28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 14 Aralık 2015 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ECE KURTULUŞ haber 11 ‘Gazetecileri bırakın’ SİlİvRİ’yE GİDEn CHP lİDERİ, DünDAR vE Gül’ü zİyARET ETTİ Başkan yaptırmayacaklar ve yaptıracaklar ğer… Eğer “Sistem… Başkanlık sistemi… Amerikan usulü başkanlık sistemi… Yok yok, Türk usulü başkanlık sistemi… Parlamenter sistem tıkandı… Tıkanmadı ama çok aksaklıkları var…Yok… Var… Valla yok… Billa var…” yollu tartışmaları göz boyama, hedef saptırmadan ibaret laf ebelikleri olarak görüyor ve asıl ve tek ve yegâne hedefin Tayyip Erdoğan’ı (başkasını değil, onu) başkanlık koltuğuna oturtmak olduğunu düşünüyorsanız bu Tırmık’ı okumaya devam edin… Yok, eğer epeydir söylentisi sürüp giden, önümüzdeki haftalarda, bilemedin aylarda gündemin göbeğine oturacak olan “başkanlık sistemi” tartışmasını sahici bir sistem tartışması olarak kabulleniyor ve o yüzden de “Tartışalım tabii. N’olur ki? İyice anlarız. Şimdiki parlamenter sistemden daha iyi ise benimseriz, değilse reddederiz” diyenlerden iseniz bu Tırmık’ın devamını okumanız sadece vakit kaybıdır. Ona göre yani… HHH Seni başkan yaptırmayacağız!.. Bu 7 Haziran seçimlerinde yüzde 13.12 oy alan HDP’nin sloganı idi ve HDP’nin siyasal yörüngesini en berrak açıklayan bir slogandı. 7 Haziran seçim kampanyası boyunca onu en çok Selahattin Demirtaş’ın ağzından duyduk. Hem de defalarca… Kuşkusuz bu genç Kürt siyasetçinin dışında da seçim kampanyası boyunca bu sloganı söyleyen, o sloganın çizdiği siyasal hattı benimsediğini belli eden kadın ve erkek başka Kürt siyasetçiler de vardı. Ama onu en vurgulu ve kabul edin ki en etkili olarak Demirtaş kullandı ve belleklerimize kazıdı… 1 Kasım’daki “tekrar seçim”e doğru aynı slogan (ve tanımladığı rota) yine kullanıldı. Ama bu kez daha vurgusuz. Hatta ancak sorulunca söylenen bir slogan olarak… Kürt siyasal hareketini yakından izleyenler bu slogan çevresinde ve çerçevesinde bir sorun olduğunu seziyorlar, hatta biliyorlardı. Ancak seçim kampanyası sırasında bu ayrıntılar pek de dikkati çekmedi. Dahası kamuoyuna açık bir tartışmaya yol açmadı. Ta ki birkaç gün önce bizim Ankara bürosundan Mahmut Lıcalı arkadaşımızın sorusuna Selahattin Demirtaş’ın verdiği cevaba kadar… Mahmut Lıcalı sordu: Partide bazı eski vekiller ve yöneticilerin “Seni başkan yaptırmayacağız” söylemini partide tartışmadan söylediğinize yönelik eleştirileri vardı. Selahattin Demirtaş cevap verdi: Parti içinde Erdoğan sevdalısı bir damar her zaman vardı. Bunlar gizli Erdoğancılardı aslında… Zaten bunların eski milletvekili olmasının da nedeni odur… … “Seni başkan yaptırmayacağız” klasik bir kişisel sürtüşme veya bir kişinin başkan olup olmamasının üzerine ortaya çıkmış bir slogan değildir. İdeolojik bir çatışmanın formüle edilmiş halidir. Demirtaş haklı. Bu bir ideolojik çatışmanın formüle edilmiş, sloganlaştırılmış halidir. Demirtaş’ın bu sözleri üstüne “Kimi kastettin açıkla, isim ver” diyenlere daha kestirme bir önerim var. “Seni başkan yaptırmayacağız” mı diyorsunuz, yoksa “Pazarlıkta anlaşırsak seni başkan da yaptırabiliriz” demekten yana mısınız? Pek kestirme bir soru değil mi? Üstelik pek de açık… Pek de anlamlı… E ‘ ‘ ‘ ‘ CAn ERoK HP lideri Kılıçdaroğlu dün öğlen saat 13.00’te Genel Başkan yardımcısı C Gürsel Tekin, Ankara Milletvekili levent Gök ve İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın ile birlikte Silivri Cezaevi’ne geldi. Burada Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar tarafından karşılanan Kılıçdaroğlu daha sonra Umut nöbeti’ni Erdem Gül Can Dündar tutan Güldal Mumcu ve gazeteci Baki Özilhan’ın yanına uğrayarak kısa bir süre görüştü. Burada partililerle birlikte fotoğraf çektirdikten sonra Kemal Kılıçdaroğlu, Dündar ve Gül ile görüşmek üzere cezaevine girdi. Kılıçdaroğlu, çıkışta gazetecilere açıklamalarda bulundu. Can Dündar ve Erdem Gül haber yaptı diye gazetecilerin tutuklanması, gözaltına alınması, hapse atılması asla ve asla doğru değildir. Kabul edilemez. HP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni ALİ Can Dündar ve Ankara AÇAR Temsilcisi Erdem Gül’ü dün ziyaret etti. Yaklaşık 2 saat cezaevinde kalan CHP lideri görüşme sonrası gazetecilere açıklama yaptı. KABUL EDİLEMEZ Bir kanun teklifiyle biz bu işi çözelim, bu ayıptan Türkiye’yi kurtaralım. Dünyada tutuklu gazeteciler nedeniyle gündemdeyiz. neden olalım? BU İŞİ ÇÖZELİM Haber yapıyor diye gazeteciyi hapse atıyorsunuz. Dünyanın bildiği bir gerçeği gazetede manşete çektiler diye insanlar hapse mi atılır? HABERLERİ DOĞRU GURUR DUYULMALI Hükümetin yanlışlarını gazeteciler köşelerine taşıyıp, manşetlerine taşıyıp haber yapacaklarsa bundan üzüntü değil gurur duymamız gerekir. C Moralleri yerinde İki gazetecinin de moralinin yerinde olduğunu belirten Kılıçdaroğlu “Aslında içerideler mi, dışarıdalar mı emin olun çok büyük bir farkı da yok bu işin. Türkiye bir yarı açık cezaevine dönüştürüldü. İnsan hakları ihlal ediliyor. Demokrasi askıya alınmış gibi bir hava var” dedi. Tutuklamaların bir demokrasi ayıbı olduğunu belirten Kemal Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: Kılıçdaroğlu, yaklaşık 2 saat Silivri’de kaldı. Üzüntü duyuyorum “Daha önce bu tutuklamanın bir demokrasi ayıbı olduğunu defalarca dile getirmiştim. Aynı açıklamayı Silivri Cezaevi önünde yapmaktan gerçekten de üzüntü duyuyorum. Demokrasiye ihtiyacımız var, özgürlüklere ihtiyacımız var. Haber yaptı diye gazetecilerin tutuklanması, gözaltına alınması, hapse atılması asla ve asla doğru değildir. Kabul edilemez.” Türkiye’nin tutuklu gazeteci ayıbından kurtarmak gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu “Grup toplantısında Sayın Başbakan’a açık bir çağrı yaptım. Gazeteci arkadaşlar tutuklanmasın, tutuksuz yargılansınlar. Arzu ediyorsanız ki bu talep Sayın Davutoğlu tarafından dile getirildi. O zaman bir kanun teklifiyle biz bu işi çözelim, bu ayıptan Türkiye’yi kurtaralım diye. Şu an 32 gazeteci hapiste. 21. yüzyılın Türkiyesi’nde 32 gazetecinin hapiste olması en büyük ayıplardan birisidir. Bakın Türkiye bugün dünyada tutuklu gazeteciler nedeniyle gündemde oluyor. Neden olsun? Hangi gerekçe ile? Yazık değil mi bu insanlara” diye sordu. Dündar ve Gül’ün tutuklanmasına neden olan haberlerin tamamının doğru olduğunun altını çizen Kemal Kılıçdaroğlu şunları söyledi: “Haber yapıyor diye gazeteciyi alıyorsunuz, hapse atıyorsunuz. Üstelik yapılan haberlerin tamamı doğru. Dünyanın bildiği bir gerçeği gazetede manşete çektiler diye insanlar hapse mi atılır? Bunları doğru bulmuyoruz. Eğer bu ülkede huzur içinde yaşayacaksak, özgürce bir şeyleri tartışacaksak, hükümetin yanlışlarını gazeteciler köşelerine taşıyıp, manşetlerine taşıyıp haber yapacaklarsa bun Dünya biliyor dan üzüntü değil gurur duymamız gerekir. Demokrasinin gelişmiş olduğunu anlamış oluruz. Güç kendisini en azından sınırlama getirmiş olur. Şimdi hem güçlü olacağım diyeceksiniz, hem insanları tutuklayıp hapse atacaksınız ve bunun adına ileri demokrasi diyeceksiniz. Bunu kabul etmiyoruz” diye konuştu. Huzur içinde yaşamak için.. 32 gazeteci için de geçerli 32 gazeteci için de söylediklerim geçerlidir. Türkiye Cumhuriyeti hapishanelerinde 32 gazetecimiz var. Bunu asla doğru bulmuyoruz. 32 gazetecinin de serbest bırakılmasını istiyoruz.” l SİLİVRİ Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü ve Liberation gazetesi Paris’te Can Dündar, Erdem Gül ve gazetemiz için dayanışma gecesi düzenledi. Geceye Dilek Dündar ve oğlu Ege Dündar da katıldı SÜLEYMAN TOSUNOĞLU ‘Dündar ve Gül için savaşacağız’ S dedi. Sık sık alkış ve özgürlük sloganlarının atıldığı gecede Dilek Dündar, oğlu Ege Dündar’la birlikte yaptığı konuşmasında “Türkiye’de demokrasinin ve özgürlüğün gardiyanları olan aydınlarımız bedel ödeyerek hayatlarından oldular. Daha dün Diyarbakır’da insan haklarını savunan Avukat Tahir Elçi katledildi. Türkiye bu gibi katliam ve sürgünlere layık değil. Can Dündar ve Erdem Gül bugün sırf gazetecilik yaptıkları için hapse atıldılar. Geceye katılan herkese teşekkür ediyorum” dedi. Gece öncesinde RSF Başkanı Deloire, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada Dündar ve Gül’ün serbest bırakılması için Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’ndan randevu talep ettiklerini ancak şu ana kadar herhangi bir cevap gelmediğini belirterek “Biz RSF olarak Can ve Erdem’in serbest bırakılmasına ve Türkiye’nin basın özgürlüğüne saygı duymasını sağlayana kadar bu ülkeyle savaşacağız. Avrupa Birliği’ne aday olan bir ülkenin böyle bir hukuksuzluğu kabul edilemez. Avrupa ve dünyadaki bütün derneklerimizle birlikte Türkiye’ye karşı savaş başlattık. Serbest bırakılmasını istiyoruz” dedi. l PARİS 60 bin CHP’li kâğıt üstünde AKP’li Üye yapılanlar arasında belediye başkanları, teşkilat yöneticileri de bulunuyor FIRAT KOZOK ınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) ile Liberation gazetesi Can Dündar, Erdem Gül ve Cumhuriyet gazetesi için Paris’te dayanışma gecesi düzenledi. Sabah saatlerine kadar süren konsere Can Dündar’ın eşi Dilek Dündar ile oğlu Ege Dündar’la birlikte çok sayıda gazeteci yazar ve üniversiteli katıldı. Müzik eşliğinde dev ekranda Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanma görüntüleriyle birlikte Cumhuriyet gazetesinin slayt gösterileri yapıldı. Tokyo Sarayı’ndaki geceye Can Dündar’ın eşi Dilek Dündar ve oğlu Ege Dündar’la birlikte 300’e yakın gazeteci, yazar, çeşitli medya çalışanlarının yanı sıra çok sayıda üniversite öğrencisi katıldı. RSF Başkanı Christoph Deloire, Can Dündar ve Erdem Gül’ün verdiği basın özgürlüğü mücadelesinin onur verici olduğunu Türkiye’nin basın özgürlüğünü yerine getirene kadar savaşacaklarını belirterek, “Can Dündar ve Erdem Gül derhal özgürlüklerine kavuşturulmalıdır. Türkiye’de tarafsız ve bağımsız tek gazete olan Cumhuriyet gazetesine yapılan baskıların son bulmasını istiyoruz” Dilek Dündar Ege Dündar Deloire Randevu talebine yanıt yok Bağımsız tek gazete 300’e yakın davetli sık sık özgürlük sloganları atarken Tokyo Sarayı’ndaki geceye katılan Dilek Dündar ve Ege Dündar açıklamayı birlikte yaptı. ralarında belediye başkanları ve teşkilat yöneticilerinin de bulunduğu 60 bin CHP’linin başvuruları olmamasına karşın AKP’ye üye yapıldığını saptayan CHP, birden fazla siyasi partiye üye olan kişilerin tek bir dilekçeyle ilçe seçim kuruluna başvurarak tercihini belirlemesinin önünü açan ve gerçek dışı üye yapılan kişilere verilecek cezanın artırılmasını sağlayan bir yaErkek sa teklifi hazırladı. Hükümetin Seçim Yasası’nın değiştirilmesini gündeme getirmesinin ardından Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, yasa teklifini TBMM Başkanlığı’na sundu. Gerekçede, çifte üyelik sorununun öncelikle sehven olduğunun düşünüldüğü ancak ilerleyen zamanda sayının artışıyla kasıt olabileceği fikrinin oluştuğu belirtildi. Gerekçede kafaları karıştıran üye artışlarıyla ilgili “Bahsi geçen kişiler içinde belediye başkanlarının, il, ilçe başkanları ve yöneticilerinin olması, sorunu farklı bir boyuta da taşımıştır. Herhangi bir siyasi partinin ilçe başkanının, il başkanının ya da yöneticilerinin üyeliğinin düşmesi hukuken başka sorunlara da neden olabilmektedir” denildi. l ANKARA A C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle