21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 8 Eylül 2016 10 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: İLKNUR FİLİZ Rakka ve Musul’a operasyon sinyali Rakka, Musul, Şam, Bağdat… Cumhurbaşkanı, Çin gezisinden dönerken uçağına aldığı gazetecilerin sorularını cevapladı. Bizim Cumhuriyet tayfasına Cumhurbaşkanlığı uçağının kapıları sımsıkı kapalı olduğundan Erdoğan’ın sorulara verdiği cevapları da uçağa kabul edilen meslektaşlardan alabiliyoruz. Cumhurbaşkanı her zamanki gibi hemen her konuda görüşlerini açıklamış. Beni aşağıdaki cümle ilgilendirdi; etkiledi, ürküttü, bu yazıya oturttu. Gazeteciler sormuşlar: “Rakka’dan bahsettiniz. Türk askerinin Rakka’ya doğru gitmesi söz konusu mu?” Cevap vermiş. Aynen aktarıyorum: “… Obama, özellikle Rakka konusunda beraber bir şeyler yapmak istiyor. Biz de, ‘Askerlerimiz bir araya gelsinler, ne gerekiyorsa bu yapılır’ dedik. Burada ABD’nin tavrı belirleyici olacak. Ancak, biz artık bölgede var olduğumuzu göstermek durumundayız…” Ne demek bu? Ne denmişti? Cerablus operasyonu ile Suriye sınırındaki IŞİD varlığını temizlemek. IŞİD’e militan akışının önünü kesmek; Kilis’e düşen roketleri önlemek hedefleniyor. Bu resmi açıklamaydı. Cumhuriyet ve “görevlerinin iktidara alkış tutmak olmadığını unutmamış meslektaşlar” altını çizdiler. Bir: Bu operasyon öncelikle egemen bir ülkenin topraklarına askeri güç yollamaktır. O ülkenin iktidarı ne kadar zalim, ne kadar kendi halkına acımayan, çürümüş bir ideolojinin (BAAS) sahibi olursa olsun. Suriye egemen bir ülkedir. Bu değerlendirmeye kulak asan olmayacaktı ve olmadı. İki: Cerablus operasyonunun hedefinin IŞİD’le sınırlı olamayacağı vurgulandı. Aynı zamanda iktidarın resmen açıklamasa da Suriye’de fiilen ilan edilmiş; resmileşmesi ister istemez iç savaşın sonuna kalacak kantonların birleşip Suriye sınırı boyunca bir “Kürt şeridi” oluşmasını önleme hedefini de içerecektir. Nitekim öyle oldu. Cerablus’un ardından ikinci bir cephe açıldı ve TSK’nin zırhlı güçleri Çobanbey’e de girdiler ve güney yönünde ilerlemeye başladılar. Hedefin El Bab olduğu resmen dile getirildi. Böylece Kobane kantonu ile Afrin kantonlarının sınır boyundan değil, güneyden bağlanması hesabının da önü kesilecekti. El Bab hedefine ulaşılırsa bu büyük ölçüde sağlanmış olur. Cumhurbaşkanı’nın “uçak açıklamaları”na bakılırsa şimdi bir adım daha atılıyor: Hedefte Rakka var. Hatta Cumhurbaşkanı’nın sözlerinin satır aralarını okursak Musul da var. Yani hem Suriye, hem Irak… Konuya ilgi duyuyorsanız Suriye ve Irak’ı birlikte gösteren haritaları önünüze açıp bakın. Askeri ya da jeopolitik uzmanı olmak gerekmiyor. Bu adım(lar) Türkiye’nin sınırlarını koruma gerekçesine dayanan bir askeri operasyonun çok ötesine taşıyor. Egemen bir ülkenin toprakları üstünde bir başka egemenliğe dönüşüyor. Hani “Yav, eliniz değmişken Cerablus, El Bab, Rakka ile yetinmeyin, Suriye’de Halep ve Şam’ı; Irak’ta altından petrol fışkıran Musul’u, hatta Bağdat’ı filan da hallediverin” diye dalga geçmek var. Gel gör ki havadaki yoğun savaş kokusu, dalga geçmeye filan izin vermiyor… Bence ürkmek, kaçınılmaz olarak savaşa evrilecek bu maceraya güçlü bir itiraz sesi yükseltmek gerek. Başbakan Yardımcısı Canikli: ABD ile Rakka için görüşüyoruz Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Suriye’de ABD ile ortak olarak Rakka operasyonuna sıcak baktıklarını söyledi. Canikli, “Bununla ilgili taraflar arasında teknik görüşmelerin yapılması noktasında bir karara varıldı” dedi. Saray’daki Bakanlar Kurulu toplantısının ardından basına açıklama yapan Canikli şunları söyledi: Operasyon derinlik kazanabilir: DEAŞ’a yönelik olarak harekât devam edecek. Bir miktar derinlik kazanabilir. Bu bölgenin 45 km eninde ve 95 km uzunluğunda bir hattın uçuşa yasak bölge ilan edilmesi konusunda Türkiye’nin bir tezi var. Bunu diğer ülkelerle görüşüyoruz. Henüz tam istediğimiz noktaya gelmiş değiliz. Rakka ve Musul operasyonu: Rakka’nın DEAŞ’ten temizlenmesine yönelik Obama’nın, Cumhurbaşkanımızdan birlikte yapılması konusunda bir talebi oldu. Bununla ilgili teknik görüşmelerin yapılması noktasında bir karara varıldı. Görüşmeler devam ediyor. Henüz bir takvimlendirme anlamında bir netlik kazanmadı. Musul’a yapılacak operasyona PKK’nin katılarak meşrutiyet kazanma amacında olduğunu biliyoruz. Terör örgütünün legalleşmesi anlamına gelecek adımlara sıcak bakmıyoruz. Olmaması için de gereken her adımı atıyoruz. 19 canlı bomba engellendi: 15 Ağustos7 Eylül tarihleri arasında 229 tane önemli olay engellenmiştir. Bu olayların 155 tanesi patlayıcıların engellenmesi, 39 tanesi bombalı araç, 19 tane canlı bombadır. ABD Başkanı Obama’nın Rakka konusunda birlikte bir şeyler yapmak istediğini açıklayan Erdoğan, Irak’taki durumun da gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi Çin’de düzenlenen G20 zirvesinden dönüşte uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama ile yaptıkları görüşmenin detaylarını anlattı. Erdoğan, IŞİD’in Suriye’deki kalesi Rakka konusunda Obama’nın bir şeyler yapmak istediğini belirtirken IŞİD’in kontrol ettiği Irak’ın Musul kentiyle ilgili olarak da “Oraların güvenliği ile ilgili olarak da her şeyi gözden geçirmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. Obama’nın, Rakka konusunda Ankara ile beraber bir şeyler yapmak istediğini aktaran Erdoğan, “Bizim açımızdan bir sıkıntı olmayacağını belirttik. ‘Askerlerimiz bir araya gelsinler, ne gerekiyorsa bu yapılır’ dedik. Biz artık bölgede var olduğumuzu göstermek durumundayız. Eğer geri adım atarsak, oralara işte DAİŞ gibi, PKK gibi, PYD gibi, YPG gibi terör örgütleri yerleşir” dedi. Erdoğan, benzer risklerin Irak için de söz konusu olduğunu kaydederek, “Orada da PKK kendine yer edinmeye çalışıyor. Musul, Musul’un kuzeyinde Te lafer, Telafer’de Türkmenler var. Yarın orada ne olacağı belli değil. Türkmenleri orada tamamen bitirmeye kalkabilirler. Bir taraftan Başika kampımız da orada. Aynı şekilde Barzani’nin bizlerle olan münasebeti, ‘Dayanışma içinde olalım, bizi orada yalnız bırakmayın’ gibi yaklaşımları var. Dolayısıyla oraların güvenliği ile ilgili olarak da her şeyi gözden geçirmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi Obama, Ankara’yı‘AyüBrDüiştbleeörmilngiieyodre’ IŞİD’in üstüne çekiyor Rakka’ya düzenlenecek operasyonun büyük askeri güç gerektirdiğini belirten emekli Tümgeneral Yavuz, “Bu harekât Türkiye’nin çıkarlarına uygun değil” dedi SERTAÇ EŞ Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın IŞİD’le mücadele için “ABD ile Rakka’ya ortak askeri harekât yapılabileceği” şeklindeki sözlerine tep ki gösterdi. Yavuz, böyle bir harekâtın Türkiye’nin çıkarlarına olmadığını be lirtti. Rakka’ya yapılacak harekâtın Fı rat Kalkanı’na benzemeyeceğini belirten Yavuz, Rusya’nın da bu harekâta sıcak yaklaşmayacağını kaydetti. Erdoğan’ın Rakka’ya ortak harekât sözlerini değerlendiren Yavuz, “Bu harekât bence Türkiye’nin çıkarlarına uygun değil. Fırat Kalkanı Harekâtı’na benzemez. ABD’nin Türkiye’yi IŞİD’le mücadelesine daha çok çekmenin bir aracı olarak görüyorum” dedi. Böyle bir harekâtın çok büyük bir askeri güç ge rektirdiğini belirten Yavuz, “Mevcut harekâtın CerablusMare hattı ile sınır lı olduğunu düşünürsek Mınbiç ve El Bab bölge si için 46 tugay gereki yor. Oranın güvenliğini almadan sistem kurma dan, Suriye kuvvetleriy le buluşmadan güvenlik tam olarak sağlanamaz. Ahmet Yavuz ÖSO unsurları ile orayı ne kadar tutabiliriz bi linmiyor. Orayı tutarken bir de Rakka’ya yönelelim derseniz bir kolordu da oraya ayırmanız gerekir” dedi. Ne olacağı belirsiz Mevcut koşullarda Rakka harekâtının çok da uygun görülmediğini anlatan Yavuz, “Fırat’ın batısına Araplar, Türkmenler döner yerleşir stabilite sağlanır. Ama öbür tarafta etnik dağılım farklı. Nasıl bir seyir takip edeceği belli olmaz” diye konuştu. YPG’nin Fırat’ın batısından atılabileceğini, ancak doğusunda durumun farklı olduğunu belirten Yavuz, “Türkiye Kobani çatışmaları sırasında Süleyman Şah Türbesi’ni emniyete almak ve Fırat’ın batısına geçişleri engellemek için bir harekât düzenleseydi zaten IŞİD diye bir şey olmazdı” dedi. Bölgede Türkiyesiz birşey yapılamayacağının da anlaşıldığını savunan Yavuz, “ABD işlerini yürütemediğini gördü. Türkiye’yi karşısına alarak yapılan işlerin kendisi için yavaşlatıcı etkisi olduğunu gördü” değerlendirmesini yaptı. Rusya karşı çıkar Açıklamaların, “ABD’nin Türkiye’yi YPG’den sonra IŞİD’e karşı kara gücü olarak kullanma niyeti mi var” sorusunu gündeme getirdiğini söyleyen Yavuz, “Ben tehlikeli bir gelişme olarak görürüm. Şunu da kabul etmek gerek, IŞİD’le mücadele için gerçek bir kara gücü lazım. Yoksa bu harekâtı yürütmek, IŞİD’i temizlemek mümkün değil. Ama bu Türkiye’nin işi mi, o tartışılır” yorumunu yaptı. Yavuz, böyle bir harekâta Rusya’nın sıcak bakmayacağını belirterek, “Bu sanki, ABD ile ilişkileri düzeltmenin de yöntemiymiş gibi hissediyorum. Rusya tekpisiz kalmaz, hatta huzursuz olabilir” dedi. ABD için risk yok Rakka harekâtının ABD için riski olmadığını, ABD kamuoyunun Suriye’deki durumu kabullenmediğini anımsatan Yavuz, “Trump, IŞİD’i bizzat Clinton ve Obama’nın yarattığını ifade etmişti. Seçimler öncesi Clinton’a destek için bu tür bir harekâta girilmesine sıcak bakabilirler. Ayrıca ABD açısından problem yok, kaybetmesi söz konusu değil, zaiyat söz konusu değil. l ANKARA Cerablus’a dönüş izdihamı ‘Türkiye, Cerablus’un IŞİD’den temizlenmesinin ardından dönüşler başladı. Kimi birkaç aydır, kimi ise savaşın ilk günlerinden itibaren Türkiye’ye sığınan 250 Suriyeli, dün Karkamış Sınır Kapısı’nda işlemlerini yaptırarak, Cerablus’a döndü. Geçiş sırasında bir an önce işlemini yaptırarak Cerablus’a gitmek isteyenler izdihama yol açtı. Bazı kadın ve çocuklar ezilme tehlikesi geçirdi. Suriyeliler, “Yıllardır özlemini çektiğimiz vatanımıza ve evlerimize dönecek olmanın mutluluğu ve heyecanını yaşıyoruz” dedi. Türk Silahlı Kuvvetleri, Fırat Kalkanı harekâtının 15. gününde ilk yaptığı açıklamada Vukuf, Sadvi, El Eyyubiyah ve Şandi köylerinin ardından Sinekli ve Abubiyat köylerinin de ÖSO kontrolüne geçtiğini belirtti. Akşam yaptığı açıklamada ise, “Şandi bölgesinde 4 hedef Fırtına obüsleriyle vurulmuştur. Harekâtın başladığı günden bugüne toplam 441 hedefe 1967 atım yapıldı. Ayrıca; Şadır Meskun Mahali batısında Doçka silahı yüklü bir araç, DEAŞ’ın karargâh olarak kullandığı iki bina savaş uçakları ile imha edildi” denildi. Musul’a yönelik harekâta aktif katılamaz’ Telaferli akademisyen Ziya Abbas, Erdoğan’ın sözlerini değerlendirdi DENİZ BARIŞ NARLI Fırat Kalkanı operasyonunun güneye doğru kayıp kaymayacağı tartışılırken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları gözleri Fırat’ın doğusuna çevirdi. Erdoğan, Musul’un kuzeyindeki Telafer’deki Türkmenleri hatırlatarak “Türkmenleri orada tamamen bitirmeye kalkabilirler. Başika kampımız da orada” uyarısı yaptı. Peki Türkiye’nin, Musul üzerinden bir IŞİD operasyonuna girişmesi söz konusu olabilir mi? Uluslararası ilişkiler konusunda uzman Telaferli akademisyen Dr. Ziya Abbas’a sorduk. Musul’a yönelik çıkışı ‘Suriye’deki Fırat Kalkanı operasyonuna yönelik bir adım’ olarak tanımlayan Abbas, TSK’nin Mınbiç ve Rakka’ya inmesiyle tehlikenin daha da artacağını, zira güneyde IŞİD’in ciddi toplumsal zemini olduğunu anımsatarak “Musul’a da aynı durum söz konusu” dedi. Musul’da özellikle Türkmen bölgelerinin bugün neredeyse tamamen boşaltılmış olduğunu söyleyen Abbas “Telafer’i örnek verecek olursak neredeyse nüfusun yüzde 85’i şehri terk etmiş durumda. Terk edenlerin yüzde elliden fazlası Caferi ve Alevi kesim” dedi. Cihatçıların Musul’u Radikal İslamcıların Musul’da çok ciddi tabanı olduğunu belirten Abbas şunları söyledi: “Musul Irak El Kaide’siydi. Daha sonra Irak İslam Devleti’ne dönüştürüldü. Daha da sonra IrakŞam İslam Devleti’ne. Bugünkü adıyla IŞİD, öncesinde benzer diğer örgütler, Musul bölgesinde 2003’ten beri çok etkiliydi. IŞİD zora düştüğünde yeraltına çekildiler. Ama her birimde faaliyetleri çok etkiliydi. Örneğin 2014’e kadar kalkınma anlamında Musul’da herhangi bir proje yapılacaksa, bunlar mutlaka pay alıyordu. 2014 sonrasında Baasçılar ve Nakşibendilerle birlikte Musul’u ele geçirdiler. Daha sonra aralarında anlaşmazlıklar çıkınca kent resmi olarak IŞİD’in kontrolüne girdi.” Irak ordusunun Musul operasyonu na hazırlık çerçevesinde Telafer’e yürümesinin söz konusu olduğunu söyleyen Abbas, Irak hükümetinin Musul’a yönelik operasyonunu “İran’ın bölgedeki nüfuz mücadelesi” olarak da ele almak gerektiğini belirtti. Türkiye’nin bu bağlamda İran’la karşı karşıya gelebileceğini savunan Abbas, şöyle devam etti: “Türkiye eğer Telafer’deki Türkmenlere destek sağlayacaksa onlarla sağlam bir iletişim kurmalı. Çünkü Şii Türkmenlerin askeri operasyonlarda yer alması bölgedeki toplumsal barışı çok etkileyecek. Sünni Türkmenlerden oluşan pek bir askeri güç yok Irak’ta. Bunların bir kısmı da zaten IŞİD sempatizanı. Esas olarak güvenlik güçlerinde Şii Türkmenler yer alıyorlar. Şii Türkmenlerin son zamanlarda artan mezhep gerilimi yüzünden Türkiye’ye bakışı olumsuz. Türkiye’nin tamamen Sünni kutbun yanında olduğunu düşünüyorlar. Türkiye açısından bunları geri kazanmak için adımların atılması gerekiyor. Aksi takdirde Türkiye orada bir şey yapamayabilir.” Irak Bölgesel Kürt yönetiminin Musul’daki bazı köyleri IŞİD’den almaya girişmesini “Sünni Araplarla Kürtler arasında federasyon fikrine” dayandıran Abbas, “Bu iki seneden beri gündeme geliyor. Musul’un IŞİD’den kurtulması, sonrasında da Musul Federal Bölgesi kurulması planları yapılıyor. Onun da Erbil’le birlikte hareket etmesi ya da katılması tartışılıyor. Türkiye’nin Barzani ile yakın ilişkileri var. Musul Operasyonu’na Türkiye’nin çok aktif katılacağını tahmin etmiyorum. Türkiye Kuzey Suriye’de yürütülen Fırat Kalkanı çerçevesinde sınırlı kalacak. Rakka operasyonuyla ilgili çok net bir tablo yok. Fırat’ın doğusunda kalıyor. Türkiye’nin zaten Fırat’ın doğusuna operasyon düzenlemesi çok gündeme gelmemişti” dedi. IŞİD’den sonra ne olacak? Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD ile birlikte operasyon yapılacağı sinyali verdiği IŞİD’in Suriye’deki kalesi Rakka, Suriye’nin stratejik bir noktasında. IŞİD, Rakka’dan Irak’a uzanan bu koridorla bölgedeki etkinliğini sağlıyordu. Son dönemde ise her iki ülkede gerek koalisyon güçlerinin bombardımanı, gerekse orduların ilerleyişi cihatçıların bu güzergâhına darbe vurdu. Türkiye son günlerde El Bab hedefini gösterirken IŞİD’in bir sonraki adım olarak da görülen Rakka’ya yönelik olası bir saldırıya karşı hazırlıklı olduğu biliniyor. Örgütün elindeki cephaneyi de çok zorunlu kalmadıkça diğer bölgelerde çatışmalardan kaçınarak tutma yolunda olduğu iddialar arasında. Rakka’nın dış bölgelerine yönelik Suriye ordusu ve ABD liderliğindeki koalisyon güçlerinin saldırıları sürüyor. Ancak Rakka’da IŞİD tarafından yabancı cihatçılarla da oluşturulan sivil nüfusun varlığı merkeze yönelik bombardımanı kayıplar açısından riskli hale getiriyor. Yakıcı soru ise IŞİD’den boşalan alanların kimlerin hâkimiyet alanına gireceği. Saddam rejiminin devrilmesi ve ABD destekli güçlerce işgal edilen Irak’ta yaşanan, Şii, Sünni, Kürt, Arap gibi ayrışmaların Suriye’de de şu an için yaşandığını söylemek pek de yanlış değil. Her ne kadar ABD, Rusya, İran gibi ana aktörlerden bu ülkelerin bütünlüğünden yana oldukları açıklamaları gelse de kimi görüşlere göre uzun süren savaş ve çatışmaların ortaya çıkardığı haritalar bunun oldukça zorlu olacağını gösteriyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle