08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHÜRİYET 25 TEMMUZ 2008 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Fethi'nin Fethedilmezliği ADAMLAR vardır, kaya gi- bidirler; hep kaya gibi kalır, yeryüzünü süslemeye devam ederler. Zonguldak, Cide, Trabzon benzeri orta ve küçük ölçek- li Karadeniz kentlerinden bi- rinin, bu kez Giresun'un çı- kardığı kaya adamlardan bir daha öldü deseler de inarv mayın, Fethi Naci kolay ko- lay gitmez. Güleryüzlü inat- çılardandır Fethi. Niçin öyle olur o kıyıların in- sanları? Fındık ve çay bah- çelerinin ya da yeraltı ocak- larının alınteriyle sert fırtına- ların dalga köpükleri midir o karakterleri yoğuran? Yoksa dağ silsileleriyle kıyı arasına sıkışmış yoğun nüfusun bir türlü dengelenmeyen sosyal yapısı mı? O ortamda büyü- müş bir Ismail Naci bir de Is- tanbul'a gelip iktisat oku- yunca Marksist Fethi Naci olmadan kalabilir miydi? Yarın, o hiç fethedilmemiş kalenin üzerine küreklerle toprak mı atılacak? Hiçbir şey, Fethi Naci'yi fethedip isyan bayrağını indirtemedi. Ne genç yaştaki suçlan- malarla tutukluluklar, ne de bitmez tükenmez davalar... Hep ayakta kalan bir yaşam sevinci, hep dik tutulan bir baş ve açık alın. Edebiyat dünyasının dal- galanmaları, nesnel eleştiri- lerin ister istemez yarattığı kır- gınlar da Fethi Naci'yi seyil- mez kılmayı beceremedi. öy- lesine berrak görüp öylesine doğru yazıyordu ki, kızanlar da onu övmeden duramazdı. Bu ülkenin kahredici siyasal kasırgaları ortasında bile üst üste yığılan sorunlar altında fethedilmeden, yenilmeden kaldı Fethi Naci. Tam tersine, sorunlar orıun kafasında mut- laka sorulması, doğru yanıt- lanıp sağlam çözümlere bağ- lanması gereken "sorular"a dönüşmüştü. Böyle olduğu içindir ki, Türk yayın dünyası- nın en kalıcı, en yararlı ve en etkili bilimsel yayın dizisini halkçılığın kitaplıklarına so- kan da o oldu. "Yüz Soru- da..."lar onun sarsılmaz az- minin ve dürüst yayıncılığının anıtı olarak kalacak. Hastalığının son aşama- sını birlikte yaşayanlar, "Artık tanınmaz, başka bir ki- şi olmuştu âdeta" diyorlarsa da inanmak kolay değil. Başka bir insan olup da inandıklarının tersine inan- maya, yaptıklarının aksini yapmaya mı başlamıştı yani? Söyleyin bakalım, döndü mü, liboşlaştı mı, satılıp hainleşti mi? Galiba bir Fransız yazarıy- dı "Tek kişi eksilir, heryerıs- sızlaşmıştır" diyen. Gitseydi, Fethi Naci gidince de öyle olacaktı herhalde. Ama, o kadar çok iz bırakıyor ki ar- kasında, ıssızlaşmak şöyle dursun, yeryüzü daha da zen- ginleşmiştir geride bıraktık- larıyla. Yazdıklarını ve yaşa- dıklarını bir yana koyun, bir ara Cumhuriyet Kitap'ta ya- yımlanan edebî hikâyeleri seçmekte zevk inceliğini gös- termiş bir insanın bıraktığı o nitelikli seçki bile yıllar yılı yaşatacaktır onun unutul- mazlığını. Yazarımız yıllık izninin bir bölümünü kullanacağından yazılarına bir süre ara vere- cektir. mumtazsoysal @gmail.com Feyzioğlu'nun Yanıtı!... Mahkemelerin vazifesi, siyasi iradenin yaptığı kanunları uygulamak ve uygulatmaktan ibarettir. Kanun yapan irade, TBMM'de tecelli eden milli iradedir. Ancak anayasayı belli bir proscdür içinde kabul eden irade de, milli iradedir... Manıdi Yaver AKTAN Yargıtay 8. Ceza Dairesi Üyesi A nayasa Malv kemesi'nin anayasanın 10 ve 42. maddelerine eklenen fıkralan iptal et- mesinden sonra kararın beklcntileri karşılamaması üzerine bütün olanaklar kullanılarak "saldırı" söz- cüğünün yeterli olmayaca- ğı ölçüde mahkemeye ade- ta "savaş" açıldı. Bu arada yüksek mahkeme karan- nın "yok hüknıünde sa- yılması" ya da "askıya alııııııası" gibi hukuksal dcğeri olamayacak öneriler de yapılabildi! Öte yandan taraf olmanın ötesinde ge- çilerek suça tahrik, tehdit, hakaret, vb. gibi somştur- nıayı gerektirecek eylemler de medyadan izlenir oldu! ABD'de Başkan Roose- velt'in "New Deal" adıyla anılan ekonomik-sosyal programmı engelleyen Fe- deral Mahkeme'nin nasıl "yola getirildigi" aıılatıldı. Oysa Tercüınan gazetesi tarafmdan 19 Nisan 1980 tarilıinde yapılan ve 1982 Anayasası'nın habereisi olan "Anayasa ve Seçim Sistemi Semineri"nde so- rulara yanıt verirken Tıır- han Feyzioğlu'nun söyle- dikleri her nedense unu- tuldu(!) Söz konusu seminerdeki yanıtında Feyzioğlu tarih- sel gerçeği şöyle ifade et- miştir: "Amerika Birle- şik Devletleri'nde, daha önceki tarihlerde, yargı dcnetimine karşı uyanan tepkilerle, hâkimlerin lıal- koyu ile görevden alın- ması usulünü savunan- www.yurticikargo.com TESLİMAT İÇİN• • • • GÜNÜ SİZ SEÇİN! ercihli Gönde YURTİÇİ Gönderinizi*, haftanın hangi günü ulaşmasını istiyorsanız o gün teslim edelim. Hediyeniz tam seçtiğiniz gün yerine ulaşsın, alıcı henüz adresinde değilken gönderiniz kapısını çalmasın! "Göndeıini/ için tercih edocoğinİ7 teslim günü, ııormal teslim gününden sonraki 5 iş günü içerisinde olmalıdır. Götıderimler 2 adet ve max. 50 kg/ds ile sınırlıdır. Söz verdiğimiz gibi lar olmuştu... Bağımsız yargıyı, siyasi mücadele alanına çekilnıenıesi ge- reken müesseseleri de- magojiye feda etme telıli- kesi bu akıını durdur- muştur. Malıkeıne ka- rarlarının halkoyu ile de- ğiştirilmesi konusu da tar- (ışılıııış. fakat teklif büyük tepkilerle karşılaşmıştır Mahkemelerin kanıııı- larla ilgili Anayasaya ay- kırılık kararlarını alelade çoğunlukla değil, daha büyük çoğunlukla verc- bilıııesi yolundaki bir tek- lif bazı cyaletlerde kabul edilmiş, fakat Federal Anayasa'ya girememiş- tir. Franklin Roosevelt ise, Federal Mahkeme'nin iptal kararlarından kur- tulmak için basit ve kolay çare olarak, Federal Mahkeme üye sayısını 9'dan 15'e çıkarmayı tek- lif etti ve kendi görüşleri- ne daha uygun hâkimler seçerek meseleyi çözebi- leceğini düşündü. Fakat bu da tarafsız bir yüksek nıahkemeyi kendi siyasi amaçlarına alet etme te- şebbüsü olarak suç- landı ve yüksek mah- kemeye karşı büyük saygı besleyen kamuo- yunda tepki yarattı." Anayasa Mahkcme- si'nin, anayasa değişik- liklerini sadece şekil yö- nünden değerlendirile- bileceğini siirekli yine- lcyenlere de sonnak ge- rckmektedir: "Yirmi yıl- da bir seçim yapıla- cak" biçimindeki deği- şiklik "ihtilal sebebi" ise "değiştirilemeyen ve değiştirilmesi teklif edilemeycn ve anaya- sanın 4. maddesinin koruması altında olan hükümleri doğrudan veya dolaylı olarak de- ğiştirilirse ne olur" so- rusu dayanıllaruTialıciır! . Yanıt vcrmekten yajja olmayanlara Feyzioğlu: "Mahkemelerin vazi- fesi, siyasi iradenin yaptığı kanunları uy- gulamak vc uygulat- maktan ibarettir. Ka- nun yapan irade, TBMM'de tecelli eden milli iradedir. Ancak anayasayı belli bir pro- sedür içinde kabul eden irade de, milli ira- dedir... Anayasa Mah- kemesi, kaidcler hiye- rarşisinde yeri daha üstün olan anayasanın hüknıünü savunacak- tır. Bu, kendi siyasi tercihini uygulamak veya siyaseti denetle- mek sayılmamalıdır. Bu anayasa yapıcısı- nın siyasi iradcsinin ve tercihinin, kanun ya- pıcı iradeye üstünlü- ğündcn doğan bir hu- kuki denetimdir. Ana- yasa maddesine uyul- mak gerekir. Anayasa yok farz edilemez. Et- rafından dolanılamaz, açıkça ayaklar altına alınıp çiğnencmez" şek- linde yıllar öncesinden yanıtı da vermiştir! PENCERE Dalgacılık... Önce o biçim gazetelerin köşelerinde haberi ve- riliyor: - 5'inci dalga geliyor.. - 6'ncı dalga geliyor.. - 7'nci dalga geliyor.. Istihbarat, polis, emniyet, savcılık, iç ilişkiler, dış ilişkiler, iktidar ilişkileri, CIA, AKP, ABD, falan fi- lan derken bu işin suyu mu çıktı, çivisi mi çıktı ar- tık anlaşılamıyor... • 7'nci dalga da geldi... Istanbul, Konya, Mersin, Kocaeli, Elazığ'da26 kişi gözaltına alındı... 8'inci dalgadan ne haber?.. 9,10,11,12 derken bu iş nereye dek gidebi- lir?.. Yoksa birileri bizimle dalga mı geçiyor?.. • Dalga geçmenin anlamı nedir?.. Dalga sözcüğü çeşitli çağrışımlarla türlü de- yişlerin mizahında kullanılır... Birisi 7'nci dalgayı gazete başlıklarında görünce dedi ki: - Vallahi bu işte bir dalga var, ama daha anla- yamadık... • Ucu açık bir iddianame mahkemeye verilirken soruşturmanın cemaziyülevveli ürkütücü... Ergenekon biryıldan beri sürüyor, tutuklular için yargısız infaza dönüşüyor, içerde yaşamını yiti- renlerin ve hastalananların öyküleri gazete say- falarına yansıyor... - Toplumu yoğun bir kuşku dalgası sardı... - Kuşku dalgası mı?.. Korku dalgası mı?.. • Birini dalgaya getirmek, dalgınlığından yarar- lanarak onu istemediği bir duruma düşürmek an- lamında kullanılır... Türkiye'yi dalgaya mı getiriyorlar?... Ne hukuk kaldı, ne guguk... Ne güven kaldı, ne rnüven.. Ne düzen kaldı, ne müzen.. Bu halin sorumlusu kim?.. İktidar... Belli ki bu gidişle bir şok dalgası ortalığı allak bullak edecek... Dalgalar, dalgalar, dalgalar... Bir, üç, beş, yedi derken art arda gelen dal- galarla fırtına patlak verirse herkes pişman ve pe- rişan olabilir... • Dünkü gazetelerde köşe yazıları ve manşetler: "7'nci dalga..." Ucu açık bir soruşturmayı korku ve kuşku dal- gasına dönüştürenlerle hınk deyicileri ülkeyi dal- ga dalga saran soru işaretlerinden sanki hoşla- nıyorlar... Demokrasi dalgacılık üzerine kurulmaz... Oysa bu AKP dalgacı mı dalgacı... SERVER TANfLLİ DİN VE POLİTİKA "Laik Barış'ın Dostları ve Düşmanian Scrver Tanilli bu kitanında laikliğin Batı'flaki ve üikemizdeki ğelfşim sürecini derinlemeşine incelfyor; gîinümüz koşullarında laikliği ortaçağ karanlığma karşı koruma görevinin aliıııı ciziyor. AlKİA Yayın Dağıtım B2U 272 4348 Markaz: Ankara Şuho: Izmlr ŞLİIC- ALFA DAölTIM »/lüıllSÎB ocCumhuriyet Kitapları www.cumhuriyetkitaplari.com Ptol Nuretlin Ma*ar Öktal Sokak No 2 Şışlı Fel: 0 212 343 12 7A Alatüık Bulvarı No 125 Kal. 4 Bakarılıklar Tel 0 312 419 50 20 H Ziya Bıılvarı 1352 Sokak No: 2/3 Pasapori lel 0 232 441 12 20 Araştırmalara göre, Türkiye'de her 3 kişiden l'inin yüksek kolesterolü var. Bitkisel stanoller içeren Kalbim Benecol, her gün düzenli kuüanıldığında kolesterolü düşürmeye yardımcı olur. Kolesterolü düşürmeye yardımcı Ocretsiz D.inıjm< Halh: 0 800 2111.61.6 wwwkalMml»n«Dİ.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle