Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13MAYIS1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Üç küçük çocuk gürültüye gitti
• Kütahya'da 3 erkek çocuğu boğazlannı keserek öldüren sapık katil Muzaffer Sağır,
suçunu itiraf etti. Katil, çocuklan gürültü yaptıklan gerekçesiyle öldürdüğünü söyledi.
• Kamaya dayanamadı Giresun'un Piraziz ilçesinde çocuğu
olmayan kadm üzerine kuma getirilince tabanca ile intihar etti.
• YÎZÛk İÇİn dnayet Gaziantep'te bir genç altın yüzükleri için
bıçaklanarak öldürüldü.
• Koca Itayap Gaziantep'te kocası tarafından dövülen bir
çocuk annesi kadın intihar etti.
KÜTAHYA (Cumhuriyet) - Kütah-
ya'da bir evde boğazlan kesilerek öldü-
rûlen 3 küçük çocuğun "giz"i ay-
dmlandı. Sanık olarak yakalanan akli
dengesi bozuk Muzaffer Sağır'ın suçunu
itiraf ettiği öğrenildi. Sanık Sağır. çocuk-
lan gürültü yaptıklan için öldürdüğünü
söylerken, otopsi sonucu çocuklara teca-
vüz edümediği belirtildi.
Kütahya'da önceki sabah harabe ha-
lindeki bir evde cesetleri bulunan üç ço-
cuğun öldürülmelerini soruşturan.
Cumhuriyet Savcısı Çoşkun Mutluer,
olayın meydana geldiği yerde inceleme-
lerde bulundu.
Sanık Muzaffer Sağır, Kütahya Baro-
su tarafından görevlertdirilen avukatın
yanıda verdiği ifadede. evde yattığı sıra-
da çocuklann kendisini rahatsız eltiğjni
öne sürerek. bu yüzden simrlendiğini,
çocuklan önce bıçakladığını sonra da
boğazlannı kestiğinı söyledi Saruk. ço-
cuklan nasıl bıçaklayıp dolaba taşıdığını
da söyle anlattı:
"Zaman zaman beni kızdınrlardı.
Olay günü ben üst katta yatıyordum. Alt
kattan çocuk sesleri geliyordu. Büyük
çocuğun elinde sigara vardı ve içiyordu.
Küçük çocuklar bağınşıyordu. Beni ra-
hatsız etmelen sinirime dokundu. Her
zaman belimde taşıdığım bıçakla önce
Abdurrahman'a vurdum. Daha sonra
Fatih ile Ahmet"i yakalayarak bıçakla-
dım. Ölmedikleri gerekçesiyle boğazla-
nndan ve vücutlannın muhtelif yerlerin-
den kestim."
MuzaÇfer Sağır. olayda kullandığı bı-
çağı 3 gün önce Samanpazan'ndaki bir
dükkandan satın aldığmı. cinayetten
Msnra ise Petrol tş Kahvesi"ne gıderek
çay çtiğini ve üzerindeki kanlan temizle-
diğini dl- anlattı.
Tecavüz > ok
Cumhuriyet savcısı Coşkun Mutluer.
otopsi sonucunda çocuklara tecavüz
edilmediğinin kesinleştığini ve sanığın
suçunu itiraf ettiğini söyledi. Sanık Mu-
zeffer Sağır çıkanldığı ilk mahkemede
tutuklanarak cezae\ine gönderildi.
Öldürülen cocuklardan Fatih ve Ab-
durrahman Akboğa dün Kütahya'ya
bağb Alanyurt köyünde toprağa verildi.
Defın sırasında cocuklardan bazı-
lannın fenalık geçirdiğı görüldü. Ahmet
Özkaya adlı çocuğun cenazesi Sultan-
bağı Mezarlığı'nda defnedildi.
Gaziantep'te bir genç altın yüzükleri
için bıçaklanarak öldürüldü. Kıbns ma-
hallesi Kume\ler'de önceki gece yansı
kahvehaneden çıkan Mahmut Yalçın
(18) evine gitmek isterken karşısına
çıkan bir kişi tarafından bir bahceye gö-
türüldü.
Genci bıçaklayarak öldüren katil, ikı
parmağını kesip yüzüklerini aldıktan
sonra kaçtı. Polis yetkilileri Mahmut
Yalçın'ın vücudunda 34 bıçak darbesi
bulunduğunu cinayetin yüzük nedeniyle
işlenmiş olabileceğini söylediler.
Gaziantep'te kocası tarafından dö-
vülen bir çocuk annesi kadın ıntihar etti.
Fatma Knrt (19) adlı kadın bir süre önce
kocası Halil kurt tarafından dövülerek
babasının evine bırakıldı. Fatma Kurt
girdiği bunalım üzerine Üçoklar Mahal-
lesi'ndeki evde kendini asarak yaşamına
son verdi.
Giresun'un Piraziz ilçesinde çocuğu
olmayan kadın üzerine kuma getirilince
tabanca ile intihar etti. tlçenin Şeyhli
Mahallesi'nde oturan Şükran Güneş'in
(50) çocuğu olmaması üzerine kocası
Mustafa Güneş imam nikahıyla Aynur
Günpş'le ikinci evliliğini yapu. Güneş
gece kocasına ait nıhsatlı tâbaneayla ha-
yatına son verdi.
Ozel radyo-TV'ciler TBMM'de
Anayasa değişikliği
seçinıden sonra
• Özel radyo ve televizyonlara yayın imkânı
sağlayacak anayasa değişikliğinin,
cumhurbaşkanlığı seçiminin 3. turundan sonra
görüşülmesi kararlaştınldı
ANKARA (Cumhuriyet Bû-
rosu) - TBMM Danışma Kuru-
lu, özel radyo ve televizyonlara
yayın yapma imkânı sağlaya-
cak anayasa değjşikliğjni, cum-
hurbaşkanlığı seçiminin 3. tu-
rundan sonra, 18 mayıs günü
toplanacak genel kurulda gö-
rüşme karan aldı. özel radyo
ve TV yasasının da 26 mayısta
görüşülmesi kararlaştınldı.
Ulaşürma Bakanhğı'nın ge-
nelgesiyle yayınlanna son veri-
len çok sayıda özel radyo ve
TVnin temsilcileri dün
TBMM'ye gelerek, ANAP,
CHP, DYP, SHP grup başkan-
vekilleriyle görüştüler. Partile-
rin grup başkanvekiUerine,
kendilerine verilen anayasa de-
ğişikliği sözünün unutulduğu-
nu söyleyen özel radyo TV
temsilcüeri, yasal imkânın bir
an önce tanınmasını istediler.
Bunun üzerine, ANAP yöneti-
ıcileonjn önerisiyje TBMM1
DSnTşrhî'-Kuhiftr feplaHdı.:
ANAPyöneticileri, anayasanın
133. maddesinin değişürilme-
siyle ilgih göriişmenin. dün ger-
çekleştirilen cumhurbaşkanlığı
seçimi 2. turunun tamamlan-
masından hemen sonra yapıl-
masını istediler.
*Genelge geri çekilsin'
Kendisini ziyaret eden
radyo-TV temsilcileriyle birlik-
te basın toplanüsı düzenleyen
CHP Grup Başkanvekili Uluç
Gûrkan, iküdann. Kenan Ev-
ren'in öngördüğü yayın ilkeleri-
ni anayasa hükmü haline getir-
meye çahşüğmı, bu nedenle
değişiklik önerisine destek ver-
mediklerini belirterek "Eğer
gercekten iyi niyetliyseler ana-
yasa değişikliğini hemen bugün
(dün) görüşebilirlerdi"dedi.
DYP, SHP ve ANAFın
Anayasa Komisyonu'ndan ge-
çen 133. maddeyle ilgili ortak
bir degişiklik önergesi hazırla-
dıklannı anımsatan Gürkan,
"İktidar ile ana muhalefet geri-
ci anlayışta buluştu. Ozel
radyo-TV yayınlannı düzenle-
yen kanunun bir sansür kanu-
nu olması için ellerinden geleni
yaptılar. Sabah, Hasan Mutiu-
can konseriyle başlayıp akşam
Harp Okulu marşıyla yayınlan
kapatma anlayışı bu" diye ko-
nuştu.
SHP Genel SekreteriCevdet
Selvi de, radyo-TV yayınlannı
devlet tekeline veren anayasa-
nın 133. maddesinin değiştiril-
mesi gerektiğjni söyledi. Selvi,
dün yapüğı açıklamada, silah
zoruyla kabul ettirilen anayasa-
nın çağın gereklerini karşılama-
dığını belirtti. Şelvi, açıklama-
sında şöyle dedi:
'•Radyo-TV yayınlannda or-
taya çıkan durum, vakit geçir-
meden bir düzenleme yapılma-
sını zorunlu kılrruştır. Radyo-
TV yayınlanndaki devlet teke-
lini kaldırrnak. bütün partilerin
ortak seçim vaadidır. Özel
radyo-TV yayınlanna izin veri-
ürken belediyelere de birer ka-
nal tahsis edilmesi, yerel yöne-
timlerin gelişen koşullarla artan
görevlerini yerine geü'rmelerin-
de yardımcı olacaktır, aynca
demokrasimizin gelişmesine
yardımcı olacakur."
'Yainde infazlara memur protestosu
İstanbul Haber Senisi - Çeşitli kamu çalışanlan sendikaları bir basın
açıklaması \aparak 30 nisanda polisin Kadıkö>'de bir e\e >aptığı ope-
rasyonda iki kişinüı öldürülmesini kınadı. Tüm Mali>e-Sen, Eğit-Sen,
Sağlık-Sen, Bem-Sen, Tüm Bel-Sen, Tarım-Sen, Örkam-Sen, Tüm
Gıda Sen, Tüm Haber Sen'e bağlı çalışanlar dün Cağaloğlu'nda trafiği
kapatarak yaptıklan açıklamada opcras\onda öldürülen Şengül
Vıldıran ve Lğur Vaşar Kılıç'ın tek suçlannın demokran'k üniversite
mücadelesi \ermeleri olduğu belirtilerek •'Artık sıradanlaştırılmava ve
kamuo>una kanıksatılmaya çalışılan yerinde infazlar çığrından çıkmcş
durumda... Bi/ler bu u>guİamaları karşı sesimizi yükseltmezsek sıranın
bize de geleceğini bilmemiz gerekir" dcnildi. Öte \andan 30 nisandaki
operas>onda öldürülen Şengül ^'ıldıran'ın ailesi infazlan protesto et-
mek için iki günlük açlık grevi yaptı. Yıldıran ailesinin Maltepe Çam
sokaktaki cvinde vapılan açlık grevine Şengül Yıldıran'ın annesi Yaz-
gülü. ablası Yurdagul, kızkardeşi Çiğdem, babası Seyit Aii Yıldıran.
Ozgür-Derii aileler. hÖ-DER*li öğrenciler katıkli. Açlık greviııe
katılanlar \aphklara açıklamada, Şengül \ıMıran \e Lğur Yaşar
Kılıç'ın istenildiğinde her bulunabilecek kimseler oiduğu belirttiler.
HBB'deki Yüksek Tansiyon programında Aleviler sert dille eleştirildi
Aleviliktarbşmasına büyüktepki
• HBB Televizyonu'nda dün gece yayımlanan Yüksek Tansiyon
programında konuşan İstanbul eski vaizlerinden Hasan Ali Buldan'm
Aleviler için "safnklar." sözcüğündiiifflanması, ^azeteîhizi ariyart yüzlbrc^ •
kişi tarâfından protesto edildi. Buldan, bölücülükle suçlandı.
izleyici. Buldan'ın Alevi toplumuna hake-
ret edişini şiddetle kınadılar. Aleviler için
"sapıklar" kelimesini kullanan Buldan.
düşüncelerinin yanısıra konuşma tarzı ile
de eleştirildi.
Yüzlerce izleyici gazetemiz santralmın
kihtlenmesine neden olurken, Hasan Ali
Buldan, Aleviler kadar Sünniler tarafın-
dan da protesto edildi. Bir okurumuz
"Sünniler adına konuşan bir insanım.
Buldan'ın Sünnilik adına değil de şeriat
adına konuştuğunu iddia ediyorum. Sün-
Haber Merkezi- HBB Televizyonu'nda
dün gece yayımlanan Yüksek Tansiyon
programının konusunu oluşturan Alevilik
tartışması, büyük tepki yaratu. İstanbul
eski vaizlerinden Hasan Ali Buldan, gaze-
temizi arayan yüzlerce kişi tarafından
"bölücülük"le suçlandı.
Erhan Akyıkiız'ın haarladığı programa
katılan Araştırmaa - Yazar Cemal Şener'-
in Alevi toplumunun görüşlerini aktarma-
ya çalıştığı program bovunca yurdun bir-
çok yerinden gazetemizi arayan yüzlerce
niler adına böyle bir kişiyi TV'ye çıkart-
mak çok ayıp" derken, bir b^şkası da
''Laik Türkiye, dincı gcçınen buiesanJara
karşı dikkatli olmalı. Bu zihniyeti, değil
Türkiye'den Dünya'dan atmak gerekir"
diye konuştu.
Samsun'dan aradığını söyleyen başka
izleyici ise Buldan'ın tavnnın "bölücülük"
olduğunu söylerken. Antalyalı okuru-
muz, "Demokratik düşünen insanlar için
bu kadar namussuz ve şerefsizce bir suçla-
ma yapüamaz" dedi.
İzleyiciler Hasan Ali Buldan kadar
HBB Televizyonu'nu da kınarken "Böyle
bir konuşmaaya böyle bir televizyonda
nasıl yer verilebiliyor" dediler.
Galeri • Atölye 232 64 26 • 23O 21 87
Karlı TekePde toplu
sözleşnıe masasıtstanbul Haber Servisi - Tekel
Genel Müdürii \e Yönetim Kurulu
Başkanı Mehmet Akba>. dün Tek
Gıda-tş Sendikası ile başlatnklan
tophnş sözleşrae görüşmelerinin
başlaması nedeni\le > aptığı basın
açıklamaşında kurumla ilgili bilgi
vererek "İlk 4 ayda ihracatları
92 milyon dolara ulaştı. bunun 62
milyon dolarlık kısmı Doğu ve Gü-
neydoğu nıtünlerinin Rusya ve
Ukrajna'ya ihraç edUmesinden
ekle edildi" dedi.
Akbay, Tekel ürünlerine yapıl-
ması beklenen yüzde 18-24 ara-
sındaki zamma ilişkin "Bu konuda
taktir ve tastih hakkı Bakanhğa
aittir" diyerek açıklama yapoıak-
tan çekindi. Akbay, geçen yılki ra-
kamlarla Tekel'in 571 milyar lira
safı karı olduğunu. gayri safi kann
ise 762 mih ar lirav ı bulduğunu be-
lirtti. " Tekel harinenin imkan-
lannı zoriamıyor, aksine bütün
dûnyada okluğu gibi ürunlerinden
aluıan yüksek vergi nedeniyle kay-
nak yaraöyor" diyen Akbay, 1992
rakâmlanna göre hazineye yak-
laşık 15 trflyon ödeme yaptıklannı
vurguladı.
Tekel'in vergi borçlan olduğu-
nun hatırlatılması üzerine ise Ak-
bay, kendilerine destekleme görevi
verihnesi nedeniyle kurumun za-
man zaman vergi ödemelerinde
süunbya düştüğünü, gecikme ve
tecil zamlanm ödemek zonında
kaklıklannı. ancak bunu hazine-
den talep edemediklerini söyledi.
Akbay, bu yıl tütün piyasasına 380
bin ton tütün stokuy la girdiklerini,
fazla ihracata rağmen bu yılki 320
bin tonluk üretimle, 500 bin ton
stoka ulaşacaklannı sözlerine ek-
ledi.
Bu arada Tekel Genel Vlüdür-
lüğü adına Kamu-İş ile Tek Gıda-
İş Sendikası arasında 34.500 dai-
mi olmak üzere yaklaşık 45 bin
Tekel işçisini kapsayan 15. dönem
Toplu Iş Sözfcşme görüşmeleri
dün başladı.
Tek Gıda-İş Sendikası Genel
Başkanı Orhan Balta. ortalama
23 bin 500 lira saat ücreti alan Te-
kel işcisi için, ilk 6 ayda yüzde75,
ikinci altı ayda yüzde 50, ikind yü
her iki 6 ay için yüzde 40 zam talep
ettiklerini açıkladı.
Tekel Genel Müdürü ve Yö-
netim Kurulu Başkanı Mehmet
Akbay da "1922 mali yılı toplam
harcamalan içinde yüzde 38, gayri
safi sanş hasılatı içinde ise yüzde
19'dur. Toplam işçilik giderleri-
miz 1992 yılında 4,5 trilyon liraya
ulasnuştır'* diyerek, görüşmelerin
mümkün olan en kısa dönemde
karşılıklı menfaatleri dengeleyen
şartlarla sonuçlandınlması gerek-
riğini belirtti
Kamu-İş Sendikası Başkanı
Naci Önsal y aptığı açıklamada,
"Ülkenin ekonomik şartlan. Te-
kel'in olanakları ve Tek Gıda-İş
Sendikasımn talepleri arasında or-
tak bir nokta bularak. bugüne ka-
dar oiduğu gibi iş banşını bozma-
dan sözleşmemizi bitirmeyi umu-
yorum'" dedi.
Orhan Balta, ücret maddeleri
dışmdaki talepleriyle ilgili bilgi \e-
rirken, Tekel'de işgüvencesi gibi
bir sorunlannın olmadığım, işçi
say ısının 38 bine düştüğünü vurgu-
layarak. "Bu dönem taslağımızda
ilk kez taşeronlaşmaya karşı tek-
liflerimiz ver alıvor." dedi.
YUNUS TONKUŞ
Heykel Sergisi
29 Hisan-15 Mayıs
O Yedâuyulaf Çktmaı 6/7
(Q ((düŞainyolrnuoıkiEi)
O) Einmlağ Tel. 232 S9 59
Yalçın
Gökçebağ
Resim Sergisi
1-29 Mayıs 1993 '
Y A P I K R E D i
KÂZIVI TAŞKENT
SANAT GALERİSİ
Istıklâl CaCdesi-Bevogiu
KASIM KOÇAK
30 Nisan - 28 Mayıs 1993
RESİM SERGİSİ
SEVİMCE SANAT GALERİSİ
EFLATUN SOKAK 5/2 FENERYOLU KADIKÖY
TEL : 338 53 28
CTESI 11 00-19 00, PAZAR HARIÇ SAIR GÜN 13 00-15» 00
A n n a F a i r c h i l d B a l c ı
Resim Sergisi
* Yonca
Modem Sanat
l
(Pazargünkridışındai
Valılonağı Caddesi N'o. n 7 2Nışantası-Istanbul Tt\ 230 3Ü 80
R. Sezai Polat
Resim ve
Heykel Sergisi
5-29 Mayıs! 993
Y A P I K R E D İ
B E Y O G L U
SANAT GALERİSİ
Galeri
Atölye
232 64 26
EROL
AKYAVAŞ
AKSANAT
•
DEVLET GÜZEL
SANATLAR GALERİSİ
•
Galeri Nev
Maçka Cd 33 - i.il <r (>3
Heykel Sergisi
4-25MayıslW.
1100-1800
(ftzargunkndışmda)
IstüUal Caddesı 141
Beyoghı-laanbul K\ 252 16 98
ONDERBUYUKERMAN
! G A R A \ T 1 S ^ ^ ^ T G A L E R İ S İ
ÎEM SANAT GALERİSİ
GÜRHAN
YÜCEL
" Zamon, Melcan ve inson"
11 Mıyıs-12NaxiraR
»*«»• («. M. C. Otbın Enek WL (4/7
«»00». M3M luanbul WIII!« 06 «
SELMA
GÜRBÜZ
Turkıye - Hollando Laie Festtvolı
Kapsamında Resim Sergısı
3-31 Mayıs 1993
Topkapı Saroyı Alayköşkü
{Gultiane parlu ginşı)
Hergun 10.00-18.00
Galeri
Atölye
232 64 26
230 21 «7
KAMUOYUNA
Kâğıthane Belediyesi'nden atılan 340 işçinin direnişi Anka-
ra yürüyüşü ile taçlandı. Kâğıthane'de devam eden açlık gre-
vi 10. gününe ulaştı. Direnışçi işçilerin kazanımı Türkiye işçı
sınrfının kazanımı olacaktır. Bu nedenle farklı işkollarındakı iş-
çi ve emekçiler ile ilerici devrimci herkesi Kâğıthane direnişıni
desteklemeye çağırıyoruz.
EMEĞİN BAYRAĞI GAZETESİ
Yazı İşleri Müdürü
BÜLENT GENÇ
DOGAN
ERDOGAN'ı
(1944-1979)
Sevgili varlığına duyduğumuz
ondört yıllık özlemimiz ve
'Daha güzel bir dünya' inancına
olan bağlılığımızla anıyoruz.
Ailesi ve yakınları adtna
Elif, Senem, Burhan Erdoğan
$e %«U..
Nationoi Associationfor Gifted
Chüdren - Londra Işbirliği ile
6 -12 YAŞ GRUBU ÇOCUKLAR İÇİN
- İNGİLİZCE,
- MATEMATİK (İNG.)
- FEN (İNG.)
•SPOR
YAZ PROGRAMI
ABANT TURBAN OTEL
23 Temmuz 1993 -11 Ağustos 1993
11 Ağustos 1993 - 31 Ağustos 1993
TAM PANSİYON
PETCK ÇOCUK
ÖZEL EĞİTİM KURUMLARt LTD. ŞTİ
"Kaşifler Kulubü"
Şehtt Fefhi Sok. No: 38 Acıbodem - İST.
Tel: 340 11 66 - 340 08 47
TOKTAMIŞ ATEŞ
Laiklik Kavramı ve
Benzer Kavramlar
Bugünlerde laiklik kavramı üzerinde çok konuşulma-
ya başlandı. Sık sık vurguladığım üzere; toplumsal ya-
şantımızın heryanındagördüğümüzkavram karmaşası,
laiklik konusunda da son derece yanlış anlaşılmalara
yol açıyor. Bu bakımdan laiklik ve benzer kavramlar
üzerinde biraz genişliğine durmayı yararlı gördüm.
Laiklik kavramı eski Yunancadaki laikos' kavramın-
dan gelir ve 'din adamı olmayan insanlan' nitelendirir.
Zaten Yunancadaki bu laikos sözcüğü de halk anlamına
gelen 'laos' sözcüğünden türemiştir. (Bülent Daver, La-
iklik s.3) Eski Yunan'da ruhban sınıf üyesi "kleros' olma-
yan kişiler, laikos' idiler.
Daha sonra bu sözcük 'laicus' olarak Latinceye geç-
miş ve Türkçeye de Fransızcadan gelmiştir. Ziya Gökalp
laik sözcüğü yerine 'la-dini' (bir anlamda 'din dışında
kalan
1
) sözcüğünü kullanırken örneğin Müşir Ahmet Pa-
şa 'la-ruhbani' (bir anlamda 'ruhbanlar dışında kalan')
sözcüğünü kullanıyordu.
Laiklik kavramının en çok karıştınldığı kavramlar se-
cularizm' ve 'tolerans' (hoşgörü) kavramlandır. Ingiliz-
ce ve Almancada zaman zaman laik anlamında da kul-
lanıian ve bu nedenle Türkçede de anlam bulanıklığına
yol açan 'secularizm' kavramı (Türkçede 'sekularizm'
olarak kullanıyoruz) Latincedeki seacularis' sözcüğün-
den kaynaklanmaktadır ve dünyaya ait' (dünyevi),
maddeye ait' (cismani) anlamlarma gelmektedir. (A. Al-
tındal, Laiklik) Webster'de bu sözcük, "dine ve kiliseye
bağlı (bağımlı) olmayan; ruhbanlara ait olmayan, top-
lumsal ahlak standartlarının dine ve dinlere göre değil
güncel hayata göre düzenlenmesinden ve ayarlanma-
sından yana olunması" vb anlamlarma gelmektedir. Ve
bu kavram bu biçimiyle laikliğin bir dizi unsurunu içer-
mekte ve laikliğe benzemektedir ama, laiklik değildir.
Zaten biraz aşağıda laikliğin farklı tanımları üzerinde
durduğumuz zaman, sanıyorum bu husus daha iyi görü-
lecektir.
Laiklikle karıştırılan bir diğer kavram "hoşgörü'dür (to-
lerans). Aslında hoşgörülü olmak; laikliktençok, sekuler
olmaya yakın görünmektedir. Fakat ne laikliktir, ne de
sekulerlik. Hoşgörü; bireysel ya da toplumsal olarak,
kendisine çok aykırı olsa bile, başkalarına tanınan öz-
gürlüktür. Hatta özgürlük tanımanın da ötesinde. aykın
düşünceye sıcak ve sevecen bir yaklaşım söz konusu-
dur.
Kimi zaman laiklikle karıştırılan ve kimi zaman da bi-
linçli olarak laikliği sevimsiz göstermek için l?'klikmiş
gibi sunulan bir diğer kavram da 'ateizm' yani 'tanrıtanı-
mazlık'tır. Aslında ateizm; ne laikliktir ne de sekularizm.
Zaten Arnavutluk'ta yaşanan kısa bir dönem hariç tutu-
lursa, bir devletin ateist olma örneğine de rastlanmaz.
20. yüzyıla damgasını basmış olan sosyalist devletler-
de din kurumuna karşı saldmlar oiduğu ve özellıkle din
adamlarının ciddi baskılar yaşadığı yadsınamaz. Ancak
bu sosyalist devletlerden hemen hiçbiri, anayasalarına
dinsiz' olduklannı yazmamışlardır. Baskı altında tutsa-
lar bile, hemen hiçbiri ibadethaneleri kapatmamıştır.
Aroavutluk bunun tek istisnasıdır.
Türkiye'de Atatürk ve laik cumhuriyetimize ilişkin en
sistemli saldırı, 'dinsizlik' ya da 'tanrıtanımazlık
1
suçla-
mastdtr. Cumhuriyetm 'ibadet özgürlüğünü' ortadan
kâldfrdiğf ve"carrtifetin afcır yapıldiğt' yalanı da yaygın
bir biçinride kullanılmiştır. Oysa ki bunu ileri sürenlerin
birçoğunun da iyi bildiği gibi ne laiklik dinsizliktir ne Tür-
kiye Cumhuriyeti dinsizliği özendirmiştir ne ibadet
edenlere baskı yapılmıştır ne de camiler ahıra dönüştü-
rülmüştür. Hatta tam tersine; eski fotoğraflardan göre-
bildiğimiz üzere, Osmanlı Imparatorluğu'nun son dö-
nemlerinde yıkılmaya yüz tutan mezbelelikler içinde bo-
ğulan pek çok cami, pırtl pınl hale getirilerek ibadete
açılmıştır.
Ayrıca Türkiye'de dini inançlarının gereğini yerine ge-
tirdiği için baskı gören insanlardan çok daha fazlası,
oruç tutmamak vb gibi dini vecibelerini yerine getirme-
dikleri için baskı görmüştür. Ve hatta dayak yemiştir.
Bireysel olarak 'ben laikim' demek, "ben kimsenin
inanç ve düşüncesine karışmıyorum, kimse de benim
din ve vicdan özgürlüğüme karışmasın" demektir. Bu
ifade aynı zamanda bireysel olarak sekularist bir yakla-
şımı ve hoşgörüyü de kapsar.
Zaten kavram karmaşasının kaynağı burasıdır. "Ben
laikim" demek. asla "ben dinsizim" demekdeğildir. "Be-
nim dinim sizi ilgilendirmez, ben de sizin dininizi merak
etmiyorum " demektir bu. Ancak, "ben laik değilim" de-
mek, sadece "ben Müslümanım" demek değildir. "Ben
kendi inancımı sana kabul ettireceğim; eğer zorla ya da
ikna ile bunu kabul etmezsen seni toplumun dışına süre-
ceğim" demektir.
Burada ne laiklik kalmıştır ne de sekularizm. Ayrıca
hoşgörü de kalmamıştır. Zira bir hoşgörüden bahset-
mek için "Ben Müslümanım, Müslüman şeriatına göre
yaşayacağım. Başkaları nasıl yaşarlarsa yasasınlar,
beni ilgilendirmez" diyebilmek gerekir. Ama bunu söy-
leyene de pek rastlanmaz. Keşke söyleyebilseler...
Mahalle imamının elde fener 'âlem basması' sadece
Ahmet Rasim'in kitaplarında yazan bir hayal değildir...
Gazetecilere Mumcu ödölü
• Haber Merkezi-Trakya ve Edirne Gazeteciler Cemiyetleri
tarafından bu yıl ortaklaşa dûzenlenen "Uğur Mumcu
Gazetecilik Yanşması" sonuçlandı. 7 dalda toplam 101 eserin
değerlendirildiei yanşmada 23 gazeteciye ödûl verildi.
Değerlendirme sonuçlanna göre, 'Fotoğraf dahnda Hürriyet
gazetesinden Tufan Baş.'Araşürma tnceleme' dahnda
Demokratik Köprü'den Mehmet Özgürel, 'Röportaj' dahnda
Hürriyet gazetesinden Lütfü Karakaş birinci oldular. 'Spor'
dahnda Fotomaç'tan Recep Karagöz. 'Güncel Yazılar' dahnda
tbrahim Bitikli ve 'Haber' dahnda Hürriyet gazetesinden Erdal
Özcan da birinciliğe deger görüldüler. 'Sayfa Düzeni'nde ise
Önder gazetesinin 3.12.1992 tarihli sayıa birincUik ödülünü
aldı.
Fransa'dan y
• ANKARA (AA)- Gazetemiz yazarlanndan Kültür eski
Bakanı Prof. AhmetTaner Kışlah'ya Fransa'nın Ulusal
Liyakat Nişanı verildi. Fransa Büyükelçihği'nde dûzenlenen
törende bir konuşma yapan Prof. Kışlali, Türkiye ile Fransa
arasındaki ilişkilerin tarihi boyutuna değindi. Fransa'nın
Türkiye Büyükelçisi François Dopffer de yapüğı konuşmada
Kışlalı'nın Fransız kültürüne olan katkılannın önemine
değinerek, "Bu nedenle size bu nişanı vermekten onur
duyuyorum" dedi. Dopffer, Kışlah'nın gazeteci, eğitimci ve
pohtikacı kimliklerini Türk ve Fransız halkıyla paylaşmaya
büyük özen gösterdiğini söyledi ve Prof. Ahmet Taner
Kışlalı'nın dostu olmaktan şerefduyduğunu kaydetti.
Mumcu parkına uluslararası katkı
• Haber Merkezi - Birleşmiş Milletler Eğitim, BiUm ve Kültür
Örgütü UNESCO'nun bir alt komitesi olan CCTVS
(Uluslararası Gönüllü Kuruluşlar Eşgüdüm Kurulu)
tarafından dûzenlenen Uluslararası Gönüllü Gençlık Çahşma
kamplanna katılan bir grup Ahnan ve Yugoslav öğrenci genç
Gebze Belediyesi'nin konuğu olacaklar, Dün Gebze'ye gelen
26 kişilik grup beledıye tarafından İnönü mahallesinde
yaptınlan Uğur Mumcu Parkı'nda gönüllü olarak çahşacaklar
ve Gebze'nin tarihi ve turistik yerlerini gezecekler.