Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
t SAYFA CUMHURJYET 7 TEMMUZ 1998 S>
İİ2 KÜLTÜR
Toplumsal gerçekçi yazının temsilcilerinden Rıfat Ilgaz aramızdan aynlalı beş yıl oluyor
'Sevdim haklıdan yana olabilmek için'
MEHMET SAYDUR
Rıfat Ilgazözdeksel yokluğuylayaşa-
maya başlayalı beş yıl oluyor. Geçen
yıllaronu halkından koparamıyor. unut-
turamıyor; inadına daha çok anımsan-
masına. okunmasına, birlikteliğıne ne-
den oluyor. Nedirondaki bu özellık, bu
sıcaklık. bu içtenlik?
Onun pek çok özelligı var. ama bun-
lardan biri. toplumcu yanı. halktan ya-
na olmaözelliği en baştageleni. llgaz'a
göre tutulacak birtaraf olacaktı, kusku-
suz. Hangi taraf? Sandalyeyı çekenden
yana mı sandalyesi çekilenden yana mı
olunmalıydı... Ezenden yana mı. ezilen-
den yana mı? Halktan yana mı. sömü-
renden yana mı? ügaz tutacağı tarafı
seçtiğınde henüz otuzuna basmamıştı.
Artık birömür boyu gözü toplumda. ku-
lağı halkta olacaktı. Hatta daha da ılen
gidecek. ölçüt yapacaktı, halkı. Hani
felsefede "Doğrunun ölçütü nedir?" tar-
tışması vardır ya, olaya, zamana, kişiye
göre değışen. llgaz'a göre dogrunun öl-
çütü "halk"tır. Halka ineceksın. halka
soracaksın. O "doğru*" derse. onaylar-
sa dogrudur. Yoksa yanlış. O zaman bir
terslik vardır Halka ınılememış, aydın-
latılamamış, bırlık olunamamıştır. Bu
yöndeki düşüncelerıni. uyarılannı sık
sık iletecektir
*Ezenlerlebir olmuşyaşıyoruz ne güzd
Çizme onlardan içindeki ayak bizden
neiyi
Aamasız bir namlu şakağunızda soğuk
Tetikte kendi parmagınıı/ yabancının
degil
(Körüz BizKarakılçık)
Ilgaz ölçüründe haklı mıdır? Kuşa-
ğından aydınlarla bırlıkte uğraşılanna
bakarsanız e\eı. Örneğın Markopaşa
olayı... Sabahattin Ali ve Aziz Nesin ıle
birlikte 1946- 1950 arası çıkardıkları
Markopaşa gazetesının adının altında
"Halk için haftalık siyasi mizah gazete-
si" yazılıdır. Bu. Türkiye'nin ilk mizah
gazetesidir. "kahkaha" gazetesı degıl.
"siyasi" gazetedır. Mizahla bılınçlen-
dırme, Türkiye'ye girmeye başlayan em-
peryalızme muhalefet etme ve halka
kendi diliy le olaylann yorumunu sunma-
dırhedefienen. Peki. u
niçin"çıkmıştır?
Halk içm. Gazete. üç yazann da ilk mi-
zah denemesıdir aynı zamanda. Üç bin
satacağı hesaplanarak altı bın basılmış,
bir günde bıtmiştir. Sonra on bin, yirmi
bın derken tam yetmiş bin tırajına da-
yanmıştır. O günlerde en çok satan ga-
zetenin tirajı yirmi bindir. Markopaşa ola-
yı da yukandaki kuramı doğru çıkar-
mıştır. Ne var ki bunun da bedelleri ol-
muştur. Çat ileri. çat dışan... Biri içeri-
ye, biri dışanya... Vardiya usulü ve di-
ğerinin yerine hapse girilerek gazete.ya-
yınının sürdürülmesi sağlanmıştır. Il-
gaz'ın payına düşen 5 yıl, 5 ay, 25 gün
hapisliktir.
Markopaşa kapatılmış, Merhumpaşa
çıkarılmıştır. Bu gazete de kapatılınca
Malumpaşa çıkanlmış. O da kapatılın-
ca Alibaba, ondan sonra da Öküz Meh-
met Paşa ve Hür Markopaşa... Sustu-
nılmak için heryol denenecektir. Adı *ya-
saklı"ya çıkacaktır. Dizgicilik v apacak,
adsız yazacak, Raif Işık, stepne olacak-
tır. Son adla Hababam Sınıfi'nda halk
çocuklannı işleyecek, eğitim politikamı-
zı yerecektir. Düşündürecek. aglatacak-
tır. Ya da güldürecektir. ağlanacak hali-
mize...
Kuruculan arasında olduğu "kırk ku-
şağTnın toplumcu-gerçekçi çizgısini bir
yaşam boyu inatla sürdürecektir. flki
otuz üç yaşında Bakanlar Kurulu kara-
rıyla kitapları toplatılacaktır. 1944'te
ünlü Sansaryan Han'da işkenceyle tanı-
şacak, Tophane Askeri Cezaevleri, Sul-
tanahmetler. Kastamonu Et Balık Kom-
binalan 198 l'liyıllara kadar tam kırkyıl
bovunca sık sık duraklan olacaktır. Du-
rak dışı günlerde sürekli ızlenecek, sü-
reklı fışlenecektir. Farkında olduğu son
fişlenmesinde tam yetmiş beş yaşında-
dır.
"... 1944'ten beri bu böyle». Ne yap-
nuşom da fîşlenıniştim. (...)Tam kırk iki
yıidır adımı dosyalardan çıkarmamış-
lar, adını adım beni izlemişIerdL. (Kırk
VılÖ.S.s.15)
Önce dgretmeniikten, sonra hastane-
lerden. dergılerden, gazetelerden atıla-
cak. elinde neyı varsa ahnacaktır. Yal-
nızca kelepçelerı dışında:
"_ Benim çeşitli kelepçelerim vardı.
Zincirii, yeıii kelepçelerim, sustalı Al-
man kelepçderim,yolculuklarda iki baş
parmağıma iki yüzük gibi geçirilen ke-
lepçelerim... (Sınıf, s.25)
Bırde tanıkları olacaktır, kuşkusuz...
"Girdiğim çıkuğım yerler tanığımdır.
Kapırtıı çalanlar geee varılannda
Okunan kararlar yüzüme karşı
Korkmuvorum duvgusai bitişierden
Tükenen kurşunkalemler tanığundır
(BirSınavsa Eğer Güvercinım Uyur
mu)
Tanıklığıyla, vazısıyla. şıiriyle ona
göre aydın halkından kopmamah, ken-
di sınıfının görev ınde, iş.levinde v e onun
bir üyesi olmal ıdır. Durmadan kendısini
yenılemelı. toplumuyenılemeyı hedef-
lemelidir. Böylece içinden çıktığı top-
luma olan borcunu ödemelıdir.
"Sevdim haklıdan >ana olabilmek için
Çalışıp ezilenden scnden vana
Sevdim aldığım soluğu haketmek için
Ama sevdim halkımca
(DefnelerGibı UzakDegii)
Anılanyla. yapıtlanyla. düşünceleny-
le. sıcaklıgıyia her gün aramızda Rıfat
Ilgaz. Biçemıyle. özlemiyle, hınzır
gülüşüyle. ınatçı tutumu \e tatlı sesiv-
le bir şeyler söylüyor gibı. u
Türk ay-
dınıeski mahallene. kövünedön. İçinden
çıkoğın insanlarla >eniden kaynaş. Bugün
ülkcmizin buna daha çok gereksinimi
var..."
\Rfa:
at llgaz'ın, pek eokjizelliği ıfer, ama bunlardan biri, toplumcu yanı,
> : halktânyana olma özelliği'en başta geleni. llgaz'a göre tutulacak bir târâf
olacaktı, kgşkusuz.Hangj taraf? Şandalyeyi çekenden yana mı sahdafyesi
lx
% ' ^çeİdTşnden yanaıtfıçlunmalıydı... Ezenden yana mı, ezilenden yan$~mı? v
-
-\Hâikİan yana mı, sö/nürenden yana fhfi.Ilgaz tufacağU&râfı seçtiğinde hehüfc'« i ^ •
t .. otuzifnâ basmamışp. ArUk birömür boyu gözü toplurrictetikujağı haJkta^2f\ • «~ * r
-A V c''- &lac&k$LWatta daha da ileM gi&cekJilçüt.-yapaeaktt.Jıalkı. '
Rıfat Ilgaz, 10-12 Temmuz tarihlerindeki 'Cide Rıfat Ilgaz Kültür ve Sanat Festivali'yle anılıyor
'Sanotçı kendisınıfindan kopmuş kişideğildir'Kültür Servisi-Türk mizah edebıyatı-
nm en büyük ustalanndan Rıfat Dgaz ara-
mızdan aynlalı beş yıl oldu bugün. Il-
gaz'ın sevgi dolu yüreği Sıvas olaylannın
ardından. acıya dayanamayarak daha faz-
la atmak istememişti. Şair; roman ve ö>-
kü yazan ustanın yapıtlarının sayısı yaşı-
nı aşmıştı. Yaşamı boyunca çok sevdigi,
dertlenne ortak olduğu halkı için üretti.
Ancak yazın dünyasına atıldıgı ilk gün-
den itibaren bir mücadele içinde buldu
kendısini. 1944yılındayayımlanan 'Sınrf*
adlı ilk şiir kitabının bedelinı altı ay ha-
pısle ödedı.
Ilgaz. 194O'lı yıllann toplumsal ger-
çekçi şiiranlaşını benimsedi. Bu anlayı-
şı güldürii öğesiyle harmanla\arak şiiri
bir araç halıne getirmiştı sair. 19501er-
den sonra öykü \ e roman türünde yoğun-
laşan Ilgaz. > apıtlanndaki mizah ögesi
sayesinde kısa sürede halkın sevdıği bir
vazar oldu. •Hahabam Sınıfi' ile kitlele-
rin en çok okuduğu vazar haline geldi.
Yapıtlanndakı pek çok sö> leyış v e espri-
ler halk dilindeki kullamma geçti.
Rıfat Ilgaz yapıtlannın yanı sıra yasam
biçimiyle de birörnek oluşturuyordu hal-
kı için. Yakın dostu Uhan SeJçuk,onun ya-
şam çizgisım '_.Ilgaz'ın Türki>e'ye yap-
tığı en büyük iyilik. bir insanın nasıl >aşa-
ması gerektiğini göstermesidir* sözleny-
leözetlıyordu.
Ilgaz'ın 1911 "de Cıde ılçesinde başla-
yan bu örnek yaşamı son olarak Mehmet
Sandurtarafından 'Dünden Bugüne Rıfat
Ilgaz' başlığı altında kıtaplaştınldı. Ilgaz,
bu kitabın sonunda yer verilen ve örnek
yaşammı özetleyen bölümde gençlere şöy-
le sesleniyor
"Bize kimse öneride bulunmadı. Çağı-
mızın gerçeklerine uvgun >azınsal türler
gerektiğini buhıpçıkanhk. Bugünün genç-
ligi de kendi yazınsal rürkrini. çeşitlerini
kendisi bulup çıkanrsa daha sağlam bir
yere, bir toprağa basmış olur. Yalnız onla-
nn bizim yasamımız, >aşannmız doğrut-
tusunda davranmalannı isteriz. Vani her
şe>e karşın. sağhğını tin'rme karşılığında
bile olsa, direnebilmek, saptadığı gerçek-
ler karşısında en biçimli mgulamayi. ya-
zmsal u> gulamayı başarabilnıek. Durma-
dan keııdisini yeniiemek, böyiece topiu-
mu yenilemeyi hedef altnak. Ozgürlük \c
bağımsLdığını utirmeden adınayakışan bi-
çimde savaşmak.(_)Çe* resine güvenmek.
çe\ rcsindeki kişileregüvenmek. emekçile-
regüvenmek. Üreten kişiyegü\enmek. En
haklı insan. bence üretendir. L retenden
yana olmak. Biraz daha >üreklice konu-
şacakolursak ki bugün bunu bile so> lemek
yüreklilik istivor.işçi sınıfindan \ana olmak.
Onun sorunlarını sanat >«luv la dile getir-
mek. (...) Ama her zaman dediğimiz gibi
sanatçının üzerine düşen en büyük iş. bu
sınınn başında bile olsa. her şe>i değiştir-
mek. yeniiemek, daha ilerisi için ha/jrla-
mak; hatta işçisınıfinınbaşj olarak bilt üze-
rine düşen iş bu. Onun için sanatçi kendi
sınıfindan kopmuş kişi değildür. Kopmuş
kişi olmamalıdır. Kendi sınınnın görevin-
de, işk\inde olmalıdır..."
Cnlü usta. ölümünün 5. vılında 10-12
Temmuz tarihleri arasında 'Cide Rıfat Il-
gaz KültürveSanat Festivali'} le anılacak.
Festnal kapsanıında 10 Temmuz günü
Hababam Sınıfi ve karartma Geceleri
adlı filmler gösterılırken 11 Temmuz'da
Rıfat Ilgaz evinın önünde düzenlenecek
bir törenle plaket çakılacak. İlhan Selçuk.
Rüştü Asyah. Tayfun Taliboğlu.Öner Yağ-
cı, Mehmet Saydurun katılacagı panelın
ardından da l'fiık Karakoç.Turgaj N ıldız.
Bahadır Tokmak. Grup İanık ve Rüştü
Asyalı'nın katılacagı Rıfat Ilgaz şöleni
gerçekleşecek
YAZI ODASI
SELİM İLERİ
Türkçe'nin Roman Mirası
Yakından tanıdığım, evine ginp çıktığım ilk roma
a Kemal Tahir'dı. Kemal tahir o zaman Suac
ye'de, bir apartmanın bahçe katında oturuyordu
Ev kitaplarla dolup taşardı. Korıdor bile bir uçt;
bir uca kitaplıktı. Kemal Tahir, denebilir ki 'roma
için yaşıyordu. Tezli romanlar yazıyor, tezlerini gı
liştirebilmek isteğiyle o kaynak kitaptan ötekine, bı
tün günler okuyordu.
Bu ev, bu çalışma düzeni on dokuz, yirmi yaşl;
rımı çok etkilemiştir. Kemal Tahir'e akşam üzeri g
derdik. Elinde kitabı, gözünde gözlüğü, abajur a
tında, pencere kenarındakı kumaşı tarazlanmış ko
tuğunda bulurduk onu.
Tarih kitaplarıydı çokluk gözdesi. Direnç ve inanç
la tarihten bugüne ses yöneltmeye çalışıyor, romar
lannın okuriara, nıhayet yurda bir şeyler vermesir
özlüyordu.
Düşünceleri, savlan, görüşleri çok tartışıldı. Ro
mancılığının artistik değerı de tartışıldı. Ama tartışı
lamayacak bir şey var bence: Kemal Tahir, yaşadı
ğı günlerde, büyük bir roman fırtınası estirmiştir.
Orhan Kemal'in evıne hiç gitmedim. Oman Ke
mal'i daha çok sokakta, nebileyim.Cağaloğlu'nda
Beyoğlu'nda, birkezdebiryayınevindegördüm. Ço\
alçakgönüllü bir insandı.
Hızlı yazdığı. her yerde yazabıldiği söylenirdi. Ta-
nınmış bir romancı olmasına karşın hâlâ ekmek kav-
gasının ortalık yerindeydi. Boyuna yazmak zorun-
da olduğu söylenirdi.
Oman Kemal şehrin.. Istanbul'un bellı bir kesimi-
nı anlatryordu artık. Bir kesim dedim. ama Istanbul'da-
ki büyük çoğunluktu romanlanndakı kişiler, zor ko-
şullar altında yaşıyorlar, hep daha iyi bir yaşamayı
özlüyorlardı. Türk romanının bugün Orhan Kemal'e
neçok ihtiyacı var...
Evinde ziyaret etme sevincine eriştiğim romancı-
lardan bin de Peride Celal'dır. Pende Celal'ın de-
ğişık evlerine gittım. Bebek'tekıne, Valikonağı Cad-
desi'ndekine. Etıler'dekıne.
Peride Celal akşam saatlerine kadarçahşırmış. Ro-
mana bazan ara verir, sonra yeniden yazmaya ko-
yulurmuş. Kurtlar'm yazılışına tanık oldum; Peride
Hanım kaç yıl çalıştı durdu Kuû\ar için.
Şimdikı evinde çalışma masası arka odada. Ma-
sasının üstünde kitaplar, dosyalar, gazete kesikleri.
Peride Celal'in çok sevdığim bir romanı vardır: Üç
Kadın. Uç Kadın'ın başlıca kışilennden Fatma roman-
cıdır. Fatma'yı bir kır gazınosunda yazarken hatırlı-
yorum. Acaba Peride Hanım da bir kır gazinosun-
da sayfalar kaleme getirmiş midir?
Aslında yabana atılamayacak roman mirasımız
söz konusu. Türkiye'nın son yüzyılını tarihten, o ça-
tık kaşlı tarih kitaplarından değıl de romanlardan
okutmak isterdim genç insanlara.
Düşünün, imparatorluğun çöküşü açısından oku-
nup incelenecek bırAşk-ı Memnu, ya da, ondan da
elverişlisi. Maı ve Siyah. Yalnız, Halid Ziya'nın yanı
başında Hüseyin Rahmi de bulunmalı. Hüseyin
Rahmı'mız ımparatorluğu çalkantılara surüklemiş
aymazlıkların tümünü dile getirmiştir. Bugün bile
onun roman kişıleri bütün canlılıklanyla aramızda...
Sonra Yakup Kadri'den Mütareke dönemi için So-
dom ve Gomore. Hangi tarih kitabı öylesine kıvrak
anlatabtlir düşmanla ışbirliğine gönül indirmiş bazı
insanlan... Kurtuluş Savaşı için elbette/tteşfen Göm-
lek. Yeni dönemin toplumsal-bireysel sorunlan için
Reşat Nuri'den Eskı Hastalık. Anadolu'ya açılan
tarih için Kuyucaklı Yusuf.
Günümüze kadar uzatabileceğimiz kalın bir çiz-
gi. Yan çıkmalan var. Teğet geçişleri var. Kıyıda kö-
şede kalmış, şuraya buraya itilmış gizli-seçkin ör-
nekleri var.
Yazık ki bu eserler, o da galiba bizim dönemler-
de, gülünç edebıyat ödevlerine kurban edilmiştir. Her
birinden alınabılecek sayısız tat mirasyedi savur-
ganlığıyla feda ediliyor.
Romancılann hangi emeklerie yazdıklarına Atti-
lâ ilhan da da tanık oldum. Attilâ İlhan günde bir say-
fa yazaımış, sabah, erken saat yazarmış ve akşam
o sayfayı tekrar değerlendirirmiş.
Ama ben, Attilâ ilhan'ın bir cümle için, kimileyin,
koca koca kitaplar devırdığine tanık oldum. Günün
geriye kalanı onlara aynlıyor besbelli.
Attilâ llhan'dan yeni bir romanı ne çok özledik!
Takvimde İz Bırakan:
"Mektep dönüşü herzaman buluştuklanyerde çan-
talarını birağaç altına bırakmış, konuşuyortardı. Bu-
rası eski bir aile dostunun meyva bahçesi idi. Kuş-
lar ötüşüyor, renk renk çiçek açmış dallar hafif ba-
harrûzgân ile titreşiyordu." Mükerrem Kâmil Su,
Gençliğimin Rüzgân, Inktlâp Kitabevi, 1955.
Caz sahnesinde üç konser, üç müzikal kişüik
LALE KUYUCU
Yapı Kredi Sanat Fes-
tivali "nin temmuz ayı
programında cazsev erler
için çok önemli dört kon-
ser göze çarpıyordu. Ge-
ride bıraktığımız günler-
de bunlardan üçünü ızle-
dik. GilbertoGiLGeorge
Benson \ e ardından Gary
Burton'la > eniden bir ara-
ya gelen Astor Piazzolla
Beşlisi bırbırinden farklı
kev ıflervaşattı ızlevenle-
re... Üç av n konser, üç ay-
n müzık. üç ayn müzikal
kişilik bızımleydı.
2 Temmuz akşamının konugu
olan Gılberto Gıİ, daha önce To-
ots Thielemans'ın Brasıl Project
başlıklı konierı>le Istanbul'a uğ-
ramıştı. O gün sahneyı paylaştığı
Ivan Lins'ı geçen > ıl kendi grubuy-
la Cemal Res.it Rev Konser Salo-
nu'nda ağırladık Bu v ılın en ke-
yiflı konserlennden bın de aynı aı-
leden sayabıleceğımız Gilberto
Gil \e grubunundu. Gılberto Gıl.
kendısıyle barışık \e çok mutlu
bır müzısyen. Aynca çok iyı bir
besteci ve şaır; çok da iyi bır grup
liden. Caz müzısyenlerinın diğer
türde müzık üreten meslektaşlan-
na göre çok büyük bir ayncalıgı
var: Dınle\ıcıvle iletişımden öte.
etkileşim ıçınde olabilme olana-
gı. Varoluşnedeni Gilberto Gıl'ın-
kıne benze>en müzisvenler için
çok kolay bır ış bu. Yaşam bıçimi-
ne dönüşen ışinı, birlikte sahneye
çıktıgı müzisyenleri ve seyircisi-
ni çok sevdiği her halinden belli.
Kjyafeti. dansları, seçtigi şarkı-
lar. her biri Güney Amerika'dan caz
dünyasına uzanan birer yetenek
olan grup arkadaşlanna gösterdi-
ğı büyük sevgi ve payplaşmaktan
yana olan müzığıyle Gilberto Gıl.
buyıl izlediğimızmüzisvenler ara-
sında hep hatırlanacak. Gılberto
Gıl. MPB'den Tropıcalismo'ya
(ya da Tropıcalıa'ya) uzanan mü-
zığınde her zaman anlatımının gü-
cünü koruyan bir müzısyen oldu-
gunugösterdi. Gıl, Bob Marley'den
ve LuizGonzaga'dan seçtığı >ar-
kılar, sambalar ve bir samba\ a sa-
np sarmaladığı Blue Moon'labız-
len her hücresi müzik olan ınsan-
lann vatanına götürdü. Yenılen-
me sürecinde özünden aynlmadı-
ğını, dinleyıciyle yakın olmak ıçm
(aslında sahne sanatçıları ıçm son
derece çetın bircevizolan) "ken-
disi olma" konusunda çok ıleride
oldugunu da gösterdi. Işte bu yüz-
den bu konser sadece Gil'ın yurt-
taşlan için değıl. orada bulunan
herkes için dovulmaz bir keyiftı.
Dünv anın uzak bir köşesinde, öğ-
renılmeyı bekleyen bır müzikal
ıklim var Ivan Lıns ve Gilberto
Gıî'ın ardından Caetano Veloso,
Edu Lobo,Gal Costa, DoriCaym-
mi, Milton Nascimento ve Vf PB "nın
dığer temsılcılerini de sahnelen-
mizde agırlamav ı umarken. Gilber-
to Gil "ı karşı konulmaz "sağol'"la-
rından bınyle ugurladık.
Gelelım 3 Temmuz'un konuğu
olan George Benson'a,.. Benson.
Türkıye'de çok tanınan. albümle-
n ızlenen bır müzısyen. Çok iyi bir
gitarist. bır o kadar da ıyı bır şar-
kıcı. Anlaşılan o kı o da kendısi-
ni ve müzigmı bır haylı seviyor.
Profesvonelligine diyecek yok.
George Benson'la sahneyı payla-
şan müzisyenleroîdukça ıvıydı; en
çok göz dolduran da her zamanki
gibi v urmalılarköşesiydi. Benson
ve arkadaşları, Benson etiketli
pop-caz klasiklerinın yanı sıra,
Tenderly albümünü ziyaret etti-
ler. Breezın albümünün simgesel
önemını vurgularcasınaThis Mas-
querade'ı seslendirdıler George
Benson. "Here, Thereand Everyvv-
here", "Mambo Hill" ve "Port-
raitofJennie"gıbı şarkılannı bek-
leyen bızlere bır başka bahan öğüt-
ledi. Neyse kı bıs olarak seslendir-
dıgı "On Broadway"le hoş bır se-
da bıraktı.
1985'te biraraya gelen ve Mont-
reux Caz Festivali'nde unutulmaz
bır eser bırakan Gary Burton ve
Astor Pıazzola Beşlısı ikıncı bu-
luşmasmın keyfını 4 Temmuz'da
Istanbul'dayaşattı. Astor Pıazzol-
la'yı yüregının orta >erinde sak-
layan Gary Burton. Pıazzol la'nın
yadigârlan olan kemancı Fernan-
do Suarez Paz, gitarist Horacio
Mahicino, pı> anıst Pablo Siegler,
basçı HectorConsoleve genç Mar-
cello Niesenman o akşam bır şıın
birlikte notaladılar. Bandoneon-
cu Marcello Niesenman dışında
tüm müzısyenlenn 1985'te birara-
ya gelen ilk gnıpta da yer almış ol-
ması. bu buluşmanın anlamını vur-
guluyordu. Vibrafonun çagdaş
bav raktarlanndan. nüanslann ada-
mı Gary Burton. bu projede "Dre-
ams So Rear adlı şarkısında söv -
ledigı gıbı bır düşü gerçekleştir-
mek ıçın yola çıktı. Bellı kı düş-
ler gerçek oluyor. Yağmurda tan-
go ve gökvıizünde bir yerlerde Pi-
azzolla'nın ışığıyla aydınlanan bir
konserdı. Astor Piazzolla'nın son
onbeş vılında sahnevı paylaştığı
dört müzısyen ve Piazzolla'nın
nıirasçılanndan genç Niesenman.
Gar> Burton'la birlikte henı usta-
yı andılar hem de ıncelikler yaşat-
tılar. Konserin ilk şarkısı. Pıazzol-
la'nın konserlerını açtığı şarkıydı.
Konser repertuvannda unutulmaz
Solidad ve uslanın bır o>un için
vazdığı ve hıç ka)detmedigı Ro-
mance del Dıablo da vardı. Gru-
bun seslendirdığı şarkıların dü-
zenlemesi gitarist Horacio Mal-
vıcıno'yaaittı Malvicıno'nundü-
zenlemeleri tangonun aşkını ve
tutkusunu. gitar ve pıyanonun eş-
seslı ve eşzamanlı yürüyüşlerıyle
vurguluvordu. Cumartesı gecesi
bıze o müthış ıncelıklı müzıgi su-
nan altı müzısjenın sayesinde As-
tor Piazzolla'nın tangosu hâlâ
bızımle: bakmayın sız onun 'Adios
noninho" deyıp de gıttığıne...
Kotfo Tek-Dünya Turu'yla
İzmir ve İstanbul'da
• Kültür Servisi -Japon Topluluk Kodo. 12.
L'Iuslararası îzmir Festivali kapsamında bu akşam saat
21.30'da Ege Cnıversitesı Atatürk Kültür Merkezi'nde
bir konser verecek. 1981 yılmda Taıko dıve
adlandınlan geleneksel Japon davulu üzenne araştırma
çalışmalan >apmak üzere kurulan topluluğun amacı
yalnızca bu alandaki geleneğın korunmasmı sağlamak
değil. hala > aşadığına ınandıkları canlı sanat formlannı
yeni alanlara yönlendirmek. Topluluk. 'Tek-Dünya
Turu" adını verdiklen göstenleri ile dünya ınsanlannı
banşa ve çevreye savgıja davet ediyor. Kodo, 5.
Uluslararası Istanbul Caz Festivali kapsamında da
persembe akşamı saat 19.00'da Atatürk Kültür
Merkezı Büyük salon'da müzikseverlerle buluşacak
40. Bilbao Uluslararası Kısa Film
ve Belgesel Festivali
• Kültür Servisi - Bu yıl 40. düzenlenecek olan
Bilbao Uluslararası Kısa Film ve Belgesel Festivali.
23-28 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek.
Festivalin teması ise İnsanlar arasında sınema
aracılığıyla anlaşma' olarak belirlendi. Festivali 1
Aralık 1996 yılından itibaren vapılan yabancı
filmler ve 1 Eylül 1997'den itibaren vapılan Ispamol
filmler katılabilecek. Yanşmava katılacak olan kısa
film ve belegesellenn 30 dakikadan uzun olmaması
ve daha önce bir ödül almamış olması gerekli.
Festıvale son katılma tanhi 15 Eylül. Festivalde
aynca uluslararası bır de yarışma düzenlenecek.
Yarışma sonuçlan festivalin son günü açıklanacak
Beyoğlu Sineması'nda bu hafta
• Kültür Servisi - Beyoğlu Sıneması'nda Sinema
Yazarlannın Seçtikleri gösterilmeye devam ediyor.
Bu kapsamda bugün James L. Brooks'un yönettiğı
Benden Bu Kadar ızlenebılır. Yann David Lynch'm
yönettiği Kayıp Otoban. persembe günü Gus Vant
Sant'ın yönettiği Can Dostum, cuma günü Nick
Cassavetes'in yönettiği O Çok Sevimli. cumartesi
günü James Mangold'un yönettiği Şişman, pazar
günü ise Ang Lee'nın yönettiği Buz Fırtınası
gösterilecek.