Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 KASIM 2002 CUMARTESİ
14 KULTUR kuttur@cumhuriyet.com.tr
^W"" *y Melih CevdetAnday hep yalanın, bağnazlığın ve çağdışılığın karşısında yer aldı
lazınımızm aydınlıkadıFERİDUNANDAÇ
Şair, romancı, deneme ve oyun
yazan.. Mefih CevdetAnday de-
nilince akla gelen, onun yazar-
lık kimliğinin bu belirgin yan-
landır. Ama onun asıl adını bü-
tünleyen "Garip şiiri" ve Or-
han \e&, Oktay Rifat adlandır.
Onun, çağdaş yazınımızın olu-
şumuna tanıklık eden ömrünün
önemli bir dönemecidir "Garip
şiiri" hareketi. O çıkışı, yazmak
uğraşısının geleceğini tümüyle
belirlemese de birbaşlangıç nok-
tasıdır Anday ıçin.
Edebiyata ilgisi çocukyaşlar-
da başladı. O günlere dair anı-
lannı şöyle dile getirir Anday:
"Şür, edebiyat duşkünlüğüm or-
taokuMan başiamışür. Hecevez-
niyle şiirler de yazıyordum. An-
kara'da Orhan ve Oktay'la ar-
kadaşlığımız başlayınca onlar-
da da aynı sevdayı gördüm. Bir-
birimize okumaya başladık yaz-
dığımız şürleri Sonra Varbk'ta
yayınlamaya başladık."( 1)
YaşarNabiNayır, 1936'da, ye-
ni bir şiir anlayışının ömekleri-
ni veren bu üç şairin (Melih Cev-
det, Orhan Veli, Oktay Rifat) şiirle
rine derginin orta sayfasında yer ver
meye başladı. 1941'de Orhan Ve-
li 'nin imzası ve önsözüyle yayımla-
nan Garip kitabında her üç arkada-
şın şiirleri yer aldı.
şalrllfli
'Garip şiiri' çıkışıyla şiirimizde
yeni bir anlayışın oluşmasına öncü-
İük eden Anday, topluma içinden
bakarak, duygucu, lirik bir şiir an-
layışı geliştirdi. Kentteki 'küçükin-
san'ın duygu. düşünce dünyası. ya-
şamından izler ilk kez şiire girdi.
"Rahati Kaçan Ağaç" ile onun şiiri-
nin düşünsel boyutu da belirmeye
başladı. Şiirinin anlamsal yapısı Tdg-
rafhane ve Yanyana kitaplannda da-
ha da öne çıktı. Söylenen sözün do-
laysızlığı, düşünselöz'ünetkileyici-
liği Anday şiirinin ilk döneminin be-
lirgin yanını oluşturdu. Toplumsal
eleştiri, ironik söylem şiirinde etki-
leyici bir yan oluşrurdu. "Kollan
MELİH CEVDETANDAY CUMHURİYET YAZARLARIYLA BİRLİKTE - Soldan sağa:
Melih CevdetAnday, İlhan Selçuk, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, NadirNadi, Mehmed
Kemal. Arka sıra: Yılmaz Şipal, Santi Karaören, Oktay Akbal, Muammer Tuncer.
ff
Bağh Odysseus", onun şiirinin yeni
bir evresınin başlangıcını oluşturur.
Anlam örüntüsü imgesel yaru öne çı-
kanr. Şiirinin art alanındaki düşün-
selöz ile anlamsalöz giderek flula-
şarak kurduğu imge dünyası öne çık-
tı.
Kapalı bir şiir anlayışını öncele-
diği gözlendi. Konusunu çoğunluk-
la mitoloji, doğa ve tarihten alan bir
şiire yöneldi. "Göçebe Denizin Üs-
ründe", "Tcknenin Ölümü" onun
poetik yolculuğunun nirengi nokta-
sını oluşturan yapıtlan oldu.
Anday, şiirinde eski Yunan ve Ana-
dolu kültürünün kaynaklanna yöne-
limıni, ortaya koyduğu poetikayı
şöyle nitelendirir: "Bizün şürimiz
divan şiirini de halk şiirini de kata-
rak söytüyorum, hiç Anadolu'nun
eskisine yönelmemiştir. Sanki onu
yok sayıyor. Bu çok büyük eksikük.
Bu tentalan ele ahnakla biz tarihimi-
n derinleştirmiş oluyoruz. Çok geri-
lere götürmüş oluyoruz. Yani o mi-
toslara sahip çıkmakla yurdumuzu
da kazannuş oluyoruz.
n
(2)
Peneme yazarlıflı
Denemelerinde aydınlanmacı bir
bakışın egemen olduğu; çağın in-
san-toplum gerçeklerine bu eksen-
de baktığını söylemeliyiz ilkten.
Emin Özdemir, onun bu yanının al-
tını çizerken şunlan söyler: "Dene-
biHr ki aydınlanmacı vaklaşım yön-
lendirirAnday'ın denemekrini. (_.)
tnsanın duygu, düş ve düşünce evre-
nini sınırlandıran tüm bağlan kırma-
ya çalışır. Yeninin, doğnınun ve ger-
çegin ardındadır o. Yalanın, bağnaz-
hğın, çağdjşıtağın da karştsuıda." (3)
Sorunlara bakışı, yaklaşımı kadar;
günceli evrensel İulan bir bakışın
egemen olması Anday'ın deneme-
ciliğinin düşünsel boyutunu göste-
rir bizlere. Türkçeyi kullanmadaki
özeni, yeni bir dil yaratmak kaygısı
onu üslupçu bir denemeci kılar. Ko-
lay anlaşıhr, düşündürücü, sorgula-
yıcı bir yaru vardır. Okurunu katılım-
cı kılar. Denemeciliğinin felsefı bo-
yutu yaşamı algılama. yorumlama-
ya dayah bir öz gösterir. Yaşamın
ve evrenin varoluşuna bu eksenden
bakar.
Romancılıflı
Romanlannda birey-toplum ilişki-
lerini, belirli bir dönem ekseninde ko-
nu edinen Anday; bir yanıyla toplum-
sal yaşamdan kesitler sunarken
öte yanıyla da bu koşullardaki
bireyin dünyasını, ilişkilerinin
yansıdığı boyutlan gösterir. Dö-
nemseltarihsel gerçekliklere
bakışı, yansıtışı bireyin dünya-
sında olup bitenleri gösterme-
de bir fon niteliğindedir adeta.
Onlann gelişme/ değişme çiz-
gilerini yansıtırken, bu oluşu-
ma etki eden "neden/niçin"le-
ri bu izleklerle açunlar. Onun
"gerçek"e bakışı, yorumlayışı
düşün ınsanı yanının belirgin iz-
lerini taşır. Toplumsal altüst
oluşun yansılannı, çözülen ya-
şamlardaki değişimi konu edi-
nirken gerçeklik duygusunu et-
kileyici bir atmosfer çizerek
verir. Bu anlamda "Aylaldarr>
la
çizilen değişün döneminin pa-
noraması, "Gizli E m i r " v e
"tsa'nın Günces"'nde öne çı-
kan toplumsal baskı ortamın-
da bireyin dünyası, "RaHye"de
sığuulan doğa gerçekliği; onun
romanının katmansal boyutla-
nnı ortaya koyarlar.
Oyun yazarlığı
Oyunlannda bireyin içsel gerçek-
liğinin yansıdığı durumlan konu edi-
nir çoğiınlukla. Bu durumlardan yo-
la çıkan Anday, çağdaş insanın iç-
sel dramını anlatır asluıda. Ayşegül
Yüksel, onun tiyatrosunun özellik-
lerini şöyle sıralar: "Mefih CevdetAn-
day'm oyunlan içsel yaşantılar üsrü-
ne kurulmuşrur. Dış çaüşmalara da-
yandınlmış yoğun olaylar dizisi An-
day'm hiçbir tiyatro yapıünda gö-
riibnez. Anday tiyatrosunda yalnız-
ca dramatık durum" ve oyun kişile-
rivantar. 'Dramatik durum' kişilerin
içsel yaşanülannın dışavurumunu
sağlamada vazgeçilmez bir işlev ta-
şu-." (4)
l)KonwErtop. 'Melih Cevdet Anday Şi-
ir Dünyasını Anlatıyor', H. Gösten. Kasım
1991, Sayı: 132
2) K. Erlop, agy.
3) Emin Ozdemir, 'Anday 'm Denemele-
ri ve Denemelerinin DiLsel Örüntüsü', agy.
s35
4/Ayşegül Yüksel, 'Melih CevdetAnday
Tiyatrosunda İç Devinim', Agy, s.165.
ALKINBEĞENİSÎNÎÖLÇÜALM4DI
Garip'ten
düşünce
iirişiirine...MEMET FUAT
194l'de Orhan VeH'nin
Garip adlı kitabında yer
alan şiirleriyle, bu akımın üç
öncü şairinden biri olarak
adını duyurmuştu. 1950'ye
kadar üç arkadaş çok yakın
bir ilişki içindeydiler.
Orhan VeH'nin ölümün-
den sonra Melih Cevdet ile
Oktay Rifat'ın yollan da
aynldı. Kendi şiirlerini ge-
liştirirken, birbirlerini an-
cak uzaktan uzağa izlediler.
"Yaprak"ta üçünün bir-
likte başlatmış olduklan in-
ce alaya dayanan toplumsal-
cı şiir anlayışını Melih Cev-
det, iki kitap boyu sürdür-
dükten sonra, 1956'dan
1962'ye kadar altı yılhk bir
suskunluk dönemi geçirdi.
1962 yılının Aralık a\in-
da yayımlanan Koflan Bağ-
h Odysseus ile yeni bir şiir
anlayışının ürünlerini ver-
meye başladı.
Sonraki kitaplan genellik-
le anlamı >r
üzeyde olma-
yan, derin düşünsel ağırlı-
ğıyla ilgileri çeken şiirler
getirdi.
Kapalı şiire yöneldi
Şiirde sulandınlmış bir
duygululuğa karşı devrim-
ci birhareket olan Garip'in
görevini yaptığına, burju-
va duyarhğını yıktığına ina-
nıyor, ama şair olarak ora-
da kalmayı doğru bulmu-
yordu.
Şiiri geliştirmek, çağdaş-
laştırmak gerekirdi.
Ince alaya dayanan top-
lumsalcı şiirden mitolojik
öyküler anlatan kapalı şiire
yöneldi. Giderek kapalılık-
ta anlam derinliği, düşünce
gücü bulmaya başladı.
Kapalılığın ilk karşılaş-
mada şain halktan uzaklaş-
tırdığını kabul ediyor, ama
halkın bu işten hoşlanma-
dığı görüşüne katılmıyor-
du:
"Halkdeyimkrinden baş-
ka, tekerleme, bilmece gibi
birtakun halk sanatlan var
ki, halkın da konuşma diBn-
den ayn, girdili çıktılı ifa-
delerij-aratüğını ve sevdiği-
ni gösterhor."
Melih Cevdet'e göre
u
halkın beğenisini ölçü ola-
rak" almak kesinlikle doğ-
ru değildi. 0 zaman halkın
bilincini yükseltmek, halkı
eğitmek gibi sözler anlamı-
nı yitiriyordu.
u
Bütün sol anhmlar, hal-
km yahnzekonomikbakını-
dan değü, efitim.yaşayış bi-
çimi ve kültür bakınundan
daihmaledümişüJmasmdan
doğar ve halka maddesel
rahathklabirükte kültürü de
götürmeyi yüklenir'' diyor-
du.
Bu düşünceler onu son
şiirlerinde çağdaş bir insa-
na yakışır beğeniyi arama-
ya yöneltti. sanat eğitimi, bi-
lim eğitimi almış insanlann
tadına varabileceği şiirler
yazdı.
Şu görüşe varmıştı:
"Geri bırakıbnış halkın
beğeni düzevine seslenmek
halkçıhk değiL yeteneksizü-
ğin örtbas edflmesidir."
Melih Cevdet
Anday, Abidin
Dino ile
gezintide
(sol üstte),
Muğla-Ören 'de
MelihCevdet
Anday
Parkı 'ndaki
heykeli (solda),
eşi Suna
Anday'la
Malmö Şiir
Günleri'nde
(sağda).
Poetikası çağdaş insancılıktı
ŞÜKRAN KURDAKUL
Melih Cevdet 1936'da hece ölçüsünü
kullandığı ilk şiirleriyle Varhk dergisinde
görünmüştü. 1997'yedeğin 61 yıl
bo\Tinca kendi deyişi ile şiire çalışarak
yararma eylemini sürdürmeyi başardı.
Başladığı yıllar Yahya KemaL, Ahmet
Haşim'in yanı sıra Nâzım Hikmet'ın genç
edebiyatçılan derinden etkilediği,
şiirimizin değişik yönlerde çağdaşlaşma
dönemi...
Arkadaşlan Orhan VeB ve Oktay Rifat'la
birlikte bu kaçınılmaz etkilere
kapılmadan yeni yapılar kurmayı başardı.
Garip hareketi içindeki yenilikçi tavn,
özellikle ince yergi öğelerine dayanan
şiirlerle belirginleşiyordu bu yapılarda.
Değişen dille birlikte her döneminde
kendi şiir dilini ustaca kuran Mehh
Cevdet şiirini, Çağdaş Tûrk
Edebijaö'nda belirttiğim gibi, ulaştığı
düzeyi çağdaş insancıhğa koşut bir
poetücanın utkusu olarak tanımlayabiliriz.
Tarihsel olanın önünü açtığı yaratılarla
hem eskil, hem çağdaş temalan işleyerek
yeniden okuma tutkusu uyandıran şiirler...
M. Cevdet şiirinin özü böyle
açıklanabihr.
Tiyatromuza ustaca yapıtlar veren Melih
Cevdet'in denemeleriyle 20. yüzyıl düşün
yaşamunızın bilgelerinden biri ohna
kimliği kazandığı unutuunayacaktır.
Şimdi 1960"tan bu yana süren
dostluğumuzdan onur duyduğumu
belirtmek istiyorum. Bu dostluk
yıllannda Türk Edebiyatçılar Birliği'nde
onun başkan, benim genel sekreter olarak
birlikte çalıştığımız e\Teye ilişkin
unutulmaz anılar var.
Melih Cevdet'in bu dönemi şair ve yazar
sorumluluğunun yanı sıra uygarlık
savaşımınm bilincinde olan bir aydına
tanıklık eder.
Son iki yılını umarsız hastalığm acılanyla
geçiren çağdaş klasiğimizin aramızdan
aynlış tarihi ölümsüzlüğünün başlangıç
tarihidir.
SANATA BAKIŞ
SEUVIİ ANDAK
Ayten Alpman, bzet Öz,
Zeliha Sunal
Geçen hafta, etkinlikleraçısından değişik birat-
mosferde, ülkemizde "gerçek sanat" yolunda
emek verenlerın yıllarını değerlendiren kutlamalar
çerçevesinde canhlık ve renk yaşandı. Bu etkin-
liklerin başındaAyten Alpman'ın "50. YılGalası",
Izzet Öz'ün "Müzikte 35. Yıl Gecesi" ve Kent Or-
kestrası eşliğinde Zeliha Sunal konseri...
BİR BAŞKADIR AYTEN ALPMAN - Türkiye'de
hafif müzık ve günümüzün deyimiyle pop müzik
türünün, yorumcu olarak eşsiz duayeni sayılan
Ayten Alpman, 50. Yıl Galası'nı istanbul Büyükşe-
hir Belediyesi Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda
seçkin bir müziksever ızleyiciyle birlikte kutladı.
Konser programı usta ve örnek sunucu Halit Kı-
vanç'ın, canlı hareketleriyle Metin Uca'nın ve
renkli kişiliğiyle Çiğdem Tunç'un sunumlanyla
açıldı. Neşet Ruacan'ın yönetiminde TRT Caz
Orkestrası eşliğinde llham Gencer, Şehrazat,
Melike Demirağ, Ayşe Gencer, Bora Gencer, İl-
han Gencer, Ayferi, Erkut Taçkın, Erol Büyük-
burç ve Ayten Alpman yıllarca dillerden düşme-
yen şarkıları yorumlayarak gerçek sanatın ve ka-
liteli, doğru bestelerin ölümsüz etkilerini tekrarya-
şattılar. Ayten Alpman'ın repertuvannda büyük de-
ğer kazanan bu şarkıları, geceye katılan sanatçı-
lar Işın Karaca (Son Bir Defa). Levent Yüksel
(Sevince Her Şey Başka), Şükriye Tutkun (Unut-
sana), Fatih Erkoç (Istersen), Mustafa Sandal
(Kimbilir, Kim VarYanında), Zerrin Özer(Ben Böy-
leyim), Sezen Aksu (Birazcık Umut), Nükhet Du-
ru (Tek Başına), Emel Sayın (Ben Vanm) seslen-
dirdiler ve Ayten Alpman kişiliklı, kendıne özgü
renkli sesi ve yorumuyla bu önemli geceyi duygu
seline taşıdılar.
Müzik dünyasında eşsiz ve unutulmaz sanatçı-
lar Edith Piaff, Juliette Greco, Shiriey Bassey,
Sarah Vaughan ve diğerleri gibi, ülkemizde de Ay-
ten Alpman bu evrensel değerierden biridir.
İZZET ÖZ PROJECT - Müzikyaşamının 35. yı-
lını kutlayan çok değerli program yapımcısı, sunu-
cu, tanımlayıcı Izzet Oz, geçenlerde Maslak'taki Ve-
nue'de sanatsever dostlarıyla birlikte oldu. "The
Izzet öz Project 35th Year in Music" adını verdi-
ği bu gecenin programında 6O'lı, 70'li, 80'li, 9O'lı
ve 2000'lerie dolu özel görüntüler ve sürprizler
sundu.
Müzik ve gösteri dünyasında besteciler, söz ya-
zarlan, aranjörler ve yorumcular gerçek kişiliğe sa-
hıpseler "yaratıcı" deyimiyle tanınırlar. Işte Izzet öz
de kendi kariyerinde ve uğraşılarında "yaratıcı"
niteliğine sahiptir.
ZELİHA SUNAL VE KENT ORKESTRASI - Po-
püler müzik dünyamızda yetenekleri, yoğun çalış-
kanlığı ve sanata olan içten bağlılığı ile başarılı
olan ses yorumcusu Zeliha Sunal, İstanbul Bü-
yükşehir Belediyesi'nin şef Yılmaz Beyaz yöne-
timinde Kent Orkestrası eşliğinde hem yabancı
hem de Türk bestelerinden oluşan bir programla
ilginç bir konser verdi. özellikle gerek yabancı,
gerek yerli şarkıları düzenleyen Hakan Cumhur,
Karnil Coşkun, Targan Unutmaz, Cengiz Coş-
kuner uyumlu bir uğraş verdiler... Solist sanatçı Ze-
liha Sunal'ın müzik yaşamı Izmir'de başladı. TRT
Ankara Radyosu veTV'sinde çalıştı. İstanbul TRTde
"Gece Kahvesi" adlı programda solistlik yaptı. TV
8'de müzik programı hazırlayıp sundu. Ülkemiz-
de ve yurtdışında çeşitli şarkı yarışmalarına katıl-
dı. Bu yanşmalardan Kahire'de ve Bulgaristan'da
ödül aldı. Zeliha Sunal 27 dilde şarkı söylemekte.
Melih Cevdet ve Bülent Tanör
İki de çıkınca,
ne kalır?
AHMET CEMAL
Bir sabah için, aynı
sabah için, çok fazla
gelen iki ölüm haberi
birden...
Yaşamlan boyunca,
aydından bu toprak-
larda ne anlamışsak.
tüm düşündükleriyle
ve yazdıklanyla hep-
sini somutlaştırmış iki
insan; iki tane adam
gibiadam Yetiştirdik-
leri okur ve öğrenci ku-
şaklanyla, geriye da-
ha insanca bir ülke
brakmaktan başka bir
şey düşünmemiş iki
bilge.
Melih Ce\det yaşlı
ve hastaydı. Bülent Ta-
nör de yaşlı değildi,
ama hastaydı. Biliyor-
duk, bilmesine. Ama
bildiğimizden bu ya-
na da belki her yeni gü-
ne, ilk haberleri okuyu-
şun ardından: "Neyse,
dahavarlar!" diye şük-
rederek başlayabiüyor-
duk. Isterse bundan
böyle tek satu- yazma-
sınlar, ama bizimle va-
rolmayı sürdürsünler,
diyorduk.
Tek dileğim, onlarla
aynı yeryüzünü olabil-
diğince uzun bir zaman
daha paylaşmakh.
Bir 'aydın' örneği
Edebiyatın evrenin-
de gözümü açtığımdan
bu yana tüm yazdıkla-
nyla, tüm dizeleriyle,
bana edebiyatla yatıp
kalkmanın mutluluğu-
nu aşılamış olan, öğ-
rencilerime "aydın"
kavramını her anlat-
mam gerektiğinde, ilk
örneklerden biri ola-
rak gözümün önünde
beliriveren Meüh Cev-
det Anday.
Gerçek bilim adanu
Ve yıllar, yıllar önce,
istanbul Üniversitesi
Mukayeseli Hukuk
Enstitüsü'nde, yanın-
daki odada oturduğum,
nice sabahlara onun
masmavi, güleç gözle-
riyle günaydın dedi-
ğrnı Prof. Dr. Bülent
Tanör.
Sevgili Öget'le pay-
laştıklan evlerine ilk
gidişim. O ilkbahar ak-
şamının sofrası. Onca
konuştuklarımız, bir o
kadar da konuşama-
dıklanmız. Benden
yahıızca iki yaş büyük
olmasına karşm, içten-
likle "ağabey" dedi-
ğim ender insanlardan
biri.
Şimdi artık, ikisi de
yoklar.
Melih Cevdet An-
day, neredeyse bir ku-
şağı noktalıyor.
Bülent Tanör ise ön-
ce insan, sonra bilim
adamı; bu ikisi aynı po-
tada ne güzel de birle-
şirmiş, bunu kanıtla-
mış son temsilcilerden.
îkisi eksildi. Peki iki
de çıkarsa, geriye ne
kalu-?
Bazı ortamlarda bu
sorunun yanıtmı vere-
bilmek, hiç de kolay
değildir!