Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17 MAYIS 2003 CUMARTESİ
4 HABERLER
DUTVY4DA BUGUN
ALİ SİRMEN
Ne Güzel Demokrasi mi
Diyeceğiz Şimdi Buna?
3 Kasım seçimlerinde. kayıtlı seçmenin dörtte
biri sandık başına gitmedi.
Bu katılmama, her dört kişiden birinin, şu me-
sajı verdiğini gösteriyor:
- Bunlann hiçbirinde iş yok, hiçbirinin yöneti-
mine evet demiyonjm.
Kütüğe kayıtlı seçmenin dörtte biri oranına ula-
şan kişi ise;
- Bizi yönetmek için en ehil olan AKP'dir diye-
rek tercihini belli etti.
Bu oran sandık başına gidenlerin ise yüzde
33'ü idi.
3 Kasım 2002'den çıkan görüntü şudur:
- Türkiye'de kütüğe kayıtlı seçmenin dörtte bi-
ri hiçbirinde iş yok derken, dörtte biri de, AKP yö-
netmeli dedi. Bunun dışında kalan yanya yakın
seçmenin tercihi ise, hödük baraj sistemi yüzün-
den yok sayıldı.
Sonuçta, isterseniz kayıtlı seçmene, isterseniz
sandık başına gidene oranlayın, her iki halde de,
azınlıkta olan bir parti Tür+ciye'yi yönetme duru-
munda kaldı.
Sistemin aksaklığı, onlara parlamentodaki san-
dalyelerin 2/3'ünü verdi.
Şimdi, AKP'nin oylann yandan bir fazlasını al-
mamasını, ülkeyi yönetme konusunda yetkili ol-
madığı biçiminde yorumlayabilir miyiz?
Tabii ki hayır; pariamenter sistem bütün dün-
yada son yanm yüzyılda yaşadığı istikrarsızlığı aş-
mak amacıyla, yönetmek için oylann illa yüzde
50'den bir fazlasını zorunlu görmeyen çözümle-
re de birçok ülkede evet diyor.
• • •
Bütün tercihler içinde, hiçbirinde iş yok diyen-
ler ile AKP diyenler atbaşı gittiklerine, hiçbiri di-
yenlerin parlamentoda temsili mümkün olama-
yacağına göre de, AKP yönetme yetkisini almış-
tır.
Buraya kadar her şey normal.
Ancak verilen yetkinin sınırlannı iyi beliriemek-
te yarar var.
Azınlığın en az azınlığı olanın, çarpık sisteme
göre parlamentodaki yansıması ne olursa olsun
aldığı yetki, oy oranı ile sınırlıdır.
Bu sınır, halkın yalnızca dörtte birinin teveccü-
hünü kazanmış bir iktidann günlük işleri yürütme-
nin ötesinde, rejimin özüne dokunacak olan ko-
nulara, genel seçimdekinin üstündeki bir muta-
bakatı sağlamadan müdahale etmemesidir.
Demokrasinin pratiği ile etiği bu noktada kesi-
şir ve böyle bir sonuç doğurur.
Ne var ki, AKP ve kimi kemikleşmiş yandaşla-
n kendilerine verilen yetkiyi bu biçimde algılama-
makta direnmekte, rejimin özünü değiştiımeye,
devletin yapısını tepeden tımağa değiştirecek ve
her yeri kendi militanlanyla dolduracak girişim-
lerde bulunmaya tevessül etmektedirfer.
önlerindeki anayasal engelleri de, anayasayı de-
ğiştirerek aşma yoluna tevessül etmektedirler.
Dünkü Cumhuriyet'te belirtildiği gibi, şimdi he-
def Cumhurbaşkanı'nın yetkilerine saldıımaktır.
• • •
Bu duruma bakarak, ne yapacağız?
Bir ülkedeki insanlann yalnızca dörtte birinin des-
teğine sahip olan bir siyasal kuruluş, tanımı ge-
reği, geniş toplumsal mutabakatın ürünü olan re-
jimin temel yasasını dilediğince değiştirebilir mi?
Yoksa sistemin çarpıklığı yüzünden ortaya çık-
mış bu durumu düzeltmek için tutulması gereken
yol, şu soruyu sormak mıdır:
- Bir anayasa değişikliği gündeme gelmiştir, ey
halkımız, siz bu değişikliğin olması için bu iktida-
ra yetki veriyor musunuz, veriyorsanız, bu deği-
şikliği onaylayarak iradenizi beyan eder misiniz?
Referandum denen kurum bu çıkmazı aşma-
mıza yarayacaktır.
1969 yılında General De Gaulle böyle birzo-
runluluğu olmadığı halde bu yolu tutmuş ve re-
ferandumdan çıkan sonuç kendi desteklediği ya-
sa değişikliğinin onaylanmaması yönünde olun-
ca da mecbur olmadığı halde istrfa etmişti.
AKP bunu yapmıyor, dörtte birin desteğiyle re-
jimi değiştirerek hepimize hükmetmek istiyor.
Peki bu durumu elimiz böğrümüzde seyredip;
- Aman ne güzel, işte demokrasi budur mu di-
yeceğiz?
Cumhurbaskanı Sezer yurda döndü
Irak'ın Iraklılara
devri öncelikli
ANKARA (Cumhu-
riyetBürosu) -Cumhur-
başkanı Ahmet Necdet
Sezer, Irak'ın toprakbü-
tünlügünün, yasal birli-
ğinin ve güvenliğinin
güvence altına alınma-
sından ve insani gerek-
sinimlerinin karşılanma-
sından sonra, yönetimin
Iraklılara devredilmesi-
ne öncelik verilmesi ge-
rektiğini belirtti.
Cumhurbaskanı Se-
zer, dün Tunus'tan dönü-
şünde Esenboğa Hava-
limanı'nda yaptığı açık-
lamada, ziyareti sırasın-
da Cumhurbaskanı Zey-
nel Abidin Ben Ali ile
yararh görüşmeler yap-
tıklannı, iki ülke arasın-
daki ilişkileri tüm bo-
yutlanyla ele aldıklan-
nı ifade etti.
.* Türkiye ileFTunus'un
bölgelerinde banş ve is-
tikrann güçlendirilme-
sini amaçlayan dış poli-
tikalar benimsediğine
işaret eden Sezer, şunla-
n söyledi:
tt
Buçerçevede,
Irak'm toprakbüttinlü-
ğünün, >~asal biriiğinin
ve güvenliğinin güvence
altına alınmasından ve
insani gereksiniınlerinin
karşılanmasından son-
ra, yönetimin Iraklılara
devredilmesine öncelik
verilmesi gerektiğini vur-
guladık."
Sezer, ziyareti sıra-
sında Israil- Filistin an-
laşmazlığıyla ilgili son
gelişmeleri de gözden
geçirdiklerini belirterek,
taraflann şiddeti sona
erdirmesi, iyı niyetle ça-
ba harcamalan gerekti-
ğini karşılıklı olarak di-
le getirdSderini anlattı.
Çankaya Köşkü'nde 3. yılını dolduran Sezer yurttaşlann 'en güvendiği devlet adamı' olarak öne çıktı
Hukuktan ödünvermediANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çankaya Köşkü' nde 3. W
yılını dolduran Cumhurbaskanı Ahmet Necdet Sezer. ' I
alışılmadık ölçüde mütevazı, "ödünsüz bir *
hukuk adamı" portresi çizdi. Hükümet-Köşk krizlerine karşın
hukuk ve adaletten hiç ödün vermeyen Sezer,
hükümetlerin yasadışı uygulamalannın önüne set
çekti. AKP iktidarlannın laiklige aykın
uygulamalanna sert tepki gösterdi. Sezer'in
uygulamalan hükümetlerin "kriz" ölçüsünde
tepkisine yol açsa da Cumhurbaskanı,
yurttaşlann "en güvendiği devlet adamı" olarak
öne çıktı. Sezer, dün görevinde 3. yılını
doldurdu. Anayasa Mahkemesi Başkanlığı
görevini yürütürken dönemin TBMM'de temsil
edilen partilerinin mutabakatıyla
cumhurbaskanı adayı olarak gösterilen Sezer, 5
Mayıs 2000'de Meclis'te yapılan 3. tur
oylamada 330 oy alarak Türkiye
Cumhuriyeti'nin 10. cumhurbaskanı seçildi.
Anayasa gereği 7 yıl görev yapacak olan Sezer.
16 Mayıs 2000'de görevi 9. Cumhurbaskanı
Süteyman Demirelden devraldı.
Hükümetlerle vıldızı barışmadı
Göreve geldiği günlerden itibaren halkın güveni
ve sevgisini kazanan Sezer, kırmızı ışıkta durması, frak
yerine takım elbise ve kravatı tercih ermesi, şehir içinde
polis eskortunu kaldırması, yurtiçi gezilerinde karşılama
töreni istememesi, an Türkçe kullarunaya özen göstermesi,
alışvenşini kendi yapması ve parasını kuyruğa girerek
ödemesi, hastaneye sivil plakalı araçlarla girmesi ile dikkat
çekti. Sezer'in gelişiyle birlikte Çankaya Köşkü'nde büyük
bir tasarruf hareketi de başlarken personel sayısı ve
harcamalar düşürüldü.
Sezer'in hukuka aykın işlemleri reddetmesi nedeniyle
hükümetlerle yıldızı hiç banşmadı. Ilk vetosunu,
cumhurbaşkanlığı önerisini getiren Bülent Ecevit'in
başbakanı olduğu 57. hükümetin irticai ve bölücü faaliyetlere
kanşan memurlan tasfiye gerekçesiyle hazırladığı kararname
için kullandı. Hükümet ortaklannı bu tavır şaşırtırken
kararnamede ısrar edilmesiyle ilk kriz patladı. Bunun üzerine
Sezer de kararnameyi ikinci kez veto etti. 2000 yazı, bu ve diğer
kararnameler nedeniyle hükümet ile Köşk arasındaki
ilişkilerin iyice gerilmesıne sahne oldu.
21 şubat krlzî
Sezer ile dönemin Başbakanı Bülent Ecevit
arasında devam eden görüş aynhklan
"kara çarşamba" olarak nitelendirilen 21
Şubat 200l'deki MGK toplantısında
doruk noktasına çıktı. Anayasa
kitapçığınm karşılıklı "nriaüklığı''
toplantının ardından borsa düşrü, dolar
yüzde 40 arttı.
Bu gerilim, ekonomik krizi ateşleyen
fitil oldu. Devletin zirvesindeki
gerginlik zamanla yerini sakinliğe
bıraktı, ancak Sezer ile Ecevit
arasındaki hartalık olağan
görüşmeler 15 dakikayı aşamadı.
Sezer, yine de hukuka aykın
gördüğü yasalan veto etmekten
kaçınmadı. Ecevit hükümeti
döneminde Sezer'in referanduma
götürme hakkını kullandığı tek
düzenleme ise mıllervekillerinin maaşlannın
artışına ilişkin "kıyak emeklilik" yasası oldu.
Referanduma gidilmesini istemeyen hükümet
uygulamadan vazgeçmek zorunda kaldı. Sezer,
hükümet ile aralannda kopukluk olduğu iddıalarını
önlemek için özellikle ekonomik konularda
hükümet üyelerinden sürekli bilgi aldı. Görevinin
ikinci yılında bir ilke daha imza atarak tasarruf
gerekçesiyle yılbaşı resepsiyonunu iptal etti.
Kriz çıkmasınt önledl
Sezer, dönem dönem yaptığı müdahalelerle de kriz
çıkmasını önledi. Geçen yıl Ecevit'in ekonomiden
sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in istifasını
istemesınin ardından devreye girerek Derviş'e "tstifanızı
geriahn" dedı. Bunun üzerine Derviş bir süre daha
görevıne devam etti, ancak istifalarla DSP'nin
bölünmesınin ardından bakanlıktan aynldı.
tĞNELf FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
• • • * • •
* 4 0 # • • ı
*0 » » # » • «
KADROLAŞMAYA KARŞI ÇIKTI }
AKP'nin boy \
hedefi oldu i
Sezer, AKP hükürnetinin laikliği tehdit eden '
uygulamalan ve kadrolaşmasına karşı kesin i
tavır koydu. 58. hükümeti kurmakla I
görevlendirilen Abdullah Gül'ün Milli i
Eğitim Bakanhğı'na getirmek istediği Beşir ;
Atalaya vize vermedi. Kınkkale '
Üniversitesi rektörlüğü döneminde "irticai
kadrolaşma" gerekçesiyle üniversiteden
atılan Atalay, kabineye Devlet Bakanı olarak
girebildi. Gül kabine listesine, bakanlann
"özgeçmişlerini'' Çankaya Köşkü'ne |
fakslattıktan sonra onay alabildi. Sezer,
AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi
yasağının kaldınlması için planlanan yasal
değişiklikleri kastederek "kişiye özel !
düzenleme yapılmaması" mesajuıı verdi. •
Daha sonra bu yönde hazırlanan
düzenlemeyi Meclis'e iade etti, ancak *
yasanın tekrar önüne gelmesi nedeniyle \
onaylamak zorunda kaldı. (
AKP vasalarına veto . , !
Sezer, TBMM Başkanı Bülent Armç'ın
kendisini havaalanmdan türbanlı eşiyle
uğurlamasının ardından. başörtüsüyle ilgili
mesajlar vererek "kamusal alanda •>
başörtüsünü serbest bırakacak düzenleme '
yapılamayacağuu" kaydetti. AKP
hükümetinin birkaç aylık icraatında pek çok
yasa da Köşk'ten veto yedi. Ormanlann
satışı, malı milat, zorunlu emeklilık yaşının |
65'ten 61 'e indiriknesi, iş güvencesinin ;
ertelenmesi ve vergi banşının da aralannda
olduğu çok sayıda yasa Meclis'e geri
gönderildi. Ancak hükümet, iade edilen ]
yasalann çıkanlmasında ısrarcı oldu. j
118 kararnameyi reddetti i
Sezer'in Meclis'teki 23 Nisan i
resepsiyonuna katılmama karanyla Köşk- i
Hükümet gerginliği iyice su yüzüne uuit-itj!
çıkarken, Cumhurbaşkanı'nın özellikle * '' |
laiklige aykın uygulamalar ve devletteki
AKP kadrolaşmasından rahatsız olduğu
vurgulandı. AKP hükümetleri döneminde
Köşk'e 23'ü bakanlar kurulu karan, 729'u ',
ortak kararname olmak üzere toplam 752 ',
atama kararnamesi iletildi. Bunlann 539'u
onaylanırken 181 'i iade edildi, 11 'i de t
başbakanlığm istemi üzerine geri ' ı
gönderildi. Kararnamelerin geri gönderme •
gerekçeleri, AKP iktidannın devletteki
çarpık kadrolaşmasını ortaya koydu. Sezer
en çok "başanlan nedeniyle görevden
:
ahnması uygun bulunmayanlar" ile >
"güvenlik soruşrurması ohımsuz olanlara" ,
ılışkın kararnameleri iade etti. ]
Lider dışında 'ölümlü eylemlere katılan' örgüt üyelerinin de yasadan yararlandınlması planlanıyor
Pişmanhğın kapsamı genişletilecek
• Hükümet bir taraftan
PKK-KADEK
militanlannın silah
bırakmasını sağlayacak bir
düzenleme arayışına
girerken diğer yandan da
terörle mücadeleden zarar
gören kesimlerin tepkisini
çekmemeye çalışıyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Kuzey Irak'taki PKK-KADEK mili-
tanlannın silah bırakmasına hazırlıkh
olmayı hedefleyen hükümetin günde-
me getirdiği pişmanlık yasa taslağı şe-
killendi. Taslakta, "güvenük güçleri-
nin ölûmü veya yaralanmasına" neden
olan militanlann da düzenlemeden ya-
rarlandınlması yer alıyor.
Taslağa göre "Bder" dışındaki örgüt
üyeleri yasadan yararlanabilecek. Tas-
lağın kapsamına son biçimin 28 Ma-
yıs'ta toplanacak olan Milli Güvenlik
Kurulu'nda (MGK) verilmesi bekle-
niyor.
Taslağın şekillendirilmesinde, üst
düzey örgüt yöneticileri ile "güvenlik
güçlerinin öldürülmesine" kanşan ör-
güt üyelerinin kapsam dışında tutul-
masının, örgütün çökertilmesi noktasın-
da fazla etkili olmadığı düşüncesi sa-
vunuluyor. Geçmiş yasalardan farkh-
lık kazandınlabilmesi ve örgütü çö-
kertme hedefine ulaşılabilmesi için "öl-
dürme eylemine" katılan militanların da
yasa kapsamına alınması planlanıyor.
' Hükümet bir taraftan PKK-KADEK
militanlannın büyük bölümünün silah
bırakmasuıı sağlayacak bir düzenleme
arayışına girerken diğer yandan da te-
rörle mücadeleden zarar gören kesim-
lerin tepkisini çekmemeye özen göste-
riyor.
Ancak, yıllarca terörle mücadele eden
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) öl-
dürme eylemine katılanlann da kapsa-
ma alınmasına karşı duyarlıhğının sür-
düğü, hükümet kanadı ise kapsam ge-
nişletilmediğinde hedeflenen sonuca
ulaşılamayacağını savunuyor. Hükü-
met kanadı, "Ider" dışında, yönetci ko-
numundaki militanlann kapsama alın-
mamasının yarar sağlamayacağını sa-
vunuyor.
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhurryetcom.tr
Necmettin Erbakan 40 yıla yakın
birsüredir lideriiğini yaptığı "Milli Gö-
rüş" hareketinin günümüzdeki tem-
silcisi Saadet Partisi'nin genel baş-
kanı oldu. Bu, Erbakan'ın Milli Nizam
Partisi, Milli Selamet Partisi ve Refah
Partisi'nin ardından öncülük ettiği
dördüncü parti. Erbakan bugüne ka-
dar kapanmalarına neden olan par-
tilerin ardından yenilerini kurmuş ve
her seferinde bir anlamda yeniden
doğmuştu.
Milli Nizam Partisi 12 Mart 1971 as-
keri darbesinin ardından Anayasa
Mahkemesi'nce kapatılmıştı. Milli Se-
lamet Partisi ise 12 Eylül dönemin-
de bütün partilerle birlikte kapatıldı.
Refah Partisi ise 28 Şubat krizinin ar-
dından Anayasa Mahkemesi'nce ka-
patılmıştı. Saadet Partisi, Refah Par-
tisi'nin ardından geldi. Ancak bu ara-
da köprülerin altından çok sular ak-
tı. Erbakan'ın talebeleri ondan kopa-
rak yeni bir parti kurdular.
3 Kasım 2003 seçimleri, Necmet-
tin Erbakan'ın yaşamındaki en bü-
yük yenilgi oldu. Çünkü bu seçimler-
Erbakan Ne Yapabilir?
de Saadet Partisi'nin oyu yüzde 3'e
bile ulaşamadı. Bu 40 yıllık Milli Gö-
rüş geleneğinin en düşük oy oranıy-
dı. Erbakan ve yakın çevresi, bu ba-
şarısızlığın arkasında Necmettin Er-
bakan'ın, partinin başında seçime
katılamamış olmasının büyük etkisi
bulunduğunu düşünüyor.
* • •
Necmettin Erbakan önderiiğinde
SP yeniden atağa kalkabilir mi? Er-
bakan, Odalar Birliği başkanlığından
siyasete geçtiği 196O'lı yıllarda bir
ekonomik ve siyasi misyonu temsil
ediyordu. Bu misyon, Istanbul'dakı
büyük sermayeye karşı Anadolu'da
içe kapanık yerel tüccarlann ve yerel
esnafın savunulmasıydı.
Hatırlanırsa, o dönemde Erbakan'ın
Istanbul, Ankara gibi büyük şehirler-
de fazla bir oyu yoktu. O, daha çok
küçük Anadolu sermayesinin, buğ-
day tüccarının, el emeğine dayalı za-
naatkârlann oyunu alıyordu. 1960'lar-
dan günümüze 30 yıldan fazla birza-
man geçti. Türkiye bu zaman içinde
büyük değişimler ve dönüşümler ya-
şadı. örneğin büyük kentlerciddi bir
göç aldı. Büyük kentlerin nüfus den-
gesi değişti. Anadolu'dan ve köyler-
den gelen genış yığınlar, Ankara, Is-
tanbul gibi büyük kentlere egemen ol-
dular. işte bu dönemde büyük kent-
lerin yönetimi Milli Görüş partilerinin
adayları tarafından kazanıldı.
Kentleşme ve ticaretin gelişmesi,
küreselleşmenin yarattığı dünyaya
açılma dönemi boyunca, iktidann
nımetlerinden de yararlanan "Islam-
cı sermaye " de bu arada büyüdü ve
kabuk değiştirmeye başladı. Erba-
kan'ın ağzına bakan "taşralı" tüc-
carların bir kesimi, büyük işadamla-
n ve sanayiciler haline geldiler. Ana-
ddu'da da benzer bir değişim yaşan-
dı.
•••
Erbakan'ın eski söylemi, bu yeni
burjuvazi için "arkaik" gelmeye baş-
ladı. Parti içinde de bu değişimin si-
yasi temsilcileri orta çıktı. Tayyip Er-
doğan, Abdullah Gül, Bülent Annç
gibi isimler, "Biz yeniyiz" dıyerek si-
yasi üsluplannı değiştirdiklerini ilan et-
tiler. Erbakan geleneksel çizgisini sür-
dürürken eski gelenek içinden çıkan
genç kanat yeni bir üslup tutturdu.
3 Kasım seçimleri Erbakan cep-
hesinin ağıryenilgisiyle sonuçlanırken
AKP, bu gelenek açısından tarihin en
büyük oy patlamasını yaptı. Düne ka-
dar Erbakan'a destek veren "gelenek-
çi" kesim artık yeni olduğunu kabul
ettiği Erdoğan'ı tercih etmişti. O se-
çimlerde Erbakan, Saadet Partisi'nin
başında değildi, ama bütün gücüyle
Saadet'e destek vermekten de geri
durmadı.
Şimdi teker tersine döner mi, Er-
bakan kaybettiği oylarını geri alabilir
mi? Bir kere matematik olarak Erba-
kan'ın genel seçimlerde ulaştığı en
yüksek oran, yüzde 22'ydi. AKP ise
yüzde 34.5'e ulaşmıştı. Yani AKP, Er-
bakan'ın temel kitlesinin çok ötesine
geçmişti. Bu nedenle Erbakan,
AKP'nin yerini alamazdı.
İkinci ihtimal, eski oylannı alıp ala-
mayacağıdır. Bu da zor görünüyor.
AKP, yeni olmak gibi birgörüntüyü kul-
landı. Yani toplumun yeni arayışı
AKP'yeyöneldi. Bu yüzden "yeni"ye
oy veren ve yeniyi arayan kitlelerin ge-
riye dönüp geleneksel siyasetlerin
peşine takılması pek kolay değil.
Aynca Necmettin Erbakan'ın lider-
iiğini yaptığı üç parti kapatıldı, siya-
set dışı kaldı. Ona oy veren kitleler-
de sanırım bu da bir güvensizlik ya-
rattı. Bu yüzden de Erbakan'ın pek
şansı yok gibi görünüyor.
Erbakan siyasi tarihimizde önem-
li bir siyaset adamıydı. Ancak artık Er-
bakan'la aynı dönemde politika ya-
pan Demirel ve Ecevit gibi onun da
zamanı doldu. Toplum AKP'den sırt
çevirirse geriye dönmez. Bundan
sonraki yönelim daha ileriye ve da-
ha moderne olacaktır.