17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 25 AĞUSTOS 2005 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER IEVET / HAYIR OKTAY AKBAL "Aydın Yaraplı Olmalı' Ben.şu 'aydın'sözünden -çokürken biriyim! Ay- dınlar, aydınlanmız, biz aydınlar, aydın gücü!.. Çok söylenir, çok yazılır!.. Ama gerçekte nedir 'aydın olmak'l Sayısız yorum yapılır. Heranlayışa, hergö- rCJşe, hersiyasal hesaba uygun tanımlar... Ister ıstemez, Kenan Evren Paşa'nın bu konu- daki konuşmasını anımsıyorum: "Aydınlarmış! Vahdettin cte aydındı. Ne yapa- y/m öyle bir aydını?" Hiçbir şey yapamayız, aydını, aydınım diyeni, aydın geçineni... Varsın kendini öyle sansın! Yük- sekokullar bitinmiş, doktor, prof. olmuş, kitaplar yazmış, büyük ün kazanmış, zenginlik yaratmış... Kendine 'Ben aydınım' demiş çıkmış sonunda... Bedri Rahmi'nin mi, Sabahattin Eyuboğlu'nun mu birsözü vardı: "Güzelyararlı olmalı"diye.. Bu- nu "Aydınyararlı olmalı" diye değiştirsek mi? Her işin başında yararlı olmak gelmeli. Kime yararsağ- layacak aydın? önce kendine, sonra çevresine, top- lumuna, dünyaya... Son haftalarda iki 'aydın' olayı yaşadık. Kürt so- rununa birçözüm bulmak amacıyla Başbakan'la konuşan aydınlar... öte yanda Lozan'a gidip Türk halkının Sevr boyunduruğuna hiçbir zaman gir- meyeceğini, Lozan anlayışının sürgit yaşayacağı- nı, sözleriyle, sesleriyle, eylemleriyle kanıtlayan ay- dınlar... Ikisi de iyi niyetli, ikisi de yurt ve ulus yarannı öne alan iki eylem sayılmamalı mı?.. Ama neden birbi- rine ters, birbirine karşıt gibi düşünülüyor? Oysa iki aydın eyleminin bir bütün olarak ulusumuza ka- zandınlması, benimsetilmesi gerekmez mi? llk ay- dın kuruluna katılanlar, niye Lozan'a giden arka- daşlannın yanında değil? Lozan'a gidenler de ne- den Kürt sorununa başka gözle bakar gibi... Gerçek aydınlar belli olaylarda, belli konularda birbirine ters düşemez. "Aydın yararlı olmalı" ilke- si her iki yanda da etkisini, gücünü göstermeli. Bir bütünleşme, biranlaşma olmalı.. Hiç değilse ulu- sal savaşım günlerinde! Günümüzde bir çeşit ulu- sal savaşım yaşadığımızı kabul etmemiz gerekmi- yor mu? "Hayırben öyle şey düşünmüyorum, işim yolunda, Kürtmüş Ermeniymiş umurumda değil" diyenlerın sahiden bir aydın, bir düşünür olduğu söylenebilir mi? Ne zaman ki kendini okumuş yazmış, düşünen, duyan anlayan bir yurttaş sayan insanlanmız, Fe- ner - Galatasaray rekabetine benzer kişisel ayn- lıklarla bölünmüşse, bundan tüm ulusça zararlı çıkmışızdır. Bölmeyi, parçalamayı hedef alan güç- lerin keyiflerine keyif katmışızdır... Ben Başbakan'la görüşmekte yarar bulan aydın- lanmızla, Lozan'a kadar ceplerinden para ödeye- rek gidip dış güçlere meydan okuyan aydınlanmı- zı birbirinden ayırmak istemiyorum. Kendileri de bu- nu istemesinler... Çözüm arayanlar, çözümsüzlük- te direnmesinler. Aydın olmanın ilk koşulu aydın- lık yaratmak, o aydınlığı tüm yurtta yaygınlaştıra- bilmektir. MESEN ORMANDENİZ SESSİZLİK 16-30 AĞUSTOS (4 GECE) BİR KİŞİ 0 K 1# YTL 03806114436 AKÇAKOCA wu-w.ınesaıotel com İLAN BAKIRKÖY 4. SULH HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLtĞl'NDEN EsasNo: 2005/1064 Istanbul ili. Fatih ilçesi, Seyitömer Mah. C: 61, H: 1348"de nüfusa kayıtlı Ismail Talat oğlu Hayri- ye'den 24.02.1923 doğumlu Sami Dağhan'a aynı hanede nüfusa kayıtlı Abdurrahman Galip ve Fat- ma MuzafFer'den olma 12.02.1933 doğumlu eşi Nazmiye Sebahat Dağhan vasi olarak tayin edil- mıştir. llan olunur. 28.06.2005. Basın: 40070 Tarihi Tahrif -I- Attilâ İlhan'm yazısında yaptığı en önemli tahrifat"Gazi'nin yola çıkacağı sabah, Galata nhtımma ondan evvel 'uğurlamak üzere' o gelmiş; hatta 'Ingiliz'lerin Bandırma gemisinin, basılabileceği' ihbannı yapmıştır." NurerUĞURLU Y akın tarihimizle ilgili her konuda kalemini etkili ve yetkili gören ünlü yazan- mız Attilâ tlhan. Cumhuri- yet gazetesındeki "Söyleşi" köşesinde (10 Ağustos 2005), ".„ 'Kah- raman', Tek Değil, Üd KişiydT başlıklı yazısında, Mustafa Kenıal Paşa'nın Ban- dırma vapuru ile Istanbul'dan Samsun"a hareketini (somut hiçbir tarihi belge ve kanıta dayanmadan) şöyle anlatmaktadır: (Tesbit / 5 "».önce galiba 'inkılap tarih- çileri'mizin. ciddi bir ihmalini tesbitetmek lazım; hemen hepsi ve dainıa, 'Anadolu Harekâü'nı, tek yanlı ve tek yönlü olarak anlahrlar: Mustafa Kemal Paşa, İstan- bul'da kurtuluş imkânlaruu kullanarak, Samsun'a müteveccihen hareket eder; 19 Mayıs 1919'da oraya vanr. Oysa,dahaErzincan'da (1957 mi?) 'Kurt- lar Sofrası' üzerinde çabşırken, bir nokta dikkatinü çeknıişti: operasyon, bir kere tek yanta veyönlü değildir,aynca örgiitlen- mesinde en cansiperane çalışan bir başka kişL meşhur •Hamidiye Kahramanı' Ra- uf Bey'dir (Orbay); yayımlanan "hatıra- lar'da ve 'arasörmalar'da onun izini siir- dükçe, açıkça görülüyordu ki. -hele Sam- sun'a hareketin yakuılaşüğı günlerde-Mus- tafa Kemal Paşa'nın evlne mekik doku- yan odur; dahası, Gâzi'nin yola çıkacağı sabah, Galata nhtimma ondan evveL 'uğur- lamak üzere' o gelmiş; hatta "Ingilizler'in Bandırma gemisinin basılabileceği' ihba- nnı yapmışür. Bu kadarla kalsa, iyi!") RaufOrbay ise bu olayı, (redaksiyonu- nu yaptığım) Sıyasî Hatıralar (Bk. RaufOr- bay, Siyasî Hatıralar, 2. baskı, Örgün Ya- yınevi, Istanbul 2005) adlı kitabında (say- fa 298) şöyle anlatmaktadır: "Mustafa Kemal Paşa ile aramızda ver- diğuniz son kararşu idi: O, Karadeniz'i se- lameüe aşıp Samsun'a çıkınca, ben de ba- n arkadaşlarla buradan Bandırma yoluy- la yer yer belirdiğini duyduğumuz milli hareket erkânıyla, efeler vesaire ile temas ederek tzmir dolayiannı inceleyip Afyon- karahisan'na gidecek, oradan kendisine il- tihak edecektim. Paşa, mayısuı 16'ncı gü- nü yola çıkıyordu. O sabah Şişli'deki evi- negfttim. Haznianmış, benibeklhordu. An- nesiyle evdekilere veda ettikten sonra bir- likte çıkük. Tophane nhtumna vardık. Vbl- da arabada başlayan konuşmamız devam ediyordu. O, tngilizlerin kendisini Karade- niz'de tevkifedecekleri hakknıda aldığı ha- ber üzerinde durarak biraz endişeh' görii- nüyordu. Ben böyle bir şeyi varit (olabilir) görmeyerek: 'Canım, tevkif etmek isti- yorlarsa, dışan çıkmanızı neden beklesin- ler, burada etmelerine ne mani var?' diyor- dum. Böyle konuşurken saatine bakan Pa- şa: ' Vakit geldi. Şimdı nerede ise Mehmet Ali buraya gelecek. Bizi beraber görme- sın. Sen gıt. Ben Refet'e (Bele) bekledi- ğini söylerim' dedL Ve\edalaştık,aynldım." Rauf Orbay'ın anlattıklan ile Attilâ II- han'ın yazdıklan karşılaştınlınca görüle- cektir ki, ünlü yazanmız bu konuda da, söz- cüğün tam anlamıyla, "tarihi tahriP et- mektedir. Tahrif: (tahrifat): 1. harflerinyerlerini de- ğiştirme, bozma, kalem oynatma, değiş- tirme. 2. bir ibârenin mânâsını değiştirme. (Bk. Ferit Devellioğlu, Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lügat, Aydın Kitabevi, 20. baskı, Ankara 2003) Attilâ Ilhan'ın bu yazısındaki tahrifatı, bir başka deyişle tarihi maddı hatalan bir bir sıralarsak şöyledir: 1. Bandırma vapuru, Galata nhtımın- dan değil, Tophane nhtımından kalkmış- tır. 2. Vapur, sabahleyin değil, akşamüstü li- mandan ayrılmıştır. 3. Mustafa Kemal Paşa, Bandırma va- puruna maiyetiyle birlikte binmiştir. 4. (Attilâ îlhan'ın yazısında yaptığı en önemli tahrifat) "Gâzi'ninyola çıkacağısa- bah, Galata nhümına ondan evvel 'uğur- lamak üzere' o gelmiş; hatta 'Ingiliz'lerin Bandırma gemisinin, basılabileceği' ihba- nnı yapmıştır.'' Oysa yukanya aldıgımız hanra parçasın- da da görüleceği gibi: "O, tnginzlerin ken- disini Karadeniz'de tevkifedecekleri hak- kmda aldığı haber üzerindedurarakbiraz endişeh' görünüyordu." Demek ki, RaufBey, Mustafa Kemal Pa- şa'ya böyle bir ihbar yapmamış, olayı Mustafa Kemal'den öğrenmiştir. Attilâ îlhan'ın bu yazdıklan, bana, Arap- lann ünlü 'lafsalatası'nı ammsattı. Bu ün- lü 'lafsalatası' şöyledir: "Necerteöldürü- len Hassa ve Hüsso, Muaviye'nin kızlan- dnf Bu tekerlemenin doğrusu şudur: "Ker- beJa'daöklürülenHasanveHüseyin,Ati'nin oğuDandır." Bu cümlede görülen "öldü- rülen" sözcüğü dışında hiçbir söz doğru değildir, uydurmadır. Benzetmek gibi ol- masın ama, ünlü yazanmız Attilâ llhan 'ın bu yazdıklan da öyle, tarihi gerçek değil, yakıştırmadır. Bu kadar tarihi bir tahrifata doğrusu "pes" denir. Attilâ tlhan gibi ünlü bir ya- zara -eski deyişle- bu kadar "caff-el ka- lem"lik ya da "ma'lûmat-füruş''luk yakı- şır mı? Tarihi bir olayı böylesine yanlış ver- mek ya da aktarmak niçin? Kime yarar? " 'Enver aleyhtan' iki kahraman!»" ile Padişah Vahdettin'le Intelligence Service olayına gelince, onu da bir başka yazı- mızda söz konusu edeceğiz. Attilâ îlhan'ın bu çeşit yazılannda ün- lü romancımız Kemal Tahir'in sesini du- yar gibi oluyorum. Ne demişti Kemal Ta- hir, Kurtuluş Savaşımızın kahraman ko- mutanlanna! "Bunlar, tngüizlerin adamlan yahu!.." Aşklan Göstermelik!.. Ahmet GOKSAN B iraz geriye gidelim: Çanakkale Zaferi'nin 90. yılı, bu yıl oldukça farklı kutlandı. Her taraf bayraklarla donatılırken devletin doruğundaki de orada idi. Halkın katılımınm yüksek olduğu da gözlerden kaçmadı. Tüm bu güzellikler yaşanırken 18 Mart günü yazılı ve görsel basında ilginç, ilginç olduğu kadar da düşündürücü yazılar yazıldı. Gün boyu yapılan yayınlarla Çanakkale Savaşlan dillendirildi. Ancak bir gazetede ilginç bir ad (isim) listesi vardı. Bu gazetedeki listenin başuıa Alman generalin adı konmuştu. Sıra ile öbür Ahnanlann adlan da yazıldıktan sonra en alt sırada da Yüce Atatürk'ün adı yazılı idi. Burada bir kasıt var mı diye soracak olursanız, yanıtımız evet vardır. Çünkü bu sıralama ile çok açık bir mesaj verilmek isteniyor. O da Mustafa Kemal'in bu savaşlarda öyle söylendığı gibi ön sıralarda değil Ahnan generalin emrindeki bir subay oünanın ötesinde bir işlevinin olmadığıdır. Başan Alman subaylanmndır (!). 18 Mart Çanakkale Zaferi nedeniyle ülkenin her yanı ulusumuzun simgesi olan bayraklanmızla donatılmıştı. Nevruz kutlamalannm arkasına saklanarak Mersin'de yaşanan olay, kelimenin tam karşıhğı ile kışkırtmadır. Bu olayı, çok denenmiş bayat bir oyun olarak görüyoruz. Halkımızın bu tür bayatlamış oyunlara kannlanmn tok olduğunu belirtiyoruz. Tüm bunlar yaşanırken AB'nin önde gidenleri Türkiye'ye uyguladıklan kıskacı her geçen gün daraltıyorlar. 3 Ekim'e . gidilirken bu kıskacm daha da daraltılacağını söylemek öngörü olmanın ötesindedir. Büyük bir aşk besledikleri Hırvatistan'a uyguladıklan yöntem, aşklannın ne kadar göstermelik olduğunun kanıtıdır. Kaldı ki Türkiye'ye olan aşklanndan aynca kuşkuluyuz. Çünkü dayatmalannm sonu bir türlü gelmiyor. Her gün dayatmalan birlikte yaşıyoruz. Öncelikle Kıbns'ın karşı tarafa yamalanmasuu istiyorlar. Başka isteklerini de sıraya koyduklan biliniyor. HOTEL MAVI DENIZ TÜRKİYÇNİN CENri.ET KÖSESİ, MAVI BAYRAK ODÜLLU, MAHMARİS TURUNÇ KOYUNDA DENIZE SIFIR, YÜZME HAVUZU, HAVUZ BAR.SNACK BAR. SABAH,AKŞAM Z.ENGİN AÇIK BÜFE ODALARDAj MÜSTAKIL ELEKTRİKLI ŞOF KLİMA, MUZIK, TELEFON,TV,ŞAÇ KURUTMA. O-2 YAŞ pCRETİİZ AYNI ODAOA ÜÇÜNCÜ KİŞİ %50 İNDİRİMLİ TAKIL ELEKTRİKLI ŞOFBEN, -ILEFON,TV OT2 YAS pCREJl NCİİ KİŞt 2 Kişillk Odada Gecelik Kişi Ba$ı Yarım Pansiyon Ekim 30.00 YTL+KDV 40.00 YTL+KDV Temmuz-Ajustos Eylul Bungalov 50.00 YTL+KDV 40.00 YTL+KDV Otel OtaS) 70.OO YTl+KDV 5S.0O YTL+KDV KAMPANYA (10 Ağumtom • 31 Eklm) 7 Oeoe kal 8 Oeoe Öde REZERVASYON TEL 0 252 4767190-91 www hotelmavıdenız com FAX 0 252.4767007 ınfo®hotelmavldenlz.com ÇACIN MOTEL felsefe devam ediyor.. en temiz denizi, her öğün balığı, kalabalıkiardan ve Kabalıklardan uzak sessiz tatJN özlediyseniz... 1 kişi TR 45 YTL ASSOS Bektaş Köyü Sivrice mevkii Tel: (0 286) 723 44 60 / (0 286) 723 44 61 y'Cumhuriyef ^KİTAPLARI ANILAR "Bir Cumhuriyet Kızı" Müşerref Hekimoğlu , "/4«&r"gazetecilığe adanmış bir yaşamın ıçınden gerçekler Gazeteciliği "meslek" olarak düşünenlere "yol haritast" Tûrkiye'nin 1950 sonrası v-aşadı^ı "değişimin " yönü ve nıteliğı hakbnda açıklayıcı tespitler Hepsıvle bırlikie aynı zâmanda: "Bir Cumhuriyet Ktzuun AnUan ". Anısı önünde saygı ve sarı karanfillerle eğiliyoruz. NazifEKZEN Metktz Mocgjı Cod Ho 39/41 Cojolojlu İSUKIUl Td: 0212 514 01 U $d» : Istildd Cod. Zomtok Sok. 4/1 Toksn-İSTMIUL • T.I 0212 252 3811 Ankom «Mvrk Bıırnın No. 125 Kal: 4 BobnMttaMUIUU Tel' 0312 419 50 20 "Bugün26 Ağustos 1338, (1922) saat ondan itibaren tekmil cephede taaruza başlanmıştır. Muvaffakiyet Allahtandır" Başkumandan Mustafa Kemal Kurtuluş Savaşı, aynı toprağı ve geleceği paylaşan insanların, yüksek bir bilinç ve ahlakla, emperyalizme karşı omuz omuza verdiği, kutsal ve onurlu. bir insanlık mücadelesidir. wmt\«•9nfiS»SS jI 2M *::-;?'::\:. : ;:. : . : ;.x;;;;.&:-> ; :;^/&^&&££± •-.-••.•-.:••.'•ft.-..-i.*/r.'*.\'. evr'i imzalamış bir imparatortuktan _ yepyeni bir ulus çıkaran, ^ Eşsiz Başkumandan'ı, üşünce arkadaşlarını ve şehitlerimizi şükranla, minnetle anmak, I olası tehditlere karşı kararlı ve uyanık durmak, ulusal bütünlüğümüzü göstermek üzere, Büyük Taarruz'un başladığı Ağustos ayının 25'i - 26'ya bağlayan gece yarısı saat 02.00 de yurttaşlarımla birlikte AFYON KOCATEPE'deyiz. Mustafa Sarıgül 2 6 A G U S T O S 1 9 2 2
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle