22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 1 EYLÜL 2008 PAZARTESİ 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 2 008 yazõnõn gündem mad- delerinden birini rektör se- çimi, daha doğrusu rektör atamalarõ oluşturdu. Konuyu de- ğerlendirmek için halen uygula- nan sistemi ve önceki sistemi kõ- saca ortaya koymakta yarar var. Mevcut sistemde rektör seçi- minde öğretim üyelerinin salt kendi iradeleri ile rektör seçme- leri söz konusu değildir. Bunun nedeni açõktõr: Bugün ülkemizde üniversiteler özerk değildir. Rek- tör seçiminde öğretim üyeleri aday belirlerler ve YÖK’e gön- derirler. YÖK bir sõralama yapar. YÖK bu sõralamayõ ve ayõkla- mayõ yaparken rektör adaylarõnõ mülakata alõr. Bunlar yasada yer alan kurallardõr. Mülakat bölü- münü rektör adaylarõ açõsõndan “şık” bulmadõğõmõ söylemem gerekir. Mülakat, en geniş çer- çevesi ile bir işe adam alõrken uy- gulanan bir yöntemdir. Bu yön- tem rektör adayõna uygulanõnca, en üst bilimsel unvanõ almõş olan bir kişi, bir rektör adayõ kendini YÖK’e beğendirme çabasõna mõ girmelidir? Ne kadar yanlõş. Sistemin devamõnda, YÖK rek- tör adaylarõnõ cumhurbaşkanõna sunar; cumhurbaşkanõ rektörleri atar. Bu atamalarda tabii ki de- ğişik amaçlara dayanan etkenler rol oynar. Bu etkenler içinde si- yasal eğilimler de elbette önem- li bir rol oynar. Kamuoyunda son rektör atamalarõnõn kopardõ- ğõ haklõ fõrtõnanõn nedeni budur. Önceki sistem nasõldõ? İlk söy- lenecek söz, üniversitelerin özerk olduklarõydõ. Özerklik, üniver- sitelerin kendi özgür iradeleri ile üniversiteleri yönetmeleriydi. İç bünyede seçilen kurullar her tür- lü eylem ve işlemi yapmak yet- kisine sahiptiler. O kadar ki, üni- versitenin yapõsõ içinde fakülteler de tüzelkişiliğe sahip birimlerdi. Onlar da aynõ özerklikten yarar- lanõrlardõ. Bu yazõnõn konusu rektör seçimi olunca, bu bağ- lamda rektör seçimi de öğretim üyelerinin özgür iradeleri ile ger- çekleşirdi. Bu seçimler de özerk- liğin bir parçasõydõ. O günlerde sistem kendi içinde o kadar tu- tarlõydõ. Rektörlük fakülteler ara- sõnda bir sõra izlerdi. Bir dönem hukuk fakültesi sõradaysa, sonra söz gelimi orman fakültesinden rektör seçmek söz konusu olurdu. Sõrasõ gelen fakültenin profesör- leri ancak o dönem rektör adayõ olabilirlerdi. Bunun anlamõ bü- yüktü; yönetimi aynõ çatõ altõnda paylaşmaktõ. Yeni düzende buna da son verildi. Bu yöntem tõp fa- kültelerinin egemenliğini doğur- du. Nasõl doğurmasõn? Çapa Tõp Fakültesi’nin İç Hastalõklarõ Ana- bilim Dalõ’nõn, İstanbul Üniver- sitesi’ndeki kaç fakültenin öğre- tim üyesinden çok öğretim üye- sine sahip olduğunu söylemek, bir gerçeğin ifadesidir. Ülkemizde üniversitenin özerkliği 12 Eylül 1980 Harekâtõ ile son buldu. Bunda Konsey’e ulaştõrõlan tevatürlerin elbette büyük rolü oldu. Aynen yargõç bağõmsõzlõğõnõn ortadan kaldõ- rõlmasõnda olduğu gibi. 1961 Anayasasõ ile kurulmuş bulu- ÜniversiteÖzerkliğiniÖzlüyorum Prof. Dr. Erdener YURTCAN İstanbul Üniversitesi Ülkemizde üniversitenin özerkliği 12 Eylül 1980 Harekâtõ ile son buldu. Bunda Konsey’e ulaştõrõlan tevatürlerin elbette büyük rolü oldu. Aynen yargõç bağõmsõzlõğõnõn ortadan kaldõrõlmasõnda olduğu gibi. 1961 Anayasasõ ile kurulmuş bulunan Yüksek Hâkimler Kurulu ortadan kaldõrõlõp Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu oluşturulunca, yargõç bağõmsõzlõğõ ortadan kalktõ. Bugün Türk yargõcõ bağõmsõz değildir. DEVLET Baka- nı Sayın Kürşad Tüzmen, herhal- de dış ticaret ko- nusunda bakanlı- ğına düşen so- rumluluğun etki- siyle olacak, önce dikleşip eserek köpürdü; ama, bereket, sonrasında temkinli ve ılımlı olmaya çalıştı. Ge- çen gün, “Bu durumu Rusya-Gür- cistan çatışmasında Rusya’ya destek verilmemesine bir misilleme olarak görmek istemem” diye konuştu. Durum şu: Ticaret gereği Rusya’ya giden Türk “TIR”larına gümrükte güç- lük çıkarıldığı, bazılarının Rus ma- kamlarınca yirmi gün kadar bekletil- diği söylenmekteydi. Sayın Bakan, olabildiğince diplomatik ve nazik bir dille, “İnşallah Rusların bu tutumu bi- zim Gürcistan sorununda Moskova’yı desteklemeyişimize karşı bir misilleme değildir” demek istemiş. Böyle duyarlı bir konuda tam ka- nıya varabilmek için bazı sorula- ra açık yanıtlar bulmak gerekiyor: Gümrüklerdeki güçlük, sadece ça- tışma döneminde mi çıkmıştır? An- kara, son olayda böyle bir tepkiyi haklı kılacak kesin bir taraf tutuş mu sergiledi ki destek verip vermeme ve misilleme sözleri ediliyor? Öyle değilse, başka ülkelerin araç- larına gösterilmeyen güçlüğü Türk araçlarına göstermenin gerisinde hangi nedenler yatmaktadır? Bu tür soruların yanıtı şu bakımdan önemli: Türkiye Cumhuriyeti’nin nü- fus yapısı, neredeyse yarı yarıya, çeşitli etnik kökenli Müslüman göç- menlerden oluşur. On dokuzuncu yüzyılın ve yirmin- ci yüzyıl başlarının Osmanlı Devleti Balkanlar’da top- rak yitirdikçe ya da Kafkaslar Rus- ların genişleme alanı oldukça, et- nik açıdan, bu her ne demekse yalnız ırken Türk kökenli olanlar değil, olmayanlar da Müslü- man oluşlarının etkisiyle o dönemin tek bağımsız İslam devleti olan Os- manlı’ya sığınmışlardı. Bu tarz göç- ler Cumhuriyet döneminde de sürdü. Şimdi Türk vatandaşı olanlar burada herhangi bir etnik köken ayrımına ta- bi tutulmazlar ama, yine de köken- lerinin bilinciyle, tıpkı etnik yapısı bi- raz bize benzeyen ABD’de olduğu gi- bi, geride bıraktıkları toprakla ve top- lumla ilgilenir, hatta bir biçimde yar- dım gereğini hissedip olumlu bir şey- ler yapmak isterler. Çeçenistan olayları sırasında ben- zer durumlar dolayısıyla Rusya’yla ya- şananlar zihinlerden silinmiş ola- maz. Dolayısıyla, Kafkaslar karıştık- ça Moskova’nın kuşkulu titizliği de doğal olarak artacaktır. Acaba “TIR”ların geciktirilmesi bununla mı ilgilidir? Kıssadan hisse: Bölgeye yönelik Türk dış politikası, NATO’nun “çemberleme” politikasına işkillene- rek bakan Moskova’nın duyarlılıkla- rını yok saymaktan ve yangın kıvıl- cımlarına körükle gitmekten uzak durmak zorundadır. Hatta, bundan öteye, NATO’nun bölgedeki yanlış- larını düzeltmek de ona düşer. Uzaklardan gelenler bir gün gider, komşular hep kalır. AÇI MÜMTAZ SOYSAL Gereksiz Dikleşme nan Yüksek Hâkimler Kurulu ortadan kaldõrõ- lõp Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu oluştu- rulunca, yargõç bağõm- sõzlõğõ ortadan kalktõ. Bugün Türk yargõcõ ba- ğõmsõz değildir. Ana konumuza dö- nersek, bazõ başka tes- pitler yapabiliriz. Siyasal iktidarlar 1980’de baş- layarak YÖK yapõlan- masõ içinde üniversiteler üzerinde egemenlik kur- mak istediler. Hukuk düzeni de bunun yolla- rõnõ açtõ. Bugünlere böy- le gelindi. 1966 yõlõnda İstanbul Üniversitesi’nde hoca- lõğa başlamõş bir kişi olarak, bazõ doğrularõmõ dile getirmek isterim. 6 Kasõm 1981 tarihinde YÖK’ün kurulmasõ ile akademik kariyerin yer- le bir edildiğini söyle- mek şarttõr. O kadar ki, akademik kariyer yap- mak isteyenlerin sayõ- sõnõn bu denli azalmasõ, bu süreçte yetişme/ol- gunlaşma açõsõndan ge- rekli özenin gösterilme- mesi, bugün asistan, ya- sal süre tamamlanõnca profesör olmak, gerçek bir bilimsel süreç olarak kabul edilebilir mi? El- bette edilemez. Bu konuda son sözüm şudur: Üniversite özerk- liğini o kadar özlüyorum ki... Bunun bir hayal ol- duğunu biliyorum. Ne denir, hayal etmek hak- kõmõ kullanõyorum yal- nõzca. CUMHURİYET’TEN OKURLARA İBRAHİM YILDIZ Cumhuriyet Haber Portalı Bir süredir üzerinde çalıştığımız yeni projemizi okurlarımızla paylaşmak istiyoruz. Sıkça karşılaştığımız, “Neden Cumhuriyet in- ternet paralı?” şikâyetleri sonucunda; internet üze- rinden güncel haber ve yorumlara ulaşacağımız sitemizin çalışmalarında son noktaya geldik. Bilindiği gibi Türkiye’de ücretli olarak gazeteyi in- ternette okumayı ilk başlatan Cumhuriyet oldu. Okurlarımız gazeteyi bire bir olarak ekranlarında oku- manın dışında dilerlerse sayfa sayfa da çıkış ya- pabiliyorlardı. Bu uygulamamız yine devam edecek. Haber portalı ise ücretsiz olarak dünyanın her noktasından okunabilecek. 24 saat güncel olacak sitemiz, günlük haber ve yorumlar, başta olmak üzere finans, TV, sanatsal faaliyetler, yurt haberleri gibi aklınıza gelebilecek her alanda bilgi ve haberle karşınızda olacak. Öteki sitelerden farkını da yayına geçtiğimiz gün- den itibaren göreceksiniz. Okurlarımızın yorum- ları ve forum bölümleri bir anlamda tartışmanın da adresi olacak. Birçok yeniliği beraberinde getirecek Cumhuriyet Haber Portalı belki de bugüne dek ya- pılmayanları yaparak fark yaratacak. Şimdi, internetin dünyadaki yerine baktığımız- da Türkiye’nin bu alanda hızlı bir sürece girdiği- ni görüyoruz. Türkiye 7. Sırada Avrupalıların yüzde 38.9’u internet kullanıcı- sıyken, Avrupa ülkeleri arasında en fazla internet kullanan ülke 50 milyon 471 bin 212 kişi ile Al- manya. Dünya İnternet İstatistikleri Sitesi verilerine göre, toplam nüfusu 809 milyon 624 bin 686 olan Avrupa ülkelerinde, 314 milyon 792 bin 225 kişi internet kullanıyor. 50 milyon 471 bin 212 internet kullanıcısı ile Av- rupa’da internetin en fazla kullanıldığı ülke Al- manya’yı, 37 milyon 600 bin kişi ile İngiltere, 30 milyon 837 bin 595 kişi ile Fransa izliyor. İtalya’da 30 milyon 763 bin 940 kişi, Rusya’da 28 milyon kişi, İspanya’da 19 milyon 765 bin 32 kişi internet kullanırken, Türkiye ise 16 milyon in- ternet kullanıcısı ile 7. sırada bulunuyor. Hollanda’da 12 milyon 60 bin kişi, Polonya’da 11 milyon 400 bin kişi internet kullanıyor. Almanya’da nüfusun yüzde 61.2’si, İngilte- re’de yüzde 62.3’ü, Fransa’da yüzde 50.3’ü, İtalya’da nüfusun yüzde 51.7’si, Rusya’da yüzde 19.5’i, İspanya’da yüzde 43.9’u, Türkiye’de ise nü- fusun yüzde 21.1’i internet kullanıyor. Hollanda- lıların yüzde 73.3’ü, Polonyalıların ise yüzde 29.9’u internet erişimcisi. İnternet Kullanımı Artışı En Fazla Türkiye’de 2000-2007 (31 Mart 2007) döneminde Avru- pa’da internet kullanıcıları yüzde 199.5 artarken, bu oran Almanya’da yüzde 11.3, İngiltere’de yüzde 144.2, Fransa’da yüzde 262.8, İtalya’da yüz- de 133.1, Rusya’da yüzde 664.5, İspanya’da yüz- de 266.8, Türkiye’de yüzde 700, Hollanda’da yüz- de 209.2, Polonya’da ise yüzde 307.1 oldu. Türkiye en fazla internet kullanan 9 Avrupa ül- kesi arasında, söz konusu dönemde internet kul- lanıcısının en fazla arttığı ülke oldu. İnternette lider dil İngilizce İnternette kullanılan en yaygın dil İngilizceyken, İngilizceyi Çince ve İspanyolca izliyor. İnternette İngilizce yüzde 28.9 oranında, Çince yüzde 14.7, İspanyolca yüzde 8.9 oranında kul- lanılıyor. İyi haftalar...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle