23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 NİSAN 2003 ÇARŞAMBA DtZt Paylaşım mücadelesini Ortadoğu'da yoğunlaştıran Batılı devletlerin gözü Osmanlı'ya dikildi Kurtlar sofîasındaki 'hasta adam' A 1lmanlannBağdat Demiryolu imtı- .yazını almasın- dan bır yıl sonra Musul'da- kı petrolü çıkarmak üze- re bir başka imtiyaz aldı- lar. Bu arada D'Ârcy Co. adında Ingiliz şirketi böl- gedeki petrole sahip ol- mak amacıyla Osmanlı- larla 1906'da görüşmelere başladı. Amerikalılar da aynı amaçla Os- manlı yönetimi ıle dıyalog yollan anyordu Nitekim Rooseveft 1908'de bu amaçla Amiral Chester'i özel elçi olaıak tstanbul'a gönderdı. 1. Dûnya Savaşı sona erinceye kadar ABD Ortadoğu'dakı petrol imtiyazlan ıle ügili mücadelenın dışında kaldı. Almanya'nın Bağdat demiryolu ımtiyazını elde ettikten sonra dahil olduğu bu mücadeleye ABD, özellikle tngiltere ve Fran- sa'nın direnişı nedeniyle giremedı. ABD bölgeye glrlyor Musul vılayetindeki petrolün çı- kanJması için Almanlara imtiyaz verilmesınden bir yıl sonra ABD ile Osmanlı yönetimi yaklaşık bır yıl müzakerelerde bulunduktan son- ra anlaşmaya vardılar. Anlaşmaya göre, Amerikalılara bir liman ve üç demiryolu hattı kur- ma imtiyaa, aynca üç hattın her ikı yanındaki 20 kilometrelik şeritler- de maden arama hakkı verildi. An- cak arka arkaya yaşanan savaşlar nedeniyle anlaşma yürürlüğe gire- medı. Ingıltere ve Fransa ise 1911 'de, Tûrk Petrol Şirketi adı verilen bır şir- ket kurdu. Savaştan kısa bir süre önce bu şirket, Osmanlı Devle- ti'nden Musul vılayetuıde petrol çı- karmak üzere bır imtiyaz elde etti. Ancak bir süre sonra Bınnci Dün- ya Savaşı patlak verdi. Savaşuı ilk günlennde Ingılizler Türk Petrol Şirketi'ndeki Alman hissesıne el koydu ve Almanlar ken- di başlannda çalışmaya başladı. Ba- zı kaynaklara göre ise îngilizler Za- ho yakınlannda kuyular açıp petrol çıkarmaya başladı. Geçmişten^pS günümüze Kuzey Miyase İLKNUR 1. Dünya Savaşı sırasında tstanbul sokaklarında hükümet kararian atn görev tiJer tarafindan halka duyuruluyordu (solda). Avusturya-Macaristan Imparatonı Franz Josephin önünde savaşa kablacak askerierin yemin töreni (altta). (Fotoğraflar, Kültür BakanlığYnın yayımladığı 'Cephelerden Kıırtuluş Savaşı'na' adlı kıtaptan alınmıştır. Dünya ateş çemberinde Eskidenbirtanmülkesı olan Al- manya'da 1870'lerde kurul- maya başlayan ağır sanayi, 1890"lara gelindığinde benzeri görül- memiş bir atılım ıçıne gırdı. 20 yüz- yıla Avrupa'nın en büyük sanayi gü- cü olarak gıren Almanya, bazı üretım alanlannda güçlü kapitalist ülkelen geride bıraktı. Alman kapıtalıstleri özellikle Fran- sız ve Ingiliz kapitalistleriyle kar- şılaştınldığında uluslararası pıya- saya geç girmiş sayılırlardı. Bu de- zavantajlanna karşın Almanya 'nm dışa dönük sanayi yatınmlan 15 yıl- da üç buçuk kat arttı. Dünya tıca- rerindeki paylan ise yüzde 13'e ulaş- mıştı. Bu atılımlar kadar önemli bır nok- ta da hemen her yerde kapitalist ön- cülerin sert direnışle uğraşmamış ol- salardı, Almanlann başanlanmn bir- kaç misli fazla olacağı gerçeğıydı. Kı- sacası rakip kapitalist devletler ara- sındaki güç dengesı öylesıne bozulmuş- ru ki savaş yoluyla pazarlann yeniden bölüşülmesı dışında yerli yerine otur- masını sağlamak olanaksızdı. Güçlü Almanya yeni potansiyeliy- le orantılı bir pay isriyor, Ingiltere, Fransa ve Rusya en ufak bir taviz ver- meye yanaşmıyordu. Dolayısıyla on- lan buna zorlamak için savaş kaçınıl- mazdı. Bu nedenle hükümet ve tekel- ler benzeri görülmemiş bir askeri ha- zırhğa koyuldular. Bütçede askeri har- zetede belirtildığı gibi bu kaybın acısını ger- çekten duyanlar yalnızca "mütevef- fanınaflesT'ydi.Çakan kıvılcım insa- noglunun daha önce hiç tanık olma- dığı büyük bir yangını alevlendırdi; çünkü diğer taraf da beklenen Alman patlamasını karşılamak için hazırlık- lıydı. Temmuz 1914'te Avusturya-Sırbis- tan sınınnda başlayan askeri harekât, • 20 yüzyıla Avrupa'nın en büyük sanayi gücü olarak giren Almanya'nın ihtiraslan, 1. Dünya Savaşı'na yol açarken, Ingüizlerin de Osmanlı topraklanna yerleşmesine neden oldu camalara aynlan pay beş kat artarak 1914'te 2 milyar markı aştı. Her şey savaşı tetıkleyecek bir kı- vılcıma kalmıştı. Ve o kıvılcım Sa- raybosna'da çaktı. Saraybosna'da pat- layan o meşum tabanca Almanlan ha- rekete geçirmeye yetti. Öldürülen Al- man Arşidük'ünün intikamını almak için yemın ettiler. Oysa bir Baülı ga- lasa süre sonra çoğu Avrupa ülkesinin, aynca Japonya, Osmanlı Imparatorlu- ğu ve zamanla ABD'run kanldığı top- yekûn bir savaşa dönüşrü. Almanlann akla hayale gelmedık entrikalan ve Ittihatçılann marifetiy- le Osmanlı Imparatorluğu da savaşa dahil oldu. Osmanlı împaratoriuğu resmen 1. Dünya Savaşı'nm taraflann- dan biri olmasmdan yalnızca bir gün sonra Ingiliz kuvvetlen Irak'ın güney kesımine saldırdılar ve bölgenin tek li- manı Fao'yu işgal ettiler. Birkaç gün sonra da Basra'yı ele geçirdiler. İngtllz taştartması Savaşın başlamasıyla birlikte Kürt aşiretleri Ingiliz kışkrrtması, özellik- le tüfek ve cephaneye yönelik yağma arayışı ya da Osmanlı otoritesıne du- yulan nefret gibı çeşitli nedenlerle ba- zı yörelerde Osmanlı asken birlıkle- nne baskınlar düzenledi. Alman ya- zar G. Lorei 1914 ılkbananndan 1915 sonlanna kadar "Kürt ve Araplar"ın Güney Irak'takı savaş alaruna giden konvoylara karşı girişüği bir dizi sal- dınya değinmekte ve Osmanlı-Alman Ortak Komutanlığı'nın söz konusu konvoylarm geçtiği yollan korumak için ek kuvvetler görevlendırmek zo- runda kaldığmı belirriyordu. Bölgedeki petrol alanlannı kontrol etmek isteyen Ingilizler, Kürt kartını başanlı biçimde oynadılar Imparatorlııktan Curnhurîyete BirinciDünya Savaşı sırasında Os- manlı împaratoriuğu, kendi top- raklan üzennde öteden ben emel- leri olan bütün büyük düşmanlanyla kar- şı karşıya gelmıştı. îngiltere, Fransa, Ital- ya ve Rusya, ılk kez aynı cephede yer ala- rakOsmaıüı'nın karşısma dıkilmıştı. Os- manlı tmparatorluğu daha önce bu büyük düşmanlannm küresel çatışmalanndan ve rekabetten yararlanarak ayakta kalma- yı başanyordu. îngiltere, Fransa ve Rusya kendi arala- nnda "Hasta Adamw ın topraklannı pay- laşma konusunda gizli temaslar yürüt- mekten geri kalmıyordu. 1915'ın Mart- Nisan aylannda bu üç ülke diplomatlan- nın yürüttüğü müzakereler sonucunda Rusya'nın Boğazlar konusundakı hakla- nm tamma sözü veren îngiltere ve Fran- sa kendi arasında ise Sykes-Pıcot Ant- laşması ıle Osmanlı împaratoriuğu'na bağlı Arabistan topraklannı nasıl payla- şacaklan konusunda anlaştılar. Ingiliz Mark Sykes ıle Fransız Georges Picot arasında Osmarüı topraklannı pay- laşmak amacıyla 1 Eylül 1916'da gizli antlaşma imza edildi. Bu anlaşmaya göre Musul Fransa'ya bırakıldı. Ancak Ortado- ğu'da petrol alanlannı kontrol etmek iste- yen Ingihzlerin bu vilayetteki ekonomik çıkarlan Fransızlar tarafindan garanti edildi. Sevr'den Lozan'a Fransa'nın Sevr kentinde 10 Ağustos 1920'de ımzalanan antlaşmada Osmanlı Im- paratorluğu'nun sona erişıni resmen formü- le etmenin dışında topraklannı paylaşarak bır yan sömürgeye dönüştürme karan alındı. Antlaşmaya göre Kürt ve Ermenilere bağımsız- lık sözü venliyor, Türkiye eskı Osmanlı vılayet- lerinın manda sistemı ya da büyük devletlerin doğ- rudan yönetimi altına gırmesini öngören bütün kararian kabul ediyordu. Ne var kı SevrAntlaşması, \VuTiain Eagleton'- ın dediği gibi imzalandığı anda ölü doğmuş bir metindi, çünkü tarih Mustafa Kemal tarafindan farklı bir biçimde yeniden yazılacaktı. 24 Tem- muz 1923'te Sevr Antlaşması'nın çöpe atılması anlamına gelen Lozan Antlaşması imza edildi. Musul ve Kerlcük sorunu tngiltere, 1. Dünya Savaşı'ndan çok önce böl- ge ile yakından ilgilenmişti. Musul, 1916'da Sykes-Picot Andaşması ile Fransa'nın nüfuz böl- İrJafdevietieriileOsmankİnıparatoriuğuara- smdaki Mondros Mütarekesi'nin 30 Ekiın 1918'de açıklanmasuıdan önce, İngilizler nüfuzlannı Kürt yöreterini de kapsamaküzereIrak'ınKuzeyvekuzeydoğusunayaymışlardL An- cak andaşmanın imzalandığı arada Musul'un bazı kesimİeri henüz Ingiliz kuvvederince aiınmamıştL Ateşkesi göz ardı eden İngilizler, MondrosMütarekesi'nin "stratejik önemesahipmevzfleri işgaletme" hakkuu tamyan 7. maddesi 3e Mezopofamya'daki Osmanhlann teslim olmasını öngören 16. madde- sinden yararlanarak bütün Musul'u işgal ettiler. Ingilizler böylece PicokAnÜaşması'nagöreMusuJFransıziarabırakılmışü. (Fotoğraf- ta Mondros Mütarekesı nin imzasından sonra Halep'ten memleket- lerine dönen Türk askerleri görülüyor.) gesi olarak kabul edılmişken 24 Nisan 1920 ta- rihlı San Remo anlaşması ile de bölge Ingiltere'ye bırakılmıştı. Anlaşmaya göre tngiltere, Musul petrollerinden yüzde 25 oranında pay verecekti. 26 Mart 1920 tarihinde üıgilız Arruralı Sir F. De Robeck'ın Lord Curzon'a gönderdığı gizli yazı tngıltere'nın amacını gözler önüne seriyor: "-.Kürdistan, Türkiye'den tamamen ayrüıp özerk olmaiıdır. Ermenilerie Kürtierin çıkarian- nı bağdaşarabiEriz. Istanbul'dakiKürtkulübü Baş- kanı Said Abdülkadır ve Paris'teki Kürt delege- si Şerif Paşa emrimizdedir. (tngilız Belgelerinde Türkiye, Erol Ulubelen) Bu arada, İngiliz desteği ile kurulan Irak Kral- bğı da Musul'u topraklanna katnğını duyurmuş- tu. Musul, Ingiliz si>"asetiiçin Türk, Kürtve Arap halklannın birbirlerine karşı kullanıldıklan bir diptomasioyunununadıolmuştur.Busonınu Lo- zan Antlaşmaa çözemedL Lozan'daki İngiliz ddegasyonu başkanı Lord Curzon, Musul'da Kürtierin çoğunhığu oluşrur- duklarnu, bu nedenle bölgenin Türklere bırakı- lamayacağını ileri sürüyor ve konunun Milleder Cemiyeti'nde çözülmesini istrvflrdu." $eyh Satt ayaklanması Türk Delegasyonu Başkam IsmetPaşa da Mu- sul'da yaşayan Türk, Kürt ve Anp halklannın ken- di geleceğini halkoylaması sonucunda belırle- melenni önenyor, ancak bu öneri îngiltere tara- findan reddediliyordu. Musul sorunu Lozan'da çö- züme bağlanamadı. Konu, ıkilı görüşmelerle çö- zümlenecekü. Bu amaçla, Istanbul'da Halıç Kon- feransı toplandı. Bu toplanhdan da sonuç alına- madı. Bunun üzerine îngiltere konuyu Milletler Cemiyetı'ne götürdü. Bu görüşmeler sürerken tngilızler, Nasturi Huistiyanlan konusunu da or- taya attılar Nasturi ayaklanması da işte Musul so- rununun görüşüldüğü sırada patlak verdı. 12 Ey- lül 1924 günü başlayan ayaklanma 28 Eylül 1924 günü bastınldı. tngüizler, Nasturi meselesını kul- lanarak "Hakkâri'yiNasturilereverin" diye bas- tırdılar. Musul'un elden kaçma nedenlerinden bır tanesi de Şeyh Saitayaklanmasıdır Şeyh Sa- it ayaklanması 1925 yılı şubat ayında başladı. Ayaklanma bastınldı. Ancak. Türkiye de Mu- sul'daki haklanndan vazgeçmek zorunda kaldı. Milletler Cemiyetı, Musul'u Türkiye'ye ver- memışti. Kürt kartı. tngilızler tarafindan Türki- ye Cumhunyetı'ne karşı çok ıyi kullanılmıştı. Yarın: Barzani döneml AVRUPA'DAN GURAYOZ Imparatorlar Uzerine Avrupa'da tartışmalar, ABD'nin Irak seferinin "zafer"\e sonuçlanmasının olası sonuçlan üzerin- deyoğunlaştı. Biryandanbuzaferingerçekbirza- fer olup olmadığı tartışılır, farklı fikırter öne sürülür- ken ABD'nin geleceği ve ABD - Avrupa kapışma- sının ciddiyeti de hatırı sayılır politik bilimciler, dü- şünürler, politikacılar ve çanklı erkân-ı harp arasın- da konuşulan konular arasına girdi. ABD'nin mutlak egemenliği çağının açık ve net bir şekilde ortada olduğunu savunanlar, 20. yüz- yıl gibı, 21. yüzyılın da süper gücün imparatorluk dönemi olarak tarihe geçeceğını ıddia ve "ispat" edenler var. Avrupa'nın Irak'a bu şekilde saldınlmasına kar- şı çıkışının pek zayıf ve görüldüğü gibi etkisiz kal- dığı, ihtiyar Avrupa'nın bundan sonra kendine gel- mesinin pek zor olacağı savı da Amerıkancı çev- relerin gönlünde ve dilinde. örneğin îngiltere Baş- bakanı ve son saldında Bush'un silah arkadaşı Tony Blair, "Avrupa tek kutuplu bir dünyaya razı olma- iıdır, ABD karşısında bir güç odağı yaratmaya ça- lışmak faydasız ve zarariıdır" dıyebiliyor. Tersini söyleyenler de var. • • • Bu münafıklardan birisi, geleceğin ABD'ye ait ol- madığı kanısında. Antropolog ve tarihçı Emma- nuel Todd, Pans'te Institut National d'Etudes De- mograpiques'te görevli. Epeyce konuşulan son kitabının adı "VVeltmacht USA Ein Nachruf" "Dûn- ya Egemeni ABD. Bir Veda" olarak çevrilebilir. Emmanuel Todd, genel kanının tersine ABD'nin işinin bundan sonra zor olduğunu düşünüyor. "Avrupa 'nın tersine demokratik naklann kısıtlan- dığı bir ülke" diye tanımladığı ABD'nin, ekonomik temelinin tehlikede olduğunu söyleyen Todd, bu ülkenin yılda 500 milyar dolar dış ticaret açığı ver- diğini belirtıyor. "Her gün 1.5 milyar dolar yaban- cı sermaye girişine muhtaç olan ABD'nin artık kendi gücüyle ayakta duramayacağı" kanısında. Yalnızca askeri alanda üstünlüğünü sürdüren ABD'yi, Avrupa'nın pek çok alanda aştığını da yi- ne Emmanuel Todd savunuyor. Emmanuel Todd'un ilginç görüşlerinden binsi de "Avrupa ülkelen arasındaki ekonomik enteg- rasyonun - uyumun, politik karariardan bağımsız birgelişme gösterdiği" yönündeki görüştür. özel- likle Doğu Avrupa ülkelerinin istesınler istemesin- ler, Avrupa ve Rusya'ya bağlı olduklannı söyle- mektedirTodd. Avrupa'nın henüz ortak bır dış po- litika oluşturamadığını teslim eden tanhçı, Alman- ya'nın dış polıtikada bağımsız hareket etme rüş- tünü ıspat ettiğini ve Fransa ile birlikte politik bir yenilenmenin çekirdeğinı oluşturduğunu da öne sü- rüyor. ABD'nin Ortadoğu'daki enerji kaynaklanna hâ- kim olmasının önüne geçilmesinin Avrupa için ka- çınılmaz bir görev olduğu da Todd'un saptamala- n arasında yer alıyor. Daha ilginç olanı Todd'un Ingiltere'nin yeniden Avrupa'ya döneceğı yolundaki kehanetidir. • • • Todd'un görüşleri ne ölçüde gerçekçidır ve han- gi maceralı sürecin sonunda gerçekleşebilir bilin- mez, ama ABD'nin "şok ve dehşet ımparatohu- ğu"nun geçici olduğunun belirtileri yalnızca fütü- ristlerin yazılannda değil, Kerbela çöllerinde de görülebiliyor. Kalıcılık ya da geçicilik, tarihin nesnelerine ve ay- nı zamanda öznelerine bağlı bir şeydir. Nesneler de, özneler de sürekli değişimle tanımlanabiliyor- lar. Bu nedenle de tarih hiçbir imparatora ebedi sal- tanat vermez. Çıkariar hep çatışır ve bir gücün karşısında mutlaka, ama mutlaka kendi iç canlılı- ğından beslenen başka bir güç oluşur. Sorun bu gücün kim olduğundadır. "Imparator- /ar"ın kapışmasında ayak altmda kalan halklar ve ülkeler mi, yoksa imparatoriar kapışırken kendisi için çıkış yolunu bulmaya çalışan halklar mı? Biliyorum şımdi "üçüncü dünyacı" derler ba- na: Ben de bu lafı ne yaptılar, nasıl ettiler de bır küf- re dönüştürdüler şaşar kalınm. E-Posta: guray.ozı ı cumhuriyet.com.tr N OV I T A S Turizm KASTAMONU Safmnbolu-Pınarbaşı-İneboİu (16-19 Mayıs) PRAG (14-17 Haziran ) Tel: ( 0212 ) 251 28 08 pbx e-mail : novıtas anovıtas com tr web: wvv\\ novıtas eom ir Hikmet Çetinkaya ABD'nin Kürt Kozu ve Bağdat'ın Çocukları Tüm kitapçılarda GüniziYayıncıhk 0.2125121172
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle