16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 HAZİRAN 2007 CUMARTESİ 6 Tantan’ın yeğeni TKP’den aday ? Yurt Haberler Servisi Yurt Partisi (YP) Genel Başkanı Sadettin Tantan’ın yeğeni gazeteci Barbaros Tantan, Türkiye Komünist Partisi’nden (TKP) Kocaeli birinci sıra milletvekili adayı oldu. TKP Kocaeli İl Teşkilatı’nda aday tanıtım toplantısına katılan Tantan, eski emniyet müdürü olan ve sağ görüşüyle bilinen YP Genel Başkanı Sadettin Tantan’ın yeğeni olmasıyla ilgili yöneltilen sorulara, “Sadettin Tantan benim babamın amcası. Ben yıllardır kendi siyasal mücadelemi veriyorum. Sadetten Tantan ile yakın akraba olmam, onunla aynı düşünce içinde olduğum anlamına gelmez’’ dedi. HABERLER Deniz Baykal, terör olayları ve Genelkurmay’ın açıklamasını değerlendirdi ‘Hükümet acz içinde’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hükümetin, artan terör olayları ve Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamaları karşısındaki suskunluğunu eleştirirken “Genelkurmay feryat ediyor, hükümet susuyor. Siyasi zafiyet, boşluk var. Hükümet ağlama yeri değildir. TSK, şikâyet etmekle yetinemeyeceğini, siyasi iradenin ortaya konması durumunda her türlü önlemi almaya hazır olduğunu ortaya koymaktadır” dedi. “Terörün karargâhı Kuzey Irak’ta, şehitler Türkiye’de. Türkiye’nin bunu hazmetmesini kimse sağlayamaz” diyen CHP lideri Deniz Baykal ; seçimlerin ertelenebileceği senaryolarıyla ilgili sorulara da “Terör, seçimlerin ertelenmesi için değil, acilen yapılması için gerekçe olmalıdır. Bu hükümetin ömrünü uzatarak terörden kurtulamazsınız. Türkiye’de seçimler yapılmalıdır, bunu kimsenin engellemesi kabul edilemez” yanıtını verdi. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Döneklik Nedir? Siyasal literatürümüze bu sözcük, Lenin’in Alman sosyaldemokratı Kautsky üzerine ünlü kitabının çevirisiyle girmiş olabilir... Bizim “Sosyalist Kültür Ansiklopedisi”nden edindiğim bilgilere göre, yapıtları arasında en ünlüsü “Maddeci Tarih Görüşü” olan bu “Alman düşünürü”nün, tutuklanmalar ve sürgünlerle geçen uzun yaşamında sosyalist harekete ve kurama büyük katkıları olmuş. Ancak, yine ansiklopedideki bilgilerle, “sonraki sapmaları”, Lenin’den önce Karl Marx tarafından da şiddetle eleştirilmiş... Lenin’in yapıtında Kautsky’nin “dönek”liğini nitelemek için kullandığı, kökeninin İtalyanca “rinnegato” olduğunu öğrendiğim “renegat” sözcüğünün anlamını, şu anda elimin altındaki bir “Larousse”tan çeviriyorum: “1. Dinini yadsıyan kimse. 2. (mecazi olarak) Görüşlerinden dönen ya da geçmişine ihanet eden kimse.” Burada karmaşık ve ciddi bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum... İnsanlar zaman içinde düşüncelerini, görüşlerini değiştiremez mi? Her değişme mutlaka döneklik midir? İnsan, yaşamının sonuna kadar ille de tek ve aynı görüşe bağlı kalmak zorunda mıdır? Üzerinde azıcık düşünüldüğünde bile içinden pek de kolay çıkılmayacak bir kavram karşısında olduğumuz anlaşılıyor... Hele ortaçağlarda, herhalde “engizisyon” önünde yargılanmaya yol açabilecek ölçüde ağır bir suçlamayı içeren bir kavram... ??? Her değişme döneklik midir? İrdelemeye bu sorudan başlayabiliriz. Bence her değişme döneklik sayılamaz. Düşünce tarihinde bunun birçok örneğini görebileceğimizi sanıyorum. Az çok kalıcı bir dünya görüşüne ulaşabilmek için birçok düşünce evresinden geçilmesi gerektiği çok açıktır. Ayrıca, her değişim, ille de, bir düşüncenin olgunlaşıp gelişmesi yönünde ve her zaman doğru bir çizgi üzerinde de olmayabilir... İnsan, yaşamının bir döneminde, daha önce düşündüklerinin tam tersini düşünmeye de başlayabilir... Trajik, sancılı dönüşümlerdir böyle değişimler... Dinsel inanca sahip birinin “ateist” olması ya da tam tersine, bir dinsel inanca yönelişi bu türden değişimlerdendir... Her iki durumda da, inanç değiştiren kişi hangi sancılı düşünme ve yaşantı süreçlerinden geçerse geçsin, bir önceki inanç sahiplerince büyük olasılıkla “dönek”likle suçlanacak, yeni inancının yandaşlarınca ise yine büyük olasılıkla alkışlanacaktır. Görüldüğü gibi “görece” bir yönü de var “döneklik” kavramının. Nereden, hangi yönden bakıldığına bağlı... ??? Yükselen itirazları, “ama...”ları işitiyor gibiyim... Fakat, adil olmak zorundayız... Sahip olduğumuz düşüncenin doğruluğuna, haklılığına ne kadar inansak da, bu gerçekten öyle de olsa, bizden yana görüş değiştireni alkışlayıp karşı yönde değişeni döneklikle suçlamaya hakkımız olmamalı... Suçlamadan (ya da alkışlamadan) önce, bu kişinin, neden görüş, tavır, kamp değiştirdiğini anlamaya çalışmak gerekir... Bütün bu söylenenler doğru da olsa, yine de, en genel anlamıyla “toplumsal vicdan”ı yadırgatıcı, her görüşten insana ters ve çirkin görünecek bir “döneklik” durumu yok mudur? Hayır, vardır! Sözü edilen kişinin şu ya da bu yönde “değişim”i bu kişiye “avantajlar” sağlamaktaysa, daha da açık bir deyişle “kişisel çıkar” söz konusu ise, buna değişim ya da dönüşüm değil döneklik demek kaçınılmaz olacaktır... Günümüz siyasetinde bu çıkar “sağ”da olduğundan, dönekliğin de sağa doğru olması doğaldır... Dönerek kişisel çıkar sağlayanların, kendilerini her türlü aklama çabası boşunadır. Zaten çok geçmeden dönekliğin daha ileri aşamalarına doğru yol alacaklardır... Bu konuyu sürdüreceğim... Bir not: “Başbakan Kendisiyle Tutarlı” başlıklı yazıma “hayır tutarsız” anlamında bir karşı sav gönderen değerli okurumun mesajını yanlışlıkla sildim. Bu not gözüne çarparsa bir daha göndermesini bekliyorum. A.B. ‘Terör tırmanıyor AKP bakıyor’ Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye’nin üniter yapısına ve iç barışına dönük terör saldırılarına karşı öteden beri duyarlı olduklarını, bu konularda hükümetin atacağı her adıma destek vereceklerini açıkça duyurduklarını belirtti. Baykal, gelinen noktada te Erdoğan, Genelkurmay’ın açıklaması karşısında yine sessiz kaldı DTP’de ‘çürük raporu’ gözaltısı ? ANKARA (ANKA) DTP MYK üyesi Kamuran Yüksek, sahte çürük raporu aldığı gerekçesiyle dün gözaltına alınan Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Demirtaş’ın serbest bırakılmasını istedi. Yüksek, sahte çürük raporu aldıkları gerekçesiyle gözaltına alınanlardan 33 kişinin savcılığa sevk edilmelerine karşın Demirtaş’ın serbest bırakılmamasını Genelkurmay Başkanlığı’nın “kitlesel tepki” çağrısıyla ilişkilendirdi. Yüksek, “Partimize ve örgütlenmeden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Demirtaş’a dönük bu hukuk dışı politikalar Kürt halkının parlamentoda temsilinin engellenmesine yöneliktir” iddiasında bulundu. AKP’li vekiller tepkili ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın açıklamaları ve Genelkurmay’ın teröre karşı kitlesel tepki gösterilmesi istemi karşısında sessiz kalmayı tercih etti. AKP’li vekiller ise açıklamalara tepki gösterdi. Artan terör eylemleri karşısında hiçbir tepki göstermeyen Başbakan Erdoğan, tavrını koruyor. Erdoğan, dün cuma namazını kılmak üzere yürüyerek evinin yakınındaki Aksa Camisi’ne gitti. Yürüyüş sırasında gazetecilerle sohbet eden Erdoğan, çocuklara oyuncak dağıttı. Erdoğan, önünü kesen bazı yurttaşlarla da sohbet etti. Bu arada, bir kadının, Şevval adındaki kız çocuğunun “elini öpmek istediğini’’ belirtmesi üzerine, Erdoğan çocukla bir süre sohbet ederek oyuncak verdi. Erdoğan’ın “Dersler nasıl gidiyor’’ sorusu üzerine kadın, çocuğun okula gitmediğini söyledi. Kadınla bir süre konuyu görüşen Erdoğan, “Çocuk bu yıl okula başlatılsın’’ dedi. Yol üzerindeki bir mantıcıda çalışan kadın, Erdoğan’ı yemeğe davet ederken Erdoğan da namaz sonrası için kadına söz verdi. Kısa süren yürüyüşün ardından camiye ulaşan Erdoğan, namazın ardından mantıcıya gitti. Yaklaşık yarım saat burada kalan Erdoğan, çıkışta da gazetecilerin sorularını yanıtlamadı. Erdoğan gazetecilerin Genelkurmay açıklamasına ilişkin ısrarlı sorularını yanıtsız bıraktı. ‘Önce sınır korunmalı’ AKP’li milletvekilleri ise Orgeneral Büyükanıt ile Genelkurmay’ın açıklamasına tepki gösterdi. AKP Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay, Türkiye’nin sınır ötesi operasyon yapmak yerine önce kendi sınırlarını koruması gerektiğini ifade ederek şöyle konuştu: “Her devlet kendi hudutlarını korumakla mükelleftir. Geçenlerde Tunceli’de olay oldu. Tunceli sınırda mı? Biz kendi hudutlarımızı korumak için maddi fedakârlık ne gerekiyorsa onu yaparız ‘sınır ötesi operasyon yapalım’ derse ben buna ‘hayır’ derim.” AKP Ankara Milletvekili Eyüp Sanay ise sınır ötesi bir operasyon için geç kalındığı CHP’li Mengü’nün 367 mirası ? ANKARA (ANKA) CHP PM üyesi ve Manisa 1. sıra milletvekili adayı avukat Şahin Mengü, Cumhurbaşkanlığı seçimi için 367 şartı gerektiği görüşünü ilk kez kendisinin ortaya attığını hatırlatarak “Bu konuyu ilk gündeme getiren benim. Bu da benim çocuklarıma bırakacağım en büyük miras. Çünkü 367’yi o tarihte oraya koyanlar sırf keyif olsun diye koymamışlar. Cumhurbaşkanlığı gibi yüce bir makam, toplumun büyük bir kesiminin uzlaşısıyla ortaya çıksın diye konulmuş bir madde” diye konuştu. Gazetecilerin sorularını yanıtlamaktan kaçınan Erdoğan, önce yürüyerek camiye, ardından da mantıcıya gitti. (Fotoğraf: AA) nı belirterek “Şu anda bir operasyon gerekebilir, ancak ben uygun görmüyorum” dedi. Sanay şu görüşleri dile getirdi: “Zaten şu anda bizim orada askerimiz var. Daha önce pek çok kere yapıldı. Daha önce yapıldığı zaman çok daha rahat gidilip dönülebiliyordu. O zaman peşmergeler bize destek veriyordu, şu an ise peşmergeler bizim karşımızda. Ayrıca uluslararası dengeler eskiye göre çok farklı, yapılacak operasyon çok gecikmiş bir müdahale olur. 1991 yılında Körfez krizi sebebiyle Kuzey Irak kontrolsüz bırakıldı. Oraya yapılacak müdahalede bunların hepsinin düşünülmesi lazım. Gözü kapalı gitmek son derece anlamsız olur. Operasyon gerekebilir, ama ben uygun görmüyorum.” AKP Bitlis Milletvekili Vahit Kiler de Genelkurmay’ın teröre karşı kitlesel tepki gösterilmesi istemine tepki göstererek “Toplumumuzun zaten böyle bir refleksi var. Ortada bir refleks var. İlla ki meydanlarda tepki çok da gerekmiyor “Bunun için her şehit cenazesinde Türkiye’de yaşayan bütün vatanseverler zaten o ortak duyguyla hareket ediyor. Türkiye’nin her kesiminden, nerede olursa olsun teröre karşı her türlü tepkiyi gösteriyoruz. Bunun için sokaklara dökülüp bağırmaya gerek yok” dedi. rörün giderek azdığını, terör örgütünün propaganda faaliyetlerini doruğa çıkardığını, arkasına siyasal ve uluslararası destekler aldığını, buna karşılık hükümetin tam bir suskunluk içinde olduğunu söyledi. Baykal, şöyle dedi: “Kamuoyu anımsayacaktır, terörün yeniden filizlenmeye başladığı dönemlerde konunun Meclis’te enine boyuna görüşülmesi, önlem alınması için Meclis’i toplamak istedik. Ancak hükümet buna engel oldu. Bugün terörün aldığı bu boyut karşısında hükümet tam bir suskunluk ve acz içinde. Genelkurmay feryat ediyor, herkesi duyarlılığa çağırıyor, hükümet sessiz. Hükümet bir yakınma yeri değildir.” Baykal, terör örgütünün tarihte hiç bu kadar büyük bir siyasal ve uluslararası desteğe sahip olmadığına dikkat çekerek, “Bunun bir nedeni de hükümetin tutumudur. Hükümet bu konuda hızla yükselmekte olan toplumsal duyarlılığa kayıtsız kalmaktadır. Çözüm 22 Temmuz sonrasında oluşacak bugünkü sorunları göğüsleyecek bir siyasi iktidardadır” dedi. ‘Dünyaya net olarak anlatılmalı’ Baykal, dün HÜRPARTİ Genel Başkanı Yaşar Okuyan’la görüşmesinin ardından da bu konudaki soruları yanıtladı. Terör konusunun son dönemde “yeni bir aciliyet kazandığını, terörün uluslararası destekler kazanmaya başladığını” vurgulayan Baykal, “sorunun terör olarak görülmemesi ve müzakere sürecinin başlatılması” gayretlerine dikkat çekti. Baykal, bu konunun dünyaya “net olarak anlatılması” gereği üzerinde dururken şu görüşleri dile getirdi: “Türkiye’deki terör Kuzey Irak’tan himaye görüyor, lojistik destek görüyor. Karargâh Kuzey Irak’ta, şehitler Türkiye’de. Çatışma, mayınlar, ölüm burada. Terör burada, kaynağı Irak’ta. Bu durum meşru kabul edilemez. Irak, ‘egemen bir ülkeyim’ diyor. Egemen ülke olmak; terörü etkisiz kılmak, kendi ülkesine hâkim olmaktır, kendi ülkesinden komşusuna terör ihracına izin vermemek demektir. Tehdide maruz kalan ülkenin her türlü önlemi almak hakkıdır. TSK’nin o bölgede giderek yoğunlaşan ölçüde etkin önlem alma kapasitesini artırdığı, ileri bir mücadele için altyapısını şekillendirme noktasında olduğunu görüyoruz.” Genelkurmay Başkanlığı’nın halka yaptığı çağrı yankı buldu Teröre ‘sessiz’ yanıt ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı’nın “teröre karşı birlik” çağrısının ardından birçok sivil toplum örgütü, artan terör eylemlerine tepki göstermek için İstanbul’da “sessiz miting” düzenleme kararı alındı. Mitinge ilişkin hazırlıklar yapan Ulusal Sivil Toplum Kuruluşları Birliği Dönem Sözcüsü. Prof. Dr. Necla Arat, “Haydi Türkiye, şimdi de ırkçı ve bölücü teröre karşı Silahlı Kuvvetlerimizle el ele olduğumuzu dünyaya duyuralım” dedi. Genelkurmay Başkanlığı’nın yurttaşlardan “teröre karşı kitlesel refleks gösterilmesini” istemesiyle birlikte, birçok sivil toplum örgütü İstanbul’da “sessiz miting düzenleme” kararı aldı. Prof. Dr. Necla Arat, İstanbul’daki sivil toplum kuruluşlarının Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) manevi destek vermek amacıyla “teröre karşı sessiz miting” düzenleyeceklerini kaydetti. Sivil toplum örgütleri arasındaki görüşmelerin devam ettiğini belirten Arat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Teröre karşı İspanya’daki yürüyüşlere benzeyen bir sessiz yürüyüş gerçekleştirmek istiyoruz. Sanıyorum ki İstanbul’daki bütün ulusal sivil toplum kuruluşları katılacaklar. Halkın katılımının çok büyük olacağını düşünüyoruz. Genelkurmay bildirisiyle paralel olarak Silahlı Kuvvetlerimize manevi destek vermek için onların yanında olmayı ve bu toplumsal tepkinin bütün dünyaya yansımasını istiyoruz.” Prof. Dr. Arat, “teröre karşı sessiz mi ataol b?cumhuriyet.com.tr Faks: (0212) 513 85 95 Zamanaşımı kurtardı ? İstanbul Haber Servisi Ziraat Bankası’na devredilen Emlak Bankası’nın eski Genel Müdürü Engin Civan ve işadamı Selim Edes’in de aralarında bulunduğu 14 sanığın yargılandığı dava, zamanaşımı süresi dolduğu gerekçesiyle ortadan kaldırıldı. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Şişli Cumhuriyet Savcılığı’nın 1993 tarihinde hazırladığı iddianamesinde, 1992 yılı fiyatlarına göre Emlak Bankası’nın 264 milyar lira tazminat yükümlülüğü altına sokulduğunu, konut inşaatı için anlaşılan yüklenici firmaya, inşaat metrekare başına ödenen birim fiyatının da 1989 Bayındırlık ve İskân Bakanlığı fiyatlarına göre yüzde 100’ün üzerinde olduğunun belirtildiğini anımsattı. İSPANYA’DA MİLYONLAR YÜRÜMÜŞTÜ İspanya’da terör eylemi gerçekleştiren ayrılıkçı terör örgütü ETA’ya karşı milyonlarca kişinin katılımıyla protesto yürüyüşü gerçekleştirilmişti. İspanya’da son olarak 11 Mart 2004 tarihinde El Kaide tarafından gerçekleştirilen ve yaklaşık 200 kişinin öldüğü terör eyleminin ardından başkent Madrid’de gerçekleştirilen protesto gösterisine 2 milyondan fazla İspanyol yurttaşı katıldı. İspanya genelinde yapılan mitinglere katılanların sayısı ise 11 milyon olarak belirlendi. Gösterilerde ayrılıkçı terör örgütü ETA aleyhine sloganlar da atılmıştı. ting”in en kısa sürede yapılacağını, miting tarihinin ise pazartesi günü kesinleşeceğini söyledi. rildiğini, linç ve saldırı olaylarının olması ihtimalinin bulunduğunu söylediler. Niçin üzerlerine alındılar, neden başka dernekler değil de onlar böyle bir duyarlılık gösterdiler, bunu anlamakta zorlanıyorum” dedi. ‘Siyasi boşluk var’ Çok tehlikeli bir boşluk yaratıldığını, hükümetin seyirci durumda olduğunu vurgulayan Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hükümet siyasi sükut içinde, çok tehlikeli bir zafiyet, boşluk var. Hükümet TSK ile polemik yaparak bu boşluğu kapatma çabasında. Türkiye’nin derhal bu konulara sahip çıkan bir siyasi iradeye ihtiyacı vardır. Bu siyasi zafiyet en kısa zamanda doldurulmalıdır. Esnek davranırsanız terörü azdırırsınız. Barzani ve Talabani, ‘PKK ile savaşmayız’ diyor. PKK’yi kendi topraklarınızda Türkiye’ye karşı himaye edemezsiniz, Türkiye’ye saldırılara müsaade edersen, Türkiye’ye sen saldırdın, demektir. Türkiye tam bir sahipsizlik tablosu içinde görülüyor. Bu mücadele Türkiye’nin mücadelesidir. Hükümetin sessizliği çok anlamladır. Siyasi iradede çok ciddi bir boşluk var. Terör tehditine karşı öncelikle hükümetin kararlılık içine girmesi gerek. Hükümet ağlama yeri değildir.” 21 KİŞİ TUTUKLANDI Batmanlılar çetesi çökertildi İstanbul Haber Servisi İstanbul’da kendilerini “Batmanlılar çetesi” olarak tanıtan ve çok sayıda suça karıştıkları belirlenen bir çeteye yönelik “Katran’’ adı verilen operasyonda, aralarında bir binbaşının da bulunduğu 21 kişi çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Bahçelievler’de 23 Temmuz 2006 tarihinde Koca Sinan Mahallesi Vural Sanayi Sitesi’nde meydana gelen ve bir kişinin silahla yaralanması ile sonuçlanan olayı soruşturan Organize Suçlarla Mücadele Müdürlüğü ekipleri, yaptıkları bir yıllık araştırma sonucunda, Bahçelievler, Bağcılar, Küçükçekmece ve Büyükçekmece ilçelerinde faaliyet gösteren ve yaralama, yağma, haraç alma gibi suçlara karıştıkları belirtilen Süleyman Ö. liderliğindeki çeteyi çökertti. Bir yıllık çalışma sonucunda elde edilen bulgular ışığında 4 Haziran tarihinde İstanbul’un 14 ilçesinde, 24 ayrı adrese yapılan eşzamanlı operasyonla çökertilen çete üyelerinin içinde E.T. isimli bir binbaşı ve bir de polis memurunun olduğu iddia edildi. Gözaltına alınan 23 kişinin 22 ayrı suçtan arandıkları ve birçoğunun da sabıkalı olduğu öğrenildi. Adlıya’ya sevk edilen 23 zanlıdan 21’i tutuklanarak cezaevine konuldu. ‘Kulak tıkayamazlar’ Prof. Dr. Arat, mevcut siyasi hükümetin halkı temsil etmemesinden rahatsız olan yurttaşların mitingler aracılığıyla tepkilerini dile getirdiğini vurguladı. Yurttaşların AKP iktidarının kendilerini temsil etmediğini düşündüğünü belirten Arat, “Ne yazık ki şu andaki siyasal iktidar, yurttaşları dinlemek yerine, onların seslerine kulak tıkamak yöntemini seçti. Büyük bir hata yapıldı diye düşünüyorum. Çünkü demokrasilerde halkın sesi çok önemlidir. Bu sese kulaklarını tıkayan hükümetler uzun süre iktidarda kalamazlar” görüşünü dile getirdi. Arat, Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamasını eleştiren bazı sivil toplum örgütlerine işaret ederek, “Kendilerinin hedef göste ‘Abartılı ve itici olmamalı’ ÇYDD Genel Başkanı Türkan Saylan ise bu tür bir eylemin gerekliliğine işaret ederek, mitingin abartılı ve itici olmaması, başka taraflara çekilmemesi için gerekli dikkatin gösterilmesi gerektiğini söyledi. ADD Genel Başkanı Şener Eruygur da Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamasının “Terorizme karşı dayanışma öneren bir açıklama” olduğunu kaydetti. Eruygur, “Biz, demokratik kitle örgütleri olarak dayanışmaya davet ediliyoruz. Sivil toplum örgütleri ile görüşmelerimiz sürüyor. Görüşmeler birkaç gün içinde sonuçlanacak” diye konuştu. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle