Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyel Sahibi: Cumhuriret Matbaacılık ve Gazetecilık Turk Anonim Şırketi adına N'adir Nıdi # Gend Yayın Muduru: H*SM Ccnnl. Müessese Muduru EmiiK l'^akltgil. Ya?ı lşlerı Muduru: Okay Göımsiıı, % Haber Merkezi Müdürü: Yalçın Baver, Sayfa Duzeni Yonetmenı: Ali Ac»r, # Temsilciler ANKARA: Ahmeı T»a. IZMİR Hikmcl Çeıinkıya. ADANA: Cela) Istanbul Haberleri: EXıaj| Akyıldlz, Dış Haberler: Ergun Balcı. Ekonomi: Ongiz TurfaBB, Küttür: OtıJ Üsler, Spor Danışmanı: Abdülkadir Yücelman. Duzelıme: Refik Durbaş, Araşıırma: Şahin Alpay, IşSendika: Şikran Ktıenci, Yurı Haberleri: Nttdtt Dogan. Dizi Yazılar: Kernn Çahşkan, Q Koordinatör: Ahmel Konılsan, • Malı Islcr Ero) Erkut, • Muhasebe: Bukai YStner • BütçePlanlama: Sevgi OsmanİK^oglu # Reklam: Ayjt Toru. Ek Yayınlar: HUy» Akyol 9 Idarc: Hıistym Gurcr, Işleıme: Önder Çdik, Bilgilşkm: Nail Inal. Basan « Yayat Cumhuriyçt Matbaacılık v e G a z n e d l i k T.A.Ş. TUrk Oca{ı Cad. J9/41 Cajajotlu 3433) Isı PK: 246lslanbul. Td: 512 05 05 (20 haıl, Telra: 22246 Fax: (1) 526 6 0 72 # Bumlar: Ankare: Zıya Gokalp Blv Inkılap S No: 19/4, Td: 133 II 4147, Tctex: 42344 Flx: ( 4 | 133 li 41/428 • I z a v r H Zıya Blv 1352 S.2/3. Td: 13 12 30, Tcta: 52359 Flx: (51) 19 53 6 0 # A d a u : InOnu Cad. 119 S N o : 1 Kat I, Tcl: 19 37 52 (4 hat), Teteı 62155. Fax: Pl> 19 37 52 TAKVİVf: 22 AĞUSTOS 1989 İmsak: 4.39 Güneş: 6.13 Öğle. 13.12 Ikindi: 16.58 Akşam: 20.00 Yatsı: 21.28 60 okııla telehoca İZMİR (Cumhuriyel Kge Burosu) Bu yıl 60 okulda Bilgisayar Dcstekli Eğiıim Projesi"ni baslalacak olan Milli Eğilim Bakanlığı'mn elindeki 4 bin bilgisayardan ancak 800'ünün "kullamlabilir durumda" olduğu bildirildi. Ege Üniversilesi Bilgisayar Araşlırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Oğuz Manas. "Diğer makineler geçici olarak kullamlabilir. Biz geçmişte proje ye sadece olur olmaz makine alımı şeklinde bakılmasının yanlış olduğunu birçok kez söylemiştik" dedi. Prof. Dr. Oğuz Manas ayrıca, projeye 10 yıllık bir perspektif içinde yaklaşılması ve bu konuda dünyaca ünlü uzmanların görüşlerinden de yararlanılması gerektiği görüşünde olduğunu söyledi. BDE (Bilgisayar Destekli Eğitim) projesi Vehbi Dinçerier'in bakanlığı döneminden bu yana yılan hikâyesinedöndü. Dinçerler döneminde alınan 1100 bilgisayar okullarda tozlanırken, Tınaz Titiz'in bakanlığı döneminde " 5 yılda 1 milyon bilgisayar" hedefi açıklandı. Ardından Hasan Celal Güzel'in bakanlığı döneminde ise bu hedef "hayalcı" bulundu. Yeni Milli Eğitim Bakanı Avni AkyoPun bu projeye yaklaşımının ne olacağı beklenirken, Akyol 198990 öğretim yı BİLGİSAYARLIEĞİTİM Uydu kurtarma operasyonu NEW YORK (AA) ABD Uzay Ajansı, planlanan süreden önce dünyaya düşecek olan bir uyduyu kurtarmaya çalışıyor. New York Times'ın habehne göre, ABD Ulusal Havacıhk ve Uzay Dairesi (NASA) yetkilileri 11 ton ağırlığındaki biHmsel uydunun kurtarılması için, uzaya kasım ayında bir ntekik gönderilmesinin düşünüldüğiinü söylediler. NASA yetkilileri, halen uyduları yörüngeye yerleştirmek için kullamlan uzay mekiklerinden, uyduları dünyaya geri getirme gibi işlerde de yararlanmak istediklehni kaydettiler. Eğer uydu kurtarılmazsa, 2.5 ton ağırlığındaki parçaların, 430 parça halinde yeryüzüne düşebileceği belirtildi. Ege Üniversitesi Bilgisayar Merkezi Müdürü Prof. Oğuz Manas, Milli Eğitim Bakanlığı'mn elindeki 4 bin bilgisayardan ancak 800'ünün kullamlabilir durumda olduğunu, diğerlerinden geçici olarak yararlanüabileceğini söyledi. lında 60 okulda BDE pilot projesini başlatacaklannı açıkladı. Akyol, bakanlığın elindc4 bin bilgisayar bulunduğunu ve başlatılan ön piloı uvgulamaya 28 firmanın katılacağım bildirdi. Ege Üniversitesi Bilgisayar Araslırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof.Dr. Oğuz Manas. ilk kez bir bakanının konuyla bu kadar ilgilendiğini belirterek "Biz ümilliyiz. İlk kez bir bakanın konuyla ilgili raporian okuyarak geldiğini. kendi elemanlarını ikna eltigini gördüm. Projenin mutlaka başlaması. ama ihtiyatlı başlanması gerektiğini düşünııjor" dedi. Prof. Dr. Oğuz Manas, bakanlığın elindeki 4 bin bilgisayardan 800'ünün "kullanılabilecek durumda" olduğunu belirlerek şunları söyledi: "Diğerleri geçici olarak kullamlabilir. Projede 1 anaokulu da yer alıyor. Bunu ben istedim. Bazı arkadaşların bu konuda çalışmalan var. Tabii BDK deyince tarih. coğrafya öğrelmeyeceği/., tnüzikli, resimli yazılımlar var. İ'niversite özel sektör işbiriiği ile yazılım geliştirilecek. Pilol projeden amaç, projeye katılan firmalar yazılımları yapabiliyorlar mı, kapasiteleri ne, bunları görmek. Eğilirne uygun yazılımlar yazılacak. Öncelikle bu firmalara şans verilecek." Oryantal muzik eşliğinde kıvrak harekeöer sergileyen Ersoy, hayranlarının bunaltıct hücumlanna rağmen parçalarını bir ara halkın arasmcJa soyieoı, ^ saai suren Konsen Dinlerce Kişı ıaedi. Bülent Abla halka indi 27 haziran günü Gülhane'deki konserinde hayranlarıyla beraber olamamaktan yakınan Bülent Ersoy, önceki gece binlerce kişiyi mutlu etti. MUHARREM AYDIN "15 yıllık sanat yaşamımda beni var eden halk tabakasına, yani sizlere bir hizmet borcum var. Müteakip zamanlarda böyle halk konserlerinde bunu ödüyorum, ama kolay değil tabii." 27 haziran günü Gülhane'deki konserlerinde hayranlarıyla beraber olamamaktan yakınan ve "Belki bir gün burada bir konser daha verebilirim" diyen Bülent Ersoy'a ait bu sözler... Verdiği sözü tutuyor ve önceki gece Gülhane'de bir konser daha veriyordu Ersoy. 50 bin kadar hayranı da daha önceki konserin "tadını" unutamamış olacak ki Gülhane Gösteri Merkezi'ni erken saatlerden itibaren hıncahınç dolduruyordu... Bülent Ersoy'dan önce sahneye çıkan Oya Aydoğan, ıslıklı protestolardan nasibini alıyor ve parçasını bile bitiremeden sahneyi terk etmek zorunda kalıyordu. 50 kişilik orkestra yerini aldığında ise binlerce kişi ellerindeki mumları yakarak "Bülent Abla"larını selamlamaya hazırlanıyordu. Dev spot, ışıklı merdivenlerin tepesine yönelmiş, Bülent Ersoy bütün "endamıyla" üzerinde beyaz dantelli tuvaleti ile merdivenlerden ağır adımlarla iniyordu. Giriş parçasını bitirdiğinde kopan alkış tufanınm dinmesini bekleyen Bülenl Ersoy, sevenlerini şu sözlerle selamlı^ordu: Nasıhzz? Aslanlarım benim? Ablanız hepinize kurban olsun emi! "Hiçbir Şeyde Gözüm Yok" adlı parçayı bitirdiğinde ise Bülent Ersoy hayranlarına şöyle sesleniyordu: Bülent Ersoy'un Gülhane Gösteri Merkezi'ndeki konserinde seyirci rekoru kırıldı Çernobil için SSCB'den çağrı DavidoffCastro puro savaşları Dıs Haberler S«rvisi İsviçreli "puro lüccarı" 83 yaşındaki Zino Davidoff. kendisine ait 131.000 puroyu bozuk ürün olduğu gerekçesiyle ateşe vererek, yok etti. Bu adım, Davidoff firması ile Küba'nın tütün ihracaıçısı tekeli Cubatabaco arasında bir süredir de\am eden sa\aşı yeni bir boyuta ulaştırdı. "Der Spiegel" dergisinde yayımlanan habere göre Rus asıllı Davidoff, 60 yıldan bu yana Kübalılarla tütün ve puro ticareti yapıyor. "Havanas" onun ürünle Castra Puroları kendisi pazartayacak "Honduras purolan da çok iyi. İsviçreli ünlü puro tüccarı Zino Davidoff, Küba 'dan gelen puroların giderek içilemez hale geldiğini öne sürerek kendisine ait 131 bin puroyu ateşe vererekyok etti. Davidoff Cubartabaco 'ylaolan anlaşmasını dafeshetti. rinden biriydi. "50 jıldan bu yana" diyor Davidoff, "Her şey yülunda gitti. Caslro iktidara geldiğinde bile, ama on yıl önce Orla Amerika'dan İsviçre'ye gönderilen lütıin bozulmaya basladı. Bundan üç yıl önce ise durum çok, ama çok kötüleşti." Aralarında Davidoff için de hazırlanan 14 özel çeşidin bulunduğu Kübalı puıolar giderek "Sert ve daha da sertleştiler." İçerken "çekmek ve tekrar çekmek" zorunda kalınıyormuş. Böyie olunca da işin keyfi iyice kaçmaya başlanıış. Merkezi Cenevre'de bulunan puro firması elle sarılan Havanaları giderek daha sık olarak geri gönderme yolunu tuttu. Sonunda Cubatabaco geri gelen malları almayı reddetti. Kübalılar tehditler savurdu. Bundan sonra "Chaleau" cinsinden (tanesi 21 ile 31 mark arasında değisiyor) puroları göndermeyecekierini ilan etti. Sonunda da Davidof Pu "paragöî" olmakla suçlayıp, özel olarak hazırlanan puroların çok yüksek 11yatlara satıldıklannı ileri sürdü. İsviçreli firma, Kübalılar ile yapılan anlasmayı bir süre önce feshetti. Ancak bu durum Kübalıları pek şaşırtmışa benzemiyor. Muhtemelen bu kârlı puro ticaretini gelecekte kendileri örgütlemek istiyorlar. Davidcff, "Kiibalılar. Küba purolannın çeyrek milyar marka ıılaşan > ıllık hacmini konlrolleri allına almak niyelindeler" diyor. Gerçekten de Kübalılar Avrupalı firmalardaki paylarını yükseltme çabasındalar. Bu konuda Cenevre'deki puro firmasına da bir öneri gelmis. "Ama biz labii ki reddeilik" diyor Davidol'C, "Pulolar benim >aşamım." Ancak DavidotTun o ünlü "Chateau"larının yakında kayıplara karışabilcceği yolundaki kaygılar şimdilik yersiz. Davidoflun ifadesine göre, dcpolardaki mal üç yıllık ihtiyacı karsılayabilecek durumda. Castro'nun tütün stralcjistlcri dize gelmezse ne olacak'.' Bu konuda da DavidolTun ccvabı hazır: "Hiç önemli değil. Hıındııras ve Dominik C'umhuriyeli'ndcn gelen mal da Min derece iyi." Ama küllürel çöküs kacınılııuı/ gözüküyor: Ambargo ııcdcııiylc Küba puroları salın almalaıı yasak olan Anıcrikalılaı, gckccklc bu kökenli puroları "gfrçek Havannas" olarak kabullcıımek zorunda kalacaklar. Murat Şimşek adındaki genç, Bülent Ersoy'un elinden başlayarak, bacaklannı ve son olarak ayakkabılarını öptu. "Burada bir konser daha vermek islediğimi ve bundan tek kurus bile almayacağımı söylediğimde organizasyon komitesi oldukça şaşırdı. Ama sizlerle olmak her şeye bedel. Bizler gazinolarda, matinelerde söyliiyoruz hep. 5060 bin lira verip, bizleri oralarda dinleyemiyorsunuz, imkânlannız buna izin vermiyor. Belki aranızda beni hayatında ilk defa görenleriniz bile vardır. Onun için kendi kafamın dikine göre değil, sizlerin arzulan doğrultusunda sürdüreceğim programımı." Sevilen parçalarını birbiri ardına seslendiren Bülent Ersoy böylece hayranlarını mutlu edebilmenin yollarını arıyordu. Ama tek şartı vardı bunun için: "Birazdan okuyacağım 'Çile Bülbülüm Çile' parçasındaki 'Allah' nakaratını hep biriikte sövleyecegiz." İlk denemede binlerce kişiden çıkan sesleri "cılız" bulan Bülent Ersoy, hayranlarına şöyle diyordu bu kez: "Olmadı. Yeryüzünde taş taş üstünde bırakmayacağız. Hadi bakalım, göreyim sizi, hepiniz söylevin. en sağdan en sola, en arkadan en öne...". Daha önceki konserinde de olduğu gibi ikinci denemenin başarılı olmasından hoşnut kalıyor ve gözlerinin içi gülüyordu adeta Bülent Ersoy'un. Bu arada sahneye fırlayan hayranları Bülent Ersoy'a zor dakikalar yaşatıyorlardı. Bunlar bazen elinde "Bülent ablasının" fotoğrafı olan küçük bir kız çocuğu, bazen elinde bir demet çiçek genç kız, bazen de kucağında bebeği bir anne oluyordu. Bunlar içinde en ilginç görüntüyü oluşturacak olan da bir gençti. Murat Şimşek adındaki bu genç sahneye fırlayarak Bülent Ersoy'un elini öpüyor, bununla da yetinmeyip, bacaklarından başlayarak ayakkabılarına kadar öpüyordu. Bu "çılgın" hayranının beklemediği hareketi karşısında şaşkınlrğını gizJeyemeyen Bülent Ersoy "Ne yapıyorsun yavnıcuğum, lütfen bırak" diyordi. Görevlilerce gencin sahneden indirilmesinin ardından konserini sürdürüyordu Bülent Ersoy... Konserinin ikinci bölümüne ilk bölümde giydiği beyaz dantelli tuvaletin, aynı stil ama siyah rengi ile başlayan Ersoy "Benim sesinıden dinlemeyi istediğinizi bildiğim" dediği "Biz Aynlamayız" adlı parçasını yorumluyordu. Bülent Ersoy bu arada hiç beklenmedik bir sekilde halkın arasına iniyor ve bütün bunaltıcı hücumlara aldırmayıp parçalarını bir süre burada okuyordu. Tekrar sahneye çıktığında hayranlarına bir sürpriz hazırlıyordu Ersoy. Önce yere oturuyor, bir parça okuyor ve oryantal müzik eşliğinde kıvrak hareketler sergiliyordu. Bir ara yere yüzükoyun uzanan Bülent Ersoy hayranlarını epey korkuttu, ama Ersoy bayılmamıştı. Sadece "oryantalin raconu"ydu bu yaptığı! MOSKOVA (AA) Sovyetler Birliği'nin Beyaz Rusya Cumhuriyeti Başbakan Birinci Yardımcısı Vladimir Yevtuk, Çernobil Nükleer Santralı 'nda 1986 yılında meydana gelen kazanın etkilediği bölgelerden 100 bin kişinin daha tahliye edilmesinin gerektiğini belirterek, bu işlem için gerekli fonun oluşturulabilmesi amacıyla dünya kamuoyuna ekonomik yardım çağrısmda bulundu. Sismoloji Asamblesi İSTANBUL (AA) Uluslararası Sismoloji ve Arziçi Fiziği Birliği'nin 25. Genel Asamblesi, Atatürk Kültür Merkezi'nde başladı. Toplantınm açılışmda konuşan Bayındırlık ve tskân Bakanı Cengiz Altınkaya, sismoloji ve arziçi fiziği bilim dallarının henüz çok genç olmasına karşm, bu alanda son 1520 yıl içinde büyük atılım ve hızlı gelişmeler kaydedildiğini anlattı. 15 ülkeden yaklaşık 500 bilim adamı ve araştırmacınm katıldığı genel asamblede, depremler, sismoloji ve arziçi fiziği disiplinlerinin değişik konularînda 15 sempozyum, 9 grup ve 12 özel komisyon toplantısı gerçekleştirilecek. Trabzon Batum arası feribot TRABZON (AA) Sarp sınır kapısının açılmasından sonra, TrabzonBatum arasında da feribot seferleri başlatılacak. Abdullah Çakır Vapur Acenteliği tarafından organize edilen feribot seferleri, 14 eylülde deneme mahiyetinde başlatılacak. llgililer, TrabzonBatum arasında SSCB'ye ait deniz otobüsleriyle haftada bir kez yapılacak seferlerden olumlu sonuç alınması halinde, sefer sayısmm arttınlabileceğin bildirdiler. Gidişdönüş ücreti ise Konut Fonu hariç 200 dolar olacak. NEHIR AKIŞI Marchioness gezinti gemisinin sahibi Jane,Garmichael şöyle diyor: Arka tarafta bir çarpma oldu. Gemi yan döndü ve koster, geminin üstüne çıktı. 0 kadar ani oldu ki, yapacak bir şey yoktu " AŞIRIKÜLTÜR YORUYOR Risksiz ve çabuk Geminifi ktçımiaîö ç»p»$ma geanti tete»si«i yerde Tiıristlerde Stendhal şoku Değişik ülkelerdeki geziler sırasında aşırı kültürel programla yüzyüze kalan turistlerde yorgunluk ve stres ortaya çıkıyor. Dış Haberler Servisi İlk kez gittikleri ülkelerin kültürürıü öğreruneye çalışan turistlerde, zaman zaman dinlenme yerine stres ve bunalım da ortaya çıkabiliyor. Alman haftalık "Der Spiegel" dergisinde yer alan bir haberde, Floransalı psikoanalizci GrazJeUa Magherini'nin "yoğnn sanat tüketiminin" turistlerde ruhsal bunalımlara yol açabileceğini belirttiği kaydediliyor. Magherini, ünlü yazar Stendhal'den hareketle, bu yeni hastalığı "StendhalSendromu" olarak tanırnlıyor. Nitekim Stendhal "İıalya'ya Yolculuk" adlı kitabında, Floransa'ya ayak basar basmaz kalp atışlarının hızlandığından söz ediyor. Santa Croce Kilisesi ise yazarı adeta çarpıyor. Kilisedeki freskleri izlerken içi kıpırdıyor. Göğsünde bir ağn duyuyor. Güzel sanatların neden olduğu "tanrısal duyarlılıkla" kendi "tutkulu duyguları" iç içe geçiyor. Sendeleyerek kiliseyi terk ediyor. "Kalbim dalgalanmıştı. İçimdeki tüm yasam bitip tiikendi. Düseceğim korkusuyla adım alıyordum" diye içinde bulunduğu durumu tarif ediyor. Stendhal'den yaklaşık 170 yıl sonra Floransa'yı ziyaret eden yabancı turistler benzer duyguları yaşıyor. Sanat abideleri kiminde nefes darlığına, kalp rahatsızlıklanna yol açıyor, kimi korkuya kapılıp çareyi kaçmakta buluyor. Kimi de izlendiği düşüncesiyle hayal görmeye başlıyor. Bu ve benzeri şikâyetlerle pek çok turist Floransa'daki "Santa Maria Nuova" Devlet Hastanesi'ne başvuruyor. Hastanenin psikiyatri bölümünün şefi Graziella Magherini, son oy yıl içinde bu tür şikâyetlerden ötürü hastanede tedavi gören 200'ü aşkın hastadan söz ediyor. Floransalı profesör şimdi 106 turistin hastalık öyküsünü anlattığı "StendhalSendromu" adı altında bir kitap yayımladı. Bu araştırma doktorlar arasında yoğun tartışmalara yol açtı. Meslektaşlarından biri ömeğin, Magherininin, "psikopatholojik semptomlan. anektod gözJemlerle birbirine kanştırdığını" eleştirdi. Ama Magherini bu eleştirilerden hiç rahatsız oimuyor: "Ben diagnostik ya da (erapatik bir keşif yapmadım. Benim amacım yolculugun psikoanalitik önemine dikkat çekmekti" diyor. Sezaryen doğumlar artıyor Kozanh'dan kir alarmı AMASYA/TOKAT (Cumhuriyet) Yeşilırmak Nehri'nde toplu balık ölümlerinin görülmesi üzerine, bölgedeki ilçelerin kaymakamları halkı "ölü balıkları yememek" konusunda uyardılar. Amasya'mn Sulova ilçesindeki şeker fabhkasından Yeşilırmak 'ın kollarından Kozanlı Çayı 'na akan atık maddelerin kirlenmede etken olduğu bildirildi. Turhal Kaymakamı M.Ata Aksoy, kirlenme olayınm inkâr edilemeyeceğini, buna neden olan kuruluşları 25 eylülde toplantıya çağırdığmı söyledi. ANKARA (ANKA) Sezaryen doğumlar, ABD'de son 30 yılda yüzde 6'lardan, yüzde 1 25'lere kadar çıkarken, Türkiye de de, çeşitli nedenlerin etkisiyle, sezaryen doğumlarda önemli artışlar olduğu bildirildi. Ankara Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Dr. Ziya Durmuş, ABD ve Avrupa ülkelerindeki kadar olmasa bile, Türkiye'de de sezaryen doğumların artış gösterdiğini söyledi. Dr. Durmuş, sezaryen doğumlardaki 3 etkeni şöyle açıkladı: Sezaryen doğumlar, normal doğumlara göre daha kısa sürede gerçekleşmektedir. Normal doğumlar 46 saat sürerken, sezaryen doğumlar 4550 dakikada yapılabilmektedir. Bir diğer etken, fetal monitör denilen aygıttır. Bu aygıt, hamile kadınları izlemeye ve doğumun seyrini belirlemeye yarıyor. Kontrol sırasında, bu alet herhangi bir riski haber verirse, doktorlar anneyi ve bebeğin sağlığını düşünerek sezaryene başvuruyorlar. Bir diğer etken de, bebeğin normal doğumla sarsılacağına ve kendilerinin çok acı çekeceğine inanan annelerdir. Bebeğin daha sağlıklı olacağına ve kendisinin daha az acı çekeceğine inanan anneler, sezaryeni tercih edebiliyorlar. Dr. Durmuş, bu etken üç dışında, ilk doğumları sezaryenle yapmak zorunda kalabildiklerinı belirtti. Seyir guvertesi Üi İKum kosterinin demiri, teknenin güvertesini parçalıyor Dans guvertesi .// V bar Kaptan köprüsü Yüzer vinç gezinti teknesini çıkardı, ekipler ceset arıyor Facia nasıl oldu? Londra'nın içinden geçen Thames Nehrinde pazar gecesi saat 02.00'de Bowbelle adlı bir kum kosteri, Marchioness adlı gezinti teknesine arkadan çarptı. Bu çarpışma sonucu içinde doğum günü partisi kutlayan 120 kişinin bulunduğu gezi teknesi parçalanarak battı. 28 kişi kurtarıldı Diğerterı boğuldu. (Kroki: AP) Londra 'daki Thames Nehri'nde bir kum kosterinin gezi teknesine çarpması sonucu meydana gelen kazada 60 kişi öldü. Ekipler nehirde ceset arıyor. EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA Başkcntin içinden geçen "Thames" nehrinde pazar günü sabaha karşı meydana gelen kazada ölü sayısı 60 olarak tahmin ediliyor. Batan "Marchioness" adlı küçük seyir teknesi çıkartıldı ve içinde 29 ceset bulundu. Kurtarılan 89 kişiye, kazadan lOdakika içinde ulaşıldığı anlaşılıyor. Geri kalanların ise çarpma sonucu nehrc düştükleri ya da siddctli akıntı nedeniyle olay yerinden sürüklendikleri sanılıyor. Bir cesedin ka/a ycrinden 13 kilomctre batıda kıyıya vurması, nehirdcki güçlü gelgil olayınm bir sonucu. Öleııler arasında teknenin kaplanı ile tekncyi 26. yas giınü dolayısıyla 5 saatliğine kiralayan Thames'ten ölüııı aktı rumda, "Paris'te tekneler teknolojinin son harikası iken, Londradaki nehir trafiği görkemli bir geçmişin solukluğunu yansıtıyor" dendi. Daily E\press Gazetesi ise ön sayfasını kaplayan büyük Ibbankacı da var. toğrafta, batan teknenin çıkartı8 metre derinlikte batan tekne lışını gösteriyor ve üzerine sadece ye, kum kosteri "Bowbelle"in ar "Mezar" sözcüğü konmuş. 11 gakadan çarptığı, olduğu yerde dö zete bu konuda yorum yayımlıyor. ncn tekneye bu kezde yandan bindirdiği anlasılıyor. Görgü tanıkla İçlerinde en dikkati çekeni, kitler ı. kazayı "bir olobüsün bir bistk ye yönelik yayın yapan Today Galeti ezmesine" ben/cıtiler. 1.475 zetesi'ninki. "İngiltere, medeni tonluk kos:ere kan>ı 90 tonluk tek dünyanın mezarlığı olma>a dcvam nenin derhal yan tarafının parça edemez" denen yorumda Başbalandığı, üst güvertesinin yok oldu kan Thatçher'ın "gerekli yatırımğu ve 22 saniycde battığı ifade edi ları yapıp gerekli önlemlcri liyor. alarak" bu konuda "bir şeyler llasııı, olayı çok gcııis bir sekil yapması" için vaktin geçtiği ifade dc elc aldı. (iuardian Gazetesi'nin ediliyor. Gazete, "İngiltere, dünyorumunda, Thames'te hâlâ gecmi yanın kaza ve facia merkezi halişin dermeçalma teknelerinin ge ne geldi" diyor. Gazeteler, 1987 yıce vakti görülmesinin imkânsız ol lında da giriş kapıları açık unutulduğu kaydedildi ve Paris'in Seine duğu için içeri su dolarak bir fenehrindeki seyir tekneleri ile ribotun alabora olmasına yol açan Londra'nınkiler karşılaştırıldı. Yo ihmali hatırlatıyorlar.