18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 AĞUSTOS 2012 CUMARTESİ [email protected] 14 BÜLENT ECZACIBAŞI ‘ALTIN STEVIE ÖDÜLÜ’NE DEĞER GÖRÜLDÜ KÜLTÜR İKSV’nin liderine ödül Kültür Servisi İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, dünyanın en prestijli iş dünyası ödüllerinden Uluslararası Stevie Ödülleri kapsamında “Yılın Yönetim Kurulu Başkanı” kategorisinde, “Altın Stevie Ödülü”ne değer görüldü. Çalışma yaşamına Eczacıbaşı Holding’de 1974’te başlayan ve halen Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürüten Bülent Eczacıbaşı, Şubat 2010’dan beri İKSV Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı üstleniyor. Bülent Eczacıbaşı’nın, vakfın yönetiminde ve yeniden yapılanma sürecinde üstlendiği aktif rolü ve liderliği nedeniyle “Altın Stevie Ödülü”ne değer görüldüğü açıklandı. 50 farklı ülkeden 3 bin 200 başvurunun yapıldığı ve jürisinde çeşitli ülkelerden yaklaşık 300 yöneticinin yer aldığı Uluslararası Stevie Ödülleri’nde, iş dünyasındaki başarılar birçok farklı alanla birlikte değerlendiriliyor. 9. Uluslararası Stevie Ödülleri, 15 Ekim’de Güney Kore’nin başkenti Seul’de gerçekleştirilecek gala gecesinde sahiplerini bulacak. Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası Beethoven Festivali’nde Antep Beethoven’e ‘gençlik iksiri’ Kültür Servisi Ludwig van Beethoven anısına, doğduğu Bonn kentinde her yıl düzenlenen “Beethoven Festivali”, bu kez Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası’nı ağırlamaya hazırlanıyor. 1998’den başlayarak bugünkü biçimini alan “Beethoven Festivali” bu yıl da dünyanın dört bir yanından klasik müzik severlere ev sahipliği yapıyor. Bu yıl 7 Eylül7 Ekim günleri arasında düzenlenecek Beethoven Festivali’nde, “Orkestra Kampusu” başlıklı bölümün konuk orkestrası ise Türkiye’den... Şef Cem Mansur yönetiminde, 95 genç müzisyenden oluşan Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası, festivalde bir konser verecek. Dünyanın önde gelen uluslararası orkestraları, solistleri, koroları ve gelecek vaat eden genç müzisyenleri ağırlayan festival süresince, konserlerin yanı sıra sergiler, seminerler, film gösterileri ve konferanslar da gerçekleştirilecek. Bursa’da ‘Olay’ var ? Olay TV ‘Senfoni’ adlı programla evrensel çoksesli müzik alanında önemli bir işe imza atıyor. EGEMEN BERKÖZ TRT Ezel Akay’a bildirmeden filmine müdahale etti ‘Hacivat Karagöz’e AleviSünni sansürü Kültür Servisi TRT 1 kanalında Şeker Bayramı’nın ikinci günü olan 20 Ağustos akşamı yayımlanan, yönetmenliğini Ezel Akay’ın üstlendiği “Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü” filminin bir sahnesinin sansürlendiği ortaya çıktı. Konuyla ilgili Hürriyet gazetesine konuşan Akay, TRT’nin sansürüne sert tepki gösterdi. Başrollerinde Güven Kıraç’ın yanı sıra Şebnem Dönmez, Haluk Bilginer ve Beyazıt Öztürk’ün rol aldığı filmin orijinalinde, Kadı Pervane rolündeki Güven Kıraç, Muhittin Korkmaz Eredna’ya “Müslüman olmuşsun” sorusunu yöneltince “Elhamdülilil” cevabını alıyor. Kadı Pervane ise “Elhamdülillah” diyerek Eredna’yı düzelttikten sonra “Alevi mi Sünni mi?” diye soruyor. Eredna ise “O işi ulemaya bıraktım, karar bekliyorum” şeklinde yanıt veriyor. uygunsuz buluyorsa, kurgu değişikliği için filmin yönetmenine danışmalıdır. Yönetmen bu değişikliği, uygun görüyorsa kendisi yapar. Yoksa izin vermezse de kanal filmi yayımlamama hakkına sahiptir. Ahlaklı kamu yayıncılığı bunu gerektirir. Çünkü sanat yaratıcısının ‘hassasiyetleri’ seyircinin ‘hassasiyetleri’nden daha önceliklidir… TRT’nin böyle bir şey yapması çok daha ayıp… Çünkü benim kanalım, ben vergisini veriyorum, seyircisi benim” ifadelerini kullandı. TRT son olarak 2012 Londra Olimpiyatları’nın kapanış töreninde çalınan şarkılardan John Lennon’un “Imagine” (Hayal edin) adlı şarkısını makaslamıştı. Şarkı çalmaya başladığında sözlerini Türkçeye çevirmeye başlayan spiker “ve din de yok” kısmını atlayarak bir sonraki bölüme geçmişti. Hiç, bir pazar kahvaltınızı televizyonda çoksesli evrensel müzik konseri izleyerek yaptınız mı? Diyeceksiniz ki hangi televizyonda, ülkemizde öyle bir televizyon mu var? Evet, var. Bursa Olay TV. Birkaç ay önceye kadar ben de bilmiyordum. Donizetti Müzik Ödülleri’nin 2012 Medya Kuruluşu Ödülü adayları arasında Bursa Olay TV’nin adını görüp gerekçesini okuyunca öğrendim ve hemen o pazar günü izledikten sonra da tiryakisi oldum. Artık her pazar kahvaltımı, televizyon karşısına geçip Olay TV’de Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası’nın (BBDSO) konserini izleyerek yapıyorum. Pek de keyifli oluyor, herkese öneririm. “Senfoni” adlı izlence saat 13.30’u biraz geçerek başlıyor. Konser mevsimi içinde, orkestranın o hafta perşembe günü verdiği konser yayımlanıyordu. Konser mevsimi bittiğinden bu yanaysa her pazar o konserler yineleniyor. İzlencenin bir önemli yanı da, konserin başında ve ikinci bölüm başlarken bir bayan sunucunun çalınacak yapıtları, bestecilerini, orkestra şefini ve solocuyu tanıtması. Orkestranın “bölge” orkestrası olarak çoksesli evrensel müziği tüm bölgede tanıtma, sevdirme görevine çok uygun düşen bu açıklamalar ilginç ayrıntılarla biraz daha tatlandırılabilir diye düşünüyorum. Bu konser yayını pazar günlerimin vazgeçilmesi olurken ben de bu önemli “olay”ı okurlarımıza duyurmam gerektiğini düşünüyordum artık. Onca büyük TV kanalı popüler müzik dışında müziğe yer vermezken, bir televizyon kanalının haftada yaklaşık bir buçuk saati çoksesli evrensel müziğe ayırması çok önemliydi çünkü. Ayrıca, büyük çoğunlukla çoksesli evrensel müzik dinleyicisi olan okurlarımız da benim gibi, bu yayını bilmiyor olabilirlerdi. Sonunda, gazetemizin Bursa muhabiri Levent Gencelli’nin yardımıyla Olay TV’nin yönetim kurulu başkanı Mehmet Ali İnan’a ulaştım bilgi almak için. Söylediklerini şöyle özetleyebilirim: Her şeyden önce bu konser yayını yeni değilmiş, yıllar önce, bu yıl Andante/Donizetti Ödülleri’nde Yılın Orkestrası Ödülü’nü kazanan BBDSO’nun kuruluşuyla birlikte başlamış. “Senfoni” adlı bu izlencenin gerçekleşmesinde, 1995’ten beri Olay FM’de müzik izlenceleri hazırlayıp sunan iki genç sanatçının, BBDSO viyolonsel sanatçısı Burç Balcı ile aynı orkestranın viyola sanatçısı Hande Taban’ın katkıları büyük. 1999’da başlayan bu konser yayınlarında yapıtlar ve yaratıcıları hakkındaki açıklamaları hazırlayıp sunan da Hande Taban. Başlangıçta, konser kayıtları Olay Televizyonu stüdyosunda yapılırken daha sonra perşembe akşamları konserden canlı olarak yapılmaya başlanmış. Bu güzel “olay” için; Olay TV yönetimine, konser yayınına parasal desteği için Uludağ Premium’a, orkestranın oluşumuna katkıları için Bursa Filarmoni Derneği ile Uludağ Üniversitesi’ne, orkestraya geçen konser dönemi Merinos Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi salonlarını açan Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne, sözün kısası bu orkestrayı kuran ve bu yayını düşünüp gerçekleştiren herkese teşekkür etmek gerek. Öncelikle de Bursalı çoksesli evrensel müzik tutkunlarına… Unutmayın, artık her pazar saat 13.30’da Bursa Olay TV’de... TRT bu kez de Ezel Akay’ın yönettiği “Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü” filmini sansürledi. TRT, yönetmene gerekçe bildirmeden filmden Kadı Pervane karakterinin “Alevi mi Sünni mi” sorusu ile Eredna karakterinin “O işi ulemaya bıraktım, karar bekliyorum” yanıtını makasladı. Bunun üzerine Akay, haber verilmeden filmine müdahale edilmesine ilişkin, “Bu utanç verici, sinema sanatı, sanat ve Türkiye adına, yaşadığımız çağ adına, her şey adına utanç verici” dedi. Filmlere yalnızca ana telif sahibi yönetmenlerin müdahale edebileceğini anımsatan Akay, “Yayıncı bir sahneyi Favori isim Haruki Murakami ALTIN PORTAKAL’DA VEFA ÖRNEĞİ Nobel harikalar diyarı Kültür Servisi Japon yazar ve çevirmen Haruki Murakami, bu yılki Nobel Edebiyat Ödülü’nün favori ismi olarak gösteriliyor. “İmkânsızın Şarkısı”, “Zemberekkuşu Güncesi”, “Sahilde Kafka” ve “IQ84” gibi kitapların yazarı Haruki Murakami, her yıl Nobel tahminleri yürüten İngiliz bahis şirketi Ladbrokes tarafından en güçlü aday olarak gösterildi. Nobel Edebiyat Ödülü’nün Haruki Murakami’den sonra gelen favori isimleri arasında sırasıyla Çinli yazar Mo Yanve ve Alman yazar Cees Nooteboom bulunuyor. Geçen yılki Nobel Edebiyat Ödülleri’nde İsveçli yazar Tomas Tranströmer, listenin ikinci favori ismi olarak gösterilse de ödüle değer görülmüştü. İsveç Akademisi’nin Başkanı Peter Englund, bu yılki Nobel Edebiyat Ödülü için 210 yazar arasından 46’sının seçildiğini belirtti. Haruki Murakami, 1979’da yayımlanan ilk romanı “Kaze no oto vo kike” ile Gunzou Edebiyat Ödülü’nü aldı. “Haşlanmış Harikalar Diyarı” ve “Dünyanın Sonu”yla (1985) Tanizaki Ödülü’ne, “Yaban Koyununun İzinde”yle (1989) ABD’de Yeni Yazarlar Noma Edebiyat Ödülü’ne ve “Zemberekkuşu’nun Güncesi”yle (2005) de Yomiuri Edebiyat Ödülü’ne değer görüldü. Japonya’nın en önemli yazarlarından biri olan Murakami’nin eserleri, bugüne kadar 40’ın üzerinde dile çevrildi. Film gösterimleriyle hatırlanacak Kültür Servisi Bu yıl 49.’su düzenlenen Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde, 8 Mayıs’ta geçirdiği trafik kazasında henüz 35 yaşındayken hayatını kaybeden genç yönetmen Seyfi Teoman ile 4 Ağustos’ta hayata gözlerini yuman Türk sinemasının usta ismi Metin Erksan’ın anısı, düzenlenecek film gösterimleriyle yaşatılacak. Antalya Büyükşehir Belediyesi ile Antalya Kültür Sanat Vakfı (AKSAV) işbirliğiyle bu yıl 612 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek festivalde Metin Erksan’ın kült filmi “Kuyu” ile Seyfi Teoman’ın yapımcıları arasında yer aldığı “Tepenin Ardı” filmleri “Özel Gösterimler” bölümünde “Kaybettiklerimizin Anısına” başlığı altında izleyiciyle buluşacak. 1987 yılında düzenlenen 24. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Yaşam Boyu Onur Ödülü’ne değer görülen Metin Erksan’ın senaryosuna da imza attığı “Kuyu”da, Hayati Hamzaoğlu, Nil Göncü, Demir Karahan ve Aliye Rona gibi Türk sinemasının usta oyuncuları rol almıştı. Bir gazete haberinden uyarlanan filmde kırsal kesimde yaşanan karşılıksız bir aşkın trajik sonu ele alınıyor. Seyfi Teoman’ın yapımcıları arasında yer aldığı, yönetmen Emin Alper’in ilk filmi olan “Tepenin Ardı” ise 18. Saraybosna Film Festivali’nde “Jüri Özel Ödülü”, 31. İstanbul Film Festivali’nde “En İyi Film”,“En İyi Senaryo” ve “FIPRESCI” ödüllerine değer görüldü. Gaziantep denilince akla en son gelecek şey “terör”dü. Geçen hafta yazık ki onunla da tanıştı doğup büyüdüğüm kent. Gittikçe genişletilmeye çalışılan yapay bir haritanın sınırları içine çekilmesi için kim bilir nerelerden işaretler verildi. Gazetelerden, televizyonlardan izledim olayları. İster istemez çocukluğumun Antep’ine döndüm. Türkiye’nin nerelerden nerelere geldiğini düşünerek… ??? İlkokula başlamadan, günü yazıhanede geçirirdim çoğu kere. Babamla. Sabahları erkenden kalkardık. Bütün Antepliler gibi. Güneş doğduktan sonra uyunmazdı. “Göbeğine gün değdi, uyan” derlerdi adama. Kahvaltıdan sonra evden çıkar, Hal’e, alışverişe giderdik. Yolda kimlerle karşılaşmazdık: Camlı Kahve’nin sahibi Mehmet Efendi’yle, gazeteci Necip Bahri Günenç’le, Berber Nuri’yle, Nakıp Ali’yle, Şekerci Hamdi’yle... Daha onlarcasıyla. Hal’de önce kasaba, sonra manava uğrardık. Alışverişi bitirdikten sonra yazıhanede sürdürürdük günü. Yazları avluda geçirirdim. Arkadaşlarımla oyunlar oynardık. AlamanRus oynardık, hırç oynardık, hakeke (seksek) oynardık, kendimiz oyunlar yaratırdık. Çıkşağı çevirirdik. Yoyo. Çıkşağı, “çık yukarı, in aşağı”nın ilk hecesiyle son iki hecesinden üretilmiş bir sözcükmüş meğer. Yıllar sonra öğrendim bunu. Topaç çevirirdik. Kırmacasına. Birinin attığı topaç yerde dönerken, öteki kendi topacını onun üstüne fırlatırdı. Benim topaçlar, mahallenin en sağlam topaçlarıydı. Hiç kırılmazdı. Babam özel olarak şimşirden yaptırırdı onları. Ben de renk renk boyardım. Havva Bacı. Evimizin bir parçası. Hizmetçi değil de ninemin bile anasıydı sanki. İncecik, uzun boylu, şakakları dövmeli, yüzü Dülük Dağı gibi kırışık, bizim gözümüzde iki bin yaşlarında bir anıt. Arada bir bize katıldığı bile olurdu. Ama ninemle avluda çamaşır yıkıyorlarsa ya da biber, patlıcan kurutuyor, bastık, sucuk yapıyorlarsa küplere biner, bizi kovalamaya başlardı. Sinemaya giderdik akşamları. Nakıp Ali’ye, Baydar’a, Yıldız’a. Pazar günleri, birkaç ailenin birleşmesiyle Kavaklık’ta, gürül gürül akan Alleben’in kıyısında, sahrede (piknikte) geçirilirdi. ??? Suburcu, Karagöz, Şehreküstü, Gaziler Caddesi, Arasa, Kalealtı, Bakırcılar Çarşısı, Çukurbostan kentin atardamarlarıysa, Kavaklık da toplardamarıydı. Bir törendi Kavaklık’a gitmek. Aileler kararlaştırır, kadınlar anlaşır, evlerde bir şeyler hazırlanırdı. Pazar günü erkenden mangallar, tencereler, kilimler yüklenir, Hüseyin Bey’lerle, Abdürrezzak Bey’lerle, Humanızlı’larla birlikte Kavaklık’ın yolu tutulurdu. Biz çocuklar Alleben’in sularında çimerken ya da ağaçlara kurulmuş salıncaklarda “sallangaç sallanırken” erkekler mangal yakar, çiğköfte yoğurur, bol maydanozlu soğan piyazı hazırlar, kebap yapardı. Fıstıklı kebap, soğanlı kebap, sarmısak kebabı, patlıcan kebabı, keme kebabı, cartlak kebabı, ciğer kebabı, yenidünya kebabı, elma kebabı, ayva kebabı. Mevsimine göre. Pazar, erkekler için yemek yapma günüydü. Sadece Kavaklık’a gidildiği zaman değil, evde kalındığı zaman da geçerliydi bu. Hangi gün olursa olsun, kebapları sadece erkekler yapardı. Künefeyi de. Lahmacun harcını yine onlar hazırlayıp fırına götürürdü. Bazen sahre (piknik) için daha uzak yerlere gidilirdi. Nurgana’ya, Oğuzeli’ne, Dülük yakınlarındaki Karpuzatan’a. O zaman bir kamyon tutulur, arkası halılarla, koltuklarla, iskemlelerle sanki misafir odası gibi döşenirdi. Bir buzdolabımız eksik olurdu. Yaşlılar koltuklara kurulur, biz “şoför mahalli”nde yer kapmaya çalışırdık. Şoförün yanında gitmek az onur değildi! 1940’ların sonu, 50’lerin başıydı. Otobüslerde bombalanmak mı? Düşlerimizde bile göreceğimiz şey değildi. 13. VENEDİK MİMARLIK BİENALİ PAB Bienal için Venedik’te Kültür Servisi Bu yıl 13.’sü düzenlenen Venedik Mimarlık Bienali kapsamında, 35 mimarı ve işlerini bir araya getirecek “Mimarlar Fuori’de Buluşuyor” etkinliğine Türkiye’den PAB Mimari Tasarım davet edildi. Her ülkeden bir ofisin seçildiği ve bir eleştirmen tarafından değerlendirildiği, iki yılda bir yayımlanan Backstage Architecture kitabının lansmanının da yapılacağı “Mimarlar Fuori’de Buluşuyor” etkinliğinde, PAB, kitapta yayımlanmak üzere seçilen “Denizli Kentsel Yenileme Projesi” ile son dönemde tamamlanan yapı ve projelerini sunacak. Basılı kitabın yanı sıra ekitap olarak da dağıtıma sunulacak yayının editörleri ise Bernardina Borra, Nicolò Lewanski, Rosella Longavita ve Federica Russo olacak. İtalyan Mimarlar ve Eleştirmenler Birliği’nin (AIAC) organizasyonuyla 27 Ağustos’ta gerçekleştirilecek etkinlik genç mimarlık ofislerini dünyaya tanıtmayı amaçlıyor. Seyfi Teoman ALPACH AVRUPA FORUMU’NDA SERGİ Muhsin Akgün’den ‘15’ portre Kültür Servisi Fotoğraf sanatçısı Muhsin Akgün’ün günümüzün önde gelen Türk edebiyatçılarının portrelerinden oluşan son sergisi “15”, 20 Ağustos’ta Avusturya’daki Alpach Avrupa Forumu’nda açıldı. Sergi, 2000’li yıllarda yurtdışında en çok çevirisi yapılan 15 edebiyatçının, Ayfer Tunç, Murat Uyurkulak, Hatice Meryem, Mine Söğüt, Tuna Kiremitçi, Hakan Günday, Aslı Tohumcu, Sema Kaygusuz, Hakan Bıçakçı, Murat Gülsoy, Yekta Kopan, Sadık Yalsızuçanlar, Şebnem İşigüzel, Müge İplikçi, Aslı Tohumcu’nun portrelerinden oluşuyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle