23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 29 Ocak 2016 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN llk lafı referandum l haber 5 Başkanlık için konferanslara başlayan Erdoğan, ‘Karar millete bırakılsın’ dedi eni anayasa ve Başkanlık sistemi için Cumhurbaşkanlığı Sarayı destekli arama konferansları Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile başladı. Erdoğan’ın, TÜRGEV, Birlik Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti, İHH, Ensar Vakfı, Önder gibi kuruluşların olduğu Türkiye Anayasa Platformu’nun konferansında yaptığı konuşmanın satır başları şöyle: Kanunların üstünlüğünde itiraz olur: Meclis’in asli alanına yoğunlaşmasında sıkıntı yaşayacağımızı sanmıyorum. Hukukun üstünlüğü konusunda da hiçbirimizin itirazı olamaz. Kanunların üstünlüğü derseniz orada itirazlar olur, onu söyleyeyim. Parlamenter sistemi miadını doldurdu: Biz parlamenter sistemin ülkemizde miadını doldurduğuna inanıyoruz. Yeni Türkiye’nin inşası sürecinde yeni anayasaya ve onunla birlikte hayata geçirilecek başkanlık sistemine ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Başkanlık sistemi Tayyip Erdoğan’ın kişisel meselesi değildir. Akıl süzgecinden geçirmek yerine şahsıma indirgeyen, bu basitliğe düşen herkes ülkemize ve milletimize karşı büyük vebale girer. Millet seçti: Ülkemizde seçilen hiçbir cumhurbaşkanının siyasi gündemden tecrit edilmiş şekilde, sembolik konumda bulunması düşünülemez. Cumhurbaşkanını doğrudan halkın seçmesiyle bu fiili durumun da ilerisine geçen yeni ve önemli bir Y Başkanlık ve kan gölü Haziran ile 1 Kasım seçimleri arasında bu konuda bedelini hala ödediğimiz bir tereddüt yaşandı mı? Yaşandı. Her taraf kan gölüne döndü mü, döndü. Niye, işte açık ortada. Koalisyon zemini ortaya çıktı, bunu fırsat bilen yamyamlar ülkemizi kan gölüne döndürdü. Başkanlık Sistemi sağladığı mutlak istikrar ortamı ile Türkiye’yi bu tür sıkıntılardan, risklerden koruyabilme özelliğine sahiptir. Onun sigorta sistemleri çok daha güçlüdür. Orta ve uzun vadeli programların kararlılıkla uygulanması kolaylaşacaktır. Tünelin ucu göründü on birkaç yıl boyunca, Türkiye’nin karanlık bir tünele girdiğini ve tünelin ucunun görünmediğini yazıp durdum. Nihayet, tünele çiğ bir ışık düştü ve tünelin ucu göründü: derin bir uçurum! Cumhurbaşkanlığı önderliğinde iktidar çevresi, dün itibarıyla, “Türk tipi başkanlık” sistemine geçiş sürecini resmen başlattı. “Başkanlık sistemi tartışılmalı” diyorlardı, o halde, sonuca bir faydası olmayacak ama tartışalım, belli ki daha sonra herhangi bir şeyi tartışma imkânımız büsbütün ortadan kalkacak. İktidar zihniyetinin “Türk tipi başkanlık” dediği, “üstat”larının hayalini kurduğu bir tür “Başyücelik devleti”. Nasıl bir şey olduğunu merak eden açsın okusun. Maalesef bu ülkede iki tür otoriter siyaset geleneğinin dışına çıkamadık. Bunlardan biri Jakoben modernleşme adına Kemalist otoriterlik geleneği, diğeri ona tepki olarak gelişen sağmilliyetçimuhafazakârİslamcı otoriter gelenektir. İlki, tek parti dönemi çerçevesinde, “Cumhuriyet Devrimi”ni gerçekleştirmek üzere, astı, kesti, susturdu, bastırdı, sindirdi. Sonra, “Moskof korkusu” ile apar topar Batı ittifakına girmek üzere, çok partili hayata geçildi. Bu koşullar altında iktidar olan Demokrat Parti, ikinci bir “tek parti yönetimi” kurmaya girişti, ama statükonun eski bekçileri henüz gücünü kaybetmemişti, askerleri duruma el koydu, utanç verici bir darbe süreci ile siyasal sistem iyice dejenere oldu. Sonuçta, dikiş bir türlü tutmadı, işin ucu 12 Eylül askeri rejimine vardı. Ardından, demokratikleşme adına ne varsa ters tepmeler ile karşılaştı. Kısacası, geldiğimiz nokta ikinci, yani “sağ otoriter siyaset geleneği”nin en çiğ hali ile iktidar olması. 7 S Büyüksaraç BÜYÜKSARAÇ YARGILANIYOR Erdoğan’a hakaretten ifade verdi 006 Türkiye Güzeli Merve Büyüksaraç, sosyal medya hesabından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla açılan davada ifade verdi. İlk kez hâkim karşısına çıkan Büyüksaraç, “Suçlandığım şiir 960 bin kez paylaşılmış. Ben alıntılar yaparak paylaştım. İddianamede belirtilen resimler ve şiirlerin yanındaki yorumlar bana ait değildir” dedi. Hâkimin “Pişman mısınız?” sorusuna Büyüksaraç, “Yaptığım paylaşımları hakaret olarak algılandığı için pişmanım” cevabını verdi. Duruşma ertelendi. l İSTANBUL / DHA haysiyetli bir isyan değil, eziklik ve aşağılık kompleksi; bunun sonucu olan pusuya yatmacılık, intikamcılık, kontrolsüz öfke ve en çok küfredenin yürekleri en çok soğuttuğu bir seviyesizlik, yetersizlik, edep adap yoksunluğu ve bitmez tükenmez bir hırçınlık, en kötüsü tüm bunların mecmuasını “dava” sanmak, özetle “zavallılık”, kısaca “acınacak hal”. 2 Davutoğlu: Cumhurbaşkanı sahadan hiç çıktı mı ki? Cidde’ye hareketinden önce Çankaya Köşkü’nde katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni Anayasa sürecinde başkanlık sistemini anlattığı toplantılar düzenlemesine ilişkin “Cumhurbaşkanı sahaya indi diyebilir miyiz?” sorusuna “Sahadan hiç çıktı mı ki?” cevabı dikkat çekti. Davutoğlu yeni Anayasa sürecine ilişkin “Anayasa tartışmalarını sadece başkanlık meselesine indirgemek bence yanlış. Bazıları bu ülkede anayasa yapılamayacağını kanıtlamaya çalışıyor” dedi. Bölücünün başta gideni dı ve söylemi ne olursa olsun, hiçbir devlet paralel devlet veya paralel yapı bunlara izin vermeyiz. Nasıl sözde cemaat adı altında devlet içinde paralel yapı oluşturmak isteyenlere dünyayı dar ediyorsak; özerklik, özyönetim adı altında devlet içinde devlet kurmaya çalışanların da dünyayı başlarına yıkarız. Biz bu şeklide, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet derken meseleyi bölünme parçalanma edebiyatıyla ele alanlar açık söylüyorum, kesinlikle art niyetlidir hatta bölücünün başta gidenidir. l ANKARA / Cumhuriyet A GÜL, ALMANYA’DA KONUŞTU Kürt meselesi yeni anayasa ile ele alınmalı . Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “TBMM’de görüşülmeye başlanan yeni Anayasa’nın modern bir yönetim oluşturması, en yüksek demokratik standartları güvence altına alması ve Kürt meselesini ele alması beklenmektedir” dedi. Gül, Almanya’nın Schwabisch Hall kentinde, “Dünya Ticaret Liderleri Zirvesi”ne katıldı. Gül, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin açıkladığı reform sürecine ilişkin “Hükümetin AB’ye tam üyelik müzakereleri çerçevesindeki taahhütlerini tazelemesini ve Avrupa Birliği’nin buna olumlu karşılık vermesini takdirle karşılıyorum. Reform programı, hükümetin bu süreçte hukuk devleti, temel haklar, özgürlükler ve demokrasinin standartlarının yükseltilmesinin vazgeçilmez olduğunun farkında olduğuna işaret etmektedir. Yeni Anayasa’nın modern bir yönetim oluşturması, en yüksek demokratik standartları güvence altına alması ve Kürt meselesini ele alması beklenmektedir. Reform programının başarılı olacağına inanıyorum. Bu makro ekonomik temelleri esasen sağlam olan Türk ekonomisini daha da dayanıklı hale getirebilecektir” dedi. l DHA 11 gerçekle karşı karşıyayız. Bu gerçek artık cumhurbaşkanlarının siyasi bir güç olarak görevlerini yürütecek olmasıdır. Mevcut sistemimiz, bir anormallik halidir. Hem seçilmiş Başbakan hem seçilmiş Cumhurbaşkanı ile bu sistemin yürümesi fevkalade güçtür. Bugün biz aynı siyasi gelenekten gelen Cumhurbaşkanı ve Başbakan olarak uyum içinde çalışıyoruz ama aynı siyasi gelenekten gelmemiş bir cumhurbaşkanı ile ben çalıştım. Damdan düştüm. Millete gidilmeli: Benim teklifim, kararın milletimize bırakılmasıdır. Parlamento karar vermelidir ama arkasında da millete gidilmelidir. ‘Mevzuat amca’yla yürütseydik: Eğer, mevzuat amcayla bu işi yürütmeye kalksaydık yanmıştık. Onu kendimize uydurduğumuz için bu işi başardık. Birileri, bürokratik oligarşi senin önüne mevzuatı koyar ve sen de bunun altından kalkamazsın. Hele bir de korkak siyasetçiysen yanmışsın, bu iş başarılmaz. Türk tipi başkanlık Kız Kulesi’nde eyleme müdahale Birleşik Devrimci Parti üyesi 2 kişi Doğu ve Güneydoğu’daki operasyonları protesto etmek için Üsküdar sahilinde yer alan Kız Kulesi’ne ‘Ölü hırsızı AKP’yi mezara gömeceğiz’ yazılı pankart astı. İhbar üzerine polis ekipleri Kız Kulesi’ne gelerek isimlerinin İzem K. ve Mehmet Zeki M. olduğu belirtilen 2 kişiyi gözaltına alındı. Pankart ise kuleden indirildi. “Türk tipi başkanlık” sisteminin ne olduğunu kavramak için, sağ otoriter geleneğin geçmişine ve zihniyet dünyasına göz atın yeter. Maalesef, bu ülkede Kemalist otoriterlik anlayışının karşısında, özgürlükçü, demokratik bir itiraz birikimi yaşanamadı. Sağ siyaset geleneği, özgürlükler, demokrasi, hukuk düzeni fikriyatı üzerinde inşa edilmekten çok uzak bir mecradan beslendi. İtiraz değil, maslahat; eleştiri değil husumet; Tam da bu nedenle, sağ siyasi gelenek, seküler olmayan bir devlet ve muhafazakârdindarmilliyetçi bir baskıcı siyaset hayali, bir intikam hırsının ötesine gidemedi, siyaset oyunu bu amaca ulaşmak için güç devşirme macerasından ibaret oldu. Şimdi, Cumhuriyet devriminin hayata geçmesi için, ne yol tutulduysa, “2002 Devrimi” ile “Yeni Türkiye”nin hayata geçirilmesi için benzer şeyler yapılacak. Değişen tek şey, “Tek devlet, tek millet” formülündeki “devlet” ve “millet” kavramlarının mahiyetinin değişmesi olacak. Devlet yine başat ve ceberut ama bu kez İslami iddia ve dayatma içinde, “millet” yine türdeş, organik bir bütün olacak, ama makbul vatandaş laik, Batılı ve milliyetçi değil, bu kez dindar ve milliyetçi olacak. Bu rejim de gık diyeni “düşman” ilan edecek ve hukuku kendine uydurup cezalandıracak, zaten halihazırda yaptıkları bu ve daha da yapacakları hakkında yeterince fikir veriyor. Hiçbir otoriter rejim, kapıkulu, dalkavuk, soytarı kadrosunda sıkıntı çekmez. Eski tipin yerini, daha kalabalık olan yenisi çoktan almış vaziyette, ama yarış daha da hızlanacak, hayal etmesi zor ama düzey daha da düşecek. “Türk tipi Anayasa”nın hukuki temelini oluşturduğu “Türk tipi Başkanlık” ile yeni bir “devrim” ve “devrim hukuku” hayata geçecek, Cumhurbaşkanı bunu açıkça söylüyor, dün itibarıyla, fiiliyatta işleyen süreci resmen başlatmış oldu. Ben, kendi hesabıma bu gidişi tam bir kâbus senaryosu olarak görüyorum; özgürlük, demokrasi, hak, hukuk derdi olan herkes için benzer bir durum söz konusu. Bizim gibiler hiçbir devirde makbul vatandaş olmadı, gerisini “aklı başında muhafazakârlar” düşünsün, onlar için hayat daha zor olacak. Baskıcı siyaset Görmez, IŞİD’i 60 ve 70’lerin sol hareketlerine benzetti iyanet Aylık Dergi’nin duklarını söyleyen Görmez, meD 301. sayısında, Diyatodolojisi olmayan okumalarla net İşleri Başkanı Prof. Dr. kendi dindarlıklarını inşa etmeGörmez’in, IŞİD üzerine bir söyleşisi yer aldı. Görmez, IŞİD’e katılanların profilini üç grupta açıklamaya çalıştı. Bunların savaş bölgelerinde şiddetin gölgesinde yaşayan gençler, Avrupa’da dışlanmış Müslüman gençler ile İslam dinini seçerek, onu da kimlik bunalımı yaşayan Müslümanlardan öğrenenler olduğunu ileri sürdü. örmez, bu kişilerin İslamın, “kültürsüzleşmeye en yatkın yorum biçimi olan ve uçlarda yer alan” akımlarından beslendiğini anlattı. Bu kişilerin sağlıklı din eğitimi almamış ol FUAT AVNİ BOMBALADI: Erdoğan için büyük engel Davutoğlu witter’daki paylaşımlarıyla büyük yankı yaratan “Fuat Avni” adlı hesaptan dün yine çarpıcı iddialarda bulunuldu. Fuat Avni, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başkanlık sistemini takıntı haline getirdiğini ve bu yolda en büyük engel olarak Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu gördüğünü iddia etti. Erdoğan’ın, Davutoğlu için çevresindekilere “Neden ağır davranıyor” diye bağırdığını yazan Fuat Avni, Erdoğan’a güvenmeyen Davutoğlu’nun da “Yakınındaki herkesi harcadı, beni de harcar” düşüncesini dile getirdiğini iddia etti. Fuat Avni, Erdoğan’ın “En büyük hatam bunu partinin başına getirmek” dediğini ve Davutoğlu’nun her adımını takip ettiğini öne sürdü. l Haber Merkezi Kozmik Oda için 6 hâkim ve 2 savcıya soruşturma HSYK 3. Dairesi arama sürecinde rol oynayanlar için izin verdi SYK 3. Dairesi, Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı Seferberlik Bölge Başkanlığı’nın Kozmik Odası’nda arama yapılması sürecinde rol alan savcı Mustafa Bilgili’nin arasında bulunduğu 8 hâkim ve savcı hakkında soruşturma izni verdi. Dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddiasıyla 19 Aralık 2009’da başlayan Kozmik Oda soruşturması kapsamında Kirazlıdere’deki Seferberlik Tetkik Kurulu’nda 2 ay boyunca arama yapılmıştı. 17 Aralık operasyonu sonrasında yargıda yaşanan değişim üzerine görevlendirilen yeni savcı, geçen yıl mart ayında Kozmik Oda soruşturmasında takipsizlik kararı G T H Yargıtay üyesi olduğu için Yargıtay’da. ye çalıştıklarını ifade etti. Dünyadaki radikal muhalefet hareketlerinin İslamın selefi yorumlarından meşruiyet arayışı içinde olduğunu iddia eden Görmez şöyle konuştu: “Altmışlı, yetmişli yıllarda nasıl ki öfke dolu radikal isyan hareketleri kendilerini sol devrimci ideoloji ile özdeşleştirdiler ise bugün de radikal isyan hareketleri, neoselefilik akımı altında özellikle İslamın cihat anlayışını yanlış anlayıp yorumlayarak her türlü şiddet ve vahşete meşruiyet bulmaya kalkışıyorlar” dedi. l Haber Merkezi Suçlamalar 4 Hâkim Kadir Kayan’ın bir kısım bilgi ve belgeleri yetkisi olmadığı halde incelemesi. 4 Kozmik Oda’da yer alan bilgi ve belgelerin ‘paraleller’ tarafından ele geçirilerek kullanılmasına ve transfer edilmesine neden olmak. 4 Sahte bir ihbar telefonu ile soyut gerekçelerle Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddiasıyla soruşturma başlatmak. 4 Paralel yapıya yakın polislerin yönlendirmesiyle soruşturmayı genişletip Kozmik Oda’ya girmeye karar vermek. 4 Hukuka aykırı dinleme. ‘ÖRGÜTSEL GÖRÜŞME’ İDDİASI DEMİRTAŞ’TAN BARIŞ YORUMU M Ahmet Türk’e 18 yıl istendi ardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk hakkında 6 aydan 18 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Türk’ün bir süre başkanlığı yürüttüğü DTK’nin Öcalan’ın talimatıyla kurulduğu, bunun Öcalan’ın avukatlarıyla İmralı’da yaptığı görüşme notlarında yer aldığı belirtildi. “Mercek” adlı gizli tanığın ifadelerine yer verilen iddianamede, Ahmet Türk’ün telefon dinlemesinde KCK yapılanması içerisinde yer alan birçok kişiyle örgütsel görüşme yaptığı belirtildi. R Türkiye’nin meselesi değil euters’a konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Türkiye’deki iç barış sadece Türkiye‘yi ilgilendiren bir konu değil, Suriye sorunu ve Avrupa’daki mülteci sorunu ile doğrudan bağlantılı” dedi. Demirtaş, uluslararası toplumu hükümete ve PKK’ye ateşkes ve müzakerelere dönülmesi için ısrarlı bir şekilde çağrı yapmaya çağırdı. “PKK’nin yol açtığı sivil ölümler varsa bunların da ortaya çıkmasını istiyoruz” diyen Demirtaş, “PYD’siz Cenevre boşa kürek çekmek. IŞİD’e kar Arınç’a suikast iddiası gerekçesiyle Kozmik Oda’ya girilmişti. vermişti. HSYK 3. Dairesi de bu süreçte görev alan hâkim ve savcılar hakkında inceleme başlatmıştı. Görevlendirilen müfettiş raporunu tamamlayarak daireye sundu. HSYK 3. Dairesi, savcılar Mustafa Bilgili, Şadan Sakınan ile arama kararı veren dönemin Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ha san Şatır, üyeler Selahattin Türkeli, Dündar Örsdemir ile sonraki süreçlerde görev alan özgürlük hâkimleri Abdullah Bahçeci, Nihal Uslu, Halil İbrahim Kütük hakkında soruşturma izni verdi. Hâkim Kadir Kayan için incelemeyi Yargıtay Başkanlığı yapıyor. Dönemin 11. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Halit Dönmez’in dosyası da şı en etkili başarıyı PYD elde etti” şeklinde konuştu. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle