21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HABERLERİN DEVAMI 28 MART 1988 DUNYADA BUGUN Aırefca»n B Ammao B Mma Y Bâjiat B Barttioru A Basel B Y Balgrad Beıfn Y Bam Y Y Brutael Budape^e Y Cennre B CflzaMr Cttk Dutı«ı FıaMürt HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN 13° 2°Mansa 15° «"K.Maraş 8° 0°M«sn 3°Huş 13° 2°M0de 17" 8°0rtu 7 ° f Kze 7*2° Samsun 9° 1°Sirt 13° 8°S«ıop !S°10°S«as «•5° •fctordaj 9° 2 1 * 2 » M° O°lıncct 13° 10° 3°Yagat 10° FZonguM* O Adana Y 20° 9°0ıy>Mgr Y M r t a o n * » Genel Muduıtugu'nden Y Y 13» 5 ° E d n » ahnan Hgiye gore, bütün bölgelenmiz Y Y 14° 3°Eranc» parçatı çok buMkı ve yajnslı geçecek. K Y 10° 1°Enwum Oogu Anadohı'nun kuzeyinin, yüksekK 3°1° Esfcşehr Y Y 1T° 3 ° S i a M e p Y lerinde karta kanş* yagmur ve kar şek * f l Y *°0°a Snde olacak. H * R SKAKLIĞI Azala } ^ taMyı Y «• 7°Gutnü|tBneY cak. RUZGÂfi: Guney ve bat yurterden ^ | Y 12° Z°HMUfl J hafif, ara sıra orta kuvvette, yurdun batı • teımterinıJekuYvettveyeryerlasasuY 14° r i s M l U nüfırtnaşaUndeesecek Denızterde, B M> 2°inw ktte ve gonbatemdan 46, Ege, Mar Y 9» 0»K«s Kngfil 1 Y S» man, Ban Kmdenız ve Batı Akdemz km. dolaymda olacak. Van GMü'nde tıava, parçalı bukıdu, sonY 13* de a m a n zaman 78 kuvvetinoe saanı nfeMi çok bukıthı. yaOmartu geçecek. Ruzgâr güney ve bau yönY 14° 2840 daniz r r * h a b esecek. D O f c tofden hafif a n sıra orta kuvvette esecek Gol ntjtadl dalgak Y 13° PKonp M u k A yer yer kaba çok kaba dalgalı Y 11° 2°KiM^a obcak, gflruş uzakkgı 10 km. yagıs anmda 25 km dobymda bu ÇonMi obcak. Dakja yOksekfigı 125 metre, Y 1«» 6°hUatya Derrf lunacak Manrara, Ege, Batı Karadenız ve Batı Akdenttfe aman zarrun 4S metre, göA *.iı B buluikı K ttrt S sı» ¥ruş uakhgı 10 km. Vagış anında 25 11° 20° 15° 20° 18° 14° 13° 9° 10° 11° 14° 24" 30° 32° tt° 16° 3° 19° LjBTVnQQi Londra Mafcid Mtano MonM MOSKM MMı NnYtart 090 Pam Prag HOOB *vf. K»hlnm A A Y B GHTM HBsmta 8 8 KaHn Kbpanteg Y 7° Y «V UükDŞJ 8 w° Safya Şara Imus Vtvsova Vtned* Viyana VtenngıDflB Zurtt B Y Y A A B B Y A X Y Y A Y Y B A A Y Y Y 3" 10° 28° V T 12° 14° 18° POLİTİKA VE OTESI MEHMED KEMAL Tanıdığım şairler arasında ölümden en çok söz edenlerin başında Cahit Sıtkı Tarancı gelir. Şiirlerini okuduğumda ve şairi tanıdığımda neden böyle ölümden çok söz ediyor diye şaşardım. Ama hiçbir zaman da sormazdım. Belki bir şiir söyleme raconu idi. Oysa Cahit Sıtkı Tarancı, şiirlerindeki ölümün dışında yaşamı seven, yaşam dolu denecek kadar canlı, yemesine, içmesine meraklı, dost canlısı. Ama şiirde ölüm dendi mi, 'Öldük, ölümden bir şeyler umarak' diye başlar, anlatır dururdu. Hatta kendisine bir ölüm sonu bile ayarlamıştı. 'Yaş otuz beş yolun yansı eder1 derken, yetmişinde öleceğini bilir gibiydi. Sürdüğü bohem, harabati ömre yaş mı dayanırdı? Ellisini bile bulmadan kırk altı yaşında 'bu güzel dünya'dan gitti (19101956). Kimi şairler vardır yaşamı anlatırken tersinden alır, ölümden söz ederler. Cahit Sıtkı Tarancı, bunlardan biriydi. Ölüm der, aslında yaşamı anlatırdı. Melih Cevdet Anday da Cahit Sıtkı1 nın şiirlerini bizim gazetede çıkan cuma yazılarından birinde böyie yorumluyor. Ancak son yazılarından birinde (11 Mart 1988) üstadı karamsar buldum, şöyle diyor: "İyi ki ölüm var, biz everilmiş bir nimettir ölüm. ölüm şiirleri de bu nimetin övgüsünden başka bir şey değil." Her yılı geride koyup bir yenisine uzandıkça ölüme yaklaşmryor muyuz? Bir günü gelince ölüm var, bir de şairlerin anlattığı ölüm. Kimi şaire göre 'ölüm asude bahar ülkesidir", kimine göre de 'geceyie aramtzda sallanan mavi bir şey'dir. Kimseler ölümü sevmezdi Şairler yazmadan önce Bunları niçin yazıyorum? Eski bir dost bütün şiirlerini iki kitapta derlemiş ve bana göndermiş. Kitaplarına koyduğu ad: Sağken... Çok güzel bir ad... Gerçekten insan her şeyi sağken derlemeli, toplamalı, bir yerlerde kotarmalı, kimseye bırakmamalı... Her ne yapacaksa kişi sağken yapmalıdır. Geriye komamalıdır. Ama olmuyor. Iskertder Fîkret Akdora, şiirlerini iki kitapta toplamış. Belki daha ardı vardır, gelir de... Bizim gençlik arkadaşımızdır. Bugünkü kuşaklar bilmeyebilir. Onu ilkin sizlere Şükran Kurdakul'un 'Şairler ve Yazarlar Sözlüğü'nden tanıtayım. "Şair (1914) İstanbul'da doğdu. Yüksek öğrenimini Ankara Hukuk Fakültesi'nde tamamladı. Bir süre iktisadi devlet teşekküllerinde çalıştıktan sonra ticaret hayatına atıldı. Yetişttği yıllarÇığır, Oluş, Istanbul, Dikmen (19401946), kendi yayımı Yirminci Asır (20 Aralık 1947), Yenilik dergilerinde yazdı. Yeni şiirimizin oluşumunda bir iz bırakmayan onu aşkın şiir kitabı var." Bundan sonra şiir kitaplannı sıralıyor ki, bunlann, sanırım, hepsini yeni iki kitabına almış. Benim ekleyeceğim 194O'lı Ankara'da Fikret Toprak Ofisi'nde çalışırken bir yandan.hukuğa gıderdi. Biraz da Harbıye'de okumuşluğu mu vardı? Sonra her şeyi bırakıp İstanbul'a geldi. Demir ticaretine başladı. Savaş yıllarında hurda demir ticaretinden çok para kazandığı söylenir. Ama şiiri de boşlamamıştı, ticaretten vakit bulduğunda yazardı. Geçmişte kalan şiirler, bugünün şaırlerine neler söyler? * Bize bir şeyler söyleyebilir. Gençliğimizin şiir dolu sıkıntılı günlerini birlikte yaşadık. Tek parti döneminin büyük sıkmtısını çoğumuz çektik. Nemize güvenir de tek partiye kafa tutarmışız, şimdi düşünüyorum da şaşıyorum. 1950lere gelinceyedeğin çil yavrusu gibi dağılmıştık. İki cildin de başına aldığı bir 'öndeyiş' var. Nedense daha ilk satırında o da Cahit Sıtkı gibi durmadan ölümden söz ediyor. Yaşlandıkça insana ölüm yaklaşıyor. Ölüm elbette bir gerçek, ama İskender Fikret'e 'ölümden önce şiir vardır' şiir gelir. Kitabı karıştırıyorum, çoğu aşina mısralar, aşina şiirler. Yıllar ötesinden seslenıyor. Ankara'nın o yoksul, küçük içki evlerinde yanm ışıkldr altında birbırimize yazdıklarımızı anımsatır. 'Önce ölüm sözünü sılelim lugatlardan' ama nasıl sılelim? Tanrısına iterken ölüm gitmez ki, geri döner. Kendi de 'öndeyiş'te, 'Şiirlerinin yarısına yakınında 'ölüme' değinip durmuş, korkumu, katlanamayışımı dızelerime vurmuş, vurulmuşum' diyor. Hangimiz vurpun yemedi? 3° 2° 17* 16° 7» 18° 28° 8° Bir Şeyler Umarak... 22° 6° 16° 12° e° 9» 9° Kafa Değiştirmek... ürpererek okuyacaklardır. Ortaçağda inançlarından dolayi insanlar yakılmıştı, daha sonraki yüzyıllarda da kitaplar... Bugün belki biraz daha uygarlaştık! Zira ülkemizde inanç ve düşüncelerinden ötürü insanlar artık yakılmıyor, ama hapsediliyor; kitaplar artık yakılmıyor, ama hamur yapılıyor! Olacak iş mi? Düşünceden, kitaptan korkarak çağdaş ve demokratik bir toplum olabilir miyiz hiç? Aklı dogmaların tutsaklığından kurtarıp tam anlamıyia özgür kılmadan, uygariıktan söz edebilir miyiz hiç? İnsanımıza düşünmeyi, kuşku duymayı, sorgulamayı, tartışmayı öğretip sevdirrneden aydınlık bir geleceği yaratmak mümkün olabilir mi hiç? Birtakım kör inançlann ezberlenip aktanlmasına dayalı medrese kafasının alacakaranlığına karşı kavga vermeksizin, çağdaş ve demokratik bir topluma varabilir miyiz hiç? Sanmıyoruz. Türkiye'de aklı gerçekten özgür kılabilmek için, bir kultürel rönesansa, bir kültür seferberliğine olan ihtiyacımız çok büyüktür. Her türiü fıkrin serbestçe yanştıgı çoğutcu düzen(Baştarafı 1. Sayfada) den, hoşgörü, laiklik ve vicdan özgürlüğünden, kısacası çağdaş uygarlıktan yana olanlann, eğitim duzenine öncelikle eğilmeleri ve kafa yormaları kaçınılmaz bir görevdir. Bu açılardan ülkemizdeki yerieşik eğitim düzeninin bir bütün olarak ele alınması, özellikle, sosyal demokratların gündeminin en ön sırasında yer almalıdır. Kleden? Çünkü çağdaş bir topluma ve demokrasiye giden yol, yalnız yasa değil, öncelikle kafa değiştirmekten geçer. Kafalan değiştirecek ortamı oluşturamazsak, istediğimiz kadar yasalan değiştirelim; hiçbir şey değişmez! Bu gerçeğin bilincinde olanlar, tarihin çarkını geriye çevirmeyi amaçlayanlar, bugüne değin Milli Eğitim'e hayti usta biçimde sızmışlar ve aklın özgürleşmesine büyük darbeler indirmişlerdir. Demokrasinin bir yaşam tarzı olarak ülkemizde filizlenebilmesini kaynağında kurutmaya çalışmışlardır. Bugün de bu yoldaki çabalan sistemli bir biçimde sürmektedir. Demokrasiyı yalnızca yasalardan oluşan bir sistem olarak değil, ama aynı zamanda bir yaşam bıçimi olarak özleyenlerin eğitim sorunu üstünde derinlemesine düşünmelerini dileriz. Iran ve Irak'a uyarı (Boftomfı 1. Sayfada) ken yerel seçim önerilerini geri çekme>eceklermi belirten özal. "İnşalUh mnhalefel de kabnl eder. Ekim ayında seçim yapdır" dedi. Ara seçimler konusunda daha önceki gelişmeleri ve formüllerini anlatan öza!, "Bizim formulumuz şu; beş senede bir mahalli seçimler ekim ayında yapılır, dedik. Bu, Aaa>asa'» uvgundur. Anayasa'ya bir defaya mahsus belki ujmayacak. Ama başka çaremiz de yok" itirafmda bulundu. Seçimın ekim ayırun hangi gunünde yapılacağına Meclisin karar vereceğini vurgıJayan Başbakan'a ANAP'ın oy oranlannın düşıüğünü gösteren kamuoyu yoklamalannın sonuçlan anımsatılınca, Başbakan şöyle konuştu: "Kamuoju \oklamalan seçim defcil. Belki bir hala ihtimali ile o günkü kesiti aksettiririer." Daha önceki yoklamalann tersine seçimlerde başanlı olduklannı savunan Özal, "Bir iuidar karauoyn yoklamalan şo>le gostertcek di>e hareketlerini tayin edemez. Biz programımızı tatbikle görevliyâ" diye konuştu. 29 Kasım seçımleri öncesinde muhalefetin seçimden sonra zam yağmurunun geleceği biçimindeki propagandalanna "zam yapmayacağız" yanıtını vermediklcrini ammsatan Özal, "Biz programımızı Ulbik için 29 Kasımda re> alftak" dedi. Fiyat artışlan konusunda gerekenin ne ise yapılacağım vurgulayan Başbakan, TBMM'den yeni geçen Vergi Yasası'nın en az yuzde 12lik bir zam olasıbğını beraberinde gecirdiğini söyledi. Özal, petrol nyaıına zam yapılsa bile Avrupa'daki fi>at!ann seviyesine ulaşamayacağını savundu. Yerel seçim sonuçlannın iktidann dunımunu sarsıp sarsmayacağı sorusuna Başbakan, "Bunlann bepsi faraziye. Btz bu oylan genel seçimde aldık. Biz bunu beş sene gotureceğiz. tktidar tablosu kamuoyu yoklamalanyla degil, genel seçimle belli olur" yanıtını verdi. Başbakan Özal'a daha sonra yöneltilen sorular ve yarutlan özetle şöyle: kiciler arasındaki mOcadele de bitecek. Demird, sein iktidara paraşütle indiginia soyliryor. ÖZAL Sayın Demirel, 1980 sonrasında enteresan tahminler yaptı. Hiçbiri tutmadı. kalınz. Gerekli karariar cesaretle ve hızla alınmazsa memleket kısa zamanda teluar yokluk günlerine döner." özal, hayat pahalıhğını süratle asağı çekme imkârüan da bulunduğunu belirterek, "Ekonominin frtnine oyle basarsınız ki ekonorai anında oiduğu yerde durur" dedi. ö z a l konuşmasını şöyle tamamladı: "Devlet zarar ederse zarannı sizden başka kim oder? Devletin bulçesini denk gelinne kaynağı siztenJen başka kimdir? Devlet, bükumet, milletten başka kime başvursun? Dışa açılan Türkiye'yi insa ederken devlet ve hükamet sizden başka kime başvursun? Sizin vergileriniz, sizin devlete verdiğiniz paralar has paralardır, ana kaynaklardır. Tiirkiyemizi daha iyi günlere göturmek için bu vergiteri vermeklen gocunmayın." İranIrak Inık ziyaretiniz öncesiode İran uçaklannın Türkiye'de bir yeri bombalamasının anlamı nedir? ÖZAL Olabilir. Protestomuzun nedeni bombaiarın Turkiye'ye düşmesi ve uçaklann bizim hava sahamızdan geçmesidir. Buna karşılık ister İran, ister Irak uçaklan olsup tedbir almaya devam edeceğiz. Bu bize karşı bir hareket değil. Birbirlerinin irtibat yollarını kesmeye çalışıyorlar. Uçaklara ateş açılabilir mi? ÖZAL Bundan sonra hava sahamızj ihlal edenlere karşı ateş açma da dahil her türlü tedbiri almz. Türkiye bu savaşa çekilmeye mi calşıhyor? ÖZAL Türkiye'yj savaşa çekemezler. Türktş'in mitingleriııi nasd degeriendiriyorsunuz? ÖZAL Zamanla Türk işçi hareketi kendilerine yeni liderler bulacaktır. Onlar da eskidi. 198083 arasında hiç seslerini çıkaramayanlar, demokratik sistem gelince seslerini çıkarmaya başladılar. Biz kanunlarda işçiler aleyhindeki hükümleri çıkarma>a kararlıyız. Yalnız kendi yanlış lannı bizim ttzerimize atmasınlar. Mitinglerinde "Özal istifa" dıye bağırtabilirler. Ama o zaman "Evren Paşa istifa" diye bağıramazlardı. Bu Türkiye'nin demokrasiye geçtiğinin en bariz delilidir. Basın Yasası değişikliklerindea vazgeçtiniz mi? ÖZAL Arkadaşlanmız ilgililerle temas halindedir. Şimdi tekzip konusunda azalan para cezalarını düzeltiyoruz. Basına karşı bir şey yok burada. Ama lüzumsuz hükümler konmuşsa onlar duzeltilir. MİT rmponı konusunda soruşturnta devam ediyor mu? ÖZAL Devam ediyor. Necdet Ürng'un başvunısuna yanıt verecek misiniz? ÖZAL Bakacağız. Tonton Özal imajınız sizce neden değişti? ÖZAL Yine halkın icine giriyorum. Bir tek Günaydın Gazetesi tüm basın detnek değil. Zaten Günaydın, o ytızden tesirini kaybetti. Esas tirajlar, gazeteler, piyangolardan vazgeçince o r u ^ çıkar. Gazetelerin piyango yapması zaten kanuna aykırı. Ama iktisadi zorluklar var, diye sesimizi çıkarmıyoruz. Başbakan Özal, "kâğıt zammı yolda mı" sorusuna yanıt vermedi. Özal ve eşi daha sonra karayolu ile Ankara'ya dondüler. Irak'a mesaj Başbakan Turgut özal, tranirak arasındaki kentler savaşından duyduğu üzüntüyü Irak'a bir mesajla iletti. Başbakanın konuya ilişkin mesaj ı, Ulaştırma Karma Komisyonu toplantılan nedeniyle Irak'ta bulunan Ulaştırma Bakanı Ekrem Pakdetnirb' tarafından Başbakan 1. Yardımcısı Taha Yısin Ramazan'a Uctildi. Pakdemırli gorüşmede İranIrak savaşı ve savaşın Turkiye'ye etkileri konusunu ele aldıklannı söyledi. "ŞBtİRDE VEBA VAU" Soğancı Sokajı nda BILSAK'ın düzenlediğı 'Sanat Panayın'nı gezenler, siyahbra rjurunmuş birismin, ' 'Şehirde veba var" çığlığı ile irkikliler. Ama elinde 17. yuzyıl kıhsesının emirlennın yazıldığı pankart ve yanınrJa tabutu ile dolaşan oyuncu, " .ilk önlem olarak dyatrolan kapadılar" diyerek koşuşturmaya başlayınca, ılk şaşkınlıktan sonra tek kışılik oyun ilgryie izlenmeye başlandı Soğancı Sokağı'ndakı tezgâhları dolaşan ınsanların bir sıgara ya da bir firtcan çay Içlmi suren sohbetlerini, dun keman ve flut ezgiteri sustedi (Fotoğraflar: Tartk Ersoy) Beyoğlu'nda Sanat Panayın Soğancı Sokağı insanları BILSAK'ın yöneticisi Mustafa Kemal Ağaoğlu'nun girişimleriyle Beyoğlu Belediyesi'nden kiralanana dek Taksim Sıraselviler'deki Soğancı Sokağı ötekihtanbul ÇAUŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL SORV: AJMAi .T „ yOrHH sokaklanndan farklı değildi. Hayali ihracat Ücrediler hem fazla vergi odeyip bem de enflasyonun baskısı altuda ezilmedüer mi? ÖZAL Durum 1970'lerdekinden çok farklıdır. 7Oner ve 80'lerdeki Türkiye birbırinden çok farklı iki ülkedir. Hayali ihracal bu yıl ne kadar olabilir? ÖZAL Türkiye'de hayali denilen rakam, gazetelerin yazması ve alınan tedbirlerle önemini kaybetti. Netice itibanyla artık bunun üzerine daha fazla gıtmenin bir manası yok. Zaten bazı vergi iadesi teşvikleri bu yıl sonuna kadar kaldınla'cak. Başka tedbirler almacak. Muhalefet, yapılan ihracatın hepsinin hayali olduğunu söylüyor. Bu kedinin ulaşamaaığı ciğere pis demesine benzer. Sabancı, enflasyonon bu yıl daha önceki yıllardan yiiksek olacağım söyledi, ne dersiniz? ÖZAL Turkıye'deki enflasyon esas itibanyla 197C1İ yıllarda var. 1950*11 yıllarda da Türkiye döviz sıkıntısına düştuğunden aynı enflasyonist baskılar olmuştu. 1984'e kadar dış borçların faizleri ödendı. Şimdi ana para ödemeleri var. Bu 33.5 milyar dolar civarında. Ama tamamı 5 milyarı geçer. Cari işlem açığının bu yıl daha az olacağını kesin olarak söyleyebilirim. Biz bu işi yıllardır büdiğimize göre tahminimiz doğru çıkar. (Baştarafı 1. Sayfada) mek için FakFukFon'dan kaynak aktarmak yoluna gktryor. Bu durumda akıl almaz duzeyiere erişen hnstane faturalanm ödeyemedikleri için kapıdan çorilen hastalar, FakFukFon'dan vardım bekleyemeyecelder" dedi. Yaklaşık 3 bin kişinin izlediği açıkhava toplantısında köylülerin çaresizlik içinde traktörlerini ve topraklanru satar duruma geldiğini belirten Ecevit, Başbakan özal'ın kamuoyunun dikkatini iç sonınlardan dış somnlara çekmeye uğraştığını bildirdi. Ecevit "İranIrak savaşını durdurarak banş ödulünü kazanabilirse tendisini alkışlanz. Eğer Nobel Banş Ödiilune adaylığın bedeli Ege'deki ulusal haklanmızdan veyn Kıbns Turkkrinin guvenliğinden odunler vermek olacaksa bunu Türkiye'de hiç kimse alkışlamaz" dedi. Ecevit, bu konuda birtakım kaygı verici haberler duyulduğunu ifade ederek şöyle devam etti: "Yunanistan'm Ege adalan üzerindeki hava sahaanı 10 mile çıkartmasını Türkiye hiçbir zaman kabul etmemişti. Fakat şimdi Davos toplaabandan sonra Türkiye'nin bu nygulamayn durdurdugu söyleniyor. UIuslararası anlaşmalara gore silahlanması yasaklanan bazı adalarda yapılacak birtakım NATO tesislerine Özal hükümetinin yeşil ışık yaktığı, Ege Ordusu ile ilgili olarak Yunan baskıbnna boyun eğdigi söyleniyor. Şimdrye kadar TürVYunan üişkilerindeki son gebşmelere dair TürV kamuoyuna da TBMM'ye de doyurucu bilgi verilmedi. Birtakım yanık kokulan geliyor. Kıbns'ta ise Sayın Denktaş kaygdannı artık açıktan dile getiriyor. Bu dunımda sayın başbakandan soruyorum: Bu haberter doğnı mu, yanlış mıdır?" Ecevit Eski Garaj Meydanı'nda yaptığı konuşmada ANAP iktidan döneminde TVdeki Çanakkale şehitlerini anma programımn bir yabancı şirkete ihale edilmesini eleştirerek, "Bu program hem de Çanakkale Savaşı sırasında Tnrklere karşı İngilizleıîe işbirliği yapmış bir ailenin şirkeline vapUnlmış. Boyle bir iktidann drş üişkilerini kaygı ile izlememiz doğaldır" dedi. Konuşmasının bir bölümünde SHP'ye de çatan Bulent Ecevit, SHP'nin ANAP'la işbirliği yaparak halkı "kündej'e getirdiğini" belirtti ve "SHP, ANAP'la işbirliği yaparak sizi bu hale getirdi. Bize de zarar verdi, ancak kendisi de haynnı görmedi" diye konuştu. Yanında eşi Rahşan Ecevit oiduğu halde Çanakkale'de 6 gün kalacak olan Bülent Ecevit, Gelibolu Yanmadası'ndaki savaş alanlannı da gezecek. Ecevit ilçelerde düzenlenecek olan toplantılara da katılacak. tstanbul Haber Servisi Havanın guzelliği, yaklaşmakta olan baharın müjdecisi... Açümış tentelerden yayüan serinlıkse, tatil gününün sessizliği ile uyumlu... Rengârenk vitraylardan örgü sepetlere, deri ve cam eşyalardan el basıkısı kumaşlara dek uzanan çeşitli "el becerisi" ürünün arasında, eski kitaplar da eksik değil... Tezgâhları dolaşan insanlann bir sıgara ya da bir fincan çay içimi süren sohbetlerini bir kemanın ezgisi süslüyor... Yüzlerini boyamış, yere dek uzanan gıysıkriyk dolaşan gençler ise bir şenliği kutlarcasına neşeli... Bu cümleler, Paris, Londra ya da Venedik'te bulunan bir sokak için yazılmış olabilirdi. Ama dünyanın pek çok yerinde benzerlerinin bulun duğu sokaklardan birisi dun tstanbul'daydı. BtLSAK'ın yöneticisi Mustafa Kemal Agaoglo'nun girişimleriyle Beyoğlu Belediyesi'nden kiralanana dek, Taksim Straservikr'deki Sofana Sokağı ötekı Istanbul sokaklanndan farklı değildi... Beyoğlu Belediyesi'ne başvuran Agaogiu, sokağı pazar günleri "Sanat panayın olarak dözcnlemek istedigini" bıldirdjğınde belediyenin yaklaşımı olumlu oldu. Ama tek sonın çevre sakinlerinden gereken iznin alınmasındaydı. Mustafa Kemal Agaoğlu, "Gerekli imzalan topladık ve geçen yıl kapalı mckânda duzenledigimiz panayın açık havada duzenledik" diyerek ekliyordu:' "Bu tiir sokaUardaa dünyamn ber yerinde vardır ve istek gddifi sirece Sogana Sokağı açık kalacakbr..." "Soğancı Sokağı'ndakı Sanat Panayın'nın sakınleri genellikle gençlerdi. Onlardan birisi de 23 yaşındaki Arau Dilek lnce, duygulannı şöyle anlaüyordu: " Yaptığım boyalı cam panolaria takılar benim için yalnızca hobi. İşten arta kalan zamanlanmda yaptıgım bu ürünlerden ekonomik bir çıkar beklemiyorum. Yalnızca insanlaria dostluk kurayım, yaptıklanmı görsünler benim için yeterti." Güzel Sanatlar Akademisi'ni bitirmesine karşın bilgi işlemci olarak çalışan Nusret Tekin ise boş zamanlarını cam ve deri eşyalar ve "batik" yaparak değerlendirdiğini söyledi ve şunlan ekledi: "Bu yaptıklanm bobiden öteye gitmiyor. Sattığım unınlerin malzeme masntflannı karşdaması ise boş bir şey. Daba önce bir arkadaşımın dükkânında sergiliyordum. Ama bu tip bir sokağin açılması çok iyi olda. Devam etmesıni diliyonım." "Geçim sağlayan gelir" Bizler, BagKnr'dın emekli olduktan sonra ölen bir babanın dul eşi ile evlenmemiş ve ev kadını olan iki kızıyu. tki kızdan birimiz 1979da, digerimiz 1983 yılında ev kadını olarak BagKur'a kayıt olduk. Birimiz 1984'de emekli oldu. Digerimiz ise 1988 yılı mart ayında emekli olacak. Sorulanmız: 1) Bizler emekli olduktan sonra. babanuzdan kalan BagKnr'un yetim maaşını alabilecek miyiz? TXX YANIT: BağKur Yasası'nın eş ve çocuklara, ana ve babaya aylık bağlanmasına ilişkin 45. maddesi uyarınca emekli aylığı almakıa iken ölen BağKur sigortalısının; "c) 18 yaşını (veya ortaöğretim yapması halinde 20 yaşını, yükseköğrenim yapması halinde 25 yaşını) doldunnamıs veya yaşlan ne olnrsa olsun çalışamayacak dunımda malul bulunan çocuklar ile geçimini saglayacak bir geliri olmamak koşulu iie yaşlan ne olnrsa olsun evlenmemiş kız çocuklannın ber birine" yetim aylığı bağlamr. "Geçimini saglayacak başka bir gelir smınnın ne olması gerektigi hususu" ise BağKur "Yönetim Kurulu'nca alınan 76/59 sayılı kararla (10.7.1976 gün ve 15462 sayılı Resmi Gazete'de neşredilen 1.7.1976 gün ve 2022 sayılı 65 yaşıru doldurmuş muhtaç, güçsüz ve kimsesiz Türk vatandaşlanna aylık bağlanması hakkında) kanunla tespit edilen aylık miktannı geçmeyecek kadar geliri bulunan evlenmemiş kız çocuklarla dul kalmış kızlara hak ettikleri ölüm aylıklannın bağlanması şeklinde tespit edilmiş bulunmaktadır!' 2022 sayılı yasa uyannca da "65 yaşını doldurmuş muhtaç, güçsüz ve kimsesiz Türk vatandaşlanna bağlanan ayda 5.040 TL. ve daha fazla aylık geliri bulunanlar (geçim sağlayan gelir)" elde etmiş kabul edilmektedir. Size, ev kaduıı olarak bağlanacak yaşlılık aylığının 5.040 TLInin üstünde olması babanızdan kalan yetim aylığının kesilmesini gerektirecektir. Sıra kelle vergîsinde (Baştarafı 1. Sayfada) fa>a çagırdılar. "Başbakan Demirel1' ve "Muhteşem Siileyman" sloganlan arasında sözleri sık sık kesilen Demirel, Özal hukümetini ve icraatlannı eleştirdi. Demirel, düıı sabah karayoluyla Ankara'dan Isparta'ya gelirken bir süre beyaz Mercedes arabadan DYP'nin seçim otobusü Süvari'ye binerek gazetecilerle sohbet etti ve çeşitli soruları yanıtladı. Bazı tutuklulann Metris'ten kaçışlanyla ilgili soru üzerine, olayın ilk kez olmadığını, sıkıyönetim döneminde de yaşandığını belirten Demirel, hapishanelerden adam kaçmasını onemsememenin mümkün olmadığına işaret etti. Bu tür kaçışlarda "işbirfiği" olasılığmın guçlü olduğuna işaret eden Demirel, 60 metre tunel kazılmasına dikkatleri çekti. "İşbirliğinin boyutu nedir?" diyen Demirel, olayı "Üzünlö verici" olarak niteledi. DYP Genel Başkanı bir başka soru üzerine Abant'taki ziyafeti de eleştirdi. Sakarya'da isçilerin pahalılık ve yoksulluk mitinginde sıkıntılanm haykınrken, 150 kilometre ötedeki Abant'ta hükümetin ziyafette bulunduğunu bildiren Demirel, "Bir y»«da ziyafet, bir yanda yoksulluk. Yönelim önetnli bir sorundur" dedi. Kamuoyu araştırmalanyla ilgili soruyu yanıtlayan DYP Genel Başkanı, Özal'ın anketlere göre iktidar olduğunu, anketlere göre de gerilere düşıüğünü belirterek, Türkiye'nin mudahale sonrasında rejimini oturlamadığını vurguladı. Turkiye'nin gündemini kendisinin tayin etmesi gerektiğini, başkalannın gündem yapamayacağını kaydeden Demirel, seçimden bu yana 4 ay geçmeden iktidarın anketlere gore halksız kaldığını söyledi. Türkiye'de vitrinlerin, idarenin, hizmetlenn on milyon insan için olduğunu, nufusun yuzde 55'inin milli gelirdcn 300350 dolar aldığım, bunun Pakistan'danda geri olduğunu belirten Demirel, vergi pıtketi Mecliste goruşulurken ANAP'hların buyük bolumünun genel kurula kalılmamalanyla ilgili soruya karşılık şöyle konuştu: "llerisi için tahmin yapmak mumkiin değildir. Bugiinden altı ay sonrası için lahmin yapmak zordur. Vergi Yasası göslerdi ki, Türkiye'de vergi politikası fevkalade adalelsizdir. Sıra baş vergisine, kelle vergisine gelecek. Adam başına kelle verçisi alınacak." Başbakan Özal'ın sürekli olarak kendinden önceki doneme saldırmasınm tek nedeninin iktidardaki 5 yılı boş geçirmesi olduğunu öne süren Demirel, "Gecmişleki iktidariar Abdülhamit iktidan mıydı? Kendi icraatnuzla ovunun" dedi. Demirel 15 ayda sonuç vermeyen ekonomik kararların ekonomik karar olmadığını da işaret ederek gazetecilere bazı minik hikâyeler anlattı. Demirel'in anlattığı tosbağa hikâyesine göre, "Bir losbağa önundeki tepeye doğnı ilerliyormuş. Birisi gelmiş tosbağayı ters çevirmi*;. tosbağanın ileriemesi ynnm kalmış. Birisi gelmiş tosbağayı duzeltmiş, losbağa yoluna devam etmiş. Tosbağa 'Beni arada bir tersine çeviren olmasa tepeye daha çabuk varırım' demiş" Demirel, ara rejimin tartışıldığı bir Türkiye'de losbağayı hatırtamamanın mümkün olmadığını belirtti. Demırel'in ikinci minik hikâyesine göre, sırtındaki gaz tenekesi tutuşan bir vatandaş Nasrettin Hoca'ya rasllamış. Hocaya ne yapacağını sorunca Hoca, Akşehir Gölü'ne gitmesini önermiş. Demirel bu hikâyeden sonra seçim sandığını kastederek, "Sırlında yangın olan göle gidecektir" dedi. DYP Genel Başkanı iktidann hangi zeminde değişebileceğine ilişkin bir soruya karşılık, parlamentoda ne olur bilinemeyeceğini, ancak iktidann seçimle değişeceğini soyledı. Demirel, ekimdeki yerel seçımin ANAP iktidannın sonu olabileceğine işaret ederek, "Korkuııun ecele faydası yok. Bu iktidar oiu doğmuşlur" biçtminde konuştu. Demirel iktidara ömür biçmeyeceğini bir soru üzerine bildirdi. DYP Genel Başkanı ve beraberindekiler dün akşaın Ankara'ya dönduler. Zam ve vergi silindir gibi (Boftarafı 1. Sayfada) partisinin düzenlediği zamlan protesto tnitingine katılmak uzere dün Kınkkale'ye gitti. Inönü, AnkaraKınkkale yolu boyunca halkın sevgi gösterileriyle karşılandı. Partililer Ehnadağ girişinde yol üzerine oturarak konvoyun önünü kestiler. !nönü bunun üzerine Elmadağ'a girerek ilçe içinde bir tur attı. Erdal İnönü Kınkkale'de de "Başbakan tnönu" sloganlanyla karşılandı. Yaklaşık 10 bin kişinin toplantığı Cumhuriyet Alanı'nda "Lreten çifciler, işçfler, sömuren boköngler." "Carumıza yetti", "Ortadirek dediler Türkiye'yi yediler", '•Kemerde sıkacak delik kalmadı, sıra boğazımızda", "Erdal, baban bizi Yunandan kurtardı. Sen de Özal'dan kurtar" pankartlarının yer alması dikkati çekti. lnönü'nün*bulunduğu otobüs alana girdiğinde halkın "Başbakan laönii" sloganlan attığı duyuldu. Kadınlar da boş tencerelere kapaklanyla vurarak zamlan protesto ettiler. Partililer, Başbakan Özal'ın bir elinde zincir ve cop, diğer elinde de kazık bulunan karikatürünün yer aldığı "Zam, zulüm, işkence, işte Özal" yaalı park.artı, İnönü'nun konuştuğu otobüsün önüne getirdiler. Mesut Mertcan'ın mitinge katılan pani yöneticilerini ve milletvekillerini tanıtmasmdan sonra İnönü kürsOye çıktı. SHP lideri İnönü, Özal'ın zam ve vergılerle halkı silindir gibi ezdiğini belirterek vatandaşın artık bu zamlara karşı sesini yükselttiğini söyledi. İnönü özal'ın Türkiye'yi yanlış yönettiğini belirterek bir avuç çıkarcının çıkarlannı korumak için zam yapıldığını kaydettı. Inönu devletin kasasımn boşaldığını da ifade ederek "Bütçe tam takır oldu, çünkü Özal seçimi kazanmak için devletin parasını kuUandı. Har vnrup harman savnrdn" dedi. İnönü her hafta bazı mallara zam yapıldığını belirterek konuşmasrnı şöyle sürdurdü: "Zandar ekonominin geregi degildir. Özal'dan önceki yönetimlerde böyle şey yoktu. Her hafta zam gelmiyordu. Dünyanın hiçbir yerinde böyle şey görülmez. Ozal zamlar gökten zembille inmez diyor. Tabii inmez. Sizin yüzunuzden oluyor. Kötu yönettiğiniz için oluyor. Biıtnn bunlar Özal'ın 4 yıldır yaptığı kandırmacalardır." İnönü Özal'ın "fedakârhk" istediğini de hatırlatarak konuşmasını şöyle sürdurdü: "Ama fedakârlığı Özal'ın yanındakiler de yapsınlar. Milyarlık oçaklar aiacaklar. eski bakanlara otomobil verecekler. sonra da vatandaşın kemer sıknıasını isteyecekler. V agma yok Sayın Özal. Artık vatandaş bunu kabul elmiyor." Topluluğun, "Özal istifa" sloganlan atması üzerine tnönu, "Özal sizin yükselen bu sesinizi duyup kendine gelsin" diye konuştu." İnönü, Özal'ın 8 ynldır ülkeyi yönettiğini belirterek vatandaşın bu süre içinde sürekli fedakârlık yaptığını ve kemer sıktığını anlattı. Vatandaşın fedakârlıkığına rağmen dış borçların arttığını belinfn İnönü, "Fedekârhk boşa gidiyor. Sizin fedakârlıklannızdan başkalan yararlanıyor. Çünkü ülke kötü yönetiliyor" dedi. Icraatm içinden Başbakan Turgnl Özal, "İcraatın İçinden" programında vatandaşın hayat pahalüığmdan şikâyetlerine, "Mızrak çuvab sığmaz" diyerek hak verdi ve "Biraz daha sabır" diledi. Özal, kalkınma için bazı sıkıntılara katlanrnak gerektiğini vurguladı. Başbakan Turgut özal, bu ayki "İcraatın İçinden" programını hayat pahalıhğına ve yüksek enflasyona ayırdı. Zamları "fiyat ayarlamalan" olarak niteleyen Özal, bu icraatın hiç kimseye hoş gelmediğinı, ancak kalkınma için başka çare olmadığını söyledi. Özal, "Kalkınan Avnıpa ailesinin seçkin ülkelerinden biri mi oialıra, yoksa olduğumuz yerde mi kalalun" diye sorarak, konuşmasını şoyle sürdurdü: "Her nimetin bir kulfeti, her ödıilon bir bedeli >ardır. O bedel odenmeden kalkınma olmaz. Hükümetlerin görevi, bulüa bu sonınlann tü•niinu kapsayacak çözümleri gelirmek zaman zaman can sıkıcı da olsa millet hayrına bir lercih yapmak durumundadır. Hükümetlere dıişcn dönem donem ortaya çeşitli sorunlar çıkınca gerekli onlemleri kimsenin gözunun vaşına bakmadan almaklır. Millele sirin goruneceğim diyt, oy kaybetmeyeyim diye bir millelin kaderiyle oynamamaktır. Eğer hukumetler bu onlemleri almakta gecikirse karşılaştıgımız sorunları çözemcz, yolda lökezler Ara rejim Ara rejim lartışmalannı kimler başlaltı? ÖZAL Bunun meraklısının az olmadığını gazetelere bakarsanız görürsunuz. Daha once "sol amigolar demokrasi sına\ında sınıfta kaldı" demiştim. Türkiye'de bunun olmasını isteyenler var. Ama bir daha kesinlikle olmayacak. 1980 öncesini sürekli anımsatmanızın ve ara rejimden söz etmenizin amacı ne? ÖZAL Millet anlasın dıye. Siz arada bir yazıp üzerini kapatıyorsunuz. Biz açmaya çalışıyoruz. Eski yeni çekişmesi basında da var. Ama 1992'de eskiler bitecek, ANAP ile es (Raştarafı 14. Sayfada) dım, çoğu zaman kendi çıkartanmızı ve müttenklerimizin çıkarlannı konımak için en iyi yoldur. Bu, Sovyetler Birliği'nin de gelecek yıllarda bizimle rekabet edeceği temel alanlardan biridir. Biz, dost ve müttefiklerimize yeterli yardım vermezsek, Moskova'nın 'müşlerikri' her cephede ilerler. Askeri guç: Vietnam'daki başarısızlığımızın askeri güç olmadan, işlevsel ve uygun biçimde kullamlmadan Sovyetler'le rekabet edemeyeceğimiz gerçeğini gözden kaçırmasına izin vermemeliyiz. Vietnam'dan bu yana askeri gücümüzün hiçbir zaman gerçekleşmeyecek bir "buyük savaş" düşüncesiyle Avrupa ve Uzakdoğu'ya orantısız şekilde yığıldığinı göruyoruz. Bu yuzden nükleer gücümüzün hiçbir anlam taşımadığı Üçüncü Dunya cephelerinde, örneğin Basra Körfezi'nde mudahale gucümuzün azaldığı gerçektir. Örtülu harekâtlar: Özellikle İranContra olayından sonra ABD'nin örtülu harekâtlarla uğraşmaması gerektiğini söyleyenler olmuştur. Ancak ABD'nin bir dı> politika aracı olarak örtulü harekâtlardan vazgeçmesi ciddi bir hata olur. Çünkü Sovyetler Birliği bu alandaki uğraşlarını her zaman sürdürecektir. Insancıl
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle