21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA + CUMHURİYET 19 OCAK 2002 CUMARTESİ MÜMTAZ SOYSAL OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gonjs(5 cumhurryet.com.tr Dünya Devleti ESKİDEN "ımla kaıdelerı" denen yazım kural- lannda "işaret" ias\\ önemlîdir. Örneğin, tırnak işa- reti. Kullanıp kullanmamakla çok şeyi değiştire- btıirsiniz. DünküCumhuriyet'inbirincisayfadüzeniniha- ariayanlar, belkı de basın tarihınin en ince espn- lennden binni yapmış oldular. Manşette. hem ün- lemsiz hem de tırnaksız "Dunya Devletiyız" sö- zünü okuyunca, "Acaba gazetemız de mi ölçü- yû kaçırdı?" diye düşunmüş olabilirsinız. Oysa. manşetin üstünde, ıki nokta üst üsteyle biten kü- çük puntolu satır bunun gazetenin yargısı değil, Sayın Ecevit'in bir sözü olduğunu belırtmektey- di. Bereket, ortalama Cumhuriyet okuru. sayfa du- zeniyle ve puntolarla yapılan bu ınce espriyı se- zecek düzeyde. Acaba Sayın Başbakan. daha önceleri Dışiş- lerı Bakanı'nın da olur olmaz vesileleıie söy- lediği bu abartılı sözü niçin etmişti? Haberi okuyunca anlıyorsunuz ki, sözün bütü- nu "Türkiye artık tüm dünya sorunlanyla ilgilenen bırdünya devleti halıne geJmiştir" biçimınde. Za- ten, Milliyet'ten Rkret Bila bu konuya açıklık ge- tınyor: Başbakan, "Eskıden Türk-Amerikan iliş- kileri genellıkle ıkili konulan kapsardı; bu kez dün- yanın gündemindeki bütün konulan ele aldık" demiş. Ama, yine de durup soımak gerekir Bush'la Ece- vit'in dünyanın gündemindeki bütün konulan" ele almış olmalan, en azından Amerikan Başka- nı'nın gözünde Türkıye'nin bır "dünya devleti" mertebesine yükseldıği anlamına mı gelir? Yok- sa, sonjnları ele alıştakı perspektif genişliği, Sa- yın Bush'un karşısındaki kişiye. düşuncesine ve deneyimine duyduğu saygıdan mı ilen gelmekte- dir? Çünkü Türkıye'nın gücü ve etkisi dünyanın her köşesine yetişecek kadar büyük olmadığı gıbı, kamuoyumuzun dünya sorunlanyla ne kadar ılgı- lendiği magazin haberlerine boğulmuş medyasın- dan bellıdir. Ne yazık ki aynı medya. dünya devleti olma bü- yüklüğünü, dün Bekir Coşkun'un da hicvet- tiği bır fotoğrafta arayacak kadar tuhaflaşmıştır Başkan Bush'un koltuğa otururken Ecevıt karşı- sında ikı büklüm eğilmiş hali. Fotoğrafçılann yakaladığı böyle görüntüler IMF ve Dünya Bankası karşısındaki acıklı eğılmişliği- mizi örtebilir mi? VVashington'agıden gazetecılerden birinin "Ma- sada nakit olarak ne kadar para aldık? Yoksa sa- dece söz ven'lıp geri mi göndenliyonız" sorusun- daki zavallı ezikliği hangi fotoğraf örter? İstanbul'a Damlayan Çeşme.. Prof. Dr. Osman İNCİ Tmkya ÜniversitesiRektörü D ünyanın en bere- ile ciddi değişimlere öncülük ketli coğrafyasın- da bulunan Trak- ya, eski çağlardan beri önemli yerle- şim bölgesidir. Toprak yapısı, ik- lımı, ekosistemleri ile tam bir ta- nm bölgesidir. Ancak bugün Mar- mara Bölgesı'nin diğer kesim- lerinde görüldüğü gibi hızlı ve plansız sanayileşme sürecine gir- ıruştir. Trakya sanayileşme açı- sından tam anlamıyla Istanbul'un alt bölgesi durumuna geldi. Bu- gün doğal taşıma kapasitesinin çok üstünde yüklenilmesi sonu- cu, tanm başta olmak üzere, tüm sektörlerde çöküş başladı. Sula- n, akarsulannın çoğunluğu kul- lanılmaz düzeyde kirlendi, Erge- ne Nehri sanayi lağımı durumu- na geldi. Aşağı Meriç Havzası cıddi tehdit altında, tanm alan- lan sanayiye açıldı. O, insan ek- senizinsan bitecektopraklar kün- yasal ölü toprağa dönüşüyor. Istiranca sulan Trakya, Istanbul gibi uluslara- rası megapol kente yakmlığın her türlü olumsuzhığunu da ya- şıyor. Istanbul'un arka bahçesi oldu. Sanayi ve yazlık ev yatınm- cılan. hızla artan Istanbul'daki sorunlannı Trakya'ya taşıyorlar. Trakya'da bu şekilde yitirilen ta- nm toprağı miktan Hakkâri ve- ya Tunceli 'nin tanma uygun top- lam arazi varlığından daha faz- ladır. Yeraltı sulannın plansız ve kaçak kullanımı sonucu su sevi- yeleri düşerken birkaç yıldır. ts- tanbul 'un suyunu karşılamak gi- bi yeni bir görev yüklenmekte- dır. Trakya Üniversitesi, ismini al- dığı bölgenin sorunlannı sapta- yıp, gerekli araştırma ve çalışma- lar sonucu, bilimsel verilere da- yalı çözüm önerileri sunacak so- rumluluğu da olan bir bölge üni- versıtesidir. Yıllardır yürüttüğü ilkeli turumu ve bilimsel bakışı ederek alt bölge planına gıden yolu açtı ve sorumluluğu üstlen- di. Ancak planve proje bitmeden yeni zorlamalar, popülıst, günü kurtarmaya yönelik, fakat geri dönüşümsüz yıkımlara gıden ça- lışmalar ne yazık ki sürüyor. Trakya Üniversitesi ile Çevre Bakanlığı arasuıda yürütülen ve halen I. Etap III. Ara Rapor aşa- masında bulunan Ergene Havza- sı Çe\TeDüzeni PlanıProjesi'nin çahşmaları devam etmektedır. Bu projenin çalışmalan sırasın- da bölgesel düzeydekı içme ve su- lama suyu envanteri önemli yer tutmaktadır. Bu nedenle Isüran- ca sularmm bölgesel düzeyde öne- mi büyüktür. Ozellikle tanmsal verimlıliğin sağlanmasının su et- menine bağlılığı, bölgede içme suyu yetersizliği ile sanayide kul- lanılan suya gereksinimin gide- rek artmasına karşuı miktannın azalması ve yeraltı su seviyele- nnin sürekli düşmesi, konunun hayati öneminı \airgulamaktadir. Trakya Bölgesı'nin böyle ciddi sorunlanna karşın bölge sulan- nın Istanbul Büyükşehir Beledi- yesı ISKl Genel Müdürlüğü'nce İstanbula içme suyu olarak ka- nalize edılmesine dair bir proje yürütülmektedir. Bu projenin bi- rinci aşaması olan Aşağı Istıran- ca kısmı bitmiş durumdadır. Pro- jenin Kıyıköy'ün kuzeyinde ka- lan kısmının da projeye dahil edilmesi istenmektedir ve bu amaçla Demirköy Barajf nın in- şa edilmesi gündemdedır. Bugü- ne kadar su hattının bölgedeki orman arazisınde yarattığı tahri- bat ve gerekse bu aşamadan son- ra dogabilecek doğal tahribatlar ciddi endişelere yol açmaktadır. Bir bölge üniversitesi olan ve bölgesel bir planın yürütücüsü konumunda olan Trakya Üniver- sitesi konuya gerekli duyarlılığı göstererek 28.09.2001 tarihinde Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ha- san Hayri Tok Başkanlığı'nda oluşturulan birkomisyon görev- lendirmiş ve bu konu ile ilgili detaylı bir rapor hazırlamıştır. Bu komisyona üniversite dışın- da görev yapan uzmanlar da kat- kı sağlamıştır. Bölgedeki incele- me sonunda hazırlanan rapor ay- nı zamanda ıfade edildiği gibi halen Trakya Üniversitesi ile Çev- re Bakanlığı arasında yürütülen ve bölgesel plan özelliği taşıyan Ergene Havzası Çevre Düzeni Planı Projesi'nin de bir parçası- dır. Aynca Dünya Bankası tara- findan 12 Temmuz 2000 tarihin- de başlatılan ve Iğneada'daki Longos ormanlannın koruma al- tına alınması ile ilgili olan GEF2 koruma-kullanma projesinin de- vamlılığının ve etkinliğinın sağ- lanması açısuıdan bu çalışmanın ayn bir önemi vardır. Yapılan araştırmalar ve göz- lemler ışığında, Demirköy Bara- jf nın inşa edilmesi halinde önem- li olumsuz gelişmeler ortaya çı- kacaktır. Baraj, Longos ormanlannı bes- leyen su yollannı tıkayacaktır. Longos ormanlan ekolojik ola- rak, yüksek tatlı su tabanlı or- manlann tipik örneğidir. Demirköy Barajı 'nın inşa edil- mesinde ısrar edilmesi hem hü- kümetimiz hem de Dünya Ban- kası açısından aynı zamanda bir paradoks oluşturmaktadır. Bu bölgede Dünya Bankası'nın biri İstanbul'a su sağlanması ıçin, digeri de tğneada Longos orman- lannın korunması için verilen ikı kredi türü vardrr. Ancak birinci türdeki kredinin işlerliği için ÇED değerlendirmesine gereksinim vardu-. Bu tür bır ÇED değerlendirme- sinin bulunup bulunmadığı ve var ise kim tarafindan verildiği konusunda henüz bir bilgi bulu- namamıştır. Dığer taraftan Dünya Banka- sı yetkilileri de halen konuyu mercek altuıa almış durumda- dırlar. Dünya Bankası'nın konu ile yetkili müdürü 27 Ağustos 2001 tarihinde Orman Bakanımı- za gönderdiği yazıda İğneda Lon- gos ormanlannın koruma-kul- lanma amenajmanına dahil edil- mesinin ulusal ve uluslararası önemde bir konu olduğunu ve bu bölgenin Türk Ulusal Biyo- lojik Çeşitlilik Komitesi tarafin- dan seçildiğini belirterek baraj ile ilgili hususun yeniden değer- lendirihnesini ıstemiştir. Son günlerde basında Trak- ya'da susamuru bulunduğu görün- tülendi. Motor Dere ve Aynalı Dere'de susamuru yaşadığı fo- toğraflandı. Baraj yapım aşamasında ya- pılacak tahribat ile yaşam bütü- nü ile bitecektir; yakında göç edebileceği başka bir ekosistem olmadığından yok olacaktır. Bir lokma et ıçin bülbülü öldürme- ye değer mi? ISKİ su kaçaklannın birkaç günlük miktan Istıranca sulan- nın biryühk miktanndan fazla ol- malı. Zira verilen belgeye göre Istırancalardan Terkos'a taşınan su, Istanbul'un en fazJa birkaç günlük gereksinimine eşittir. Bu nedenle Kıyıköy'ün kuze- yinde toplama su Istanbul için önemli bir boyutta ounamasına karşın Trakya bölgesi ekosistem- len için çok önemlidir. Barajın in- şa edilmesi konusunda ısrar, eko- sistemlen dönüşü olmayacak nok- taya taşıyacaktır. Bölgede yaşayanlar bunu hak etmiyor. Altına imza koyduğu- muz uluslararası anlaşmaları unutmayalun. Istanbul megapolünün içme suyu gereksinimi için Istıranca bölgesinde Kıyıköyü geçen su isale hattı ile giderek daha büyük boyutta tahribat yapan bir yapı- lanma mevcuttur. Açılan su yollannın ağaçlan- dınhnası gerekmektedir. Tahri- batın bu boyutuna karşılık daha da kuzeye yaygınlaşunlması eko- lojik açıdan onanlmaz yaralar açacaktır. KULTUH • SANAT (021 a) 293 «9 7« BELSA IZV1T OUTLrTCENTER BOLU KAFIOELEN A0APAZAR PftESTOE APAPAZAfil PftESTME Siyasetin Yenilenmesi Kaçınılmaz Ercan Kakaş SODEV (Sosyal Demokrasi Vakfı) Başkanı Ülkemızde kriz üzerine • Üyelerin siyasi eğiti- larabağlanmaJıvesaydam 633 41 12 SA-ON2 546 96 M 6!3 * " 571 »3 BC 5S3 46 3S 572 64 38 572 64 36 441 £1 ae 442 13 96 442 13B8 610 20 00 610 20 08 482 2O21 42108S5 8M 7*6 0194 «25191S 3T1 19 36 4 * 7 * 9 66 3S£5" 0C 45* 30 * t 442 6ÖJC 1 0 O 3 5 6 3O'3 "5-22 00 12 3C-1 S 30-1 8 30-rl 30 C.CTES' 11 00-13 30-16 15 '8 0C-21 45 C 1 00-13 30-16.15 'SÛC-21 45 2 0O--50O-173O-20 0O 1" OC-13 30-16 15 19^0-21 45 0 20-'3 06-16 0O-1B5C 21 40 C - C E S * ^ 3S 11 OC-1 3.30-16 15 19 00-21 46 C.CTESİ 24 3C 1 OO-13*5-1S3O-19 15-22 00 CCTÇSl-24*; '1 0O-13 30-16 -5-19 00-21 45CCTESİ24 -5 11 OO-13 30-16 OC-ig 00-21 45-22 '5 CCTESI24 11 00-13.30-18 OC-1830-21 00 12 15-14 45-1 T 30-20 15CCTESI23 00 n 00-'3 30-16'5--9 0O-21 45 C,CTESt-24 3C 11 30-14 30-I6-30--9CO-2- 30 11 00-13 30-16 15--"9 0O-îl 45 D C T E S İ » 30 1t 00-13 30-18 15-19 3O-21 45 12 '5-1445-17 15-20 15 11 00-13 30-18 00-18 3O-21 30 12 00--4 30-i"'0C--9 3O-22 30 H DO-15 3O-1B00-21 00 13 30-16 3O-*e30 11 45-14 15-16 45-19 15-21 45 C.CTESİİ4 00 12 15-14 45-17 15--9 45-22'5 10 45-13 30-16 15--B0O-2- 45 12 05-14 50-17 35-20 20 i?0O-'4 45-17 30-21 15 11 30-14 00- •« 3O-19 X 21 30 11.30-14 00-16-30-1900-2130 C-C-ESI.23 45 11 OO-13 30-16 15-19 00-21 45 14.CO-14 30-1 7 00-19 3O-22 00 )) ÛD-13 J0-T8 >5-l»00-£) 4SOCTESİ24 15 11 30-14 00-18 30-19 00-21 30CCTESİ20 15-22 10 55-13 4O-'S3O-19 2O22 '5 11 00-13*5-18 15-19 00 21 45 12.30-1S 0O-'7 45-20 3C 11 15-14 00-16 45-19 30-22 15 11 30 '4 03-16 30-19 00-21 30 10 30-13 15-'8 00-18 45-21 30 0 0-18 30-21 00 CCTESİİ4 ÛO -19 0C-21 45 CCTESIİ3 45 3 3 6 5 '9 00-21 45 30 4ÖÛ fft30-î»0C-21 30 0 45-1 3 30-1fl15-19 00-21 45 C.CES 2* "V) • 3C 14 00 16 30 '9 00-21 30 A BURSASfTBMP nırrr- ıftiüf*fn tTt nrnnrnı E S K l ^ H R « J Ç O Ö L U AMKARA 9 AJ4KARA CME MAOIC V4KARA CltK U U M C 2^ala AN<ARA MOVTCPOt ANKARAON ~ TEPE ClNEkbUOt ıCANAT ABANA TEPt ClHeMAXX » AOANA AMPLEX REŞATVEV AOANAHETFtO ADANA H E T H O P O L A N ^ A ^ V » KOMAK BBAK R 0İ1-AN EF PREflTKlE iNunfto 224 »9 39 2*' 5? 67 23" 20 63 225 35 9' «27 76 56 54' 13 33 431 S5 15 229 96 18 32û 15 87 441 1~* 40 2 3 0 ^ 312 62 96 312 05*3 237 01 31 24- 16 50 27' 32 6C - 27- 02 «C 457 B* 43 454 09 96 233 27 00 216 30 09 22Z31 60 220 78 56 23781 17 32- 12 22 33' 00 — 23' 68 90 24 2 45- - - '1 30-14 OO- 1 0-1345- 1045-13 1S- f 30- — 0 30 2 00 2 00 2.15-1500- 1045-1330- 30-1400-' 2 4S-1S1S-' • 3O- 1 2 4 5 - . . . 14 00-16 30 00 13.30- 5-18 45-21 16 30-19 00-21 x 1400-16 00 '8 40-21 30 '6 30-19 00-21 30 17 46-20 15-22 45 16 15 19 00-21 45 16 15 1900-21 45 16 '5 19 0O-21 45 16 30 19 00-21 30 Jt 3OCW«-PU 12 00 -8 »5- 1S OO-2I 30 16-5-19 00-21 45 '6 10-1» 05-22-00 CCTESti4 55 1445-1630-19 OO-Si 30 1 T 15-20 OC 18 30-21 OC [630--BCO-2- 45 t ' 45 20 30 CCTES! 23 30 16 30--9 00-21 30 16 30--Ü 10-21 45 CCTESİ2* 00 16 0O-18 4S-2' X CCTESr24 'E f6 30-19 00-21 30 30-2" 15 15-2 3C lJO-21 15 C CTESİ23 30 0O-2- 45 O'CTES» 24 3C ?-30 20 15 1800-21 0OCCTESİİ3 45 16 15-19 00-21 45 rfl30 19 00-21 M 17 45-20 15 'S 45-21 30CTESLPA2AR11 00 6 00 1B 45-21 30 CCTESİ 24 00 7 30-20 15 16 30-19 00-21 30CCTESİ24 15 16 3O-1BOO21 30 17 45-20 15-22 45 19 00-21 30 CTESl/PAZAR ' 1 30 6.0O-1B3C-21 15 6 45-1» 30-22 00 15 30-18 00-20 30 15 30 18 00 2C3C 6 30 '900 21 30 6 30 1900 21 3O «30 1900 21 30 knz yaşanıyor. 19 Şubat krizi var olan adaletsizlik- leri daha da derinleştirdi. Bir milyonun üzerinde insan ışıni kaybetti. Ekonomik krizlerin ve on yıllardır ya- şanan sryasal, sosyal so- runlann temelinde mevcut s/yaset anlayışı ve siyasi partılerin yetmezliği yat- maktadır. Bu gerçeği dik- kate almaksızın sorunlara çözüm bulmak olası de- ğildir. 0 nedenle siyasette değişim ve yeniden yapı- lanma kaçınılmazdır. Mevcut siyasi partiler halkın ve ülkenin sonjnla- rına çözüm üretme ve hal- kı layıkıyla temsil etme iş- levlerini yerine getireme- mektedirter. Bu duaım ken- dilerini solda gören parti- ler için de geçerlidir. Bugunkü partilenn siya- set anlayışlanna, yapılan- na ve işleyişlerine yakın- dan bakıldığında birbirleri- ne çok benzedikJeri ve ay- nı yanlışlıklann içerisinde bulunduklan görülür. Ben- zerlikler ve yanlışlıklar şöy- le sıralanabilir: • Program, çözüm ve proje üretmek yerine slo- gancılık ve retorik (süslü sözleıj, • Günü aşan altematif politikalar üretmek, pozitrf siyaset yapmak yerine ra- kibın, ıktıdann eleştirisine ve polemiğe dayalı siyaset, • Geniş halk kesimleri adına siyaset yapmak ye- rine parti çevresindeki ki- şileri koruma ve kollama (himayecilik, patronaj), • ideolojik ve siyasi fark- lılıkların yadsınması, fark- iılığın "beceri üstünlüğü- ne" indirgenmesi ve siya- setin "toplumun medya aracıhğı ile yönlendirilme- sine yönelik" teknik bir uğ- raş olarak görülmesi, • Parti ıçinde demokra- si, çoğulculuk, özgür tar- tışma ortamı yerine lider sultası ve yukarıdan aşa- ğıya işleyen otoriterbuyur- gan yapı, • Milietvekili ve yerel yö- netim adaylarının liderler tarafindan beliıienmesi, • Bikjı üretmeyı, mevcut bilgiden yararlanmayı ve bilgıyı siyasetle buluştur- mayı önemsememe, • Parti finansmanında saydamlığın olmaması, esas olarak üye aidatına dayanma yerine devtet büt- çesine bağımlılık, mınin ciddiye alınmaması, • Iktidara gelindiğinde vaatlenn tam tersinin yapıl- masında bir sakınca gö- rülmemesi, • Seçim yenilgilerinden sonra liderin ve lider kad- rolann hiçbir şey olmamış gibi yerlerinde kalmalan, demokrasilerde istifa diye bir kurumun olduğunu ha- tırtamamalan. Özet olarak, mevcut si- yaset anlayışıyla siyasi par- tilerin bugünkü yapılan ve işleyişiyle yaşanan krizi ve sorunlan aşmak, gelişmiş ülkelerle aramızdaki farkı kapatmak ve çağdaş uy- garlık düzeyine ulaşmak mümkün görünmemekte- dir. 0 nedenle yeniden ya- pılanmayasiyasetten baş- lanmalıdır. Siyaset köklü bir biçimde yenilenmeli; üretken, saydam, demok- ratik ve halka dayalı hale getirilmeli ve solda halka güven verecek bir siyasi oluşum yaratılmalıdır. Syaseti yeniden güveni- lir ve çözüm üretir hale ge- tirmekiçin yasal alanda ya- pılacak işlerin başında Si- yasi Partiler Yasası ile Se- çim Yasası'nın degiştiril- mesi ve siyasal etik yasa- sı gibi kimi yeni yasalann çıkanlması gelmektedir. Ya- sal düzenlemeler kadar önemli olan bir husus da si- yaset anlayışının ve siyaset yapma biçiminin köklü bir biçimde değişmesi, yeni bir siyasi kültür yaratılma- sıdır. Bunlar yapılmadan halkın siyasete olan güve- nini yeniden sağlamak ve olası bir seçimden olumlu bir sonuç beklemek son derece yanlıştır. Yasal alanlardaki düzen- lemeler aşağıdaki hedef- lere ulaşılacak bır içerikte olmalıdır. • Siyaset, siyasi ortam doğallaştınlmalıdır, yasak- lardan ve sınıriandırmalar- dan anndınlmalıdır. • Sivil ve askeri otorite ilişkıleri demokrasi esas- lanna uygun hale getiril- melidir. • Anayasa ve Siyasi Par- tiler Yasası'nda partilere özgüriük istisna, sınırlan- dırmalar kuraldır. Siyasi partiler farklı düşünce ve çıkarları özgürce savuna- bilmelidirler. • Siyasetin finansmanı ve seçim harcamaları kural- hale getirilmelidir. Aynı şey milietvekili adaylan ve ye- rel yönetımlere aday olan- lar ıçin de geçeriı olmalıdır. • Milietvekili dokunul- mazlığı, kürsü dokunul- mazlığı ile sınırlı olmalıdır. • Siyasi partılerin ıç işle- yişleri demokrasi esasla- nna uygun hale getirilme- li, lider suttasına son vere- cek düzenlemeler yapıl- malı, üyeterin parti yönetim- leri karşısında çiğnenemez temel haklan güvence al- tına alınmalıdır. • Mevcut seçim sistemı halk iradesinin pariamen- toya yansımasının önun- de önemli bir engeldir. Bu durum değişmeli, baraj dü- şürülmeli, ittifak yasağı kal- dınlmalı, azınlıkta kalan si- yasi görüşlerin de parta- mentoda temsil edılmele- rine olanak sağlanmalıdır. • Milietvekili adaylarının önseçımle belirienmesi ve aynca seçmenlere tercih hakkı tanınması güvence altına alınmaJıdır. • Yurtdıştndaki seçmen- lerin seçme, seçilme hak- kına işlerlik kazandınlma- lıdır. (1995 anayasa degi- şikliği ile güvence altına alı- nan bu hak, uyum yasası çıkmadığı için kullanılama- maktadır.) • Seçimler 4 yılda bır ya- pılmalı, milietvekili ve ba- kanlık sayılan azaftılmalı- dır. • Herkes siyaset yapa- bilmelidir. Bu bağlamda kamu çalışanlannın siya- set yasagına son verilme- lidir. Hiçbir AB ülkesinde böyle bir yasak yoktur. • Siyasi etik güçlendiril- meli, kurallar belirlenmeli, denetim mekanizmaları oluşturulmalıdır. Siyasetin ve siyasi par- tilenn demokratikleşmesi ve ışlevlerini yerine getire- bilmeleri için sendikalara, sivil toplum örgütlerine de önemli görevler düşmekte- dir. Bunların başında siya- sete ilgisiz kalmamak, ka- tılmak, sorgulamak, talep etmek ve denetlemek gel- mektedir. Dışandan talep ve katkı güçlü olmadığı süre- ce mevcut siyasetin ken- disini içeriden gönüllü ola- rak dönüştürmeyeceği unutulmamalıdır. PENCERE Her Şeye Karşın İyimserlik... Dünyanın en güçlü devleti Amerika, Asya'da bir kişınin peşinde... Kim o?.. Usame bin Ladin!.. Bir Müslüman!.. Hangı kafayla ve güçle bilinmez, 'kâfirier'e 'ci- hat' açtı Usame bin Ladın... Söylenenlere bakılırsa, New York'taki 'Ikiz Ku- te/er'i yıkan o... Pentagon'a saldıran o... In midir?.. Cin midir?.. Kimi kovboy filminde görüldüğü uzere 'hayduf aranıyor, başını getirene ödül verilecek... • Bir buçuk milyar nüfuslu Islam dünyasında renk renk dinci devlet var... Laik bir tek devlet söz konusudur: Türkiye!.. Ya Hıristiyan dünyasında?.. Hıristiyan coğrafyasında 'Rönesans-Reform- Aydınlanma' süreçlerı yaşandı, sanayi devrimi gerçekleştı; Isevî, dinci devleti aştı; kul geçmışte kaldı; bırey öne çıktı; insan haklanna dayalı bir ya- şam biçımı Batı'da geçerli... Müslüman neden geride kaldı?.. • Nedenleri üzerine tartışılmalıdır; ancak tüm 20'nci yüzyıl boyunca, sömürgeci ve emperyalist Ba- tı'nın Islam coğrafyasında dinciliği pompaladığı- nı hiç unutmadan bu soruna eğilmeli... En başta Türkiye var... Amerika yanm yüzyıl Türkıye'de Kemalist siya- sete karşı dinciliği destekledi; seçim sandığında Sam Amca'nın ağırtığı duyuldu; "Allahsız Komü- nizm "e karşı Islam'da her türfü gericıliğin destek- lenmesi Vaşington'un değişmez siyasetiydi... llk kez Iran'da bu siyaset geri tepti... Şah'ın Amerikancı ve dinci Iran'ındakı patlama Ayetullah Humeyni yı ıktidara getirirken Sam Amca "Büyük Şeytan" ilan edildi; işler tersine döndü. Ne oluyordu?.. New York'ta Dünya Ticaret Örgütü'nü vurgula- yan 'Ikiz Ku/e/er'in yıkılması, Batı'da tam bir 'şok' yarattı; olanlar anlaşılır gibi değildi... Suçlu kimdi?.. Usame mı?.. Peki, Batı'nın ve en başta Amerika'nın bu kap- samda hıç mi suçu yok?.. • Dünya ölçeğinde yalnız Yerör'ü suçlayarak bir yere vanlamayacağı açık seçıktir... Amerika Islam dünyasında aydınlanmacıların değil, irticanın yanında yer aldı... Insanlıkta içtenlikle demokrasi isteyen, aydın- lanmacılığın yanında yer alır... Ne var ki Batı'nın 20'nci yüzyıldaki temel stra- tejisi kapitalist çıkarlann güdüsünde dünyayı çe- kip çevirerek çıkarlannı arttırmaktır; 'Küreselleş- me' yalnız çıkarın, paranın, sömürünün, piyasa körgüdüsünün üzerine kurulacaksa, yakın gelecek için iyimser olmak güç... • Yine de iyimser olmak gerekiyor; Hıristiyanlann aydınlandığı bır dünyada Müslümanlar daha kaç yıl karanlıkta yaşayabilirler ki?.. DAHA ETKİN-DAHA ÜRETKEN MESLEK ÇIKARLARINI KORUYAN MESLEKTE YETKİNLEŞMEYİ SAVUNAN ÇAĞDAŞ YAPI DÜZENİNDEN YANA OLAN BİR ODA IÇİN... İNŞAAT MÜHENDİSLERİNE ÇAĞRI 26-27 Ocak 2002 tarihlerinde yapılacakolan TMMOB Inşaat Mühendislen Odası Istanbul Şubesi 38. Genel Kurulu ve Seçimlerine tüm meslektaşlanmızı çagınyoruz. TMM06 İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ISTANBUL ŞUBE BAŞKANI CEMALGÖKÇE GENEL KURUL Tarh : 26 Ocak 2002 Cumartesı Saat • 10.00'da Yer • Yıldız Teknik Unıversrtesı Oditofyumu Beşıktaş/İSTANBUL SEÇİMLER Tanh 27 Ocak 2002 Pazar Saat • 9 00 -17.00 arası Yer : Karagozyan llkokıılu Atude-i Hümyet Cad. (Şışiı Adliyesı Karşısıı Şışlı/ISTANBUL İNŞAAT MÜHENDİSLERİNE ÇAĞRI DAHA ETKİN-ÜRETKEN-DEMOKRATİK BtR ODA YAPILANMASI İÇİN... 26-2 1 » 0C.\K 2002 tanhleruıde yapılacakTMMOB Inşaat Mü- hendıslen Odası Istanbul Şubesi 38 Dönem Genel Kurulu ve Seçimlerine tüm meslektaşlanmızı çagınyoruz. ÇAĞDAŞ INŞAAT MÜHENDİSLERİ GENEL KURUL 26 Ocak 2002 Cumartesi Saat: 10.00-17.00 Yıldız Teknik Üniversitesi Odıtoryumu, Beşiktaş4STAN'BLX SEÇİMLER 27 Ocak 2002 Pazar Saat: 09-17.00 Karagöz\an tlkögretım Okulu Abıde-ı Hûrn\et Cad (Şişlı Adhyesı Karşısı), Şışlı tSTANBUL YÖNETİM KURULU ADAYLAREVnZ ASIL 1. Cemal GÖKÇE 2. Tevfik ESKİMUMCU 3. Nusret SUNA 4. Ha>dar YILDIZ 5. Rıza HAYAT 6. Oktay GtLAĞACI 7. Rezan Bl'LUT YEDEK 1. Cemal tNAN 2. H. Ibrahim AKPLNAR 3. M. Hulki ERDtNE 4. tsmail L'ZUNOĞLt" 5. M. Cevat ARZIK 6. Sefa AKIN 7. tsmet DOĞAN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle