27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sah&i: Cumhuriy« Matbaacılılc ve Gazetecüik Türk Anonim Şirktti adına NttSr Nadi • Genel Yayın Müdürü: Hasan OnuO, Müessese Müdürü: EIDİBC Lşnkllgil. Yazı Işlerı Mildüru: Oluy GÖMnsia, • Haber Merkezi Müdürü: Yalçın Baytr, Sayfa Düzeni Yöneım«nı: AK Acw, 9 Temsilciler. ANKARA: Yalçın Dojaa. İZMİR: HikmM Çetinkjy*, ADANA: C*l«l Baçiıngıc. tstanbul Haberleri: Erinn Akyddız, Dış HabCTİer: Ergun Bata, Ekonomi: Osman Utag*>, Kulıur: C t U ÜMfr, Spor Danışmanı: Abdilkadir YMcetaun, Düzeltme: Rrfik Dnrbaf, BilimEğîtim: Şahin Alpaj, lşSendika: Şuknuı Krttod, Yun Haberleri: Necdet Dogu, Oizi Yaalar: Ktrtm Çalışkan, Erzunım: Mehmet Gultekin. Bursa: Levcnt GcnçeUİ, 9 KoordinalOr Ahmel Konıban, 0 Malı tşler Erol LrVul. • Reklam: Ayşe TorunEk Yayırüar: HüJy» Akyol • Idaıe: Hoseyin Guter, Ijletme: Önder Çelik. Bügılşlem: Nail Inal Basan ve Yoyan Cumhurivti Matbaacılık ve Gazetecilık TA.Ş. Türk Ocajı Cad. 39/41 r?r.alog)u, Î4Î34 lsı, PK 246tsıanbul. Tel: 512 05 05 (20 hat), Telex 22246 • Burotar Ankara: Zıya Gökalp Bulvan Inkılap Sokak No: 19/4, Tel: 133 11 4147, TeİM 42344 • bmi'r H. Zıya Bulvarı, 1352. Sok. 2/3. Tel: 13 12 30, Teloc: 52359 • Adan»: inOmı Cad. 119 Sok. No: 1 Kat 1, Tel: 1455019731, Te!ex: 62155. TAKVİM 22 HAZİRAN 1987 tmsak: 3.24 Güneş: 5.25 öğle: 13.11 Ikindi: 17.11 Akşam: 20.46 Yatsı: 22.37 ÂFye girmek için acele etmeyin "2000 Yılında Türkiye" semineri nedeniyle Istanbul'a gelen Alman Doğu Araştırmalan Mnstitüsü Direktörü, "Tarihten gelen bir mirasla Avrupa dışı görülen Türkiye'nin geleceği konusunda çok çeşitli kuşkular var" dedi. "îslami gruplar A T üyeliğine karşı şiddetli bir mücadele yürütüyor. Komünistler şimdilik susuyor. Sosyal demokratların en azından bir bölümünün tereddütlü olduğu biliniyor." "12 Eylül müdahalesinden sonra getirilen YÖK sistemi ile yükseköğretimîn ve bilimsel gelişmenin kösteklendiğine içtenlikle inamyorum." ŞAHİN ALPAY "Türkiye, Avrupa'oın bir parçası olarak algılanmıyor. Tarihten gel*n bir mirasla, Avrupa dışı bir toplum ve devlet olarak goruluyor. Aynca, Türkiye'nin geleceği konusunda Avrupa Toplnlugu ülkelerinde çok çeşitli kuşkular var..." Türk Siyasi tlinüer Dernefi'nin 1819 haziran tarihlerinde duzenlediği "2000 Yüında Tjrkiye" semineri dolayısıyla lstanbul'da bulunan Prof. Udo Steinbach, Türkiye'nin AT'ye entegrasyonu konusunda bunları düşünüyor. Federal Almanya'da Türkiye ve lran uzerine, özellikle potitik incelemeleriyle tanınan Prof. Steinbach. Hamburg'daki özerk Deutsches Orient Institut'un (Alman Doğu Araştırmalan Enstitüsü) direktörü. Kendisiyle TürkiyeAT ilişkileri üzerine konuştuk: "Seminerde yaptığınız yorumlarda, Türkiye'nin AT'ye entegrasyonunda ekonomik geUşmelcrden çok, politik ve sosyal gelişmelerin rol oynayaca£1111 sdylediniz. Bu gorüşünuzu biraz açtklar mısınız?". Evet, Türkiye'nin entegrasyonu konusunda güvenlik mülahazalannın ve ekonomik performansın fazla etkili olacağına inanmıyorum. Türkiye'nin demokrasisini Batı Avrupa standartlanna uydurması yanında, sosyal dengesizliklerini gidermesinin de önem taşıyacağım düşunüyorum. Ama asıl vurgulamak istediğim şu: Türkiye ile Avrupa Topluluklan arasında çok büyük bir sosyal kültürel mesafe var. Türkiye pek az tanınıyor. Basında, yayınlarda Türkiye üzerine pek az şey çıkıyor. Televizyonda çok az şey gösterüiyor. Bir buçuk milyon Turkun yaşadığı Federal Almanya'da bile çağdaş Türkiye'nin incelenmeye değer bir ülke olduğu, ancak son 1015 vilda, o da daha ziyade göç sorunları dolayısıyla kabul edildi. Türkiye, tarihten gelen bir mirasla hâlâ Avrupa dışı bir toplum ve devlet olarak görüluyor. Türkiye, Avrupa'nın bir parçası olarak algılanmıyor. Aynca, Türkiye'nin geleceğine ilişkin çok çeşitli kuşkular var. "Ne gibi kuşkular?" rin gönüllü görüşme ve uzlaşmalar yoluyla giderilmesi yöntemi, demokratik yontem hâkim olacak mı? Turkiye'de toplumun rolü genişleyecek mi, yoksa yukarıdan devlet tarafından denetlenen bir toplum olmayı surdurecek mi? Toplumda çoğulculuğu meşru hale getirmenin terörizmi, ayrılıkçılığı ve otoriter eğilimleri onlemenin en iyi yolu olduğu anlaşılacak mı? AT'ye üye olma yolunda görünurdeki genel uzlaşım kalıcı mıdır? tslami gruplar, AT üyeliğine /karşı şiddetli bir mücadele yürütüyor. Komünistler şimdilik susuyor Prof.Udo Steinbach Sosyal demokratların en azından bir bölümünün tereddütlü olduğu biliniyor. Bilinmeyen faktörler gerçekten çok. "Tum bu bilinmeyenler, sizc« Türkiye'nin AT'ye enlegrasyonunu olanaksız mı kılıyor?" Hayır, ama bunun hızla gerçekleşmesi beklenemez. Her iki tarafın da uzun sürecek, bırbirlerini tanıma ve oğrenme surecine ihtiyaçları var. Bu bakımdan Turkiye'nin tam uyelik konusunda aceleci davranmaması gerekir, diye düşunuyorum. Bu yönde olabildiğince ilerlemek, ama gereksiz gerginliklerden kaçınmak, tedrici bir süreci yeglemek daha doğru olabilir. Entegrasyonun gerçekleşmesi için her iki tarafın da yapması gereken çok şeyler var. "Kimilerine göre Türkiye'nin koşullan, AT'ye sonradan katılan Vunanistan, İspanya ve Portekiz'den gerçekte çok farklı değil. Ömegin bu ülkelerde de demokrasinin ne denli istikrariı ve köklü olduğu sonılmaya deger..." da yaşıyor. Bu deneyim ışıgında bakılınca, Türkler. diğer Güney Avrupahlardan gerçekten çok mu farklı?" Samimiyetle ifade edeyim ki evet. Ben Hamburg'un Türklerin yoğunlukla bulunduğu Atona yöresinde oturuyorum ve Türklerin, Almanlarla ilişkilerinin diğer yabancılardan çok farklı oiduğunu gözlüyorum. Ben, sosyokültürel farkı yalnızca insanlar düzeyinde değil, siyasal elit düzeyinde de görüyorum. Örneğin Turk liderlerin Avrupa Parlamemosu'nda alınan Ermenilerle ilgili karara gosterdikleri aşırı tepkide gorüyorum. Türkiye bunca zaman, Osmanlılar doneminde bazı stratejik nedenlerle, Ermeni azınlığın bir bolumünun göçe zorlandığını, bunun üzucü sonuçlanndan Türkiye Cumhuriyeti'nin sorumlu tutulamayacağını Avrupa kamuoyuna anlatmayı başaramadıysa, bunun kabahati en azından kısmen kendisindedir. Aynca çoğulcu Batı toplumlarında farklı çıkar ve göruşlere sahip grupların, çeşitli yollardan etkili olma olanağına sahip olduklan unutulmadan, gelişmelere daha soğukkanlı bakılabilmeli. Türkiye ve Iran üzerine politik incelemeleriyle ünlü Prof. Steinbach: Sedat Simavi ödülleri ÎSTANBUL (UBA) Sedat Simavi Vakfı 1987 ödülleri, 9 dalda verilecek. 9 dalda verilecek ödiil tutarı net 9 milyon TL. olarak belirlendi. Adaylık için başvuru süresi 1 Ekim 1987 günü saat 17.00'de sona erecek. Vakıf yetkililerinden alınan bilgiye göre, Sedat Simavi Vakfı 1987 ödülleri, fen bilimleri, sağlık bilimleri, sosyal bilimler, edebiyat, radyotelevizyon, görsel sanattar, basm kurumlan, gazetecilik ve spor olmak üzere verilecek ödüller, 9 dala eşit olarak paylaştırıtacak.her dalda ödule özel kişiler, kendileri aday olabilecekleri gibi öğretim kurumlan, mesteki kuruluşiar, vakıf ön araştırma kurulları ve kişilerce de aday gösıerilebilecekter. Daha ahnacak yol var Evet, elbette sorulmaya değer. Ama Türklerin Batı Avrupa ile politik ve sosyal kültur mesafesinin çok daha buyük olduğu yadsınamaz. Elbette ki Türkiye'de 150 yıldır süren bir çağdaslaşma hareketi var. Türkiye, diğer îslam ulkeleriyle bu açıdan karşılaştırılamaz. Ama bu hareketin Türkiye'yi Avrupa'yla kaynaşabilecek noktaya ulaştırdığı söylenemez. Daha alınacak yol var sanırım. "Türkiye'nin onemli ve degerli bir bolumü yaklaşık 20 yıldır Almanya' Son yıllarda demokrasinin yeniden tesisi yönunde olumlu adırnlar atıldı. Ama yine son yıllarda izlenen ekonomi politikalannın yol açtığı sosyal dengesizükler, veni bunalımlar doğuracak mı? Radikal, aşırı siyasi gruplar, 1970'lerin ikinci yarısına benzer bir durumu yeniden gündeme getirebilir mi? tslami canlanış, laik rejimi tehdit edecek mi? Türkiye'de çelişkilerin yukandan, devHetin zor kullanmasıyla çözümü eğilimi var. Bu degisecek; çelişkile "Seminerde bilim adaralan, '2000 Yılında Türkiye'yi konuştular. Bir bilim adamı olarak siz, Türkiye'nin 21. yüzyıla bilim alanındaki hazıriıklan konusunda ne düşünüyorsunuz?" Yükseköğrenim ve bilimler alarunda çok olumsuz bir ortamın mevcudiyetini uzun zamandır izliyorum. Geçmişte Türkiye, genel olarak eğitim ve özel olarak yükseköğrenimde hayranlık verici başarılar sağlamıştır. Ancak 12 Eylül müdahalesinden sonra getirilen YÖK sistemi ile yükseköğretimîn ve bilimsel gelişmenin kösteklendiğine içtenlikle inamyorum. Üniversitelerin standartlarını korumalan ve geliştirmeleri için özerk olmaları şarttır. Değerli bilim adamlarının universiteyi terk edip başka ulkelere gıtmeleri. iş hayalına, politikaya atılmalan, basına geçmeleri buyük bir kayıpür. 12 Eyül rejiminin getirdiği olağanüstu düzenlemelerden birçoğu yürürlükten kaldırıldı. Bunlardan biri olan YÖK sisteminin de kısa zamanda değiştirilmesinin, Türkiye'nin 21. yüzyıla, Avrupa ile entegrasyona hazırlanması açısından büyük önem taşıdığına kuşku yoktur. 120 kişiye yurda dön çağrısı ANKARA (ANKA) Adana Askerlik Şubesi Başkantığı, çoğunluğunu Ermeni asıtlı yurttaşların oluşturduğu 120 kişiye "yurda dön" çağrısı yaptı. Adana Askerlik Şubesi'nin dünkü Resmi Cazete'de yer alan çağrısına göre, askerlik çağları geçmesine karşın askerlik görevini yapmayan bu kişiler, üç ay içerisinde yurda dönerek askerlik şubesine teslim olmadıkları takdirde Türk yurttaşlığından çıkarılacaklar. Yaşları 25 ile 55 arasında değişen çağn yapılan kişilerin yurttaşlıktan çıkanlmalan durumunda, tüm mallarının zoralımı yoluna gidilecek. Helsinki İzleme Komitesi'nin Türkiye'deki insan hakları konusunda görüşü: Iki adan Ueri, biradungeri SEMRA SOMERSAN İnsan hakları konusunda inceleme yapmak üzere Türkiye'ye gelen Amerikan Helsinki izleme Komitesi Başkanı Jeri Laber ve komitenin danışmanı, Avukat Lois Whitman, "Türkiye'ye her gelişimizde insan hakiannda getişmeler oiduğunu görüyoruz. Ancak bu sürekli bir ilerleme değil. Çünkü iki ileri adımı mutlaka geriye doğru bir adım izliyor" dediler. Laber ve Whitman, Türkiye'ye son gelişlerinden bu yana geçen bir buçuk yıl içinde, düşünce özgürluğu ve dernekleşme açısından önemli gelişmeler kaydedildiğini vurgularken Nükleer Savaşa Karşı Hekimler Derneği ve Dil Derneği gibi derneklerin kapatılmış olmasını, demokratik özgürlükler açısından "olumsuz" olarak nitelediler. Cumhuriyet'le yaptıklan görüşmede, Türk hükümetinin bu ziyaretlerinde kendilerine yardımcı olmayışından yakınan Laber ve Whitman, "Daha Amerika'da iken, Washington'daki Türk Buyükelçiliji'ne başvurdugamuzda bize karşı olumsuz bir tavır alındı. Sonradan bunun insan haklan konusunda yapUğınuz incelemeyi Güneydoğu Anadolu'yu da içerecek biçimde genişletmek isteyişimizden kaynaklandığını öğrendik. Başbakan Turgul Ozal, Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı ve Emniyet Genel Müdür ile yapmak istedigimiz görüşmeler, bu kişilerin 'meşgul' olduklan gerekçesi ile geri çevrildi. Oysa biz bunun için başvurumuzu daha Amerika'da iken yapmısük. Amerikan Dışişleri Bakanlığı ve Ankara'daki Amerikan Biiyükelçiliği, bize yardım etmek için çok üst duzeyde girişimlerde bulundu. Ancak bunlann hiçbirisi fayda vermedi. Türk hükttmeü adına ancak Dışişleri Bakanlıgı'ndan üç yetkili ile görilşebildik. Dolayısı ile hükümetin insan haklanna ilişkin son tutumu hakkında bir şey bilmiyonız" dediler. Türkiye'de insan hakları konusunda yazacaklan raporu sonbaharda yayımlamayı ümit ettikleri söylenen Laber ve Whitman, bu ziyaretlerinde yaptıklan araştırmanın sonuçlannı şöyle özetledvler: "Cezaevlerindeki koşulların eskisinden daha iyi olduğu izlenimini edindik. örneğin Diyarbakır Askeri Cezaevi'ndeki koşulların 1984'tekinden daha iyi, hatta Türkiye'deki öteki cezaevlerinden çok farklı olmadıgı belirtildi. Bunu görmek amacıyla daha Amerika'da iken Diyarbakır Askeri Cezaevi'ne gitmek üzere başvurduk izin verilmedi. Diyarbakır'a gittiğimizde cezaevi müdür ve yardımcısına durumu ilettik. Ama onlar da 'meşgul' olduklan gerekçesi ile bizimle görüşmediler." Ermeni Semposyumu İşkence "Emniyette, gözaltında hâlâ işkence yapılmakta oiduğunu öğrendik. Yaptığımız göruşmelerden, çok yakın zamanda, değişik kişilere aynı yerde, aynı binada, aynı katta, aynı odada ve hatta aynı aletlerle işkence yapıldığı onaya çıktı. Türk hükümetinin bunları 'istisnai vakalar' olarak değerlendirmesine rağmen, Istanbul gibi büyük kentlerde bile işkencenin hâlâ pek de 'istisnai' olmayan bir biçimde devam ettiğini anladık." EUROPARLAMENTARISME Kaphmıbağalar turizme yaraclı Belediye Başkanı Ali Gün, Dalyan 'da sadece 15 odalı, 30 yataklı bir otelin oiduğunu, ancak ev pansiyonculuğunun, gelen turist sayısının artmasıyla giderek yaygınlaştığım söyledi. Dalyan'a gelen turist sayısının, bu yıl 60 bin olması bekleniyor Turizm'87 Marmaris Altmyunus'ta çatılar çimle kaplanacak Ağaç kalnuuh çim vereüm İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Kazandıracağı "00 turistik yatak için 49 yılhğına kiralanan 110 dönumluk orman alanında yeşile zarar veren turistik tesis "doğaya uyum" için binalarının çatılarını "çimlendi recegini'" açıkladı. 5 yıldızlı otel ve villalardan oluşan ve temeli geçen yıl haziran ayında atılan "Marmaris Altınyunus" tesislerinin yapımı hızla sürerken, kesilen ve sökülen çam ağaçları tartışılmaya devam ediyor. 10 yıl once büyuk 'bir yangın sonrası yok olan çam ağaçlarının yeniden dikilmesiyle oluşan genç korunun, 49 yıllığına kiralanarak turisük tes>is yapımına izin verilmesi tepkilere neden olmuştu. Uzun süre Marmaris Belediye Meclisi'nden inşaat ruhsatı geçmeyen tesisin temeli, Başbakan Turgut Özal tarafından atılınca sorunlar çözümlenmişti. Tesisin yapılacağı alanda yüzlerce çam ağacımn kesilmesi ya da köklenmesi buyük tartışmalara yol açmıştı. Tesisi yaptıran Yaşar Holding, zaman zaman yaptığı açıklamalarla tesisin hakİılığını savunmuş ve yoreye geti Güneydoğu HAKAN KARA DALYAN Ortasında uzunca bir masa kurulmuş tekne, labirenti andıran sazlıklar arasından suyu yararak ilerliyordu. Çeşit çeşit içkiler, meyveler ve çerezle donatılmıştı masa. Çevresinde oturan insanlarsa doğanın soluk kesici güzelliği karşısmda donakalmışlardı sanki... Burası Köyceğiz Gölü ile Akdeniz'in birbirine kavuştuğu nokta: DaJyan. Dünyanın en güzel deltalarından biri sayılan Dalyan'da ilerlerken, bir yandan dik kayalıklara oyulmuş Likya kaya mezarlannı izler, diğer yandan kuruluşu M.ö. 3 bin yıllarına dek uzanan Kaunos kenti ile ilgili söylenceleri dUşünürsünüz: "Şu anda iizerinde bulundugumuz su. Azro Erhat'ın anlattığı yasak bir aşkın gözyaşlan olmasın?M" Söylenceye göre Miletos'un kızı, Apollon'un torunu Byblis, Kaunos adlı ikizini öyle seveT, öyle beğenirmiş ki, doyamazmış onu okşamaya, öpraeye. Sonunda bu doğa dışı aşkını ikizi Kaunos'a bir mektupla anlatmış Byblis. Kaunos, öfkeyle kınamış ikiz kardeşini ve bir daha dönmemek üzere Miletos'tan ayrılarak Kaunos kentini kurmuş. Anadolu'yu boydan boya dolaşarak ikizini arayan Byblis ise Kaunos'u bulamayınca çıldırmış ve yüksek bir kayadan aşağıya atmış kendini. Ama Nympha adJJ periler acımış Byblis'e ve onu bir pınara çevirmişler. Pınar, Byblis'in çağlayan gözyaşları gibi akar dururmuş. Aİra Erhat ise, "Bu doğal labirentin Byblisin tükenmez gözyaşlanvla meydana geldigi düşiinülemez mi?" diye soraı, Byblis ile ilgili söylenceyi anlattıktan sonra. Köyceğiz Gölü'nün son bulduğu nokta olan Dalyan'dan denize ulaşmak için labirenti andıran sazhkîar arasından yanm saatlik bir tekne yolculuğu yapılır. Labirent, sonuca ulaşmak için çözümlenmesi gereken bir bilmece gibi gelir insana. Bir ahtapotun kolları gibi sazlıklar arasında gözalabildiğine uzanan su yollanndan sadece biri denize ulaşır ve bu bölgeyi ancak çok iyi bilen denizciler şaşırmadan yolu bulabilirler. Deniz kaplumbağalarının Akdeniz'deki yumunlama yeri olan Dalyan, otel yapırruyla birlikte gazetelerde adına sık sık rastlanınca, uluslararası düzeyde de tarundı. Dalyan Belediye Başkanı Dalyan, Köyceğiz Gölü ile Akdeniz'in birbirine kavuştuğu nokta. (Fotoğraf: ÜMtT OTAN) Ali Gün, "Kaplumbağalar, buraya gelen turist sayısının en az iki kat artmasına neden oldu" diyordu. Dalyan'ın son yıllarda turizm açısından hızla geliştiğini belirten Gün, şunlan söylüyordu: "Dalyan'da sadece bir otel var. İS odalı 30 yataklı bir otel. Ev pansiyonculuğu. gelen turist sayısının artmasıyla giderek yaygınlaşıyor. Tanm ve balıkçılıktan gecimini sağlayan Dalyan'da turizm giderek ön plana çıkmaya başladı. 1985te buraya 10 bin dolayında turist gelirken, 1986'da sayı 30 bine çıktı. Bu yıl ise 60 bini aşacağız gibime geliyor. Tek sorunumuz, turistlerin buraya konaklama tesisleri yeterli olmadıgı için güniibirlik gelip geri dönmeleri." Likya kaya mezarian, Kaunos Harabeleri, kaphcalan, deltası, denizi, kumsalı ve ormanlarıyla büyüleyici güzelliğe sahip Dalyan'da, hızlı bir betonlaşma göze çarpıyor. Halen fiyatları 2 ile 5 bin lira arasında değişen ve 300 olan pansiyon sayısının gelecek yıl 600'e çıkmasının beklendiğini söyleyen Belediye Başkanı Gün, "Giderek daha çok sayıda yatınmcı, Dalyan'la ilgilenmeye başladı. Ancak büyük beton yapılar yerine hafif malzemeden yapılmış yörenin yapısına uygun bir mimari özellik gösteren küçük pansiyonlar istiyoruz. Betonlaşmayı önleyeeegiz" diyor. Prof. SİPAHİOĞLU Gamma Globulin için yersiz korku yuratddı Haber Merkezi Prof. Hiiseyin Sipahioğlu sarılık hastalığına karşı bağışıklık yaratılması için kullanılan Gamma Globulin konusunda son günlerde yurttaşlarda "yersiz bir korku"nun meydana geldiğini belirterek, bunun önüne geçilmesini istedi. a.a.'nın haberine göre Prof. Sipahioğlu, AIDS virüsü taşıdığı şüphesi ile kullanımı bir süre yasaklanan, ancak yapılan tahİiller sonucunda bunun doğru olmadığına karar verihp kullanımı tekrar serbest bırakılan ithal Gamma Globulinlerin, vatandaşlar tarafından hâlâ şüphe ile karşılandığıru bildirdi. Sipahioğlu, ithal ilaca karşı doğan bu kuşku sonucu yerli Gamma Globulin miktannın yetersiz kalacağını, ilacı ureten merkez ve enstitülerin hızla kurulup geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Öte yandan AIDS birçok ülkede güncelliğini koruyor. Yunanistan'da şimdiye kadar 30 kişinin AIDS hastalığından oldüğü açıklandı. Yetkililer tarafından yapılan açıklamaya göre, şu anda Yunanistan'da 2'si kadın olmak uzere 49 AlDS'li bulunuyor.Tıp çevrelerinin tahminine göre şu anda Yunanistan'da yaklaşık 5.000 kadar da AIDS virusü taşıyıcısı var. Japonya'da, halka AIDS ile ilgili bilgi vermek amacıyla, Japonya Sağlık Bakanlığı tarafından bir kitapçık yayımlandı. ANKA'nın haberine göre, 16 sayfalık kiiapçıkta, AIDS hastalığının nedenleri ve belirtileri ile ilgili konulann yer aldığı bildiriliyor. Kitapçıkta, aynca yirminci yüzyılın sonuna kadar IQ*J m.iyon insanın bu hastalıktan olcöileceği önesürülüyor. "Güneydoğudaki durumun, 1980'den bu yana pek değişmediği görüluyor. Cezaevlerindeki koşullar daha iyi olmasına rağmen, gözaltında yoğun işkence uygulareceği "avantajlar" ve "nimeller" nıyor. Tutuklu ve mahkumlar, arvurgulanmıştı. Merkezi ısıtma \~e tık cezaevlerinde öldürülmüyor. soğutmalı, uydu tele%izyon yaAncak dışanda, köylerde, meyyınlı, muzik ve video sistemli, tedanlarda işkence ve öldürmeler delev izyonlu ve barlı odalar, simulvam ediyor. tane çeviri sistemli salonlarla beSivil nüfus, devlet güçleri ile tezeli olacak tesisin İngiliz genelröristler arasında sıkışıp kalmış. müdür yönetiminde restoran ve Silah zoru ile olsa bile, teröristlebarların çeşitliliği, su sporlan, re yemek verdiklerinde askerler tarafından teröristlerle işbirliği yapsquash ve tenis, marina ve yatçıtıklan gerekçesi ile cezalandırılılıktan, kür merkezine, gece kuyorlar. lüplerinden gazino ve diskoteğe Herkes korku içinde yaşıyor. Bikadar birbirinden değişik "canlı" zimle görüşmeye cesaret eden avubir tatil yaşantısı yaratacağı bekat, öğretmen, siyasetçi gibi meslirtiliyor. lek sahibi kişiler, sürekli gözetim "Tesisin en büyük özelliği halaltında olduklannı, evlerinin sık ka açık oluşu" denilen acıklamasık arandığını ve sorgulandıklarılarda yeşili geri getirmek için nı anlattılar. Ne var ki bu kişile"araziye uyması ve yeşilliği bozrin durumlan, köylerde yaşayanrnaması için tüm binalann çimlann katlanmak zorunda olduklan lendirilecegi" vurgulandı. 1988 koşullardan çok daha iyi idi. nisan ayında açılacağı belirtilen Tunceli ise tam işgal altında bir tesisin "yeşillenraesi"nin ancak kente benziyor. Her yerde asker helikopterle geçenler ve dik tepevar. Askeri helikopterler köylerin ye tırmananlarca "fark edilebileüzerinden geçiyor. Dağlardan ceği" ilgili çevrelerce öne sürulubombardıman sesleri geliyor. Poyor. Orman alanınuı beton yığınlis gece yarısı gidip evlerin kapılalarının üzerlerinin çimlendirilennı kırıyor. Oysa sivil nüfus iki rek korunamayacağını ifade eden ateş arasında kalmış." aynı çevreler, "Beton binalar >ıkılıp yerine 2 yılda yenisi yapı'.aYasal durum bilir. Ama bir ağacın yetişebil"Soruşturma bitene kadar avumesi için en az 1020 >ıl gereklikatın, müvekkili ile görüştürülmedir" göruşünu dile getirdiler. mesini demokrasi açısından son derece olumsuz buluyoruz. Bu avukatlann savunma yapmak için hazırlanmalannı da önlüyor. Gözaltındaki bir kişinin, avukatını, gozaltına alındığı andan itibaren ve tüm gözaltı süresi boyunca sık sık görmesi gerekir. Bu durum güneydoğuda daha da vahim boyutlara erişiyor. Çünkü buradaki insanlar Türkçe bilmiyorlar. Buna rağmen avukatlanyla Kürtçe konuşmalanna izin verilmiyor. Bu da avukatla tutuklu arasındaki iletişimi tamamen engelliyor." MVLHEİMfa.a.) Federal Almanya'nın Mulheim kentinde "Bochum Ermeni Araştırma Vakfı" tarafından düzenlenen ve 3 gündür devam eden "Ermeni Sempozyumu" sona erdi. Sempozyumun son gününde, yine sozde soykırım iddialarını yineleyen Ermeniler, hayal ettikleri anavatanlarına kavuşmak içm her çareye başvuracaklarını söylediler. Avrupa Parlamentosu'nun, sözde Ermeni soykınmı ile ilgili raporu kabul etmesinden sonra daha da cesaretlenip küstahlaşan Ermeniler, Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in bugün Turk basınmda yer alan ve "güçleri varsa gelsinler, denesinler'' yolundaki sozlerini defalarca okuyup aralarında müzakere ettiler. tstanbul 220 volt oluyor İSTANBVL (L'BA) İstanbul'un Taksim, Harbiye, Pangaltı ve Osmanbey semtlerinin bir bölumünde 110 volt olan şebeke gerilimi 30 haziranda 220 volta yukseltiliyor. Türkiye Elektrik Kurumu İTEK) Sınırh Sorumlu Boğaziçi Elektrik Dağıtım Müessese Müdürlüğü 'nden alınan bilgiye göre, 30 haziranda gerilimi değişecek söz konusu bölgelerde abonelerin tümüne tebligat yapıldı ve sayaçları 220 volt sayaçlarla değiştirildi. Antik tiyatroda yangın SELÇLK (a.a.) Efes Antik Tiyatro'da 1. İzmir Kültür ve Sanat Festivali nedeniyle düzenlenen Moskova Devlet Senfoni Orkestrası konseri öncesinde yangın çıktı. Konser nedeniyle hazırlanan ışıklandırma ve ses düzenî kurulurken, saat 19.15 sıralarında çıkan yangın, kısa sürede söndürüldü. Yetkililer, yangmın çıkış nedeninin henüz belirlenemediğıni bildirdiler. Bilgisayar kursları ÎSTANBUL (UBA) Marmara Üniversitesi tşletme Bilimleri Araştırma ve' Uygulama Merkezi Bilgisayar Eğitim Müdürlüğü, merkez bunyesinde bilgisayar kursları düzenliyor. 15, 29 ve 19 ağustos tarihlerinde 1218 yaş grubu ve yetişkinler için hafıa içi hergün 09.3012.00 ve 13.0015.30 saatlerinde dörder hafta sureli yoğun "temel bilgisayar kavramları ve basic programlama dili" kursları gerçekleştirilecek. Kursları başarıyla bitirenlere sertifıka verileceğini belinen yetkililer, başvuruların Marmara Üniversitesi Bilgisayar Eğitim Müdürlüğü 'ne yapılması gerektiğini belirttiler. Türbanlı öğrenciler "Türbanlı öğrencilerin sorunlarına ilişkin tutumumuz, Türk aydınlannın bu konudaki gönişlerinden farksız: Bizce de herkes istediği gibi giyinebilir ve gjyinmelidir. Bu kişilerin hakları öteki insan haklanndan soyutlanamaz." Dernekleşme "insan hakları için bir dernek kurulmuş olması son derece umut verici. Gördüğümüz kadarıyla İnÇkillnr lM444,ll<lMÂ,n,l nltinrlrilcİ f*nmİKayserrnin yahyalı Uçesine bağh Ağcaşar kö Derneği, görevini son san Hakları kJUUl'l lAMIVt'yünde tamamlanan ve 150 bin dekarük y a p ı m l derece profesyonel ve ciddi bir biaraziyi sulayacak dev baraj, su toplamaya başladı. 66 milyon metre küp su toputması planlanan çimde yürütüyor. Tüm siyasi ve baraj alanı içinde kalan 135 hanetik köyden 110 hanesi bosaltüdı. Hızla yükselen baraj suyu, önmarjinal gruplarııı haklarını gözce köyün asırlık mezarüğını, ardmdan da ilkokul binasım, evleri, havyan bannaklanm büyük bir etmeye çalışıyor. Nükleer Savaşa hızla yutarken, minaresinin uzunluğu yaklaşık 7 metreyi bulan cami de yavas yavas sular alanda Karşı Hekimler ve Dil derneklerin kaybolmaya başladı. fFotoğraf: RECEP BULUT) faaliyetlerinin durdurulmuş olmasını olumsuz karşıhyoruz.'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle