19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA İnsan hakları örgütleri isyan etti: AB liderleri dibe vurdu, insanlık için kara bir gün İnsan Hakları İzleme (HRW) Direktörü Kenneth Roth, Uluslararası Af örgütü Genel Sekreteri Salil Shetty ve Avrupa Konseyi Sığınmacı ve Sürgünler Genel Sekreteri Catherine Woollard, ABTürkiye anlaşmasına karşı ortak bildiriye imza attı. “Savaştan kaçanların korunma hakkını büyük teh likeye sokan” anlaşmanın AB liderlerinin “düşebileceği en dip nokta” olduğunu belirtti. Türkiye’de başta Kürtlere yönelik insan hakları ihlallerine dikkat çekti. Uluslararası Af örgütü de anlaşmaya varılması üzerine “Sığınmacı hakları, Avrupa ve insanlık adına kara bir gün” diye tweetledi. Cumartesi 19 Mart 2016 [email protected] TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Vizeye her şey feda [email protected] 13 Zirvede Rum vetosunu aşamayan Davutoğlu 72 kriterli vize serbestisi için 5 değil bir faslın açılmasına razı oldu. Türkiye yeni göçmen yükü aldı AB ile Türkiye arasındaki zirvede Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin gasp edilmiş vi Kızılay’daki ‘yalnız ve güzel ülkem’ Fransa’daki terör saldırıları ardından “korkuyu yenmek” için ortaya konan sinerji ve “birlik, beraberlik” tavrıyla; Türkiye’de ze serbestisi hakkını sığınmacı artık sadece Diyanet’in “dua çağrısı” inisiyatif krizine bağlayan ve üyelik mü leri ile sınırlı kalan ortak duruş eksikliğine dikkat zakerelerinin ilerlemesini feda etmeye varan bir anlaşmayı ka bul etti. TürkiyeAB anlaşmasının yürürlüğe girme tarihi 20 Mart, yani yarın ola çekmiştim son yazımda. “Fransızlar her saldırının ardından Fransa Cumhuriyeti’ne olan bağlılıklarını, ‘cumhuriyet’ simgelerini sahiplenerek öne çıkarıp vurguladılar. Bizde Fransa’daki gibi sarılacak güçlü seküler referanslar artık yok. Bırakın Cumhuriyet simgelerine tutunmayı, vaktiyle Cumhuriyet mitinglerini düzenleyenler bile o mitinglerden uta rak belirlendi. 4 nır ve özür diler oldu” demiştim… DUYGU GÜVENÇ Nisan’dan itibaren Türkiye Yu Yazıma düşündürücü tepkiler aldım. Mesut İzgili; “Yazınız, iç burkan, umut kıran, nan adalarında kaygılandıran saptamalarla dolu” diyerek de ki sığınmacıları almaya, AB de vam ediyor: Türkiye’deki sığınmacıların az “Kafasında laik demokratik Cumhuriyet’le he bir kısmını üye ülkelere yeniden yerleştirmeye başlayacak. Rumların borusu Davutoğlu “AB ile Kayseri pazarlığında” almak yerine vermeyi tercih etti. Zirvede Kıbrıs Rum Yönetimi’nin üyelik müzakerelerinde enerji, yargı, adalet, eğitim ve dış politika dahil 5 fasıl üzerindeki vetosunu aşamayan Davutoğlu, öncelikle ekim yerine haziranda AB’ye vizesiz girişi garantilemeye çalıştı. Ancak bunun için de 72 kriterin nisan sonuna dek yerine getirilmesi gerekiyor. 29 Kasım’daki zirvede vizesiz geçişin ekimde başlaması kararlaştırılırken üyelik müzakerelerini hızlandırma hedefi konulmuştu. Ancak dün Davu Merkel fısıldayarak yaptığı şakalarla Cameron ve Hollande’ı (soldan sağa) güldürdü. toğlu sadece “mali ve bütçesel hükümlerle” ilgili faslın açılmasına razı geldi. Türkiye sayısı tahmin edilemeyen göçmeni de almak zorunda kalacak. Fransa’dan da veto AB üyesi 28 ülkenin liderlerinin önceki günkü 9 saatlik görüşmesinde, Rumların bloke ettiği fasıllardan “yargı ve adaletin” açılmasına başta Fransa olmak üzere birçok üye Türkiye’de ifade ve basın özgürlüğü ihlalleri nedeniyle karşı çıktı. Her öneri Türkiye’nin AB Daimi Temsilcisi Selim Yenel’e de sunuldu. Davutoğ lu, taslağın son halini gördükten sonra Brüksel’e hareket etti. Yenel, Davutoğlu’nu oteline yerleştirip 01:00’de AB Konsey Başkanı Donald Tusk’un ekibiyle yeniden buluştu. Öncelikleri ‘Kıbrıs’ Kıbrıs büyük sorun teşkil etti. Birlik, Tusk’un talep ettiği gibi Rum Yönetimi’nin arkasında durup Türkiye’nin açılmasını istediği 5 faslı tartışmaya dahi yanaşmadı. İlk defa bir AB açıklamasında, açılacak faslın adı Komisyon raporu olmadan yer aldı. 7 Mart’taki zirvede Al manya Başbakanı Angela Merkel’in, Tusk’u bypass etmesi üzerine birlik bu defa görüşme yetkisini Tusk, Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker ve Hollanda Başbakanı Mark Rutte’ye verdi. Heyet, Davutoğlu ile dün 08:30’da kahvaltıda buluşurken, AB liderlerikahvaltısı iptal edildi. Üç rauntluk görüşmeler yaklaşık 6 saat sürdü. Davutoğlu ardından Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ile buluştu, ancak Fransız blokesini de aşamadı. l BRÜKSEL sDaeymgıogkörassteiyre tsşöheügaTeküazuZskdyegüeAkygçktrigarçerinaeıBüulkvksdıirdryrl,rkieltidelydealiiaTauüdnsruemisrünn:itğieö.yo’’”erdbdn“aülnmükAenmidaaennmisudByrğaakütetçaeise,nliü.laldraıTi’sbAnnyhyödfreüiaıliedılBzıülcçarndbrkgakğlıakddllieTaiüeırğlüdyeğaıpügkrrr,eenmoıllriseıüeiskb’mflkadsyoakdıaiuaynyiearolkdnieylaaığeyunrkeedcrkaiınrenneaasabailkniasnyirnie,liakn sabı ve saplantısı olan… gözü pek, egosu yüksek bir kişi Türkiye’yi teslim aldı. Bunda ne yazık ki, her zaman olduğu gibi, partim CHP’nin de büyük payı var. 14 Nisan 2007’de tarihimizin en görkemli ‘Cumhuriyete Sahip Çık’ mitinginde Tandoğan’dan Anıtkabir’e milyon olarak akmıştık. Ben de o dönem, SDD Genel Merkez Yöneticisi ve Miting Tertip Komitesi üyesiydim” diyen İzgili o günleri anlattıktan sonra ekliyor: Tatlıcıda bir başına “Gelelim güncele. Kızılay’daki patlama faciasının olduğu dakikalarda 300 metre uzaklıktaydım. Eyvah! diyerek Kızılay’a döndüm. Ne olduğunu kimse anlamamıştı. İki dakika içinde itfaiyeler ve cankurtaranlar akın etti, çığlıklarla. Hemen eve çıktım. Kanallar faciayı vermeye başladılar. Ölenler arasında tanıdıklar, tanıdıkların tanıdıkları, çoğunlukla gençler vardı. Bir kez daha Türkiye’yi kalbinden vurdu terör. Ertesi gün olay yerine gittim. Perdelerle, polislerle kuşatılmıştı. Az sayıda insan telaşla bir yere girmek için çırpınıyordu. Polis, olmazları gösteriyor, gidilecek yönü işaret ediyordu. Pat lama yerinin ters tarafında yeni bir tatlıcı dükkânı açılmıştı. Öğleye doğruydu. Kimse yoktu. Otur dum çevreyi seyrettim. Tatlıcıdan Kızılay’ı, gi den canları, ‘yalnız ve güzel ülkemi’ düşündüm. İçim karardı. Perşembe akşamına kadar Kızılay bölgesini dolaşır oldum, gözledim. Sokaklar, tıklım tıklım dolu olan kafeler, alışveriş merkezleri bomboş! İnsanlar korkak ve mutsuz, kaygılı. Anlaşmayı ciddi Sizin de belirttiğiniz gibi, ‘Ulusal referanslar zayıflıyor. Geriye kalıyor sade din’. Haklısınız. Bu alanda da korkunç bir zavallılık var: Ne zorluklar bekliyor Başbakan Davutoğlu’nun Brüksel’de AB ile mülteciler konusunda varılan anlaşmayı “tarihi bir gelişme” olarak nitelemesine ve hü Hollande ve Çipras ile samimi pozlar veren Tanrı’nın kendisine söylediğini anlamak isteyen ne de kendi dediğini anlayan bir toplum var! Sadece Arapça okuyor ya da dinliyor. Ulus olma bilinci yok oluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu gidişten çok mutlu! Teslim aldığı medyayı arkasına alarak gücüne güç katıyor. (Ama) kümet çevrelerinin bunu büyük başarı olarak (üstte) Davu Sorun bu (yani sol) tarafta. Biz görevimizi iyi lanse etmelerine rağmen işin pek de öyle ol toğlu, Tusk ve yapmıyoruz.” mayabileceğine dair işaretler var. Her şeyden önce anlaşmanın çok kısa za Juncker (soldan sağa) ile ortak ‘Gömlek çıkartalım’ manda uygulanmaya başlanmasını öngören basın toplantısı ABD’den uzun mektup gönderen Ahmet bir takvimin ortaya konmuş olmasına karşın, düzenledi. Cem Durak damardan “özürcülere” hak veriyor: bunun nasıl başarılacağı belli değil. Anlaşmanın en hararetli destekçisi olan Almanya Başbakanı Merkel’in sözleri bu konuda fazla umut vermiyor. Merkel, bu anlaşmayla “geri dönüşü olma İşte o ahlaksız anlaşma “Ben de lise sondaydım İzmir’de o mitinglere giderken; ‘başörtüsünü Çankaya Köşkü’nde görmek istemiyoruz’ dedik. Şu anda CHP’nin oy alamadığı iki kesim var: Dindarlar ve Kürtler. Neden sizce? Cumhuriyet mitinglerine gittiğimiz yan bir momentumun kazanıldığını” söylese için özür dilemeliyiz evet. ‘Kemalist ordu konu de, anlaşmanın ciddi zorluklarla karşılaşacağından emin olduğunu belirtmekten de geri kalmadı. “Aşılması gereken çok büyük yasal engeller bulunuyor” diyerek karşılaşılacak sorunlara işaret etmiş oldu. Varılan anlaşma, Türkiye’nin toprakları üzerinden Avrupa’ya kaçak giren tüm mültecile Türkiye’den yollanacaklar: Türkiye’den Yunan adalarına geçmiş göçmenler, 20 Marttan itibaren ‘bireysel başvuru esasıyla’ Türkiye’ye geri gönderilecek. Türkiye, 4 Nisan’dan itibaren göçmen alacak. Suriyeli takası: Alınan her Suriyeliye karşılık Türkiye’den bir Suriyeli ‘BM hassasiyetleri’ göz önüne çalışmalarının hızlandırılmasına” söz verdi. Parada 2018 sözü: AB, 3 milyar Avro, 2016 ve 2017’de harcandıktan sonra, 2018’e kadar ek 3 milyar vermeyi kabul etti. Ancak Ankara, bu parayı hemen alamayacak. Sığınmacılar yandı şacak’ diyen Nur Serter ile CHP Kürtlerden ve dindarlardan nasıl oy alabilirdi ki? Bakınız içinde yaşadığımız Cumhuriyet alarm veriyor; ‘anayasal vatandaşlık’ tanımını zamanında Kürt sorunu için TİP Behice Boran önermiş… Eski solcu olan insanlar neden ulusalcı oldular? ‘Ordu konuşacak’ sözünü alkışlamak özürü gerektir ri geri kabul etmesi, buna karşın Avrupa’nın alınarak AB’ye gönderilecek. Öncelik yasadışı geçişi de 4 AB, Türkiye’den tüm göçmenlerin ülkelerine iade mez mi? Çıkartalım bu ‘ulusalcı gömleği’; sos Türkiye’ye geri gönderdiği her mülteci karşılı nemeyenlerde olacak. AB’nin 72 binlik kotası, anlaşma sinde uluslararası hukuka uygunluk şartını arıyor. Tür yal demokrasi diyelim. Gömlek çıkartmayı da ğında yasal yollardan bir mülteci kabul etmesini öngörüyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ile Uluslararası Af Örgütü, varılan anlaşmanın uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu belirtiyorlar. Mültecilerin temyiz hakkı olmaksızın toplu halde apar topar geri gönderilmelerinin yasal olmadığını vurguluyorlar. nın devamında kıstas olacak. Vizede zorlu süreç: Ankara’nın “tüm kriterleri karşıla ması şartıyla” ve AB kurumları ile üyelerinin onaylaması halinde haziran sonundan itibaren gerçekleşecek. Tek fasıl açılacak: Yalnızca ‘Mali ve Bütçe Hükümleri’ başlıklı 33. faslın haziran ayına kadar açılması öngörülüyor. Diğer kritik fasılların açılmasında AB sadece “hazırlık kiye, Cenevre Konvansiyonu’na coğrafi çekince koyduğu için bu sorun Türk mevzuatında yapılacak değişiklikle aşılacak. Suriyeli, Iraklı ve Afganistanlılara şu aşamada ‘geçici koruma’ sağlanıyor. Ancak diğer ülkelerden ve üçüncü ülkeler üzerinden gelenlerin iadesi Türkiye için sancılı olacak. Çünkü Türkiye’nin bu ülkelerde Geri Kabul Anlaşması bulunmuyor. l BRÜKSEL en iyi başarabilecek tabanız biz. Evleri Sabahattin Ali, Aziz Nesin, Nâzım Hikmet kitapları dolu olan bizler; solculuk eski gömleğimiz. ‘Cumhuriyet değerleri’ bu üç büyük ismi de tutukladı biliyorsunuz. Şimdi değiştirelim; değişmezsek ve 20’li oylarda kalırsak filmin sonunu siz de biliyorsunuz.” Yanıtım yarına… İnsan hakları örgütleri, Türkiye’nin insan hakları açısından “güvenli ülke” statüsünde bir ülke olmadığına da işaret ederek “güvenli ülkeye” varan mültecilerin “güvensiz ül ‘Tarih affetmeyecek ‘Tarihi günde’ PKK polemiği kelere” iade edilmelerinin de yasal olmadığını vurguluyorlar. Bu tür itirazlar, varılan anlaşmanın ulusal olduğu kadar uluslararası mah sıkıntısını çekeceğiz’ PKK’lilerin zirve mekânına 200 metrede gös Size mi Erdoğan’a mı inanalım? kemelere taşınabileceğini gösteriyor. Dahası, mahkemelere taşınmadan önce ulusal meclislerde ciddi engellerle karşılaşacağına işaret ediyor. Türkiye’ye mülteciler için vaat edilen maddi yardımların da bazı üye ülkelerin yaratacakları engellere takılması olasılığı mevcut. Avrupalı yetkililerin ifadelerinden Türkiye’nin kazandığı belirtilen vize serbestisinin de sanıldığı kadar kolay ve çabuk bir süreç olmayacağını gösteriyor. Ankara’nın bu konuda sadece 72 zorlu kriteri yerine getirmesi gerekmeyecek, bu serbestiye karşı çı CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcılığı görevinde bulunmuş eski CHP’li milletvekili Faruk Loğoğlu: Anlaşmayı Twitter’da eleştirdi. Loğoğlu, “BB, AB’yle anlaşma ‘tarihi’ diyor. Tarih bu anlaşmayı affetmeyecek. BB günü kurtardığını sanıyor. İnsanlık kaybediyor” diye tweet’ledi. Emekli Büyükelçi Uluç Özülker: AB, Türkiye ile ilişkilerinde mesafeliydi. Mülteci krizi ile Türkiye’nin Avrupa’nın karakolu olduğu görüldü. Bu mültecilerin sıkıntısını biz çekeceğiz. Parasal konuda sorun yok, teri yapması ve Türkiye’nin diplomatik girişimlerine karşın Belçika’nın gösterilere izin vermesi, Brüksel’de gerginliği tırmandırdı. Zirve boyunca küçük bir grup, ellerinde Öcalan dövizleriyle, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı hedef alan sloganlar attı. Basın toplantısı yapan AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker ve Başbakan Ahmet Davutoğlu arasında gazetecilerin soruları üzerine polemik yaşandı: Davutoğlu: Bu çok tarihi bir gün. Kaderimiz Davutoğlu: Erdoğan gerçeğin başka bir yüzünü açıklıyordu. Ankara’da 35 kişiyi öldüren terör örgütü aynı bayrakla bugün Brüksel’in sokaklarından gösteri yapıyor. Siz ne hissederdiniz? Tusk: Avrupa hâlâ mültecilerin ana varış bölgesi. Biz şu anda en hoşgörülü, en modern toplumları bünyesinde barındıran bir bölgedeyiz. Juncker: Rencide edici görüşlerin belirtilmesi, Avrupa çevresinde normalliği ortadan kaldırır. Şu anda söylemlerimizi seçerken aşırıcılıktan uzaklaşmak gerekir. Belçika Krallığı’na yöne kan AB üyelerinin yaratacakları engelleri de Avrupa’ya geri gönderme de 72 bin kişi ile sınırlan ortak. lik eleştiriler bazen çok rencide edici olabiliyor. aşması gerekecek. dı. Türkiye bu kadar yükümlülük altına girdi. 3 kuruş Soru: Sizce de tarihi bir gün mü? Ben buna itiraz etmek istiyorum. Aynı şeyi Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinin para ile kurtulamazsınız dendi. Vize ortaya çıktı ama Tusk: Tarihi bir an mı bilemem, peygamber de Davutoğlu: Bütün ülkelerden omuz omuza des hızlandırılması konusunda verilen söz için de orada sorun büyük. Kıbrıs’ı tanımak lazım. AB bunla ğilim, ama beklediğimizin ötesinde iyi bir anlaş tek beklemek bizim hakkımız. Fikir özgürlüğü söylemek mümkün.. rı şart koydu. Vize konusunda aslında değişen bir şey ma yaptık. çerçevesinde görüşlerimizi paylaşırız. yok, eski tas eski hamam... Soru: Erdoğan “AB kendisine baksın” diyor. Tusk: İfade özgürlüğü AB’nin temel ilkesi... C MY B nilgun@
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle