23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR CuEDmİTaÖrRt:eEsZiG11İ MATaArBtİL2E0N17 TASARIM: İLKNUR FİLİZ kultur@cumhuriyet.com.tr Harun Tekin ve Kemal Hamamcıoğlu’ndan atölyeler Maçka’daki tiyatro mekânı Toy İstanbul’da “Harun Tekin’le Şarkı Yazarlığı” ve “Kemal Hamamcıoğlu ile Yazma Korkusu” atölyesi düzenlenecek. “Kaplan Sarılması”, “Garaj”, “Kabin” oyun larının yazarı Kemal Hamamcıoğlu’nun 12 haftalık atölye eğitimi 20 Mart’ta başlayacak. 29 Mart’ta ise Mor ve Ötesi grubunun solisti Harun Tekin, 8 hafta sürecek “Şarkı Yazarlığı” atölyesi ile Toy İstanbul’da olacak. EDİTÖR: EZGİ ATABİLEN TASARIM: İLKNUR FİLİZ kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Shirin Neshat: “Benim çalışmalarım otobiyografik olmasa da, kaderini çeşitli siyasal olayların çizdiği İranlı bir kadın olarak kuşkusuz ki deneyimimin bir ifadesidir.” ‘Annem ülkemle olan son bağım’ Turhan Günay dostları Bursa’da buluşuyor Bursa Nilüfer Belediyesi, tutuklu bulunan ve Cumhuri ir Kütüphanesi’nde 18 Mart Cumartesi saat 19.00’da düzenle yet Kitap Eki’nde yirmi al necek etkinliğe Fahri Aral, Atil tı yıldır Yayın Yönetmen la Birkiye, Metin Celâl, Deniz liği görevini sürdüren Kavukçuoğlu, Arif Keskiner, Turhan Günay için “Çey Kenan Kocatürk ve Ayşe Sarı rek Asırlık Emek: Tur sayın gibi isimlerin yanı sıra han Günay ve Cum Günay’ın kızı Elif Günay huriyet Kitap” adıy da konuşmacı olarak ka la Günay’ın yazar, tılacak. Etkinlikte Ni yayıncı ve gazete da Ateş de Turhan ci dostlarının bir Günay’ın sevdiği tür araya geleceği et küleri seslendi kinlik düzenliyor. Şi Turhan Günay recek. Turhan Selçuk’u özlemle anıyoruz Dirimart Dolapdere, sanatı ülkesinde yasak olan İranlı kadın sanatçı Shirin Neshat’ın ‘Düş Görenler’ sergisini ağırlıyor Shirin Neshat’ın Dirimart’taki sergisinde ‘Düş Gören n Neden işlerinizde genellikle bilinçaltı, korkular, kimlik gibi izlekler ler’ başlıklı bir fotoğraf üzerinden gidiyorsunuz? serisi, bir de ‘Roja’ ile İnsan, korkuları mıdır?  ‘Sarah’ adlı iki video yerleştirmesi var. İşlerini konuşmak üzere buluş EZGİ ATABİLEN Rüyalarımızın büyüleyici olduğunu düşünüyorum. Bilinçaltımızın gerçek bir ifşa tuğumuz sanatçı, 1996’dan beri sı. Her gün yüzleşilmesi çok ağır İran’a gitmediğini ve annesinin ve çok acılı olduğu için günlük ülkesiyle olan son bağı olduğu yaşamlarımızda kaçınmayı tercih için hem işleri hem de rüyala ettiğimiz bir yönümüz. Bunun rında öne çıktığını anlatıyor. la birlikte korkular, kaygılar, giz n Sergideki Roja filmi ken li arzular gibi gerçekte kaçtığımız di rüyanızı anlatıyormuş. Film her şey bizi adeta rüyalarımızda de kendini DoğuBatı arasın ziyaret ediyor. O halde iki hayat da bölünmüş hisseden, güven yaşadığımızı söylemek yanlış ol lik, memleket kavramları ve an maz, birini uyanık olduğumuzda, ne figürünün peşinde umutsuz diğerini ise uyuduğumuzda yaşı ca  koşan İranlı bir kadın görü yoruz. yoruz. Böyle bir kadın mı Shirin Neshat? Sanırım ‘evet’ diyebiliriz. Çün ‘Gerçek coğrafyamızda güvendeyiz’ kü bu video kendi rüyamı temel n Daha önceki eserlerini alıyor. Bildiğiniz gibi ülkemle zin Doğu Batı arasında kal ilişkim uzun yıllardır son derece mak üzerinden okunabileceği sorunlu. 1996 yılından bu yana ni, ama bu sergide Batı’ya daha İran’a gitmedim. Üstelik annem yakın durduğunuzu söylemişsi ve diğer aile üyeleri hâlâ İran’da niz. Neden? lar. Ben de bu talihsiz ve zorun İlle de Batı’ya daha yakın his lu ayrılık nedeniyle çoğu zaman sediyor değilim. Sadece ilk kez büyük bir özlem duyuyorum. Da Batı kültürünü ve Batılıları tas hası bir yandan İran’ı ve ailemi vir ederken, anlatırken Batılı özlerken diğer yandan bir zıtlık lara daha yakınlaşmaya razı ol içindeyim. Çünkü Amerika’da dum. Örneğin “Roja” adlı video ki yaşantıma da bir hayli bağlan İranlı kadının Amerikan kültü dım. Çok gençken göç ettiğim bu rüne, ilk bakışta çok aşina gelen ülke bana bir ev ve güvenlik duy ancak korkunç derecede de ya gusu sundu. İşin tuhafı düşlerim bancılaştıran bir kültüre bakışıy de tekrar tekrar kendi annemi gö la ilgili. Yani bu video benim hem rüyorum. Hem olumlu hem olum İran’dan hem de Amerikan kültü suz şekillerde ortaya çıkıyor. Bu ründen kendi kişisel uzaklaşma nu nasıl yorumlayacağımdan çok mı ifade ediyor. emin değilim. Muhtemelen an n ‘Coğrafya’ insanın kaderi nemi ve onun koşulsuz sevgisini midir? kaybetme endişeme bağlı olmalı. Cinsiyet ayrımı olmaksızın her Fakat her şeyden öte o benim ül insanın kendi gerçek “coğrafya kem İran’la olan son bağım. sında” kendisini psikolojik ola rak daha güvende hissettiğine ve köklerinden koptuğunda da sonsuza kadar yolunu kaybettiğine inanıyorum. Kendimizi bağları kopmuş hissettiğimizde de sürekli olarak kendimizi yerleşik hissetmemize yardımcı olacak yeni bağlar kurmanın yollarını arıyoruz. ‘Dünyayı tutucular yönetiyor’ n Sanatınızın İran’da yasaklı olması size nasıl hissettiriyor? Üstelik internet çağında yaşıyoruz, İran’da yaşayanların sanatınızı görmelerini engellemek mümkün değil. Yasaklandıktan sonra İran’daki tanınırlığınız daha da artmış olmalı... Yukarıdaki soruları sormayı uzun zaman önce bıraktım çünkü çalışmala Shirin Neshat rım ve sesim İran’da sorunlu görülüp yasaklanalı çok oldu. Bunu kaderim olarak kabul ediyorum, bununla savaşmaya niyetim yok. Sanatçıların engellenmesinin çoğu zaman ters bir etki yarattığı doğrudur. İnsanlar yasaklanan sanatçıyı daha çok merak ederler. Fakat genel olarak İran’da kadınların ve erkeklerin eserlerime tepkisinin karışık olduğunu söyleyebilirim. İranlılar sanatımı ve film odaklı çalışmalarımı ciddiye aldığı ve sanatsal sesim önem gördüğü için minnettarım. n İşleriniz daha az katı diğer Müslüman ülkelerinde gösterilebiliyor. Türkiye de bunlardan biri olduğu için bugün buradasınız... Peki, önümüzde başkanlık referandumu var. Muhalifler ‘evet’ çıkarsa Türkiye’nin daha İslamlaştırılacağı konusunda endişeli. Ne söylemek istersiniz? Son derece sıkıntılı bir dönem yaşıyoruz. Dünyayı adeta tutucular, fanatikler ve muhafazakârlar yönetiyor. ABD’de de, İran’da da, Türkiye’de de. İyimser kalmamız gerektiğinden başka söyleyecek bir şeyim yok. İnsanların gücünün üstün geleceğini ve tüm diktatörlük biçimleri karşısında sesini yükselteceğini umuyorum. Şunu kesin olarak biliyorum ki önümüzdeki dönemlerde kültür çok büyük rol oynayacak ve sanatçılar da halkın sesi olarak daha büyük bir rol oynayacaklar. Nehar Tüblek Karikatür Ödülleri verildi 22. Nehar Tüblek Karikatür Yarışması’nı kazanan karikatürcülere ödülleri pazartesi günü Akatlar Kültür Merkezi’nde yapılan törenle sunuldu. Beşiktaş Belediyesi ve Karikatürcüler Derneği işbirliğiyle 1995’te vefat eden karikatürist Nehar Tüblek’in ölüm yıldönümü olan 6 Mart’ta gerçekleştirilen “21. Nehar Tüblek Karikatür Yarışması”na 315 yarışmacı 1000 eserle katıldı. Yarışmada Birincilik Ödülü’nü Oğuz Demir, İkincilik Ödülü’nü Serdar Kıcıklar, Üçüncülük Ödülü’nü Halit Kurtulmuş Aytoslu aldı. Ahmet Aykanat, Mehmet Kahraman ve Nuhsal Işın’a ise mansiyon verildi. Törende yarışmanın mimarı, Nehar Tüblek’in eşi İhsan Tüblek de saygıyla anıldı. ‘Cinsiyet Devrimi’ Sabancı Üniversitesi’nde gündem toplumsal eşitlik Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükem meliyet Merkezi’nin düzenlediği Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinlikleri sürüyor. 13 Mart Pazartesi saat 17.00 19.00 arasında Karaköy Minerva Palas’ta yapılacak söyleşide Başak Tuğ ve Feyza Akınerdem “Filmlerde Kadın Bedeni, Aile ve Cinsellik” konusunu ele alacaklar. 21 Mart Salı 17.00 19.00 arasında ise Tuzla Kampus’ta National Geographic’in “Cinsiyet Devrimi” filmi gösterilecek. Ardından yapılacak söyleşide İlksen Gürsoy, Sema Semih ve Şevval Kılıç konuşmacı olacaklar. Yugoslav deneysel sineması Pera’da Pera Film, Pera Müzesi’nin “Balkanlar’dan Gelen Soğuk Hava” sergisi kapsamında, sosyalist Yugoslavya’da 19631987 arasında üretilen deneysel sanatçı filmlerinden bir seçki sunuyor. “Yugoslav Deneysel Sinemasının Form ve Politikası” isimli film programı 10 12 Mart tarihlerinde ücretsiz izlenebilir. Sezgin Boynik küratörlüğünde hazırlanan program, iki bölümden oluşuyor. Araştırma Olarak Film adlı ilk bölüm, 1963’te Zagreb’de kurulmuş efsanevi GEFF (Deneysel Janr Filmleri Festivali) bağlamında üretilen deneysel filmleri içeriyor. Soyutlamanın Gücü adlı ikinci bölüm ise alternatif ve biçimci sinema arasındaki alanda farklı bir sinema dili geliştiren örnekleri bir araya getiriyor. Bugün karikatür sana renimi sırasında yayımlanan Selçuk’un tının öncü isimle 1957’de Milliyet’te rinden ve Cumhu çizmeye başladı riyet gazetesi çi ğı Abdülcanbaz dizi zerlerinden Tur si büyük ilgi gördü. han Selçuk’un ölü 1969’da iki arkada münün yedinci yı şıyla Karikatürcüler lı. Turhan Selçuk, Turhan Selçuk Derneği’ni kuran Tur karın atar dama han Selçuk, 1973’te rının yırtılması sonucu geli Sanatçılar Birliği tarafından şen multi organ yetmezliği ne “Halkın Sanatçısı”, 1983’te Ga deniyle 11 Mart 2010 tarihin zeteciler Cemiyeti tarafından de yaşamını yitirmişti. Selçuk, “Yılın Karikatürcüsü” seçildi. vasiyeti üzerine Nevşehir’in Turhan Selçuk’un karikatürleri Hacıbektaş ilçesinde Mahsu Türkiye ve Avrupa’daki birçok ni Şerif’in mezarı ile Âşık Vey müzede sergilendi. sel, Pir Sultan Abdal ve Yunus Emre’nin heykellerinin bulun Anısına sergi duğu Çilehane bölgesinde def Turhan Selçuk’un anısı nedilmişti. na Hasan Fehmi Hızal’ın Cumhuriyet’te “Söz Çizgi Selçuk’un kahramanları nin” köşesinde okurlarıyla bu nı heykellerle simgeleştirdiği luşan “Abdülcanbaz” karakteri “Üçüncü Boyutta Turhan Sel nin yaratıcısı, çizerlerin duaye çuk Kahramanları” sergisi dü ni Turhan Selçuk, Cumhuriyet zenleniyor. 18 Mart’ta Ataol Gazetesi İmtiyaz sahibi ve baş Behramoğlu’nun konuşmasıy yazarı İlhan Selçuk’un da ağa la açılacak sergi, Kadıköy’deki beyiydi. 1922’de Milas’ta do Imoga Art Galeri’de 1 Nisan’a ğan, ilk karikatürleri ortaöğ kadar sürecek. Kundakçıya tahrik indirimi istendi! İstanbul Kadıköy’de, 20 Şubat’ta Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ni (MSM) kundaklayan ve suçu siyasi nedenlerle işlediğini itiraf eden tutuklu sanık Mehmet Ali Aligül hakkında “mala zarar verme” ve “kasten yangın çıkarma” suçlarından 9 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı. İddianamede, suçların “haksız tahrik” kapsamında değerlendirilerek cezada dörtte birinden dörtte üçüne kadar indirim yapılması talep edildi. ‘Reis’ Almanya’da da çakıldı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hayatını konu alan “Reis” filmi Almanya’da da beklenen ilgiyi görmedi. 3 Mart’ta vizyona giren film Almanya’da Kehl’deki bir sinema salonunda ilk gösterisini yaptı. Ancak salonda çok sayıda koltuk boş kaldı. Türkiye’de 1 saat 58 dakika süren filmin Almanya kopyasının 11 dakika kısa olması da “filmin sansüre takıldığı” yorumlarına neden oldu. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle