14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 EKİM 2005 PAZAR EGITIM Açıköğretime kayıtlar başbyor • ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Anadolu Üniversıtesi'nin (AÜ) açık öğretim sistemine göre eğitim yapan iktisat, işlet- me ve açıköğretim fakül- telerine bu yıl yerleştiri- lenler ile öğrenci affindan yararlanıp başvııranlar, kayıtlannı birlikte 3-19 Ekim günJeri (pazar gün- leri hariç) arasında yaptı- rabilecek. Postayla kayıt kabul edilmeyecek. Maze- retlen nedeniyle kayıt yaptıramayanlar, mazeret- lerini kanıtlayan resmi belgeyle 20-21 Ekim'de açıköğretim fakültesi bü- rolanna bizzat başvurarak kayıt yaptırabilecek. Bu arada, kayıtla ilgilı belge- ler ile kılavuzun postayla gönderildiği bildirildi. İstanbul'da yağış uyarısı • tstanbul Haber Servi- si - Istanbul Valiliği, ilde bugün beklenen sağanak yağış konusunda kamu kurum ve kuruluşlannı uyardı, vatandaşlann da alınan tedbirlere duyarlı olmasını istedi. Istanbul Valiliği Afet Yönetim Merkezi'nden yapılan açıklamada, Meteoroloji Bölge Müdürlüğü'nden alınan hava tahmin rapo- runa göre, Istanbul'un yenı bır yağışlı havanın etkisine gireceğı ve bu- gün ıl genelinde etkilı olacağının tahmin edil- diği belirtildi. Açıklama- da, kurumlann ve yurt- taşlann tedbirlı olrnası istendi. Tekfur restore ediliyor • tstanbul Haber Servi- si - tstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Tekfur Sarayı ile Anemas Zindanla- rfnı restore ederek fu- rizmin hizmetine suna- caklannı bildirdi. Top- baş, Bizans döneminin ayakta kalan tek saray yapısı olan Edirneka- pı'daki Tekfur Sarayı'na giderek restorasyon çalışmalan hakkında Proje Müdürü Dr. Şirin Akıncı'dan bilgi aldı. Is- tanbul'un çok kültürlü bir kent olduğunu anla- tan Topbaş, IstanbuFun "2010 Yılı Avrupa Kültür Başkentı" adaylığı için de bu miraslann korunması gerektiğini söyledi. Kendini benzinle yaktı • Istanbul Haber Servi- si - Kâğıthane'de, ben- zinle kendisini yakan bir kişı hayatını kaybetti. Ayn yaşadığı eşi, kendi- sıyle konuşma isteğini reddetiği için, kendini ateşe veren Zeynel Tatar, benzin dökerek kendini ateşe verdi. Tatar'ın üze- nndeki alevler, çevreden yetişen yurttaşlarca su dökülerek söndürüldü. Hastaneye kaldınlan Zeynel Tatar, burada ya- pılan tüm müdahalelere karşın kurtanlamadı. Kayseri'de bir bebek daha öldü • ANKARA (AA)-Ercı- yes Üniversitesi Tıp Fa- kültesi Hastanesi Yenido- ğan Servısi'nde agustos avında 8 bebegin ölümüne )ol açan enfeksiyondan etkilenen ve 2 aydır tedavi edilen bir bebek daha ha- \atuu kaybetti. 8 bebegin clümüne yol açan "Kleb- sella" bakterisinin yol aç- cğı enfeksiyon nedeniyle 2 aydır yogun bakımda te- cavi altında bulunan Ya- uız Selım Karaman adlı tebek, akciğer yetmezliği sorunuyla da karşılaşınca vaşamını yitirdi. ü Sınava hazırlıkyaşı dokuza düştü. Öğrencilerinfidkselve duygusalgelişimi olumsuz etkileniyor OKS hastaediyorFİGEN ATALAY / EMEL KttJÇ Ortaöğretim Kurumlan Seçme Sına- vı (OKS) için hazırlıklara başlama ya- şı 9'a kadar düştü. Bu sınavı kazanma- yı "tek hedef" haline getiren anne-ba- balar, çocuklannı sınavdan birkaç yıl ön- cesinden itibaren okul-kurs-özel ögret- men üçgenine hapsediyor. Uzmanlar, büyük hedefler üzerine odaklanıp, başansız olan çocuklann yaşayacaklan hayal bnklığının, çok olumsuz etkileri olabileceğini vurgula- yarak anne-babalan "hırslannı kont- rol etmderi" için uyanyorlar. Çocuklar büyük bir baskı altında, akıllan oyunda, sinemada, arkadaşlann- da kalarak test sorusu çözmeye çalışı- yorlar. Yıllar süren bu sancılı hazırlık sürecinin sonucunda ise çocuklann bü- yük çoğunluğu sınavı kazanamıyor, kendilerini "başansız" buluyor, hayal kırıklığı yaşıyor, anne-babalanna kar- şı suçluluk hissediyor. Anne-babalann öncelikle şunu çok iyi bilmeleri gerekiyor ki, artık Anadolu li- seleri önceki yıllardaki kadar kaliteli egi- tim vermiyor. Yani, çocuklan, bir bö- lümü herhangi bir düz liseden çok da farklı olmayan bir Anadolu lisesinde öğ- renim görsün diye bunca çabaya, mut- suzluğa gerek olup olmadığını çok iyi düşünmeleri gerek. ILETIŞIM SORUNU BAŞLIYOR Eğitim Damşmam Asuman Kuzuoğ- lu, OKS'nin, ilerleyen yıllarda öğren- cilerin yaşamlannı nasıl etkileyeceği- ni şöyle anlattı: 'Ozdlikle ilköğretimin son yülannda, hayatın sadece sınavdan ibaret olduğunu düşünerek hareket eden aileierde, ciddi iletişim problemleri ya- şamyor. İktişimsiziikbirçokbaşka sıkın- üyı da zaman içinde beraberinde geti- recektir. Karşı çıkmalar,isyankârhklar, mutsuztuklar,güvensizlikdırvgusu bu dö- nemlerde getişecekve ilerüd yaşamlann- da daha büyük sonmlara da neden ola- caktir." Büyük hedefler üzerinde yoğunlaşıp başansız olan öğrencilerin yaşayacak- lan hayal kınklığının, ileride yaşamla- nna güvensizlik içinde başlamalanna ne- den olacağına dikkat çeken Kuzuoğlu; ailelerin, çocuklanm iyi tamyarak he- def belirlemeleri gerektiğini vurguladı. Çocuk ve ergen psikiyatristi Dr. Mel- tem Kora. OKS hazırlığının, ilköğretim 7'nci ve 8'inci yıllanm kâbusa dönüş- türdüğünü belirterek sınava hazırlık sü- Öğrenci ve veliler OKS'ye hazıriığın kendilerini psikolojik olarak çok etkilediğini söylediler. VELtLER: GENÇLtĞİ KAYGIYLA GEÇÎYOR Fazilet Eskici: Çocukluğun, gençliğin en güzel yıllan kaygıyla geçiyor. Ülke şartlan bizi buna itiyor. Çocuk- lara manevi destek gerek, stres olmamalı. Serpil Yılmaz: Kızım, sınava hazırlanmaya 6'ncı sınıf- ta başladı. Bu hazırhğı sindire sindire, onu yormadan, sosyal yaşamından taviz vermeden yaptık. Bu bir sü- reç. Dershane bu dönemde, bilgiyi eğlenceli hale ge- tirmeli. ZÜIeyha Gemici: Oğlum Şahin, tam anlamıyla oyun de- lisi diyebilirim. Benim isteğimle çalışıyor. Beklentisi çok büyük, ama yeterince çalışmıyor. Sevinç Turan: Çocuğum iki yıldır sınavlara hazırlanı- yor. Dershane seçiminin çocuk için önemli olduğuna inanıyorum. ÖĞRENCtLER: ÇOK STRESLl Görkem Eskici: Zaman kısıtlı.Eve kapanıyorum. Bilgi- sayarla zaman geçiyor. Sınava hazırlanmak çok stresli. Sınav kalksın isterdim. Geçen yıl (7.'nci sınıfta) rahat- tık. Strese sokmayacak bir sınav, bir yöntem bulsunlar. Erdem Yüksel: Boş vakitlerimde, bilgisayarda sanal fut- bol oynuyorum. Sadece pazartesi günlerim boş. Sınav stresim yok. Hafta içi dört dün de etütlere kahhyonım. Sicak Yılmaz: Okul beni yoruyor. Sosyal aktrvite sınır- lı. Günde 100 soru çözüyorum. Boş vakitlerimi dinle- nerek, kitap okuyarak geçiriyonım. Bilgisayara düşkün değilim. Sokağa çıkamıyorum. Doğan Tannverdi: Tek isteğim bilim adamı olmak. An- nem, babam bana çok emek veriyor. Onlann çabalan- nı karşılıksız bırakmak istemiyorum. reciyle ilgili şunlan söyledi: "Bu süreç, gelişen ve büyüyen bir ço- cuğun, en kritik psikolojik çalkanülan da yaşadığı bir döneme, ergenliğe rast- trvor. 13-15 yaşuı dayarüğı bireyselleşme zorluklan. kimliğini kazanma, iç çaüş- malannı çözme. gelecek beklentüerini kunna gibi zoriuklarta uğraşan çocuk bir taraftan da yoğun bir ders progra- mına giriyor, yaldaşan sınavm \ aratağt kaygı ile de mücadeie ctnıekzorunda ka- hyor. Bir başka deyişle hem içten gelen kaygüar, hem toplumun ve ailenin bas- kısı bu yaştaki pek çok ergenin ciddi sarsınü geçirmesinezemin hazuiamak- tadır. Bu etkilenme ve sarsılma baa ço- cuklarda artnuş sınav kaygısu kendini sadece derslereverme, eve kapanma gi- bi sadece hafif sosyal belirtiler şeklinde kendini gösterse de, bazen değersizJik, işe yaramama duygusu, keder hali, ya- şamak istememe gibi depresif beürtile- re; karşı geüne, ders çalışmak istememe, şiddet egilimi gibidavraıuş sorunlanna; evden kaçma, okuldan kaçma, madde kıılianımı gibi daha ağu* durumlara da dönüşebümektedir." ÇOCUKLAR ÇOK ETKİLENİYOR Kora, duygusal, davranışsal ya da öğ- renmeye ait özellikleri olan çocukla- nn, bir başka deyişle, dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu, öğrenme güç- lükleri, duygusal ve sosyal sorunlar ya- şayanlann, bu "seçme ve yerleştirme'' maratonundan en çok etkilenen çocuk- lar olduklarını da vurguladı. Dr. Kora, "Toplum içinde hiç de kü- çümsenmevecek oranlarda olan bu ço- cuklann, (\1izde 10-15 ve hafta daha yüksek oranlarda) ruh sağhklan gide- rek daha da fazia risk alüna girhor" de- di. Fen Bilimleri Merkezi OKS Rehber- lik Birimi Uzmanı Ali Naki Ünal ise veliler ve öğrencilerin, bu sınavın sadece bir sıralama sınavı olduğunu unut- maması gerektiğini, çocuklann aşın sorumluluk duygusu altında ezildiğini kaydetti. YÖKBaşkanvekili Prof. Dr. Eşme, MEB 'e tepkigösterdi: Bakanlık boşluklarıfirsat bildi Amaçlan imam başöğretmen FIRATKOZOK ANKARA-YÖK Başkanvekili Prof. Dr. Isa Eşme, Milli Eğitim Bakanlı- ğı'nın, ilahiyat fakültesi mezunu öğret- menlere Kariyer Basamaklannda Yük- selme Sınavı'nda tanıdığı "sınav ayn- cahğına" tepki gösterdi. Bakanlığın, il- gıli yönetmelikteki boşluklan "firsat olarakgördüğünü" beürten Eşme, "Mfl- li Eğitim Bakanhğı buradaki esneküği, ilahiyat çıkışulan başöğretmen yapmak için bir araç olarak kullanmakistemek- tedir" dedı. Prof. Dr. îsa Eşme, AÜ tlahıyat Fa- kültesi ve Atatürk Üniversitesi Islami îlimler Fakültesi mezunlan ile diğer ila- hiyat fakültesi mezunlanndan temel Is- lam bilimleri üzerine yüksek lisans ya- pan öğretmenlerin Kariyer Basamakla- nnda Yükselme Sınavı'ndan muaf tu- tulmalanyla ilgili Cumhuriyet'e açık- lamalarda bulundu. MEB'in "çok acele" ibaresiyle 8.9.2005'te YÖK'e bir yazı gönderdi- ğini belirten Prof. Dr. Eşme, MEB Müs- teşan Prof. Dr. Necat Birinci imzasıyla gönderilen yazıda kendilerinden iste- nen görüşü açıkladı. Buna göre MEB'in YÖK'e gönderdiği yazı şöyle: "Biün- diği gibi 1739 sayıh Miffi Eğitim Temel Kanunu'nun 8.7İ004 tarihlive 25516sa- yıh ResmiGazete'deya\imlanan 5204 sa- yıh kanunla değişik 43. maddesinde Alanında ya da eğitim bilimleri alanın- da tezli yüksek lisans öğrenimini ta- mamlamış öğretmenlerden uzman öğ- retmenlik, doktora öğrenimini tamam- lamış öğretmenlerden ise başöğretmen- lik için sınav şartı aranmaz' hükmüne yer verilmiştir. Bir örneği ekte gönderi- İen 20.6.1999 tarihü ve 12358 sayıh yazı- nızda Ankara Üniversitesi Üahivat Fa- kültesine 1976-77 ile 1981-82 yıDan ara- sında; Atatürk Ünhersitesi'ne ise 1982- 83 >ılma kadar kayıt yapbran öğrenci- CHP MÎLLETVEKİLLERİMUSTAFA GAZALCI VE MEHMET TOMANBAY: 'Üniversite özerkliğine siyasi müdahale' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümetin üniversitelere doçent \e profesör harici akademik personel atamasıru durduran genelgesıne tepki gösteren CHP Denizli Milletvekili Mustafa Ga- zalcı ile Ankara Mılletvekıli Mehmet Tomanbay. ıktidann "kendi zihniyetinde kadrolar oluşturmak için üniversitelerm özerkliklerini eDerinden ahna- ya çahşöğını'' \-urguladi. CHP Denizli Milletveki- li Gazalcı, dün yaptığı yazılı açıklamada AKP hükümetinin işbaşına geldiğinden bu yana Yük- sek Öğretim Kumlu'nu (YOK) ele geçirmek için uğraştığına, TÜBıTAK'ta oldugu gibi kendi de- netiminde bır yükseköğretim yaratmak istediğine işaret etti. Gazalcı, açıklamasmda şu ifadelere yer verdi: "Hukuk devtetinde hükümetier her istedi- ğitti yapamaz. Çağdaş ülkelcrin rümünde üniver- siteler özerktir. Özerkük, hükümctlerin keyfiKğini önlemek, bilimsel geUşmeyi sağlamak için ortaya çıkmışür. AKP hükümetinin vapüğı gibi 'Katsayıyı şöyle yapın, kadrolan, fonlan benden izin alarak kullanın' den- mez. Denirse o üniversitelerde bilimsel, yönetsel özerkük ohnaz, İ nh ersiteler de gefişemez. Hükü- met bu rurumuyla ünh'ersitelerde eğitimin nıteü- ğinin düşmesine yol açmaktadır. Hükümet, üni- versiteler ve TÜBÎTAK gibi bflim kuruluşlann- dan eüni çekmeü. hileye başvurmadan yargı ka- rariannı uvgulamaladır." CHP Ankara Milletve- kili Tomanbay da hükümetin YÖK'e karşı tavır- lannın üniversitelerüı idari özerkliğine ters dü- şen ve bilimsel gelişimine engel olacak yanlış bir adrnı olduğunu vurguladı. Tomanbay, "Hü- kümetin Danıştay kararlannı hiçe sayarak yeni bir genelge >a\ımlaması ülkemizdeki özerk aka- demik kurumlara karşı yapılan siyasi bir müda- haledir" dedı. Hükümetin yargı kararlanna rağ- men YÖK'e karşı müdahalede bulunmayı sür- dürdüğünü dile getiren Tomanbay. "Bu, laik ve demokratik sistemin özerk kurumlanna karşı AKP hükümetinin ne denh' kasıth bir tutum içinde oldu- ğunun da açık bir kanıOdır" dedı. lerin, 5 \ılhk >ükseköğrenim gördükle- ri vurgulanarakbu okuHara, 1982 yıhn- dan önce kayrt yapüran ve 5 yılhk yük- seköğrenim görenlerin, gördükleriöğre- nimin yükseklisansöğrenimineeşdeğer sayıkfağıbeürtihnektedir. Yukanda sözü edilen kanun hükmü çerçevesindeyapı- lacak betniemeye esas olmak üzere. ge- rek yukanda beürtilen okullarda gerek- se aynı konumda olan diğer yükseköğ- reninı kurumlannda görülenve yüksek lisans öğrenimine eşdeğersayilan söz ko- nusu eğitimlerin tezli yüksek lisans eği- rimi kapsamında değeıiendirUip değer- lendirilmeyeceğinin, 16.92005 tarihine kadar bakannğnmza biktirihnesini rica ederim." YÖK'e gönderdiği yazıda "ör- nek fakülteler ve buna benzer durum- dakiler için" görüş soran bakanlık, YÖK'ten "ohunlu" yamt gelmesi üze- rine karan "kendineyonttu''. Üahiyat dı- şında 5 yıllık eğitim gören eğitim fakül- tesi mezunlannı kapsama almayan ba- kanlık, YÖK'ün verdiği iznin kapsa- mım da genişletti. Yahıızca 5 yılhk eği- tim alan ilahiyat fakültesi mezunlan- mn değil, bu konumdaki tüm eğitim fa- kültesi mezunlanmn da aym hakka sa- hip olmalan gerektiğine işaret eden Eş- me, "MiDi Eğitim Bakanhğı'nm, bu uy- gulamasıyia yönermeüklerdeki boşluk- lan firsat bildigini" \ıırguladı. 5 yıllık eğitimin yüksek lisans eğitimine eşde- ğer görülmesi uygulamasmın öğrenci- leri doktoraya özendirmek olduğunu söyleyen Eşme, "Bakanhk, buradaki esnektiği, bu kazanımı, ilahiyatçılaşhla- n başöğretmen yapmak için bir araç olarak kullanmak istemektedir" dedı. BAKANLIK SİTEDE OYNAPI MEB konunun gündeme gelmesi ve YÖK'ün tepkisi üzerine internet sitesin- de "cjııamayıaptı". Bakanlık, daha ön- ce YÖK'ün gönderdiği yazıya atıfta bu- lunarak yayımladığı "ilahiyat mezun- lanndan temel İslam biümlerinden tef- sir. kelam. hadis ve tslam hukuku alan- lannda tezli yüksek lisans yapan öğret- menlerin sınavdan muaftutulacağı" yö- nündeki duyurusunu bir gün sonra, YÖK'ün yazısıyla birlikte gelen "üni- versite görüşüne" dayandırdı. •' PAZAR ORHAN BüRSALI Karşılıklı Aldatma Yarın AB ile müzakerelerin resmen başlama tarihi. Müzakere Çerçeve Belgesi'nin içeriğine sokulmak is- tenen kısıtlayıcı unsurtar nedeniyle kıyamet kopuyor. Başlayacak mı başlamayacak mı.. belgenin içine Avus- turya'nın dayattığı "imtiyazlı ortakJık" veya benzer ifa- deler girecek mi girmeyecek mi.. "MutlakAB'cil&re göre, "imtiyazlıortaklık" lafı gir- mezse bu iş tamam!.. Çerçeve Belgesi'ni objektff ve "bilimser gözle inceleyen uzmanlar ise belgenin za- ten Türkiye'yi özü itibanyla "imtiyazlı oıiak" olarak gör- düğünü vurguluyor. Nitekim "okumasım" bilen, geliş- tirilmemiş bir kavrayış yeteneğine sahip bir vatandaş bile, belgenin, • iyi niyetlilikten yüz seksen derece uzak, • Türkiye'yi tam üye yapmamak amaayla hazırlan- dığı, • Türkiye'den her şeyi ister ve alırken bir şey verme- meyi öngördüğünü görür. "Mutlak AB'ci takım'a bakıyorum.. yazılannda, bı- rakın belgeyi doğru okuyabilmeyi, belgenin bu içeriği konusunda tek bir aynntı, doğru düzgün bilgi, açıkla- ma, okurunu aydınlatma yok.. Bunun Türkiye'yi tam üye yapmama belgesi olduğunu söyteme cesareti ve dürüstlüğünden yoksunlar. tam bir embesil pozisyo- nu.. Ama yalan bir çocuklanmız ve geleceğimiz ede- biyatı!.. Gözlerini ve yüreklerini sarmaşıklar bürümüş, "isterük" histerisi içinde, bugünkü koşullarda ve bu bel- geyle gerçekleşmeyecek birhayalin peşindeler.. "Ame- rikan Rüyası".. Üstelik AB'ci tayfanın en sığ kesimi de Türkiye'nin karşısına bütün bu engelleri, adı ulusalcıya çıkmış in- sanlarakarryorlarmış gibi "ulusatılara" küfretmekle meş- guller. Insanı kusturacak bir durum.. alçaklık, küstah- lık, aldatma, yalan, utanmazlık diz boyu.. Bazılan utanmadan yineliyor "Eeee kardeşim, ora- sı birkulüp, üyeliği sen istiyorsun.. tabii ki istedikleh- ni yerine getireceksin.. tabii ki ayncaltklı davranacak- larsana.." • • • "Peki, ama.." bile dedirtmiyorlar.. Peki kardeşim, demokratikleşme falan hepsini istiyoruz.. AB'nin bü- tün standartlannın hepsini de tam üyelik sürecinde gerçekleştireceğiz... önümüzde en az 10 yıl var.. Za- ten tarama-müzakere süreci, bütün bu eksikleri ta- mamlamak için değil mi? Peki, sen bana kemiksiz bir tam üyelik vaat ediyor musun? Yok.. Yok diyen ben değil, Çerçeve Belgesi! Çerçe- ve Belgesi'nin kendisi bir ikinci sınıf üyeliğin belgesi.. Bize bu belgeyi yutturmak için, Şükrü Elekdağ'ın da dediği gibi bir Avusturya-Vıyana kuşatması yalanı et- rafında gürültü kopanlıyor. Avusturya sis bombası, Çerçeve Belgesi'nin içeriğinı saklamaya yönelik.. Olacaklar bellidir: tabii ki laf olarak "imtiyazlı ortak- lık" terimi metne girmeyecek... Başta Blair, Schröder ve bizim iktidar ve bütün yardakçılan olmak üzere, sü- rünerek de düzülerek de olsak, beşinci bodrum katı- na tıkılıp hiç AB güneşi görmesek de, herkesin yarar-' landığı olanaklardan yararlanmasak da, yurttaşlanmız dolaşamasa da, sadece AB'nin güvenlik, piyasa ve Tür- kiye'nin çevre ilişkilerinden yararlanma politikalanna hiz- met ve uşaklık etmeyi öngörse de.. .. Sadece AB'ye hizmet eden "ikinci tip ortaklık" öngören ("imtiyazirs» bile bir aldatmaca!) Müzakere Çer- çeve Belgesi'neevetdiyeceğız.. işin en acı tarafı. bu imza Türkiye'nin tam üyeliğe gidış belgesi ve büyük bir zafer olarak kutlanacak.. Gazete manşetlerini şim- diden gözünüzün önüne getirin.. • • • Ben size söyleyeyim: • Türkiye, Kıbns'ı Rumlara ve AB'ye peşkeş çekse; Ege meselesi Yunanistan lehine çözümlense.. Ülke "federatif" olsa ve.. • Lozan'ın içeriğinde, AB'nin istekleri doğrultusun- da değişiklikleryapılsa bile; Ermenilerin ısteklerine evet dense, soykınm resmen kabul edilse, tazminatlaröden- meye başlasa.. bile... ...Taslağı açıklanan Çerçeve Belgesi'ne göre, biz AB'ye eşit haklara sahip tam üye olamayız.. Nitekim, yukanda sıraladıklanmın hemen hepsi, Kıb- ns gibi bazısı hemen çözülmek kaydıyla, diğerleri şu veya bu şekilde, kıyısından köşesinden, ama zamanı gelince mutlaka yerine getirilmek koşuluyla, AB'nin Türkiye'ye yönelik bütün belgelerinde yer alıyor. Tam bir süründürme görüşmeleri.. • • • Şimdi: Türkiye 1) bu belge ile tam üye olamayaca- ğını bilmeli (çünkü Avrupa biliyor).. 2) bu Çerçeve Bel- ge sadece ekonomideki büyük altüst oluşu engelle- mek için imzalanır... 3) böylece bir yıl zaman kazanılır; 4) ne için zaman, derseniz, yerine getirmeyeceğimiz ilk büyük dayatmayı askıya almak için... 5) ekonomi bi- raz daha olağanüstü önlemlerle hazırlanır, 6) ve çanak çömlek patladığında (bu kaçınılmazdır!) hasan az olur. 7) böylece bu belge geçerliliğini yitirir... 8) Avrupa gö- nülden istediğinde zaten yeni bir çerçeve belge hazır- lanır.. 9) Türkiye, Avrupa'nın bütün standartlannı ulu- sal bir uzlaşı ile, ekonomik çıkarlan doğrultusunda ger- çekleştirmeye koyulur. Türkiye bunu yapabilir. Ben ki AB Projesi'ni ve Türkiye'nin AB üyeliğıni gö- nülden destekleyen bir insanım.. Ama görüyorum ki, tam üyeliğin zamanı bugün değil. Koşullar olgunlaş- mamış. Ne AB bizi almaya hazır ne de Türkiye kendi- sine dayatılan bu koşullan kabul edebilir.. Avrupa, günlük hareket ediyor.. Hiç şüphem yok ki, dış koşullar Avrupa için olgunlaştığında, ne Kıbns'ı ta- karlar ne Ermeni sorununu.. Hemen kapılan açarlar.. Ama şimdilik, bugün bu evtilik gerçekleşmez. Zamanı bekleyeceğiz.. Hiçbir şey kaçmıyor.. Kalk- mayan tren zaten bir yere gidemez ki!.. Tren kalkmaya hazır olduğunda bineriz.. obursali@cumhuriyet.com.tr. ÖNDER BABAT KÜLTÜR MERKEZt'Nİ BİRLİKTE KURMAK İÇİN DAYANIŞ.MA KONSERİNDE BULUŞALIM PROGRAM: - ALİ ASKER (Konuk Sanatçı) - GRUP KIZILIRMAK - SADIKGÜRBÜZ - GRUP DOMANE DERSİM - Sinevız>on Gösterimi (Dünden Bugüne Bıriktırdiklerimiz) YER : Bostancı Gösteri Merkezi TARİH : 9 Ekim 2005 Pazar SAAT : 15.00-20.00 Bilet Satış Noktalan: Taksim/'Beyoğlu - Taksim'Beyoğlu - Kadıköy Kartal Ümraniye Aksaray Bağcılar Imren Kıtabevi Beyoğlu Sineması Kafesi Seyhan Müzik Dersim Kasetçilik Mavı Kırtasıye Ezgi (ldil) Müzık Kardelen Kültür Merkezi Kelepır Not: Avrupa Yakası'ndan ücretsiz araç kalkacaktır. İrtibatNo:0212 249 38 75
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle