18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 KASIM 2002 CUMARTESİ HABERLER 3 Kasrm 2002 seçimlerinin sonuçlan, çok sayıda aşikânn ıskalandığı bir örnek oluşturuyor Siyasette 'tahterevalli' teoremi• 1983, 87 ve 88'de üçte birlik oy oranı ile sahiplendiği üçte ikilik parlamento çoğunluğundan gayet memnun olan ANAP'lılar. günün birinde. başkalan için kurulan tuzakta boğulabileceklerine hiç ihtimal vermedi. Prof. Dr. TOLGA YARVIAN Öğrencilerime ara ara "aşikâr olanı görebiernevçcekolrnaklan korkmalange- rektiğmi" tembıh edenm. Pek çok tek- nik musibet. başta dikkatli bir çözümle- me yapılsa "aşikâr'" sayılabilecek geliş- me olasılıklannın fark edılmemiş olma- sından kaynakJanır. Buna kıyamet kadar örnek sa>Tnak işten biledeğildir. Yalnız "teknik" mi? Hiç değıl. düşünceyi ge- nelleştirmek gayet mümkün. Tarih, aşi- kâr olanın görûlemetnış olduğu ya da öznel sürüklenmelerle ihtimal dışı sa- yılmak istenmesinden gen durulamamış olan yığınla ibretle doludur. 3 Kasım 2002 Genel Seçimi çok sa- yıda aşikânn ıskalandığı bir örnek oluş- turuyor. • Anavatan Partisi, 1988'de (1983"te ve 1987'de yuvarlak üçte birlik oy oranı ile sahiplendiği üçte ikilik parlamento ço- ğunluğundan. gayet memnun kalıp) gü- nün rüzgânyla. bu kez yerel yönetimle- re dönük olarak. Türkiye genelinde, üç- te birlik bir oy oranı ile üçte ikilik çoğun- luğu elde etmeye heves etmiş... O ara artık, oylan düşeyazdığı için. yerel seçimleri öne çekebilmek üzere re- feranduma gjtmişti. Referandumdan "Ha- VTT" çıkınca. ANAP'ın oylan yüzde yir- mi dolayına kadar düşmekten kurtulama- dı. Öyle olunca 1989'da. yerel yönetim- lere; seçimlerden yuvarlak üçte birlik oy oranıyla. ama birinci parti olarak çıkan SHP, Türkiye genelinde üçte ikilik bir üs- tünlükle geliverdi. ANAP kendi oyunuy- la kündeye gelmişti. Oylan, bundan son- ra da hep düşegiden ANAP. bu gelişme- den yeterince ders almadığından masada. aynı kuman oynamaya devam ederken uzakta olmayan günün birinde. işte AKP'nin Türkiye genelinde, yuvarlak üçte birlik oy oranıyla parlamentodaki kol- tuk sayısının üçte ikisini ele geçirirken. başkalan için kurduğu tuzakta boğula- bileceğine hiç ihtimal vermedi. Aynı *qyun kurallannr. top ayaklanna gelır bekleyişiyle benimsemiş görünenlerin "Seçmenin yansı parlamentodışında kal- dı" diye ortalığı velveleye vermeleri hiç inandıncı görünmüyor. Erken seçim karan öncesinde. "Se- çim de seçim" diye efelenenlerin, son dakikada gayet tutarsız biçimde, mace- radan çark etmek istemiş olsalar da. bu- gün etraflanna "Oh olsurT dedirtircesi- ne. burunlanmn ucunu görmekten âciz olduklan. ortaya çıktı. Baskaldırının resml* • Sayın Erbakan'ın çoluk çocuğu, bir parti kurup, on beş ayda parlamentoya, üçte iki çoğunlukla yerleşirken o. Refah Parrisi'nin seçmen kitlesi itıbariyle *var- stiMüslümanlar" ile varoşlardaki *yok- sul Müslümanlar" ya da işte SP ve AKP olarak. çatladığını göremedi. Nasıl ki "devlette yuvalanmış Müslümanlann" vakti zamamnda Refah" a, "Dini siyase- te alet edryorsunuz" diye. çatmaktalarken (parti yönetimi dini siyasete alet edi- yordu. etmiyordu. o başka) gerçekte "devtet Müsİümanlan" ile "halk Müs- lümanlannın". yanm yamalak dahi ol- sa. son tahlilde "suufsaT bir aynşmaya uğramakta olduğunu göremediler... • Demokrasilerde. büvük servet, bü- yük kitleyi değil. küçük kitleyi memnun etmeye sıkışınca. yoksul amabüyük kit- leye mağlup olmaktan kurtulamıyor. • Ben buna "srjasetteki momentteore- mi" diyorum. Bakın örneğin işte tahte- revallide bayağı kilolu birini, onu. hare- ket noktasına yakın oturtmak suretiyle zayıf yapılı olsanız da rahatlıkla tartabi- lirsiniz (yani dengeyi sağlayabilirsiniz). Başka bir deyişle "Büyük ağırhk x tah- terevsdlinin kısa kolu = Küçük ağırhk x tahterevallinin uzun kolu" olursa. tahte- revalli dengededir. ı Burada u x" işareti- ni "çarpı" diye okumamız gerekiyor. bi- liyorsunuz.) Büyük ağırlığı. tahtereval- linin hareket noktasına daha da yakın oturtursanız. onu. küçük cüssenizle ha- vaya dahi kaldırabılir. hop hop hoplata- bilirisiniz. Bunu siyasete uyguladığınız zaman şu çıkıyor: "Büyük kitle x küçük servet". eğer "Büyük servet x küçük kit- le"den daha büyükse. o zaman yoksul bü- yük kitle. varsıl küçük kitleyi alt edebi- liyor, hatta hop hop hoplatabıliyor. AK Parti, Saadet'i. esas olaraksa dahası. ANAP'la DYP'yi. böyle alt ettı işte. • Bu bakımdan. AK Parti "ye yönel- miş özlemleri: "sağ", "muhafazkâr". "orta sağ" olarak tasnif eden yorumlan fevkalade sığ. hatta (lütfen kımse alın- masın. ama yazık ki öyle) ehliyet özür- lü olarak görüyorum. Kimse unutmasa iyi olur; bugün AK Parti'ye giden oylar arasında ağırlıklı olarak, yuvarlak on yıl kadar önce SHP'yi besleyen oylar bulun- • Bugünkü Meclis'i 'sol bir Meclis" olarak • Erken seçim karan öncesinde, 'Seçim de se- nitelemek yanlış olmaz. Daha ihtiyatlı söylemek çim' diye efelenenlerin, son dakikada macera- gerekirse, 'müesses nizamı alabora edebileceğini dan çark etmek istemiş olsalar da, bugün etrafla- ispat etmiş, son toplamda alt etmiş, sol nna 'Oh olsun' dedirtircesine, burunlannm ucu- özlemlerin yoğunlaştığı bir Meclis'tir bu. nu görmekten aciz olduklan ortaya çıktı. | n. "göçerterden" ayınyorum. Bunun bir sebebi şu: buralardan Türkiye'ye özel- likle e\~velce gelmiş olanlar, biraz da devlet politikalan itibanyle, iskân edil- dikleri, o arada sistemli olarak istihdam edildiklen için. kentlileşmeye. "doğulu göçerlere" oranla, daha ileri evrelerden başlıyorlar. Kestirmeden ifade edecek olursak, ülkemizdeki siyasi anatomiyi, "yerleşikler", "göçerler" ve "göçmenle- rin" oluşturduklan "dinamikler" ara- sındaki çekişmeler. çelişkiler. buna da bağlı olarak ortaya çıkan aynşmalar be- lirliyor. Söz konusu aynşmalar ızlenegel- diği üzere (ulusal bütünlüğümüzü zede- leyecek ölçüde) bırbirinden hayli farklı gelir gruplannı. dolayısıyla da hayli fark- lı "yaşarn düzevlerini" işaret etmekte. AKPflöçer.CHP yerleşik' • Bugünkü tablo itibanyle. AK Parti çoğunlukla göçerleden oy almış durum- da. CHP ise ağırlıklı olarak yerleşikler- den... Liderinin Rumelili olması, onun babasının ise Balkanlar'da. bilhassa Bos- na'da (oraya yönelık sergilediği müstes- na duyarlılık uzantısında) ağırlıklı ola- rak bir kahraman ilan edilmiş olmasın- dan dolayı olmalı. Genç Parti (kampan- ya sürecinde bilinen sebeplerden ötürü, çok kimsede olduğu gibi bende de uyan- dırdığı soğukluk saklı olarak belirtiyo- rum) bana göre belirgin olarak Trakya- lı ve muhacir oylardan beslenmiş bulu- nuyor. Bu oylar ise 1999 Genel Seçi- mi'nde DSP'ye giden oylardır. • Bu çerçevede (belki henüz parti yö- neticileri farkında değiller, ama) GP'nin Türk siyasi yaşamından silineceğini id- dia etmek gerçekçi görünmüyor. • Son bir nokta olarak Sayın Ecevit'e dönük şunu belirtmek isterim: Ona pek çok dostu gibi. zaaf denecek derecede bir bağlılığım vardır. Bu açıdan. onun "hı- yanete" uğradığına katılıyorum; etrafı- nı hangi hesaplar ya da dürtülerle olur- sa olsun bir çırpıda boşaltanlan. arala- nnda değer verdiğim birçok insan olsa da yadırgıyor. hatta ayıphyorum. Sayın Ecevit olmasa. geldiklen yerlere geleme- yeceklerini kendileri de teslim ederier. On- lar, işte çoğunlukla önlerini göremediler. Onlann zaaflannı ise Sayın Ecevit gör- dü; ortakiannı olduğu gibi, onlan da se- çim macerasından vazgeçirmeye çalış- tı. Ama doğrusu pek çok kımse gibi ben de ondan. onayakışacakbir stratejist gi- bi davTanmasını bekledim. Olmadı. Yi- ne de sonuçlan kendine yakışır bir bil- gelikle karşılıyor olmasından dolayı se- rinliyorum. • Siyaset çözümlemecileri. CHP'yi orta sol olarak tasnif ettiklerine. ama dikkatinize getirdiğim değerlendirme iti- banyle, esas AK Parti'ye kimsesiz yıgın- lann başkaldm oylan yöneldiğine göre. bu Meclis (şaşırmayın ve lütfen düşünün), tepeden tımağa "sol bir Meclis" olmak- tadır; biraz daha ihtiyatlı söyleyeyim. "müesses nizamı, alabora edebileceğini ispat etmiş. son toplamda da işte alt et- miş. sol özlemlerin yoğunlaştığı bir Mec- lis" olmaktadır. Bu açıdan ben çok iyım- serim. Meclis'ın ne kadar sol olduğunu öncelikle. pek tabii. AK Parti'nin icra- atı belirleyecektir. Sayın Ecevit'in dedi- ği gibi. yürekten diliyorum. "kendileri- ne yönelen ümidin değerini bflirler." \aadet Partisi, gerçekte 'devlet Müslümanlan 'ile 'halk Müslümanlanmn', son tahlilde 'sınıfsal' bir aynşmaya uğramakta olduğunu, demokrasilerde büyük servetin küçük kitleyi memnun etmeye kalkışınca, yoksul ama büyük kitleye mağlup olmaktan kurtulamadığını göremedi, CHP'ye yönelik özlemler ise, ağırlıklı olarak AK Parti'nin çatısı altında toplanmış bulunmaktadır. maktadır. Dolayısıyla bu oylar buram buram "sol" kokmaktadır; düpedüz "baş- kaldınmn" resmi değilse, nedir? CHP oylan Genç Partlye • O kadar böyledir ki. yerleşik parti- lerin hiçbiri, 1999 Genel Seçimi itibariy- le örneğin, Türkiye'nin genelinde eşit ağırlıklı olarak yoktur. Başka bir deyiş- le söz konusu çerçevede Türkiye'nin. doğusunda büyük oylar olan partiler, ba- tısında yoktur: batısında egemen parti- ler. doğusunda yoktur. On-on beş yıl ka- dar önce oysa. SHP. Türkiye'nin doğu- su ile batısını. kuzeyi ile güneydoğusu- nu sarmaştırma özelliğindedir. SHP ne yazık ki bu hayati misyonunu iyi idrak edememiş. Onun gereklerini (tüm olum- lu gayretlere dönük derin bir saygı ile ifa- de ediyorum) yerine getirememiş. Son- ralarda özellikle bölünmelerle küçül- müş... 1992'de kurulan CHP izdüşümü. da- ha sonra da bu partıyle birleşme safha- lannda da ne yazık ki böylesi bir misyo- nu eskidekı gibi taşıyamamıştır. Öyle olunca bu mısyon ilk bakışta ne kadar ya- dırgatıcı göriinürse görünsün. 1994'te Refah Partisi'ne geçmiştir. .Ama işte bu cenahta da tavsamıştır. Bugün ise kim ne derse desin AK Partidedir. • 3 Kasım 2002'de CHP kuşkusuz "birbaşan" sağlamışnr. Ama ağırlıklı ola- rak ona yönelmesini bekledığimiz özlem- ler, esas itıbariyle AK Parti'nin çatısı al- tında toplanmış bulunmaktadır Halka kusur biçmek gibi. demokrasiyle hiçbir biçimde bağdaşmayacak tepkiler \er- mek yerine, bu sürecin efendi gibi tah- lil edilmesi yerinde olacaktır. • Aynca ANAP'tan ve DYP'den. ya- ni "Bberal, orta sağdan" kaçan oylann önemli bir bölümünün. bugün CHP'ye yönelmiş olduğunu görmek için meka- nizmalan ö\ le uzun uzadıya didik didik etmek, hiç gerekmiyor. • CHP'ye bir miktar oy. tabii DSP'den de gitmiş olmaktadır. ama okuru şaşır- tacak bir saptama yapayım. Ev\elce DSP'ye giden oylann önemli bir bölü- münereyegittidersinız: Genç Parti'ye!.. • Bu noktada. Türkiye'nin Genel Si- yasi Anatomisi'ne dönük olarak e\"vel- ce yaptığım hatırlanacak olan. nispeten kaba olmakla birlikte. kavTayışı bir hay- li kolaylaştıran bir çözümlemeyi hatırlat- mak isterim. Bu çerçevede kentlere ön- den gelmiş olup. öyle ya da böyle kent- lileşmişolanlara. "yerleşikler" diyorum. .'Vrkadan gelenlere, "göçeıier" diyorum. Bu deyimi Türkçemizin "geniş zama- mnda" ifade ediyorum, çünkü özell ik- le doğudan kentlere gelenler. malum. hemen "kentli" olmuyorlar: bunun için uzun bir süre çaba sarfediyorlar. Bir de "göçmenleri". eski deyişle "muhaciıie- ri" tanımlıyorum. Bunlar. kentlere Trak- ya'dan. Yunanistandan, Bulganstan dan biraz da Kafkaslar'dan gelenler. Bunla- SİVRÜÜSAR KADASTRO MLTDÜRLÜĞÜ'NDEN Eskişehir ilı. Günvüzü ılçesi, Kayakent Köyü (beldesi). Alagöz mevkii. 3240 parsel numarah taşınmaz tapulama tespitinde Ismail oğlu Mehmet Sezgin adına yapılan tes- pıte Sıvrihisar Mal Müdürlüğü'nün \aki itirazı üzerıne 27 .5,1985 tarih ve 1985 196 sayılı komısyon karan ile itirazm kabulüne; tespitin ıptalıne \e Maliye Hazinesi adına tapuya tesciline karar verilmiş, karar: Tespıt mahkinin mirasçılannın kesin adreslen, yapılan araştırmalara rağmen tespit edilemediğinden tebliğ edilememıştir. Bu sebeple itirazın kabulüne dair karann 7201 sa\ılı yasa geregınce ilanen teblıği- ne gerek görülmüştür. lşbu komisyon karanna karşı ilanın gazetede ya>ımlandığı ta- rihten itibâren 15 gün sonra başlamak üzere ilgilisinin ve ilgililerinın 30 (otuzygün içinde Günyüzü Kadastro Mahkemesi'ne da\a açmalan gerekmektedir. Aksi takdirde komisyon karan gibi tescili yapılacaktır. Tebliği yerine kaım olmak üzere ilgili yasa ve yönetmelikler geregınce ilanen duvurulur. Basın: 69299 GAZİANTEP KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1992,1019 Gaziantep. Burç Karakuyu Köyü'nde kâin 112 ada. 1 \e 2 sayılı parseller ile ilgili olarak davacılar Döne Çay ve Izzettin Kılıç tarafından da\alılar Zeynep Ka\cı ve ar- kadaşlan aleyhine mahkememize açrıklan kadastro tespıtine itiraz davasımn >apılan 7.6.2002 tarihli celsesinde adresleri tespit edilemeyen da\ahlar Kemal Kavcı. Meh- met Kavcı, Mehmet Hayri Kavcı. Hamide Kavcı, Celal \'ılmaz. Şükriye Özalp, Safi- ye Sözüdoğru ve Osman Kavcı ya duruşma gününün gazete ılanı ile tebliğ edilmesine karar verilmiş olmakla. yukarıda isimleri geçen davalılara 29.11.2002 tarihinde saat 09.00'da mahkememiz salonunda hazır bulunmalan veya kendılenni duruşmada ve- kille temsil ettirmeleri. aksı takdirde duruşma gününün adı geçenlere tebliğ edilmiş sayılacağı gibi duruşmaya gıyaplannda devam edılip karar venleceğı hususu ilanen tebliği olunur. Basın: 40383 YATAĞAN ASLİ\T HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN EsasNo: 2002 15 Davacı Rahirne Eşme tarafından davalı Abdülkadir Eşme aleyhine mahkememize açılan bosanma davasının yapılmakta olan açık vargılamasmda verilen ara karan gereğınce davalının müteaddit defalar aranıp bulunma- ması sebebiyle davadan ilan yoluyla davalıva tebliğ ya- pılmasına karar \erildiğinden. da\acı K.apubağ köyün- den Sürejya krzı. 1971 doğumlu Rahime Eşme tarafın- dan da\alı \T ahdeddin oğlu, 1974 doğumlu eşı Abdülka- dir Eşme aleyhine 0^.01.2002 tarihinde boşanma davası açmış \e boşanma hancınde nafaka ve tazminat talebi olmadığını bildirmiştir. Yargılama devam etmekte olup duruşma 24.12.2002 günü saat 10.25'e bırakılmıştır. 15 günlük süre içinde bu dava ile ilgili dıvecekleriniz ya da delillerinız \arsa mahkememize bildirmeniz, aksi halde yargılamava devam edilip karar verileceği hususunda keyfiyet ilanen tebliğ olunur. Basm: 45824 DENİZLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 2002/182 Davacı Osman Özütemız vekıli tarafından davahlar Süreyya Anaş ve Hediye Bayık aleyhine mahkememi- ze açılan Tapu tptali-Tescil davasının yapılan yargıla- masında: Davalı Hediye Bayık Çmar Sitesi. B-l Blok, No: 8 Yenışehir-Denizli adresinde oturur iken adına çıkartı- lan davetiyenin tebliğ edilemediği. tüm araştırmalara rağmen bulunamadığından. dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebligıne karar venlmekle 13.12.2002 günü saat 9.00'da kendisi veya temsil ettireceği vekılle davasını takip ettirmesı, aksi halde yargılamava yoklu- ğunda devam edileceğı ve bu şekılde karar verileceği. bu nedenle dava dilekçesi ve meşruhatı ilanen tebliğ olunur. Basın: 67949 BİGADİÇ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1999 273 Davacı Ismaıl Hezer vekili Av. Sebahat Dikme tarafından davalı Devren Gıda Tekstil Turizm ve Elektronik hhalat ve Ihracat Ltd. Şti. aleyhine açılan menfi tespit davasımn yapılan açık yargılaması sonunda, Davacının davasımn kabulü ile Yapı ve Kredı Bankası Bigadiç Şubesi'nın 1000116-4 No'lu hesabına keşide edilmiş 0074203 Seri No'lu 500.000.000.-TL be- delh 20.11.1999 ödeme tarihli, 0074204 Seri No'lu 500.000.000.-TL bedellı 20.12.1999 ödeme tarihli, 0074205 Seri No'lu 500.000.000.-TL bedellı 20.01.2000 ödeme tanhli çeklerden mütevellit davacının borçlu olmadığının tespıtine mahkeme- mizin 06.06.2002 tanh ve 2002 130 karar sayılı karan davalı Devren Gıda Tekstil Tu- nzm ve Elektronik Ithalat ve Ihracat Ltd. Şti'ye tebliğ edilemediğinden tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan tarihinden itıbaren işbu karann 15 gün içerisınde temyiz edil- rnediği takdirde kesınleşecegi hususu ilanen tebliğ olunur. 22.07.2002 Basın: 48689 SİVRİHİSAR KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN Eskişehir ili. Günyüzü ilçesi. Kayakent Köyü (bel- desi), Sankaya mevkii. 3400 parsel numarah taşınmaz tapulama tespitinde 8 hisse itıbanyla 2 8'er hissesi Is- maıl Hakkı kızı Şefika Kartal ve 18 hisseler ise Mus- tafa evlatlan Halil, Ferudun. Ibrahim. Seyfi ve Ferzan Kartal'lar ile Nefize Özdalyan adlanna yapılan tespite Sivrihisar Mal Müdürlüğü'nün vaki itirazı üzerine 4.6.1985 tarih ve 1985'220 sayılı komisyon karan ile ıtirazınm kabulüne: tespitin iptaline ve Maliye Hazi- nesi adına tapuya tesciline karar verilmiş, karar: Tespit maliklerinden Seyfi Kartal veya mirasçılannın kesin adresleri yapılan araştırmalara rağmen tespit edileme- diğinden tebliğ edılememiştır. Bu sebeple itirazın ka- bulüne dair karann 7201 sayılı yasa gereğınce ilanen tebliğine gerek görülmüştür. lşbu komisyon karanna karşı ilanın gazetede yayımlandığı tarihten itibâren 15 gün sonra başlamak üzere ilgilisinin ve ilgililerinın 30 (otuz) gün içinde Günyüzü Kadastro Mahkemesı'ne dava açmalan gerekmektedir. Aksi takdirde komisyon karan gibi tescili vapılacaktır. Tebliği yenne kaim ol- mak üzere ilgili yasa \e yönetmelikler gereğince ila- nen duyurulur. Basın: 69286 SİVRİHİSAR KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN Eskişehir ılı. Günyüzü ilçesi, Kayakent Köyü (bel- desi), Yediler mevkii. 3360 parsel numarah taşınmaz tapulama tespitinde Musa oğlu Osman Seçkin adına yapılan tespite Sivrihisar Mal Müdürlüğü'nün vaki iti- razı üzerine 27.5.1985 tanh ve 1985 196 sayılı komis- yon karan ile itirazının kabulüne, tespitin iptaline ve Maliye Hazinesi adına tapuya tesciline karar verilmiş. karar: Tespit maliki Osman Seçkın'in mirasçılannın kesin adresleri yapılan araştırmalara rağmen tespit edi- lemediğinden tebliğ edilememiştir. Bu sebeple itirazın kabulüne dair karann 7201 sayılı yasa gereğince ilanen tebliğine gerek görülmüştür. lş- bu komisyon karanna karşı ilanın gazetede yayımlan- dığı tarihten itibâren 15 gün sonra başlamak üzere ilgi- lisinin ve ilgılilennin 30 (otuz) gün içinde Günyüzü Kadastro Mahkemesi'ne dava açmalan gerekmektedir. Aksi takdirde komisyon karan gibi tescili yapılacaktır. Tebliği yerine kaim olmak üzere ilgili yasa ve yönet- melikler gereğince ilanen duyurulur. Basın:'69287 CUMARTESt YAZfLARI ATAOL BEHRAMOĞLU Seçim Sonuçlan Üzerine... Haftada bir kez yazmak, kendi değeriendirmeni- zi yapmadan önce başka yazarlan okuyup toplu bir değerlendirme yapabilmenizi sağhyor... Bunun olum- suz bir yanı olduğu da kuşkusuz. Çünkü söylene- bilecek her şey söylenmiş. size söyleyebilecek ye- ni bir şey pek kalmamıştır... Yine de, sanıyorum ki birkaç noktanın altını bir kez daha çizmek ve bazı- lannı biraz daha açmak gerekiyor... Çünkü belli ki bu seçim ve sonuçlan ülkemizin yazgısını derinden etkileyebilecek nitelıkte... • • • Baraj konusuna seçimlerden önceki bir yazımda değinmiştim. 17 Ağustos tarihli "Çok Bilinmeyenli Denklem" başlıklı yazımda bu konuyla ilgili bölüm şöyleydi: "Çok bilinmeyenli denklemin bana göre ilk temel bilinmeyeni yüzde onluk barajın neden daha aşağı çekilmediği... Yüzde onluk baraj tartı- şılmaz bir Tanrı buyruğu gibi ve günümüzdeki si- yasal belirsizliğin başlıca nedeni olarak demokra- siyi tehdide devam ediyor..." Benim bu yazımdan önce ve sonra bazı başka arkadaşlar da aynı konu- da uyanda bulundular. Her nedense hiçbir şey ya- pılmadı ve böylece demokrasiyle bağdaştınlması olanaksız bir seçim sonucuyla karşı karşıya kalın- mış oldu... • • • Seçim sonuçlan üzerine söylenebilecek (ve he- men herkesçe söylenen) ilk şey, bu sonuçlann adil olmadığıdır. Bugün artık bununla ilgili olarak yapı- labılecek bir şey yok. Ancak, böylece vanlan sonuç, bizi bir başka mantıksal sonuca ulaştırmalı: Çoğun- luk partisinin Meclis'teki çoğunluğu, ülkedeki çoğun- lukanlamınagelmiyor... Bunun anlamı, AKP'nin tüm davranışlannda kendini bu bilgiyle sınırlaması, kar- şıtlarının da "hezimet" duygusuna kapılmaması gerektiğidir. Bir başka mantıksal sonuç ise, eğer ül- kedeki siyasal yönetim biçiminin adı demokrasi ise, yüzde onluk barajın, bir başka baharda da olsa, aşağı çekilmesi gereğidir... • • • Bir önceki genel seçimlerde, MHP'nin beklenme- dik başarısı üzerine, bu partinin dayandığı toplum- sal tabanın bilimsel bir irdelemesinin yapılması ge- reksinimini duymuştum. Bu konuda ne yapıldı, kaç kitap yazıldı, bilmiyorum, anımsamıyonjm. Fazla bir şey yapılmış olduğunu da sanmıyorum. Çünkü de- rine inmeksizin yüzeysel gözlemlerle yetinmek bi- zim toplumsal hastalıklarımızdan biridir. Şimdi aynı şeyin bugün Meclıs'te ezici çoğunluğu sağlayan parti için yapılması gerektiğini düşünüyorum ve as- lına bakılırsa bu çok daha öncelerde yapılmalıydı. AKP hangı toplumsal güçlere dayanıyor? "Varoş- lar", "Islami sermaye" sözcüklerini yüzeysel ola- rak yinelemek yeterlı mi? Başı açık kadınlann, cid- diyetinden kuşku duyulamayacak kimi bilim insan- larının bu parti içinde yer almalarını nasıl açıklaya- cağız? AKP konusunda hiç değilse bir sosyoloğun, kapsamh, derinlikli bir araştırma yapması; gazete- lerimizin de köşe yorumlan dışında toplumun içine girerek seçim sonuçlarını bu anlamda irdelemesi gerekiyor... • • • AKP ekonomi alanında öteki partilerden farklı ne yapabilir? Daha ilk günlerden, esnafa, çiftçiye dö- nük, bu kesimlerin yaşam düzeylerini yükseltici gi- rişimlerde bulunmak istekliliği, en azından söylem olarak göze çarpıyor. Bu türden adımlar atılması, IMF'ye bağlı bir ekonomide ne ölçüde başanlı ola- bilir? Yoksullaşan toplumsal kesimlerin yaşam dü- zeylerini az çok yükseltecek önlemler, günümüzde geri kalmış bir ülkenin ekonomik kalkınmasında, bi- limsel teknolojiye ulaşmasında nasıl bir katkı sağ- layabilir? AKP, bilimsel araştırmalara ulusal gelirden ayrılan payı arttırmayı düşünüyor mu? Ulusal eği- tim konusunda yapmak istedikleri ve yapabilecek- leri nelerdir? Bunlar, zihnimdeki sorulann bazılan... • • • Hiçbir siyasal hareketin, Meclis'te hangi çoğun- luğa sahip olursa olsun, Cumhuriyet Türkiyesi'nin gelişim yönünü saptırabıleceğini düşünmüyorum. Çok açık konuşmak gerekirse, bunu söylerken düşün- düğüm karşıt güç bir ölçüde ordu, ama ondan da- ha çok sivil toplumdur. Bu anlamda, paradoksal gö- rünse bile. ülkemizde silahlı kuvvetleri de sivil top- lumun bir parçası olarak görüyorum... Seçim sonuç- larından çıkarılabilecek en önemli sonuç (ve ders) umutsuzluğa, karamsarlığa kapılmak değil, sivil top- lumun güçlendırilmesıdir. Çünkü uygar toplumlar- da, ülkeleri partamentolar değil; sendikalan, mes- lek birlikleri, sayısız toplumsal alanda örgütlenme- leriyle, sivil toplum kuruluşlan yönetir. Türkiye'nin tam da bu noktada gereksinimi, sivil toplumun Batı top- lumlan düzeyine çıkartılması için çaba harcanma- sıdır... • • • Seçim sonuçları ve sol, bir başka yazının konusu olabilir. Ancak, bu yazıda bu konuda söyleyebilece- ğim, Cumhuriyet Halk Partisi'ni başarısızlıkla suç- layanlan anlayamadığımdır. Gerçi, aydın kötümser- liğine çeşitli deneyimlerimle yakından tanık olmuş biriyim... Ama yine de, tüm sol silinmişken, parla- mentoya ilerici güçlerin temsilcisi olarak ve küçüm- senemeyecek sayıda milletvekiliyle girmiş bir par- tiyi destekleyip, yüreklendirmek yerine karalama çabasını anlamak kolay değil. Gelecek haftaki yazımın başlığı "Seçim Sonuç- lan veSo/"olacak... ataol [email protected]. Faks:(0212)513 85 95 ADANA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 2002 73 Davacı Emine Dursun vekili Av. Hami Taşkın ta- rafından davalı Cevdet Dursun aleyhine mahkeme- mize açılan boşanma davasımn yapılan yargılama- sında verilen ara karan gereğince: Davalının "Tar- sus. Mithatpaşa Mahallesi", ve diğer adreslerinden yapılan zabıta araştırmasında davetiye tebliğ edile- mediğinden ilanen tebliğ edilmesine karar verilmiş- tir. Karar gereğince davalının 12.12.2002 günü saat 9.00'da duruşmada hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettırmesi aksi halde yokluğunda duruşmalar devam edüerek karar verileceği dava di- lekçesi yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olu- nur. Basın: 68556
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle