Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 MAYIS 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Yurdaer Altıntaş, eğitimin insanın ufkunu daha fazla açması gerektiğini savunuyor
4
Bazı şeyler tutkuyla bağkuıülf
Ybrdaer Altıntaş64. y^möğrentileriylekırtladı. (Fotoğraf: KLBİLAY TÜNTÜL)
N'URDAN CİHANŞÜML1L
Türkiye'de grafik tasanmın yayginlaş-
masında önemli bir yere sahip olan Yur-
daer Altıntaş. geçen günlerde 64 yaşını
öğrencileri ve grafik sanatçılan ile bırlik-
te kutladı.
Resim bölümünü kazanamama korku-
suyla süsleme bölümü smav lanna giren
Yurdaer Altıntaş, resme en yakın bölüm-
lerden biri olan afiş sanatını seçmiş. Bir
rastlantı olarak başladıği grafik tasan-
mında Türkiye'de önemli işler başarmış.
"Bazı şeyler insanlann tutkulanyla bağ-
lantıb" diyen Altıntaş. öğrencı-
lik dönemlerinde dergilerde Türk
işlerinin yer almamasınm kendi-
sini etk.iledig.ini ve bunları ger-
çekleştHrneyi kafasmda kurduğu-
nu anlatıyor. Altıntaş okulu biti-
rince bu hayallerini gerçekleştir-
miş. Önce Tiirkiye'deki ilk gra-
fik tasanm sergisini açan Altın-
taş' m yapıtlan Almanya'da çı-
kan bir meslek dergisinde ya-
yımlandı. Altıntaş daha sonra
Grafikerler Meslek Kuruluşlan
Derneği'ni kurarak sekiz yıl baş-
kanlığını yürüttü. — —
- Bu işe atıldığınızda >aptığınız
çaiışmalar diğerlerinden farklıydı. O dö-
nemde nasıl tepkiler aldınız?
1960'larda İhap Hulusi Bey yaşlı olma-
sına karşın hâlâ üretıyordu. Ancak be-
nim yaptıklanm onun üslubuna karşıttı ve
insanlara ilginç geldi. Benim şansım yap-
tıklanmın genelde tiyatro afişi olmasıy-
dı ve elbette o dönerne göre daha çağdaş
sonuçlar almam kolaydı. Yaptıklanm iyi
eleştiriler aldı. Bugün için bakarsanız
kendime çok olumlu yaklaşmıyorum,
çünkü devir degişti, insanlann anlayışı,
yaşama bakışı degişti. Bilgi alışverişi hız-
landı. Yaptıklanm ne kadar iyi. ne kadar
iyi değil bilmiyorum. Ama hâlâ yaptık-
lanmı kendime özgü işler olarak görüyo-
rum.
- Son dönemde işin içine bir de bilgisa-
var girdi. Bunu nasıl değerlendiriyorsu-
nuz?
Bilgısayann getirdiği tuzaklar içinden
kendisinı sıyırabilen insanlarvar. Ancak
artık dünyada birbirine benzer işler çık-
mayabaşladı. Bir grafik tasanmcının he-
def kitlesı olduğu ve o hedef kitleye uy-
gun hareket etmesi gerektiği söyleniyor.
Aslında tasanmcının kişilıği yokrur de-
niliyor. Ben bunakatılmıyorum. Herya-
pılan işin arkasında bir kişi vardır. Eğer
kuşağımın ürettikleri, bir
önceki kuşağın, mesela thap Hulusi
Bey'in yaptıklanna bir tepkiydi. Yeni
kuşağın yaptıklan da bize tepki.
Teknolojinin ve insanlann beyninin
gelişmesiyle birlikte, tasanmcılann
bir araya gelerek. bazı şeyleri yeni
baştan ele almalan gerek.
numara yapmıyorsanız, kendinize karşı dü-
rüstseniz \e içinizden gelerek bir şeyler
yapıyorsanız zorlabir rengi ya da bir çiz-
eiyi koyamazsınız. Sonuçtao sizin işiniz-
dir.
- Yaprtiannızda deformasyon ve abar-
tı göze çarpıyor.
Benim kuşağımın ürettikleri, bir önce-
ki kuşağın mesela İhap Hulusi Bey'in
yaptıklanna bir tepkiydi, Yeni kuşağın
yaptıklan da bize tepki. Aslırra bakarsa-
nız böyle de olmalı. O zaman üretilen iş-
ler daha çok gerçekçi anlayıştaydı ve ben
o kadar gerçekçilikten de yana değilim.
Işimiz birazda yorumdur. Onun için dik-
kat çekmek için de bazı abartılara, defor-
Sıra geldi 'Havai Fişekler'e
CUMHUR CANBAZOĞLL
Nihavet sıra. festıval programının ağırtop-
lanndan Ha\ai Fişekler'e geldi. Bugün Beyoğ-
.lu'.nda. yarında Bakırköy'd/î.gçfsterimegire-
ceVVened»k binncisi fi\n>i>ugüRİerde. Avru-
padan sonraAmerika'yıda, fethetmişdurum-
da.
Japonvanın son ünparatonı Amerika'yı da ele geçirdi';
- Amerikan gazetelen Havai Fişekler'in Japon yönetmenı ve
başrol oyuncusu Takeshi Kitano'yu bu tıp başlıklarla tanıtı-
yor bir süredir. Sinamasının dili. ülkesı Japonya'dan daha faz-
la AvTupa'da tutulan Kitano'nun son filmi Havai Fişekler'in
dünya çapında topladığı ilgıyi gören film ithalatçılan bir ön-
ceki filmi Sonatine'yi (1993) almışlar bile. İlginç bir insan
Kitano: oyunculuk ve yönetmenliğin yanında spor spikerli-
ği. yazarhk. karikatüristlik yapıyor. Yönetmenlik kariyerin-
de yedi film. oyunculuk kariyerinde de Furyo ve John Mne-
omonicgibi iki tanınmış film bulunuyor.
Gelelim Havai Fişekler'e (Hana-bi): film aile yaşamlan al-
tüst olmuş iki polısın öyküsü. Tokyo'da görev y apanpolis me-
1?.8UISlM»MSt
İSTMKİl
FİIM FESTİVAll
muru Nishi (Kitano oynuyor). birlikte görev
yaptığı Horibe'yi zor bir olayda yalnız bıra-
kıp hastanedeki kansını ziyarete gidiyor. Has-
tanede kansının kan kanseri olduğunu öğre-
nen Nishi, bir kötü haber de Horibe'den alı-
yor. Tek başına bıraktığı Horibe'nin yaralan-
dığını ve felç olduğunuöğreniyor. Horibe'nin
kansı tarafındanterk edilmesi ise Nishi'ye son
darbeyi vuruyor. Polisliği bırakıp yaşamını hasta kansına
adıyor...
Takeshi Kitano yu geçen yılın en başanlı yönetmenı ya-
pan Havai Fişekler hakkında bir iki laf etmek zor; çünkü fil-
mi normal kalıplara oturtmak çok zor. Popüler filmler gibi
heyecana kesinlikle prim yok anlatımda: az söz. ağır görün-
tü, sürekli geri dönüşlerle seyirciye yardıma kalkışmak üze-
rine oturtmuş tüm anlatımı Kitano. Buna rağmen anlatacak
ilginç öyküsünün olması. özgün bir sinema dilı yakalaması
(Polisiyenin birden Antonioni stili iç yolculuğa dönüşmesi
çok etkileyici). bunu minimalist bir diyalog anlayışıyla çek-
mesı ve geçen yıl uluslararası piyasada nitelikli fazla film
olmaması Kitano'nun yolunu açtı.
masyonlara gitmek. sembolik anlatım-
larla duygular katarak insanlan yakala-
mak... Yola çıkış bu olabilir.
Türkiye'de hep geç kahnıyor
- Birçok hazırlığını tamamlamanıza
rağmen müze projenizi gerçekleştireme-
diniz?
Yıllardır uğraşıp yer anyoruz. Sayın
Cumhurbaşkanimız bir açılışa gelmişti.
"Tophane'den Ortaköy'e kadar yer bu-
lun, size vereUm" demışti. Yerler bulun-
du. istendi. Amaolmadı. BenTBMM'nin
elindeki yerlerden faydalanmayı tercih
ettim. Ama Türkiye'de bir bakan
degişti mi her şey değışiyor ve ön-
ceki şeyler unutuluyor. Yeni gelen
ekip başka şeylere ağırlıkyeriyor. So-
nuçta hep geç kalınıyor. Omegin bir
uluslararası bienal yapmak istedim.
Özel bir kuruluşla neredeyse anlaş-
tık. Ama orada da bir yönetim de-
ğişikliği oldu ve o iş de yanm kal-
dı. Türkiye'de hep geç kalınıyor. Bu
müzeyi kurmaktaki amacım da buy-
du. Yakında insanlar hiçbir şey bu-
lamayacaklar ve her şeyi büyük fi-
yatlara satın almak zonında kala-
~"~ caklar. Müze olsaydı eğer çalışma-
lar daha ucuz fiyata alınabilecek ve bel-
ki de bazılan bağış olacaktı. Aynca hep-
si bir arada bulunacaktı. Bu işe şimdi
gençler soyundu. Gençler olmasaydı bu-
gün Grafist de olmayacaktı. Demek ki
gençlere bir şeyler aşılandı.
-Grafist 98'i nasıl değeıiendirhorsunuz?
Geçen yıla oranla çok daha olumlu geç-
ti. Oldukça yogundu. Diğer üniversiteler-
den öğrencilenn de ilgisi fazlaydı. Eksik-
likJeri fazlalıkJanyla bir şeyler yapıldı. Bu
konuda konuştuğum öğrencilerden biri
^Grafist'le kendimize güvenimiz geldi"
dedi. Farklı ülkelerden insanlan görme-
leri ve bilgilenmeleri açısından önemli.
- Bir eğitimci olarak eğitim sistemini
nasıl değeıiendiriyorsunuz?
Öncelikle geçmiş yıllara
göre bugünkü eğitimimiz
daha iyi. Yeni dersler ko-
nuyor. Yalnızca Anadolu
üniversitelerinin şanssızlık-
lan var. Özellikle bizım da-
lımızda eğitimci bulmak
zor. Dışarda iyi paralar ka-
zanılıyor, onun için de her-
kes Anadolu'ya gidip ho-
calıkyapmıyor. Sanıyorum
hem egitici hem de diğer
aktiv iteler açtsmdan biraz
eksikleri var. Her zaman iyi
şeyler bulunabilir. Üniver-
site eğitiminin çok daha
farklı boyutta olması gerek-
tiğini düşünüyorum. Eği-
tim insanlann ufuklannı da-
ha fazla açacak boyutta ol-
malı.
'Havai Fişekler' yönetmen Takeshi Kitano'nun.
Plastik Sanatlar Derneğinden açıklama
Kültür Bakanlığı ticari
kurum gibi davranıyor
Kültür Servisi-Uluslararası Plas-
tik Sanatlar Derneği. Kültür Bakan-
lığı'nın Atatürk Kültür Merkezi ser-
gi salonlarının kıralarının büyük
oranda yükseltilmesi karannın geri
ahnması için Taksim Meydam'nda
bırprotesto gösterisi düzenledi. Kül-
tür Bakanlığı'nın kültür ve sanat ala-
nında ınandırıcı adımlar atmasını ta-
lep eden Uluslararası Plastik Sanat-
lar Derneği'nin toplaniısında. sergi
salonlarının kullanımında yeni dü-
zenlemeler yapılması gerektiği savu-
nuldu.
.. Uluslararası Plastik Sanatlar Der-
neği Başkanı Nilüfer
Ergin. sanat ve kültür
alanında karar alan, ya-
pı ile sanatı üretenler
arasındaki mesafenin
sanat yapıtının toplum-
ca paylaşılmasını en-
gelledığıni öne sürdüğü
açıMamasmda. "l'zak
merkezden abnan ka-
rarlar. dev letin yapma-
sı gereken yaünmlann
doğrulukvebaşanyüz- yükseltmesîni
desini düşürmektedir"
dedi. Türkiye'de kültür
bakanlannın uyguladık-
lan siyasal programla-
n eleştıren Ergın, son üç dönemın kül-
tür bakanlarının plastik sanatlarala-
nına ait sanat ve sanatçı kuruluşla-
nnı yok saydıklannı öne sürdü. Er-
gın. "liunun bir kanıtı da bugün Kül-
tür Bakanlığı'na bağlı galeriler ko-
nusunda karşımıza çıkıyor. Bakan-
bk keııdisini bir ticari kurum yerine
koyarak Atatürk Kültür Merkezi
sergisalonlannın kiralannı yükselt-
miştir. Bunu vaparken sanatçıyı or-
tadan kaldınp, muhatabı konumu-
na sermayeyi koy nıaktadır. Bu du-
ruın. salonların finansaJ gücü olana
açılması sonucunu doğuımaktadır.
Atatürk Kültür Merkezi'nde ve ba-
kanbğa bağlı sergi salonlannda ka-
rar verici demokratik bir organ ol-
maması, değişen iktidarlar ve anla-
bakanlığın
AKM'deki
sergi
salonlannın
kirasım
protesto etti.
>işlarladeğişebilecek sergiler ortaya
çıkarmaktadır* dedi
Uluslararası Plastik Sanatlar Der-
neği'nin kurucu üyelerinden ressam
Bedri Baykam da. "Dünyanın hiçbir
yerinde devlete ait kurumlar bu şe-
kilde kiralanmaz.Çünkü bu kurum-
larprestij kurumlandır ve prestij ne
kiralanabilir. ne saOn alınabilir. Ata-
türk Kültür Merkezisergi salonlann-
da yapılan on kat arbş. geoç sanata
vurulan bir darbedir" şeklinde ko-
nuştu.
Uluslararası Plastik Sanatlar Der-
neği'nin. Taksim'de plastik sanatçı-
lannm katılımıyla dü-
zenlediği toplantıda av-
nca Ulusal Özerk Sanat
Kurumu'nun oluşumuna
ilişkin protokolün Kül-
tür Bakanlığı'nca unu-
tulmayaterk edıldıği öne
sürüldü. Sanatın geliş-
mesi ve yaygınlaştınla-
bilmesi için sıyasetçıle-
rin sanat alanından elle-
rini çekmelen gerekti-
ğine işaret edılen demek
toplantısında. sivil ikti-
darın: ancak sıvil yapı-
yı içine sindirerek ken-
dısinin saydığı yetkileri
toplumla paylaşması noktasında sa-
natsal üretim ortamına gerçek kat-
kıyı sağlayacağı belirtildi.Toplantı.
Uluslararası Plastik Sanatlar Derne-
Şi' nin şu çağnsıyla sona erdı: "Kül-
tür Bakanhğı'nL demokratik biri-
Idmlere kulak vermeye. ulkemizin
gerçek sanat potansiyelini algüama-
>a. kültür ve sanat alanında demok-
ratikleşmeadunlannıatnıava.kültür
merkezleri ve sergi salonlannın ka-
rar organlannın demokratik sivil va-
pılanmava uvgun bir biçimde şekü-
lendirilmesine ve bu mekânlann ti-
cari bir anlayışla değil, sanata ve sa-
natçıya hizmet verecek, sanatın top-
lumlabuhışmasını sağla\acak kültür
alanlan olarak ele ahnması konu-
sunda duyarlı olmava çağmyoruz."
LaurelveHardy 47yü
sonra beyazperdede...
Kültür Servisi-Hollyvvood'un en komik ıkı-
lilerinden 'Laurel ve Hardy', 47 yıl sonra yeni-
den beyazperdede... 39yaşındaki BronsonPinc-
hot ve 51 yaşındaki Gailard Sartain. "For Love
or Mummy' isimli filmde tarihi ikilinin torun-
lannıcanlandınyorlar. CapeTown'daçalışmala-
nna başlanan film, ardından yeni bir 'Laurel ve
Hardv' serisine kapı açacağa benziyor.
İkı torun, aralanndaki fiziksel benzerliğin ya-
nı sıra. 1927 ve 1951 arasında tam 105 film çe-
virmiş olan amcalannın isimlerini de taşıyorlar.
Pinchot. "Stan Phineas Laurel'. Sartain ise 'Oli-
verThadeus Hardv' olarak yer alıyor filmde.
"Peki ya esas Laurel ve Hardy ne derlerdi bu
işe" gibi bir soru geliyor insanın aklına. 72 ya-
şındaki v apımeı Larry Harmon. bu soruv a "Çok
hoşlanna giderdi" diye yanıt veriyor. 1960'ta
Hardy'nin ölümünden sonra, aralannda Dis-
ney'in de bulunduğu birçok dev kuruluşu ait
ederek filmin tüm haklannı Laurel'den satın ai-
mış. u
Beni secmesinin nedeni, bana inanmasıy-
dı" diyor Harmon. "Bugeleneğesadıkkalacağı-
mı biliyordu".
Filmde Laurel'i canlandıracak olan Pinchot da
v apımın özgün bir kimliğe sahip olmakla birlik-
te onjinal seriye sadık kalacağını belirtiyor. "Da-
ha önce vapılanlan taklit etmckle vetinseydik,
basit bir yeni versivondan öteye gidemezdik" di-
vor Pinchot. "Oturupyeni bir malzemeyarattık,
ama bunu vaparken de düş gücümüzü anıcala-
nmızgibi kuilanmaya. kendimi/i amcalanmızın
yerine koyarakdüşünmeye özen gösterdik.r
Har-
mon da bu tarihi ikiliyı tıpatıp yenıden yaratma-
nın zaten imkânsız olduğunu, ancak dış görünüm
ve tarz olarak mümkün olduğun-
ca asıl Laurel ve Hardy"ye
bağlı kalmaya çalıştıklannı
belirtiyor. Kostümler ve iki
kahraman arasındaki fiziksel
ve ahlaki karşıtlıklar değiş-
meyecek.
Filmde olav lar. yeniden ya-
şamadönen Mısırlı birmum-
yanın etrafında gelişiyor. Teş-
hir edildiği müzenin küratö-
rünün güzel kızı Leslie'yle
evlenmeyi aklma koyan mum-
va. Hardy'nin de Leslie'ye
âşık olduğunu anlayınca raki-
bini ortadan kaldırmaya karar
veriyor. Senaryoya da katkı-
lan bulunan yapımcı Harmon,
filmi izlemeye gelen insanla-
nn gülmekten kınlacaklannı
söylüyor.
Yönetmenliğıni John
Cherry'nin üstlendiği filmde
Pinchot, gerçek Laurel'in
tüm filmlerinde kullanıp ya-
pımcı Harmon'a bıraktığı
ayakkabıları giyecek. Pinc-
hot'un anlattığı üzere, filmde tek bir
küfür, cinselliğe dayanan espri ya da şiddet ol-
mayacak: "Son dönem sinema illmlerinin tersi-
ne, biz sadece katıksız komedi yapacağız."
Baskıya yönddim
- Gençlerin ilgisini nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Burada kişilikler rol oy-
nuyor. Bazılan bilgisayar-
dan medet umuyor. Bilgi-
sayar zaman kazandıran bir
şey olması gerekirken za-
man kaybettiren bir şey olu-
yor. Bilinçlı olarak bunu na-
sıl değerlendirebileceği
önemli. lşın içine parasal
sorunlar girince hemen bil-
gisayara sanlıyoriar. Bun-
dan üç-beş sene önceye ka-
dar ajanslan birbirinden ayı-
rabiliyorduk. ancak bugün
ajansların dakişilikleri kal-
madı. Bence teknolojinin ve
insanlann beyninin geliş-
mesiyle birtikte, tasarımcı-
lann bir araya gelerek bazı
şeyleri yeni baştan ele ala-
rak bugünün insanına göre
nasıl söylemeleri gerektiği-
ni gözönüne almalan gerek-
li. Aynca insanlann meslek
adına bir şeyler üretmeleri
de oldukça önemli.
- Mimar Sinan Üniversi-
tesiGüzel Sanatlar Fakulte-
si Grafik Anasanat Dah Baş-
kanı'sımz. Fgirimciliğinudn
yanı sn-abaşka neter yapıyor-
sunuz?
Eğitim zaman alıyor. Ar-
tık dışanya çok fazla iş ver-
miyorum, yani zaman ayı-
ramıyorum. Artık bazı şey-
leri kaldıramıyorum. Para
alıp verme işlerini becere-
medim hiçbir zaman. Ken-
dimi biraz çektim. Bu ara-
da lstanbul Kültür Sanat
Vakfı'na keyifle afişler ya-
pıyonım. Bu ara baskıyayö-
nelmeye başladım. 89'da
'Yurdaer'in Melekleri' adlı
bir sergi açmıştım, bu ser-
ginin uzantısı niteliğinde ça-
lışmalar yapıyorum. Bunun
yanı sıra uluslararası ilişki-
leri sürdürmeye çahşıyoruz.
Aklıma esenleri yapıyorum
artık. Bu yaşgünü meselele-
ri de birden ortaya çıktı. 60.
yaşgünümde Aksanat'ta aç-
tığım uluslararası sergi de
böyle çıktı. Uzun süredir
meslek adına bir şey üretmi-
yordum ve neden böyle bir
şey yapmıyorum diye dü-
şündüm. Bu yıl da eski ve
yeni kuşakların birbirini ta-
nıması, iletişim kurması için
böyle bir şey yaptık.
'Kişisel İzler'
sepgisi
• Kültür Servisi - Vitra
Seramik Sanat Atölyesi
sanatçılanndan Erdinç
Bakla, tlgi Adalan,
Tüzüm Kızılcan, Güngör
Güner'in yapıtlanndan
oluşan 'Kişisel İzler"
sergisi Dolmabahçe », . . . , , .
Saray, Kültür Merkezi B *•» Adalan'ın >-apıtL
Salonu'nda izleyıcilerin beğenisine sunuluyor. Sergi
15 Mayıs tarihine kadar gezilebilir.
AKM'de konser
• Kültür Servisi - Yapı Kredi Kültür Sanat
Yayıncılık ve Atatürk Kültür Merkezi işbirliği ile
Leleux François ve Emmanuel Strosser obua-piyano
ikilisi bugün saat 18.30'da AKM Konser Salonu'nda
bir konser veriyor. Çeşitli yanşmalardan birincilik
ve ödüller kazanan ikili, verecekleri konserde
Schuman, Saint Saens. Beethoven. Sihestrini ve
Kallivvoda'nın eserlerini yorumlayacaklar.
Türk tiyatro dünyası
Alaçatı'dabuluşuyor
Kültür Servisi - Türki-
ye'de ilk kez düzenlenen
1. Türkiye Çoeuk Tiyat-
rosu Kurultayı. tiyatro
dünyasından çok sayıda
sanatçı ve akademisye-
nin katılımıyla 3 Mayıs
tarihine dek Alaçatı'da
gerçekleştiriliyor. Tıyat-
ro...Tıyatro~dergisi tara-
fından Kültür Bakanlığı
ve TOBAV ın katkılany-
la '1. Uluslararası lstan-
bulÇocukTiyatrosu Fes-
tivali ve Eğitim Progra-
mı' bünyesinde düzenle-
nen kurultayda 'Çocuk
Tiyatrosu'nda Uzmanlaş-
ma', 'Çocuk Tiyatrosun-
da Eğitim', "Çocuk Tiyat-
rosunda Örgütlenme',
'ÇocukTiyatrosunda De-
netim ve Bakanlıklarla
İlişkiler' gibi başlıklar tar-
tışılacak. Kurultayda Din-
çer Sümer. Müjdat Ge-
zen, Prof. Dr. Ozdemir
Nutku,YılmazOnay, Zeh-
ra tpşiroğlu, Kenan Işık,
Göksel Kortay. Enis Fos-
foroğlu \ e Salih Kalyon
birerbildirisunacak. Tür-
kiye'de çocuk tiyatrosuna
ilişkin sorunlan tartışma-
ya açacak olan kunıltay.
Türk tiyatro tarihınin
önemli dönemeçlennden
biri olmayı hedefliyor.
lstanbul Uluslararası
Kukla Festivali başladı
Kültür Servisi- lstanbul
Uluslararası Kukla Festiva-
li 8 Mayıs tarihine dek sü-
rüyor. Her yıl tekrarianacak
olan festival, kukla ve göl-
ge tıyatrosunu tanıtmayı
ve sevdirmeyi amaçlıyor.
Festivale Avusturya'dan ka-
tılan TheaterOhne Gren-
zen 'Siyah Duvardaki Be-
yaz Gölgeler' adlı gösteri-
sinı bugün, GrupYol 'Kur-
banlar' adlı gösterisini ya-
rm KenteT Ttyatro&u'nda
sahneleyecek.
Festivalde aynca 5 Ma-
yıs'ta TıyutroFora,'Benim
Küçük Yıklızım", Çadır
Hayal Grubu 'Leonce ile
Lena', 6 Mayıs'ta Feyza
Zeybek 'ÇİZ Düşüm',6-7
Mayıs'ta festivale Polon-
ya'dan katılan Theater
Kwadriga 'Sevgi', Teatr
Male i' •Leverets', Show Ti-
yatro 'Dünyayı Sev, ^'eşiü
Koru' oyunlanyla 7 Mayıs
tarihine dek Kenter Tiyat-
rosu'nda Teatre Male ile
birlikte seyirci karşısınaçı-
kacak. Festıvalin son gös-
terisi ise İsrail'den katılan
Train Theater'ın 8 Ma-
yıs'ta parmak kuklası tek-
niği ile küçük izleyicileri
hedefleyen 'Saksıda Yaşa-
yan Kız' adlı oyunu. Kuk-
la Festivali kapsamında ay-
nca Topkapı Sarayı Mü-
zesi minyatür bölümünde
Karagöz koleksiyonu. ls-
tanbul Şehir Müzesi'nde
'19 ve 20. YüzyıMa Halk
Tiyatrosu Geleneği' adlı
kukla karagöz sergisi,
M.S.O. öğrencileri kukla
tasanmlan sergisi Kenter
Tiyatrosu fuayesinde ger-
çekleştirilecek. Söyleşiler
bölümünde ise 'Şamani-
zim ve Kukla'. "Kuklave Ti-
yatro', 'Türkiye'de Kukla
Sorunlan' konulannda top-
lantılar düzenlenecek. Bi-
letlerin Kenter Tıyatro-
su'ndan edinilebileceği et-
kinlik için aynntıh bilgi al-
mak isteyenler 0212 246
35 89 no'lu telefona baş-
vurabilirler.
17. ULUSLARARASI İSTBBUL RLM FESTİVALİ
BLGUN
• Emek'te 12.00 ve 18.30'da Havai Fişekler. 15.00
ve 21.30'da Kuru Temizleme izlenebilir.
• Fitaş'ta 12.00 ve 18.30'da Seni Sevmiyonım.
15.00 ve 21.30'daGingerveFred gösteriliyor.
• Alkazar'da 12 OO'de Rüzgânn Dansı. 15.00 ve
21 30'da Ana veOğlu. 18.30da Sağol Yaşam
izlenebilir..
• Beyoglu'nda 12.00 ve 18.30'da S. Einstein.
Meksika Fantezisi. 15.00 ve 21 30'da Bergman'ın
Sesiyer alıyor.
• Sinema da 12.OO'de Ruh SEBI. 15.00'te Orbis
Pktus, 18.30'da Orman İnsanlan. 21 30'da Mermer
Adam gösteriliyor.
• Moda'da 12.00'de Sessizliğin Ötesinde, 15.00'te
tlişkiden Sonra, 18.30'da \edinci Cennet, 21 30'da
Doktor Antonio'nun_.-Tob> Dammit- izlenebilir.
YARIN
• Emek'te 12.00 ve 18.30'da Eski Güzel Şarkılar,
15.00 ve 21.30'da Çin Çikolatası izlenebilir.
• Fıtaş'ta 12.00 ve 18.30'de Suzaku, 15.00 ve
21.30'da Görüşme gösteriliyor.
• Alkazar'da özel göstenm kapsamında saat
10.00'da Drancy Gelecek, 12.00 ve 18.30'da
VVrtman Kardeşler. 15.00 ve 21.30'da Yedinci
Cennet izlenebilir.
• Beyoglu'nda özel gösterim kapsamında saat
10.00'da T.A.R.İ.H'ituşla adlı film izlenebilir. Saat
12.00'de En lyı Türk Filmi. 15.00 ve 21.30'da,
Dayton'dan Sonraki Yıl 18.30'da Altm Ule'yi
kazanan film yer alıyor.
• Sinema'da 12.00'de Bahşiş İçin Teşekkürler.
15.00te Havai Fişekler. 18.30'da Kuru Temizleme,
21.30"da Bayan Hiç Kimse cösterilıyor.
• Moda"da" 12.00-15.00 arası Kralİık, 18.30-21.30
arası Kralİık 2 izlenebilir
• İtalyan Kültür Merkezi'nde özel gösterim
kapsamında saat 17.OO'de \ampirler 2 gösteriliyor.
15. ULUSLARARASI ANKARA MUZIK FESTİVALİ
BUGUTN
• RESİM YE HEYKEL MLZESİ'nde saat
15.00'te Javier Garcia Moreno gitar resitali
dinlenebilir.
• MEBSALONU'nda saat 20.30'da Parado\ grubu
yer alıyor.
YARIN
• MEBSALONU'nda saat 15.00'te Londra
Advenist Korosu dinlenebilir.
• RESİM HEYKEL MÜZESİ nde saat 20.30'da
Mozart akşamı yer alıyor.