Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 EKİM 2004 CUMARTESİ
HABERLER
DUNYADABUGUN
ALt StRMEN
Bilmem Bu Kafayla 0...
Fıkrayı, her zamanki gibi, zekâlarından hiç
kimsenin kuşku duymadığı Karadenizli vatandaş-
ların uydurduğunu sanıyorum.
öykü bu ya, bizim Temel ortağı ile birlikte bir
kasap dükkânı açmaya hazırlanıyor. Herşey ta-
mamlanmıştır, ortağı,
- Temel gel bir prova yapalım, şimdi sen müş-
teri o\ siparişlerini ver, der.
Bizimki, dışarı çıkar, tekrar döner kapıyı açıp
içen girer, siparişini verir:
- Üç şişe Coca Cola, iki şişe bira!
Ortağı bozulur, oranın bakkal olmadığını, et si-
parişi verilmesi gerektiğini söyler ve "Bak şim-
di, ben müşteri olacağım, nasıl olduğunu gör"
der.
Bu sefer o girer içeri ve isteklerini sıralar:
- İki kilo pirzola, bir kilo kıyma lütfen.
Temel takıldığı yerde kalmıştır, sorar:
- Boş şişeleru çetirdin mu?
Kusura bakmayın ama, Tayyip Erdoğan'ın
AB politikası ve Fransa ile ilişkileri yürütme bi-
çimi de aynen buna benziyor. Başbakan, takıl-
mış plak gibi hep aynı şeyi yineleyip duruyor.
•••
Fransa'da Avrupa'nın başka ülkelerinde de ol-
duğu gibi kamuoyunda Türkiye'nin AB üyeliği
konusunda ciddi kaygılar, hatta ısrarlı bir karşıt-
lık mevcut. Ankara'nın üyeliğini isteyenler bile,
değil üyelik, müzakere tarihi verme konusunda
dahi bu direnci aşmak için ne yapacaklannı ka-
ra kara düşünüyorlar.
Olaya toprakları üzerinde 5 milyon Müslüman
nüfusun bulunduğu Fransa özelinde baktığımız-
da, tereddütlerin bir bölümünün de ülkede tür-
ban ile somutlaşan, laiklik karşıtı tehdit olarak
algılanan durumdan kaynaklandığını görüyoruz.
Nitekim gün geçmiyor ki türban yasağı uygu-
laması ile ilgili yeni bir tartışma veya olay gün-
deme gelmesin.
Dostum Temiz Üstün, geçen hafta Fransa'da
yeni çıkmış bir kitap getirdi. Christophe Delo-
ire ve Christophe Dubois'nın imzasını taşıyan
"Les Islamistes sont Deja La" (Islamcılar Çok-
tan Buradalar) adlı eserin önsözünün ilk satıria-
rını okuyalım:
"Açıkolmakgerek. Bu kitap hiçbirşekilde, Is-
lamı suçlamaya yönelik değildir. Bu kitap 'Ye-
şil Faşizm'/fi cumhuriyete karşı saldınlanyla il-
gilidir ve Fransa'da Islamı devlet kurmakya da
hiç değilse cumhuriyetin kunımlannı sarsmak
için uygulanan köktenci stratejiyi anlatıyor..."
• • •
Fransa'da, son yıllarda türbanla gündeme ge-
len, ama daha sonra onu da aşan bir panik var.
Bu ülkenin vatandaşlan, uzun süredir, üzerinde
tartışmayı bile gereksiz buldukları ve Cumhuri-
yetin temel ilkesi olarak kabul ettikleri laikliğin
tehdit altında olduğunu düşünmekteler.
Üç yıl önce, vatandaşlann üçte ikisinin gerek-
siz gördükleri "türbanyasağı" diye adlandırılan
yasayı çok büyiik çoğunluğun memnuniyetle
karşılaniası onlann ruh hallerini yansıtıyor. Bu haf-
ta yayımlanan bir anket Fransızların yüzde
84'ünün türban yasağının ödünsüz uygulanma-
sından hoşnut olduğunu gösteriyor.
Bu yöndeki uyarılara ben de muhatap oldum,
Vahap Munyar da, Özdemir Ince'nin alıntı yap-
tığı bir yazısında, bunlara değindi.
Tayyip Bey, Amerikan patentli "ılımlı Islam
devleti" modeline doğru yürürken AB'yi bu ko-
nuda destek yapmak istiyor; daha önce de be-
lirttiğim gibi, o Kristof Kolomb gibi, Batı'ya
doğru yola çıkarken aslında doğuya varmayı
amaçlıyor.
Fransa ile ilişkilerde de, bu ülkedeki gerçek-
leri ve kaygıları görmek yerine, onu yanlış oku-
yarak kendi yoluna destek etmeye çalışıyor.
Nitekim, Tayyip Erdoğan Fransa'da, devlet ta-
rafından finanse edilmeyen, özel Islam cemaati
okullarındaki türban serbestisini, Türkiye'deki
türban yasağını, Tevhid-i Tedrisat'ı ortadan kal-
dırarak, delmenin örneği olarak görüp bize de
çare olarak sunmaya çalışıyor.
Tıpkı kasap dükkânında takılmış plak misali,
Coca Cola arayan Temel örneğinde olduğu gi-
bi...
Bilmem ki bu kafayla o, Türkiye-AB ilişkileri-
ni nasıl götürecek?
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Ankara'da panel düzenlendi
TMMOB'nin 50. yıh
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Mühendis ve
Mimar Odalan Bırhğî (TMMOB) Yönetım Kurulu
Başkanı Mehmet Soğana TMMOB tarihinin, bir
anlamda Türk demokrasi tarihinin de izdüşümü
olduğunu söyledi. TMMOB'nin kuruluşunun 50. yılı
etkinlikleri çerçevesinde, Ankara Serbest
Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası Toplann
Salonu'nda "TMMOB'nin 50. Yıhnda Geçmişe
Baktş" konulu bir toplantı düzenlendi. Toplantının
açüışında konuşan TMMOB Yönetim Kurulu
Başkanı Mehmet Sogancı, TMMOB'nin demokrat,
ilericı, banşçı, insan haklannı savunan, ırkçıhk ve
genciliğin karşısında duran, gücünü üyelerinden alan,
sanayi ve mühendislik, mimarhk politikalan üreten,
demokratik katıhmcı bir kitle örgütü olduğunu belirtti.
TÜRKtYE BİLÎMLER AKADEMİSÎ
(TÜBA)
SOSYAL BİLİMLERDE BtLtM. HİZMET VE TEŞVtK ÖDÜLLERİ
20O5YEIDUYURUSU
Sosyal Bilunlar alanında T C u>Tuklu bılım adamlanna yaptıklan
seçkin çalışmalar dolajısıyla her yıl TÜBA tarafindan Bilım. Hızmet
\ e Teşvık ÖdûIIen venlmektedır.
2005 yılı TÜBA ödiillen ile ılgılı dııyunı, aday gosterme kurallan
ve yöntemı tüm Rektöriüklere. ılgılı Dekanlıklara, Sos>al Bılımler
Enstıtüsu Müdürlüklen ile ılgilı kamu ve ozel sektör kurum ve kunı-
luşlanna göndenlmıştır Konu ile ılgılı bılgı TÜBA WEB sayfasından
da(http ww» tubagov.trbursgoster.php''burs=01)temınedılet)ilır.
Aday göstetmek ıçın son başviıru tanhı 12 Kasım 2004'tür Duyurulur
Belediyeler 3.5 ayda 11 bin kişiyi işsiz bıraktı. İşten çıkartılanlann çoğu Türk-İş üyesi
AKP'den işçikıyımıAYŞE SAYEV
ANKARA - AKP'nin yerel yöne-
timlerde de iktidara geldiği 28 Mart
seçimlerinden sonra toplam 11 bi-
ne yakın belediye çahşanının ya işi-
ne son verildiği ya da iş akitlerinin
askıya alındığı belirlendı. Içişleri
Bakanlığı verilerine göre işten çı-
kanlan ya da iş akitleri feshedilen iş-
çilerin yanya yakınını ise sendikalı
çahşanlar oluşruruyor.
En büyük kıyım ise Türk-Iş'e
bağlı Belediye-lş Sendikası üyele-
rine yönelik oldu. Türkiye'deki 12
büyükşehir, 46 il ve 468 ilçede be-
lediye başkanlığını kazanan AKP'li
belediyeler, toplam 2 bin 768 işçi-
yi işten çıkardı.
• AKP'nin yerel yönetimlerde de iktidara geldiği 28 Mart seçimlerinden sonra toplam
10 bin 938 işçinin iş akitleri feshedildi ya da askıya alındı. Işlerine son verilen işçilerin 4 bin 875'inin
sendikalı olduğu dikkat çekiyor. Bunlann 3 bine yakınını ise Türk-İş'e bağlı sendikanın üyeleri
oluşturuyor. İşçi çıkarmalann daha çok, parti değiştiren belediyelerde yaşandığı gözlendi.
CHP Antalya Milletvekıli NaflKa-
maa'nın. 28 Mart seçimleri sonrasın-
da belediyelerdeki "işçi kryımına"
ilışkin soru önergesıne verdiği yanıt,
yerel yönetimlerdeki işçi kıyımını da
gözler önüne serdi. Içişleri Bakanlı-
ğı Mahalli Idareler Genel Müdürlü-
ğü'nün 19 Temmuz'da verdiği yanı-
ta göre yaklaşık 3.5 aylık sürede Tür-
kiye'deki büyükşehir, il, ilçe ve bel-
delerde 7 bin 863'ü işten çıkarma, ge-
ri kalaru "iş akdûıin askıya ahnma-
sı" olmak üzere toplam 10 bin 938
işçi fıilen işinden uzaklaşnnldı. Ba-
zı küçük ılçe ve belde belediyelerin-
de ise işten çıkarmanın neredeyse
"tüm belediye kadrosunu yenDeme"
boyutuna ulaştığı dikkat çekti.
Parti değiştiren belediyeler
Örneğin. başkanı ANAP'lı olan
Van'ın Erciş Belediyesi'nde toplam
220 kişi işten çıkanldı. tşçi çıkarma-
lann daha çok, parti değiştiren bele-
diyeleTde yaşandığı gözlendi. Bu çer-
çevede, AKP'ye geçen Izmit Büyük-
şehir BeJediyesi'nde 56 işçi çıkanlır-
İcen, yine Istanbul Büyükşehir Bele-
diyesi'nde 106 kişi işsiz kaldı. Yö-
netnnin daha önce de AKP'li Metih
Gokçek'te olduğu Ankara Büyükşe-
hir Belediyesi 'nde ise 24 kişi işten çı-
kanldı. MHP'nin yönetimi ele ge-
çirdiği Karaman'da 148 kişınin işine
son verildi. AKP'nin yönerime gel-
diği Kınkkale'de 94, Kesltin ilcesin-
de ise 139 işçinin işine son verildi.
Türkiye'deki 12 büyükşehir, 46 il
ve 468 ilçede belediye başkanhğını
kazanan AKP'li belediyeler toplam
2 bin 768 işçiyi işten çıkardı. Bursa
Büyükşehir Belediyesi temmuz iti-
banyla 6 işçi çıkarmış görünürken,
bu hafta çıkanlan 81 işçiyle birlik-
te bu rakam 87'ye yükseldi.
Sendikalı kryımı
tçişleri Bakanlığı verilerine göre
işten çdcanlan ya da iş akitleri fes-
hedilen işçilerin 4 bin 875'inin sen-
dikalı olması dikkat çekti. Bunlar-
dan 2 bin 944'ünü Türk-Iş ve bu
konfederasyona bağlı Belediye-Iş
Sendikası çalışanlan oluşturdu. Hak-
îş ve bu konfederasyona bağlı Hiz-
met-Iş Sendikası'ndan 1020 işçi ile
850 DlSK üyesi işçi çıkanldı.
DEHAP'tan
kopaneski
DEP
miDetvekJDeri,
'demokratik
toplum
hareketi'
adıyla yeni bir
otaşum
başlarü.4
millervekUi,
dün
düzenledikleri
basuı
toplanüsmda
hareketi
resnıen
duyurdular.
(FotoğrafAA)
'Demokratik toplum hareketi' adıyla yeni bir oluşum başlattılar
Eski DEPTiler parti kuruyorANKARA (CumhuriyetBürosu)
-Eski DEPmılletvekilleri Leyla Za-
na, Hatip Dicle, Orhan Doğan ve
Seüm Sadak, "demokratik toplum
hareketi" adıyla yeni bir oluşum
başlattı. Zana, "Siyasette eski, ya-
sakh ve beUd de bir zamanlann öcü
yüzleri olarak demokrasi ve banşa
içtenükle hizmet etmek istivoruz"
dedi. Adının "Demokrasi veOzgür-
hlkPartisi'' olacağı beürtilen partı-
nin eşbaşkanlık sistemini benimse-
yecegi bıldirildi. Buna göre, Pmar
Setek, Hatip Dicle ve MırdusevÖz-
sekmenler'in eşbaşkan olarak görev
yapacaklan belirtildi.
Milletvekilleri adına açıklama ya-
pan Zana, Türkiye'nin daha çok dış
• Leyla Zana, hareketin temel ilkelerini "Kürt sorununun
coğrafi bütünlük içinde banşçıl ve demokratik çözümünü
hedeflemek, yeni, demokratik ve evrensel bir anayasa ile
tüm etnik farklılıklann Türkiyelilik üst kimliği altında
tammlanmasını sağlamak" olarak açıkladı.
dinamiklerle beslenen değişim sü-
reci yaşadığını, iç dinamiklerin sü-
rece etkin katıhm sağlayamadığını
belirtti. Toplumun bagnnda farklı et-
nik kökJeri, dil ve kültür zenginlik-
leri, dinsel, düşünsel ve inanç fark-
hlıklan taşıdığını ve bu gerçeklik-
le banş içinde, kardeşçe, eşitlik te-
melinde ve bir arada yaşamak iste-
dikJerini kaydeden Zana şu açıkla-
mayı yaptı: "Siyasette eski. vasakh
ve bdid de bir zamanlann öcü yüz-
leri olarak demokrasi ve banşa hiz-
met etmek isöyoruz. Siyasette yaşa-
nanboşhılcdağınıkhkvçparçalıgö-
rünûmesonvermek arzusundayız."
Zana, hareketin temel ilkelerini
şöyle sıraladı: "Düşünsel değişûn
vedönüşümükadrosaİMeörgütsddü-
zeyde kitieseUeştirmek. AB sürecini
desteklemek, Kürt sorununun coğ-
rafi bütünlük içinde, banşçıl ve de-
mokratik çözümünü hedeflemek,
Türkiye'nin tüm sorunlannı en az
bu sorun kadar önemsemek, top-
hunsal sorunlann zor ve şiddet yo-
luvlaçözümünekarşı çıknıakve her
köşuida banşı savunmak, demok-
rasimücadeJelerindeadaletvehaki-
katinarayıası olarak simgekşeflka-
duun, banşçıl öz\«rM, özgürhıkçü
ve eşjtiikçi çizgi.sinin en üst düzeyde
katıhm ve temsüini sağlamak, bu-
günü ve yaruu değil, yanndan da
uzakgeleceği öngören,tasariavan ve
çözüm üreten politikalar ohıştur-
mak, ifadeveörgütlenmeözgurtü-
ğünü sağlamak,yenidemokratikve
evrensel bir anayasa ile Kürtler de
dahfl ohnak üzere tüm etnik farkb-
hklam TürkryefiMk üst kimliği atan-
da tanmmasuu sağlamak.'
İL VE LEHÇELERDE YAYIN İÇİN İPTAL BASVURUSU YAPILMI
Dtınıştoy 'sınırlıyayına devam'dedi
ANKARA (CumhuriyetBürosu)-Danıştay,
radyo ve televizyonlardan Kürtçenin de ara-
lannda bulunduğu farkh dil ve lehçelerde ya-
ym yapümasına ilişkin yönetmeliğin bazı hü-
kümlerinin iptali istemiyle açılan davada, yü-
rütmenin durdurulması istemıni reddetti.
Diyarbakır'da yaym yapan Gün Radyo ve
Televizyon AŞ, 25 Ocak 2004 tarihli Resmi
Gazete'de yayımlanan, Türk Vatandaşlannın
Günlük Yaşamlannda Geleneksel Olarak Kul-
landıklan Farklı Dil ve Lehçelerde Yapılacak
Radyo ve Televizyon Yayınlan Hakkında Yö-
netmelik'ekarşıdavaaçmıştı. Danıştay 10. Da-
iresi, davalı RTÜK'ten savunma aldıktan son-
ra oybirliğiyle yürütmenin durdunJması is-
temini reddetti.
Yönetmeliğin iptali istenen 4. maddesinde,
yayınlann Türkçe yapılmasırun esas olduğu,
ancak Türk vatandaşlannın geleneksel ola-
rak kullandıklan farklı dil ve lehçelerdede ya-
yın yapılabileceği öngörülüyor. Iptal istemi-
ne konu olan 5. maddenin fikralannda da bu
dil ve lehçeierin öğretilmesi yasaklamyor.
İptali istenen 6. maddeyseyaymyapmakiçin
başvuracak kuruluşlara, dil ve/veya lehçeyi,
program türlerini ve günlük yayın akışı için-
deki yerleşimini bildirmeleri koşulu getiri-
yor. Yönetmeliğin geçici 1. maddesiyse Türk
yurttaşlannın kullandıklan farklı dil ve leh-
çeierin izleyici-dinleyici profili belirlenince-
ye kadar bu tür yayınlann yalnızca kamu ve
özel ulusal yayın kuruluşlan tarafindan yapı-
lacağını düzenliyor.
llginc tarih
DEPdavası
?! UAralık'a
ertelendi• Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan
Doğan ve Selim Sadak'ın yeniden
yargılanmasına başlandı. Eski DEP
milletvekillerinin hükümlü yerine
sanık sıfatıyla yargılanma istemini
reddeden mahkeme heyeti ikinci
duruşma için AB'nin Türkiye'ye
müzakere tarihi verip vermeyeceğinin
belli olacağı 17 Aralık tarihini belirledi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kapablan
DEP'in 4 eski milletvekilinin yeniden
yargılanmasına Ankara 11. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde başlandı. Mahkeme,
Yargıtay'ın bozma karanna uydu. DEP'lilerin
ikinci duruşması ise AB'nin Türkiye'ye
müzakere tarihi verip vermeyeceğinin belli
olacağı 17 Aralık 2004 tarihinde yapılacak.
DGM'lerin yürürlükten kaldınunasından sonra
Ankara 1 No'lu DGM'nin yerine kurulan 11.
Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın
dünkü duruşmasına DEP'liler Le>la Zana,
Hatip Dide, Orhan Doğan ve Seüm Sadak ile
avukatlan Yusuf Alataş ve Nuri Ozmen katıldı.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin, 1994'te yapılan ilk
yargılama sonucu "Şasadışı sflahh örgüt üyeliği''
suçundan verilen 15'er yıl ağır hapis cezasının
tasdik edümesini bozmasına karşı diyecekleri
sorulan hükümlüler ve avukatlan, karara
uyulmasını talep ettiler. Cumhuriyet Savcısı
Düaver Kahveci de mütalaasında, bozma
karanna uyulmasını talep etti.
'HükümKT njtekmesüıe itiraz
Mahkeme heyeti, Yargıtay'ın bozma karanna,
Başkan Mehmet Orhan Karadenizın
muhalefetine karşın oyçokluguyla uyuhnasını
benimsedi. Bu sırada söz alan avukat Alataş,
müvekkillerinin yeniden yargılama boyunca
"hükünuu" olarak nitelendirilmesine karşı çıktı.
Alataş, müvekkillerinin "sanık" olarak
nitelenmesini talep etti. Mahkeme heyeti,
DEP'lilerin avukatının, müvekkillerine "sanık"
denilmesi yönündeki talebini de Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanunu'ndaki (CMUK)
düzenlemeler ve Yargıtay'ın bozma karannda
"hükümlü" nitelemesinin yer alması nedeniyle
reddetti. Mahkeme Başkanı Karadeniz, daha
sonra 1994 yılında açılan davanın iddianamesini
ve ilk yargılamadaki karan özet olarak okudu.
Hükümlüler ve avukatlan, savunma yapmak
için süre istediler. Mahkeme heyeti, duruşma
tarihi olarak AB Devlet ve Hükümet Başkanlan
Zirvesi'nin yapılacağı ve Türkiye'ye müzakere
tarihi verilmesi bekJenen 17 Arahk tarihini,
ikinci duruşma günü olarak belirledi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Bahri Belen kimdir diye sora-
bilirsiniz. 12 Eylül koşullarında sı-
kıyönetim mahkemelerinde DlSK,
Banş Derneği gibi önemli birçok
davanın önde gelen avukatlann-
dandı. Ancak Bahri Belen'in biz
Cumhuriyet gazetesi çalışanlan
için ayrı bir önemi var. Bahri Be-
len, 199O'lı yıllarda gazetemizin
kapısına Uzan grubunun hacizci-
leri dayandığı zaman hemen yanı
başımızda, bizimle birlikte Cum-
huriyefın ayakta kalması için mü-
cadele eden bir arkadaşımız, bir
hukuk adamıydı. Gazetenin bah-
çesinde, gazete çalışanlarıyla bir-
likte icra memurlarına karşı du-
ranların arasında Bahri Belen de
vardı. Bahri Belen bugün ve yarın
yapılacak olan Istanbul Barosu
Genel Kurulu'nda "Çağdaş Avu-
katlar"\n başkan adayı.
Bahri Belen, Cumhuriyet'in zor
günlerinde yalnızca bir hukuk ada-
mı değil, biryönetici olarak da ga-
zeteye hizmet etti. Cumhuriyet
Vakfı Yönetim Kurulu üyeliğinde
Bahri Belen ve Arkadaşlan
bulundu. Bahri Belen'le birlikte yi-
ne gazetemiz avukatlığını yapan
Mustafa Kemal Güngör de ay-
nı yönetim kurulundaki adaylardan.
Cumhuriyet ailesinin yakından ta-
nıdığı Profesör Rona Aybay'ın kı-
zı, her zaman demokratik ve sos-
yal hukuk devlet için mücadele
eden Emine Banş Aybay da Çağ-
daş Avukatlar Grubu'nun disiplin
kurulu adaylanndan. Barolar Bir-
liği delege listesine bakınca tanı-
dık isimlerin çokluğuna tanık olu-
yorum: Gülçin Çaylıgil, Profesör
Uğur Alacakaptan, Rona Aybay,
Alp Selek, Fikret tlkiz, Canan
Ann, Akın Atalay, Yücel Say-
man ilk göze çarpan isimlerden.
Türkiye'de kitle örgütleri seçim-
lerinde güzel bir demokratik ge-
lenek varlığını sürdürüyor. Kitle ör-
gütleri içindeki demokrat ve ileri-
ci insanlar, adaylarını bir ön yok-
lama ile belirliyorlar. Bu gelenek yal-
4
nızca avukatlar içinde değil, mü-
hendisler, mimariar, doktorlar için-
de de sürdürülüyor. Bahri Belen ve
arkadaşlan da çağdaş görüşteki
avukatlann yaptğı ön seçimle aday
oldular.
Eski Istanbul Barosu başkanla-
rından Yücel Sayman, "baronun
katı ideolojik tercihlerieyönetilme-
sini son derece zarariı" gördük-
lerini söylüyor. Yücel Sayman,
Çağdaş Avukatlar Grubu'nu, "/a-
ik, demokratik hukuk devletini sa-
vunduklan" için, avukatlar arasın-
da ayrım yapmayan bir anlayışı
savundukları için desteklediğini
belirtti.
Bir yurttaş olarak bizler barodan
ne bekleriz? Zor zamanlarda yanı-
mızda olmasını, hukuk devletini
savunmasını, özgürlüklere sahip
çıkmasını isteriz. Avukatlar, halkla
otorite arasında, halkla devlet ara-
sında bireyin yanında olan, onun
haklannı savunan birsivil güç ola-
rak önem taşır. Ancak son yıllarda
aşın otorite yanlısı, demokratik hu-
kuk devletinden uzak ve statüko-
cu bir anlayış avukatlar arasında et-
kili olmaya başladı. Aslında böyle
biryöneliş, Türkiye gibi baskıcı ge-
leneğe sahip olan ülkelerde çok
tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Bu
nedenle avukatlann sivil toplumun
yanında durması, otoriter ve bas-
kıcı anlayışlarla mücadele etmesi
çok önem kazanıyor.
Bahri Belen bu durumu nasıl
aşabileceklerini şöyle anlatıyor:
"Ancak bağımsız, saygın biravu-
katlık ve katılımcı üretken birba-
ro anlayışı, yargmın, hukukun,
adaletin sesi olabilir.
Istanbul Barosu 1970'lerden
beri hiçbir dönemde, bu dönem
olduğu kadar etkisiz olmamıştı.
Baronun avukatlar için, yargı için,
hukuk ve demokrasi sorumluluğu
ve etkin işlevidurdu. Şimdiki yö-
netim, Istanbul Barosu'nun ya-
ratıcı, çözümleyici, enerji dolu
avukat tabanına baro merkezle-
rinin kapılannı kapadı. Orkestra
sustu."
Türkiye, kritik bir dönemden ge-
çiyor. AB ile müzakere tarihinin
alınmasıyla birlikte yeni ve önem-
li bir sürece gireceğiz. Bu süreç-
te avukatlara görevler düşecek.
Türkiye'nin gerçek bir hukuk dev-
letine dönüşmesi için barolann et-
kin bir sivil toplum kuruluşu ola-
rak demokratikleşmeye sahip çık-
ması önem kazanıyor. Bu neden-
le Istanbul Barosu seçimlerine
aday olan grupların bu noktada
üzerlerine düşecek sorumluluğun
bilincinde olmalan gerekiyor.
Istanbul Barosu seçimlerinde
bütün adaylara başarılar diliyo-
rum. Yaşamımızda çok önemli ye-
ri olan avukatlann demokratik hu-
kuk devletine sahip çıkacak çağ-
daş bir yönetim oluşturacaklarına
inanıyorum.