Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16MART2004SAL
.14 JvLJ.L/1 U-ti. kultung cumhuriyet.com.tr
TİYATRO DÜNYASINDAN DtKMEN GÜRÜN
flerör, şiddetvekarakomedi\Iartin McDonagh ı îstanbul Devlet Ti-
yatrosu'nda CüneytÇahşkur'un üç yü ön-
ce sahneye koyduğu "Leenane'nin Gü-
zelKk Kraliçesi" ile tanıdık. Şimdi de
Kent Oyunculan'nda Mehmet Ergen'in
yorumladığı "Inishmore'lu Yfizbaşı
1
' ile
buluşuyor seyirci. Yazar, bu oyunda te-
rörolaylanyla, şiddetle hesaplaşıyor. Ku-
zey Irlanda'da insan elinin pek değme-
diği, fakir ve küçük bir adada gerçekJeş-
tiriyor bu hesaplaşmayı. Bir üçlemenin
son oyunu *Inlshmore''hı YüzbaşL" Di-
ğer iki oyunda da ("Inishmaan'ın Topa-
h" ve "Insheer'in PerilerT) yine eğitim-
sizliğin. gelir dağılımındakı dengesizh-
ğin yaşamlann bir parçası olduğu dün-
valan ele alır.
da ideolojik, psikolojik, sosyolojik yapı-
lar içersinde mizaha yatkın bir tiyatro
diliyle anlatılması "Inishmore'lu Yüz-
başı"yı ilgi çekici bir oyun olarak belir-
liyor...
Yazar, alışılmışın dışında bir pence-
reden bakıyor terör olaylanna. Şiddeti,
acımasız cinayetleri sorgularken seyirci-
yi güldürmekten çekinmiyor. Ama, bu-
rada söz konusu olan farkiı bir gülüş.
Yönermen Mehmet Ergen söz konusu
farklılığı sahneye taşırken yazann böy-
lesine ciddi bir sorunla buluşturduğu ka-
ra mizahın altını dikkatle çiziyor. Şidde-
tın boyutlannı bilinçlı bir abartıyla göz-
ler önüne seriyor. Insanın ınsana karşı olan
Kara komedi
Marön Mcdonagh'ın yazdığı, Mehmet Ergen'in yönettiği
"Inishmore'lu Yüzbaşı"da terör olayianyla ve şiddetle hesaplaşıhyor.
"Inishmore'lu Y uzbaşı" bir ka-
ra komedi. Oyunda; IRA'dan ayn-
larak INLA üyesi olan Patnck in
"özgürve demokratik bir trianda"
ıçin bombalama eylemlerınden bir
yenısine başlamak üzere babasına
emanet ettiği kedisi Arap'ın başı-
na gelenleri öğrenmesinden önce ve son-
ra yaşanan olaylar üzerine odaklanır ya-
zar. Bu olaylar kapsamında örgütler ara-
sı bölünmeler de öne çıkar. Dinıne ıma-
nına bağh olanlar-olmayanlar. özgürlü-
ğü belli bir kesım ıçin isteyenler, isteme-
yenlergıbi... Ama sonuçta amaçlann ger-
çekleştirilmesi için gençlere uyuşfurucu
satmak mübahtır, adam öldiirmek olağan-
dır, et sanayiini çökerfmek içın ınekJe-
rin gözüne ateş etmek sıradandır... Bü-
yük birçarkın dışlilen arasına irilmişle-
rin, piyon olarak öne sürülenlerin ya da
piramidin en altında duranlann ezilmış-
likleri, cehaletleri ve hastalıklı yapılan-
dır öne çıkan.
Bütün dünvada gündemde olan terör
yapılanmasının böylesine basit çizgilere
indirgenmesi ve bu kavtamın biranlam-
MSütün dünvada gündemde olan terör
yapılanmasının böylesine basit çizgilere
indirgenmesi ve bu kavramın bir anlamda
ideolojik, psikolojik, sosyolojik yapılar
içersinde mizaha yalkın bir tiyatro diliyle
sergilenmesi "Inishmore lu Yüzbaşı "yı
ilgiyle izlenen bir oyun olarak belirliyor.
acımasızhğını McDonagh ın söylemini
destekleyen resimlerie dile getiriyor. Ta-
bii burada küçük çapta yaşanan çıkar
ılişkilennın boyutlannı piramidin tepe-
sine doğru genişletmek olası.
Sorgulamalar
Inishmore, örgüt faaliyetleri adına te-
rör olaylannın planlandığı, işkencelerin
yapıldığı ve de Donny (Mehmet Birld-
ye) ve Davey (Engirı Hepileri) gibi saf,
bilgısiz. şaşkın, çaresiz insanlann şid-
detle iç ıçe yaşadığı bir yer. Bu iki insa-
nın sıkışmışlıklanna, kaçış yollan arama-
lanna karşın her an biraz daha batağın içi-
ne çekilmeleri ve canlannı kurtarmak
için birbirlerini harcamalan Mehmet Bir-
kiye ve Engin Hepileri'nin sıcak yorum-
lannda yakalanıyor. Hele cesetler üzerin-
de çalışırken ölümü nasıl enselerinde
hissettikleri, mizah kavramını zorlama-
yan birakıcıhkla seyirciye taşınıyor. IN-
LA üyesi Patrick rolünde HakanGerçek
de yine aynı şekilde mizahın altıru abar-
hya kaçmayan biryorumla çiziyor. Inish-
more'lu yüzbaşının hastalıkJı, saplantı-
h, tehlikeli, değişken kişiliğini öne çıka-
ran, dozunda bir oyunculuİda işliyor ro-
lünü. Aşın duygusallık ve acımasızlık
arasındaki gel-gitleri Patrick*in saplan-
tılannı, cehaletini öne çıkanyor. fdealin-
deki kahraman Patrick için her şeyi gö-
ze alan genç Maıread da bu ılişkiler ağın-
da kendıne bir yer açacak ve sıra-
sı geldiğinde kedısı ıçin aşkına bi-
le kıyacaktır. Yeşim Koçak, izle-
diği filmlerden etkilenen bu küçük
kızın acımasızlığını ve saflığını
yansıtırken dörtlüyü tamamlıyor.
Okan YaJabık (Brendan), Cengiz
Bozkurt(Chrisry•), BülentŞakrak
(James), Bartu Küçükçağlayan
dörtlüyü destekleyen oyuncular.
Zeki Sayaroğhınun dekor tasanmı deği-
şimJeri aksatmayan yapısıyla pratik ve iş-
levsel.
Oyunda "terör" gibi çok katmanh bir
konu olabildiğınce basite indirgenerek ir-
delenıyor ama yukanda da değindığim
gibi, yıllarca terörle yüz yüze yaşamış top-
raklardan çıkan (trlanda) genç bir yaza-
nn temel hareket noktası kuşkusuz böy-
lesine yalın çizgiler içinde kalarak şid-
deti olabildiğınce basit bir öykü kapsa-
mında kara mizahla örerek işlemek ve
böylelikle seyırcide birtakım soru işa-
retleri uyandırmaktır. Mehmet Ergen'in
yorumu ve oyunculuklar da bu bıçak sır-
tı metnin gülmenin/güldürmenin ötesin-
de yükjendiği misyonu belirginleştiri-
yor.
KONSER BUCÜN
Gökalp
Baykal
Borusan'da
Tiyatro Fora'nın yeni oyunu, yaşamı gerçek kılarken gerçeği yalana dönüştürüyor
Saplanüya döniişen oyun
KültCr Servisi - Rock
müzisyeni Gökalp Baykal
bugiin saat 19.00'da Borusan
Kültür ve Sanat Merkezi'nde
bir konser verecek.
Baykal konserde, Türkçe sözlü
şarkılannı gitar ve ağız
armoıukasıyla akustik olarak
yorumlarken daha önce hiçbir
yerde çalınmamış yeni
şarkılannı da seslendirecek.
Sanatcıya konserde piyano,
akordeon ve ut ile İsmail Safa
Yalbazeşlik edecek.
Gökalp Baykal DGSA
Mima.-lık Yüksekokulunda
mimarlık eğitimi alırken gitar
çalmaya, 1980 yılından itibaren
de beste yapmaya ve şarkı
söyleıneye başladı Ilk
donerrde çalışmalannı
sahneye sürdüren sanatçının
1997 yhnda 'Ağustos 1996'
adını taşıyan ilk albümü
yayırrrandı. Bu albümü 1998
yılındi Catwalk topluluğuyla
yaptığî dört şarkılık blues
ağırlıku 'Günaydm Hûzün'
adh EJsi ve 1999 jalında
t
Yaba»alar' albümü izledi.
'Yabaacılar' albümünden kısa
bir süre sonra klasik müzik
lcökeniıpiyanist İsmail Safa
Yalba^ıle çalışmaya başladı.
BaykaJ'ın 'Akustik AnıJar -
Konse?" albümü 2001 yılında
üntemetüzerinde, 2002 yılında
da müzsk marketlerde yerini
aJdı S.aıatçmın son olarak
Her Zunan Bir Şarkı'
aidlı alfcmü müzikseverlerle
b«uluştm:
HALliK ŞE\T<ET ATASEVTN
Bir oyun mu eleştıriyoruz, yoksa
okuldaki haylazlıklanmızı mı hatır-
latıyoruz birbirimize?
Okul. dış rengi salyangoza. iç ren-
gi yıllardır tozlan alınmamış. sırla-
n dökülmüş eski avnalara benzer ve
bu görüntünün ardından kirli renk
hummasına kapılır çocuk ve okuldan
nefret eder, Çocuk oyunun kendisi-
dir, ama oyuna benzemez... Ve bu
karmaşık tedırginlığin uzantısında
bir insan daha toplumsallaşır ve Gay-
ya kuyusunun içinde kaybolup gi-
der.
Çocuk hangiyaşta hangi munu m -
nanıalıdır?
Yanıt; sanınm 12-18 yaş gnıplan
içinde olmalıdır. Çünkü bu yaş gru-
bu gençler, dönüşü olmayan özgür-
lüklerine ve içinde yaşadıklan top-
lumun değeryargılanna başkaldıra-
cak nitelıktedır.
Şimdi onlann evrensel konumla-
nna birgöz atalım. Ömeğin; "Köşe-
kapmaca" oyunu içinde, birlikte ya-
şayacağı toplumun çıkarçevTelerini
ellerinde bulunduranlann köşeleri
kapmalanndan ve sömürü düzenle-
nnı ışletmelerinden söz eder. Bir de
"Körebe" oyunu üzerinde duralım:
Toplumun getirmiş olduğu haksızlık-
lara karşı ve de kimseye muhtaç ol-
madan (körlük sadece görme özür-
lülüğü değildir) a>Tiı zamanda insani
ve ruhsal acılara dayanma gücüdür.
Yazgılar dünyasmın tııtsağı
Çocuklar o>amlarla tanıyorlar bir-
birlerini; böyle sevilip, böyle seviyor-
lar. Ama bu ortamın değışimıni do-
ğa hazırlayıp çözümünü insana ve-
riyor.
Bakalım nasıl bir tehlike bu?.. Ya-
şam kavgası. aşama aşama derinle-
şerek gerçek duygusunu yitirmeye gö-
türiir. Çünkü insan eksik doğmus,
doyumsuz istekJerini gerçekleştıre-
memiş şizoit karakterde bir varlıktır.
Ve onun adı, Tiyatro Fora'nın "Teh-
Kkeli Saplantı" ovoınunda John Bar-
rett'tır. John Barrett, yaşamı gerçek
kılan, gerçeği ise yalana dönüştüren,
bunlara da kendince bir kulp takan
bırpsikopattır. Ve bu bulgulann odak
noktasına diğerlennı de katarak yaz-
gılar dünyasının rutsağı olmuştur. Bu
süreçten sonra her aşama bir karak-
terdir. Ve yalnızhğın getirmiş oldu-
ğu oluşlann bırer birer çoğdmasını,
• "Tehlikeli Saplantı" da. yönetmen ve o\oıncu Tufan Karabulut usta geçişlerle seyirciyi
oyundaki gerilımin içine çekiyor. Bu da oyunun gündelik yapısını değiştirmek anlamına geliyor ve
sağlıkJı göstergelerden, ilkeli çahşmalardan yararlanmanın önkoşulunu oluşturuyor.
Oyunda. Arda Kavaklıoğlu, Sena Taşkapılıoğlu, Tufan Karabulut ve Özge Çatak rol alıvor.
yargının bireyi hırpalaması olarak
düşünebiliriz.
Oyunda Sally Driscoll çekici fizik
yapısıyla salonu ve terası birbirine
bağlar. Neden sonra seyirci, John
Barrerfın terastan salona açılan sür-
gülü kapının önünde anıden belirme-
siyle, güzel olanı aşarak. kendi dün-
yasını bırden donuklaştıran atmos-
fere giriverir. John Barrett'ın yüzii
her şeye hükmetmekten sadistik ze\
r
k
alan bir görünümdedir. Sally Dris-
coll ile tanıştıktan sonra bu uzun sü-
ren sahne boyunca yüzündeki hum-
malı çöküntüyle. kronikJeşmiş şizo-
it görünümüyle hasta birruhturartık...
Ve bu sahne boyunca Sally, John'un
gözünün kendi üzerinde olmasından
adeta zevk almaktadır. Sally'nin ko-
cası Mark'ın da eve gelmesiyle, bit-
meyen bir kavganın süreci içindeki
tehlikeli saplantılar bilinmeyen yeni
tehJikelerin dünyasını oluşturur. Oyu-
nu seyrettikten sonra nasıl bir tehJi-
kelerdünyası içinde yaşadığımızı dü-
şünecek ve her şeye rağmen nasıl
ayakta kaldığımıza hayret edeceksi-
niz.
bir çatışma
John Barrett. bir rrafik kazasını
bahane ederek. kendi iç dünyasının
bunahmlanna dayanma gücünü gös-
terebilecek midir? Bu ancak, kendi
"ben"iyle. içinde sakJı olan "karşrt-
ben"i arasındaki evrensel çatışmavı
gösterim alanına getirecektir.
"TehKkeb Saplantı" da, yönetmen
ve oyuncu Tufan Karabulutusta ge-
çişlerle seyirciyi oyundaki gerilimin
içine çekiyor. Bu da oyunun günde-
lik yapısını değiştirmek anlamına
geliyor ve sağlıklı göstergelerden.
ilkeli çahşmalardan yararlanmanın
önkoşulunu oluşturuyor. SenaTaşka-
pılıoğlu. fizikJe-aklı, yorumla-geri-
lımi ve ımge zenginliğini dengeli bir
biçimde ortaya koymaktadır. Arda
Kavakboğlu üstlendiği karakterin bi-
çim ve içeriği fükenene kadar, onlar-
dan yararlanabilmektedir.
Izlediğim kadanyla, "Tiyatro Fo-
ra" küçdk gruplardan başlayarak ve
de zaman içinde büyüyerek, kemık-
leşmiş bir kadrovoı tiyatro dünyamı-
za karma uğraşı içindedir. Buna en
güzel noktayı koyan, Antonin Arta-
ud'nun şu deyişi olmalıdır:
-
Sey-
redilen düştinceden düşünen
bedene™"
Jehlikeli Saplantı
"Dangerous Obsession"
İki Perde - Psikolojik Gerilim
Yazan: N. J. Crisp
Çeviren. Dürrin Tunç
Yöneten: Tufan Karabulut
Oynayanlar:
Arda Kavaklıoğlu, Sena
Taşkapılıoğlu,
Tufan Karabulut, Özge Çatak
Kadıköy - Banş Manço Kültür
Merkezi
Gişe: (216) 418 95 49
Herpazar, saat: 18.30
BiletFivatı: 5.000.000 TL.
YAZIODASI
SELİM İLERİ
Taşrada Yalnızlık
Kemal Bilbaşarin 1943 tarihli romanı Deni-
zin Çağınşı bir başyapıttır. Türk romanında bir
doruk. Geçen altmış yıl tek bir cümlesıni eskı-
tememiş. Hersayfasından derın acı, ıçsel sızı-
lar fışkınyor.
Ahmet Oktay, Oenizin Çağınşı'nın Türk
romanında "farkiı bir kanal açtığını" belirtiyor.
Fethi Naci, kapsamlı eleştirısinde, "Ünıver-
site yıllanmda, yanineredeyse yanm yüzyıl ön-
ce, okuduğum Denizın Çağınşı, bende unutul-
maz izler bırakmış bir romandır" der.
Bununla birlikte, Denizin Çağınşı hiçbir zaman
hak ettiği ilgiyi göremedi. Fethi Naci'nin söyle-
diği gibi, "talihsız bir roman"'. Ama ben, yıldı-
zının bir gün pariayacağına hâlâ inanıyorum.
Romanı okumamı yıllarönce Behçet Neca-
tigil önermişti. Yolun başında, öyküler, roman-
laryazmaya çalışıyordum. Necarigil'in şiirine hay-
randım. Sonra. tanışınca, kişiliğine büsbütün hay-
ran olmuştum. Söyledıği her söz benim için
çok önemliydi. Necatigil'in kitaplığındaki, say-
falan sararmış Denizin Çağınşı'nı ödünç aldım
ve okudum.
Yoksulluklar, kınk hayalleı içinde büyümüş,
hep ezilmiş kasaba öğretmeni büyük kent Iz-
mir"de karşımıza çıkar bu romanda. Taşranın
dar ufkundan kurtulmak istemekte, büyük ken-
tin sözüm ona özgür yaşamasından bir şeyler
ummaktadır.
Ama onu hep denız çağırır, taşranın yalnızlı-
ğında alınyazısına dönüşmüş bir deniz...
Denizin Çağınşfndan sonra küçük kasaba-
lann hayatı beni hep altüst etîi. Yerii yabancı,
elime geçen her taşra romanını ürpererek oku-
dum. Çehov'un harikuladeoyunlannı da. Gön-
lümün o yaşamaya yatkınlığını keşfettim.
Oysa doğma büyüme Istanbulluyum. Nere-
de yaşamış olursam olayım, örnekse, bir Ana-
yurt Otelı, Yusuf Atılganın eşsiz romanı san-
ki hep var olduğum biryerleri dile getiriyordu...
Şimdilerde aynı heyecanla M. Sadık Aslan-
kara'nın Sığınak'ını okuyorum. Roman, Can Ya-
yınlan'nca, 2003 tarihinde yayımlanmış.
Aslankara, bizi Denizli'nin Sarayköy ılçesine
götürüyor. Denizin Çağınşı'ndaki anlatıcı, vur-
guladığım gibi, altmış-yetmiş yıl öncesinin in-
sanı. Anayurt Oteli, bellegim beni yanıltmıyor-
sa, 1973 tarihini taşır. Fakat, Sığınak'ta iz sü-
rerken, aynı taşra yalnızlığı, kapalılığı ve ıçe ka-
panıklığı okura tokat gibi çarpıyor.
Kasaba, belki de, romanın baş kışisi. Çünkü
romandakı herkesı o evirip çeviriyor. o, tek ba-
şına, herkese hükmediyor. Onun taleplen, buy-
ruklan, zorladığı yaşam biçimi, ahlak... Çıldır-
tıcı bir atmosfer.
M. Sadık Aslankara, çok şaşırtıcı bir sapta-
yımla, taşranın egemenliğini, Sarayköy ilçesiy-
le sınırlandırmıyor, bütün ülkeye açıyor. Geçen
zaman, büyük kentierdekı yaşamalar, teknolo-
jinin sağladığı yenilikJer, olanaklar; gelgelelim hep-
sinde kasabanın kasvetli, karanlık, umutlarkı-
ran saltanatı.
Birçok insan, birçok macera ama, eninde
sonunda bireyin kuşatılmışlığı, hatta kıstınlmış-
lığı. Bireyi kuşatan, kıstıran o toplumsal or-
tam!..
Yazar açıkça soylemiyor; yine de bütün yurt-
ta bir taşra havasının esip durduğunu hissedi-
yorsunuz. Yanm yamalak kent kültürünün pek
bir işe yaramadığını, kent kültürünün belki de
taşra yalnızlığına da/ma yenık düştüğünü.
Sığınak'ta bir açıdan ötekine, pek çok ses-
siz çığlığa savrulup duruyorsunuz. Üstelik, ala-
bildiğine alçakgönüllü birromancının, kendini,
ismini, yazısını öne çıkartmamaktaki saygın tu-
tumunu tadarak.
Şimdi, Sığınak'la birlikte, bir kez daha Dıra-
nas'ın dizeleri:
"Aynı siyah güneş, aynı siyah,
Aynı susayış, aynı koşuş, aynı...
Of... hep aynı şey, aynı şey, aynı şey,
Aynı, aynı, aynı, aynı, aynı..."
öneriler:
Kitap /Ahmet Haşim, Bütün Şıirierı, Dergâh
Yayınlan, 2003.
Colgate'ten resim yarışntası
• Kültür Servisi - Colgate, ilköğretım
öğrencilerine yönelik 'Dünyayı Diş
Çürüklerinden Kurtaralım' adh bir resim
yanşması düzenliyor. Yanşmada öğrenciler diş
sağhğı hakkındaki düşüncelerini, görüşlerini,
ıstedikleri malzemeyi kullanarak
resimleyebilecekler. Yanşmada dereceye giren
adaylara çeşitli ödüller verilecek. Son başvuru
tarihi 12 Nisan olan yanşmaya katılmak için
Colgate standlannın kurulduğu marketlerde
bulunan başvııru formlannı doldurmak
gerekiyor. Gönderilecek resimlerin 35x50'den
küçük. 50x 70'den büyük olmaması ve resim
kâğıda üzerine yapılması gerekmektedir.
Resimler PK 3 Kuzguncuk îstanbul adresine
gönderilecek. Yanşmanın sonuçlan nisan
ayında düzenlenecek bir törenle açıklanacak.
(0 216 310 54 04)
Başbakamn şiirleri
• Kültür Servisi - Şair Başbakan Atal Bihari
\'ajpayee'nın şiirlerinden oluşan bir derleme
Türkçe olarak Hindistan'ın Ankara
Büyükelçiliği tarafındanyayımlandı. Prof. Dr.
Rahmi Er ve Serpil Ural'm çevirmenliğini
yaptığı şiir kitabı Ne Sıkılmak, Ne Kaçmak,
Yemyeşil, ÇimenJer Cstünde, Gel Yakalım
Yeniden Kandili, Tanıma, ŞarJa
Söylemiyorum, Yeni Bir Şarkı Söylüyorum,
Yükseklik. tç Huzuru, Ağlıyor Biri Uzakta,
Hangi Yolu Seçmeliyım?, Hiroşima'nın
Istırabı, Yeni Bir Ilmik Atılıyor, Yanıtlanmamış
Soru, El Ele Yürümelı, Gece Uyudu, Ben
Ağlarken, Kendimizle Söyleşelim, Yeni
Dönüm Noktası. Ölümle Savaş adh 19 şiirden
oluşuyor. Sınırlı sayıda basılan kıtapta Hintli
ressam Esvvar'ın çizgilerinden oluşan resimler
de yer alıyor.