29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA ‘CIA, Kim’i biyokimyasalla öldürecek’ Kuzey Kore, Güney Kore ve ABD’nin, ülke lideri Kim JongUn’a “biyokimyasal maddeler” kullanarak suikast düzenleme planı hazırladığını öne sürdü. Kamu Güvenliği Bakanı tarafından ileri sürülen iddialara göre, “CIA suikastı radyoaktif materyal de içeren nono zehirli maddelerle gerçekleştirmeyi planladı.” Gazeteciler de yaralandı İşgal altındaki Batı Şeria’da İsrail hapishanelerindeki koşulları protesto etmek için açlık grevindeki Filistinli tutuklulara destek için gösteriler düzenlendi. İsrail güçleri protestoculara müdahalede bulunurken çıkan çatışmalarda basın mensupları da yaralandı. ‘UçuşCumartesi 6 Mayıs 2017 yasağı’ adımı[email protected] EDİTÖR:BETÜLBERİŞE TASARIM:MÜGEKAYGUSUZ [email protected] 7 Astana’da varılan Suriye’de ‘çatışmasızlık bölgeleri’ mutabakatının ardından Moskova, bu alanlarda ABD liderliğindeki koalisyon ülkeleri jetlerinin uçamayacağını duyurdu. Mutabakatın dün gece yarısı itibarıyla yürürlüğe girdiğini bildirdi. Suriye’de siyasi çözüm için Astana görüşmelerinde önceki gün garantör ülkeler Rusya, Türki ye, İran’ın imzaladığı ve Şam hüküme lıkları ve istihbarat servislerinin de kat tinin desteklediği çatışmasızlık bölgele kıda bulunduğunu belirtti. ri anlaşmasının dün gece yarısı itibarıyla uygulamaya geçeceği duyuruldu. Rus ‘ABD’nin olumlu etkisi’ Savunma Bakanlığı 1 Mayıs’tan beri ça ABD Dışişleri’nin anlaşmayla ilgi tışmasızlık bölgelerinde Rus hava kuv li “temkinli olmak için nedenleri ol vetlerinin uçuş yapmadığını, bu adımın duğunu” açıklamasına karşın, Fomin, muhtıranın imzalanmasına yardımcı ol “Suriye’de şiddetin azaltılması ve siyasi duğunu belirtti. Ardından Savunma Ba çözüm koşullarının oluşturulması adım kan Yardımcısı Aleksandr Fomin, anlaş larını destekleyen ABD’nin pozisyonu, manın dün gece yarısından itibaren yü çatışmasızlık bölgeleri oluşturulması rürlüğe girdiğini açıkladı. na olumlu etki etti” dedi. Ancak Putin’in ‘ABD, Suud destekliyor’ Suriye Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev, çatışmasızlık bölgelerinde ABD liderli Anlaşmanın Rusya Devlet Başkanı ğindeki koalisyon başta olmak üzere hiç Vladimir Putin’in talimatıyla hazırlan bir tarafın hava faaliyetine önceden bil dığını duyuran Fomin, Suriye’de söz sa dirim yapsalar bile izin verilmeyeceği hibi olan tarafların, BM, ABD ve Suudi ni söyledi. “Bu konu kapanmıştır” diyen Arabistan dahil olmak üzere anlaşmayı Lavrentyev “Koalisyon hava kuvvetleri memnuniyetle karşıladıklarını, bunun, nin faaliyet gösterebileceği tek alan IŞİD anlaşmanın hayata geçmesini belli bir hedefleridir, bunlar da Rakka, Fırat ve düzeyde garanti ettiğini söyledi. Deyr ez Zor bölgelerindedir” diye ekledi. ‘İran ve İsrail’le toplantı’ PYD: Kürtler için tehdit Fomin, Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun anlaşmanın uygulanmasını sağlama almak için birçok ülkeden mevkidaşıyla temas kurduğunu aktardı. “Şoygu İran, Türkiye, Suriye ve İsrail savunma bakanlarıyla çalışma toplantıları yaptı” derken çatışmasızlık bölgeleri çalışmalarına bu ülkelerin dışişleri bakan Putin, çarşamba günü Cumhurbaşkanı Erdoğan’la basın toplantısında, ABD Başkanı Trump’ın plana desteğini aldığını duyurmuştu. Ancak Beyaz Saray, Rusya’yla anlaşmaya vardığından söz etmedi. Önceki gece açıklama yapan Dışişleri sözcüsü Heather Nauert, ABD’nin müzakerelere doğrudan ka Rakka çevresinden sivillerin çıkışı sürüyor. ‘Ankara’ya Rakka kapısı kapanır’ DUYGU GÜVENÇ Astana’da imza atılan çatışmasızlık bölgeleri sürecinin başlaması halinde ABD öncülüğündeki koalisyon yerine Rusya ile birlikte hareket etmesi gerekeceği yorumları yapılıyor. Doç. Serhat Erkmen, “Biz Rakka operasyonunda ABD’lilerle ortak hareket edelim derken, kendimizi idlib’de Ruslarla beraber operasyonda bulduk” değerlendirmesi yaptı. Putin ile Erdoğan’ın ilan ettiği çatışmasızlık bölgeleri sürecine dair kritik noktalar arasında şunlar göze çarpıyor: 4 Uçuş yasağı: BM’den karar çıkartabileceklerini düşünürlerse bu yola başvurmaları beklenirken, karar çıkmaması olasılığında resmi değil fiili bir uçuş yasağı uygulanması gündemde. 4 Çatışmasızlık bölgelerinin oluşturulması: Çatışmasızlık bölgelerinin sınırlarının hazirana dek belirlenmesi bekleniyor. Ardından bu bölgelerde kontrol noktaları oluşturu lacak. Bu süreçte muhalifleri kontrol etmek için, bu noktalardan geçişlerden elde edilecek kazançlar silahlı gruplara bırakılacak. Böylece muhaliflerin masadan kalkması önlenecek. Benzer şekilde rejim de kontrol noktalarını tutacak. Süreci gözlemlemek için de ülkeler gözlemci gönderecek. Örneğin, SuriyeLübnan sınırında Lübnan’ın, SuriyeTürkiye sınırında Türkiye’nin gözlemciliği üstlenmesi bekleniyor. Öte yandan, Türkiye garantör ülke olarak ABD yerine Rusya ile birlikte hareket etmek zorunda kalacak ve Suriye’de yeniden Rusya’nın etki alanına girecek. Bu da koalisyonun, YPG öncülüğündeki SDG ile sürdürdüğü Rakka operasyonunun kapılarının Türkiye’ye tamamen kapanmasına yol açabilir. 4 Birbirine kırdırma: Muhaliflerin kendi içinde çatışma olasılığı var. Bu da Doğu Guta’da olduğu gibi muhaliflerle Kaidecilerin birbirine girmesine yol açabilir. l ANKARA tılmadığını, anlaşmanın tarafı olmadığını belirtti. Nauert, Türkiye ile Rusya’nın çabalarını takdir ettiklerini, ama anlaşmayla ilgili özellikle İran’ın “sözde” garantör sıfatı nedeniyle kaygıların sürdüğünü, Şam’ın sivil ve muhaliflere saldırıları durdurmasını Rusya’nın sağlamasını beklediklerini söyledi. Silahlı muhalefetin reddettiği an laşmayla ilgili dün Suud destekli Yüksek Müzakere Komitesi endişelerini açıkladı. Ardından Suriyeli Kürtlerin partisi PYD’nin sözcüsü İbrahim İbrahim, anlaşmayı reddettiklerini, zira Suriye’yi “mezhep temelinde bölmeyi” amaçladığını ve bunun “suç” olduğunu söyledi. İbrahim, anlaşmanın Kürtlerin özerk yönetimini tehdit ettiğini, garantör ülkelere Rojava’yı sıkıştırma fırsatı sunabileceğini belirtti. REFERANDUM İÇİN AĞUSTOS PLANI Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) bağımsızlık referandumuna ilişkin hazırlıklar sürerken Başkan Mesud Barzani’nin danışmanı Muhammed Hacı, oylamanın ağustos ayında yapılmasının planlandığını duyurdu. Bas News İngilizce’nin haberine göre Hacı, seçim komisyonuna referandum düzenlenmesi için çağrı yapmaya hazırlandıklarını anlattığı açıklamalarında Barzani’nin Kürt siyasi partilerinden bağımsızlık çabalarına liderlik yapacak olan ortak komisyona temsilcilerini belirlemelerini istediğini de anımsattı. Barzani, 2 Mayıs’ta Fransız Le Figaro gazetesinde yayımlanan mülakatında “Kürtlerin bağımsızlığı ilan etmesi zamanı geldi. Ancak biz, Irak’tan barışçıl biçimde diyalog yoluyla ayrılmak istiyoruz” demişti. Musul’da iki ateş arasında kalan sivillerin koşulları her geçen gün ağırlaşıyor. Bazı bölgelerde ciddi gıda sıkıntısının yaşandığı belirtiliyor. MUSUL’DA OKULA ‘FÜZE SALDIRISI’ Irak ordusu ve ABD önderliğindeki IŞİD karşıtı koalisyon güçleri, Musul’u kurtarma operasyonu kapsamında kentin kuzeybatısında yeni bir cephe açarken batı yakasında bir okula düzenlenen füze saldırısı sonucu 81 kişinin hayatını kaybettiği öne sürüldü. IŞİD’in haber ajansı Amak tarafından internete yüklenen bir videoda bombalanan binanın Musul’un Hey El Fetih mahallesinde olduğu savunulurken kameraya konuşan bir kişi, dumanlar yükselen binanın bir okul olduğunu, “kazayla değil bilerek vurulduğunu” söylüyor. Saldırıda ölenlerin 18’inin çocuk olduğu iddialar arasında. Pentagon sözcüsü konuyu araştıracaklarını açıkladı. bdccTaeıerğkukıtamieAnklpvıeoTu’fınnuosutrnöğnunkburacrudilezyllaik’adhyi uBaga.aşeöşan Protestolu karşılama ABD Başkanı Donald Trump, bu koltuğa oturduğundan beri ilk kez geldiği memleketi New York’ta protestolarla karşılandı. Güvenlik güçleri kentte alarma geçirilirken protestocular “Bu kasaba delisini geri istemiyor” sloganları attı. Trump, artık müze olarak hizmet veren uçak gemisi Intrepid’de Mercan Denizi Savaşı’nın 75. yıldönümü için düzenlenen törene katıldı. Interpid’deki akşam yemeğine katılan Trump burada şubat ayında telefon krizi yaşadığı Avusturalya Başbakanı Malcolm Turnbull ile bir araya geldi. Krize yol açan telefon görüşmesi, eski Başkan Barack Obama döneminde iki ülke arasında varılan mülteci anlaşması konusundaki tartışma nedeniyle kısa kesilmiş ti. Trump, Turnbull ile yaptığı görüşmeyi o gün, dünya liderleriyle yaptığı “en kötü görüşme” diye tanımlamıştı. Trump bu kez “Biz 99 yıldır müttefik olduğumuz Avusturalya ile harika geçiniyoruz. Harika bir ilişkimiz var, Avustralya’yı seviyorum” ifadelerini kullandı. ‘Bebek değiliz...’ Trump, gazetecilerin sorusu üzerine, “Bu konuşmayı abarttınız. Bizler bebek değiliz. Harika bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik” dedi, anlaşma üzerine sorunların giderildiğini ifade etti. Öte yandan Trump’ın ilk yurtdışı ziyaretlerini mayıs ayı sonunda, Vatikan, İsrail ve Suudi Arabistan’a gerçekleştireceği belirtildi. May’e seçim dopingi Britanya Başbakanı ve Muhafazakâr Parti lideri Theresa May, gelecek ay yapılacak erken genel seçim için prova olarak görülen yerel seçimlerden desteğini artırarak çıktı. İngiltere, Galler ve İskoçya bölgelerindeki seçmenlerin yaklaşık 5 bin belediye meclis üyesiyle aralarında Manchester, Liverpool ve Cambridge’in bulunduğu sekiz kentin belediye başkanını seçmek üzere oy kullandığı ara yerel seçimlerde Muhafazakâr Parti, büyük kazanım elde etti. Muhafazakârlar sandalye sayılarını 558 artırıp 1900’e çıkarırken, İşçi Partisi 320 kayıpla 1151, AB yanlısı Liberal Demokratlar 37 kayıpla 441 sandalye aldı. May’in sert Brexit politikaları sonucu tabanını kaybeden İngiliz milliyetçisi UKIP yerel meclislerdeki 114 sandalyesinin tamamını kaybedip sadece 1 yeni sandalye kazanabildi. İskoçya’nın bağımsızlığını savunan İskoç Ulusal Partisi ve Galler’in bağımsızlığını savunan Plaid Cymru ise sandalye sayılarını artırdı. Sandıkların üçte ikisi açıldığında Muhafazakârlar yüzde 38, İşçi Partisi 27, Liberal Demokratlar 18, UKIP 5 oranında oy almış gözüküyordu. Kısa çöpü çekti kaybetti Seçimde ilginç bir olay da yaşandı. Kuzey İngiltere’deki iki adayın oyları eşit çıkınca seçim görevlisi kimin seçildiğine çöp çektirerek karar verdi. Uzun çöpü çeken Liberal Demokrat aday, Muhafazakâr adayı alt etti. Eyfel Kulesi’nden direniş çağrısı Fransa’da yarın yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri için nefesler tutulurken başkent Paris dün iki aday aşırı sağcı Marine Le Pen ve liberal Emmanuel Macron karşıtlarının gösterilerine sahne oldu. Greenpeace aktivistleri de Eyfel Kulesi’ne tırmanarak “Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik” pankartı açtı. Fransız Devrimi’nin sloganının yer aldığı pankartın köşesinde de ABD seçimlerinde Trump’a karşı kullanılan #Diren ifadesi dikkat çekti. Eylemin ar dından Greenpeace’in Fransa temsilcisi JeanFrançois Julliard, “Fransa ve tüm dünyada yükselen milliyetçilik ve otori terliğe karşı sözümüzü söylemek istedik” diyerek cumhurbaşkanı adayı aşırı sağcı Le Pen’e karşı bir mesaj verdi. Yarın cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu için sandık başına gidecek olan ülkede Eyfel Kulesi’ndeki eylem güvenlik zaafı kaygılarına da yol açtı. Avrupa Birliği’nin de yakından takip ettiği seçim öncesinde yayınlanan son anketlere göre AB yanlısı aday Macron, birlik karşıtı Le Pen’in 22 puan önünde yer alıyor. Le Pen, Macron ve Avrupa’nın hasta adamı Fransızlar bir “kral” edası taşıyan devlet başkanlarına meftundurlar: De Gaulle, Pompidou, Giscard, Mitterand… Fransa’nın hep köklü “monarşi” aurasını sürdüren cumhurbaşkanları oldu. Fransa’nın başkanlık sistemi bu yüzden, 5. Cumhuriyetin kurulduğu 1958’den beri “cumhuriyetçi krallık” olarak adlandırılır. İlk kez bu geleneğin kırılışına, bir kraldan çok soytarıyı andıran ve 2007 yılında Elysée’ye çıkan “bling bling/maganda” Sarkozy’nin sahne alışıyla şahit olduk. Ünlü Fransız tarihçisi Emmanuel Todd o tarihlerde kaleme aldığı “Demokrasiden Sonra/Après la démocratie” adında büyük bir yol ayrımına işaret eden kitabında tam bunu sorguluyordu. “Agresif, dengesiz, narsisist, zenginlere hayran, ekonomi ve diplomaside kifayetsiz Nicolas Sarkozy gibi biri nasıl cumhurbaşkanı olabildi?” sorusuyla açılan kitap, ülkede sosyal çözülme, ekonomik kriz, büyüyen gelir farklılıkları, orta direğin güç yitirmesi gibi temel konulara çözüm üretemeyen Sarkozy’nin sorunlara iç tehdit ve dış tehdit şablonuyla “şamar oğlanı” bularak karşılık verdiğini söylüyordu. “Dış tehdit” bağlamında bir “şamar oğlanı” olarak Sarkozy, AB kapısından geri çevrilen Türkleri, Fransa’nın içinde de Müslüman göçmenleri kullanıyordu. Sarkozy’nin bu politikaları, Todd’a göre aynı zamanda Fransız demokrasisinin de çürümekte, çözülmekte olduğunu göstermekteydi. Tanınmış tarihçi kitabına bu nedenle “Demokrasiden Sonra” adını vermişti. Ölüme karşı sıtmaya razı olmak Çarşamba akşamı Fransız TV’lerindeki Le PenMacron tartışmasını izlerken, yaklaşık 10 yıl önce okuduğum bu kitabı hatırladım. Karşımızdaki iki aday ve tanık olduğumuz düzeysiz tartışma, Avrupa’nın giderek “hasta adamı” olan Fransa’da on yıldır sürmekte olan bir çürümenin sonucuydu. Irkçılığın “normalleşmesini” sağlayan Le Pen, bu noktaya Sarkozy’nin açtığı kapıdan gelmişti. Karşısında bir robot ifadesiyle oturan Macron ise, “ehveni şer”i temsil eden bir teknokrattan başka bir şey değildi. Onda da... De Gaulle, Pompidou, Giscard, Mitterand ekolünden eser yoktu... 2002 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Chirac’ın “Bir faşistle asla diyaloğa oturmam” diyerek TV’ye birlikte çıkmayı reddettiği dönemin Elysée adayı baba Le Pen’e radikal biçimde sırt çevirmesine karşın; Macron, Le Pen II’le karşılıklı konuşmayı kabul etmişti. Bunu yapmasına yol açan neden, aradan geçen 15 yılda Le Pen familyasının temsil ettiği fikirlerin Fransız toplumu içinde artık reddedilmeyecek biçimde yol alması ve meşrulaşmasıydı. Bu “meşrulaşmayı” Sarkozy dönemi ve o dönemde açıkça yaşanan demokrasinin çürümesi sağlamıştı. Macron’un şimdi bu nedenle böyle bir tartışmaya “hayır” demesi, tartışmadan kaçması olarak yorumlanacaktı. Yumurtanın akı misali Ne ki bu şekilde ekrana çıkan iki aday arasında da anlamlı bir “sağsol” alternatifi yoktu. “Irkçılığı” her şeye rağmen (bence haklı olarak!) “mutlak kötülük” görenler, her durumda eli mahkum Macron’a oy verecekti. Muhalefette olup “Macron neoliberalizmini”, “La Pen faşizmiyle” bir tutanlar, TV’de ne yaşanırsa yaşansın... Pazar sandığa gitmemekte kararlıydı. Hal böyle olunca, TV’de izlediğimiz karşılıklı büyük hakaretlerin uçuştuğu tartışma, kamuoyu yoklamalarında fark edilir hiçbir oynama yaratmadı. Macron lehine 20 puan olan fark, TV tartışması öncesinde olduğu gibi, sonrasında da aynen kaldı. Fransızlar bu şartlarda yarın sandıkta ölüm karşısında sıtmaya razı edilecek. Aktör Gerard Depardieu yapılacak tercihi “Macron o kadar renksiz ki, bir yumurta akından farksız” diyerek tanımlıyor: “Macron’un sesi bana ulaşmıyor. İçime işlemiyor. Kaskatı bir tip. Onu tanımıyor ve anlamıyorum. Yüzeyinde olandan başka bir şey görmüyorum.” Fransız TV’lerindeki tartışmayı izleyenler için bundan iyi bir Macron betimlemesi olamaz. Ama ekrana gene de bir “bayağılık abidesi” olarak çıkan Le Pen’e göre kendisi ehvenişer. Bu zorlayıcı ehvenişerin ölçüsü Fransa demokrasisinin de, ne noktada gerilediğinin ölçüsü oluyor. Başbakan çark etti Çekya Başbakanı Bohuslav Sobotka henüz sunmadığı ama açıklamasının ardından Cumhurbaşkanı Miloş Zeman tarafından kabul edilen istifasını sunmaktan vazgeçtiği gibi, en önemli siyasi rakibi olan Maliye Bakanı Andrej Babis’i de kabinesinden çıkardı. Sobotka geçen hafta başında Babis hakkındaki yolsuzluk iddiaları nedeniyle cuma günü istifa edeceğini bildirmiş, Zeman da istifayı kabul ettiğini açıklamıştı. C MY B nilgun@
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle