22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 MART 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Baykal, Erdoğan’ın örtülü ödeneğin başına getirdiği kişinin iki yıllık mahkumiyeti olduğunu söyledi POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA 5 Örtülü ödenek şaibeli ellerde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmaması gerektiğini yinelerken yurttaşlara “Olmaz, olmamalı, oldurmayın” diye seslendi. Vakıfbank’ta İstanbul Belediyesi ve Erdoğan’ın hesaplarının toplandığı şubede çalışmış ve bu süreçte ortaya çıkan savlarla ilgili olarak yargılandığı davada 2 yıl ağır hapis cezasına mahkum olan Maksut Serim adlı kişinin “örtülü ödeneğin” başına getirildiğine dikkat çeken Baykal, “Erdoğan’ın mali sırlarına vâkıf olan bu kişi Rahşan affından yararlanmış. Şimdi Başbakanlık’ta örtülü ödeneğin başında. Helal olsun” dedi. CHP lideri Baykal, grup konuşmasında “Türkiye tarihinin en garip Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin yaşandığını, kapalı devre bir adaylığın söz konusu olduğunu” bildirdi. Baykal bu konudaki görüşlerini şöyle özetledi: “Cumhurbaşkanlığı seçimi AKP mutfağının içişi değildir, Türkiye’nin işidir. Siz karışmayın, diyorlar, iyi de bu kişi tüm Türkiye’nin cumhurbaşkanı olacak. Cumhurbaşkanlığı önümüze konulacak bir tabldot değildir. Bir AKP’nin Milliyetçiliği... Burdur, Isparta, Manisa, Antalya, Denizli, Afyon, Balıkesir ve Kütahya gibi kentler hem tarikatçıların hem de Türkİslam Sentezi’ne dayalı “Milliyetçi Mukaddesatçı”ların yoğun olduğu yörelerdir... 2002 seçimlerinde DSP, ANAP, DYP ve SP’nin yüzde 10’luk barajı geçememesi, CHP’den çok AKP’nin işine yaradı... Acaba bu yörelerde son durum nasıl? Kamuoyu anketleri gerçeği yansıtıyor mu? Çanakkale’den başlayıp Fethiye’ye doğru indiğinizde, son yerel seçimlerde belediye başkanlıklarını CHP kazandı... Çanakkale, İzmir, Muğla, Akçay, Güre, Zeytinli, Burhaniye, Ayvalık, Foça, Dikili, Çeşme, Alaçatı, Didim, Bodrum, Marmaris’i sosyal demokratlar aldı... Bakırçay’dan Söke Ovası’na; Gediz Ovası’ndan Menderes Ovası’na dek Ege önemli bir üretim merkezi... Pamuktan üzüme; narenciyeden tütüne, yaş meyve ve sebzeye dek her çeşit ürün üretiliyor... Daha önce yazdım... Bölgede milliyetçilik ivme kazanıyor... Bu durum salt Ege’de değil, İç Anadolu’da da kendini gösteriyor. Konya’dan Nevşehir’e; Niğde’den Karaman’a; Yozgat’tan Çorum’a kadar uzanan coğrafyada “milliyetçiliğin yükselmesi” AKP’yi harekete geçirdi... Ocak ayı başında Kayseri’deydim... Kayseri’nin tüm caddelerindeki bilboardlarda Recep Tayyip Erdoğan afişleri vardı: “Kurban olam ayına yıldızına!” Aynı afişleri Çorum, Çankırı, Nevşehir ve İstanbul’da görmüştüm... Oysa, “Kurban olam ayına yıldızına” afişleri nedense başta Diyarbakır, Batman olmak üzere Güneydoğu kentlerinde yoktu... AKP içinde çok sayıda Kürt milliyetçisi milletvekillerini “incitmemek” için mi bu afişleri asmamışlardı, bilemiyorum... Ege’de dinlediğim “siyaset uzmanları” köylüler her şeyin farkında! İlginç şeyler anlattılar. Milli Görüşçüler 34 aydır birden “MilliyetçiMukaddesatçı” bayrağını ellerine almışlar, ABD’ye ve AB’ye saldırıyorlarmış köylerde... ??? Bursa’da, Karacabey’de, Mustafakemalpaşa’da, Susurluk’ta, Akhisar’da onlarca kişiyle konuştum... Üreticiyle, esnafla, memurla, işçiyle... Bir kişi demedi ki “AKP’den memnunum, geçim derdim yok, ürünüm para ediyor” diye... Peki kamuoyu anketlerinde neden hâlâ AKP birinci parti, en milliyetçi lider Tayyip Bey?.. Anket yapan şirketlerin “elemanları” kimlerle konuşuyor, gerçekten çok merak ediyorum... Marmaris ve Ege’deki Nakşiler, Fethullahçılar, Süleymancılar elbet, AKP’yi desteklemeyi sürdürüyorlar. Ancak “Milli Görüş” tabanı AKP’ye eskisi gibi yakın gözükmüyor. Özellikle üretici kesimde bu durum çok rahat gözleniyor. Açık açık yazıyorum şimdi... 2002 seçimlerinde DSP’den, ANAP’tan, DYP’den, MHP’den ve Saadet’ten AKP’ye giden oylar geriye dönmeye başlamış bile... Şunu da hemen belirteyim. Cem Uzan’ın Genç Parti’si özellikle kırsal kesimde adından söz ettiriyor... Türkiye’yi Arap şeyhlerinin şirketlerine teslim eden, ihaleleri onlara veren AKP’yi zor günler bekliyor gördüğüm kadarıyla... Çünkü salt üretici, esnaf, memur, işçi değil, ihracatın lokomotifi olan Bursa, İzmir, Denizli gibi kentlerdeki işadamları ve sanayiciler de sıkıntılı... Esnaf, üretici, memur, işçi konuşuyor ama işadamı, sanayici, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’dan korktuğu için konuşmuyor... O nedenle Marmara ve Ege’de AKP’nin durumu kamuoyu yoklamalarındaki gibi “olumlu” değil. AKP yöneticileri de bunun farkında. Şişirilmiş kamuoyu yoklamalarıyla AKP rüzgârı estiriliyor. Tarikatçı yapılanmaya gelince... Denizli’de Süleymancılar, Afyon’da, Kütahya’da Nakşiler ve Fethullahçılar okulları, yurtları ve hastaneleriyle dimdik ayaktalar... Tarikatçılar Ege’de para basıyor!.. Milli Eğitim kontrollerinde... Öğretmen atamalarında her dediklerini Bakan Hüseyin Çelik yerine getiriyor... İzmir’de bir Kültür Müdürü var. Adı Metin Atsal. Türkiye’nin üçüncü büyük kentinde kıyım yaptı. Cuma günleri Kültür Müdürlüğü koridorlarında elinde havlu, takunyayla dolaştığı öne sürülüyor. Kimdir Metin Atsal? Kültür Bakanı Atilla Koç’un bir numaralı adamı ve tarikatçı. Aydın’da Kültür Müdürlüğü görevindeyken müze gelirlerine usulsüz biçimde el koyduğu gerekçesiyle soruşturma geçirdi ve cezalandırıldı. Ceza siciline işlendiği için yöneticilik yapmaması gerekiyordu ama İzmir’e gönderilerek ödüllendirildi. ??? Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde bir vahşetin izlerini aradım... 1 Haziran 2006’da maden ocağında 17 kişi ölmüştü. Bu yıl da 3 maden işçisi öldü. Maden alanı Erhan Ortaköylü’nün. Ortaköylü, madenin işletmesini Özçevre Mühendislik’e taşeron yapmış. Madende bin işçi çalışıyor... Ne iş sağlığı, ne iş güvenceleri bulunuyor... Maden işçileri ölümle karşı karşıya. Her an grizu patlaması olabilir. Yarın “Anadolu Notları”na devam edeceğim... Ege’de, Marmara’da, Akdeniz’de “Milliyetçilik” ve “Ulusalcılık” nasıl algılanıyor, “Demokratik Sol Cephe”ye nasıl bakılıyor, anlatacağım... ? CHP lidreri Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın örtülü ödeneğin başına, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin hesaplarında usulsüzlük yapmakla suçlanan ve iki yıl ağır hapis cezası aldıktan sonra Rahşan Affı’yla kurtulan eski bir banka müdürünü getirdiğini söyledi. CHP Genel Başkanı’nın adını anmadığı kişinin Maksut Serim olduğu biliniyor. boyunu göstersin görelim. Çekiniyor, güvensizlik var, eziklik, tereddüt var. Bir şeyden çekiniliyor. Nedir sıkıntı? İşte olmaması gereken odur. Cumhurbaşkanlığı hepimizin sahipleneceği, gurur duyacağımız bir olay. Bunun altında bir suçluluk ve emrivaki çabası var ve bu konuda bir dayatma doğru değildir. Sayın Başbakan cumhurbaşkanı olmamalıdır. Türkiye’ye, anayasaya sahip çıkın.” bank Genel Müdür Yardımcısı olduğunu söyledi. Ancak bu kişinin diplomasının sahte olduğunun ortaya çıktığını anlatan Baykal, 1999 yılında İstanbul Valisi’nin (Erol Çakır) Başbakanlık’a gönderdiği “çok gizli” yazıda “Her ay yaklaşık 34 trilyona yakın paranın Fazilet Partisi’ne yakın firmalar tarafından havuz hesaplarına aktarıldığı, bu hesaplardan da adı geçen partinin kuryeleri vasıtasıyla partiye ve Recep Tayyip Erdoğan’a gittiği, paraların Vakıfbank’ta açılan bir hesapta toplandığı, buradan da denetimi imkânsız kılmak için birçok hesapta dolaştırıldıktan sonra Fazilet Partisi’ne yakın firma ve şahıslara aktarıldığı, Akit, Yeni Şafak ve Kanal 7’ye devamlı kaynak aktarıldığı... büyük miktarlarda naylon fatura keserek karşılıksız trilyonlarca lirayı parti ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın mutemet (güvenilir) şahıslarına verdiği duyumları alınmıştır...’’ denildiğini bildirdi. Baykal, söz konusu banka müdürünün yargılandığını, 2 yıl hapis cezası aldıktan sonra “Rahşan affıyla” kurtulduğunu, Erdoğan başbakan olduktan sonra da “tüm mali sırlarına vâkıf bir kişi olarak” örtülü ödeneğin başına getirildiğini anlattı. Diploma yerine mezuniyet belgesi Baykal’ın adını anmadığı kişinin Maksut Serim olduğu biliniyor. Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi 17 Nisan 2002 tarihinde Serim hakkında mahkumiyet kararı verdi. Serim, Vakıfbank Genel Müdür Yardımcılığı’na atandığında da bu görev için uygun koşulları taşımadığı, lise mezunu olduğu ortaya çıkmıştı. Vakıfbank İstanbul Valide Sultan Şubesi Müdürlüğü’nden genel müdür yardımcılığına atanan Maksut Serim’in dosyasında üniversite diploması yerine Kazakistan Al Farabi Devlet Üniversitesi’nden alınmış mezuniyet belgesinin olduğu anlaşılmıştı. Baykal, İstiklal Marşı’nın kaKART bul edilişinin 86. yıldönümü nedeniyle değerlendirmeler yaparken Mehmet Akif Ersoy’un “bir mümin ve ülkenin bağımsızlığını isteyen kişi kimliklerini bir arada taşıdığını” vurguladı. Baykal, İstanbul’da yaşanan “çürüme, çözülme, hukuksuzluk, can ve mal güvenliğinin ayaklar altında olduğu” tabloya dikkat çekerken “İstanbul 15 yıldır AKP zihniyeti tarafından yönetilmektedir ve bu son tablo da kentin altyapı sorunlarına eğilinmediğini göstermektedir. AKP Türkiye’yi perişan ediyor. İstanbul’u perişan etti” dedi. ‘Akit, Yeni Şafak ve Kanal 7’ye para’ Baykal, 1994’te İstanbul Belediyesi’nin tüm parasının Vakıfbank’ın bir şubesinde toplandığını, daha sonra bu şubenin müdürünün Vakıf Erkan Mumcu: ÇİZMEDEN YUKARI MUSA Karayalçın’dan CHP’ye çağrı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SHP lideri Murat Karayalçın, Merkez Yürütme Kurulu toplantısı öncesinde yaptığı değerlendirmede, Cumhurbaşkanlığı seçiminin “esas olarak bittiği”ni belirtti ve “Güçbirliği yapılamaması nedeniyle Cumhurbaşkanlığı seçiminde merkez sağ ve merkez sol etkisiz kalmıştır” dedi. Sol partilerin seçim ittifakı yapmalarını “yaşamsal ölçüde gerekli” gördüğünü belirten Karayalçın, “Bu çağrım doğrudan CHP’yedir” diye konuştu. Düzen, karaborsa ve kıtlık düzeni ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, partisinin grup toplantısında yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini değerlendirirken, iktidar ve muhalefete bir kez daha cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini sağlamaları çağrısında bulundu. Bu konuda, bir kesimin, “Sen Cumhurbaşkanlığı’na aday olabilirsin, sen olamazsın” diyerek kendi kendine jüriliğe soyunduğunu belirten Mumcu, Başbakan Erdoğan’ın ise adaylık konusunda “bahis” oynadığını savundu. Türkiye’nin büyük bir borç yükü altında olduğunu, bunun bedelini de yoksulların ödediğini kaydeden Mumcu, “Her yıl milyarderler listesine yeni milyarderler katılıyor. İki tane liste var, bir tanesi Forbes’un milyarderler listesi, diğeri ise TÜİK’in yoksul milyonlar listesi. Her sene bu listeye 1 milyarder katılıyorsa, diğer listeye 1 milyon yoksul katılıyor” dedi. Mumcu, “Japonya dünyanın ikinci büyük ekonomisi, ama milyarder rekortmeni Türkiye... ‘Bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa. Yaşasın kefenimin kefili karaborsa’, işte bu düzenin adı bu. Bu düzen bir karaborsa, kıtlık düzeni” dedi. ‘10 milyar dolarlık kaynak nasıl kullanılır?’ CHP İstanbul Milletvekili Zeynep Damla Gürel’in de kapkaç mağduru olduğunu anımsatan Baykal, “olaya kişisel yaklaşmayan, gerçek sorumluların hesap vermesini isteyen” tavrı nedeniyle Gürel’i kutladı. “İstanbul’da belediye ne yapar? 10 milyar dolar kaynağı var ve bunu nasıl kullanır” diye soran Baykal, “Dilara’nın ölümüne yol açan firmanın patronunun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ile buluştuğunun ve bu firmanın avukatıyla belediyenin avukatının aynı kişi olduğunun ortaya çıktığını” anımsattı. Koray Aydın’ın yargılanması ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Bayındırlık ve İskân Bakanı Koray Aydın’ın Yüce Divan’da yargılandığı dava Divan Başkanı Tülay Tuğcu, Aydın’a çelişkili mal beyanlarıyla ilgili sorular yöneltti. Aydın da, “1991’de ilk milletvekili olduğumdan bugüne kadar evimin ve ailemin geçimini babam yönetmiş ve idare etmiştir” dedi. musakart@yahoo.com Merkez sağ birliğe yanaşmıyor DYP lideri Ağar,‘tek çatı’ olarak partisini gösterdi, ANAVATAN Genel Başkanı Mumcu, ittifak arayışlarının olmadığını söyledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Merkez sağın genel seçimlere dağınık girmesini engellemek için yeni bir çatı altında ittifak girişimlerine DYP ve ANAVATAN liderlerinden olumsuz yanıt geldi. Merkez sağın tek çatı altında birleşerek seçime gitmesi için eski ANAP lideri Mesut Yılmaz’ın başlattığı girişimler, siyasi kulisleri hareketlendirdi. Kulislerde Demokrat Parti çatısı altında, ittifak olasılığı tartışılırken merkez sağ partilerin liderleri bu önerilere kapılarını kapadı. İttifak arayışları çerçevesinde Yılmaz’la görüştüğünü açıklayan DYP lideri Mehmet Ağar, Emekli Subaylar Derneği heyetini kabulünde konuya ilişkin soruları da yanıtladı. Ağar, kendisinin herkesle görüştüğünü belirterek “Merkez sağda birliktelik için başka parti, üçüncü isim falan söz konusu olmaz. Buradaki tek çatı DYP’dir” dedi. ANAVATAN lideri Erkan Mumcu da grup toplantısı çıkışında konuya ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı. Siyasetçilerin çeşitli projeler oluşturma arayışını anlayışla karşıladığnı belirten Mumcu, “Ama Anavatan Partisi’nin böyle bir arayışı yok. ANAVATAN’ın ne birleşme, ne bütünleşme, ne itifak gibi bir arayışı var. Sürekli bunu söylüyorum, sürekli aksi yorumlarla karşı karşıya kalıyorum. Artık düzeltmekten dilimde tüy bitti. Herkesin yolu açık olsun” dedi. Yeni parti çatısı altında bütünleşme önerilerini de değerlendiren Mumcu, bunlardan bir sonuç çıkmayacağını belirtti. 218 bin geçici işçiye kadro ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, dün geçici işçilerin sözleşmeli kadrolara geçirilmesine ilişkin yasa tasarısı görüşüldü. Tasarı hakkında bilgi veren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, geçici işçi statüsünde çalışanların sayısının 244 bin dolayında olduğunu, tasarıyla 218 bin 733 işçinin sürekli kadroya alınacağını açıkladı. DYP Genel Başkanı Ağar, Mesut Yılmaz’la görüştü. Yargıtay’ın Şemdinli davasında verdiği karara karşı oy kullanan üyeler, iddianameyi eleştirdi ‘Siyasal İslam tehlike değil denilemez’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun, Şemdinli olaylarıyla ilgili davanın temyiz aşamasında, Yargıtay Başsavcılığı’nın, 1. Ceza Dairesi’nin verdiği görevsizlik kararına itiraz yetkisi olmadığına ilişkin kararının gerekçesi belli oldu. Karara katılmayan Yargıtay üyeleri, iddianamede seçilmişleratanmışlar tartışması yapılmasını eleştirirken “Siyasal İslam ve etnik milliyetçiliğin tehlike yaratmayacağı üstü örtülü şekilde vurgulanarak bu hassasiyetlerin yanlış olduğu izlenimi verilmektedir” denildi. Genel Kurul, 1. Ceza Dairesi’nin görevsizlik kararına Yargıtay Başsavcılığı’nın itiraz etme yetkisi bulunmadığına karar vermişti. Kararın gerekçesinde, Yargıtay Yasası ve Yargıtay Başkan hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 TMYK’de Nevruz görüşüldü ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Terörle Mücadele Yüksek Kurulu (TMYK), Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün başkanlığında toplandı. Emniyet Genel Müdürlüğü’ne atanan Oğuz Kağan Köksal’ın ilk kez katıldığı toplantıda Nevruz öncesi Türkiye genelinde alınan tedbirler değerlendirildi. ? Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Şemdinli davasının temyiz aşamasında verdiği karara karşı oy kullanan, 3. Ceza Dairesi Başkanı Doğan ile 8. Ceza Dairesi üyeleri Aktan ve Özek, iddianamenin siyasi kimlikle hazırlandığını savundu. lar Kurulu kararı ile dairelerin işbölümünün belirlendiğine işaret edildi. Gerekçede, başsavcılığın olağanüstü yasa yolu niteliğindeki itirazının, usul yönünden görüşülebilir ve karara bağlanabilir sayılmasının, bu nitelikleri bozacağı kaydedildi. Kurulun görüşüne katılmayan 3. Ceza Dairesi Başkanı Yusuf Kenan Doğan, 8. Ceza Dairesi üyeleri Hamdi Yaver Aktan ve Mehmet Hulusi Özek’in karşıoy gerekçesinde ise Şemdinli iddianamesi eleştirildi. Gerekçede, “Hiçbir iddianamede görülmeyecek, iddianame düzenleme sorumluluğuyla bağdaşmayacak ölçüde ihbar dilekçeleri birbirine eklenerek, Şemdinli’deki olayla bağlantısı somut olarak gösterilmeden soruşturma konusu olayın iki katı uzunluğunda birtakım çözümlemeler yapılarak iddianame tamamlanmış ve özel yetkili mahkemeye tevdi edilmiştir’’ denildi. ‘Siyasi söylem yüklü’ “Seçilmişleratanmışlar gibi gereksiz ve yapılmaması gereken bir tartışmanın’’ iddianameye taşındığı kaydedilen gerekçede, “Dolaylı olarak ‘seçil mişler’ yanında tavır alınmak suretiyle siyasal kimlik takınılarak iddianame yazım tekniğinden uzaklaşılmıştır’’ denildi. Karşıoy gerekçesinde, şöyle denildi: “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran kadronun, kuruluştan kaynaklanan, ulus ve ulus devlet yaratma projesinin getirdiği ve iddianamede ‘siyasetin gizli ajandası’ şeklindeki nitelemeyle adeta suçlama konusu yapılan duyarlılıkların doğruluğunun tartışılacağı yerin iddianame olamayacağı düşünülmediği gibi siyasal İslam ve etnik milliyetçiliğin tehlike yaratmayacağı üstü örtülü şekilde vurgulanarak bu hassasiyetlerin yanlış olduğu izlenimi verilmekte ve dahası siyasal söylem yüklü değerlendirme yapılmaktadır.’’ CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle