19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRUŞLER Bunun gıbı, bugunku ıktıdar sanıldığı ve kendısının ılerı surduğu gıbı lıberalcılığı esas almış da değıldır Bırçok alanda ve kapıtalıst sınıfın çıkarlan gerektığınde koyu bır mudahalecı olmakta sakınca gormemekte ve çelışkılerını yadırgamamaktadır Bu durumun en açık orneğı sendıka, toplu pazarlık ve grev haklarını, ozgurluklerını duzenleyen antısosyal vasaları sahıplenmesınde ve onlara dayanarak ucretlerı, aylıkları ve sosyal hakları, enflasyon oranlarının çok gerılerınde tutan polıtıkalarında gorulmektedır Böylece, gelır boluşumunun zaten var olan adaletsızlığı daha da koyulaşıp derınleşmekte, ışsızhğı ve yoksulluğu arttırarak yaşam hakkıru bıle tehdıt edebılecek boyutlara çekmektedır Demokratık haklar ve ozgurlukler ışleyemedığı ıçın halkın sesı duyulmamakta, onemsenmemektedır Bu olumsuz ve sağlıksız gelışmelerın çozum yollannı demokrasıde ve halkın katılımında aramak gerekır sel gelışımı ıçınde sosyal demokrası ıkı olgunun, yanı siyasal haklar ve ozgurlukler ıle ekonomik ve sosyal hakların ve ozgurluklerın bır sentezı olarak onumuze çıkmaktadır 29 TEMMUZ 1987 Demokrasi ve Sosyal Demokrasi Hiuhafazakâr kapiîalist düzenlerde, devlet nadiren toplumun butununün çıkarları doğrulîusunda hareket eder, politikalarını genellikle kapitalistlerin çıkarlannı öne alarak oluşturur. Bu durumu, Türkiye her gün yaşamaktadır. Bugtinkü iktidar, büyük ve yoksul kitlelerın istemlerınin etkinlik kazanmasım sağlayacak siyasal demokrasiye sahip çıkmadığı gibi, izlemekte olduğu ekonomik politikalarla tüm çalışanları, onların emeklilerini ve topraksız (ya da az topraklı) köylüleri daha da yoksulluğa ve çö'zümsüzlüğe iterek, hem sosyal barışı hem de demokrasiye tüm kurumlan ve kuralları ile geçişi tehlikeye sokmaktadır. PENCERE Türic Dili Dergisi Nermı Uygur yazıyor: "Dıl n&dır dıye hıç sormamıştım o güne dek kendı kendime Yaşama gundemımde başka şeyfer vsrdı Ama sonradan ış değıştı Nasıl olduysa oldu, pek seçemıyorum şımdı, gıderek bu soru düşünmemı yönetmeye başladı. Artık besbellı. Dıkkatımı nerde yoğunlaştınrsam yoğunlaştırayım 'DH nediföen kurtaramıyorun kendımı Bazen en umulmadık yapıp etmelenme siniyor bu soru Yıllardan berı böyleyım ışte Bır saplantıya mı uğradrnıP Sonu nereye varacak kestıremıyorum Şımdılık apaçık gö düğüm şu Butun uğraşılanm, bu sorudan çıkmasa büe, dönüp dolaşıp bu soruya varıyor" (Türk Dılı Dergısı, sayı 1, Temmuz 1987) • Türk Dili Dergısı'nm bırıncı sayısını okurken Prof Nefmı Uygur'un satırlanna takıldım kaldım, çünkü kımı zaman ınsanda bır sorunun "saplantısı" uzun bır düşün yolculuğunun başlangıcını oluşturuyor Dıyebılınm ki dıl konusuna yaklaşımı aydınlanmamış kışının kafası karışıktır, mantığı sağlıksızdır, evrene bakışında ılle de bır eksıklığı ya da şaşkınlıgı vardır Ancak Nermı Uygur'un kendı kendıne yonelttığı soruya yanıt vermek de kolay değıl Docent Dr Zeynel Kıran "Dılbilım Akımları" kıtabında da bu konuya egılırken yıne Nermı Uygur'a bır gönderme yapmış " öylesıne yakın, böylesıne tanış olduğumuz dil tıpkı zaman gıbı ne olduğu sorulduğunda, ınceteme konusu yapılmak ıstendığınde belırsızleşır, tanınmaz olur, sankı yok olur Nermi Uygur, Augustınus'un 'zamari ıçın söyiedığı ünlu sözü W e uygulayarak şöyle der. 'Dıl nedlr pekı? Kımse bana sormayınca, bılıyorum, binne açıklamaya kalkınca da bilmıyorum " Dıyelım Kı dıl elektnk gıbıdır, tanımı güçtür, ama ılışkılen, bağıntılan, yasaları, etkılerı, bılımsel olarak saptanabılır. Cumhunyet dönemınde Turkıye'nın en büyük sorunlarından bırını neden dıl oluşturdu? Çünkü Cumhunyet devrımıyle Osmanlı sarayının saltanatı yıkılmıştı, Osmanlıca'nın saltanatı da elbet yıkılacaktı Osmanlı ımparatoriuğu "çokuluslu" ıdı, Cumhunyet devletı ulusaldır. Osmanlıca, ArapcaFarsça kırmasıydı, Cumhunyetm dılı elbet öz Türkçe olacaktı Ne var kı bu da yetmıyordu, uygarlığın bılımde, kulturde, felsefede erıştığı sınırlara Türk dılınde ulaşamadan çağdaşlaşmanın oianağı yoktu ve yoktur Gutenberg baskı teknığını 15'ıncı yüzyılın ortasında buldu, Osmanlı, 250 yıl kıtap basmamakta dırendi 1928'e varıldığında Arap harflerıyle Osmanlıca kıtapların sayısı 25 bındir. Bu şaşılası gerılık, dtlde genlığın de sımgesıdir Yazı ve dil devrımı, Turkıye Cumhurıyetının çağdaşlaşması ıçın kaçınılmazdı Ne var kı her devrımın karşı devrıme çağrı çıkardığı unutulmamalıdır Karşı devrım, 12 Eyiül'de yukardan aşağıya hızlandırıldı, Mıllı Güvenlık Konseyı'nın kararıyla, dıl devrımının ıtıcı gücünü yaratan "Türic Dıl Kurumu" kısır bır devlet daıresıne dönuştürülerek güdüm altına alındı, "eve( efendımcı" bürokratların elın*» verıldı "Türk Dili Dergısı" ışte bu aşamada yayın yaşamına gıriyor Dergının sureklı kadrosunda Fazıl Hüsnü Dağlarca, Prof 6edıa Akarsu, Oktay Akbal, Prof Nermı Uygur, Samı Karaören, Prof. Tahsm Yücel, Prof Akşrt Göktürk, Prof Berke vartiar bulunuyor Buyuk şaır Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın Türk Dılı Dergısı'nın başına adını koymasında elbette bır anlam var Mıllı eğıtımde Arap harflennı ve Osmanlıcayı hortlatmak ısteyenlenn davranışlannda da bır anlam yok mu? Bır ulusun ılerlemesıyte dılının gelışmesı arasındakı bağıntı doğru orantılıdır Dılımız kışılığımızdır, karakterımızdır, benlığımızdır, bağımsız duşuncemızdır Dıl devnmıne düşmanlıkla Turkıye'ye duşmanlık arasında yakın ılışkıyı gözden kaçıramayız Neden Ataturk'un bağımsızlık ılkesını savunanlar dılde devrımını savunuyoriar? Ve neden Amenka'ya bağımlılığı savunanlar dıl devnmıne saldınyorlar'' Rastlantı değıl bu> Sosyal demokrasinin tanımı Yukarıdan berı yapılan açıklamalar kuşkusuz, bızı bır tanıma doğru goturmuştur Fakat, sosyal demokrası değışen ve ulkelerın ekonomik, sosyal, siyasal ve kulturel yapılarına gore ıçerık kazanan dınamık bır olgudur Bu nedenle bırçok tanımlan yapılabılır Bunu bılerek, uzerınde az çok genel bır anlayışa varılabılecek bır tanun vermeyı de neyerek dıvebılırız kı, klasık çoğulcu siyasal de mokrasiyı temel koşul kabul eden sosyal demokrası 1) Yoksullukla savasmayı ve adıl bır gelır dağıhmını sağlamayı, 2) Servetın kuçuk bır azınlık elınde yığışmasına engel olmayı ve ekonomik gucu halka yaymayı, 3) Insan naklarını butun bovuı lan ıle egemen kılmayı, 4) Kalkınmayı bır plan doğrultusunda ve devletçı bır anlayış ıçınde ele almayı, 5) Tam ıstıhdamı gerçekleştırmeyı ve 6) Ucret ve aylıklara sosyal bır nıtelık kazandırmayı amaçlayan ve reformcu oluşumları ongoren bır duzendır Geçmışın sosyal demokrasısı ıle gunumuzun sosyal demokrasısı farklıdır Bugunku sosyal demokrası geçmıştekı koktencılığını, radıkalızmını arkalarda bırakmıştır Orneğın, yukarıda değındığımız uzere klasık ozgurlukçu demokrasıyı siyasal rejım olarak benımsemıştır Toplumların siyasal, ekonomik ve sosyal yapılannı değıştırme sınde reformcu olmayı ongormuştur Sınıf egemenlığını gereklı gormemıştır Ilke olarak mulkıyet hakkını benımsemıştır Fakat, mulkıyetın bır sosyal ışlevı olduğunu ve toplumun genel çıkarlarına karşı kullanılanıayacağını ve dokunuimazlı ğı olmadığını kabul etmıştır Ekonomik gucu, yukarıda belırledığımız tanım ıçındekı yollarla halka yayarak ve halkla paylaşarak, sağlıklı bır ^osyal ve siyasal vapı oluşturmayı, tekellerı onlemeyı esas almıştır Bovlece ozgur ınsanlann eşıt ola rak bırlıkte çalışabıleceklerı ve yaşayacakları bır toplum yaratılabılecektır Prof. Dr. CAHİT TALAS Çağımızda demokrası sozcuğunun anlamı, onu kullanan kışırun nıyetıne gore değışıklıkler gostermıştır Bırıncı Dunva Savaşı'nın sonunda vayılan demokrası sozcuğu, bır >uzyıl kadar once kuçultucu bır anlam taşıyordu 1930'larda faşıst rejımler, demokrasının kurumlarına sataşmışlar, kurallarının geçerlılığı ve yararhhğı uzenne voğun saptıncı tartışmalar açmışlardı îkıncı Dunva Savaşı'ndan sonra ıse, demokrası sozcuğu bır propaganda aracı olarak kullanılmak ıstenmıştıı Ekonomik, sosyal ve sıyasal kurumlan bırbırınden tamamı ıle a>n olan sıstemler, demokrası sozunu benımsemışler ve onu kendı ıdeolojılerının bır anlatımı olarak kullanmışlardır luk, dıktatorluklerın en kotusudur Çunku, her yaptığını veıkılı ve meşru olma kılıfı altında yapar Sı>asal rejımlerın en ıvısı, buıun kurum ve kuralları ıle ışlerlığe ulaşmış bır demokrası, duşunulebılecek butun otekı siyasal rejımlerden daha ıyıdır, dovurucu ve mutluluk sağlavıeıdır Insanhk, monarşılerden, sağ ve sol dıktatorluklerden, dınsel kuralları devlet ı>lerınde egemen kılan devlet anlayışından, olıgarşılerden \e daha başka rejımlerden geçerek ve tarıh bovunta bunları deneyerek,onı.esı>asal demokrasıve ulaşmış, sonra bunu ekoııomık ve sosyal demokrasi ıle tamamlamıştır Sağlıklı ışletılmesı guç, ozen ve dıkkat ısteyen demokrası, ınsan doğasına en çok uyan yonetım bıçımıdır Bundan oturu, aklı başında ve sağlıklı duşunen ınsanların ve butun toplumların, halkların yeğledıklen bır duzen olarak Myasal oluşlar tarıhı ıçınde yerını almıştır Işte ulkemız alışmış. benımsemış ve yeğlemış olduğu bovle bır yonetım bıçımının, rejımının venıden ozlemı ve gereksınımı ıçıne gırmıştır Halkımızı, ulkemızı, demokrası ıçınde yasamaktan alıkoyan çok az neden bunda boyle geçerlı olabılır Muhafazakâr kapıtalıst düzenlerde, devlet nadıren toplumun butununün çıkarları doğrultusunda hareket eder, politikalarını genellikle kapıta lıstlerın çıkarlannı one alarak oluşturur Bu du rumu, Turkıye her gun vaşamaktadır Bugunku ıktıdar, buvuk ve voksu! kvtlelerın istemlerınin et kınlık kazanmasım sağlayacak sıvasal demokra sıve sahıp çıkmadığı gıbı, izlemekte olduğu ekonomik politikalarla tum çalışanları, onların emek lılerını ve topraksız (va da az topraklı) koylulerı daha da yoksulluğa ve çozumsuzlıığe nerek, hem sosyal barışı hem de demokrasıve tum kurumlan ve kurdlları ıle ge^ı^ı tehlikeye sokmaktadır Sosyal demokrasi Genellikle kabul olunuyor kı, klasık siyasal demokrası, ekonomik gucu ellerınde tutanlann ve bu yoldan siyasal guç kazananlann egemenlıklerıne karşı verılen savaşımların, katlanılan ozvenlerın sonunda doğmuş ve gelışmıştır Bovle olunca, demokrası daha çok ışçı sınıfının ve duşuncelerı ıle onların savaşımlannı destekleyen aydınlann gervekleştırdığı bır sosyal olgudur Siyasal klasık demokrası, sosyal demokrasının ılk aşamasıdır, onemlı bır kanadı ve bır bakıma onun altyapısı olmuştur Şu halde, hemen şunu saptamak ve soylemek mumkundur. Siyasal demokrası olmazsa, sosyal demokrası de olmaz, ya da bırçok yanları ıle eksık kalır Siyasal haklar ve ozgurlukler tum boyutları ıle var olduğu zaman, sosval demokrasiye bu nıtelığı veren koşullar ve kurumlar gerçekleşebılır Orneğın, gelır boluşumu daha adıl ol ma voluna gırer Sendıka, toplu pazarlık ve grev hakları ve ozgurluklerı daha ıvı ışler ve etkinlik kazanır Çalışma hakkına, ınsanul çalışma koşullanna, sosval guvenlığı yaymaya, derınleştırmeve ve vonetıme katılmaya ulaşılır Bu voldan ekonomik gucu buıun topluma vavmakla \e siyasal demokıasıvı oturtmakla sosyal demokrasının de sağlam temeller uzerınde guvencelerı ve temellerı oluşur Şovlede dıvebılırız Insanın, ozellıkle eko nomık bakımdan guçsuzolan ınsanın, ekonomik bağımsızlığını ve guvenlığını guvence altına almadan, onun gerçek ozgurluğunu sağlamak guçtur Başka bvr deyımle, voksulluk ve ekonomik bağımlılık ozgurluğun başlıca engelıdır Şu halde, bu kısa aviklamalardan sonra dıvebılırız kı, ^ıvasal ve sosval demokrası bırbınnı tamamlayan ıkı temel ol gudur Bırının gerçek ve doğru anlamına ulaşması ıçın otekının varlığı gereklıdır Bovlece. tarıh Siyasal rejimlerin en ivisi Sade \e genel anlamında demokrası, halkın ken dı kendını yonetmesıdır Bunu bıraz açarak dıyebılırız kı, demokrası serbest olarak sevilmış kı>ılerın yonettıklerı ve seçılenlenn seçenlere, başka bır deyımle, yöneulenlere karşı sorumlu bulundukları bır sıyasal rejımdır Bu durumda halklar serbest olarak seçtıklerı kışıler tarafından yonetıleceklerdır Fakat seçüenler, sevenlere karşı sorumlu olaıaklardır Bu demektır kı, halkın seçtığı bır bolum ınsan, yanı çoğunluk, anayasa ve yasalarca onceden belırlenmış kurallara gore yonetmek sorumluluğunu ustlenecektır Çoğunluğun yonetımının demokrası ılkelerıne ve kurallarına uvgun olarak gerçekleşmesı ıçın adalet ve hoşgoru kurallarını benımsemış bulunması gerekır Bu nedenden oturudur kı, her ulkenın parlamentosu. >onetıme talıp olanların en ıyılerını, en durust ve akıllılarını ıçermelıdır Bo>le olmazsa, çoğunluğun her şeyı >apabıleceğı duşuncesı egemen olur Bu vol ıse, çcğunluk dıktatorluğune göiurur Bu tur dıktator Sonuç Bu açıklamalardan sonra, hemen şunu soyleme lıvız Sosyal demokrası bılımsel sosvalızm ıle ka pıtalızm arasmda ver alan bır orta yol değıldır Ulkelerde ışçı sınıfının bır bolumu ve çoğu kez onemlı bır çoğunluğu venı bır yol seçmıştır Bu seçım ıle demokrasıden ve ozgurluklerden vazgevemeve>.eğım, siyasal tekelcılıkten yana olmadığını ve ınsan hakları ıçın savaşım vereceğını ortava koymuştur EVET/HAyiR OKTAY AKBAL OKURLARDAN Fenerbahçe'nin çözüm bekleyvn sorunları Bizler lstanbul'un Fenerbahçe semtmde oturan \ atandaşlarız. Mahallemızin Atlıhan Sokağı'nda bulunan bir dıskodan ve buradan açığa dokulen çoplerden şikâyetçıyiz. Açıkta kalan bu çopler sınekler ve kedilerle taşmarak etrafa mikrop saçmakta, sağlık açısından zararlı olmaktadır. Aynca gece geç saailerde başlayan ve saat 04'lere kadar devam eden seslerden butun mahalle halkı rahatsız olmaktadır. Sabahlan spor yapılan gezinti parkına parke doşenmeye başlandı. Eski plaj yenisi yapılacak diye ylkıldı. Şimdi ise buralar harabe gibi, yıkık dokuk bir şekılde bekhyor. Ama neyt, neden beklediklerim bir turlu anlamıyoruz. Butun bunlar yetmiyormuf gibi semtin goruntusunu bozacağı daha iimdiden belli olan bir bınanın yapımına başlandı. Dileğimız belediyenin yarım kalan işlerini tamamlaması ve gorevlerını yerıne getırmesidir. OĞÜZ ÖZKA \ tSTA \BUL ilişkin sorunlar dikkati çeken sağlık sorunlarından birkaçıdır. Gorulen tifo gibi bulasıcı hastalıklarda, yalmzca hastaların iyüestmlmesi \e çe\renin geçicı olarak dezenfekte edilmest yeterlı değildir. Kitle iletisim araçları ile bu gibi sağlık konulartnda halkın bilgisini arttırıcı çalışmalar yapılarak, sağlık bilincının kazanılmasında adımlar atılabilir. \e yazık kı pek çok fırsat gibi bunlar da yitirilmistır. DR AHMET DlLStZ İZMİR isyeri gibi yerlere bırakılıyor. PTT merkezme durumu anlattığımda ise "udrese teslım ediyoruz" cevabını aldım. Sonra kendı adresime bir mektup gonderdim. Aradan bır hafta kadar zaman geçmesine rağmen elime ulaşmadı. Birkaç gun sonra mektubu bir tuhaftye dukkânında buldum. Gorevi, gelen mektupları elındeki adrese bırakmak olan postacımız ta katlara kadar çıkıp yorulmasın diye her bloka bir posta kutusu koyduk, ama daha hiç kullanılmadı. \asıl oluyor da adresime gonderilenler bir başka adrese bırakıltp, asd gideceği yere ulaştırılmıyor? Telefon makbuzlarımız kapımıza kadar ulaştınlıyor, fakat mektup vb.'leri ulaştırılmıyor. Soruyorum, "Acaba PTT'nin gorevi ne? Bu nasıl hizmet?" SELÇUK YASIK ÇENGELBVRM' ERDEM YL'VA EVLERI 3 BLOK KDZ EREĞLl Türkçeye Kıymak... Mıllı Eğıtım Bakanlığı eskı Talım ve Terbıye Kurulu Başkanı ve Kultur Musteşarı değerlı eğıtımcı, Sayın Husnu Cırıtlı'dan uzun bır mektup aldım Okullanmızda yabancı dıl eğıtımının htzlı bır yaygınlaşma gostermesının buyuk bır tehlıke yarattığını söyluyor "Şımdı ben bıze guiumseyerek, umutla bakan an bılgıye susamış yavrularımızı duşunuyorum Butun bu çırpınmalar onun ıçın O ılkbahar çıçekierı gelecek ılkbaharlann çıçeklerı, daha açmadan solmamalı dıyorum Onlara kendı dıllennı ve kendılerıne ozgu canlı duşunme yeteneklennı bağışlasak yenj kuşak kendı değerlerıyle buyuse, dünyaya ozgür yenı bır dünya getırse " dıyor Sayın Cırıtlı'nın yazdıklarına sozcuğu sozcuğune katıldığım ıçın değerlı eğıtımcımızın bu mektubunun önemh bır bolumunu okurlarıma ve ılgılılere sunmakta yarar gordum Bakın Cırıtlı ne dıyor? "10 Mayıs 1987 gunu Sayın Cumhurbaşkanımız Kenan Evren bır okul torenınde 'Özellıkle 21 astrda yabancı dılın onemı çok daha fazla olacaktır Onun ıçın, bırçok okullarımızı yabancı dıl uzerıne oturtmak ıstıyoruz Tıcaret lısesının Anadolu lıselerıne dönuşturulmesmden mutluluk duyuyorum Sayın Metın Emıroğlu, 'Bız normal lıselerımıze de bu sıstemı getırmek ıstıyoruz dıye karşıhk verdı (Cumhurıyet 11 Mayıs 1987) Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Mıllı Eğıtım Gençlık ve Spor Bakanımızın bu ve daha oncekı konuşmalanndan ortaogretımde (korkarız, gıderek ılkoğretımde de) yabancı dılle oğretımın tüm ulkeye yayılmak ıstendığı açıkça anlaşılmaktadır Onun mıllı eğıtım ıçın tehlıkelı sınıra ulaşan yaygmlığı yeterlı gorulmuyor Bundan bır sure once, yabancı dılle oğretım yanlısı eskı bır musteşar mılletvekıiıne bunun doğru olup olmadığını sormuştum Dogru degıl' demıştı, ama halk ıstıyor' Oysa bır şanssızlık eserı eğıtım kamuoyunun oluşmasında ılk sozu hep polıtıkacı almakta, onun ozendırmesı yuzunden halk yabancı dılle oğretım ıstemektedır Ve bız anadılıyle okutmamamn fen eğıtım ve oğretımını aksatması, yaratıcı oğrenme gucunu duşurmesı bır yana yabancı dılle okutmamn yabancı dılı de gereğı gıbı oğretmeye yetmedığını, sozumona halk ıstıyor dıye, gormezlıkten gelıyoruz Hadı bunlar neyse, oğretım duzenımızı yabancı dılle oğretım üzerıne oturtmakla mıllıyetçılığımıze ters 7 düştuğumüzu olsun kabul edebılmelı değıl mıyız Kaldı kı, yabancı dılle ögretım dıye bır yabancı dH oğretımı yontemı yoktur Somurgelerde tutulan bu yol anadılını ve ulke kultürunu ortadan kaldırmaya yonelık siyasal bır uygulamadır Yabancı dılı oğrenme anadılını öğrenmeye de benzetılemez Anadılını oğrenme ılk gun meme emmeden başlayarak kendı mını dunyasını keşfe çıkan yavrunun bılgı evrenıne gırme yonunde bılınçsel (cognıtıve) bır davranış buyumestdır Ilerı yaşlarda bunun organık yınelenme koşulları var sayılamaz Nıyet ne olursa olsun, uygulamanın çapı ıle bu Türkçeye karşı bır harekettır Sayın Devlet Başkanımızın ve Mıllı Eğıtım Gençlık ve Spor Bakanımtzın bu demeclerı tarıhımızde oncesı olmayan bır dokuman olarak kalacak ve yazık uluslararası karşılaştırmalı eğıtım tanhıne Turkçenın bılım dalı olamayacağınm tescılı anlamına gelecektır (Ataturk'un ve onun kurduğu Turk Dıl Kurumu'nun çabaları boşuna ımış demek1) Osmanlı da Turkçeyı yeterlı gormemış, Osmanlıca dıye halktan kopuk bır dıl ıcat etmış ve anadılımızın, oz kulturumuzun ve btlımımızın zararına oğretımı o taban uzenne oturtmustu Son zamanlara dek Osmanlıcada verdığımız değerlerı Turkçede verseydık, şımdı daha ılerı bır noktada olurduk Galatasaray Lısesı'nın ılk açıldığı yıllarda, aralarında Rusya nın da bulunduğu bırçok ulke Fransızlara tanınan hakkın kendılerıne de tanınmasını ıstemışlerdı (Ihsan Sungu Galatasaray) Tanzımat dönemıne ozgu bır siyasal kurum olarak ortaya çıkan ve o zamanın koşullarına gore bırçok amacı olan okul artık tarıh oldu, bugunku o değıl Sayın Alı Sırmen'ın haklı olarak anlattıklan gıbı (24 Mayıs 1987) Batıya açılan bıncık pencere ozellığıyle (o sıra bır de Turkçe okutan Daruşşafaka vardı) bızım ıçın yararlı olmuş ve sınırlı bır katman çocuklarının yetışmelerıne hızmetı dokunmuştur Bızım, temelı atılışında parlak beklentılerle ılk kazmayı vurduğumuz bır kuruluşun sonraları toplum yaşamımız uzerındekı ızduşumlerı doğrultusunda tarıhın açtığı labırentlerı tarıhçı lyı aydınlatmalıdır Bakın, aynı kurum (Galatasaray) baska siyasal etmenlerle bırlıkte Fransızların da ışıne yaramış olmalı kı, Bınncı Dunya Savası ndan sonra Parıs Konferansı nda anayurdumuz paylasılırken Fransız delegesı Osmanlı ulkesınde bırçok kurumun Fransız dıl ve kulturunun etkısıyie çoktan Fransızların mulku halıne geldığ'nı soyleyerek daha çok pay ıstemıştı Goruluyor kı ulke guçluklerle karşılaştıkça toplumu guclendırme yoluna gıdıp karşı koymak yerıne toplum değerlennden odunler verılegelmıştır Goksel dınlerın bırbırı ardından gelen dort unlu kıtabı olaylarla dolu tarıhın eksenıdır' tezı ıle tarıhsel (dıyalektık) materyalızm antıtezının kıyasıya karşılaştığı bolgede yurt kurmuşuz, sayısız guçluklerle karşılaşmamız doğal Boylesı yerde zehırle panzehın bırbırınden ayırmak zor Orneğın inanç, ıbadet yerlerı gıbı gorkemlı yapılan, sanatı, gelenekleşen yanı ve halk dılının ıçıne sınmışlığı ıle son derecede guçlu (Arkaa 1 \,ayfada) Sağlığımızm bilineinde değiliz Toplumların sağlık duzeyinin onemlı bır belirleyicisi, o topluma sunulen sağlık hizmeti duzeyidir. Bir baska belırleyıcı de toplumun kendi sağlığına karşı olan tutum ve davranışlarıdır. En olanaklı sağlık hizmeti, kullanmayı bilmeyen bır toplumda yeterli duzeyde etkın olamayacaktır. Ülkemizde sağlık duzeyinin, çağdaş veriler ışığında, bir çok ulusa gore daha duşuk olduğu yaygın, bılinen bır gerçektır. Bu gerçeklık, bebek olum hızı, ana olum hızı, enfeksıyon hastahklarının yaygınhk duzeyi ve benzeri uluslararası olçutlerle kolayca belirlenebilmek tedir. Geçen aylarda gorulen tifo, kuduz, Çernobıl'den kaynaklanan radyoaktıvıteye PTTnin görevi ne? Kdz. Ereğlisi'nin Çengelburnu Erdem Yuva Evleri'nde oturmaktavım. Sorunum, iki vıldan beri oturmakta olduğum bu adresime gonderilen mektup, dergi, kitap, vs.'lerin elime ulaştırılmamasu Bunlar çevredeki dukkân, şantiye. MEHMET BUÇKÜN 19591979 Onurlu yaşammı örnek alıyoruz. İTÜ'LÜ ARKADAŞLARI FILIZAU MUZIK ve Muziğimizin sorunlan Ekonomide son vılların en önemli kitabı Kafanızdaki binbir sorunun cevabını bulacağımz özgün ve yetkin bir çalışma ÖZAL Ekonomisinde Paramız Pul Olurken Ulagay ANMA UĞUR OSMAN KORKMAZGİL KORMAZ 19601980 19591980 Onurlu yaşamlarını örnek alıyoruz. İTÜTÜ ARKADAŞLARI TEŞEKKUR Geçirdığım anı rahatsızlık nedemyle kaldınldığım Ege Ünıversıtesı Tıp Fakultesı 3 Genel Cerratu Bölümü'nde yakın ılgılerını esırgemeyen, dost ve sevgilı insan cem yayınevi NURUOSMANİYECAO KARDEŞLER HAK1/3CAĞALO6IU İSTANBUL Doç. Dr. HALİT OSMANOĞLU Dr. MEHMET TUĞCU Dr. ALTAN KARAN Dr. AYTEKİN BAŞARGAN ve Bashemşıre Hemşıre, L'tnran Durmuş, tnci Ajrat, Gnlşcn Ceyhan ve sağlık görevlısı Yakup Dhan'a Gastroentroloj ıden HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ' NDEN Ünıversıtemız, Guzel Sanatlar Fakultesı, Heykel, Resım, Seramık ve Cam, Grafık, îç Mımaıı ve Çevre Tasanmı Bılım dallarına ÖSS 1 basamak sınavını kazanan adaylar arasından ön kayıt ve özel yetenek sınavı ıle öğrencı alınacaktır 1 Adaylar 2728 Ağustos 1987 tanhlen arasında desen kursuna, Beytepe Yıldız AnFı'de kayıt yaptırıp, 31 Ağustos 11 E>lul 1987 tarıhlerı arasında da desen kursuna katılabılırler Kurs ucretı 15 000 TL 'dır. 2 Ön kayıtlar 910 Eylul 1987 tarıhlerı arasında Beytepe Kampusu Yıldız Anfi'de yapılacaktır 3 Ozel yetenek sınavı ıçın desen kursuna katılmak şart değıldır 4 Özel yetenek 1216 Eylul 1987 tarıhlerı arasında yapılacaktır özel yetenek sınavına gırecek adayların 2 500 TL odemelerı gerekmektedır 5 Kesın kayıt hakkı kazananlann lıstesı 17 Eylul 1987 tarıhınde ılan edılecek, kesın kayıtlar 21 Eylul 1987 tanhınde Beytepe Kampusu Öğrencı lşlen Daıresı Başkanhğı'nda yapılacaktır 6 Ankara dışından gelen adaylar desen kursu süresınce uç öğun yemek dahıl 1 600 TL karşılığında Beytepe Kampusu yurtlarında kalabüecektır 7 Posta ıle ön kayıt ve kesın kayıt yapılmaz. Basın 26333 AYŞEN BELE BİLGİ YAYINEVİ Meşrutiyet Cad. 46/AAnk. 131 81 22 BİLGİ DAĞITIM Babıaii Cad. 19/2istanbul 522 52 01 MUHENDISLER VE TEKNİK RESSAMLAR ARANIYOR HIDROELEKTRİK SANTRALLER PROJELENDIRMESİ İÇİN Deneyımlı askerlığmı yapmış ODTU ITU BU mezunu • INŞAAT ve ELEKTRIK MUHENDISLERI • Konstruktur ressamlar • Çınıcı ressamlar Prof. Dr. HANEFİ ÇAVUŞOĞLU Yrd. Doç. Dr. NECLA OSMANOĞLU Hemşıre SACİDE FIRAT, FATMA GÜLŞEN'e Dostum, arkadaşım, doktorum Doç. Dr. BAYKAL TUNÇYÜREK'e ve E Ü. Tıp Fakultesı 3 Genel Cenahi Bölümü'nün emeğı geçen tüm çalışanlaıına, arkadaşlanma, dostlanma en ıçten teşekkürlenmı sunanm. HİKMET ÇETİNKAYA MERKEZDE PROJE VE ŞANTİYELERİMİZ İÇİN • ODTU Mezunu makına muhendıslerı • Deneyımlı Elektnk muhendıslerı aranmaktadır Dızayn Muhendıslık Tunus Cad 16/2 Tel (4) 118 96 51 ANKARA DERYA MUMAY MUSTAFA MUMAY evlendıler 27 7 1987 Kutlanm. CENGtZ MUMAY ıle
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle