02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 TEMMUZ 2003 SALI 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE ls:anbjl B 28 Sinop Edirne B 31 Samsun PB 25 Adana B 35 PB 26 Kocaelı B 27 Trabzon PB 23 Çarakkaie PB 30 Giresun Y 23 Izrrür A 36 Ankara B 28 Manisa A 34 Eskişehır B 27 Aydın A 36 Konya B 27 Denızlı A 34 Sıvas Y 24 Zongutdak Y 25 Antalya A 37 Kars Mersın Dıyarbakır Şanlıurfa Mardın Siirt Hakkâri Van B B A A B B B 33 38 37 34 36 32 30 Y 23 Yurdun kuzey ve ıç kesımlen parçalı yer yer çok bulutlu, Mar- mara'nın doğusu Iç Anadolu'nun kuzey- doğuSJ, Karadenız ıle Doğu Anadolu'nun kuzey ve batısı sağa- nak ve gokgurultulu sağanak yağışlı, dığef yerler az bulut u \ıe açıkgeçecek Havası- caklığında onemlı bır değışıklık olmayacak. DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn Y Y Y Y PB PB Y PB 23 29 23 24 23 24 26 22 Münıh Y 24 Zürıh Berlın Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atına Y PB B B Y Y B B 23 33 33 20 24 29 33 34 Y 24 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tıflis Kahıre B A B B B B Y A 21 27 23 34 31 15 19 34 0Açık Parçalı bulutlu İSsl , Bulutlu ^ Çok »ulutlu < YaÇnuriu S u l J k a r , Gok gurültülü G U N C E L CCNEYT ARCAYÜREK I Baştarafı 1. Sayfada şişlerı Bakanı Gül'ün kişiliğinde Amerika gibi dü- şünen Türk siyaset adamı görmeye başlamışlar. "Birkaynak", görüşmelerde, sa_bah kahvaltı- larında verdiği siyasi mesajları "Özaldan beri kimseden pek işitmediğimiz türden" diye de- ğerlendirmiş. ABD'nin Türk siyasal alanındaki keşfi; Abdul- lah Gül! Üstelik (RTE hesabına) tehlikeli bir işaret de alınıyoryazıdan. Dışişleri Bakanı VVashington'da sadece Irak'a gönderilmesi olası Türk askeriy- le ilgili konuları tartışmamış, kimi önemli konu- larda "görüşlerini" ve dolayısıyla kendini anlat- ma fırsatını da yakalamış. Amerikalılarla uzun uzadıyaörneğin "modern Müslüman siyasi kimliği" üzerine konuşmuş ve "kendisini dinleyen Amerikalılar, bir bakıma 'müzmin ikinci adam' imajtyla tanıdıklan Gül'ün, aslında bu konularda Erdoğan'dan (RTE'den) 'daha derin düşündüğü' izlenimini de edinmiş- ler". Amerika'nın Türkiye hesaplannda daima göz- den çıkardığı bir siyaset adamının yerine kimin gelebileceğini, gelirse bu aday başbakandan veya liderden ABD politikaları ve yararları açı- sından ne kadar yararlanacağını önceden he- sapladığı bilinen bir gerçek. Gül'ün üç güne sığdırdığı VVashington ziyare- tindeAmerika'nıngelenekselstratejisineuygun bir grafik çizdiği, "doğnı haberalan" kaynakla- nn aktardığı bilgilerden anlaşılıyor. Bırbaşka nokta: Gül'ün "sivilleşme"mesajla- rı da ilgiyle karşılanmış. Tezkere olaymda AB- D'nin "lidertikgöreviniyapmadığından" şikâyet- çi olduğu TSK ile ilgili yaklaşımı da VVashing- ton'da beğeni kazanmış. Gizli kapaklı görüşmelerde "gücünü sandık- tan almayan aktörlerin siyasete müdahalesinin kurumsalzeminlerde tasfıye" edileceğini söyle- miş Gül. 7. uyum paketine "askeri çevrelerden gelen ve medyaya yansımayan kısmının yansıyandan çok daha derin olduğu anlaşılan itirazlann kendileri- ni durduramayacağını" söylemiş Gül; bu, "gü- cünü sandıktan almayan aktöherin kuramsal ze- minlerde" tasfiyesinin kanıtı değil mi? Çongar'ın verdiği bilgiler; Gül'ün Türkiye'de tartışılan özellikle asker konusunu yabancı dev- let adamlarıyla görüştüğü, hatta dış dünyada istenmeyen izlenimler doğmasına neden oldu- ğu gibi bir sonuç çıkmasına neden oluyor. • • • Şu veya bu vesileyle Gül'ün sık sık buluşarak, "derin görüşmeler" yaptığı Yunan Dışişleri Ba- kanı Papandreu'nun iki gün önceki söylemleri kolayca geçıştirilecek cinsten değil. Eir yabancı ilk kez, üstelik ne derece dost ol- duğu bilinen Yunanlı, bir yerden bilgilenmiş ol- malı ki, 30 Ağustos'ta ordu kademelerinde ya- pılacak değişikliklere, "AKP hükümetinin mü- dahale edebıleceğini" söylüyor. Gül ise Papandreu'nun Etnos gazetesinde ya- yımlanan demecini, "böyle konuştuğuna inan- mıyorum" diye geçiştirmek istiyor. Bir kere Yunanlının yargısı şöyle böyle değil, kesin. "Hükümet ile asker arasında bir çatışma var" diye başlıyor: "Ağustos'ta Türk ordusunda yapılacak değişiklikler ilk kez öncekilerden fark- lı olacak" diyor. Böyle söylemler bilgi temelinden yoksun, tah- mine dayanan açıklamalar, irdelemeler olabilir mi? Nitekim kulislerde ağustos başında ordu ka- demelerındeki değişiklikleri görüşecek olan Yüksek Askeri Şûra'da RTE'nin herzaman usu- len başkanlık edip aynlan başbakanlar gibi ha- reket etmeyeceği, toplantıyı başından sonuna kadar izleyeceği söylentileri dolaşıyor. Herhalde iktidar, Atlantik ötesinden Atina'ya kadar uluslararası zeminlerde Türkiye'nin du- yarlı konularda -örneğin asker konusunda- ya- pacaklarını söylemeyi globalleşmenin gereği sa- nıyor. Gün gelir, devran döner, gerçekler ortaya çı- karve... Irak'a 15 bîn askerI Baştarafı 1. Sayfada Meclis'in kararı her şe>in üze- rindedir. Şu anda gündemimiz- de böyle bir durum yok" dedi. 1 Mart tezkeresine de olumsuz oy kullanan CHP'nin Grup Baş- kanvekili Mustafa Özyürek ise "Irak'a asker gönderme hazır- lığı içinde olunduğunu dehşet- le görüyoruz. 1 Mart'tan bu ya- na ABD'ye çok büyük tepki du- yuluyor. Umanm hükümet as- ker gönderme talebiyle gelmez. Böyle bir çılgınlığa kalkmazlar. Eğer tezkere gelirse reddedilir" diyerek tepkısini dile getirdi. CHP'nin de "eğer tezkere gelir- se" diye behrttiği tartışma da sü- rüyor. Dışişleri Bakanı'nm "NA- TO veya BM şemsiyesi kuru- lursa tezkereye gerek kalmaz" düşüncesinde olduğu biliniyor. Hükümet de TBMM'nin istek- sizliği karşısında konuyu aceleye getirmeme niyetinde. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, konunun sonbahara kadar gündeme gel- meyeceğini, bunun ABD tarafına da ıletildiğini belirtiyorlar. Bu sü- re içinde hükümetın konuyu Ge- CÜL: ASKER GÖNDERME BİRKAÇ AY SÜREBİLİR ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Irak'a asker göndernıek için yeni bir tezkere ve Meclis onayına ihtiyaç ol- duğunu belırterek "Bu süreç birkaç ay sürebi- lir" dedi. Türk gücünün büyüklüğü, görev yeri ve süresi ile masraflan kimin karşılayacağı konu- lannı ABD ile henüz görüşmedikJerini kaydeden Gül, Türk askerinin gidişinin, Iraklı Kürt liderler Mesud Barzani ve Celal Talabaninin de yer al- dıklan IrakYönetim Konseyi'nin davetinden son- ra gerçekleşebileceğine işaret etri. Gül, gönderi- lecek askerlenn komutasının Türk Silahlı Kuvvet- leri'nde olmasının düşünüldüğünü vurguladı. Gül, ABD ziyaretini ve Irak'a asker gönderme konusunu NTVde değerlendirdi. ABD'nin PKK- KADEK ile mücadelede kararlı olduğunu vurgu- layan Bakan Gül, Türkiye'nin terör örgütüyle mü- cadelede Iran ve Suriye ile de koordineli hareket edeceğini kaydetti. Gül, şu görüşleri dile getirdi: ABD zlyareti amacına ulaşti: Binncı hedefimiz. Türkiye-ABD ilişkilerini sağhklı bir zemine oturtmaktı. Bu başanldı. ABD'li yetkili- leri, Türkiye'de nasyonel sosyalizm konusunda uyardığım doğru. Yeni bir tezkere gerekli: iraka asker göndermek içın TBMM karanna ihtiyaç var. Ye- niden sıkıntı olacağını söylemek zor. Oraya yal- nızca jandarmalık yapmak için gidilmeyecek. nelkurmay Başkanhğı'yla aynn- tılı değerlendirmesi, BM veya NATO şemsıyesınin oluşup oluş- madığını görmek için uluslarara- sı gelişmeleri izlemesi ve kamu- oyunun nasıl tepki vereceğini öl- çeceği kaydediliyor. Hükümetin karar verme süre- cinde özellıkle Türk askerinin hangi koşullarda görev yapaca- ğının, masraflannın nasıl karşı- lanacağı gıbı aynntılann da net- leşmesi bekleniyor. Bu yöndeki ilk çahşmalar Pen- tagon'da Gül'ün ziyaretı sırasın- da teknik heyetler arasında yapıl- mıştı. Burada Türk askerinin Sünni ağırlıkh Bağdat'ın kuzey ve batısında konuşlanması iste- mi dile getirilmiştı. Edinilenbilgileregöre AB- D'li yetkililerle, asker gönderil- mesi durumunda komutamn na- sıl sağlanacağı da ele alındı. Bu- na göre Türk askerinin Türk ko- mutan tarafindan se\'k ve idare edilmesi için konuşlanılacak tüm sektörün ıdaresının Türkiye"de olması gerekecek. Bunun için de bir karargâh konuşlandınlması, buna ek olarak da 3 tugay (1 tü- men) askerin bölgeye gönderil- mesi zorunlu. Bu durumda Tür- kiye'nin en fazla 15 bin askerini, en az da 5-6 bin askerini bölgeye göndermesi gerekiyor. Tezkere için zirve yapılacak EBRUTOKTAR ANKARA - Hükümet, Irak'ta- ki banş gücüne Türk askerinin gönderilmesi konusunda Dışişle- ri Bakanı Abdullah Gül'ün ABD'dekı temaslan çerçevesinde geniş kapsamlı bir değerlendir- me yaptı. Irak'a asker gönderme- nin sorumluluğunu tek başına al- mak istemeyen hükümet, tezkere için Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Öz- kök'ün katılımıyla bir zirve yap- mayı planlıyor. Bu nedenle per- şembe günü Cumhurbaşkanı Se- zer ile Başbakan Tayyip Erdo- ğan'ın yapacağı görüşmenin zir- veye dönüşebileceği ıfade edili- yor. Hükümet, ABD'ye verilen söz çerçevesinde, bugün topluma kazandırma yasasını TBMM'den geçirmeye çalışacak. Bakanlar Kurulu dün Başba- kan Tayyip Erdoğan başkanlı- ğında yaklaşık 3 saat süren top- lantıda, Irak konusu ve TBM- M"nın tatile girmesinden önce çı- karacağı yasalan ele aldı. Toplantının ana gündem mad- desi, Gül'ün Washington"daki te- maslan oldu. Yaptığı görüşmele- rin oldukça olumlu geçtiğini kay- deden Gül. Irak'ta oluşturulacak banş gücüne Türkiye'den katkı bekleyen ABD'nin bu konudaki yanıtı bir an önce vermesi gerek- tiğini de ıletti. Erdoğan, bu konu- nun devletın tüm kurumlannı il- gilendırdiğine işaret ederek hü- kümet dışındaki kurumlann gö- Mannaris'te ormanyangını Marmaris Aksaz mevkii Balan Da- ğı eteklerinde çıkan iki orman yan- gınında 6 hektarlık alan zarar gör- dü. Muğla Orman Bölge Müdiirü tbrahim Çiftçi, yangınlardan biri- nin tanıamcn, diğerinin ise kısmen kontrol altına alındığını açıkladı. İz- mir"inAliağa ilçesinde ise Soğukha- va mevkiinde yangın çıktı. Marma- ris'te Balan Dağı eteklerinde 200 metre arayla çıkan iki orman yan- gınına askeri birliklerde müdahale ederken ikinci yangının 3 noktadan çıkması dikkat çekri. Görgfi tanık- ları yangınarinerci-balicikişilerin neden olduğunu savundu. (AA) rüşünün alınması gerektiğinin al- tını çizerken Cumhurbaşkanlığı ve Genelkurmay'a işaret etti. Er- dogan. bu çerçevede bir zirve ya- pılacağını söyledi. Toplantıdan sonra görüşlerini sorduğumuz bir bakan da "Eski tezkere Kuzey Irak'a asker gönderilmesini içerdiğine göre yeni tezkere gerekiyor" dedi. Toplantıdan sonra açıklama yapan hükümet sözcüsü Cemil Çiçek, 57 yıllık geçmişı olan ABD-Türkiye ilişkilennın kınl- ma noktalan yaşansa da iki ülke- nin yaranna olduğunu, bu kez de aynı çerçevede Irak konusunun değerlendınldığıni kaydetti. Çiçek, Türkiye'nin bu konuda önemli bir adımı atması için top- luma kazandırma yasasının muh- temelen TBMM'den bugün geçi- rileceğini belirtti. Irak'a asker gönderilmesinin de tüm boyutla- nyla değerlendirildiğinı söyleyen Çiçek, "Devletin tüm birimleri bu konuyu inceleyecektir. Ka- muoyunun duyarlılığını biliyo- ruz. Bu çerçevede umut ediyo- rum ki konu, Türkiyenin men- faatını koruyacak tarzda de- ğerlendirme konusu olacaktır" dedi. Gazetecilerin sorulanna ya- nıt vermekten kaçınan Gül, asker göndermeyle ilgili "makul sü- rede" karar verileceğini belirtti. Çiçek. TBMM'nin, gündeminde bulunan yasalan kabul ettikten sonra tatile gireceğini, 1 Ekım'de yeni yasama yılının başlamasını kararlaştırdıklannı kaydetti. Çıçek'in verdiği bilgiye göre, hükümet, topluma kazandırma yasası, 7. AB uyum paketi, Ka- mu Ihale Yasası değişiklik tasa- nsı, bazı vergi yasalannda deği- şiklik yapılmasıyla ilgili tasan, SSK yasası. kambiyo mevzuatın- da değişiklik öngören tasan, Anayasa Mahkemesi'nin Bütçe Yasası'nın bazı maddelerinin ip- taliyle doğan boşluğu giderecek tasan, yoksul öğrencilerin özel okullarda okumasına olanak ve- ren Milli Eğıtim Temel Yasa- sı'nda değişiklik öngören tasan- nın yasalaşmasını hedefliyor. GÖZÜM SETRETLE /IŞIL ÖZGENTÜRK I Baştarafı Arka Sayfada lıydı. Belkı o yaşlı adam. bu ağacı ilk gençliğinde kendi el- leriyle dikmişti. Kendi elleriyle onu sulamış, meyvelerini özenle toplamış ve her yıl yeni hasat zeytinyağına ek- mek banarken, dünyanın nimetleri için inandığı doğa tannsına şükranlarını sunmuştu. Zeytın ağacının gölgesinde öylece otururken yaşlı adamın görüntüsü usul usul uzaklaştı ve bir gün önce okudu- ğum bir haber, neden nasıl bilmiyorum aklıma geldi Dünyayı yoneten 400 şır- ketin en büyüklerinden olan Amerikan Coca-Cola firması, Kolombiya'da 9 sendikacıyı sağcı milislere öldürtmek- le suçlanıyordu. Olay 13 yıl önce ol- muştu ama şu anda şirket bu suçla ye- niden dava ediliyordu ve ABD. İngilte- re, Almanya, İtalya ve Avustralya dahil pek çok ülkede Coca-Cola ürünlerini boykot çağnsı yapılmaktaydı. Bir bü- yük şirketin. işlerini kanştıran 9 sendi- kacıyı öldürtmesi beni hiç şaşırtmadı, rüyamdaki yaşlı adamımı da şaşırtma- dı. O, zeytin ağacının hunharca kesilme- sini görmüştü, ben dünyanın başka bir büyük şirketinin tTT'nin Şili'de Başkan ADende'yi ve binlerce insanını öldürt- mesine tanık olmuştum. Vatanperver şa- ır Pablo Neruda'nın evinin nasıl yağ- malandığını belgesellerden izlemıştım; yıllar sonra açılan toplu mezarlardan çı- kan kadın-erkek cesetlerini görmüştüm. Varlığı dünyayı sevince boğan sosyalıst BirZeytinAğacınınAltında bır devletin var olmasına büyük şirket- lerintahammülleriyoktu Şimdilerdebu tahammülsüzlük daha da arttı. Cünkü artık her şey dünyanın her ye- rinde üretilebiliyor, ama satın alabilecek sayısında ciddi bır azalma var. O zaman her şey kıran kırana ve tıpkı sanayi dev- riminin olduğu yıllardaki gibi sermaye. öldurmeyi, yoketmeyı ve sömürmeyi en uç noktada sürdürmeye devam ediyor. Öyle bazı ekonomistlerin kafadan attık- lan gibi sermaye yumuşamış değil, in- sancıllaşmış değil. Tam tersi.. her za- mankınden daha saldırgan Belkideben bu nedenden bir zeytin ağacının altında uyurken, rüyamda zeytini kesildiğı için ağlayan o yaşlı adamı gördüm. Serma- yenin. bizim gibi azgelışmiş ülkelerin bazı ürünleriyle öne çıkmasına da ta- hammülü yok Dünya zeytinyağı piya- sasında oynanan oyunlan gene bu böl- geye, Kaz Dağlan'nın eteklerine geldi- ğimde uzun uzun anlatmıştım. Bor ma- deninde oynanan oyunların çok benzer- leri ze\1inyağımız üstünde oynanıyor. Aslan payı her zaman dünyayı yöneten 400 şirketin, bize de artıklar düşüyor. Şu sözüm ona yumuşayan, insancıl- laştığı söylenen sermayenin yaptıklan- nın. ethklenmn sonu yok Örneğin çok ünlü bir spor ayakkabı firması. Uzakdo- ğu'daki atölyelerinde 7-8 yaşlanndaki çocuklan 25 sente, çok ilkel koşullarda çalıştınyor. Bunu kendi ülkesin- deyapamaz. amaUzakdoğu'da yapar. Cocuklann çoğu 15 yaşı- na varmadan ölüyormuş; çünkü ayakka- bı yapımında kullanılan kimyasallar ci- ğerleri yiyıp bitiriyor. Çok ünlü bir gı- da fırmasının bozuk süt tozlan da yıl- larca Afrikalı bebeleri zehirledi: şimdi Hindistan'ın güneyındeki pinnç üretici- leri, tarlalannın yanı başındakı Coca- Cola fabrikasını, ku\Tilardaki suyu ku- ruttuğu ve atıklarla tarlalannı kirlertiği için dava etmeye hazırlanıyorlarmış. Ve geniş bır boykot kampanyası başlaya- cakmış Ne olacak demeyin. yeryüzünü idare eden 400 şirketin dini imanı paradır ve ancak boykottan anlarlar. Bir düşünün. dünyada iki milyar kişi belli firmalann mallannı bir gunlüğune boykot edıyor- lar. Ne olur bıliyor musunuz? O Go- do'yu bekler gibi bekledığimiz dünya de\Tİmi! Yeter ki, iki milyar kişi bir anda bir malı boykot etsın. Zor, işte sermayenin bildiği tek doğru bu, bu kadar kişi bir araya asla gelemez. Gelemez, doğru- dur. ama sermayenin bu vahşeti ve sal- dırganlığı a>Tien böyle sürerse pek ola- mayacak bır iş gibi de gözükmüyor. Be- nim ömrüm yetmez. ama bizım çocuk- lar görür diye düşünüyorum, tamam bel- kı torunlar görür seyreyleisilc yahoo.com isilozgenturk(â superonline.com DSP GENEL BAŞKANI BÜLENT ECEVlT: ABD Türkiye'yi uzun süre göz ardı edemez ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, ABD'nin Ortadoğu devieti halıne geldiğini belirterek, "ABD uzun süre Türkiye'yi göz ardı edemez. Türkiye'yle yakından il- gilenmeye mecbur. Onun için 'A- man Amerikalılan üzmeyelim' fa- lan diye kaygı duymanın gereği yok" dedi. Ecevit yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye- ABD ilişkilerinde şu sıra- larda büyük sıkıntılar, büyük aksak- lıklar olduğunu belirtti. Hükümetin işbaşına geldikten ve ABD'nin Irak'ı işgal girişimi ortaya çıktıktan sonra Amerikan yönetimiyle çeliş- kili, kararsızhklarla dolu bır tavır içine girdiğini belirten Ecevit, bu- nun, ABD'de büyük tepki uyandır- dığım dile getirdi. Ecevit, "Oysa, bence yapılması gereken şuydu: Hükümet, açıkçaAmerikan yöne- rimine: 'Biz işgal girişiminde yo- kuz. Irak bızim komşumuz. Irak la aramızda sorun yok. Ama bir NA- TO devleti olarak yapmamız gere- ken olabilir. Onlan karşılamaya ça- iışınz. Onun dışında böyle bir hare- kete gırmeyi kesinlikle kabul etme- yiz' demeliydi" dedi. Ecevit, terö- ristlerin Kuzey Irak'tan Türldye'ye sızma girişimlerinin ABD'nin tutu- mu nedeniyle daha da arttığına işa- ret ederek şunlan kaydetti: "AB- D'nin Türkiye'den ne istediğini kesin olarak bilmiyoruz. Fakat herhalde K. Irak'a girmemizi ar- tık istemeyecektir. Bu açıkça gö- riilüyor. Bizim Irak'ın başka böl- geleriyle hiçbir ilgimiz yok, söz konusu olamaz. Eğer ABD, Irak'ın diğer bölgelerinde Türk askeri istiyorsa buna kesinlikle razı olmamamız gerekir. Öteden beri K. Irak'ta Türkiye'nin gü- veniiği açısından zorunlu olarak askeri birliklerimiz bulunuyor ve bunun devamım isteyebiliriz. O- nun için herhangi bir teklifte bu- lunamayız veyaAmerika'nın baş- ka bir teklifini kabul edemeyiz." Kuzey Irak'ta 11 Türk askerinin gözaltına alınmasının kriz nedeni sayılması gerektiğini belirten Ece- vit, söz konusu tavnn "bugüne ka- dar düşman devletlerinin askerie- rine bile yapılmadığını" belirtti. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada şu adı taksak yeridir: Ulusa tersleniş! Erdoğan, kendi partisinin kongrelerinde de tep- ki almaya başlamışsa, durum AKP açısından va- him demektir! Başbakan'ın Gaziantep seferi, ulusa tersleniş açısından son derece verimliydi. Maşallah haddi- ni bildirmedik kesim, delik deşik etmedik meslek bırakmadı. Erdoğan, iktidarın dokuzuncu ayında çareyi hâ- lâ geçmiş dönemi suçlamakta bulmanın getirdiği "sütdökmüş kedi" psikolojısinın etkisiyle olsa ge- rek Gaziantep'i Kahramanmaraş'la kanştırdı, ses- lendi: "Sütçü Imam'ın torunlan, saygın Gaziantepli- ler..." Yinede birbirine yakın iller... Bereket, "efelerdi- yan" demedi... Dün açıklanan açlık ve yoksulluk sınırı rakam- ları ortada. Açlık sınırı 500 milyona, yoksulluk sı- nırı 1.4 milyara dayanmış... Buna göre, toplumun çok büyük bir kesimi yoksulluk sınırında, pek çok meslek grubu da adım adım açlığa doğru sürük- lenıyor. Böyle birortamda birmemur Başbakan'a sesleniyor: "Maaşlanmızdaki artış yetersiz..." Bu türden çıkışla karşılaşan her başbakan işı or- tadanalır, "Bütçe olanaklan bu kadar... Krizlerihe- lebiraşalım... "türünden karşılıklarverir. Erdoğan, memur vatandaşa bodoslama daldı: "Kardeşim, iş bulmuşsun çalış... Biz de işsizler- le uğraşalım..." Başbakan daha önceki bir konuşmasında da 5.5 milyon ışsizi, 5.5 milyon girişimciye havale et- miş, "her biri bir kişi alsa, sorun çözülür" demişti. Sirke baldan acı değildir Sağır ve dilsiz bir yurttaş, elinde pankartla işsiz olduğunu duyurunca Başbakan yine hemen do- kuz ay öncesine döndü: "Bu sorunu kucağımızda bulduk..." Mübarek, Adalet ve Kalkınma Partısi kongresi değil ağlama kınama pazan... Bir yurttaş da su zammından yakınmaz mı? Olsun, ulusa terslenişı ele aldıktan sonra yanıt vermek kolay. Erdoğan, hemen bu yurttaşa da haddini bildirdi: "Siz de her şeyi bedava istiyorsunuz..." Başbakan'ın her parti kongresinde ballandıra ballandıra anlattığı bir icraat var: "Bu yıl ders kitaplarını bedava dağıtacağız..." Salondan alkışlar gelince ballı konuşmasını sür- dürdü: "Bedava deyince nasıl da hoşunuza gidiyor." Konuşmanın devamında bedava ballasirke bir- birine karıştı: "Bedava ba! sirkeden acıdır diyemem, yine de tatlıdır..." Tabii bunu doğal karşılamak gerekir. Erdoğan, Arapça eğitimin etkisiyle pek çok şeyi tersten oku- yor olabilir. Bundan sonra atasözlerini Erdoğan'ın biçemiyle söylemek gerekebilir: "Samanı saklamakla zaman daralmaz..." "Ayağına göre yorgan yoksa başını uzatma..." Ülkemizde her şey iyiye gidiyor ama, nedense vatandaş bunu hıssetmiyor. Erdoğan, dar gelırliyi taksitle ev sahibi yapacaklarını söyleyince bir yurt- taş mınldanıverdi: "Taksitle alacak paramız da yok." Başbakan iki taksit de bu yurttaşa bindirdi: "Yastık altında vardır. Sende yoksa olanlar var- dır. Ama kurcalarsan senden de bir şey çıkar..." Vatandaş zengın, haberi yok! Başbakan AK Parti yerine AKP yazanlara da gönderme yaptı: "Yüzde 66 ile iktidarda olmamıza kuduruyohar. Midelerine oturduk. Hazım sıkıntısı çekiyohar..." "Kudurma" sözcüğü Erdoğan'ın ağzına yakışa- bilir ama, bir başbakanın ağzına yakışmıyor. Or- tada gerçekten bir hazım sorunu var! [email protected] 'Arafat'la görüsmeyin' Musevi lobisi GüPüuyardı Dış Haberler Servisi - ABD'dekı Musevi lo- bisinın, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'den, kendisi ve Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan'ın İsrail ve Filis- tin'e yapacaklan gezi- lerde Yaser Arafat ıle görüşülmemesinı istedi- ği öne sürüldü. NTV'nin haberine göre Dışişleri Baka- nı'nın Washington gezi- sinin yan konulanndan biri de Ortadoğu süreci ve bununla bağlantılı olarak Türkiye'nin Isra- il ve ABD'dekı Musevi lobisiyle ilişkileriydi. 'İlişkilerimiz kötüleşir' uyansı Gül, Washington'a gelen diğer Türk lider- leri gibi Musevi lobisiy- le de görüştü ve Muse\T kuruluşlan, bu toplantı- ya en geniş şekilde katıl- dı. Haberde. Musevi lo- bisinin Gül'e Arafat uyan^'ida bulunduğu ve le kendisi- nin yapacağı İsrail ve Filistin ziyaretleri sıra- sında Arafat'la görüşül- memesini istedikleri kaydedildi. Musevi yet- kilileri, isteklerinin göz- ardı edilmesi ve Arafat ile görüşülmesi duru- munda, Türkiye'nin İs- rail ve ABD'dekı Muse- vi toplumuyla ilişkileri- nin kötüleşeceği uyan- sını ilettı. Arafat'a hakaret çözflmû zorlaştırır Gül ise VVashing- ton'da muhataplanna Türkiye'nin Ortadoğu yol haritasını destekle- diğıni anlattı. Ancak Abdullah Gül'ün, Ara- fat'ın Filistin halkından aldığı desteği harırlata- rak Arafat "a hakaret edilmesinin çözümü ko- laylaştırmayacağını dile getirdiği belirtildi. Dı- şişleri Bakanı Gül'ün, Arafat ile görüşülmeye- ceği konusunda Musevi lobisine söz vermediği de ifade edildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle