22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-s*iliSAN 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(g cumhuriyet.corn.tr 13 İLessam Mahmut Cûda'nın resimleri Türkiye İş Bankası Kibele Sanat Galerisi'nde Gerçeklikten gerçekçiliğeK.-YA OZSEZGIN Lesım sanatımızdaki Batı kaynak- lı ^tkiler açısından bakıldığında, VUımutCûda'nın resimlen. bugün artk demode olmuş deyimı\ le Avru- p a i ı n çağdaş gerçekçi ve modern alcmlan karşısında, her şeyden önce bir Jzdenetım (otokontrol) mekaniz- maını devreye sokmakta gösterdiği a ş u titizlik yönünden dıkkati çeke- cekir. Kendi kusağırıın sanatçılan olağan yörelişler ve tercıh ölçütleri doğrul- tusında konumlannı saptamaya çah- şırien, Mahmut Cûda, daha soğuk- İcan ı bir rutum ıçinde. zamanına gö- re hç de "modern" sayılmayacak, a- ma çten içe doğa ve nesne gerçekçi- ligirin alışılmış sınırlannı zorlamış olrmsına bakılırsa, yöntemıni ve ku- rallannı kendisinin saptadığı bir *ye- ni gerçekçi" sanat çizgisinde. yeni- likçı olarak yorumlanabilecek bir ru- rumu benımsemişti. Bu tutumu. res- mi bir sanat ideolojisi doğrultusunda görmek yanlış olur. Daha başından beri •*resmiyet"le bagdaşır bir yakla- şım içınde olmadığı gibi, Türkiye'de- ki sanat disiplınine yön vermek iste- yen gruplar karşısında da eleştirel bir tavırtakındı. Sanatta tutuculuk Genel bir kuraldır: Sanatta tutucu- luk, kavgadan çok uyumsallığı öngö- riir. Mahmut Cûda ıse sanatçı olma- nın yanında, ülkemizde ömeğine faz- la tanık olmadığımız "eylero" adamı olarak öne çıkar. Bu ikinci özelliği, onu çevresinde pek de sevimli yap- mamıştır, ama hiç değilse birtakım kliklerin egemen olma davTanişlan- na karşı kendı çapmda bir kamuoyu oluşturmakta etkili olmuştur. Öte yandan, "Müstakiller'' Gnı- vA. eni retrospektif sergi, otuzyıîa yaklaşan uzunca bir aradan sonra, ne gibi bir anlam taşıyabilir? Mahmut Cûda 'nın, nesneîeri ve göriinümleri aynntıcı bir ifade titizliği içinde yansıtan resimleri, aynı tekniğin 1960 'lardan günümüze uzanan benzer örneklerini anımsatsa bile, o ömekler paralelinde değildir. bu'ndan başlayarak örgütçü bir mis- yon üstlenmiş ve sanat dernekçiliği- ni, sanatı alt kesim ınsanlanna götür- mekte en kestirme yollardan biri ola- rak görmüş olduğundan, öteki arka- daşlan arasında haklı bir ilginin oda- ğı olmayı da başarmıştır. Türkiye "de- ki sanatsal oluşumlan, belli bir sınıf- landırma modeli çerçevesınde ele al- manın ve özellilde de Akademi ağır- lıklı bir görüş perspektifini egemen kıhnanın sakıncalanna ılk dikkatı çe- ken Mahmut Cûda idi. 1976'da Aka- demi salonlannda düzenlenen retros- pektif sergiyle kınlan bu uzaklığın, sanat konusunda ülkemizdeki birta- kım sabit fikirlerin aşılmasında yeni bir kapı açmış olduğunu söylemek bile mümkündür. Uzunca bir aradan sonra, Mahmut Cûda'nın (1904-1987) çoğunluğu özel koleksiyonlara dağılmış bulu- nan resimlerini, yaşamına ilişkin bel- geleri bir araya getiren kapsamh ser- gisi, bütün bu aynnrılann uzağında, yaşamını bütünüyle sanatına inanç ve güven duygusuyla ada- mış olan bir sanatçının titiz ve sabırlı tekniğıni, bir kez daha gözden ge- çirmemize imkân ver- mektedir. Hakkında bu- güne kadar yapılmış olan yorumlara, bu yeni bakış ne gibi bir katkı getirebilir? Yukanda değindiğim inanç ve gü- ven duygusu, aynı kuşa- ğa mensup başka sanat- çılanmız için de geçer- li bir niteleme olsa bile, Cûda'nın sanatında bu nitelik, onun resimleny- le tamı tamına örtüşen seçkin bir yapı özelliği olarak karşımıza çıkar. Derine inen bir titizlik ve sabırlı bir çalışma teknıği, bir üslûp karak- teri biçiminde görün- mez yalnızca, onun öte- sınde bir kişilik vasfı olarak da kendini kabul ettırir. Portreden ölüdo- ğa (natürmort) resimle- rine, dergı illüstrasyon- lanna. hatta kankatüre vanncaya kadar değışik türlerde çalışmış olma- sı, Mahmut Cûda'yı kişisel ifade bi- çiminde kökleşen bir disiplinden bir santimerre bile uzağa kaydırmamış- tır. En küçük bir çizgide bile. onun sorumluluk rutkusuyla sahip çıktığı tarzını düşündürür bize. Yağlıboya resım geleneğimizin öncü ustalanna, belki başka sanatçılardan çok fazla bir dikkatle eğilmiş ve onlann çaba- lannı saygın bir bakışla değerlendir- miş gibidir Mahmut Cûda. Kendisi- nin de ifade etmekten kaçınmadığı gerçekçiliğini, bir de bu yönde de- ğerlendirmek yanlış olmayacaktır. Yeni retrospektif sergi, otuz yıla yaklaşan uzunca bir aradan sonra, ne gibi bir anlam taşıyabilir? Mahmut Cûda'nın, nesneîeri ve göriinümleri aynntıcı bir ifade titizliği içinde yan- sıtan resimleri, aynı tekniğin 1960'lardan günümüze uzanan ben- zer örneklerini anımsatsa bile, 0 ör- nekler paralelinde değildir. Yalın bir form estetiğL. Hiç çekinmeden söyleyelim, bu gerçekçilik Mahmut Cûda çapında bir sanatçımızın elinden çıkabilirdi. Bütün doğalhklanna karşın, saksı içindeki gül, tabağa konuhnuş elma- lar, masa örtüsünün incelikli kıvnmı, ressama poz veren modelin duru ba- kışı, aynı konulan işleyen başka re- simlerde bulamayacağımız damıtıl- mış birgözlemselliği, yalm bir form esteriğini gündemde tutar. Gündem- de tutar diyorum, çünkü onun resmi, bugün, zaman boyutunu aşarak taze- liğini ve dırıliğinı koruyabiliyor ve çağdaş yeni eğilımler kapsamında güncellik sınınndan aşağılara inmi- yorsa, birtakım rutamaklan ele geçir- miş demektır. Bir noktayı unutmamak gerekiyor: Cûda, Avrupa'da bulunduğu yıllarda müzeleri gezerken, eskimiş değil *es- ki" ustalan gerçek yönleriyle tanıyıp algılamakta, görülmesi gereken nok- talan keşfetmekte. kalıcı sanatın in- celiklerini bulup görsel belleğine yer- leştırmekte atak davranmıştı. Bütün bunlar, sırlannı herkese açmayan giz- li estetik değerlerin etkileme dozu üzenne. Mahmut Cûda'ya özgü "re- çete"sıni anlamamızı kolaylaştırmak- tadır. (Sergi, 4Mayıs 'a kadar izlene- bilir. Tel: 0212-316 15 60) İş Sanat'a şiir-müzik dinletileri hazırlayan Birkiye'nin yeni romanlann yanı sıra sahneyle ilgili tasanlan var Hepimiz belki de bir anlatının öznesiyiz AYÇA TEZER Köşe yazan, yazar Atilla Birki- ye'nin Sovyetler iktidanndan son- ra Batum'dan Trabzon'a göç eden bir ailenin yaşadığı trajediyi anlat- tığı 'Bir YıklızKaydı' adlı kitabı, Es Yayınlan'ndan çıktı. Bir dönem gazetemizde haftada bir 'Işüdak ve Yelpaze' başlığıyla yazılar yazan Birkıye, kitabında kurruluş Savaşı'nın ve Rusya'daki Sovyet iktidannın her iki yöre hal- kı üzerindeki olumsuz etkilerini gözler önüne seriyor. 'Kırnuzı Bir Karanfil', 'Yaşamın Kendisidir Aşk', k Hep Sonbahan Yaşadık', 'Bir Aşk Denemesi', 'Aşk Bir Ir- maktır' adlı deneme kitaplan, 'Son Yeraek', 'Soldan Sağa% 'Bir Aşk Bil- mecesini Nasıl ÇözebiMrsiniz?' adlı romanlannm yanı sıra şiir ve gün- ce kitaplan da bulunan ve antoloji- ler hazırlayan Birkiye, 'Anlat Şeh- razat' müzikalini Binbir Gece Ma- saflan'ndan sahneye uyarlayıp şar- kı sözlerini yazmıştı. Kanlı bıçaklı kardeş şehirier... - Kitabımzda bir kolu Trabzon'da bir kolu Batum'da olan bir aüenin yaşadığı trajediyi anlatıyorsunuz. Bu konuyu seçme nedeniniz?.. ATtLLA BİRKİYE - Binncısi, kuruluşlanndan beri yani yaklaşık 2500 yıldan beri Batum ile Trab- zon'un ortak bir yazgıyı paylaşma- kn. Batum ve Trabzon, dost. za- man zaman kavga eden, kanlı bı- • 'Kırnuzı Karanfil', 'Yaşamın Kendisidir Aşk', 'Hep Sonbahan Yaşadık' gibi deneme kitaplan, 'Son Yemek', 'Soldan Sağa'gibi romanlann yanı sıra şiir, günce ve antolojileryazan Atilla Birkiye, son yapıtı Bir Yıldız Kaydı 'da Kurtutuş Savaşı 'nın ve Rusya 'daki Sovyet iktidannın her iki yöre halkı üzerindeki olumsuz etkisini gözler önüne seriyor. çakh kardeş şehirler. Ama daha da önemlisi romanda geçen ailenin bir kolunun Batum'da, bir kolunun Trabzon'da oluşu. tmparatorlukla- nn çöküş dönemlerinde sınırlar ye- niden çizilirken akraba olan iki köy birdenbire birbirlerine çok uzakla- şabiliyor. Özellikle Batum'un Sov- yetler Birliği Cumhuriyeti'ne ka- bul edilmesinden sonra ister iste- mez birtakım radikal değişiklikler oluyor. Devrim, altüst oluş, bam- başka bir yönetsel yapı... Buna bir de dinin -romandaki ailenin Müs- lüman olduğunu düşünürsek- etki- si de katıhyor. Bu konuyu seçişimin nedeni aileyi seçmemden kaynak- lanıyor. - 'Hepimiz belki de bir anlaünın öznesrviz' diyorsunuz. BtRJKhT - Küçüklüğümüzde anneannelenmiz, babaannelerimiz, teyzelerimiz kimi zaman masal a- ma genellikJe kendi öykülerini an- latırlar. Bu öyküler zamanla bir an- latı biçimine dönüşüyor. Bu kulak- tan dolma anlatılann ger- çek olup olmaması değil. bir anları söylencesine dö- nüşmesi önemli. Bu anlatı- lan yazıya geçirdiğınizde, bir yandan onlan ölümsüz- leştiriyor. bir yandan da başka bir anlatı oluşturu- yorsunuz. Anlatı giderek kendi anlatısını oluşturu- yor. Ve bana hepimiz bu an- latılann içindeyiz gibi geliyor. - tlti ayn zaman diliminde, iki a> - n tarzda iüşki\i anlatarak geçmiş- ten günümüze degişen baa değerle- re dikkat çekiyorsunuz. BtRKİYE - Birçok değer yargı- sına demek sanınm daha doğru ola- cak. Zaman içinde değer yargılan ister istemez değişmek zorunda. Etik değişiyor, estetik anlayışı de- ğişiyor. sanat anlayışı değişiyor. A- ma bir de bizim değer olarak bildi- ğimiz bazı alışkanlıklanmız. örf ve âdetlerimiz var. Bunu tutucu an- lamda söylemiyorum. Isterdim ki 18. ve 19. yüzyıldaki romantizm bir şekliyle devam etsin. Günümüzde insanlann romantizmden son dere- ce uzaklaştığını düşünüyorum. Genç nesiller aşkı çok günübirlik yaşıyorlar. - Kitabımzda kadınlar, erkeklere göre daha etkili bir rol oynuyor. BtRKtYE - Benım gîbi aşkı ve kadınlan yazan birinin kitabında kadınlann etkin olması çok doğal değil mi? Romanda anlatılan aile, 1920'lerin sonunda kocasız, baba- sız, iki kadın ve beş küçük çocukla Gürcistan'da bilemedikleri birgele- ceğe doğru gidiyor ve ister istemez ayakta kalabilmek için güçlü olmak durumundalar. Romanda geçen olaylar hiçbir zaman birebir gerçek değildir, zaten olması da beklene- mez. ,\ma Trabzon'daki Ayşe ger- çek yaşamda da 0 kadar baskındı. Felsefede bir kategorL» - Kitabımzda önemli olaylar hep rastlanrıyla çozüme uiaşıyor. Bu durum sizin bakış açımzdan mi yoksa öykünün geiişinden mi kay- naklamyor? BtRKİYE - Bu bakış açısına da, öykü gelişine de bağlı. Aslında rastlantı, felsefede bir kategori. Rastlantı hayatımızda tam olarak nedenini açıklayamadığımız bir şekilde karşımıza çıkıyor. Kader- ci bir bakış açısından bakarsanız, kolay bunu açıklamak. Ama, ben böyle bir bakış açısından bakmı- yorum, bakmak da istemiyorum. Bir köşeyi otuz saniye önce dön- mekJe otuz saniye sonra dönmek; ya da Istiklal Caddesı'nde yürür- ken bir anlık kararla Marmara Oteli'ne gidip bombalanıp ölmek bir rastlantı gibi geliyor bana. - Geiecekteki projeleriniz-. BtRKtYE - Kafamda bir iki ro- man konusu var. Sahneye ilişkin de tasanlanm var. Bu sıralar Iş Sa- nat'a şiir dinletileri hazırlıyorum. Bu dinletilerde, AhmetMuhipDı- ranasm. Behçet ıVecatigü'in ve Orhan Veli'nin şiirlerini tematik bir kurguyla sahneye taşıdık. ÎKSV ile yeni bir oluşum Kültür Servisi- İstanbul KüJtür ve Sanat V'akfi. gerçekleştirdiği ulusla- rarası festi\ allerde yerli ve yabancı sanatçılarla sanatseverleri buluştu- rurken, karşımıza yıne çok özel pro- jeyle çıkıyor: 'İstanbul Kürrürve Sa- nat Dostlan' Vakfın bu projesiyle, sanatla yaşayan İstanbullulann bir ıraya getirihnesi hedeflenmekte. Te- melı üyelik sistemıne dayanan pro- leyle, festivale kalıcı bir destek kıta- >ı oluşturulması da söz konusu. Is- anbul Kültür ve Sanat Dostlan (İD) orogramı. üye olmak isteyenlere Si- vah Lale, Beyaz Lale \ e Kırmızı La- le olmak üzere üç seçenek sunuyor. Oyelere. vakfın etkinlikleri konu- >unda öncelikli bilgiiendirilme ve catılım olanağı ile başlayan bir dizi lcolaylık sağlanacak. İKSV dışında, ıralannda kültür merkezlen. tiyatro- :ar. sinemalar, kıtap ve müzık evle- İ caz kulüpleri ve kafeler olan 'bu- hışma noktalan'nda bir araya gele- bilecekler. Üye sayısı ise sağlanacak hizmetin nitelığinden ödün verme- mek adına sınırlı tutulmuş. 6 Ni- san'dan itibaren, 'wwwjstanbuldost- lari.org' adresinde, sanatseverlenn ve vakfın interakrif iletişimini sağ- layacak. Bir kültür ve sanat portalı olan siteye üye olmak için fD üyesi olmak gerekmiyor. Vakıf, dünyada 5 festival düzenle- yen tek kuruluş. tstanbul Müzik Fes- tıvali UNESCO tarafindan ödüllen- dirilirken, caz festivali, Avrupa'da gerçekleştirilenlerin arasında yapılan 'en iyiler' sıralamasında ilk üçte yer alıyor. Plastik sanatlar alanmda çağdaş oluşumlar ve dün- yadan sanatçılan, Türk sanatçı ve sanatseverlerle buluşturan istanbul Bienali. uluslararası sanat gün- deminde Venedik Bienali'yle yan yana yer almakta. 'Kadınlar Savaş Komedi 5 Kültür Servisi - Goethe Enstıtü- sü ve îstanbul Şehir Tiyatrolan'nca düzenlenen 'Çağdaş Alman Yazar- lar' başhklı performanslar dizisi- nin üçüncüsü olan 'Kadınlar Savaş Komedi', bugün saat 20.30'da Har- biye Muhsin Ertuğrul Sahnesi Cep Tiyatrosu'nda yapılacak. Şubat ve mart aylannda gerçek- leştirilen iki performans sonrası oyun yazarlan Thomas Jonigk ile Roland Schimmelpfenning istan- bul seyircisiyle oyun hakkında söy- leşmişti. Ancak, oyunun yazan Thomas Brasch, 2001 Kasım'ında yaşamını yitirdiği için, performans sonrası söyleşi için, oyunun Viya- na Idaki ilk sahnelenişinde başrolü üstlenen Alman oyuncu Angelka Domröse Istanbul'a gelecek. Ya- pıt, 'erkek işi' olan savaş temasını tarihsel ve edebi metaforlarla beze- li bir ardatımla ele alıyor. 'Banş,bir sonrakisavaştan önceverilen mola- dır' diyen yazar, farklı zaman - me- kân ve kişilikleri iç içe geçirerek, kimlik dönüşümleri yaptırarak, Troya Savaşı'ndan I. Dünya Sava- şı'na uzanan ve savaşı kadın gö- züyle ele alan bir karabasan orta- mı çiziyor. Oyunun Şehir Tiyatrolan'ndaki sahnelenmesinde II. Dünya Sava- şı, Vietnam, Irak, Kosova, Bosna, Çeçenistan, Afganistan savaşlanna ve bu savaşlar içindeki 'kadıniar'ın durumuna uzanılıyor. Aynca per- formansta leitmotiv olarak HirJer, Lfli Marieen şarkısı ve Vera Ch>1i- lova'nın kült filmi 'Papatjalar' kullanılıyor. Konsept tasanmı Mehmet Atak ile SibeJ Arslan Ye- şflay'ca gerçekleştirilen okuma ti- yatrosu ve hareketli enstalasyon bazh dört dizilik 'Çağdaş Alman Yazarlan - Okuma îlyatrosu' per- formanslan, tiyatro adına yeni bir rür araştırması olarak önem kaza- nıyor. Dinamik tiyatro düşüncesi doğnıltusunda metni 'yineleme- yen', aksine 'yenileyen' bir bakışla, vokal düzeyinde, retorik ve prok- sotnetrik bazlı, görsel okuma düze- yinde ise hareket, ışık, efekt, mü- zik, dekor, kostüm, oyuncu kinetik- leriyle oluşturulan enstalasyonlar- la metnin yeni bir analojisi kurulu- yor. Yazann psikolojik ve fizyolo- jik aksiyonlan ise Parantez tçi ro- lündeki oyuncu tarafindan seslen- diriJiyor. MehmetAtak'uı yönettiği, Sibel Arslan Yeşilay'ın dramaturgluğu- nu yaptığı yapıtta, Ayça Tehrmak, Bennu Yıldırmlar, Rozet Hubeş, Zihni Gökta> r , Bensu Orhunöz, Sev- gi Sakarya, Berûl Kızılok,Nur Saç- büker, Yasemin Cezgin ve Güneş Han rol alıyor. (0 212 249 20 09) Şensoy'dan 'Kökü Bitti Zıkkım Zulada' • ANKARA (ANKA) - Ortaoyuncular Sahnesi tarafindan bu sezon gösterime sunulan, Ferhan Şensoy'un yazdığı ve yönetmenliğini üstlendiği 'Kökü Bitti Zıkkım Zulada' oyunu, ekonomik krizin ayyuka çıktığı, Avrupa Birliği'ne gırme umuduyla yanıp tutuşan 'hayali' bir ülkede yaşayan gazetecinin başına gelenleri anlatıyor. Tank Pabuçcuoğlu, Özge Çatıkkaş, Ali Çatalbaş, Ferhan Şensoy. Elif Durdu, Celal Belgil, Ebru Soyuerden. Resul Demir, Pınar Alsan, Rasim Öztekin. Levent Ünsal, Özkan Aksu, Saygın Delibaş. Serap Günaydın, Orçun Kaptan, Ece Erdoğmuş, Natalı Izkübarlas, Orhan Ertürk'ün rol aldığı oyun her pazar ve pazartesi Ortaoyuncular Sahnesi'nde sunuluyor. Tapihi Fransc hapishanesi, kültür merkezi oldu • İSTANBUL (AA) - Eminönü'ndeki tarihi Fransız hapıshanesi, restore edilerek kültür merkezine dönüşrürüldü. istanbul Büyükşehir Belediyesi tarafindan restorasyonu gerçekJeştirilerek kullanım haîckı Eminönü Belediyesi'ne verilen "Emınönü Kültür Merkezi 'nde 20 oda, 3 orta salon bulunuyor. Geçmışte mahkûmlann yatakhanesi olan salonlardan biri tiyatro salonu olarak, diğerleri ise eğitim ve sergi amaçlı kullanılacak. Sadece Eminönü ile ilgili kitaplann yer alacağı bir kütüphanenin yanı sıra fikir kulüpleri ile idari bürolann da olduğu merkezde, bir de hamam bulunuyor. Albert Long Hall Klasik Müzik Etkinlikleri sürüyor • Kühür Servisi - Boğaziçi Üniversitesi'nin her çarşamba saat 19.30'da Albert Long Hall Kültür Merkezi'nde düzenledıği Klasik Müzik Etkinlikleri, 10 Nisan'da 'Operet ve Müzikallerde Unutamadıklanmız' başhklı dinleti ile sürüyor. Operetlerin ve müzikallerin hiç eskimeyen şarkılan ve müzikleri dınleyicilere sunulacak. Ender Ormanlar'ın piyanosuyla yorumlayacağı J. Strauss, Lehar, Webber, Gershwin, Fall gibi bestecilerin yapıtlanna soprano Çağnur Gürsan ve tenor Ari Edirne eşlik edecek. (0212 358 15 40) Zjplstanbul'un 86. sayısı çıktı • Kültür Servisi - ZiptstanbuFun 1-15 Nisan tarihli 86. sayısı okuyuculanyla buluştu. Zip'in kapak konusu 21. istanbul Film Festivali. Bu sayıda festivalin ilgi çekici özellikleri, filmlerden seçmeler ve tanınmış sinema yazarlannuı okuyuculanmız için seçtikleri festival fılmleri önerilerine yer veriliyor. Ziplstanbul'da aynca 1. Uluslararası Gençiik ve Sinema Şenliği, Suitcase röportajı, Hafta Sonu Kaçamağı, Türk Musevileri Müzesı, yeni albüm tanıtımlan, elektronik müzik, internet, sinema, tiyatro, sergi, atölye ve kitap tanıtımlan ile Istanbul'un kültür sanat yaşamına dairpek çok şey okunabilir. Bilgi'lj genç sinemacılardan Adak r • Kültür Servisi - istanbul Bılgı Üniversitesi Sinema - TV Bölümü son sınıf öğrencilerinden Tunç Erenkuş ve Gürol Minarecı'nin yönetmenliğini yaptığı 'Adak' adlı kısa filmin ilk gösterimı 11 Nisan Perşembe akşamı saat 20.00'de 'Bilgi'de Sinema'da yer alacak. Metin Deniz ve Merih AJcahn'ın rol aldığı film, tstanbul Bilgi Üniversitesi Sinema - TV Bölümü öğrencileri tarafindan üniversitenin desteğiyle çekilen ilk 35mm formatında film olmasıyla dikkat çekiyor. 11 dakika 30 saniye uzunluğundaki filmde, bir ailenin askerden dönmek üzere olan büyük oğullan için adak adaması üzerine gelişen olaylar anlatılıyor. (0212 293 5010) Mark Tvvain Mizah Ödülü Nevvharrın I Kültür Servisi - Komedyen Bob Nevvhart, bu yıl beşincisi düzenlenen Mark Twain Amerikan Mizah Ödülü'nü aldı. Küçük Amerikan insanlannın hayatlannı başanlı bir şekilde yansıttığı filmler, diziler ve telev r izyon programlanyla ödüle laydc görülen NewHart, Mark Tvvain adına verilen bir ödülü almanm kendisi içm çok büyük bir gurur olduğunu dile getirdi. Ödülü geçen yıl Whoopi Goldberg almıştı. 7. TÜYAP İZMİR KİTAP FUARI'NDA BUCÜN • 1230 -13.30 'Nevzat Erkmen ile Tanışma ve Sohbet'. Konuşmacı: Nevzat Erkmen. Düzenleyen: So'z Yaym - Oyun Ajans. • 1330-1430 'Aşk Mutfağuıdan Yabuzhk Tarifleri'. Konuşmacı: YektaKopan. Düzenleyen: Can Yavınlan. • 1430-16.00 'İzmir Kitaplan'. Yöneten: Alpay Kabacalı Konuşmacılar: Yaşar Aksov 1 , Üııal Ersözlü, tllıan Pmar. Düzenleyen. BESAM • 16.00 -17.00 'Soğuk Savaş ve Türk Edebiyati'. Konuşmacı: DemirtaşCevhun. Düzenleyen: TÜYAP. • 1730 -1830 'Marko Paşa Gerçeği'. Yöneten: Aydm bgaz. Konuşmacılar: Şükran KurdakuL, Mehmet Saydur. İlhan Selçuk, ServerTanilfi. Düzenleyen: TÜYAP. • 1830 - 20.00 'Muhalif Dergicilik'. Yöneten: Gökhan Cengizhan Konuşmacılar: Veysel Çolak, Hasan Özkıbç, Hüsevin Peker, Ataman Avdan. Düzenleyen: Edebiyatçılar DerneğL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle