17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA ir* CUMHURİYET 1 MAY1S 2001 SAU •-,„*•. O L A Y L A K . V g j ( j O K U Ş L J j j K olay.gorus''cumhuriyet.com.tr Türkiye Söriıürae Olurken..>. • . ~ * * — / Prof.Dr.SinaAKŞtN ^ ^ nce kafalan ele geçir- O diler. "Küreselieşti" insanlanmız. Tele- vizyonlanmız, rad- yolanmız, gazetelc- rimiz onlann bora- zanı oldu. Sabah akşam beynimt- zi yıkadılar, kafamızı ütülediler Yurtseverlik, devletçilik. yerli ma- lı kullanmak, tanmı desteklemek. borçlanmamak rüküşlük, dinozor- luk sayıldı. Oysa onlar yurtlarını sevmeyi sürdürdüler, borçlanma- dılar, yerli malı kullandılar, çiftçi- lerini desteklediler. îngütere'den 12.000, Arjantinclen 640 km. uzakta, yüzölçümü 12.000 km2, nüfıısu 1850 olan, koyun bes- lemekten başka bir geçim yolu ol- mayanFalklandadalanna 1982*de Arjantin el koymaya kalkışınca kı- yametler koptu. O sırada Ingiliz Başbakanı, küreselleşmenin dc anası olan Demir Bayan Thatcher Arjantin'e savaş açtı. Birçok Ingi- liz delikanlısını ölüme gönderdi. Falkland'ı kurtardı, bu sayede bir de seçim kazandı. "Bizimkiler" ise KKTC için "ver, kurtuT di- yorlar. Oysa Türkiye'nin orada soydaşlan, uluslararası antlaşmay- la tanınmış egemenlik haklan var. Edirne ya da Kars'tan çok da fark- lı bir durumda değil. Türkiye batıyor, borca battı. Ama önce bizimkilere borçlanmanın iyi bir şey olduğunu söylettiler. Biz bu filmi daha önce de görmüştük. Osmanlı 1854'teborçlanmayabaş- ladı ve bu işi pek sevdi. Ünlü Tan- zimat Paşası KeçecizadeFuat, "Bu devlet istikrazsız (borçsuz) yaşaya- maz" özdeyişini buldu. Sonunda, 1875 'te, Osmanlı dev- leti iflas etti ve ardından Rume- li'yi yitirdi. Türkiye Cumhuriyeti 1950'lerde Osmanlı borçlannın son ödemelerini yapmak üzerey- ken yeniden borçlanmaya başla- dı. Ve yine bir "devletadanumızın'", Süleyman Demirel'in özdeyişi: "Borç yiğidin kamçısıdırf Son be- lediye seçimlerinde Ankara'da "sol" biraday da "Ben iyi borç alınm, ba- na ay verin" dedi. Geçen bayram- da Bülent Ecevit, kendisini ziyare- te gelen gazetecilere şöyle konuş- tu: "- Peld ne kadar paraya ihtiyaç var? - Sııur yok. Ne kadar olursa. Ra- kam verirsek ah sının kabul etmiş oluruz." Kemal Derviş de özelleştirme yapmak, bizi daha da borçlandır- mak için geldi. Osmanlı iflas etti- ğinde Rumeli'yi yitirdi. Cumhuri- yet iflas etmek üzereyken neleri yitirecek? Gelelim özelleştirmeye. Bir ke- re kamu işletmeciliğinin mutlaka verimsiz olduğu onlann yalanı, uydurduklan bir efsanedir. Bir ka- mu işletmesi zarar ediyorsa, öyle olması istendiği için zarar etmek- tedir. Yani bilinçli olarak zarar ettiril- mektedir. Kamu işletmeciliğinin düşmanı olanlarınelinde bile Türk Havayollan pınl pınl bir işletme- dir. Kendileri de o uçaklara binmek durumunda olduklan için THY'nin iyi işlemesini istemişlerdir de on- dan. Türkiye'de çok güçlü bir kapita- list smıf olsa, "Ister devtette, ister kişilerde olsun, ne fark eder" de- nebilirdi belki. Ama özelleştirilen büyük işletmeler Türklere satılsa bile dönüp dolaşıp ABD - Avrupa büyük sermayesinın eline geçe- cektir. Çünkü onlarda olağanüstü bir para gücü vardır. Bizim kapi- talistimizin reddedemeyeceği çe- kicilikte öneriler yapacak durum- dadırlar. Istedikleri her şeyi satın alacaklardır. Böyle giderse, en bü- yük iki büyük holdingimiz dahil, birkaç yıl içinde dişe dokunur hiç- bir Türk ortaklığı kalmayacaktır. Şimdiden, büyük holdinglerimiz- den biri su ve yoğurt işine bile ya- bancı büyük sermayeyi ortak etmiş- tir. Kısa bir süre sonunda bu hol- dinglerimizin saygıdeğer patronla- rı, belki daha da zengin olarak, emekli edilecek, ömürleri boyun- ca süresiz tatil yapma olanağına kavuşacaklardır. Demek ki, devle- tin, devletçiliğin, karma ekonomi- nin olmadığı yerde Türk kapita- lizmi de olamayacaktır. Bir de şu var: Adamlar Güney Kore'ye, Arjantin ve Brezilya gi- bi ülkelere baktıklan gibi bakmı- yorlar bize. Düpedüz toprak talep- leri de var. Rumeli'yi, Anadolu'yu kendilerinin topraklan olarak gö- rüyorlar. Bizim, Türklerin elinde olması- nı yadrrgıyorlar. Tıpkı Filistin'in Arap'ın elinde olmasım yadırga- dıklan gibi. Tabii bu işi yavaş ya- vaş, çok usturuplu bir biçimde yü- rüteceklerdir. Çerez olarak Kıbns ve Ege'yle başlıyorlar. fırsat verildiği ölçüde arkasını getirecekler. Durum "1919'dur". Telekom'un, elektrik santrallanrun, Ziraat Ban- kası'mn, THY'nin "tabanca zo- ruyla" özelleştirilmesini Yunanlı- lann tzmir'e çıkmasıyla eşdeğer gö- rüyorum. Atatürk'ün sözleriyle, hile ile aziz vatanm bütün kalele- rinin, bütün tersanelerinin zaptedil- mek üzere olduğunu düşünüyo- rum. Kimi iktidar sahipleri ise "gaf- letve dalaletve hatta hıyanet" için- de görünüyorlar. Işin acısı; karşı- mızdakiler de Atatürk'ten, milli mücadeleden söz ediyorlar. Fakat dedikleri "saüşı, borçlanmayı hız- Iandınn'"dır. Geçende verdiği bir ilanda Iz- mir Ticaret Odası, Kurtuluş Sava- şı'nı anıyor ve başka güzel sözler arasında, "devlet, bütün kurumla- nyla ekonomiden çekilmeli" ve "•özelleştirme hızla tamamlanma- h" diyordu. Bu, en azından ağır bir bilinçsizlik durumudur. Sonuç olarak halkımıza, kamu- daki, özel kesimdeki bütünAtatürk- çülere, bütün yurtseverlere sesle- niyorum: "Borçlanma felakertir. Borçlan- maya hayır!", "Özelleştinne sö- mürgeleşnıektir.Ozefleştirmeye ha- yır!" diye haykıralım. Bu gidişi derhal durdurahm. Özlediğimiz Atatürk Türkiyesi'ni yeniden kuralım. Bunu yapacak gücümüz var. EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Hepsi İlginç Yopumlar! Türk dilini konuşan ülkeler Istanbul'da toplandı. Amaç, Türkçenin yaygınlaşması, benimsenmesi... Kaç yıldır Latin abecesine dönüş istekleri dile ge- tirilir. Ama bir türlü böyle bir girişim başlatilmaz... Türk kökeninden gelmış bizden başka beş üjke var.. Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Öz- bekistan, Kırgızistan... Bütün bu ülkelerde Rusçadır konuşulan dil... Kalkıp Istanbul'da "Türkçe konuşan ülkeler" di- ye hepsi Rusça konuşan ülkeleri bir araya getirmek acaba hangi aklıevvelin işi? Liderler arasında Türk- çe konuşan bir Sezer var, bir de Azeri Aliyev... Türk beş ülkede adlar bile hâlâ Yev'li, Of'lu adlan- nı bile Rus etkisınden koparamamışlar! Belki de koparmak, kopmak istemedikleri için!.. • • • Ersümer görevinden kendi isteğiyle mi aynldı? >bksa kamunun baskısıyla mı? Bu ne blçim istifa, suçlamadığı yer yok! Önce basın, sonra savcılar!. Hiçbir suçu, kusuru yoksa gider Yüce Divan'a... Ak- lanabilirse aklanır. Yoksa cezasını çeker!.. Bakan- lığında suçlanmayan kimse yok... Çoğu tutuklu, yargı önünde... Ama Sayın Bakan kendini her tür- lü suçlamalann dışında tutuyor: "Gittim geldım, gene gelirim" diyor. Kimileri de öyle yapmadı mı.. Yüce Divan'dan karşılıklı ödünlerie kaçti. Kimileri de gitti derken bir de baktık geri dönüp eski koltuğu- nayerleşmiş!.. • • • Kemal Derviş "Kimse bizim işimize kanşamaz" demiş. Başörtüsünü de savunmuş: İki öğrencisin- den biri başörtülü, biri mini etekli imiş. ikisini de sev- miş... Dünya Bankası "Alacağınız bu parayla ne yapa- caksınız" diye soruyor... Bu mu karışmamak? San- ki karşılıksız para veriyor! Oysa verdikleri, borçtan başka şey değil. Günün birinde faiziyle alacaklan bir para!.. Bu yeni borçla biz eski borçların faizlerini ödeye- ceğiz. Aldığımız borç parayla ne yapacaksak ya- panz.. kime ne? Bir de şu var, Ecevit "Derviş'/ ben çağırdım" di- yordu, oysa Dünya Bankası Başkanı "Onu biz Tür- kiye'yegönderdik"demez mi? Haydi, çık işin için- den!.. • • • Esenyurt'ta yaşayan bir yurttaş her sabah ora- dan kalkıp Ataköy'e gelir. Evlere gazete dağıtır, du- raklarda gece bekçiliği yapar. Çapan'laria ilgili ha- berleri okumuş. Konuşurken, "Beyim" dedi, "öyle ya da böyle, orasını bilemem, ama Çapan'ın baş- kanlığında Esenyurt insanca yaşanan bir yer oldu. Eskiden çamurlar içinde yaşıyorduk. Şimdi insan gibi gidip geliyoruz". Yorumsizin. ' - • • • Milliyet'te birkaç gün çok ilginç manşetler çıktı: "Poliste Şantaj Çetesi - Istanbul'da jumal teşkila- tı kurdular - Valinin tüyler ürperten uyansı - Işte bel- geler!.." Olayı gün ışığınataşıyan gazeteci Tuncay Özkan meydan okuyordu: "Bu işin peşini bırakmayaca- ğım. Benım peşime takılan ajanların çabalannı, şantaj amacıyla görev verilen gazetecileh tek tek açıklayacağım. Yolsuzluk ve usulsüzlükle mücade- le ediyoruz diyerek çete haline dönüşenlerin mas- kelerini tek tek yırtacağım," Kaç gün geçti! Ses seda yok! Özkan neden sus- tu, yoksa susturuldu mu? Yoksa koskoca manşetlerle ortaya atılan iddi- alar, içi boş birer balon muydu? • • • Istanbul Üniversitesi Rektörü Atemdaroğkj ile Prof. Toktamış Ateş'in kendi sorunlanyla ilgili tartışma- lanndan gına geldi! Birtakım iç çekişmelerin kamu- oyuna yansıtılması hiç de hoş değil, hatta epeyce tatsız... "Cumhuriyet" okuru kişisel kavgalardan hiç hoş- lanmıyor. "Bize ne sizin incir çekirdeği doldurma- yan konulan ikide bir ortalığa dökmenizden" diyen- lerçoğuntufcia!.. 'Süt'te Olumsuzluklar... Erdoğan KANTURER Köy-Koop Genel Başkam B ir litre süt fiyatının 1.8 kilog- suzluklardan yalnızca biridir. Ancak en çar- ram yem fiyatı kadar olması ge- pıcı olanlanndan biridir. 1980'den bu yana ih- nel ölçüdür. Ülkemiz üreticile- rinin bir litre sütün fiyatının 1.5 kilo yem fiyatı olması ölçüsüne önemli bir itirazlan yoktur. Ancak gerileyen süt fiyatlan ile bir litre sütle bir kilogram yem ahnabilmektedir. Bu kabul edilemez ve son derece olumsuz bir durumdur. Bu oluşu- mun sıkıntılannı ülkemiz ve insanımız önü- müzdeki zaman diliminde daha belirgin ya- şayacaklardır. Süt üretiminin azalması ve ar- dından süt ürünlerinin pahalılaşması, bu ne- denle zaten az olan süt rüketiminin azalma- sı, toplum sağlığının olumsuz etkilenmesi karşılaşacağımız olası sıkıntılardır. Süt fiyatlannda son aylarda yaşanan geri- leme ortamı ülkemiz ekonomisindeki olum- mal edilentanm kesiminindüştüğü en zor du- rumla karşı karşıyayız. Ve öbürtanmsal ürün- lerin fiyatlannda da gelecekte sütteki gibi olumsuzluklar olmayacağını kimse garanti edemez. Ülkemizin en önemli özkaynağı ta- nmın \e ekonomisinin şu anda geleceği be- lirsizgözükmektedir. Ülkemiz tanmında 1980 darbesinden sonra başlayan bir gerileme söz konusu. 1980'den sonra yaratılan ürkü orta- mında tanmsal alanda öncü köylülerin Köy- Koop'larda örgütlenmesi geriletilmiş, hatta bazı bölgelerimizde yok edilmiş'tir. Tanm ürünlerinin desteklenmesinde gerilemeler başlamış. örgütsüzleştirilen tanm kesimi ise bu gerilemelere 12 Eylül ile başlayan ürkü nedeniyle yeterli karşı çıkışlan yapamamış- SEVGİ VE İLGİ LÖSEMİU ÇOCUKLARIMIZIN DA HAKKI! LÖSEV Şekertank G.O.P. Şb. No: 3266866-7 Ank. Teiefon: 0 312 447 06 60, Faks: 0 312 447 68 33 HABER SUZGECI ISTEDIGINIZ GİBİ VE ISTEDIGINIZ KADAR Ekonomi, siyaset, spor, teknoloji ya da diğerleri... Siz, ilgilendiğiniz ve merak ettiğiniz konulan seçin. Gelişmeleri, size özel HABER POSTASI ile takip edin. www. RBC .com TÜRKİYE'NİN HABER PORTALI tır. Oysa tanma verilecek desteklerle tarun- da verimlilik artacak, tanmda işlendirilen (istihdam edilen) insan sayımız daha az sı- kıntıya düşecekti. Unutmamak gerekir ki, ta- nma verilecek destek ülkemiz nüfusunun yüzde 40'uıa verilecek destek anlamındadır. Ülkemiz yüzde 40'ının alacağı desteklerle tanmda verimlilik ve katma değerartacak, ül- kemiz ekonomisinin döngüsü daha rahat ola- caktı elbet. Süt üretimine önemli bir teşvik olan SEK'in bütün karşı koymalanna karşm özelleştirilmesinin vahşke gerçekleştirilme- si süt üretimine vurulan en önemli darbedir. Köy-Koop'lar olarak bugünleri daha o gün- lerden sezdik: Kırklareli, Edirne, Tekirdağve Çanakkale Köy-Koop Birlikleri olarak çeşit- li karşı çıkışlarla SEK özelleştirilmesini üç yıl kadar engelledik. Bu arada adı geçen bir- likler ve tstanbul'da SEK ürünlerini dağıtan İstanbul Süt-Koop ile "Trakya Köy AŞ"yi ku- rarak SEK tstanbul Fabri- kası'na talip olduk. An- cak zamanın siyasal erki, başka seçenekleri tercih etti; SEK'in Rami toptan- cılannın kurduğu değil, kuracağı şirkete vermeyi uygun buldu! Ramiciler Özelleştirme Idaresi'nde- ki ihaleyi kazandıktanson- ra şirketlerini kurdular. Trakya köylülerinin üret- tikleri sütlerin işlenmesin- den oluşan artık değerler- le var olan ve büyüyen İs- tanbul SEK'i teslim aldı- lar. SEK özelleşir özelleş- mez süt fiyatlan yüzde 10-15 dolayında düştü. SEK gibi önemli bir eko- nomik gücün, zaten SEK' i batırmak isteyenlerin eli- ne geçmesi üreticilerin "serbest piyasa" koşulla- nnda savunmasız kalma- lanna neden oldu. Üç yıl- hk süreden sonra SEK fab- rikalanndan yalnızca "ls- tanbul SEK" sektörde gö- revini sürdürüyor. 35 SEK süt fabrikası sektörde ar- tık yok. Yaratılan bu boş- luk süt üreticilerinin bu- günlerdeki sıkıntılannın ana kaynağıdu 1 . Öncelik- le birçok KJT varken, SEK süt fabrikalan aşamasız ve acımasızca özelleşti- rildi. Süt üreticilerini pe- rişan ettiler. Önerimiz: Süt fiyatlarındaki denge. "Uhısal Süt Konseyi"nin bir an önce yasalaşarak etkin duruma gelmesi ve üreticilenn kooperatif dü- zenlemelerde örgütlenme- leri ve de bu kooperatif düzenlemelerin sütün tica- ret ve sanayünde söz sa- hibi olmalannın sağlan- ması ile gerçekleşebilir. Geçen ay yapılan Ulusal Süt Konseyi'nde Tanm Bakanı Sayın Gökalp de bu gerçeği dile getirdi... Köy-Koop Kırklareli Bir- liği bu yolda önemli ve örnek bir projeyi destek- siz gerçekleştirmeye ça- balıyor. Demek ki olabi- liyor... Herne şekilde olur- sa olsun bu projeye des- tek verilebilirdi... Bu tür projelerin desteklenmesi ve çoğaltılması ve de teş- vik edilmesi öncelikli öne- rimizdir. PENCERE Sürekli Borç, Faiz, Zam, Zam. Bilmece bulmaca.. Dil üstünde kaydırmaca: __ "Borç, borç, borç, borç.. Zam, zam, zam, zam.. Faiz, faiz, faiz.. Nedir bunun adı?.." • Yanıt: TürkekonomisiL Uzman mı istersin, uzman!.. Bakan mı istersin, bakan!.. Ekonomist mi istersin, ekonomist!.. Peki, sonuç nedir?.. • Sürekli devalüasyon.. • Sürekli borçlanma.. • Sürekli zam!.. Şimdi "ekonomik çevreler" düğün bayram edi- yorlar, dışandan 14 milyar dolar borç bulduk diye bir göbek atmadığımız kaldı; dış borç diyelim 120 milyar dolarsa, 134 milyar dolara tırmanacak... Ohh... Seviniyoruz: - Piyasalar rahata kavuşacak, ekonomide belir- sizlik bitecek, güven gelecek.. Piyasa soluk alabilir... Halk soluksuz kalacak!.. • Bir taşla kaç kuş?.. Eloğlu şubat ve kasımda Türkiye'yi göğsünden vurdu, sonunda değerieri yan yanya düşürdü; fabrikalan, şirketleri daha ucu- za alacak, istediği yasaları çıkartacak, alacakları- nı güvenceye bağlayacak, borçlanmız yükseidiği için eloğlunun faiz geliıieri de yükselecek, bir de yanağımızdan makas alacak; sonra suratında yı- vışık bir gülüşle demeç verecek: - Aferin!.. Türkiye doğnısunu yaptı, ama anlaş- tığımızprogramdasorumlulukonun ûstünedir, biz kanşmayız. Herifin bir eli yağda.. Öteki eli balda!.. Dünyada bizden daha aptalı bulunur mu, diye ge- zegenimize bakıyorum... Belki Afrika kuytuluklannda bulunur... • Ülke allak bullak, halk dişiyle trampet, poposuy- la zuma çalıyor, ulusal kuruluşlar yok pahasına sa- tılıyor, zamdan, devalüasyondan anamız ağlıyor, eko- nomik çöküntü dibe vurmuş, bu arada pazar gü- nü DSP Kuruttayı bir başka ülkede ya da gezegen- de yapıldı; olamaz böyle bir şey; bayraklar, şarkı- lar, alkışlar, alkışlar... Hayır, bu partinin yuvarlak sayıyla 1000 delege- si Anadolu'dan geterek o salonda toplanmadı... Ay'dan mı geldiler... Tekeleştiriyok... Derli toplu bir kadın, Sema Pişkinsüt, genel başkanlığa adaylığını koydu.. Oğluna dayak attılar.. Kendisini konuşturmadılar.. Birisi bağırdı: "-ZHHL" Ancak bütün bunlann bir önemi de yok; olaylar DSP'yi çoktan aştı. • Ülkede bir şeyler olacak... Olrnalı!.. Çünkü tehlike büyük, ekonomik çöküntü ulusal savunmayı bile çökertebilir.. Ne olacak?.. Hele Kemal Derviş dış ekonomik ilişkileri bir bağlasın... Piyasa bir rahatlasın... Bir de soru: Cumhuriyet zam yapmadan daha ne kadar dayanacak?.. Hotel Berceste (Çağın Motel) dostlannı bekliyor. 1 Kişi Y.P. 20.000.000 TL Assos/Bektaş Köyü 0.286-723 46 16-17 0532 - 544 45 60 www.assos.de/berceste İSTANBUL KÜLTÜR GEZİLERİ MAY1S AY1TURLARINDA "BİR TURA KATILANA, BİR YÜRÜYÜŞ TURL' BİZDEN" 5 MAYIS CIM^RTESİ: Süleymamveden «raçhjne ye. Dr Elmon Hınçer ('ı 6 MAY1S PAZAR: Galata. Karakö), ^z^Dlcapı. Dr Elmon Haşçer 12 MAYIS CUR4RTESİ: Kanyeden Zmtke. Dr. Feridmı Özfimöş 13 MAYIS PAZAR: Kner. Balat Ayvana». Dr Elmon Hançer 19MAYISCUMARTESİ:0rlakö)'denBeşktaş'a. Dr Etaon H«Ker (*) 20 MAYIS PAZAR: Sılı -n. Kjyıköy. V12. M. İksan Tnai) 26 MAY1S CIIMARTESL Sokak Sokak 3e>oglu. Saadel ÖZM (*| 27 MAY1S PAZAR: Bog. nçı ve Yablan Tetne Tımı), Dr Elmoıı Hançer I *) \ ürüvTİş Turian Rezervasvon: 0 212 m 28 74 - 75 KIZILTEPE ASIİYE HUKUK MAHKEMESİ'NKEN EsasNo:2O01 125 Davacı llhan Gültekııı tarıfmdan davalı fA Gültekin aleyhine açıtın boştmna d a v a s ı n d a v açık yargılama sonurida \erilei aıa karar, eeiP Davalı Meüuye Gültekin aim ç±a.il£n tÂ>UB at adres yetersızlığı nsdeniyle bilıteblıg ia.ie edildı&>' ^ bıta manfeüyle yıpılan rüm aaşnnraİEra n&mcV feçenın bulunmadıgından, dcruşııa a^^;* ol*** 4.5.2001 günü &»at 9.30'da dmışnaja RjSr^t kendisini bir vekl ile temsıl ettnriedili t^d , f S manın gıyabınd. devam oluna-aiı w gret» • L venleceğı ilanentebliğ olunur. )103 2)0 Basın 13B4 Türkiye Gseteciler Cemyetı'r )^ınâığ Bizim G Ulke sorı^anna ılişkın koşe yaalanylatarafsız haberefiyle Duzenlı okınak ıçın aboreolun.etl2i;5i^%
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle