Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURIYET 6 M ART1993 CUMARTESI
OLAYLAR VE GORUŞLER
Patentyasası-ilaçparası
tlacı. kayıtaz şartsız patent kapsamına almak, bugünku
koşullardaTıirkıye'dekı ılaç fı>atlanna, \akın gelecekte fuze
hızlı yukseLşlenn yolunu açmak demektır. Ve bu bıçımıyle
patent yasasınm hıikmü, dış ekonomı dünyasına Turkıye'nın
büyük bır cdünü anlamına gelecektır.
Prof. Dr. \Lİ SAİT YÜKSEL
C
jmhunyet'm 70 yılına
şrerken bıle TC'de hâlâ
Ösmanlı yasalanndan
vjrurlukte olanlann
Dulunduğuna ınanmak
şıç gıbı gebr ama ger-
çek, soz gelımıTaş Ocaklan Nızamna-
mesı (1901 Unhh) Demıryollannın
Usulu Zabıta^ına Daır Nızamname
(1867 t'lı), Zabıta-ı Saydıye (Denız
avcılığı) Nızannamesı (18831 'lı) Me-
munn Muhakeraatı Hakkında Kanu-
nu Muvakkat 19131 "lı). Kır Bekçılen
Hakkında Kanun (1914 t 'lı) vb gıbı
Bunlar ıçınde en unlusu de kuşkusuz
tam 114 yaşındakj (1879 yapımı) pa-
tent (ıhtıra beratı) yasası
Bu yasavı yenıleme doğrultusunda-
kı -ozellıkle son 15 yıldan ben- çabalar
eksık olmamiftır Bunlardan hıçbın
bugune dek >asalaşma aşamasına ge-
lemedı Son ta^lak, >asalaşmaya en
yakın taslak goruntusu taşıyor Bunca
bekleyışten sonra nasıl bır taslak çıktı
ortaya'' Tam bır sır1
Demokrasıyı ulkede 'butun kurum
ve kurallanyla \erleştırme" sloganını
dıllennden duşurmemış polıtık gucun
>etkılılennden bıle bu taslağı sağla-
makmumkunolamamıştır Şusatırla-
nn yazan. unıversıtesı hukuk fakulte-
sıne patent deranı ko>duran ve patent
konusunun kıtabını (naçızanel >azan
Cumhunvet'ın uç >a da ıkı bılım ada-
mından bın olduğu -\e taslağa "fisebı-
lıllah" katkıda bulunma ısteğını (eleş-
tınlen>le bırlıkte) bızzat bakana yaz-
dığı halde - ne taslağı resmı kanaldan
edınebılmış. ne de bır cevap alabılmış-
ür
Açıklık>ekatılım,
demokrasilerin kuralı
Demokrasılerde yasalar, gızlı kapı-
lar ardında sadece belırlı klıklenn yon-
lendırmelenne terk edılmez Demok-
rası. toplumu ılgılendıren her karar ve
oluşumda, kamuya açıkhktan, olabıl-
dığınce genış katıbmdan yana olmayı
gerektınr Ozellıkle bu yasa taslağında
konu. neden böyle 3-5 aylı gızlı dosya-
larla geçıştınlmek ıstenıyor9
Nedensız
değıl elbet1
Dunyanın sıgara trostlen
nasıl gelecektekı pazarlama stratejıle-
nnı, az gelışrruş ulkelerdekı nufusun
hızlı çoğalışına bağlamışlarsa, buyuk
ılaç trostlen de >ıllardır Turkıye'dekı
genış tuketıa kıtlesını fiyat egemenlık-
len altına almanın sabırlı ve yılmayan
mucadelesını vermektedırler Pekı
>erh ılaç tekellen sankı farklı mı dav-
ranır, dersenız. haksız değılsınız Doğ-
rusu tekellığıne. ıkısı de tekel1
Ancak.
patentle yerlı tekel gucunu de kendı hı-
zasına sokacak yabancı ılaç trostlen-
nın. Turkıye'dekı ılaç fiyatlannı -belkı
bebrlı bır soluklanma ve geçış done-
mınden sonra- fuze gıbı fırlayışa zorla-
vacaklan da gorunen bır gerçek
Bunu anlamak ıçın Turkıye'de satılan
-ve kalıtesı de pek farklı olmayan- kı-
mı standart ılaçlan. Almanya'da, İs-
vıçre'de hatta Ispanya'da almaya
kalkışırsanız. Turkıye fıyatının behrlı
yuzde farkıru değıl. katlannı odeme
durumunda kalacağınızı hay retle go-
rursunuz
Çaba. ışte dışandakı bu fıyat meka-
nızmasını once Turkıye'ye de empoze
eünek ve sonra da Turkıye run Turkı
cumhunyetlere ılaç ıhracatının dızgın-
lennı ele geçırmeye yonelık'
İlacın neresi mi patent?
Bazı Avrupa ulkelennın modern ya-
salan gıbı yuzyıllık (asırlık) yasamız
da ınsana besın ya da ınsan sağlığına
ılaç ışlevı olan buluşlan, patent kapsa-
mı dışında tutmakta ve sadece uretı-
mın uygulama reçetesını patent kapsa-
mına almaktadır Bu nedenle bu gun
patentle korunan uretım bıçımınde or-
taya çıkan son urunu tamamen başka
bır yontemle elde etmeyı başaranın
herhangı bır patent engelıne takılması
soz konusu değıl Oysa uluslararası
ılaç trostlennın sıstemlı çabalan, ılaa
patent altına alma yonundedır Ve
gunluk basında da ozellıkle vurgulan-
dığı gıbı ılaç trostlen son taslakla 'mu-
rat lanna ermışlerdır İlaa patent kap-
samına alan polıtık karar. trostlerden
çcvınlmış (tercume edılmış) gerekçele-
n kamuoyuna ulaştırmada da ıvedı
davranmıştır Okumuşsunuzdur. bu
gerekçelerde ışlenen ana tema şövle
Ilaç patent kapsamına alınınca. yerlı
ılaç tekellennın "rehavet ı kaçacak.
artık onlar da araştırma-gelıştırme
butçelennı alabıldığıne şışirerek dun-
ya ıle buluş vanşına kalkışacaklar Ve
sonuçta, bızım topraklardan da artık
'mucıt'ler fışkırmaya başlayacak
ABD'de Patent Mudurluğu kurulu-
şundan (1790) bu y ana 4 5 mıly on pa-
tentın kaydı yapılmıştır Turkıve'de de
1879'dan bu yana 26 000 bunun da
23 OOO'ı vabanalar adına1
Bugun
(ABD'de her hafta o> talama 1000 (Al-
manya'da 1100) patentın kaydı yapılı-
yor Bızım 114 yıllık (tam) yerlı patent
sayısı, ABD'dekının ıkı haftalığına
denk' Gonul elbette pek ıster. bızde de
araştırma-gelıştırme alsın yurusun dı-
ye Bılınsın kı bızde buluşlar şaha da
kalksa, onlar da durmayacak ve bu
fark,azçok\arlığınıkoruyacak Oza-
man da fıyat dızgınlennı uluslararası
troste kaptırmış olmak. yanımıza kâr
kalacak
Tam bir karşılıksız ödün
Ilaa, kayıtsız şartsız patent kapsa-
mına almak bugunku koşullarda Tur-
kıye'dekı ılaç fıyatlanna. yakın gele-
cekte fuze hızlı yukselışlenn yolunu
açmak demektır Ve bu bıçımıyle pa-
tent yasasının hukmu, dış ekonomı
dünyasına Turkıye'nın buyuk bır odu-
nu anlamına gelecektır
Oyleyse ılaç. Turkıye'de hıç mı pa-
tent kapsamına alınmayacak'' Goru-
nen odur kı dışa açılma savındakı bır
ekonomı ıçın bu doğrultudakı dış gelı-
şım ve baskıdan ılelebet kaçabılmek
mumkun değıldır Fakatboylesınebu-
vukbırodun cıddı bır karşılığı ortaya
konursa ancak soz konusu edılebılır
Uluslararası ekonomık -lışkılenn ku-
ralı budur
Herhalde kımya \e ılaç sanayumı-
zın. soz gehmı Avrupa'nın bır Âvus-
turyası'nı tersah fersah gende bıraktı-
ğını savunacaklar çıkmayacaktır O
Avusturva kı 801ı yıllann başlannda
yasalaşan modern patent yasasında,
ılacı patent dışında bırakmıştır Boyle
bır tutumda aslında Avrupa patent
anlaşmasına a\kın bır yon de gorûl-
memıştır
Çunku bu modern antlaşma da, ta-
raflanna. mıllı vasalannın ılacı patent
dışında tutması durumunda 10 yıllık
geçış donemı ongormuştur VeÂvus-
turya bu olanaktan yararlanarak mo-
dern vasasında da ılacı patent dışında
tutmüştur
Pazarlık kozu olmalı
Taslaktakı kardınal yanlışlık. tezel-
den duzeltılmelıdır Bu konu, ılerkı
herhangı bır uluslararası ekonomık
ılışkının. soz gehmı yıllar sonrasında
da olsa. Avrupa Topluluğu ıle olası
tam uvelık goruşmesının önemlı koz-
lanndan bın olarak kesınlıkle elden
kaçınlmamalıdır
"Dış dunyaya açılıyoruz ' efelenme-
sı uğruna, bır ıkı sırt sıvazlamasıyla
ayranı kabartan gostenlere gınşmek.
ılaç fıyatlan gıbı toplumun genış kıt-
leleny le ıç ıçe olan sosy al sorunlara çö-
zum bulunmasını çok daha ağırlaş-
tınr. sosyal malıyet hesaplanntn topu-
zunun elden kaçması sonucunu doğu-
rur
PENCERE
ARADABIR
YAVUZ GÖR
Emekli Elçi
Bidun Hatfema ve Etfal...
Kabıl'de gorev yaparken, mızahı bol Afgan dostlar an-
latmıştı 1920'tı yıllarda, Amanullah Han donemınde
'Batılılaşma' ruzgârları esmeye başlayınca bırçok
'yenılık' ve alafrangalık'arasında bırde guzel davetı-
yelerbastınp eşı dostu yemeğe ıftara, sahura vb çağır-
mak modası çıkmış
Gel gor kı, davetıyeyı alan kışı ya da aıle, onde fenerle-
rı taşıyan "hadema', ortada aıle reısı ve eşı, baldızları,
dunurlerı, gorumcelerı bacanakları, yeğenlerı, arkada
aılenın çocukları (etfal) bırlıkte davete "ıcabet" eyleyıp
ev sahıbını şaşkınlığa ve de bu kadar kışıyı ağırlamakta-
kı zorluklara uğratmaya başlayınca davet sahıplerı,
bastırdıkları davetıyelerın altına, ' Bıdun hadema ve et-
fal' ıbaresını koymakzorundakalmışlar
Turkçesı Hademelerı ve çocukları getırmeyın
Bu tur alaturkalıklara, kışıler arasındakı davet ve zıya-
retler konusunda ne kadar yer yoksa, devlet, hukumet
adamları, parlamento grupları vb nın zıyaretlerı söz ko-
nusu olunca, sorun çok daha cıddı bır tçerik kazanır
Son yıllarda, cumhurıyet tarıhınde hıç de görulmemış
bırfrekansta, herkesın, her zaman bıryerleregıdıpora-
larda ' temas' lar yapıp, basın konferansları duzenleyıp
boy gostermesı gıtmışken bıraz ya da çok alışverış ya-
pılması, donuşte bu kadar kışıyı zor bela, tıkış tıkış sıkış-
tırabılen havalımanlarınınşerefsalonlarında, basınave
TV'ye,' zıyaret başarılı olmuştur Turkıye'nın onemı bır
kez daha vurgulanmıştır Şu avantajı aldık Şunu verdık
Bunu vermedık" türunde açıklamalar yapması, sık sık
gorulen durum ve manzaralardan olmuştur
Bu dış gezılerın başarıları, çok kez, eskılerın "kendın-
den menkul' dedıklerı turden olup, -eğervarsa- ışı cıddı-
ye alanlar zıyaret edılen ulkenın basınında zıyaretle
ılgılı olarak çıkan yazı ya da yorumları ıncelemeye ko-
yuldukta, parlak boyalarla suslenen bu açıklamaların ve
savların, çok kez pastelden başlayıp, Prusya mavısın-
den geçıp, komurkarasına kadar gıttığını hayret ve ıbret-
le goreceklerdır
"Zıyaret' konusunda bazı değışmez kurallar vardır
- Davet edılmeden gıdılmez
- Kendını davet ettırmek, geçerlı olmadığı gıbı, onur
kırıcıdır
- Eğer gıtrnekte zorunluk varsa, her şeyden once çok
lyı "hazırlık' yapılır Bu hazırlıklar arasında, gıdılecek
ulke ıle olan ılışkılerımız konusunda sorumlu ve yetkılı
Dışışlerı Bakanlığı nca bır 'senaryo " hazırlanır Gıde-
cekleregenışvekapsamlı bır "brıfıng' verılır Goruşme-
lerde ılerı surulebılecek ya da surulemeyecek konular
belırlenır Orada yapılacak basın konferansının ozenlı
bırmetnıkotarılır Yapılacak açıklamalar yadaverılecek
söylevler hazırlanır yazılır ve o ulkenın dılıne çevrılır
-Cıddı "ış' boyleyapılmalıdırve boyle yapılıyordu
- Soylemeye gerek yok Zıyarete "Bıdun hadema ve
etfal gıdılır
ûzel yaşamda olduğu gıbı, uluslararası ılişkılerdede,
kışısel ılışkılerın ve karşılıklı sempatılerın onemı buyük-
tur Bugunku aşamada, dunyanın bugunku ortamında,
eskıye bakarak çok daha sık zıyaretler yapılması zorun-
luvedoğaldır Ulkesındendışarı kıpırdamayan devlet ve
hukumet adamları gerıde kalmıştır
Gerçekler boyle olunca, oyunu kurallarına gore oyna-
mak kesın bırzorunluluktur
1953 te Stalın olunce, Krusçev ışlere el koyana kadar
bır sure, Sovyetler Bırlığı'nın ıkı lıderı oldu Bulganın ve
Malenkof Bu ıkı ' zat', neden gerek gordulerse o za-
man, sık sık dış gezılere çıkarlar, ıçınde Bolşoy ya da
Kırov artıstlerı de dahıl, çok kalabalık gruplarla oteye
berıye gıdıp gelırlerdı Bu gezılerın Sovyetler'e ne ka-
zandırdığını bılmıyoruz Bılınen bır şey varsa, o da, bır
sure sonra Batı basınında, "Moskova Sırkı Gelıyor" tu-
runde başlıklar çıkmaya başladığıdır
OKURLARDAN
Emekçiinsanı kutluyorum
OMart, Emekçi Kadın Gunu Çok değıl çeyrek yuzyıl
once boy le bı r gunden soz edılebılır mıydı? Bugun sozu
edıldığınde, tarİadakı. fabnkadakı,(modern mapushane
olan) evdekı iadırun kacırun haben var
8Mart, 1857"de.New York'takıbırdokumafabnkasındakı
kadınlann 'eşt ış. eşıt ucref mucadelesıyle başlayan grev
gununun Clara Zetkın tarafmdan 1910 yılında 'Emekçı
Kadın Günıi önensıy le gundemleşmesı v e BM tarafından
1975'de onayianması'dır Sonuçta kadın 'emekçi' onuruna
sahıp olabılrrjştır
Bu guzel olmasına guzeldır ama anlamı nedır9
Kadına ozel bır gun ayırarak yapılan yıne ans ay nmı değıl
mıdır9
Gun 'emekçi günu' olsa anlamını daha ıyı bulacaktır
Kadına ozel bır gun ayırak onun yıne acız, korunmaya
gereksınımı clan ıkıncı ans olma açısıdesteklenmıyor mu9
FatmaKılıç
TARTIŞMA
Ayakta durabilir mi?
Ocak 1993gunlu
Cumhunyet'ıe
SayınProf Dr
Mu;>tataAltıntaş.
"Bağışlananve
pazarlanan koltuk
Reklorluk" başlıklıyazısında,
unıv ersıtelenmızın son v ıllarda
uğradığı yıkımı aynntıb bır
bıçımde dıle getırmıştır Son 15
y ıldır ıçensınde yaşadığım ve
guçlu bır kaleme sahıp
olmadığım ıçın yeterlı bıçımde
anlatamadığım olay lan, çok
guzel bır şekılde açıkladığından
dolayıSayınAltıntaş'ı
kutluyorum Yazıda, altını
çızdığım şu satırlan ulkemızın
butun ay dınlanna, ozellıkle
yonetıalenne tekrar tekrar
duyurrnakıstenm
• İ98O'h ve sonrakı yıllann
yıkıma uğrattığı kurum ve
değerlerden en onemhsı
"unıversıte" ıle "unıversıte
oğretım uyelığı" olmuştur
• 1980'h yıllarda bır y andan
"serbest bır pıvasa" soylemı
pompalarup "koşe donuculuk
ve ışbıtıncıfık" mıtleştınbr \ e
sosyal devlet anlayışı mahkum
edılırken, "kul ve kole"
yaratımına donuk bır eğıüm
sıstemı kurumlaşünlmışür
• Yıkımın bır başka
gostergesı. aklın onundekı
engellen bılımsel yontemlerle
kaldırması gereken
unıversıtenın gıderek
medreseleşünunesıdır
• 3837 sayılı yasanın ek 30 ıle
gecıcı23ve24 maddelen.
sıyasetçının ehnı, unıversıte ve
unıversıte oğretım uyelığı
meslegının ıçıne ıyıce daldırma
olanağını vermıştır Bunlann,
yakın gelecekte unıversıter
yaşam bıcımını ve oğretım
uyelığı mesleğını. bugunü de
arattıracak bıçımde. ne bıçım
vozlaşünp kırleteceğını hep
bırlıkte gozleyeceğız
Ortaöğretım 'hocalanna kıyasla
çok daha genış y etkılere,
orneğın "unıversıte özerklığı"
yetkısıne sahıp olan oğretım
uyelen. baskılara boyuneğerek
unıversıtelenmızı yukanda
ar-
1
' nan duruma getınrken,
ortaoğreüm hocalan aynı
baskılara nasıl dayanır ve
eğıtımı koruyabılırlerdı
9
Koruyamadıklan ve Mıllı
Egıtım Bakanhğı'run,
cumhunyetımızın ılk yıllannda
ızledığı y'oldan buyuk çapta
saptığı. çeşıtlı egıtımcıler
tarafından sık sık dıle
geünlmektedır Neyaakkı
ulkemızde okuma alışkanbğı
çok az olduğundan, bu konular
yeten kadar su yûzune
çıkmamaktadır Boyle olunca
da, gerektığı şekılde uzennde
durulmamakta ve duzeltme
yoluna da gıdılmemektedır
Bız. bır ortaoğreüm \
kurumunda (ortaokul ve bse
bırarada)yaklaşık 10 yıldan
ben suregelen ve bugun de
Türkçe, Türkçe, Türkçe...
C
umhuriyetten
önce İslam
dinininde
etkisiyle,
ozellıkle
yönetenlerile
onların yardakçılan tarafından
hor gorulen (Anadolu'da sözlii
olarak yaşanıa savasını vererek
çok değerli urunler >ermesine
karşın) Turkçemiz, L lusal
Kurtuluş Savaşı'ndan sonra
-nasıl ki ulkemiz toprakları
duşmanlardan temizlenmistir-
yabancıdillenn
bo> unduruğundan, pençesinden
kurtarılarak Türk ulusunun y azı
- konuşma dılı olma >olunda
buvuk ilerleme gostennıştir.
Doğaldır ki bunda y adırganacak
bir durum > oktur. Âsıl
y adırganacak olan. Türkçenin
daha onceki durumudur.
Türkçenin, ozellikle \rapca ile
Farsca'nın etkilerinden
kurtulması, bir anlamda
<Vnadolu ınsanının \ abancı
egemenliğınden kurtulmasmın,
kendıne gıı\eninin. kendi ulusal
kimliğıne sahıp çıkmasının da
göstergesiydi. Bu \olda ikrici
aydınlarımız. yayın
kunıluşlarunız buyuk >ol
almışlardır. Ancak Türkçe ile
\nadolu insanınm Doğu
bağnazlığından kurtulma
savaşımı ozellikle son y ıllard a
bir başka tehlike ile karşı
karşn adır. Sanki Doğu
bağnazlığından kurtulmanın
yolu Batı etkısıne gırmek, köriı
konine Batı özentisine
kapılmakmışcasına, bir kısım
> ay ın organlarunızda y an
Türkçe y an tngilizce
> azılardan, ılanlardan
konuşmalardan
gecilmemektedır. Ben bunlan
gordukçe, duy dukça
utanıyomm, zaman zaman
tepkilerimi dile getıriy orum,
ama sanki ben y anltş
y apı> ormuşumcasına
yadırganıy orum. Turkiye'de
türkçe konuşmak. Türkçe
konuşmay ı savunmak
y adırganıy or. Anlaşılacak şey
değil. Bazı soytarı, kendini
bilmez, ozenti düşkunu.
dengesiz, ulusal değerler
yönunden hasta insanların bu
da\ranışlarına karşı koyarken
bir de bakıyoruz ki Turkıye'nın
Fetva ve yazar
A
zızNesın her
zamankı
"medenı
cesaretı" ıle
Salman
Ruşdı nın
Şeytan Ayetkri
adlı romanının Türkçe
çevınsımn yayımlanmasını
sağlayacağını kamuoyuna
duvurmuş bulunuyor
\zız Nesın. soz konusu
romanı, henuz Turkçeye
çevırtmedığı ıçın okumamış
Dolayısıyla, bu kıtabı y azann
gorûşlennı paylaştığı ıçın değıl,
yalnızca toplumumuzda bır
baskı oluşturan dıncı
bağnazlığa karşı bır tepkı
olarak yayımlamak ıstıyor
Şeytan Ajetleri'nın Turkıye'de
yayımlanması, duşunce ve
yaratma ozgürluğunun de
otesınde bır anlam
taşımaktadır Ortaçağ
despotluğunu gunumuzde
burdurmek taşıst-dınsel bır
baskı oluşturarak duşunen
ınsanlan smdırmek ısteyenlere
karşı ıktıdann yapamadığını
y apmak. laık duşunceyı
odunsüz sav unmak Azız
Nesın'm gınşımını bu
bağlamda değerlendıny or \ e
yazar, çevırmen. v ay ımcı
olarak kendısını yalnız
bırakmamamız gerektığını
duşunüyorum
Bugun, şu ya da bu kıtabın
yayımlanmaması ıçın tehdıtte
bulunanlar, hıç kımsenın
kuşkusu olmasın, yann nasıl
yaşayacağımızı, nasıl
gıyıneceğımızı, neler v ıyıp neler
ıçeceğımızı, hangı kıtaplan
okuyup, hangılennı
okuyamayacağımızı da "dıkte"
edeceklerdır
Her turdiktaya karşı olan
yazarlanmızın,
çevırmenlenmızın, Azız Nesın'ı
bu gınşımınde y alnız
bırakmamalangerekıyor Bu
sınsıce ılerleyen. karşı
konulmadıkça alan kazanan
kımı yerde masum, kımı yerde
zorba gorunuşlu ortaçağ artığı
dına-faşıstlenn ovununu
bozmak, ancak kararlı bır
bıçımde onlara karşı çıkmak ve
dırenmekle mumkundur
Şunu da unutmamak gerektır
kı bu fanatıklenn kendılennce
yonımladıklan dın, onlann
tekelmdedeğıldır Bağnaz
ınançlan uğruna, gozu kapalı
ulkemızın, duşunmekten v e
doğru bıldığını dıle getırmekten
başlca suçlan olmay an
ınsanlannı olduren bu
fanatıklenn. dınsel ınancını
Tann ıle kendısı arasında goren
ınançlı Turk halkıvla
uzak-y akın bır ıhşkısı yoktur
İşı duşunmek, yazmak,
yaratmak olan kışılenn, ozgur
duşunceye ve ınanç
dev am etmekte olan bır olayı
açıklamak ıstıy oruz
Istanbul'un yakın bır ılçesınde
7O'lı \ ıllarda uzunca bır sÛTe
beledıye başkanlığı yapan bır
kımse. 8O'lı yıllann başındakı
beledıye secımlennde yenıden
aday lığmı koydu Başkanın
karşısında bulunanlar.
başkanın ılkokul dıplomasının
bulunmadiğını, bu nedenle
aday olamayacağını secım
kuruluna bıldırdıler Seçım
kurulu yaptıâ ınceleme
sonunda. ıddianın doğru
olduğunu saptadı ve eskı
başkanın adaylığını duşurdu
Bu olavdan sonra eskı başkan,
dışandan sınav lara gırerek
once ılkokul dıploması aldı v e
ortaokul dıploması almak ıçın
de başvurdu Gırdığı sınavlan
kazanamayınca ortaokul ve lıse
hocalanna duşman oldu,
yakınlanna hocalan kotuleyıp
duruyor
Bugun koalısyon partılennden
bınnın ılçedekı ıkıncı
başkanlığını y apmakta olan bu
eskı beledıye başkanı. Mılb
Eğıtım Bakanlığı uzennde ne
kadar etkılı olduğunu, çeşıtlı
orneklenyle anlatıyor \ e
' Lısey ı ıslah edeceğım" dıy or
Soruyorum Lısenın ıslahı bu
kışıye kalmab mıydı
1
Unıversıteyı dejenere olmaktan
kurtaramayan yonetıalenmız,
bu kışıyı ve benzerlennı nasıl
durduracaklar
9
Bu sorulann
y arutlannı duşünen lıse ve
ortaokul hocalanmız,
buzulerek kabuklanna
cekılmekten başka bır şey
yapamıyorlar
ProfDr. Tatein
Tokmanoğlu
onde gelen y ay ın organlarında
Turkçesi olduğu halde yine de
yabancı sözcuklere yer
verildığiragonıyoruyz. İşteo
zaman '"pes artık" diyoruz. Bu
arkadaşların dertleri nedir
anlayamı\onız.
Sa\ ın Aziz Nesin'e hak
vermemek elde değıl. kendi
dilini. kendı adını bilmeyen,
kendine. değerlenne sahip
çıkmay an bir topluluk, olsa olsa
"surd" olur. Surüleri de y a
birileri güder y a da surüler
birilerineyemolur. Anadolu
topraklarında suru olmay acak
gerekli güç ile destek vardır.
Baştakilere, ilgililere.
ilgilenenlere duyurulur.
Çağlar Dere
ozgurluğune karşı sılahlannı
çevırmış teronstlere karşı bır
tepkı olarak Salman Ruşdı'mn
Şeytan Ayetleri romanına
çev ırmen olarak ımza atmalan,
kanımca yalnız bır tepkının
değıl, bır davanışmanın da
orneğını oluşturacaktır
Bırçok "munasebetsız" dılın
soyledığı gıbı \zu Nesın ın bu
gınşımı bır' kahraman" olmak
ıçın y aptığı kanısında değılım
Gunumuzde ve ulkemızde
hıçbır yazann boylesı bır pahalı
kahramanlığa ıhtıyaa yok
Azız Nesın'ın ıse hıç
Dolay ısıyla, bu onenm Azız
Nesın'ın elınden olası bır
kahramanhğı almak ıçın değıl
tam tersıne yazar
sorumluluğunu ve kalemın
onurunu onunla paylaşmak
ıçındır
Ferit Edgü
Demir Ağlar...
Hukumetın gundemınde hızlı tren gınşımı var, bu yuz-
den kıyamet kopuyor
Karşı çıkanlar var
Kımlerdırenıyor'?
Dıyorlar kı
- Hızlı trene karsı cıkan çağdısıdır kısır kafalıdır vız-
yondan yoksun tutucudur Bunların cumhurbaşkanı da
'tren komunıst ısıdır dememıs mıydP
Solcular bu kez paçayı kurtardılar cunku sol ıktıdarda
ve hızlı tren tasarımının ıcındedır Oysa ılk Boğaz kopru-
sunun soylencelerı belleklere ıslemıstı hıc unutulma-
dı
istanbul Boğazı'na ılk kopru kurulacağı sırada Mımar-
lar Odası karşı çıkmıstı
- Boğaz dan gecıs raylı sısteme de bağlanacak bır
sualtı tunelıyle yapılmalı Eğer bu kopru yapılırsa hızlı
yerleşım İstanbul Boğazı nın kuzey-guney eksenıne yı-
ğılacak, kopruler tuzagı kurulacak Ilk kopru kısa surede
tıkanacak ıkıncısı de yetersız kalacak ucuncusu gun-
deme gırecek kent boğulacak Boğaz cırkınlesecek
O gunlerde kıyamet kopmuştu tartışmayı sağ-sol kav-
gasına bağlayıp ışı bıtırdıler
Ama Mımarlar Odası nın ongorusu gercekleştı ıkıncı
kopruye karşın İstanbul duğumlendı bugun Boğaz sırt-
larında Karadenız e kadar gokdelenlerle gecekondular
kucak kucağadır kac kopru yaparsan yap nafıledır
•
Buyuk yatırımların çevresıne dev şırketlerın golgelerı
ıster ıstemez duşuyor, tekeller devreye gırıyor Zengın-
ler Kulubu' Uçuncu Dunyaya kımı unlulerını gorevle
yolluyor, eskı NATO Başkomutanı Haıg ya da eskı Ingıl-
tere Başbakanı Thatcher gıbı meshurlar buyuk şırketle-
rın dosyalarını koltuklarına sıkıstırıp Turkıye de ış kotar-
mak ıçın dolanıp durmuyorlar mı'? Bu turden cıkar catış-
maları elbet basına da yansır ısın ıçıne teknık ve
parasal uzmanlık da yuvalandığından cok boyutlu bır
sorun ortaya çıkar, her kafadan bır ses yukselır sonun-
da ağır basan parsayı toplar
Hızlı tren gırışımının çevresınde yumaklanan tartışma
da buyuyecek gıbı gorunuyor
Gerçekte sağ kesımden GAP a karsı çıkanlar da eksık
değıl, bu çaplı yatırımın Turkıye yı pençesıne gecırmış
enflasyona kaynaklıkettığını soyluyorlar kı uzennde du-
rup duşunulmesı gereken bır soru ısaretıdır
Pekı hızlı tren tartışmasının ozu ne? Soylendığıne go-
re bu yatırımın malıyetı 10 mılyar doları bulur Oysa bu
parayla ulkedekı butun demıryolları lyıleştırılebılır
Anamuhalefet partısı hızlı trene bu gerekceyle karşı
çıkıyor
ANAP solcu mu'
•
Ikıncı Dunya Savaşı ndan sonra Turkıye'de ABD'nın
desteğıyle karayolları polıtıkasına oncelık verıldı Ne var
kı bız vur deyınce oldurduk demıryollannın uzerıne bır
çarpı ışaretı koyduk cokyanlısyaptık
Bugun Turkıye ya da Latın Amenka ulkelerı gıbı yer-
lerde yuk ve yolcu taşımacılığı buyuk çapta karayollarıy-
lasağlanıyor demıryolları soldasıfır kalmış OysaABD
ve Batı Avrupa da taşımacılık dengelı bıçımde kara
ve demıryolları nca paylasıhyor, Zengınler Kulubu nun
uyelen enayı olmadıklarından ıslerını bılıyorlar
Solcular yıllardan ben bu konuda sıyâsal ıktıdarları
uyarmaya çatıstılar
-Etmeyın eylemeyın
Kımse dınlemedı Oysa uzmanlığada gerek yok sağ-
duyu sahıbı olmak yeterdı gerçeklerı gormek ıçın
Cumhurıyetın ılk yıllannda demır ağ polıtıkası vardı
bu sıyaset '10 uncu Yıl Marsı na bıle gırmıştı, şımdı yıne
başlangıca donuyoruz 1930'lara
Uygarlık dunyasında ulkeler demır ağlarla orduk ana
yurdu dortbastan marşınısoylerkenbız Amenka aylav
yu ıleoyalanmıştık şımdı aklımızbaşımıza gelıyor
Atatürk ilke ve devrimleri,
laik cumhuriyet,
düşünce özgürlüğü ve
demokrasi adına
Sevgili
UĞUR
MUMCU
"Kurda, kuşa bize
Serpilmişsin toprağımıza,
Bire bin veriyor yüreğimiz."
Y4L0VA LİSESrNDEN 90 ÖĞRETMEN
Hukuk devletının, laıklığın ve emeğm yılmaz
savunucusu, eşi bulunmaz demokrat
UĞUR MUMCU
sonsuza dek yolumuzu aydınlatacak.
GEZİ OTEU VE PATISSERIE GEZt
ÇALIŞANLARI
İLAN
DÜZCE 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo 1992 531
Davacı Mustafa Bednkoğlu vekılı tarafından hasımsız olarak
açılan senet ıptalı davasıran mahkememızde yapılan açık yargılama-
sında,
Davaa vekılı, muvekkıh Mustafa Bednkoğlu'nun, temınat olarak
T tş Bankası'na verdığı ıkı adet senedın, bu bankanın Duzce Şubesı
tarafından İstanbul Bakırkoy Şubesı ne gondenlmek uzere PTT'ye
teshmı sırasında kaybolduğunu senetlenn nerede kaybolduğunun
tespıt edılemedığını bu nedenle zayı nedemyle senetlenn ıptalıne ka-
rar venlmesım ıstemış olmakla 15 3 1992 tanhlı 1 500 000 TL Tık ve
15 4 1992 tanhlı 4 000 000 TL 'lık borçlusu Mustafa Bednkoğlu olan
ıkı adet senedı ehnde bulunduranlann, 15 gûn ıçınde mahkememıze
ıbraz etmelen aksı takdırde ıptalıne karar venleceğı ılan olunur
Basın 46405