27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 30 Ekim 2017 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY ekonomi 9 Tyaüskasrerkufkbârahşaahnaene Yoğun tepkilere ve Danıştay kararına rağmen sürekli yaz saati uygulaması, dün itibarıyla ikinci kere yürürlüğe girdi. Uygulama tasarruf yerine büyük israf getirdi Hükümetin enerji tasarrufu inadıyla kalıcı yaz saati uygu lamasında ikinci dönem dün başladı. Üreticiler ve dağıtım şirketleri büyük kâr ederken Türkiye kalıcı yaz saatinin uy gulandığı 5 ayda yüzde 6’yı aşan elektrik israfıyla 2.8 mil yar TL’lik bir zarara uğradı. Danıştay’ın iptal kararı na rağmen ka nun değişikli ği ile uygulama nın devamında ŞEHRİBAN KIRAÇ ısrar edilmesine gerekçe gösterilen İstan bul Teknik Üniversitesi rapor larında yer aldığı iddia edilen tasarruf miktarları ile hedef lenen miktar arasında 7.7 kat fark var. Resmi verilere göre uygulamanın yapıldığı kış ay larına bakıldığında geçen yıla göre toplamda elektrik tüketi minde yüzde 6.2’lik artış ger çekleşti. Sanayi yerinde saydı Elektrik Mühendisleri Odası’na (EMO) göre resmi veriler ışığında uygulama döneminde tüketimin azalmadığı, puant değerin düşürülmediği, elektrik fiyatlarında bir ucuzlamanın olmadığı net bir şekilde görülmektedir. Kamuoyuna açıklanmayan İTÜ’nün raporları gerekçe gösterilerek, ekonomik durgunluk nedeniyle düşmesi beklenen elektrik tüketiminde manipülatif bir artış sağlandı. EMO’ya göre, ortaya çıkan fazla tüketim nedeniyle elektrik üretim şirketleri daha fazla üretip satmışlar, dağıtım şirketleri daha fazla elektrik satmışlar; üreticiler ve dağıtım şirketleri kâr etmişler. Resmi verilere göre kalıcı yaz saati uygulamasının ya pıldığı kış aylarında geçen yıla göre toplamda elektrik tüketiminde 7.1 milyar kilovat saatlik artış yaşandı. 5 ayda Türkiye’nin toplam enerji tüketimi yüzde 12.6 arttı. Dahası söz konusu dönemde elektrik tüketimini önemli ölçüde etkileyecek kadar sanayi üretiminde bir büyüme söz konusu olmadı. TÜİK verilerine göre; sanayi üretim artışı Kasım 2016’da bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2.7, Aralık 2016’da yüzde 1.3, Ocak 2017’de yüzde 2.6’da kaldı. Şubat 2017’de ise yüzde 0.4 gerilemiş, Mart 2017’de de yalnızca yüzde 2.8 artış görüldü. y2asah7B0zaleıaEnak1sr6kytmaay’allbrdeaüıanaletarlsrlsiial2dnıisüuyrr0aatrlybKa,1iadg6li2murtübu’7rds0railuşüaaaşM3ltmlaule.aiaa0t.’lcnatrd0iıtesullıe’ağıtğnnrneıiiın KAFA LAR KA Dünya genelinde dün saatlerin geri alınması ve kış saati uygulamasına geçilmesiyle birlikte Türkiye’de de bazı cep telefonları ve bilgisayarlar otomatik olarak saatleri geri aldı, vatandaşların kafası karıştı. Dün sabah ‘saat kaç, saatler geri alındı mı’ sorusu çok gündeme geldi. Cep telefonu ve bilgisayarlardaki saatler kol saatlerine bakılarak manuel değiştirilebildi. Mevsimle açıklanamaz Ayrıca Meteoroloji Genel RAPORLAR AÇIKLANSINMüdürlüğü verilerine göre; Kasım 2016’da mevsim normallerinde; Aralık 2016 ve Ocak 2017’de mevsim normallerinin altında; Şubat ve Mart 2017’de ise mevsim normallerinin üzerinde bir sıcaklık yaşandığı görülüyor. Dolayısıyla elektrik tüketim artışını mev Hükümet, sürekli yaz saati uygulamasının tasarruf sağladığı konusunda ısrar ederken, bu konuda İTÜ’nün ekim ayında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na sunduğu rapor ise, hükümet çevrelerinin sürekli yaz saati uygulama sağladı, hem de enerji sektöründe 2 milyar dolarlık yatırım ihtiyacını da devreden çıkardı. Rapora göre, sürekli yaz saati uygulaması ile geçen yıl Türkiye 1 milyon 308 bin 297 megavatsaat daha az elektrik tüketti ve böylelikle 540 milyon TL kamuoyuna açıklamaya davet ediyoruz” ifadesini kullandı. Açıklamada “Raporlar gizli tutulmasına rağmen basına yansıyan haberlerden, yaz saatinin kalıcılaştırılmasına ilişkin çalışmanın elektrik fiyatlarının yükseldiği puant saatlerin kaydırıl simsel koşullara ve sanayi sının tasarruf sağladığı iddiala ile 800 milyon TL arasında ta masına dayandığı anlaşılmakta üretimine bağlamak, artışı bu parametreleri kullanarak düşürebilmek olanaklı değil. Göz önünde bulundurulması gereken bir diğer faktör ise, hatırlanacağı üzere Aralık 2016 ve Ocak 2017 aylarında doğalgaz santrallarında elektrik üretim krizi yaşanmıştır. rına dayanak teşkil ediyor. İTÜ raporların ayrıntılarını ise kamuoyu ile paylaşmadı. İTÜ’nün bazı ajanslara yansıyan kısa raporuna göre, yaz saati uygulamasının tüm yıl boyunca kullanılması ile geçilen SSU (Sabit Saat Uygulaması) hem elektrik tüketiminde tasarruf sarruf elde edilmiş oldu. EMO Yönetim Kurulu yaptığı açıklamada, “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nı ve İTÜ Rektörlüğü’nü, elektrik piyasasını gözeten, yurttaşları ve sanayiciyi yok sayan, yaz saatinin kalıcılaştırılması uygulamasına gerekçe gösterilen raporları, dır. Puant, elektrik tüketiminin en yüksek olduğu zamanı göstermektedir. Elektrik talebi insanların ve sanayinin ihtiyaçlarına göre ortaya çıkmaktadır. Saat değişikliği ile çamaşır ve bulaşık makinesinin kullanım sıklığını azaltmak akla yatkın değil” ifadesi kullanıldı. İstanbul başta Marmara Bölgesi’ndeki sanayi bölgeleri dahil olmak üzere elektrik tüketiminin yoğun olduğu büyük bir bölgeye günlerce düzenli elektrik verilemedi. Dolayısıyla bu aylardaki tüketim artışları, elektrik verilemediği için baskılandı. Y FATURA KABARIYORaz ve kış aylarında, gün ışı da yer aldığı düşünüldü ğından en fazla ya ğünde; alı rarlanılabilecek saat mir, sürekli yaz saati uygula nan karar, özellik lerin farklı olduğunu dile geti masının iddia edilenin aksine le hanelerin elekt ren Petrol Mühendisleri Odası elektrik tasarrufu yaratmadığı rik faturasını ar Enerji Politikaları Çalışma Gru nı, ailelerin elektrik faturalarını tırıyor. Bakanlığın bu Başkanı Necdet Pamir, “Sü artırdığını vurgulayarak, “Özel açıklamalarının, hiç rekli yaz saati uygulamasının likle batı illerimizde, güneşin bir inandırıcı ve EMO’ya göre bu gerçekler elektrik tüketiminde bir tasarrufun olmadığını net bir şekilde gösteriyor. elektrik tasarrufu sağlamayacağı açıktır” dedi. DW Türkçe’ye konuşan Pa geç doğacağı gerçeği ile birlikte, elektrik tüketiminin yoğun olduğu bölgelerin de batı bilimsel yanı yoktur” diye konuştu. Necdet Pamir Kur yangınını söndürün Tacettin Özden Turizmciler 2018 yılı için el ele verdi Kuşadası Otelciler ve Yatı rımcılar Derneği (KODER) tarafından düzenlenen ve geleneksel hale gelen “El Ele” açık hava partisi Kuşadası’nda faaliyet gösteren turizm profesyonelleri ve iş insanlarının katılımıyla yapıldı. KODER Başkanı Tacettin Özden “Ülke genelinde yaşanan talihsiz olaylardan dolayı kötü bir sezon geçirdik ve 2018’de de aynı sıkıntıların yaşanması ihtimali yüksek. Zor geçirdiğimiz kötü sezonu nasıl pozitif hale getirebiliriz, neler yapabiliriz diye üzerinde çalışıyor, özellikle hükümet nezdinde de çok ciddi girişimlerde bulunuyoruz. Turizm sektörünün en az 23 yıl daha desteğe ihtiyacı olacak. Özellikle iç turizmin daha da geliştirilmesi ve farklı pazarları bulmamız gerekiyor “ dedi. l Ekonomi Servisi Dövizdeki yükseliş, perakendede dolarla kiralama tartışmasını yeniden alevlendirdi 31 TL’lik ‘UCUZ’LUK Açlık sınırının 1544, yoksulluk sınırının ise 5 bin 30 lira olarak hesaplandığı Türkiye’de hükümetin ucuz et için bulduğu formül kilogramı 31 TL’den kuşbaşı ve 29 TL’den kıyma oldu. Et ve Süt Kurumu (ESK) üreticilerden kilog ramı 25 TL’ye et alacak. Zincir marketler, ESK’den temin ettikleri karkas etleri yarımşar kilogramlık ambalajlarda kendileri tüketicilere ulaştıracak. ESK’nin konuyla ilgili bu hafta ilana çıkması bekleniyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Türkiye’nin bütün illerinde satış noktası bulunan ulusal market zincirlerinde en ucuz ve en uygun fiyatla kıyma ve kuşbaşı et satışı yapılmasını hedeflediklerini savundu. l Ekonomi Servisi Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, kurlardaki dalgalanmanın stratejik öneme sahip perakende sektörüne etkisini en aza indirecek önlemlerin bir an önce alınmasını istedi. BMD üyesi 412 markanın 380 AVM’de ve caddelerde yaklaşık 70 bin mağazada 400 bine yakın kişiyi istihdam ettiğini anlatan Öncel, dolar kurunun TÜFE’ye göre 2015’te üç, 2016’da 2.5 kat daha fazla arttığına dikkat çekti. Öncel, kur ateşine önlem alınamaması durumunda alevin markalara ciddi zararlar verebileceğini aktardı. Öncel’in konuşması şöyle: 4 Son bir yılda kısmen güncellenmekle birlikte markalarımızın kira sözleşmelerinin önemli bir kısmı hâlâ dövize endeksli. Bu bizim açımızdan sürdürülebilir bir hal değil. İşsizler artıyor 4 Sorunu sadece perakende ile sınırlı görmemek lazım. Haliyle döviz kurlarındaki artış maliyetlerimiz üzerinde çok ciddi bir baskı oluşturuyor. 4 Maliyetlerin dayanılmaz hale geldiği noktada mağazalar kapatılıyor. İşsizler ordumuz da büyüyor. 4 İstihdamda stratejik önemi bulunan perakende sektörünün daha fazla etkilenmemesi için kur riskine karşı kalıcı çözüm bulunması gerekiyor. l Ekonomi Servisi RIŞTI Akşener rüzgârı Bir Akşener rüzgârı esiyor. Akşener ve “İyi Parti”ye, “AKP’yi ve Erdoğan’ı iktidardan uzaklaştırabilecek, ülkeyi parlamenter demokratik hatta laik bir düzene geri götürebilecek bir güç olabilir” umuduyla bakılıyor. Aynen, 15 yıl önce AKP yükselirken (laiklik beklentisi dışında) olduğu gibi. Yine arzular, kanaatler, sistemli düşüncelerin, fanteziler de gerçekliğin yerini alıyor... Arzular kanaatler yerine biraz düşünce... “Biz insanları kendileri hakkında söylediklerinden değil, yaptıklarından hareketle değerlendiririz” önermesini sol aslında çok iyi biliyor ama kimi zaman birileri nedense unutarak, “niyet okumayın” saçmalığını ciddiye almayı seçebiliyor. AKP karşısındaki deneyim, böyle unutmaların neye mal olduğunu çok iyi gösterdi. Bu, “Yaptıklarından hareketle”, önermesini değerlendirebilmek için de “insanların bilinçlerini toplumsal varlıkları belirler” önermesini anımsamamız gerekir. İnsanın bilinci (ve bilinç dışı) bireyin olgulara tepkilerini, davranışlarını şekillendirir. Sosyolog, Bourdieu’nün habitus kavramı bu bilinci belirleyen “sosyal varlık” alanını anlamaya olanak veren güçlü bir araç sunar. Habitus, bireyin içinde geliştiği, böylece kimliğinin şekillendiği kültürün (“davranış tarzlarının bir sonraki kuşağa genetik olmayan yollarla aktarımı”) içinde oluşan bilişsel haritaya, “doğru yanlış”, “olabilir olamaz”, “söylenebilir söylenemez” ikilemlerine ilişkindir. İnsanlar toplumda karşılaştıkları olguları bu habitus içinde biriktirdikleri temel bilgilerle, değerler, güdüsel mekanizmalar stokuyla anlamlandırırlar. Tepkilerini, davranışlarını, projelerini bu habitus yönlendirir. AKP yükselirken onun liderliğini ait oldukları “habitus” içinde değerlendirebilenler, yükselişin yönünü doğru okuyabildiler ve sık sık uyardılar. Kimileri de “niyet okumayın”... “Ben yıllardır bu arkadaşlarla birlikteyim bana öyle bir niyetleri olmadıklarını söylüyorlar” gibisinden fantezilere kapıldılar. Olan olduktan sonra da “kandırıldık” filan. Sözler ve göstergeler Şimdi karşımızda, “İyi Parti” (İP) var. Bu partinin liderliği, İP’yi merkez sağda AKP’nin alternatifi onun iktidarına son verecek güç olarak tanımlıyor. “AKP seçim kaybetmeyi kabul eder mi?” sorusu bir yana, İP’nin liderliğinin ait olduğu habitus, demokrasi ve özgürlükler açısından iyimser olmaya izin verecek özellikler taşımıyor. 1980 öncesine uzanan MHP geleneği, Çiller dönemi İçişleri Bakanlığı deneyimi, İP liderliğinin ait oluğu habitus ve olgulara vermesi olası tepkiler, siyasette benimseyebilecekleri projeler hakkında bize önemli ipuçları veriyor. Bugün Türkiye siyasal yaşamının sorunlarının başında, AKP’nin kurduğu devlet bir yana, laikliğe yönelik saldırılar ve Kürtlerin hak ve özgürlük talepleri geliyor. İP’nin liderinin partisini tanıtırken yaptığı konuşmada, bu iki konuya değinmeden geçmesiyse, özgürlük, siyasal istikrar, adalet, demokrasi vaat eden sözlerin içlerinin boş olduğunu düşündürüyor. İP liderinin, Anıtkabir ve Hacı Bayram Veli türbesi ziyaretlerinde sergilediği giysi, tarzları arasındaki kontrast, böylece sergilediği göstergeler de umut vermiyor. Akşener’in türbe ziyaretinde başını örtmesi, muhafazakâr, hatta cinsiyetsiz giysi tarzı, türbe ziyaretinin adabına uygun bir görüntü sunuyordu. Ancak bu görüntüde, “uygun adaptan” fazla bir şey de vardı. Akşener’in özenle ve belli bir biçimde bağlanmış siyah başörtüsü ve siyah giysileriyle birlikte çarşaf izlenimi veren görüntüsü sıradan bir türbe ziyareti adabına, belli (dinci) gözler için tasarlanmış ek bir anlam katıyordu. Sonuç olarak, İP’nin liderinin konuşması, parti programı ve tüzüğü, siyasetin (sol ve sosyal demokrasinin sol kanadı dışındaki) tüm akımlarına hitap etmeye çalışıyor; bu çaba da ortaya oldukça eklektik ama kolaylıkla görülebilen, CHP’yi daha da zayıflatmaya, AKP’ye koltuk değneği olmaya aday bir Türkİslam sentezi platformu koyuyor. ABD Savunma Bakanı: Türkiye’yi tehdit etmedik ABD Savunma Bakanı Steven Mnuchin, önceki gün Abu Dabi’de yaptığı açıklamada Türkiye’yi mali yaptırımlarla tehdit etmediğini söyledi. “Türkiye şu anda odak noktamızda değil” diyen Mnuchin, “Bu dedikoduların aslı astarı yok. Türklerle konuştum bazı anlaşmazlık noktalarımız var ama yaptırımdan falan söz etmedim” ifadesini kullandı. İran’ın balistik ve nükleer programından dolayı bu ülkeye yaptırımlar ilan eden ABD’nin Türkiye’ye de yaptırım tehdidinde bulunduğu bazı ABD yayın organları ve Türkiye’deki bazı basın yayın organlarında yer almıştı. l Dış Haberler C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle