Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 MA YIS 1987 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER CUMHURİYET/2 tarihi üzerinde çalışmasını isteyen 1) Kuşşara / Kuşara (Kuşara) Atatürk'tür. arasındakı ikili sayı adı ilişkisi gibi, kenti aranmış, bulunamamıştır. Etıcede de Farscanın " a h ı " anlamın19 MAYIS: UĞURLU ADIM 2) Neşa^'Naşşi kenti aranmış, budaki " ş e ş " sözcuğüne benzer bir lunamamıştır. Etilerin kendi dilleriBugün Kuzeybatı Kafkasya'da " ş a ş u " sozcüğü vardır ki, " a l t n u ş " ne verdikleri Naşili/Naşşili adı nereoturan Kumukların kokeni kaynakdemektir. Bunlardan başka I. Hatden gelmektedir? larda en az beş altı biçimde yorumtuşiliş'in eşi Kraliçe Haştayar'ın adı lanmaktadır. Oysa ilkçağ tarihınde 3) Tann, tannça adı olarak Kubada çok önemlidir. Bugun olduğu giAsurlarla savaşan Kumukların adıba, Kubele adlan nereden getiyor, bi, o çağlarda da bu yörelerde " ş / s " nın aslında Kumuk değil,ş"Kudneyi anlatıyor? seslerinin değişirm çok yaygsndır. muk" olduğunu çivi yazılı tabletlerBu duğümlenmiş gerçekler çözü"Hastayar" sözcüğü, Farscadakı den öğreniyoruz. Türk lehçelerinde lürse, Eti tarihinin ve dilinın sorun"Hikmetyar" sozcüğu gibi (Hastave tarihınde " K u " biçiminde göruyar = Hasıa + yar) biçıminde kulan buyük ölçude aydmlanmış olalen sözluk köklerinin "Kud" biçimrulmuştur ki, bir kraliçe için çok uycaktır: den gelmiş olduğu ilkçağ tarihi tabgun bir ad sayılabilir. Ayrıca "Tar1) Kuşşara/Kuşara (Kuşara) kent letlerinden anlaşılmaktadır. Buna Türkleri olduğu anlaşılmamışıı. hun, tar = guçlü, kuvvetli" sözcükadı degil, kavim adıdır. Tıpkı aynı iı (kokeni bilinmiyor) kay< ı . ! . „ . ; KS1 şei meçhul göre Avrupa'nın ortasmda yaşamış Hattiler'ın üzerine gelen bu kavime 19 Mayıs 1919'da ölumsuz Ataleri de dikkati çeker. soydan kalan Hazaralar (Hazaradı duşürulmüş her yerde Türkler olan Kumanlann "(Kud + man)lar" Kus (Kuş) kavnai deniyordu. Kutsal türk Sanısun'a ayak basarken, gençBu tür adlardan başka başlık pavardır" diyordu. lar) gibi. olduğu açıktır. Kumanova da kıtap Tevrat, dtinyanın coğrafyasıliğinin ilk yıllanndan o günlere derası olan Kuş + ata (Kuşata), Pankuş 2) "Neşa Naşi" kenti de Anado"Kud + m a n " ovasıdır. "Kosova"nı anlatırken, "Ceyhan, Seyhan" yöğin, Turklüğun tarihine, özellikle ilkAıaturk, bu unutulmaz önemli (Pan + kuş) biçiminde bir meclis adılu'da aranmaktadır. Bu sözcük de da Kosların ovası olduğu gibi. Kurelerinde Kuş kavnumn yaşadığından çağ tarihindeki kaynaklarca hiç biişaretiyle, DoğuBatı bilim adamlana rasthyonız ki bu kuruluş, krah biAnadolu'dan çok, kuzey Suriye'deki muklar'ın aslında Kudmuk'lar olusöz ediyordu. Kus (Kuş) kavmilinmeyen tarihine bütun varlıgı üe nnın yüzyülardır çözemedikleri, ilkle yargılayacak yetkidedir. bir bölgenin adından kaynaklanmışşu nun saptanması, Eti tarihinin nin H i n d i s t a n ' m kuzeyindeki inanıyordu. önce ülkerün yardırtuçağ büimcilerinin sorunlannı bir çırHepsinden onemlisi Etilerin kentır. Bu bölge Fırat, HaJep ve Oront önemli bilinmeyenlerinden biri olan "Hindikuş" daglanndan, Gucerat na koşmak amacı ile eskiden beri pıda çözuyordu. Oysa günümüzde dileri için "Biz KuşşaraU adamm soNehri arasında oturan Hint asıllı Mi"Kubaba" sözcüğunü "kud + baba" (Gucarat, aslı Kuşarat Kuşarat dengdeyip duzenlediğı duşunceleribile İngiltere'de, Almanya'da, Ameyundan gehyoruz ve bunutıla iftihar tannilerin bir beyliğinin, "Nuhaşbiçiminde açıklar. Aynca Yozgat ve olabilir) bölgesinden Iran'a, oradan ni uygulayarak 19 Mayıs 1919'da rika'da yüzlerce çivi yazısı uzmanı, ediyoruz" demeleridir. Kuşara (Kuşşi/Naşşi^Nasse/Naşşi" biçimlerindeyöresinde Anadolu'nun başka yöreda Suriye'ye göç ettikleri anlaşılmaSamsun'a ayak basn. firofesöru, SümerJerin, Kaslann, Etiara) sözcuğu bir yer, bir kent adJ saki adlan ile ilgiüdır. Bu dururaa gölerinde "Kuşça" adında bir gizli dimıştı. Bu göç yolu üe ilgüi olarak Etilerin kokenini arıyorlar, bulamıyornılmıştır. Gerçekte Kuş kavminin re, Turk asıllı Kus/Kuş kavmi ve lin yabancı dil gibi kullanıldığı da ölümsüz önderin, Anadolu'nun lerin dillerınin, biraz Hint, biraz lar; çeşitli varsayımlar Uen siırüyorlar. bağlı olduklan soyun adıdır. Babil Hint asıllı Mitannüenn bir kolu olan söylenmektedir. Bu konu ilgililerce adsız kahramanlarına sonsuz güveTürk kökenli sözcuklerle birlikte, kökende Türklerin var olabUecegi Kralı Nemrud için de çivi yazılı tabNuhaşşüer, aynı dili konuşa konuşa incelenirse Etiler için, herkes için ni vardı. Onlarla savaş meydanlannbüyük ölçude, eski Farsça olduğu bekımsenin aklından bile geçmiyor. Niletler, "Kuş oğlu Nemrud" der. Hindistan'dan tran'a, oradan da Kuönemli bir kanıt olur. da düşmana karşı omuz omuza çarUrlenemenıişti. Etilerin dillerınin tekım 1978 yılında, daha sonra da " K u ş " sözcüğü burada da Nemrud'zey Suriye'ye geçmişler, kent beylikpışnuştı. Onlar, Turk toplumu, guFarsça gibi, "Hint Avrupa" dille1983'te Basm Yayın Genel MüdurÖlumsuz Atatürk, Tarih ve Dil un babasının adı değildir, soyunun lerini kurmuşlardır. Kuslar (Kuşlar) vendiklerine bağhbklanru canla başla rindea bıri oluşu, bunlann Türk asüh lüğu'nün News Pott yayuunın 15 niKurumlan'nın, kuruluş tarihi olan adıdır (*). Etilerin önemli ticaret ise, bu bölgeden Anadolu'ya geçmek olabilecekleri varsayutunı, bilim göödüyorlardı. Kendi başı kendi canı san tarihli nüshasında Mezopotam19311932 yülanndan günümuze demerkezlerinden biri olan "Kayseri" için, Turkçe konuşan ve aynı soydan rüşlerinden uzaklaştırmıştır. Oysa ise kendısi için hiç önemli değildi. Sıy a ' d a , ( I r a k ' t a ) t s a ' d a n önce ğin geçen dönemde yüzyüları delen kent adının koken bilimi de çok kuşgelen Hattilerin oturduğu Boğazköy Güney Asya Türkleri arasında Farsvas Kongresi idarecisı/'Binayı kuşat1700'lerde Babil'de egemen olan görüşlennin ışığı ile Türk gençliğin ku çekicidir. Sözde, bu kentte bir yöresindeki Hattuşaş'ı ani bir gece ça konuşma yazma geleneğinin ilkmak istiyorlar, bin öldurecekler" deKaslann (Kassites), Türk asılb oldukbaskınıyla elde etmişler, yakıp yıkden başka dunya gençliğine de bilim kayser otunnuş, daha doğrusu oturçağlardan yeniçağlara degin sürüp tnişti. Atatürk,"Vatan elden gidiyor, lan kanıtlan ile yayımlanmıştı. O mışlar, sonra da onarmışlar, bir de katkılarında bulunmuş ve bu alanmanuş da bir valiye öyle denilmiş. geldiğinı unutmamak gerekir. tsa'sen ben ölsek çok m u ? " diye karşıgün bugün konunun yetküi, yerli yaKayseri'yi ikinci başkent gibi ticaret larda çalışanlara Sumerlerin, EtileOysa, "Kayseri" adının "Kussari" dan sonra güneye göç eden Türklerbk vermişti. Daha sonra da, Ankabancı uzrnanlan suskun. Oysa Atamerkezı olarak zamanın dünyasına rin, Arap tarihindeki (Gudaalasözcüğünden gelmi; olması düşünülle, İranhlar kımi zaman savaşmışlar, ra'da Büyük Millet Meclisi'ndeki tartürk, Sümerbank, Etibank gibi kutamtmışlardır. Kültepe tabletleri bu nn/Huzaalann, Havaanlerin) îran melidir. Gütti, Hurri, Guzzı gibi çift kimi zaman da banş ıçinde yaşamışruluşlan Ankara'nın ortasına diketarihindeki Elamlılan, Kuzistanhlatışmalar sırasında,"Tek ba$ıma kalunsuzle yazılan ve sonlanna " i " nis olayların en bdirgin kanıtlandır. lardır. Bu arada Farabi gibi, İbnı Sirek somut, kararlı, kesin çözümü çok 3) "Kubaba, Kubele" sözcükleri, rın, Suriye'deki Guzaaların kökensam da vatanın bir kayasını siper alıp pet ekini alan pek çok kavim, bu yöna gibi, Mevlana gibi bilim, sanat yeönceleri belirtmişti. Anadolu'nun ünlu tann ve tanrıcalerini arayanlara, DoğuBatı bilim sonuna kadar savaşacağım" demişrelerde, Önasya'da bu çağlarda yatenekleri yapıtlarını hep Farsça yazsının adlarıdır. Sümer'de Urbaba dünyasına emek verenlere, altmış yıl ü. şaımştır. Bu kavimlerin kimisınin mışlardır. Daha sonra Selçuk (Yal(Ur + baba = dip ata) sözü vardır. öncesinden yardım elini uzatarak biadındaki çift unsuzlerden biri benETİLERtN (HİTİTLERİN) BA&MSIZLKTAN çuk) Türkleri de Suriye'de, AnadoSumerler, Kaslar " b a b a " sözcüğulim yolunda çok değerli armağanlar zemezlik (dissimilation) kurahna göBİLİNMEYEN KÖKENt SONRA BtLtM lu'da kurduklan devletlerde resmi dil nu bilmektedirler. Etilerin bu tanrısunmuştur. re ses değişimine uğramış olabilir ve olarak Farscayı kullanımşlardır. Bu Üzerinde yaşadığımız Anadolu ları da, daha sonra açıklanacagı gi" K u s s a r i " sözcüğü böylece, 19 Mayıs 1919'da Samsun'da atıgelenek o kadar köklu idi ki, AnaAtatürk, tek başına savaşı gö/e altopraklannın, ilkçağ tarihindeki dubi "Kubaba" değilde "Kudbaba" "Kayseri" biçımine geçebilir. Bu adı, lan adım, herkes için butün dünya dolu Türk Selcuk hükümdariannın dığı gibi, Cumhuriyet'i kurduktan rumu Atatürk'ün çok yakından ilgıolmahdır. "Kubele=Cybü de bu adbu kente yöre halkı vermiş olabilir. loplumlan için "ugurlu adım, uğurlu adlan da Keykubat, Kekâvus, Keysonra, tek başına bilimi de göze al sini çekiyordu. Kuzeybatı Asya'da, la ilgüidir. Aslında Kus (Kuş) kavmı olmaları kadem" olmuştur, daha da olacakhusrev gibi koyu Farsça idi. Bugün mı$. 1936 yılı Dil Kurultayı'ndan üç Hazar Denizı kıyılannda, Guney Asgerekir. Kayseri'de oturanlar, kenBu tür kuçuk dil olayian Atatürk'tır. de tran Azerileri, Tacikler (Tatcikgece önce, Dolmabahçe Sarayı'nın ya'da yaşayan Turkler, Anadolu di kentlerine "Kaneş/Kaniş" diyorün buyüklüğünü bir kez daha büyüler), Hazaralar (Ha2aralar), Turksaat kulesinebakan ikinci kat ön so(*> Kral Nemnıd'un adı Lrfa'dakı Unlu topraklan gibi çok verimli topraklara lardı. Aynı Kaniş sözcüğü, yer adı tür. Atatürk, "ilkçağtarihi ıyi bilinçaıışmanın nedeni olan haınliğınden domenlerin büyuk bir bölümu, Türk lonunun, uzun, yeşil masasımn etrailgisiz kalamazlardı. Ancak ilkçağ taolarak Hindistan'ın kuzeyinde de meden, öteki çağ tarihleri sağlam telayı Farsça "namerd" anlamında kullaasıllı olduklannı bile bile Farsça kofına dizilmiş, zamanın ileri gelen garihınde Türklenn var olan varlıklavardır. Göç edenlerin, çok kez, bımellere oturtulamaz" düşüncesinnılmış olabilir kı, kendısi de bu adla yuznuşup Farsça yazarlar. zetecileriyle, tanınmış dilcileri ve Ann bilinmiyordu. Etiler ise tsa'dan raktıkları kentin adını yeni geldiklen deydi. Bu görüşünü belgelemek için yıllardır suçlanmaktadır: "Nemrud'un E T t L E R D H d FARSÇA kara Tarih, Dil Fakültesi'nin dört önce iki bin yıllannda Anadolu'ya kente verdiklen bilinir. kurultaylar topluyor, Alacahöyük'biri" gibi. Bugünkü Farsça \e Osmanlıöğrencisinin önunde, şöyle bir açıkgöç etmişlerdi. Etilerden önce bu cada kullanılan "Namerd, Nadan" sozte olduğu gibi kazılar yaptınyordu. lama ile geçtnişin derinliklerini delen Böylece Anadolu'da Etiler tarihıntopraklarda Türkçenin yapısı gibi bıSÖZCÜKLER caklermdekı olumsuzluk bildiren "na" Sumeroloji, Hititoloji, Hindoloji, giuzak görüşlulüğünü sergilemişti: de Batılılarca çözume ulaştınlamatışken (aggluünant) bir dil kullanan biçımındekı ilk hece de eskı çağlaıda bi bölümler açtınyordu. Rahmeıli, Etilerdeki Farsça sözcukler arasın"nu" biçiminde ıdı. mış olan başlıca sorunlar şöyle sıraHattilerin varlığı da kesin olarak bideğerli Prof. Afet tnan'm da ilkçağ da birkaç sayı aduun benzerliiı çok "Dikkat edin, Batıhlar, Doğulular lanabilir: lıniyordu. Etilerin ise Anadolu'ya önemüdir. Tüıkçedeki "alü, altnuş" Türkleri tanımazlar. Türkçeyi bügüney sınırlanndan giren güney mezler, eski yeni kaynaklarda, men 19 Dfayıs'la Atatürk'ün Bilime Katkıları Prof. Dr. VECİHE HATİBOĞLU PENCERE İlk Adım... •• » an Atatürk, "ilkçağ tarihi iyi bilinmeden, öteki çağ tarihleri sağlam temellere oturtulamaz" düşüncesindeydi. Bu görüşünü belgelemek için kurultaylar topluyor, Alacahöyük'te olduğu gibi kazılar yaptınyordu. 20 Mayıs 1919 gunü Albay Bekir Sami, Karaköy'de Yüzbaşı Selahattin Yurtoğlu'na rastlar. Benimle gel.. Yürürier, koprünün orta yerinde Bekir Sami korkuluğa dayanır, Selahartin'e bakar: Ben gidiyorum, benimle gelir misin? Gelirim. Durumu biliyorsun, İzmir cephesine gidecegim, Yunanltlara harp ilan edecegim ve hükümete isyan edecegim. Gelirim.. Bekir Sami Eminonü'ne doğru biraz daha yürür, yine durur, Selahattin'in yüzüne bir daha bakar: Bu işin içinde asılmak var, kazıkianmak var, hapsedilmek var, yalnız bir şey yok: Ödüllendirilmek! ödül, vatan kurtulursa "Bunda hizmetimiz var" diye sevinmektir. Gelir misin? Gelirim. 21 Mayıs 1919 sabahı Galata rıhtımından aynlan vaputia iki arkadaş Bandırma'ya geçerler. Ege'de ilk direnişi başlatacaklardır; ama sonu acı olacaktır. • Oysa 21 mayıstan iki gün önce 19 Mayıs 1919'da Mustafa Kernal Pasa, Samsun'a ayak basmıştır. Albay Bekir Sami, sonuna dek yurtsever bir kişidir; dogrudan düşmanın üzerine gidiyor. Mustafa Kemal Pasa ise Yunan askeri batıdan Anadolu'ya çıkmışken doğuya gidiyor; Sıvas ve Erzurum'da çahşmaya başlıyor. Neden? Çünkü Mustaia Kemal, ulusal direnişi doğudan batıya örgutlü bir halk hareketıne dönüştürmek amacındadır. Bekir Sami Ege'de eşraf ve asker kesiminde gerekli ortamı bulamıyor. Mustafa Kemal, Sıvas ve Erzurum kongreleriyle adım adım amacına doğru yürüyor, Ankara'ya ulaşıp Büyük Millet Meclisi hukümetini kuruyor; ordulannı düzenliyor. Bu sürec içinde Bekir Sami, Ege'de yenilgıye uğramıştır, Bursa düştükten sonra da Albay'ın yıldızı sönüyor; Yunan askeri Eskişehir'e dek dayanı yor. 19 Mayıs'ın anlamı, ulusal direnişe doğru bir halk hareketinin ilk adımı olmasıdır. • 1919'un mayısında Türkiye kapkaranlıktır; kimileri ingilizlere sığınmak ister, kimileri Amerikan güdümünden medet umar; Mustafa Kemal Paşa bu tür aşağılık çözüm yollanm daha Sıvas Kongresi'nde elinin tersiyle kenara ıter. Ulusal Bağımsızlık Savaşı, emperyalızme ve işbiriikçilerine karşı verilir. İşbirlikçiler arasında padişah da vardır. Böylece sultanlığın ve hilafetin kaldırılması "meşrulaşır." Ulusal bağımsızlığın ideolojisi kendiliginden oluşur. Çağdaşlaşma, yalnız Türkler için değil, dürtyada her halk için eşanlamlıdır. Yalnız ülkenin değil, aklın da kurtuluşu! Demek ki bilim yolu ve laiklik. İnsan aklının özgüriüge kavuşması için ne gerekiyorsa onu yapmak, kurtuluşla eşdeğeriidir. 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkarken Mustafa Kemal bütün bunları düşünüyor ve bir "milli sır gibi vicdanında saklıyordu." • Mustafa Kemal, o dönemde ülkedeki ilerici birikimle ne kadar atılım yapılabilırse sonuna dek gerceklestirdi. Kurduğu taik cumhuriyet, İslam dünyasında tek örnektir. Hıristiyan dünyasında aklın egemenliğini her tür bağnazlığa karşı savunan "Uyanış" ve "Aydın/anma"yı "Kurtuluş Savaş»"mızı Cumhuriyet devrimterine dönüştürerek yaşamak, Kemaiizmin temel duşüncesidir. Bunun içindir ki Kemalizmi bir siyaset ya da ideotojinin 6tesinde uygârtık sorunu sayabiliriz. • Amerikan güdümü altında kıvranarak, kızları çuvala sokarak, köhnemiş gelenekleri akıldan üstün tutarak, halk uyanışlannı yukardan aşağıya balyoz hareketleriyie engellemeye çalışarak 19 Mayıslan kutlamak, namuslu bir davranış sayılarnaz OKURLARDAN BURHAN ARPAD Kitap, bütün diktatörlerin, bütün baskı yönetimlerinin korkulu rüyasıdır, örümcekli kafalar için karabasanlann en korkuncudur. Kitap, bütün işkenceJerden, zindanlardan, son sistem silahlardan daha güçlüdür. Binlerce yıllık insanlık tarihınde 'kitap'tan nefret eden, kitaplan ve kitaplıkları yakan çarpık polıtika önderlerı görülmüştür. Ne var ki kitap kalıcılığını ve etkinliğini her zaman korumuş, sağlıklı düşünceleri yığına ulaştırmayı, yığınlara doğru yolu göstermeyı başarmıştır. Kıtap düşmanlığı, yazık ki yirminci yüzyılda da sürmektedir. 10 Mayıs 1933 günü, Nazı Almanyası'nda yüz binlerce kitap yakıldı. Koskoca kültür ülkesi Almanya'yı çılgınlıklara sürükleyebilmiş Hitler'in buyruğuyla "Alman olmayan Alman yazarlan"nın kitapları meydanlarda ateşe verildi. Burada kullanılan "Alman olmayan" deyışi, Naziler gibi düşünmeyen anlamını taşımaktadır. Dünya edebiyatlarına mal olmuş evrensel ve insancıl Alman şairi Heinrich Heine, yazık ki haklı çıkmıştır. "... Kitapların yakıldığı yerierde / insanlar da yakılır / Eninde sonunda!." Yirminci yüzyıl Alman edebiyatının güçlü adı Alfred Kantorovvitz bu olayı şöyle anlatmıştır: "10 Mayıs 1933 gunü Berlini de opera alanmda ve devletin birçok üniversite şehirlerinin alanlarında kitaplar ateşe verildi. Bu korkunç olay, akılsız bir yığının 'kendiliginden bir patlaması' değil Nazı yöneticılerinm özenle hazırladığı devlet gösterisiydi. Raşizme karşı herkese saldırmak için Reıchstag kundaklamasının bir meşale olarak kullanılması gibi. Propaganda Bakanı Dr. Goebbels, 10 mayıs günü ateşe verilen ve Nazi Almanyası'nda okunması yasaktanan on binlerce kitap için "Pislik ve aşağılık" deyişini kullanıyordu. Nazi Propaganda Bakanı bu deyişı Heinrich Mann ve Thomas Mann için kutlanıyordu. Sigmund Freud ve Einstein, Marx ve üenin, \foltaire ve Heine, Romain Rolland ve H. G. VVells. Barbusse ve Gorki de bu aşağılama kapsamına alınıyordu. Upton Sinclaire ve Şolohov, Selma Lagerlöf, Jaroslav Hasek, Carl von Ossiztzky, Ernst Toller, Arnold Zweig, çağdaş edebıyatların büyük bir bölümü, Avrupa edebiyatının ve düşünce örneklerinin önemli bir bölümü de. Kantorovvıtz şunları da ekli 10 Mayıs 1933 Kınalıada'da inşaat ruhsat skandalı Kınâlıada iskele meydanında bulunan "Mehtap Gazinosu"nun yanmasıyla meydana çıkart alanın (54 ada I parsel) belediye tarafından yeşil alan olarak adaya kazandırılacağım duymuş ve çok sevinmiştik. Çok sevdiğimiz ve inandığımız Adalar Belediye Başkanı Recep Koç ve Meclis üyesi Başar Acarlı'mn bu konuda çalışmalar yaptığım ve Adalar Belediye Meclisi'ne önergeler verdiğini duymuş ve bu işin olacağına inanmıştık. Adalar BeUdiyesi bu çalışmalar içindeyken, Taşmmaz Tabiat ve Kültür Varhklan Yüksek Kurulu 'nun 54 ada I parselin tamamma inşaat musaadesi verdiğini öğrenmiş bulunuyor ve inşaatın hemen başladığını ve betonlarmın atıldığmı görüyoruz. 54 saytlı yapı adası 7966 tasdikli imar planında ayrık nizamda kalmaktadır. Yapılaşma tamamen bahçeli nizamdır. Bütün binalar yollardan beşer metre çekilmiştir. Adalar Belediyesi'nin asla veremeyeceği izni, Yüksek Kurul'un nasü verdiği, 2 senede çıkmayan dosyalar bekletilirken, bu dosyamn hemen nasıl çıktığı söylentilere neden oluyor. Adalar Belediye Başkam'nın ve meclisinin olaya el koyarak meseleyi aydınlatmasım ve bu yerin yeşil alan olarak adaya kazandınlmasım ve dönen dolaplarm açıküğa kavuşturulmasım istiyoruz. KINAUADALILAR 'Sözleşme hükümleri uyıgulanmıyor' yuzısına cevap Gazetenizin 17.1.1987 tarihli nüshasıntn 2. sayfasındaki köşenizde yayunlanan "Sözleşme Hükümleri Uygulanmıyor" başlıklı yazı ile ilgüi olarak bakanhğtmız iş müfettişlerince işyerinde gerekti inceleme yapılmıştır. Buna göre, işyeri değiştirilen işçilerin, toplu iş sözleşmesinin % 25 civanndaki 2. yıl zammından yararlanduilmamalanmn söz konusu olmadığı, işveren idarenin tüm protokol ve sözleşme hükümlerini yerine getirdiğt, buna rağmen ışyerinin mevcut işçileri ile yeni işçileri arasında birbirine eşdeğer işlerde bile ücret eşitsizliği bulunduğu ve bunun da geçmişte farkh işyerlerindeki değişik akit sendikalann, farkh ücret zammı elde etmelerinden kaynaklandtğt anlasümıştur. Durumun düzeltilmesi amacıyla çalışma yaptlması için işyerine gerekli tebligat yapılmıştır. BilgUerinizi rica ederim. İSMAİL AŞÇIOĞLU Basın ve Halkla llişkiler Müşaviri KAZAN^. DOGRU VERILMIS KARAR1A GERCEKLESIR yapı doğramalarınızda sağlam, sağlıklı, şık olanı; alındıktan sonra cebinize ortak olmayanı; ekonomik olanı seçin. Dünyanın çağdaş malzemesi alüminyumu; konusunun doruk noktası; "Alüminyum Sistem Doğrama" uygulamasını seçin. "TSE" belgeli ve Avrupa Eloksalcılar Biıfıği "Euras" kalite lisansına sahip tek fırma, FENİŞ ALÜMİNYUM'un Türkiye'ye getirdiği "Alüminyum Sistem Doğramayi" seçin... Lider fırma Feniş garantisi ile siz de doğru seçim yapın. Hem kazanm, hem çağdaş olmanın keyfini yaşayın. 5, ^p\c de uc yor: "Bir nesilden 250 yazarın susmak ya da ülkesinden aynlmak zorunda kalması, benzeri olmayan bir kültür cinayetidır." Türkiye'de bir süredir uyguianmakta olan zararlı neşriyat yasası düşündürücüdür. Yirmi birinci yüzyılın ilk ışıkları, düşünce dünyastna çökmüş en son karanlıkları aydınlığa kavuştursun diyelim! 10 Mayıs 1933 olayian ve Nazi Almanyası korkunç gerçekleri unutulmamalıdır. Zira düşünce özgürlüğüne baskı, uygulandığı ülkenin sınırlarını aşarak kolayca yaygınlaşır. Yığına baskıdan yararlanan çıkar çevreleri her zaman ve her ülkede vardır. 10 Mayıs 1933'ler yinelenmesin, kitaplar alanlarda ateşe verilmesin, insanlar düşüncelerinden ötürü zındanlara tıkılma FENİŞ ALÜMİNYUM FENİŞ HOLDİNG "Alüminyum Grufcxf Üretici Şirketleri: FENİŞ ALÜMİNYUM TERME METAİ FENİŞ SİSTEM Pazarlama Şirketleri: FEMAŞ ( I ç ) FEPAŞ (Dış) "Doğru seçim" Stad Han, Büyükdere Caddesi 85 Mecidiyeköy İSTANBUL Tel: 172 39 00 (6 Hat) Tlx: 26455 Alu Tfx: 172 94 23