29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 AĞUSTOS 2008 CUMA 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak B B B B A A A B PB 29 31 29 30 37 36 39 37 26 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB Y Y Y B B B B B 28 27 25 25 31 30 29 24 36 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars A A A A A A B B Y 36 33 41 41 39 41 36 31 29 HABERLERİN DEVAMI Yurdun kuzeydoğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Orta ve Doğu Karadeniz kıyıları ile Artvin, Kars ve Ardahan çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacak. Oslo PB Helsinki PB Stockholm Y Londra Y Amsterdam Y Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y 27 22 26 22 22 22 23 25 34 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Soyfa Roma Atina Zürih Y PB B PB B B B B Y 32 30 35 27 32 29 27 29 27 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire Şam Y A PB A B A Y B B 21 38 29 42 29 38 34 34 38 GÜNCEL Baştarafı 1. Sayfada CÜNEYT ARCAYÜREK Gül’den hükümete: İşinin başına dön ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, gelecek dönemde başta hükümet olmak üzere herkesin, uluslararasõ siyasi ve ekonomik gelişmeleri de dikkate alarak, ülkenin öncelikli gündem maddeleri üzerinde daha fazla odaklanmasõ gerektiğini belirtti. Cumhurbaşkanlõğõ Basõn Merkezi’nden yapõlan açõklamaya göre, Cumhurbaşkanõ Gül, “Kamuoyuna duyurulmasını istediği” bir açõklama yaptõ. Gül, açõklamasõnda şunlarõ kaydetti: “Türkiye, demokrasinin bütün kurumlarıyla işlemekte olduğu bir hukuk devletidir. Bütün kurumlarımız, anayasadan kaynaklanan görevlerini yerine getirmektedirler. Bu tespitler, son aylarda yaşanmış olan siyasi ve hukuki tartışmalar ve süreçler bakımından da geçerlidir. Önümüzdeki dönemde, başta hükümet olmak üzere herkesin, uluslararası siyasi ve ekonomik gelişmeleri de dikkate alarak, ülkenin öncelikli gündem maddeleri üzerinde daha fazla odaklanmasını gerekli görüyorum. Bu öncelikler arasında, terörle mücadelemizde nihai başarıya ulaşılmasını, ekonomik-siyasi reform süreçlerinin devamını, AB ile tam üyelik müzakerelerinin tamamlanmasını ve dış politikadaki barışçı çabalarımızın sonuç vermesini saymak mümkündür. Bu amaçla, toplumumuz içindeki iletişimin, güvenin ve uyumun daha da güçlendirilmesi suretiyle, hep birlikte çalışmamız gerektiğini düşünüyorum. Söz konusu önceliklere yoğunlaşmamızın, ülkemizde istikrar, güven ve refahın pekişmesine, Türkiye’nin uzun vadede de öngörülebilir bir ülke özelliğini korumasına büyük katkı sağlayacağına inanıyorum.” GÜNDEM Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Laiklik karşıtı hareketlerin odak noktası olmaya devam etme, yoksa?.. Yoksa gelecek kez paçayı kurtaramazsın” demek istiyor. Kapatma davalarının artık Anayasa Mahkemesi’ne gelmesini istemediklerini söylüyor. Önümüzdeki dönemde “siyaset aktörlerinin” kapatma davalarının Anayasa Mahkemesi’ne gelmesini engellemesini istiyor. Kılıç ile RTE arasında bu konuda tam bir görüş birliği olduğu söylenebilir. RTE’nin yeni bir anayasada veya 82 Anayasası’nda kapatma olaylarını engelleyecek biçimde değişiklik yapılmasına yanlı olduğu, hatta Anayasa Mahkemesi üyelerini parlamentonun seçmesini sağlayacak anayasal düzenlemeler yapmayı istediği biliniyor. Bu nedenle Kılıç’ın hukuksal babayiğitlik havasında, bir türlü tek başına iktidar olmanın anlamını kavrayamayan RTE’ye; ihtar verdikleri veya kapatma davalarının Yüksek Mahkeme’den alınması gibi tavsiyelerin fazla bir değeri yok! Bu türlü öneriler ve tavsiyeler Kılıç’a ancak kamuoyunda olumlu bakış açısı sağlayabilir. O kadar! AKP kapatılmaktan kurtuldu. Anayasa Mahkemesi’nin 6 üyesi kabul oyu, 4 üyesi para cezası verdi. Hukuksal yorumlara göre; bu, AKP’nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğuna karar verildiğini kanıtlıyor. Diyelim ki bu karar hukuksal açıdan doğru. AKP’yi Yüksek Mahkeme’nin cezalandırdığını savunanlar bu görüşün pratikte kaç paralık değeri olduğunu söyleyebilirler mi? Kâğıt üzerinde değerli, ancak: Siyasal yaşamda geçersiz! Neden? Çünkü: Yüksek Mahkeme AKP’yi kapatmadı. RTE’nin tek başına iktidarı bütün yetkileriyle yine işbaşında. Karardan sonraki konuşmasında anayasanın ilk dört temel ve değiştirilemez maddesine sadık kalacağı güvencesi verdi. RTE’nin kamuoyu, laiklik, hukuk devleti kavramlarını “herkesten da fazla koruduklarını ve koruyacaklarını” içeren nutuklarını unutmadık. Bu da, onlardan biri. RTE “Doğru neyse yapmaya devam edeceğiz” diyor. 2002’den beri RTE’nin “doğrularını” yaşadık. Neler olduğunu ve hangi amaca yönelik olduğunu yaşayarak öğrendik. “Herkesi kucaklayacak”mış? İşit de inanma! 2007’de balkon nutkunda aynı vaatlerde bulundu, ne ki arkasında durmadı; ülkeyi bölünmelere, gerilimlere sürükledi. Verdiği bütün güvencelere karşın laikliği içeren anayasanın temel ilk dört maddesiyle arka yollardan oynamakta beis görmedi. Yarın da aynı türden girişimlerde bulunmayacağını kimse garanti edemez. Huylu huyundan vazgeçer mi? Kararla ilgili konuşmasında “önceliğimiz toplumsal barışımızı güçlendirmektir” diyor. Tanıdığımız RTE’nin bu sözüne inanılabilir mi? Son bir örnek bu sözdeki içtensizliği ortaya koyuyor. İstanbul’da 17 cana kıyan son terör olayından sonra CHP lideri Deniz Baykal, elbirliği ile büyük bir yürüyüşle terörü ulusça lanetleyelim, dedi. Bu, öncelikle iktidara, RTE’ye toplumda uzlaşmaya ilk adım olanağı verebilirdi. RTE, öneriye karşı “oturup konuşalım” diye kısa ama umut verici bir açıklama yaptı. Fakattt... arkası gelmedi. Çünkü RTE, kendini her şeyi herkesten daha mükemmel düşündüğüne ve karar verdiğine inandırmış. Demokrasinin başlıca erdemi diyalog, konuşarak anlaşmak! RTE uzlaşma kültüründen nasip almamış bir kimliği temsil ediyor. Bu yapıyla toplumsal barış nasıl sağlanacak veya güçlendirilecek, lütfen söyler misiniz? TOKİ evlerini bir yıl geciktirdi ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - TOKİ’den ev sahibi olmak için gerekli ödemeleri yapan ancak teslim tarihi bir yõl geçmesine karşõn evlerini ne zaman alacaklarõna dair bir açõklama yapõlmayan gazeteciler, TOKİ inşaatlarõ önünde kendi kuracaklarõ çadõrlara taşõnacaklarõnõ açõkladõ. Çukurova Gazeteciler Cemiyeti (ÇGC) Başkan Yardõmcõsõ Salim Büyükkaya, “Bazı arkadaşlarımızın kira dönemi geldi. TOKİ ödemesinde bile zorlanan gazetecilerin bir kısmı, kuracakları çadırda teslimatı bekleyecek. Bunlar için çadır arıyoruz” dedi. Türkiye Gazeteciler Sendikasõ Adana Şubesi ve ÇGC, yaptõklarõ ortak açõklamayla TOKİ’nin söz konusu uygulamasõnõ protesto etti. Grup adõna açõklamayõ okuyan ÇGC Başkan Yardõmcõsõ Büyükkaya şunlarõ söyledi: “TOKİ ile TGS ve ÇGC arasında Nisan 2006 tarihinde imzalanan, toplu konut sözleşmesi ile hak sahibi olan üyelerimizin, 16 aylık sözleşme süresinin üzerinden 10 ay geçmesine karşın evleri bitirilememiş, teslim tarihi ile ilgili de şu ana dek bir açıklama yapılmamıştır. Bu du- Anayasa Mahkemesi’nin kararını şöyle maddeleyebiliriz: 1- 10 üye, AKP laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmuştur, bunun cezalandırılması gerekir dedi. 2- Bu 10 üyeden 6’sı verilecek cezanın kapatma olması gerektiği görüşünü ortaya koydu. 4’ü ise bu ceza ağır olur Hazine yardımını keselim, dedi. 3- Bir üye, başkan Haşim Kılıç davanın reddini istedi. 4- Sonuçta Hazine yardımının yarısının kesilmesi kararı çıktı. Kararın özeti bu, anlamı da şu: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın hazırladığı iddianame ciddidir, AKP’ye bir ceza verilmesini gerektirmektedir. Kararın gerekçesinin açıklanmasıyla birlikte konunun bu yönü daha net ortaya çıkacak. Mahkeme üyelerinin tek tek önceki kararlardaki duruşunu ve bu davadaki oyunu irdelemeye gerek yok. Durum açık. Ancak daha önceki tüm parti kapatma davalarında ret oyu kullanan üye Sacit Adalı’nın AKP’ye para cezası verilmesini istemesi ilginç. Bu anlamda ya Haşim Kılıç yalnız kaldı ya da bizim şu aşamada bilemediğimiz bir denge öne çıktı! AKP kararı nasıl karşıladı? Vitrinsel söylemlere bakılırsa, sevindiler. Partinin kapatılmamasını seçim sloganıyla birleştirdiler: Durmak yok, yola devam! Ancak AKP’yle birlikte nefes alıp verenlere, AKP’nin stratejisini çizenlere bakınca durumun pek de öyle olmadığı anlaşılıyor. Girişte vurguladığımız gibi işin gerçeği şu: AKP, laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline geldi... Bunun gerektirdiği yaptırım konusunda mahkeme üyeleri farklı eğilimler ortaya koydu ve ortaya bu karar çıktı. Kararla ilgili üzerinde birleşilen tanım şu: Sarı kart. Futbolda sarı kart sınırında olmak son derece tehlikeli bir durum. Eğer bir sarı kart daha söz konusu olursa, ne olacağını herkes biliyor! Başbakan Erdoğan’ın önceki gece yaptığı konuşma da yukarıda aktardıklarımız bağlamında şöyle özetlenebilir: Kararlı ve mutsuz! Erdoğan, partisinin aynen yoluna devam edeceğini söyledikten sonra diyor ki: “Biz hiçbir zaman laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmadık...” Mahkeme ne diyor? Oldunuz... İş dünyasından dış dünyaya, muhalefet partilerinden toplumsal kesimlere kadar geniş bir yelpazede dile getirilen ana beklenti şu: Dileriz AKP bu karardan gerekli dersi çıkarır. Önümüzdeki dönemde toplumu ve devlet-siyaset ilişkilerini gerecek tutumların içine girmez. Bizim de katıldığımız bu dilek gerçekleşir mi? Erdoğan’ın karar sonrası yaptığı konuşma iyimser olmayı zorlaştırıyor. Erdoğan bir bakıma, Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararla kendisini kurtardığını ima ediyor! Başbakan, “yola devam” söylemlerinin arasına şunu da sıkıştırıyor: “Herkesi kucaklayacağız...” Bu söylem 2002’den beri devam ediyor ama, kucaklaşma olmuyor. “Gri karar” başta AKP olmak üzere herkese bir şans verdi... Bakalım kullanılabilecek mi! [email protected] Türkiye Gazeteciler Sendikası Adana şubesi ve ÇGC, yaptıkları ortak açıklamayla TOKİ’nin söz konusu uygulamasını protesto etti. rumdan dolayı, kirada oturan ve kira dönemleri gelen birçok arkadaşımız mağdur duruma düşmüştür. Bu arkadaşlarımızdan bazıları bizden çadır talep etmiş, evler teslim edilene dek, TOKİ inşaatları önünde çadırda kalacaklarını belirtmiştir. Bu konuda çalışmalarımız vardır. Hatta çadırı olan meslektaşlarımızdan da yardım istedik” Büyükkaya, 2 Ağustos Cumartesi günü saat 11.00’de TGS ve ÇGC olarak TOKİ Aksantaş konutlarõ önünde bir araya geleceklerini bildirdi. Sakarya Nehri’ni yürüyerek geçtiler POLATLI (AA) - Sakarya Nehri’nin, Ankara’nõn Polatlõ ilçesi Yassõhüyük köyü ve çevresindeki kesimi tamamen kurudu. Kuraklõğõn, birliklerin “vahşi sulama” anlayõşõndan kaynaklandõğõnõ savunan Belediye Başkanõ Yakup Çelik, soruna acil çözüm bulunmasõnõ istedi, Ziraat Odasõ Başkanõ ve köylüler ise nehri karşõdan karşõya yürüyerek geçerek tehlikenin önemine dikkat çekti. Bakan veya müsteşarõn başkanlõğõnda DSİ bölge müdürleri, genel müdür, belediye başkanlarõ, kaymakamlar, bölge milletvekilleri ve köylülerin temsilcilerinin katõlacağõ bir toplantõyla sorunun çözülmesini öneren Çelik, “Bu mesele önemli, ertelenmesin, bir an önce yol haritası çıkarılsın istiyoruz” dedi. Çelik, ilçenin, Ek Kuraklõk Kararnamesi kapsamõna alõnmasõ konusunda, bakan ve parlamenterlerden güvence aldõklarõnõ sözlerine ekledi. Polatlõ Ziraat Odasõ Başkanõ Muzaffer Türkoğlu, zemin tabakasõnõn kupkuru şekilde gün yüzüne çõktõğõ Sakarya Nehri’nin Yassõhüyük köyü mevkisinde tepkisini dile getirdi. Burada, sõğõnacak yer arayan yõlan ve diğer canlõlarõ, açõğa çõkan büyükbaş hayvan iskeletlerini inceleyen Türkoğlu, köylülerle nehir yatağõ boyunca 100 metre yürüdü. Ardõndan nehir yatağõnõ, köylülerle birlikte karşõdan karşõya geçen Türkoğlu, “Burası Sakarya Nehri. Sakarya’nın bir kolu değil ana yatağı. Ama gördüğünüz gibi kupkuru” dedi. Geçen hafta Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek, Tarõm ve Köyişleri Bakanõ Mehmet Mehdi Eker, TBMM Tarõm, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanõ Vahit Kirişci ile görüştüklerini anlatan Türkoğlu, “Sayın Kirişci, ‘Suyla ilgili yasa masamõn üstünde’ diyor. Birliklerin yönetim anlayışı, suyu aşağı bırakmamaya dayanıyor. O sebeple de bu sıkıntıları yaşıyoruz” şeklinde konuştu. Ziraat Odasõ Yönetim Kurulu üyesi Halis Yargıç da, “Arkadaşlar yukarıdan bir karış suyu aşağıya indirse burada su bulunacak. Sakarya Nehri’nde Polatlı’nın sulama birliğine, Porsuk’ta ise Eskişehir’e ait sulama birliklerine devletin gücü yetmiyor. Devletin valisini tehdit edebiliyorlar. Bu gördüğünüz son yeşiller. Acil çözüm bulunmazsa bu yeşiller, gelecek yıl bu ovada olmayacak” açõklamasõnõ yaptõ. Sıvas’ta çatışma 1 er şehit oldu SIVAS/ŞANLIURFA (Cumhuriyet) - Sõvas’õn Koyulhisar ilçesinde PKK’lilerce askeri araca yapõlan saldõrõda bir uzman çavuş şehit oldu, iki asker ile bir teknisyen yaralandõ. Hakkâri kõrsalõnda mayõn patlamasõ sonucu yaralanõp tedavi gördüğü Gülhane Askeri Tõp Akademisi’nde (GATA) yaşamõnõ yitiren jandarma er Muzaffer Gültekin ise dün Şanlõurfa’nõn Viranşehir ilçesinde toprağa verildi. Koyulhisar’daki Ortaköy Jandarma Karakolu’na ait devriye aracõna dün öğle saatlerinde PKK’lilerce ateş açõldõ. Saldõrõda Jandarma Uzman Çavuş Şükrü Özyol şehit olurken Jandarma Oğuz Yağlı, er Hamdi İbiş ile İlçe Tarõm Müdürlüğü teknisyeni Selim Durgut da yaralandõ. Yaralõlar Suşehri Devlet Hastanesi’ne kaldõrõldõ. Saldõrõnõn, askeri aracõn Çukuroba Köyü’ne keşfe gittiği sõrada gerçekleştiği, teröristlerin yaklaşõk 15 kişi olduklarõ belirtildi. Güvenlik güçleri bölgede geniş çaplõ operasyon başlattõ. Hakkâri’nin Şemdinli ilçesi Altõnsu köyü kõrsalõnda teröristlerin yola döşediği mayõnõn patlamasõ sonucu yaralanan jandarma er Muzaffer Gültekin tedavisinin sürdüğü GATA’da şehit düştü. Şehit Gültekin için dün Şanlõurfa’nõn Viranşehir ilçesinde cenaze töreni düzenlendi. Viranşehir Kaymakamlõğõ önündeki törene şehidin ailesi, yakõnlarõ, Şanlõurfa Valisi Yusuf Yavaşcan, 20. Zõrhlõ Tugay Komutanõ Tuğgeneral Ahmet Kemal Emren, İl Jandarma Komutanõ Albay Fahri Cici, Viranşehir Kaymakamõ Ogün Bahadır ve çok sayõda yurttaş katõldõ. Törende fenalõk geçiren şehidin kardeşi ve yakõnlarõna sağlõk görevlileri müdahale etti. Törene katõlan bazõ askeri yetkililer, şehidin yakõnlarõnõ teselli etmeye çalõşõrken bazõlarõ da gözyaşlarõna hâkim olamadõ. Törenin ardõndan bir süre omuzlarda taşõnan şehidin cenazesi, ilçe mezarlõğõnda toprağa verildi. Türk-İş 56 yaşında ANKARA (ANKA) - Türk-İş kuruluşunun 56. yõldönümünü kutluyor. Türk-İş Yönetim Kurulu, 31 Temmuz 1952 tarihinde kurulan konfederasyonun 56. yõldönümü nedeniyle bir açõklama yaptõ. Açõklamada, “İşçi liderlerinin her türlü zorluğu hiçe sayarak büyük bir özveri ile oluşturdukları Türkİş Konfederasyonu, yıllar geçtikçe büyümüştür. İşçi hareketinin ilk örgütü, o günlerden bugünlere en büyük örgütlü güç olma onurunu sürdürmüştür” denildi. Türk-İş’in, kurulduğu günden bu yana, temsil ettiği kesimin ve emeği ile geçinen herkesin hak ve özgürlüklerini koruma ve geliştirme mücadelesi verdiğinin ifade edildiği açõklamada şöyle devam edildi: “Tabanında her türlü eğilimi barındıran Türk-İş, hükümetler ve siyasi partilere karşı bağımsızlığı ilke edinmiş, hükümetlerin çalışanlar lehine attığı her adım desteklenirken aleyhte tüm adımlara karşı çıkılmıştır. Türk-İş, bu yaklaşımıyla temsil ettiği kitlenin ve çalışanların umududur. Toplumsal kamplaşmaların ve siyasi çatışmaların işçilerin ve emeği ile geçinenlerin yararına olmadığını bilen Türk-İş, kurulduğu günden bu yana kimden gelirse gelsin toplumsal karmaşaya ve kardeş kavgasına zemin hazırlayan her türlü yaklaşıma şiddetle karşı çıkmış, yaratılmak istenen kamplaşmalarda taraf olmamak için azami hassasiyeti göstermiştir.” Açõklamada, “Türkİş bundan böyle de daha çok demokrasi, barış, özgürlük, ekmek, iş ve aş için mücadelesine devam edecektir. Kuruluşumuzun 56’ncı yılının, başta Türk-İş topluluğu olmak üzere tüm çalışanlara ve ülkemize hayırlı olmasını diliyoruz” denildi. “5793 sayılı yasa ile özgürlükler geriye gidiyor” İstanbul Haber Servisi İstanbul Barosu, yasa değişikliği ile mağdur ve şikâyetçilere istemleri halinde avukat görevlendirilmesini sõnõrlandõrmanõn ve daraltmanõn bir hak kaybõ ve özgürlüklerin geriye gidişinin bir göstergesi olduğunu bildirerek Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün ilgili yasa maddelerini veto etmesini istedi. İstanbul Barosu’ndan yapõlan yazõlõ açõklamada, TBMM Genel Kurulu’nda 24 Temmuz’da kabul edilen 5793 sayõlõ Bazõ Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapõlmasõna Dair Kanun’un 40 ve 41. maddelerinin, Ceza Muhakemeleri Kanunu ile düzenlenen “mağdur, şikâyetçi ve katılanların vekillerinin bulunmaması ve istemleri halinde baro tarafından avukat görevlendirilmesi” yolunu daralttõğõ belirtildi. Bu istemin cinsel saldõrõ suçu ve alt sõnõrõ 5 yõldan fazla hapis cezasõnõ gerektiren suçlarda uygulanabileceği yönünde düzenleme yapõldõğõ vurgulanan açõklamada, “yeni düzenleme ile ceza muhakemesinin unsurları olan mağdur, şikâyetçi ve katılanın hakları arasında belki de en önemlisi olan avukatla temsil edilebilme hakkının daraltıldığı” kaydedildi. Yasada yapõlan değişiklik ile ihtiyari müdafilik/vekillik kurumu arasõnda paralelliğin bozulduğu anlatõlan açõklamada, şöyle devam edildi: “İhtiyari vekillik kurumu, cinsel saldırı suçu ve alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda uygulanabilecektir. Bu suçların dışındaki suçlarda kişilerin vekil talepleri mahkemelerince reddedilecektir. Bu kabul edilemez bir durumdur. Yasanın bu şekilde yürürlüğe girmesi halinde ceza soruşturma ve kovuşturmasında şüpheli ve sanıkların yararlandıkları istem üzerine müdafi ile temsil edilebilme hakkı ile mağdurların istem üzerine vekil ile temsil edilme hakları arasında paralellik bozularak, eşitlik ilkesine aykırı davranılmış olacaktır ki bu da anayasaya aykırılık teşkil edecektir. Bu nedenlerle söz konusu yasa maddeleri Cumhurbaşkanı’nca veto edilmelidir.” İL MECLİSİ KARARI ‘Kerkük Kürt bölgesine bağlansın’ Dış Haberler Servisi - Kerkük İl Meclisi, dün düzenlediği olağanüstü toplantõda Kerkük’ün Kuzey Irak’taki Kürt bölgesine dahil edilmesi çağrõsõ yaptõ. Irak Meclisi’nin geçen hafta yerel seçimler yasasõnõ onaylamasõna karşõ düzenlenen 3 saatlik toplantõnõn ardõndan açõklama yapan Meclis Başkanõ Rızgar Ali, Kerkük’ün Bölgesel Kürt Yönetimi’ne dahil edilmesinin karara bağlandõğõnõ duyurdu. Alõnan kararõn Irak Anayasasõ’na uygun bir karar olduğu savunuldu. 20 Şubat’ta anayasada yapõlan yeni düzenlemeyle, il meclisi üyelerinin bir vilayetin bir başka federasyona ya da bölgeye bağlanmasõ yönünde karar almasõ kolaylaştõrõlmõştõ. Kerkük İl Meclisi’nin kararõ, bugün bölgesel Kürt Parlamentosu’na yollayacağõ bildirildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle