Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
'•% CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER cukluk yıUarımın en büyüleyici anılannan birisi köy enstitüleri ile ilgili olanıdır. İçlerinde amcamın da bulunduğu bir grup genç lzmir Kızılçullu Köy Enstitüsü'nde okuyordu. Çok soğuk bir kış gecesinde kadın erkek, yaşlı genç tüm köy halkı onlann yarı yü tatili için köye dönmelerini beklemişti. Haki elbiseler içinde, köyumüze ateşi getiren birer "Prometeus" gibi görünüyorlardı. Hep birlikte "Tavas Zeybeği"ni çahp oynadüar. Onlann her köye gelişleri bir coşku ortamı yaratırdı. Köyle bu denli bütünlesen bir harekete engel olunabilir miydi? Ne yazık ki, çok geçmeden karşıdevrim dalgalarının uğursuz yalazı bu çağdaş yapılan da dağlamaya başladı. Ikinci Dünya Savaşı ertesinde ülkemiz ulusal politikalardan uzak.'aştınlmaya başlandı. Çok partili yaşama girerken, Türkiye emperyalizme bağlanmaya adım atıyordu. 1945 yılında "Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu" Meclis'te görüşülürken en amansız karşı koyucular toprak ağası milletveküleriydi. Bunlann başında Demokrat Parti'nin kurucusu ve daha sonraki dönemin başbakanı olan Adnan Menderes geliyordu. Çok umut bağlanan 1945 tarihli toprak kanunu, bir reformdan çok, kamu mülkiyetindeki topraklann topraksız çiftçi ailelerine dağıtılması biçiminde yozlaştınldı. Ve yıllarca da öyle uygulandı. Demokrat Parti iktidan köy enstitülerine saldınlan yoğunlaştırdı. Ve sonuhda 1954 yılında bu çağdaş eğitim kurumlan bütünüyle kapatıldı. Ne ilginçtir ki aynı dönemde dinsel eğitim yavaş yavaş hortluyordu. Laisizme saldınlarla köy enstitülerine yapılan saldınlar aynı döneme rastlıyordu. Başka bir anlatımla, Kemalizm ilk büyük darbeyi laisizme yapılan saldırıda alıyordu. 17 NtSAN 1989 Köy Ensritüleri ve Toprak Refonım * kimine önemli bir kaldıraç olarak görülmeleri ojdu. 1930'lu yılların ortalanna gelindiğinde ilginç bir rastlantı dikkati çekmektedir: Ülkemizde toprakla ilgili ilk düzenleme girişimleri yapılırken, köy enstitülerine yönelik model arayışlan da gündeme getirilmiştir. Bu olgu tüm ülkede yankılar yaparken burjuvazi (tüccar, sanayici ve toprak ağası bloku) /ktatürk'ün toprak reformu üzerinde kesin tavır aldığı yıllarda, köy olumsuz tepki göstermemiştir. Nitekim 1936 yılınenstitüleri Türk eğitim yapısmda onurlu yerlerini almaya başlamıştı. da Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni açış konuşmasında Mustafa Kemal Atatürk şöyle sesleniyordu: Yapılmak istenen atılımın amacı, bir yandan topraksız köylülerle "Toprak kanununun bir neticeye varmasını Kamukendine yeterli toprağı olmayan çiftçiler topraklandırılırken, öte tay'ın (TBMM) yüksek himmetinden beklerim. Her yandan da köy enstitülerinden yetişen "öğretmen tarımcı" köy Türk çiftçi ailesinin geçineceği ve çalışacağı toprağa malik olması, behemahal lazımdır. (2). çocuklan ile kırsal Türkiye'nin çağdışı yapısımn kırılmasıydu Bu konuda açık ve kesin tavnnı ortaya koyan Ata* Cumhuriyet rejimine ve Kemalizm 'e bağlı olarak yetiştirilen genç türk daha sonra 1937 yılında politik kadrolara topinsanlar, kapalı ekonomik yapı içinde sıkışıp kalan köylerin rak reformu konusunun gündemin en ivedi sorunuyandınlmasında etkin görev alacaklardı. Topraklandırılan ve larının basında geldiğini vurgulayan şu hedefi gösbilinçlendirilen köylülerin pazar için üretime yöneltneleri daha kolay termiştir: "Bir defa, memlekette topraksız çiftçi bırakılmamalıdır. Bundan daha Önemli olanı ise bir ölacaktı. çiftçi ailesini geçindirebilen toprağın hiçbir sebep ve surette bölünmez bir mahiyet almasıdır. Büyük Doç. Dr. ERCAN KIZILAY çiftçi ve çiftlik sahiplerinin işletebilecekleri arazi genişliği, arazinin bulunduğu memleket bölgelerinin Emperyalizme karşı ulusal kurtuluş savaşımını ut burjuva sımfı serpilip gelişemiyordu. nüfus kesafetine (yoğunluğuna) ve toprak verim deku ile sonuçlandıran Türkiye'de bağımsızlık savaşı Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan köylüle recesine göre sınırlanmak lazımdır;' neden "demokratik bir devrime" dönüşememiştir? ri geçimlik üretimden kurtanp pazarla bütünleştirTeokratik ve despotik Osmanlı toplum yapısıru tas mek gerekiyordu. Pazar için üretimin başhca ko Kıra serpilen tohumlar fıye eden Kemalist hareket, kırsal Türkiye'de niçin şulu, onlan topraklandırarak eğitmekti. ÇağdaşlaşAtatürk'ün toprak reformu üzerinde kesin tavır toprak reformunu gerçekleştireınemiştir? manın ayakbağlan ancak böyle koparılabilirdi. aldığı yıllarda köy enstitüleri, Türk eğitim yapısınCumhuriyetin ilk yıllannda birçok alanda (hu da onurlu yerlerini almaya başlamıştı. Yapılmak isGecikmenin nedenleri kuk, eğitim, ekonomi vb.) gerçekleştirilen reform tenen atılımın amacı, bir yandan topraksız köylüUlusal Kurtuluş Savaşı'nı sivil asker küçük bur lar neden toprak düzeninde yankı bulamamıştır? lerle kendine yeterli toprağı olmayan çiftçiler topjuvalar örgütleyip yönetmişlerdir. Sennaye biriki Bunun başhca iki nedeni olabilir: Birincisi, o dö raklandınhrken, öte yandan da köy enstitülerinden minin son derece zayıf olduğu ve bunun doğal so nernde tarıma elverişli toprakların ancak altıda bi yetişen "öğretmen tarımcı" köy çocuklan ile kırnucu olarak da etkin bir kapitalist burjuvazinin ge rinin ekilebilir olmasıydı (1). tkincisi ve önemlisi, sal Türkiye'nin çağdışı yapısımn kınlmasıydı. Cumlişemediği koşullarda politik rejime damgasını vu toprak ağalığının (feodalitenin) varhğını sürdürme huriyet rejimine ve Kemalizm'e bağlı olarak yetişran küçük burjuvalar olur. Türkiye Cumhuriyeti1 siydi. Ulusal Kurtuluş Savaşı'run toplumsal deste tirilen genç insanlar, kapalı ekonomik yapı içinde nin başlangıç yıllannda da bu toplumsal katmanın ği içinde yer alan toprak ağaları yeni rejimin poli sıkışıp kalan köylerin uyandınlmasında etkin gögerçekleştirdiği bir dizi reformlar Batı standartla tik oluşumlannda da ağırhklarım giderek arttırı rev alacaklardı. Topraklandırılan ve bilinçlendirinna yönelmiş bir toplum dokusunun örülmesine ne yorlardı. Devletin çatısının kurulması aşamasında len köylülerin pazar için üretime yönelmeleri daha den olmuştur. Bunlann tümüne Kemalizm diyoruz. onların direnişleri kırılamıyordu. kolay ölacaktı. Kuşkusuz bu yeni yapılanmadan en çok yararlananların başında sanayicisi, tüccan ve Osmanlı toprak düzenini olduğu gibi devralan Anlamlı rastlantı finansmancısı ile burjuvazi gelecekti. Çünkü pazar genç cumhuriyet, doğal ve toplumsal kaynaklan taGenç Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşunun onun için üretime yönelen köylüler, sermaye birikiminin lan edilmiş topraklar üzerinde gelişecekti. Dinsel "değirmenine su taşıyacaklardı" bağnazlığı besleyen şeriaün etkisi sürüyordu. Ka cu yılına doğru dünya ekonomik bunalımı ile karşı Köy enstitülerinin ders ve uygulama programlapitülasyonlar emperyalizmin zehrini kusuyordu. Sa karşıya kaldı. Kapitalist dunyayı sarsan bu bunavaşlarla kınlan nüfusunun 2/3'ü köylerde oturuyor lımdan büyük çapu etküenmeden çıküdı. Şüphe nnda tanmla ilgili bölümün payı % 23 düzeyine uladu ve okur yazar oranı yüzde onu bulmuyordu. siz bunda kapitalist dünya ile tam bir "entegras şıyordu. Üreterek, uygulayarak öğrenen köy gençKır insanlan toprak ağalığının ve gericiliğin kuşat yonun" henüz kurulamamış olmasının önemli işlevi leri, modern tarım yöntem ve araçlarının kıra yaması altında, geleneksel yöntem ve araçlarla tarım olmuştur. Böylesine büyük boyutlu bunalımlar, ken yılmasına önayak olacaklardı. Becerilerle donatısal etkinlik içinde yasamını sürdürmeye tutsak edil di ayakları üzerinde henüz duramayan ulusal bur lan köy enstitülü gençlere birer misyoner gözü ile mişlerdi. Geçimlik üretimin kıskacında yoksullaşı juvaziyi ürkütmüştür. Devletin kanatlan alünda pa bakılıyordu. lşte bu yuzden burjuvazi başlangıç yılyorlardı. Kentlerde kıt sermayeli imalathanelerin et lazlanmanın yöntem ve araçları arandı. Devletçilik lannda enstitülere karşı olumsuz tavır takınmamıştı. kinlikleri yok gibiydi. Küçük esnaf ve sanatkârlar, bu kaygıların ürünü oldu. Devletciliğin yürütülmeKöy enstitüleri kıra serpilmiş bir avuç tohum giloncalann katı kurallannı kıramıyorlardı. Tüm bun sinde ise Kamu tktisadi Kuruluşlan (KtT) günde bi yeşerdiler. Türk eğitim sisteminin bu özgün meylann doğal sonucu olarak da güçlü bir kapitalist me geldi. KlTlerin varlık nedenleri sermaye biri velerinin yarattığı coşku, tüm yurdu sarmıştı. Ço CÜMHURIYET'IE/V OKURLARA... OKAY GÖNENStN 154 Bin 349 H Sonuç Köy enstitüleri, yarım yüzyıl önce kırsal Türkiye'nin geri kalmışlığını aydınlığa ivmeleyecek, ulusal ve aynı zamanda özgün sentez ürünleriydi. Bugün bu eğitim yuvalannın değişen koşullar nedeniyle yeniden açılmalan söz konusu degildir. Ancak yakın geçmişte yaşanılan olaylardan aynı biçimde kimi dersler çıkarılabilir. Güncel Türkiye orta eğitiminin girdiği çağdışı dokunun ilk atkıları, köy enstitülerinin yıkıntıları üzerinden atılmıştır. Doğada olduğu gibi toplumsal olaylar da boşluğu sevmez. Yok edilen enstitülerin yeri gerici dinci eğitim kurumlan ile dolduruldu. Sayılan 400"e ulasan ımam hatip liseleri, onbinlerce Kuran kursa ile Tür eğitim yapısı Ortaçağın karanlığına doğru hızla koşuyor. Köy enstitüleri kapatılmasaydı, belki toprak reformu daha kolay uygulanabilirdi. Türk tarımındaki bu sancılı yapırun yaraları daha çabuk sarılabilirdi. (1) Toprak Reformu ve Türkiye, TBMM Yayınevi, Ankara 19S4 (2) AtatUrk ve Tanm 1981. EVET/HAYIR OKT4YAKBAL OKURLARDAN Oysa telefonum yalnızca iki kez kapandı ve açüdı. Ben bu parayı ödedim, ancak hangi hizmete karşı ödediğimi bilmek sanırım hakkım. Ayrıca bu sütunlardaki en yoğun Abonesi bulunduğum 328 48 97 yakınmaların PTVden olduğuna da dikkatlerini nolu telefon faturasımn çekmek istiyorum. müteferrik fono hanesinde 17.034 lira tutannda bir NİLGÜN SÜNER meblağ yazıhydı. Istanbul Telefonla yaptığan başvurudan kuşkusuz hiçbir sonuç alamadım. 15 dakikaya yakın açık kalan telefonu 8 veya 10 görevli birbirlerine aktardıktan Ataköy tstanbuVun şehircilik açısmdan yüz akı olan bir sonra '•'oraya kadar gitmem semtidir. Ancak kitle gerektiği" söylendi. htanbul gibi büyük bir kentte "oraya ulastmının yetersizliği burada kadar gitmenin" en azından yasayanlann en önemli yanm gün aldığını, önemli bir sorunlanndan biri olarak isgücü ve zaman kaybı ortaya çıkmaktadır. On olduğunu hiç kimse mahalleden oluşan baştibaşına düşünmüyor. Neyse, fono bir şehir görünümündeki telgraf çekmemistim, bunu Ataköy'e çok seyrek oradaki görevliür de kabul aralıklarla 'sefer yapan 71, 82 eıtiler, "fono telgrafınız yok" ve 82 B nolu İETT otobüsleri dedtter. Ancak başka bir dışında hiçbir kitle ulaşımı açıklama da yapamadılar. En sağlanmamıştır. Öte yandan sonunda biri, "Açma, kapama Ataköy'ün içinden banliyö parası" dedi. "17.034 liraya mı treni gü'zergâhı geçmektedir. açıp kapatıyorsunuz" tlçemizin yeni belediye dediğimde telefonumun 14 kez Başkanı Yüdınm Aktuna'dan açılıp kapandığmı söyledüer. 20 yıldır Ataköy'e yaptmı "Devrimlere Temel Taştık...M 'Yirmi Bir Anıt'... Gerçekten de hepsi birer anıt değerindeydi bu Köy Enstitülerinin... Inönü ne demişti Tonguç'a: "Aman elini çabuk tut, bir an önce başlayın çalışmalara." Demek istıyordu ki, "hiç belli olmaz, bakarsın köyleri kalkındırmak. köy gençlerini bilinç aydınhğına kavuşturmak işi yarıda kalabilir." ilköğretim Genel Müdürü Ismail Hakkı Tonguç bu sözlerin anlamını kavramış olmalı ki büyük bir çabayla 21 Köy Enstitüsünü kurdu. Köylerden yetenekli çocuklan topladı, belirli bir zaman ki oldukça kısa bir süreydi bu aydın köy gençlerini öğretmen olarak köylere gönderme görevini başardı. Bugün 17 Nisan... Köy Enstitülerinin kuruluş yıldönümü. Yıllardır bir bayram. biraz da acı bir bayram günü olarak kutlanır 17 Nisan'lar. Güzel bir başlangıçtır. Türkiye'nin çağdaş bir eğitimle kalkınmasını, bütün yurttaşların bilinç ışığına kavuşmasım, en uzak köylerimize kadar aydınlığın girmesini sağlayacak bir yöntemin başlangıç günü... Ne var ki karanlıktan yana güçler hemen uyandılar. Ne demiş Sirer adlı Eğitim Bakanı: "Sen bunlan uyandırıyorsun, ama bunlar ellerine fırsat geçince bizi keserler." Önlar dediği Anadolu çocuklarıdır, Anadolu insanlarıdır! Onları karanlıkta bırakacaksın, onlan din afyonuyla uyuşturacaksın, çağdaşlıktan koparacaksın. geri ve ilkel durumda bırakacaksın! Yüzyıllardır kendi ilkelliğine bırakılmış, karanlıklara gömülmüş köylerimizi, insanlarımızı uyandırmak mı? Asla! Öyleyse inönü'nün, Yücel'in, Tonguç'un başlattığı bilinçlenme eytemini ne yapıp edip önlemelü... Bunu başardılar da! Gazetelerinde, dergilerinde, Meclis'teki temsilcilerinde başlattılar bu kötüleme, yerme, yıkma kampanyasını... Geriye dönüş Hasan Ali Yücel'in Bakanlıktan uzaklaştınlmasryla başladı. Reşat Şemsettin Sirer'di bakan... Bu kişi Anadolucu denilen akımın önde gelen bir adıydı. Anadoluculuk derken; köyler, köy insanlan söz konusu olmalıydı. Ama Sirer'lerin anlayışı köylerin uyandırılmasına karşıydı. Buna verdikleri ad. komünistlikti! Enstitülerde komünistlik işleniyordu. Meclis Başkanı Karabekir'inden Bakan Sirer'ine, Maraş milletvekili Soysal'ınaki Soysal, Kızılçullu Enstitüsü Müdürlüğünü yapmış biriydi; Banguoğlu'na kadar bir çok politikacı Köy Enstitülerini yıkmak amacıyla işbirliği yaptılar. CHP içinde büyük bir güce sahiptiler. Sonunda inönü bu gerici akıma karşı savaşım vermekten vazgeçti. Çok partili döneme girilmesinin etkisi vardı bunda... Oy almak, komünizme karşı çıkmak, halk dalkavukluğu etmek hesapları öne çıkmıştı. Enstitüler önce Sirer'in, sonra Banguoğlu'nun bakanhk dönemlerinde yozlaştınldı. Derken 1950'de Tevfik İleri geldi bakanlığa, Köy Enstitüleri ortadan kaldırıldı, adları öğretmen okullarına çevrildi. Tonguç'un, Yücel'in köyleri, köylüleri bilinç aydınlığına çıkarmak savaşımı yarıda kalmıştı. Ne var ki bu kısa zaman içinde binlerce Köy Enstitülü öğretmen yetiştirilmişti. Bunlann çok büyük bir bölümü Tonguç'un izinden yürüdü. Türlü acılar çektiler, baskılara direndiler, ama kişiliklerini korudular. Köy Enstitüleri eyleminin yararını yıllardır yazılarıyla, konuşmalarıyla, davranışlanyla sürdürdüler. Her 17 Nisan'da seslerini yükselttiler. Davalannı en güzel kanıtlarla savundular. Yaşlandılar, ama yorulmadılar, yollanndan dönmediler. "Aç kaldık da el açmadık Devrimlere temel taştık Diken söktük gül diktik Yürü goca halkım yürü" diyen Köy Enstitülü Nebi Dadaloğlu gibi nice şair, yazar. eğiti.mci, bilimci. aydın neredeyse yarım yüzyıl boyunca Tonguç'un, Yücel'in davasına sahip çıktı. "Ve sönmedi yirmi bir ışık Kırmızı gül yangın yeri Devrimlere kimlar âşık Rüzgâr gülü dönme geri." Geriye döndürdüler o güzel yapıyı, o güzel anlayışı... Yerine daha iyi bir yöntem mi getirdiler? Tam tersini yaptılar; yüzlerce imam okulu açtılar. Bunu bütün iktidarlar yaptı. Hepsi sorumludur bu geri gidişten. Ne 27 Mayısçılar, ne Demirel dönemi, ne Ecevit dönemi, ne 12 Eylül, ne Ozal dönemi iktidarları Yücel'in, Tonguç'un yöntemlerini benimsemedi. Köy Enstitüleri aydınlığa, çağdaş anlayışa bir yönelişti, imam okulları ise çağdışılığa, geriye!.. 1946'dan beri gelip gitmiş iktidarlar, iktidar başları Türk halkı karşısında sorumludur. Tarih bir gün bu büyük yanılgının, yok yok, bu büyük ihanetin hesabını soracaktır. Dadaloğlu'nun dediği gibi: "Boz giysiler kazma kürek Günde yetmiş gram ekmek Harçlar kardık kürek çektik Akça binalar yükselttik Yüzbinlerce fidan diktik Yürü Pazarören yürü / Eken biçen süren de o Alın teri emek de o Saz, söz, türkü, horan da o Yürü Arifiye'm yürü / Bu yerlerde güller biter Gözağnm gözümde tüter Kula kulluk artık yeter Yürü Cılavuz'um yürü / Gavgamız toprak fen idi Gavgamız dil kültür idi Gavgamız çağdaşlık idi Yürü Gönen, Aksu'm yürü." Yürüdüler, savaşım verdiler; Ladik, ivriz, Akçadağ, Çifteler, Haruniye, Gölköy, Ernis, Pulur, Dicle, Kızılçullu, Savaştepe, Kepir, Ortaklar, Beşikdüzü... Bir anı oldular. Ama cansız bir anı değiller. Her an yeni baştan kurulup yaratacak bir qüç olarak yaşıyorlar. Türk halkının uyanmasına, çağdaşlığayetişmesine, çağdaşlığı aşmasına inanıyorsak, bunu istiyorsak, Köy Enstitüleri gerceğini bilmek, görmek zorundayız. Her 17 Nisan'da bunu söylemek, duyurmak bir görevdir. 17.034 Üra hangihizmet karşüığı Ataköy'e istasyon engeüenen tren istasyonunun yaptmlmasını sağlayacağını umut ediyoruz. Merkez istasyon olarak kabul edilir ve buradan da Ataköy'ün çevre mahaüelerine düzenli otobüs seferleri başlatılırsa çağdaş şehirciliğin en önemli öğelerinden olan kitle ulaşımı da Ataköy'e yıüar sonra ayak basmış olur. Ataköy'den Aksaray'a 15, Sirkeci'ye 25 dakikada ulaşılmasmı sağlayacak olan bu girişim için önemli bir yatınma gerek yoktur. tstasyona yaptınlacak birkaç dükkân ile belediye kâra bile geçebttir. Belediyelerin maddi sıkıntüara göğüs germek zonında olduğu bu dönemde kitle ulaşımı ancak eldeki olanaklann çok iyi kullanümast ile sağlanabilir. Ataköy istasyonunun yapümasının da yeni belediye yönettminin bu konuya yaklaşımma çok önemli bir örnek oluşturacağı kanısındayız. CEM BAYKARA Bakırköy/htanbul Akşam ticaret liseteri Bizler akşam ticaret lisehri öğrencileriyiz. Birçok nedenden dolayt öğrenimine ara vermis, yitirilen yıllann kazanılmasında güçlüklerle yarım kalmış öğrenimini tamamlamaya çalısan yetişkin insanlanz. Akşam ticaret liselerinin 4 yıl sürmesi hem zaman hem de hayata atılmamızda bir ytlhk bir gecikmeyi gündeme getirmektedir. Bizler, çahştığımız işyerlerinde uygulamada görülen konulann içinde çaüşmaktayız. Çalışmış olduğumuz işyerlerinde uygulamalı eğitimden faydalanabilmemiz için akşam ders programınm üç yıla göre planlanmasının mümkün olabüeceğini düşünüyoruz. Akşam ticaret liselerindeki dört yılhk ders programınm üç yıla indirilmesini istiyoruz. CENK TEKÇAHİN Kadıköy/lstanbul er zammın ardından yaşadığımız gergin haftalardan birini daha geride bıraktık. Önümüzde bir yanda okuyucu mektupları, telefon notları, diğer yanda satış raportarı... Bir yanda sayfalarımızda geniş geniş yayımladığımız, çalışanların ve emeklilerin geliherinin büyük gerilemesine ilişkin haberler, diğer yanda Cumhuriyefin kendi yağıyla kavrulma zorunluluğu... "Cumhuriyet okuru olarak alışkanlığımızdan vazgeçecek değiliz. Biz okurlar için Cumhuriyet bir gıda kadar gerekli olduğundan başka masraflardan kısarak okumaya devam edeceğiz" diyen bir okur mektubu yüreğimizi ferahlatırken "Ben ve benim gibi olanlar ayda 18 bin TL gazeteye ödeyemeyecek duruma geldik" diyen emekli öğretmen okurumuz bizim de çaresizliğimizi içimizi burkarak yineliyor... Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi genç bir okurumuz ilginç mektubunda, "Elbette ki çok geçerli nedenleriniz var ve inanıyorum ki bu zam kararını verirken siz de pek mutlu değilsiniz" diyor ve şöyle bitiriyor: "Hayat herkes için zor, ama inanıyorum ki daha güzel günler gelecektir. Bugün nasıl olursa olsun! 700 liralık gazeteyi mümkün olduğu kadar geç görebilmek dileğimle..." • 26 Mart yerel seçimlerinin ardından gazetelerin tirajlan açısmdan ilginç bir hafta yaşandı. Fiyatları en düşük olan 3 gazete (200 liralık Bugün ve Tan ile 250 liralık Gazete) tiraj kaybederken diğer tüm gazeteler siyasal ortamın canlılığına bağlanabilecek artışlar sağladılar. 27 mart2 nisan tarihleri arasında ise en büyük tiraj sıçramasını Cumhuriyet sağladı: Bir önceki haftaya göre günlük ortalama net satışını 26 bin 773 adet arttıran Cumhuriyefin ortalaması 154.349'a ulaştı. Aynı hafta diğer gazetelerin ortalama günlük net satışlan şöyle oldu: 500 liralıklar: Hürriyet 515.836, Sabah 442.621, Milliyet 367.141, Türkiye 151.253, Tercüman 120.877. 400 liralıklar: Güneş 94.145, Yeni Asır 47.266, Zaman 33.861. 300 liralık: Günaydın 401.462. 250 liralık: Gazete 139.621. 200 liralıklar: Bugün 447.528, Tan 270.662. • Mart 1989'da basının genel görünümünde yine değişen bir şey yok. Bugün Gazetesi'nin yaytna başlamasıyla birlikte günlük toplam gazete satışı 3 milyon 200 binin üstünde gerçekleşti. Televizyondaki gazete reklamlarında yine büyük ağıhığı armağan, lotarya, futbolcu posfer/eri oluştururken 12 gazetenin televizyona ödediği toplam rektam ücreti mart ayında 3 milyar 200 milyon liraya yükseldi. Televizyon reklam harcamalarının (yapım ücretleri hariç) gazetelere göre dağılımı şöyle oldu: Bugün 615 milyon, Günaydın 594 milyon, Tan 380 milyon, Güneş 342 milyon, Sabah 324 milyon, Milliyet 307 milyon, Gazete 239 milyon, Hürriyet 235 milyon, Cumhuriyet 79 milyon, Tercüman 55 milyon, Türkiye 21 milyon, Zaman 8 milyon. Gazetelerin mart ayıhdaki günlük ortalama net satışlan ve bir önceki aya göre farkları şöyle oldu: 500 liralık gazeteler Cumhuriyet 128.947 +3.503 Hürriyet 489.172 15.818 ' n i ."'TV'" Milliyet 364.179 2.194 < • • • < ';"'l>; Türkiye 141.768 3.690 " * Tercüman 101.253+11.988 400 liralık gazeteler Sabah 426.168 +7.249 Güneş 113.791 +11.989 Yeni Asır 4a409 +1.286 300 liralık gazete Günaydın 38a906 3.648 250 liralık gazete Gazete 138.908 35.715 200 liralık gazeteler Bugün 638.719 (7 martta 100 »lira olarak yayına başladı, 24 martta 200 lira oldu) Tan 268.203 +27.944 17 Nisan 1980 yılında Ankara Emniyeti'nde beyni dağılarak öldürülen 21. Yüzyıla hazır olun. \AŞAR GÜNDOĞDU Seni Ankara Emniyet Müdürlüğü banklarma son gücünle kazdığın "TEK YÖNTEM KONUŞAMAMAKTIR" haykırışınla anıyoruz. Cezaevindeki arkadaşların adına Eskişehir Cezaevi'nden RECEP MARAŞLI / YAKUP ÇİÇEK, ABDULLAH UZUN / ŞEYHMUS ÖZZENGİN Yüreği insan sevgisiyle dolu Onurlu bir kavganın yiğit savaşçısı, ^ ^ B | ^ â^^m^*^ ^^L.* ^B ^RP9|,JlfV W ^ | | f Yüksekleri Hedefleyin, Hava Harp Okuluna Katılın! Hava Harp Okulu... Clkemizin çağdaş olanaklarla donatılmış eğitim gücü. Yalnızca, çok az sayıda kişi bu mükemmel liği yaşayabilir. Hava Kuvvetleri için, göklerin hakimiyetini ele alacak kişiler gerek. Havacıhk ve uzay teknolojisinin incelik lerini kavrayacak, Hava Kuvvetlerinin gücüne katılacak, zeki, akıllı, yetenekli kişiler... Bir Hava Kuvvetleri subayı olmak için, anında karar verebrlmelisiniz. GİRİŞ KOSULUUtl, • T C ralmMfı vt erta* . 1909 OSS'nöt tfnlı. lastorb OÇmtrrmn Laahrınm Mars/TMMr. Taöı Bıhmler ve F«n KoUmrt 1I9 4 yillık Tetmtk üs«tenn Hgttı koüanndan mazun, 19 re daha huçuJc yajta otanlar bafvurabtlır Ayrtntttt bılgı ıçın bmşür istmyintz Aöres H m H a p Okukı Kayıt Kabul Komayon Ba?kaniıgı Ye«ılyun 34807 • btantHJİ T«: 573 23 20 yitirdik. Anısı yolumuzu aydınlatacaktır. SARAYKÖY'den arkadaşlan adına HAKKI ERDOĞAN Soğukkanli, yüksek fızik güçte ve bir takımın üyesi olarak çalışmaktan zevk almalısınız. Bu niteHkleri taşıdığınıza inanıyorsanız, bulutlar üzerinde bir gelecek için, Hava Harp Okulu, sizi ön saflara kavuşturmaya hazır. Uçmanın tadına varacaksınız. FYAZ SOLENM duru luf izm ! t Seni unutmadık 8 YORE 30 SECKIN İESIS r \AŞAR GÜ1NDOĞDU 17 Nisan 1980'de Ankara'da beyni parçalanarak işkenceyle öldürüldü. lZMlR'den dostları adına İSMAİL ASLAN L 19 NİSAN'DA A ^ ^ . GAZETELERDE ^^•^ . ^ KİRALIK DAİRE Beşiktaş'ta mobilyalı, telefonlu daire HAVA HARP OKULU "yüksekleri hedefleyin" Tel: 175 37 67 68 tngiltere'de İıış:ilİA.v">i tıcuza öğrenmek i<;in giiveııilir tek yol AUPAİR'lik yapıııaktır. İlgilenen 1727 yaşları arasmıUıkı li^e mc/ıtnu bayanlar: Türkiye'nin ilk WPAİR aeentesi Derin Limiıed'e haş\urıınu/. BeşikUş. Ma/hurpaşa Sokak 2 9 1158 53 42 1161 43 87 ŞARLO Philipp Soupault 1500 lira (KDV içinde) Çtığdaş Yayınları Türkocağı Cad. 3941 Cağaloğlutstanbul