, Türkiye’de elektrik enerjisinin yaklaşık yüzde 47’si sanayi sektöründe, yaklaşık yüzde 22’si konutlarda, yüzde 26’sı ticarethanelerde tüketiliyor. Zaten uluslararası rekabet gücü zayıf olan Türkiye sanayisinin son gelen zamlar ile üretim ve rekabet gücü daha da zayıflayacak hatta birçok tesis kapanma riski ile karşı karşıya kalacak. Diğer yandan elektrik ve do ğalgaz fiyatlarındaki artış başka birçok ürün ve hizmetin fiyat artışlarının da gerekçesi olacak ve enflasyon oranı düşmek bir yana, yüzde 20’leri çok aşabilecek. Ayrıca döviz artışları sonucu gelecek dönemde elektrik ve doğalgaz fiyatlarına yeni zamlar yapılması da gündeme gelecek. Aksa’dan kötü haber Aksa Akrilik 16 Ağustos’tan itibaren üretimde yüzde 20 kapasite azaltımına gidecek. Türkiye’nin tek akrilik elyaf üreticisi Aksa Akrilik, daralmanın gerekçesi olarak hammadde fiyatlarındaki aşırı yükselme ve pazar daralmasını gösterdi. Şirketin 1200’den fazla çalışanı bulunuyor. Türkiye Kasaplar Odası Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Kasaplar Odası Başkanı Osman Yardımcı, beyaz ete ocak ayından bugüne, 8 ayda yüzde 200 zam geldiğini söyledi. Yardımcı, 1 kilo tavuk kanadı fiyatının, yarım kilo kırmızı et fiyatını aştığını kaydederek, “Ocak ayında 7 lira 70 kuruş olan tavuk kanadının kilosu, bugün 20 lirayı aştı” ifadesini kullandı. Maliyetlerdeki yükselişe bağlı olarak 2018 yılı OcakHaziran döneminde toplam üretim bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3, otomobil üretimi ise yüzde 7 oranında azaldı. Bu dönemde, toplam üretim 843 bin 193 adet. KESK: Sözleşme yenilensin MUSTAFA ÇAKIR Sendikalar dövizdeki yükselişin ardından toplusözleşme ve ücret zamlarının da güncellenmesini, kayıpların karşılanmasını istedi. Kurdaki yükselişin maaşlar üzerindeki etkisini araştıran Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), olası işten atmalara karşı işten çıkarmaların yasaklandığının ilan edilmesini talep etti. Genelİş Sendikası ise kadroya alınan 1 milyona yakın taşeron işçinin ücret zamlarının güncellenmesi gerektiğine dikkat çekti. KESK’in araştırmasına göre, öğretmenin maaşı ocak ayında 1041 dolar iken, ağustosta 855 dolara indi. Uzman doktorun maaşı ocakta 1607 dolar iken, ağustosta 1320 dolara geriledi. Hemşirenin maaşı 1011 dolardan 830 dolara, 9/1’indeki memurun maaşı 831 dolardan 683 dolara, avukatın maaşı 1316 dolardan, 1081 dolara, mühendisin maaşı 1379 dolardan 1133 dolara, profesörün maaşı 2 bin 222 dolardan bin 826 dolara, teknisyenin maaşı da 865 dolardan 711 dolara düştü. Genel olarak maaşlarda ocak ile ağustos arasında yüzde 8 ile yüzde 8.4 arasında artış oldu. Ancak dolardaki artış nedeniyle kayıp yüzde 18’e çıktı. Emekli ücretleri de 477 dolardan 301 dolara düştü. Kamu emekçilerinin yılbaşından bu yana döviz kuru etkisiyle kayıpları dolar bazında yüzde 18, Avro bazında yüzde 11, emeklilerin kayıpları dolar bazında yüzde 37, Avro bazında ise yüzde 32 oldu. En büyük kayıp asgari ücretlilerde yaşandı. Asgari ücretlilerin kaybı dolar bazında yüzde 42, Avro bazında ise yüzde 37’ye ulaştı. l ANKARA Dolar bozdurma promosyonları (!) Doların süreç içinde yüzde 45, bir gecede yüzde 20 ile öngörülemez, şok yükselişinin etkisi, Başkan Erdoğan’ın öncülüğünde, Saray’ın sözcülerinin, medyanın ağızbirliğinde, vatandaşın yastık altındaki altınları, dolarlarını çıkarması çağrıları peş peşe yinelenince.. Gönül bağı olan sokaktaki vatandaş ya da uyanık yandaş yastık altındakilerin çıkarılması adına, ciddi ciddi promosyan kampanyalarına giriştiler. Dün inanmak istemesem de ana haberler içinde, ciddi ciddi verilen röportajlarda görmüşsünüzdür.. Yastık altından altınını, dolarını bozduranlar için pazarcıların ürün satışı indirim, promosyon kampanyalarından başlayın, otellerin birkaç günlük promosyon bedava tatil, alışverişlerde anlamlı indirimler kampanyalarına, promosyon kampanyaları kapsamında yok yok dedirtircesine yaratıcı uygulamalar gündeme sokulmuştu.. Kuşkusuz en küçük bir benzerlik yok ama bana Cumhuriyet’in, Nadir Nadi’nin ölümü sonrası yazarlarının tasfiye edilmesi operasyonu sonrası, okur boykotunun da etkisinde gazetenin ele geçirilmiş yönetim eliyle iflasa sürüklenmesinin ardından yaşadığımız günleri anımsattı.. Berrin Nadi İlhan Selçuk ikilisinin öncülüğünde iflas masasına düşürülmüş gazetenin adı ile, 1993’te Cumhuriyet Vakfı kurulmuş olarak, Cumhuriyet’in çok zorlu yaşam koşullarında, okur desteği sayesinde ayakta kalmayı başardığı yılları anımsattı. En az sayfalı, en pahalı gazeteyi satın alma sorumluluğunu duyan okurların Cumhuriyet’i yaşatma iradesini gösterdikleri günlerde, bizim Babıâli’den İkitelli’ye taşınmış ana akım medyamız sadece ülke vatandaşlarını değil, dünya medyasını promosyon gazeteciliğine alıştırıyordu.. Bugünün güdümlü, kirli medyası, beyin yıkama, yozlaşmasında, daha doğrusu tümü ile kuralsız, gazeteci patronlardan işletmeci, holding patronlarına geçiş sürecindeki katkıları öyle bildiğiniz boyutlarda, yenilir yutulur gibi değildi. Dünya medyası, tencere, tava, ansiklopedi yarışlarında Türk basınının aldığı hızlı yolda yarışta tam başarılı olamasalar da kendilerine uyarlama, kopya çekmede çarpıcı örnekleri de verdiler. HHH Doğrudan tanıklığımla, TGS genel eğitim sekreteri olarak, Murdoch grevleri günlerinde, İngiltere madencilerinin, büyük kadın hakları ile birlikte dünyayı sarsan direnişlerinde İngiliz İşçi Sendikaları Konfederasyonu TUC’un konuğu olarak neden bir dizi eylem, seminerlere davet edildiğimi anlayamamıştım. Hele de basın özgürlüğü, kadın hakları üzerinden bir seri, ilişkili yoğun programla.. Bir sendikal konfederasyonun programı kapsamında söyleşiler, bir Murdoch grevlerinin sokak mitinglerinde, bir Meclis’in ortak gündemli işçi hakları, kadın, sendikal haklar gaspı üzerinden kavgalı oturumlarında, kötü İngilizcemle duruma göre öne çıkarılmamı bir türlü kavrayamıyordum. Meğerse sendikal haklar, basın özgürlüğü kırılmasında, kadın hakları savaşımının yükselişinde ThatcherMurdoch kutsal ittifakı başrolde olunca. Hele de AB’den grev kırıcı işçiler getirilse, AB’nin sendikal dayanışmaları içinde duyuluş önlemler alınır hesabı ile, bizim Yeni Asır gazetesinden iki genç kızımız, grev kırıcıların gizli eğitimlerinde kullanılınca, “Bizim yanımızda Türk sendikacılığı var, kadın var, gazeteciler var..” kanıtına gereksinim duyulmuş. Bizdeki çağrışıma konu olan promosyon çılgınlığı boyutuna gelince, çocukları için ansiklopedi kuponu toplama uğruna ya da en az sayfalı çok pahalı gazeteyi almak zorunda kalan, ancak Cumhuriyet’i de yaşatmak isteyen dar gelirli okurlar, haftanın sınırlı günlerinde aralarında paylaşarak tek gazete almak zorunda kaldıklarının onur verici sınavından özel öykülerini anlatıp dururlardı. Bize düşeni elbette düşük ücretle, zorlu günlerde eksik ödemelerle çalışmaktı. Cumhuriyet’i yaşatma sorumluluğunda çırpınan aydınlanmacı okurlarla, bugünün krizi sulandırmada, yandaşlıkta yarışan uyanık promosyon pazarlamacıları arasında hiçbir ilişki yok. Ancak kuralsız holding patronajı pazarlamacılığında yaratılmış promosyon ruhunu, günümüze yansıyan derin kirlenmeyi hafife almamalıyız.. Her ne kadar dünya çapında, en çok da Türkiye’ye dönük tehditlerinde sınır tanımayan, Amerika’nın insan hakları, demokrasi, evrensel hukuk işleyişinde şantaj üzerine şantaj savurmada kendi potlarına potlar ekleyen Trump ile Erdoğan’ın krizden çıkış reçetelerinde bir garip üslup benzerliği, slogan, karşılıklı atışmalar dikkat çekse de.. Trump ile Saray’ın ülkenin özgücüne dönme yaklaşımlarının şov vitrinli söylemlerindeki, yerli, milli sözcüklerinin karşılıkları havada.. Amerikalılar ile ülkemiz halklarının, emekçilerin, gerçekten kötü günlerden kurtulmalarında bilim insanlarının altını çizdikleri, insan odaklı, gerçek üretime dönüşümle krizden çıkış reçeteleri arasında uçurum olduğunu görebilmek yaşamsal değerde.. 11.5 milyar liralık ek yük Enerji Ekonomisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, TürkiyeABD geri liminin enerji ekonomisine yan sımaları ile ilgili, doların tem muz başından beri 4.6 TL’den 6.4 TL seviyelerine yükseldiğini vurguladı. Kumbaroğlu, “Son 45 günlük zaman dilimini ele aldığımızda TL yüzde 40 de ğer kaybedince Türkiye’nin enerji ithalat faturası da TL bazında yüzde 40 arttı. Tür kiye ayda ortalama 4.6 milyar metreküp Gürkan Kumbaroğlu doğalgaz, 2.1 milyon ton ham petrol ve 1.2 milyon ton akaryakıt ithal ediyor. Bu veriler bugünkü piyasa fiyatlarından aylık 3 milyar doları aşan bir enerji ithalat faturasına tekabül ediyor. Bugünkü kurlardan hesaplandığında, son 45 günde enerji ithalatının faturası TL’nin değer kaybı nedeniyle 11.5 milyar TL artmış durumda. Rusya ile 16.8 milyar dolar, İran ile de 4.2 milyar dolar ticaret açığımız var. Sadece iki ülkeye baktığımızda enerji kaynaklı ithalat nedeniyle 21 milyar dolarlık ticaret açığımız söz konusu. Döviz kurundaki artış bu açığı TL bazında katlamakta. Bunun ülkemizde enerji fiyatlarını artırması kaçınılmaz. Irak ve Doğu Akdeniz’de hem ABD hem de İsrail ile karşılıklı kazanabileceğimiz bir işbirliği için geç değil” ifadesini kullandı. DİSK: Emekçi alacaklı DİSK Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu, yaptığı değerlendirmede, “Bir borç krizi olarak karşımıza çıkan ekonomik krizin, işsizlik ve yoksullaşma olarak işçi sınıfına fatura edilmesine izin vermeyeceğiz. Borç yüzde 1’in borcudur. Yüzde 99 bunu neden ödesin?” dedi. Çerkezoğlu de Arzu Çerkezoğlu ğerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı: 4 Türkiye ekonomisi, tehlikeli bir “döviz krizi” ve “borç krizi” ile karşı karşıyadır. Ancak döviz ve borç krizi olarak başlayan kriz kısa sürede ekonominin diğer alanlarına enflasyon, durgunluk, işsizlik ve yoksulluk olarak yansıyacak. Büyük oranda dövizle borçlanmış şirketlerin iflas haberleri bir süredir gelmeye başlamıştı. Krizin ekonominin diğer alanlarında da bir domino etkisi yaratması tehlikesi her geçen gün büyüyor. 4 Köklü yapısal nedenleri olan kriz, demokratik siyasetin, hukukun, toplumsal barışın da krize girdiği bir ortamda şiddetleniyor. 4 Enflasyonun, işsizliğin, döviz kurunun ve faizlerin eş anlı yükseldiği bir kriz ortamında, ülkeyi yönetenler henüz krizin çözümü için bir eylem planı duyurmadı. Reel ücretler eriyecek Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fa kültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aziz Çelik’e göre kriz işçilerin, ücretlilerin alım gücünü düşü rerek yoksullaşmalarına yol açıyor. Kurlardaki sert yükse lişin fiyatlara yansımasının ka çınılmaz olduğunu, enflasyon daki tırmanışın bunu gösterdi ğini dile getiren Çelik, “Top lu iş sözleşmeli az sayı daki işçi dışında fiyat ar tışlarının ücretlere yansı ması zor görünüyor. Bu nun anlamı işçi ücretleri nin reel olarak gerilemesi olacaktır. Kriz koşulla rında, işsizlik bas kısı nedeniyle ücret artış tale binin de güçlü olamayacağı düşünülecek olursa reel üc Aziz Çelik retlerde ciddi bir düşüş yaşanabilir” dedi. Özellikle döviz borçlusu şirketler ve ithalata dayalı sektörler başta olmak üzere daralma ve kapanmaların söz konusu olacağını vurgulayan Çelik, “Ekonomideki durgunluk hem yeni iş yaratma olanaklarını azaltabilir hem de ciddi bir işsizlik dalgasına yol açabilir. İşçilerin krizden korunması için başta asgari ücret olmak üzere bütün ücretlerin enflasyon artışına göre revize edilmesi gerekiyor. Krizle kemer sıkarak değil alım gücünü destekleyen politikalarla mücadele edilmeli” diye konuştu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle