23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 22 Aralık 2015 EDİTÖR: SERKAN OZAN haber 11 SURİYE SINIRINDAKİ ASKERLERLE IŞİD MİLİTANLARI ARASINDAKİ TELEFON GÖRÜŞMELERİ ORTAYA ÇIKTI Mal var, gelsene 4 Dinlemeye takılan görüşmelerde bir asker, IŞİD’çiye “Işık yaktık, mal var, gelsene o taraftan bu tarafa adamlarınla” diyor. aziantep’te sınır güvenliğini almakla görevlendirilen bazı rütbeli askerlerin IŞİD militanlarıyla telefon görüşmelerinin kayda alındığı ortaya çıktı. Askerlerle IŞİD’çiler arasındaki kirli ilişkileri ortaya koyan telefon görüşmelerine ilişkin Ankara Başsavcılığı’nın bir soruşturma yürüttüğü ancak dosyayı “yetkisizlik” kararıyla Gaziantep 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı Askeri Savcılığı’na gönderdiği ortaya çıktı. Büyük skandal, yakınları IŞİD’e katılan 6 vatandaşın Ankara Başsavcılığı’na başvurmasının ardından başlatılan soruşturmada ortaya çıktı. Başsavcılığın başvurunun ardından yaptığı çalışmada, IŞİD’in Ankara’daki faaliyetleri mercek altına alındı ve kayıp şahısların örgütle irtibatlarını sağladıkları düşünülen 19 kişi hakkında iletişimin tespiti kararları alındı. Yakınlarının ihbarda bulunduğu 6 kişi hakkındaki dosya da bu dosyayla birleştirildi. Yapılan çalışmalar sonunda IŞİD’e katılmak isteyenlerin bazen kendi aralarında bazen de dernek, kitabevi veya vakıf bünyesinde ideolojik eğitim aldıkları belirlendi. Eğitim alan kişilerden IŞİD’e katılmak isteyenlere bazı şüphelilerin aracılık yaptığı, güzergâh belirleme, araç temini, karşı taraf ile irtibat sağlama gibi faaliyetlerde bulundukları tespit edildi. Buna göre, Ankara’dan gidenler sıklıkla Gaziantep ve Kilis üzerinden Elbeyli ilçesini geçiş noktası olarak kullanıp buradan Suriye’nin El Bab ilçesine bağlı Able köyüne gidiyorlardı. Savcı Derda Gökmen, bir kısmı halen Suriye’de bulunan 27 şüpheli hakkında dava açtı. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen dava dosyasında ise sürpriz belgelerin yer aldı. Belgelere göre Gökmen, 2014 yılı sonunda istihbari amaçla yapılan dinlemeler sonunda elde edilen IŞİD üyeleri ile bazı askerlerin yaptığı telefon görüşme kayıtlarını inceledikten sonra “istihbari amaçlı dinleme sırasında başka bir suçun ortaya çıktığı gerekçesiyle” soruşturma başlattı. Gökmen, “Şüphelilerin konuşmaları ve bazı askerlerle suç teşkil eden ilişkilerine yönelik” yapılan soruşturma sonunda 5 Mart 2015 tarihinde ‘yetkisizlik’ kararı vererek dosyayı, dinleme kayıtlarıyla birlikte askeri savcılığa gönderdi. 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı Askeri Savcılığı da açtığı soruşturma kapsamında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na bir yazı yazarak istihbari dinlemenin yapıldığı “iletişimin tespitine ilişkin mahkeme kararını” ve CD örneklerini istedi. G Bir diğer görüşmede “termal kameralarla sınırı izleyen askerin para karşılığı geçişlere göz yumduğu” konuşuluyor. 4 Başka bir görüşmede yaralılar için ambulans isteyen bir IŞİD yöneticisine, asker “Karakol he derse gönderirim” yanıtını veriyor. 4 Son görüşmede bir asker, sınırın karşı tarafından askerlere ateş açıldığını belirterek IŞİD’çiden konuyla ilgilenmesini istiyor. 4 ‘Faydalı hukuksuzluk’ bezirgânları ezi protestoları iktidara karşı darbe girişimi olarak damgalandığında, kuyruklu yalanlarla muhafazakâr kesimin sol ve laik nefreti tetiklendiğinde işin rengi iyice ortaya çıktı. 1725 Aralık yolsuzluk soruşturmalarının kriminalize edilmesi bunu izledi. Soruşturmaları hazırlayan ekip, çok güçlü bir ihtimalle, Tayyip Erdoğan’ı istifa etmek zorunda bırakmak üzere hareket etmişti. Yasal ve yasal olmayan yollarla ama güçlü delillere dayanarak hazırlanmış iddialarla harekete geçmişti. İktidar yargının ve polisin, adaleti ve kamu düzenini koruma aygıtları olması dışında bir işlevi olmasını kabul etmiyordu ve bunda kararlıydı. Bu işin başı Ergenekon davalarıyla başladı. Adil yargılanma ilkelerinin hemen hepsinin çiğnendiği bu dava silsilesi, önce gerçekten derin devletin eli kanlı silahşörleri ve suça doğrudan bulaşmış ara kademe yöneticilerini hedefliyordu. Ya da hedefler gibi yapıyordu. Sonra fahri savcısı Tayyip Erdoğan olan bu soruşturma ve tutuklama dalgaları dipsiz bir suç torbasına dönüştürüldü. Cemaatin ve AKP iktidarının kendi özel amaçları için engel olarak gördükleri ya da onlara bazı alanlarda rakip olan kişi ve kurumları tasfiye etmek için kullanıldı. İçine sahte belgeler ilave etme pratiği, daha önce polisin tutuklatmak istediği kimsenin cebinde bir torba toz buluvermesi uygulamasından esinlenen yöntemlerle sistemli hale getirildi. Bütün bunlar iktidarın gözü önünde ve bilgisi dahilinde gerçekleşti. Bugün, kendi cemaat ve çevrelerinden kişilerin göreve gelmesini ya da ilerlemesini sağlamak amacıyla sahte delil üretme suçunu işlemiş oldukları için hâkim, savcı ve polislerin yargılanmaları ve suçları kanıtlanırsa ağır cezalara çarptırılmaları demokratik ilkeler içinde olmazsa olmaz bir gerekliliktir. Kendilerine kamu düzenini koruma, adaleti uygulama görevi verilmiş kamu görevlilerinin yetkilerini suiistimal ederek, masum kişileri özgürlüklerinden alıkoymaları çok ağır bir suçtur. 1725 Aralık soruşturmalarında amaç muhtemelen Tayyip Erdoğan’ı istifa etmek zorunda bırakmaktı. Hükümetin içinde bazı isimler, iktidarın yakın çevresindeki işadamlarından bazıları iş üstünde yakalanmışlardı. Delillerin elde edilme yöntemlerinin bazıları yasadışıydı. Ama yasadışı elde edilen deliller yasal yöntemlerle elde edilen delilleri yok hükmünde kılamazdı. Ayrıca cezai sorumluluklar kadar ahlaki sorumlulukların devreye girmesi gerekirdi. Tam tersi oldu. Türkiye’de hiçbir zaman adaletin gerçekten bağımsız savunucusu olamamış, AKP iktidarında Gülen Cemaati polisi ve yargıçlarının marifetiyle ahı gitmiş vahı kalmış yargıya, AKP hükümeti daha ağır bir darbe vurdu. AKP özel yargısı kuruldu. Bugün Fethullah Gülen Cemaati çevresinde yer alıp, yetki suiistimali, sahtecilik, yalancılık, kasıtlı iftira, örgütlü biçimde adam kayırma gibi suçlara karışmış kamu görevlilerinin üzerine gitmek yerine, bir bütün halinde terör örgütü suçlamasıyla bu cemaatin varlığı kazınmaya çalışılıyor. 1990’ların ortasında, Birikim dergisinde yayımlanan yazılarda, Gülen Cemaati’nin Opus Dei türü güç merkezleri odaklı bir örgütlenme ve demokrasi açısından tehlikeli bir yapılanma olduğu, hayırseverliği güç biriktirme için kullandığı birçok yazıda iddia edilmişti. Bu iddialar Ergenekon davalarının belli bir aşamasında somutlaşmaya başladı ama AKP yönetimi ve onun destekçi çevresi için bunlar “faydalı hukuksuzluklar”dı. İlginçtir, Ergenekon davalarının zihniyet polisliğine dönüştüğünü, cemaatin polis ve yargı içinde son derece tehlikeli bir güç odağı haline geldiğini belirttiğimizde, hatta 1990’ların ortasında Fethullah Gülen’in Altın Nesil projesini eleştirdiğimizde bizi bağnaz solculukla eleştirenlerin çoğu, bugün 1725 Aralık soruşturmalarını darbe olarak nitelemekte ısrar edip, Gülen Cemaati’nin terör örgütü olduğu iddialarını ya açıkça ya sessiz kalarak onaylıyorlar. Hükümet gazeteciliği yapmayanlara karşı yürütülen sindirme ve susturma operasyonlarına karşı aldıkları tavır da farklı değil. “Faydalı hukuksuzlukları” dün olduğu gibi, bugün de onaylarlarken ağızlarından demokrasi kavramını da hiç düşürmüyorlar. İnsanı belki en çok öfkelendiren bu bezirgân sahtekârlıkları. G KEMAL GÖKTAŞ KARAKOL HE DERSE GÖ Geçen haziran ayında Tel Abyad’ı ele geçiren IŞİD’den kaçak binlerce kişi Türkiye sınırına gelmişti. Sınır tellerine kadar yaklaşarak bölgede bekleyenleri silah zoruyla geri götüren IŞİD militanlarının Türk askerlerine “sus” işareti yapması büyük tepki çekmişti. NDERİRİM Işık yaktık gelsene umhuriyet’in edindiği bilgiye göre, istihbari dinlemeler sonunda dinlemeye takılan bir görüşme tutanağının başında “Bu görüşme kaydında iletişimi tespit edilen kişi ile X2 kodlu kişinin görevli bir asker olduğu düşünülmüştür” notu yer alıyor: Efendim abi. X2: Bu araç verdiğim yerde C Dosya askeri savcılıkta Bir şey olursa ara B mayının içindeyiz. Işık yaktık, mal var, gelsene o taraftan bu tarafa adamlarınla.. Tamam abi geliyoruz. X2: Acil gel. Abi Burak üsteğmene araba verdiğin/m (?) yer mi? X2: He verdiğinin az aşağısında.. Bizim iki araç Türkiye tarafında.. Tamam abi... Kasım 2014 günü 17.19’da yapıldığı belirtilen bir başka görüşme de “(X1)’in askeri personel olduğu düşünülmüştür” notuyla kayıtlara girdi. X1: Efendim abi Nasılsın? X1: İyi akşamlar, buyur. Bu adamın kafasına şey düşmüş abi el çepmiş kalın fırça atmışlar el ayak tutmuyor. X1: Valla karakol komutanı 23 na haber vermem lazım. Sorun değil. X1: Bi adama bakak. Karakola bilgi veririm. He derse ambulans çağırır gönderirim. Tamam abi, haber bekliyorum. X1: Tamam, ben arayayım şimdi. Varil atmışlar üzerine. X1: Durumu acil mi yani? He he, acil acil.. X1: Tamam ben arayım, seni bilgilendiririm abi. BÖLÜK KOMUTANINI ARA Kasım 2014 günü 15.51’de yapılan ve Aidiyet No: T06000002 olarak kaydedilen görüşmede ise bazı askerlerin IŞİD’liler üzerine ateş açmasının ardından yapıldığı düşünülen ifadeler yer aldı: Kaç defa sıktı? DIM 23 ir başka görüşme ise IŞİD yöneticisi olduğu iddiasıyla hakkında dava açılan Mustafa Demir ile yine görevli bir asker olduğu düşünülen (X2) kişi arasında geçtiği notuyla dosyaya konuldu: Efendim. Kasım 2014 günü saat 20.06’da yapıldığı belirtilerek dosyaya konulan görüşmede ise “Ali isimli şahsın” görevli üst rütbeli bir askeri personel arasında geçen konuşma olduğu notuyla yer aldı. Abi termalden anlaşılıyorlarmış. Köylülerden biraz istihbarat aldım. Ter Termalci geçiriyor 25 malci abi para karşılığında bunları geçiriyormuş. ALİ: Bakarız şimdi onun boynunu s...yim. Çünkü bir hafta önce ben buradan yük aldım. Ali abi, buradaki komutanla şey yapabilir misin beni bağlayabilir misin buradaki iş için. ALİ: Tamam bir şey olursa bana haber verin. Abi şeye çağırdılar, astsubayı çağırdılar. Tamam abi tamam. Eyvallah... Allahü Alem. Hadi görüşürüz, bir şey olursa ararsın. Ben konuşup karşıdakiyle... Tamam abi. Eyvallah. 45 defa... Bize gelin diyor bu tarafa. Ben şimdi geliyom, onun yanına giderim. Tamam. Ben şeyi aradım, bölük komutanını. Tamam. Karşılık vermeyin. Şerefsiz asker, ayağ ynı gün 15.44’te yapılan görüşmede ise şu diyaloglar geçti: Abi şerefsiz asker ayakla ımıza sıkıyor A rımıza sıkıyor. Ben de sıktım. Tamam karşılık vermeyin. Neresi açık? Çintek (?) SIKMIŞLAR, sana zahmet u görüşmenin hemen ardından, saat 15.47’de yine Ali isimli kişinin bir askerle yaptığı düşünülen bir başka görüşme ise kayıtlara şöyle geçti: Selamün aleyküm Ali, gizli bir şey yok inşallah. bir ilgilen B Abi dağ karakolundan kimseye ulaşamadım. Hasan Ali’yi aradım o da izinde, yaralandığı için. Ali: Kim var? Nöbetçiler var. Bizimkiler devriye atarken onlara sıkmışlar sana zahmet bir ilgilen. Ünlü araştırmacı gazeteci Seymour Hersh: ABD ordusu Obama’yı aşıp Esad’a istihbarat sundu BD’li ünlü araştırmacı gazeteci Seymour Hersh, Suriye’deki kirli savaşta Türkiye’ye yönelik ağır ithamlara yer verdiği yeni bir makaleye imza attı. ABD Başkanı Barack Obama’nın “Esad gitmeli” tutumu nedeniyle 20122013 yıllarında Pentagon ile arasında görüş ayrılıklarının oluştuğu, ABD Genelkurmayı’nın Suriye’de “ılımlı isyancıların” zayıf olduğu tespitinin ardından Obama’nın “arkasından dolanarak” Suriye yönetimine istihbarat desteği sunduğu iddia edildi. Bu destekte Türkiye’den “Erdoğan’a bağlı olmayan” Türk yetkililerin de rol oynadığı öne sürüldü. Hersh’ün makalesi London Review of Book’un 17 Ocak sayısında yayımlandı. 20122014 yıllarında Savunma İstihbarat Ajansı (DIA) başkanlığını yürütmüş Korgeneral Michael Flynn, ismi anılmayan ABD Genelkurmay’ının eski bir danışmanı ile bir Kremlin danışmanı ve Erdoğan, IŞİD’i destekleyince... A Suriye’nin Çin Türkiye’yi Obama’nın büyükelçisine daSuriye politikası önünyanılarak yazılan de en büyük engel olamakalede yer alan rak gösteriyordu. Raiddialar şöyle: porda Türkiye ile belirlenen sözde “ılımlı” isl Pentagon ve yancıları silahlandırıp DIA, Suriye’de destekleme siyaseti“ılımlı isyancılanin Nusra ve IŞİD darın” Esad yönetimihil radikallere yarani deviremeyeceğidığını ortaya koydu. ni, engel olunmazsa ABD aşırılıkçıları siŞam’ın Libya’daki gih s r e H r Seymou lahlandırıyordu. bi radikal cihatçıların eline düşeceğini tespit l Obama yönetimi Penetti. Obama’nın radikal İslamtagon ve DIA’nın ikazlarını dincılığın yayılmasına karşı müca lemeyince 2013 sonbaharından dele eden Rusya ve Çin’e açık itibaren Pentagon Beyaz Saray’ı tan cephe alan siyasetini “Sobypass edip kendi planlarını ğuk Savaş”ın devamı görerek uyguladı. Almanya, İsrail ve Rus bayrak açtı. orduları aracılığıyla Suriye ordusuna radikal cihatçılara karTürkiye büyük engel şı elini güçlendirecek istihbarat l Pentagon ile DIA’nın 2013 akışı sağlandı. Bu ülkelerin bu yazındaki raporuna kadar CIA, çabaya katılmak için kendi seKatar ve Suudi Arabistan’ın des bepleri vardı. Şam da karşılığınteğiyle Libya’daki silahları Türda kendi kapasitesi ve niyetlerikiye aracılığıyla Suriye’ye taşıne dair bilgiler iletti. yordu. Yeni istihbarat raporu ise l ABD Genelkurmay’ı bu paylaşıma karşı dört talepte bulundu. Esad’ın Hizbullah’ın İsrail’e saldırılarını frenlemesini, Golan Tepeleri’ne dair İsrail’le müzakerelerin yeniden başlamasını, Rusya ve diğer ülkelerden askeri danışmanların kabul edilmesini, savaş sonrası en geniş siyasi partilerin katılacağı açık seçimler düzenlenmesini. ladı. Haberde CIA’yı o dönemdeki başkanı John Brennan’ın ikazlarına rağmen Suudilerin cihatçılara desteğinin kesilmediğini anlatırken, danışmanın, “Suudilerle başa çıkabiliriz, Müslüman Kardeşler’le başa çıkabiliriz. Ortadoğu’daki bütün dengenin İsrail ve bölgenin geri kalanı arasında yıkıma dair ortaklaşılmış garantiye dayandığı söylenebilir ‘Güvenilir Türkler’ ve Türkiye bu dengeyi yok edel ABD Genelkurmay’ı Esad’a bilirdi. Bu Erdoğan’ın rüyasıyiyi niyetini göstermek için Libdı. Kendisine yabancı cihatçılaya üzerinden giden silahları sek rın Türkiye’ye akma hattını kateye uğrattı. Obama’nın emriypatmasını istediğimizi söyledik. le süren silah akışını durdurFakat Osmanlı’yı restore etmek mak imkânsızken, Genelkurgibi çok büyük rüyalar görüyormay, Türkiye’nin depolarından du ve başarılı olabileceği şeyin daha ucuz ve Kore Savaşı’ndan boyutlarını anlamıyordu” sözlekalma köhne silahların ulaştırıl rine yer verildi. masını sağladı. Bu operasyonda l Haberde Obama’nın son “Erdoğan’a biat etmeyen güveni dönemde de ABD Genelkurlir Türklerle de çalışıldı. Esad’a mayı’ndaki görev değişiklikanlayabileceği bir mesaj iletildi. leri sayesinde Rusya’ya karşı l ABD istihbaratı, Türkiye yöErdoğan’ın arkasında duran tunetiminin yıllarca Nusra Cephe tumu daha rahat sergilediği de si ve IŞİD’i desteklediğini kanıt aktarıldı. l Dış Haberler Norveç Dışişleri: IŞİD petrolü Türkiye’ye gidiyor ŞİD’in kaçak petrolünün büyük bölümünün Türkiye’ye gittiği iddiaları, Norveç Dışişleri Bakanlığı’nın hazırlattığı bir raporda da yer aldı. Bakanlığın talebiyle Rystad Energy isimli petrol ve doğalgaz danışmanlık şirketinin hazırladığı rapor Norveç gazetesi Klassekampen’de yayımladı. Haziran tarihli raporda, IŞİD’in Suriye ve Irak’ta ele geçirdiği bölgelerden büyük miktarda petrolün tankerlerle Türkiye’ye getirildiği ve varil başına fiyatın 25 dolara kadar düştüğü belirtiliyor. Raporda, “İhracat Türkiye’deki iyi kurulmuş karaborsa üzerinden yürütülüyor. Kaçakçıların ve daha önce Saddam Hüseyin’in uluslararası yaptırımlardan kaçmasına yardım ederek yolsuzluk yapan sınır güvenlik görevlilerinin çoğu, şimdi IŞİD’in petrol ihraç etmesine ve para kazanmasına yardım ediyor” ifadeleri yer alıyor. l Dış Haberler I C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle